19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 15 NİSAN 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Eski ABD Temsilciler Meclisi üyesi Jonh Brademas, Türkiye 'deki demokrasiyi değerlendirdi Siyasireforma ihtiyacınızvar Yolsuzluk ciddi bir sorun1 - Türkiye'deyolsuzluklann nasübaşmı ahp gittiğinidünya aiem bilirkenAvrupa'dan bura- ya şu durumdapara akıtdması nasü beUent' bilir? - Ben Transparency Intemational (Uluslara- rası Şeffaflık) adlı örgütün yönetim kurulu üye- siyim. Bu örgüt, uluslararası iş ve para çevrele- rindeki yolsuzluklaria mücadele için kuruldu. Bu yolsuzluklann Türkiye'de ciddi bir sonm ol- duğunu biliyorum. Aynca birtakun bankalann birtalam siyasi partilerle baglan oldugunu da öğrendim. Vereceğim konferans için araşürma yapana kadar Türkiye siyasetinde Siyasi Parti- ier Yasası'run ne kadar önemli bir rol oynadığı- nı, nasıl etkili olduğunu bilmiyordum. Bu feci birdurum. Sizde siyasi parti liderleri adetapar- tüennin mutlak hâkimleri. Bakm, ben ilk kez ABD Temsilciler Meclisi üyeliğirıe adaylığımı koyma kararı aldığım zaman tek başımaydım. Partimin liderine telefon edip "Ben seçimJerde adaybğunıkovmakistiyuruın", demedım. Onun onaymı alma gereğini duymadım. Partimin, kendi bölgemdeki yetkilileriyle, parti teşkdlat- lanyla temas kurdum. Kongreye adaylığımı koymak istediğimi söyledim, desteklerini iste- dim. Sonuçta beni onlar destekJedi. Ama o gi- rişimi partimin lideri değil, benim yapmam zo- runluydu. Bu yoldan gittiğıniz zaman çok daha şefFaf işler yapma olanağını bulursunuz. Türki- ye'deki siyasi yaşamla ılgilı birnokta dikkatimi çekti. Ordu, son zamanlarda hiç sesini çıkarmı- yor gibi. Bu da doğrusu çok şaşırncı. Türki- ye'deki siyasi yaşamia ilgili pek çok yazı oku- dum. Bana çok çarpıcı gelen şu tema hep o ya- zılarda ışleniyordu: Sıyasilerin, siyaset sahne- sinde bıraktıklan boşluk hep askeri faaüyete yol açmıştır. Ben dışardan bakan biriyim. Bu- rada yanlış da yapabilirim. Ama bence Türki- ye'de yapılması gereken Siyasi Partiler Yasa- sa'nı biran önce değiştirmektir. Çünkü bu yasa, bir avuç siyaset reisine ülke siyasetirü teslim et- me olanağjnı veriyor. Bn yasanın değiştnilme- siyle siyasetin önü açıhr. Gençlerin daha çok si- yasete girmelerine olanak tanınır. Nüfusunuzun büyük çoğunluğu 30 yaşın alnnda. Ama sürgit böyle devam ederseniz, ülkenin geleceğinden hiçbir şey beklemeyen, umutsuz bir genç kuşak yetiştirmiş olursunuz. Türkiye ve Tûrkler'in şu- na kararvermesi iazun: Biz demokratik, çağdaş, uygar bir ülke mi olacağız yoksa sürekli gerile- yen, hep arkadan gelen bir devlet mi? Değişîklik isteği artacak' - Ya ekonomik durum? - Siyasi reformlann yapılabiimesi içinhalkın yaşam standardınm yükselmesi gerekir. Öte yandan siyasi reform olmadan ekonomik re- formlar gerçekleşemez. Şu anda biz, dünyanın en önemli ülkelennden birisinin geleceğini ko- nuşuyoruz. Burası harika bir kültürü ve uygar- lığı olan bir ülke. Ama siyasilerin çağdaş lider- lik yapmamalan çok acı bir durum. -Sizce bu siyasiliderter birdenbire mibu ka- dar güçlendiUr? Buna yol açan nedenler siz- ce nedir? - Ben Türkiye'nın siyasi tarihi konusunda uz- man oîduğumu iddia edecek değilim. Ama gö- rebildiğim kadanyla, yasalann düzenleniş biçi- miyle siyasilerin bankalarla olan bağlan, med- yanuı rolü, siyasilerin kendi çıkarlan doğrultu- sundakamuparalannı gereksiz havaalanlan ya- pımına harcatmalan, bunun için oyavcılıgı yap- malan yolsuzluk sisteminin mekanizmalannı güçlendiriyor. Burada halkın daha bu sistemi kırmak için bir şeyler yapmakta ısrarh olmaya pek de istekli olmadığı görülüyor. Ama krizin boyutlannın çok derin oluşu ve Türkiye'nin AB üyeliğini elde etmekteki anlaşılabilir istekliliği sivil toplum kuruluşlanmn değışım yönündeld baskılannı arttıracaktır. Türkiye nın önünde şimdi çok ciddi firsallar var. Bazen hasta öyle- sine şişmanlar ki doktor ona, "Pfcrhize ginnen. dmoastik yapman iazun. Yoksa öhırsün" der. Bazen insanlar, içinde bulunduklan durumun yasamlanm tehlikeye soktuğunu anladıklarında davranış biçimlerini değiştirirler. Okuduklanm ve duyduklanmdan. Türkiye'deki durumun ya- şamsal tehlike arzettiğini öğreniyorum. Türki- ye, uluslararası para kunıluşlanndan para bul- maya çalışıyor. Ama bunlar da cevap olarak "Refonn yapmadan size para yok", diyorlar. Türkiye'deki siyasi liderler de onlan suçluyor, hep suçu başkalanna yüklüyorlar. Hep bir gü- nahkeçisi anyor, sorumluluklannı üstlenmek is- temiyorlar. Bütün sorun, Türkiye'nın yetışkin olraayı isteyip istememesinde yanyor. Son tah- lildeiş, Türk halkınuı karanna bağlıdır. Son ka- ran onlar verecektir. Biz sadece yardnncı ola- biliriz. Burasî 65 miryonu aşkın nüruslu bir ül- ke. Gücünün de farkında oimah. LEYLA TAVŞANOĞLU ABD Temsilciler Meclisi 'nin eski üyelerinden Yunan asıllı John Brademas geçen hafta Istanbul'daydı. TESEV'in düzenlediği Türkiye de demokratikleşme konulu bir konferansa konuşmacı olarak katıldı. Bizim basın, 1974 Kıbrıs Barış HarekâU 'ndan sonra Temsilciler Meclisi 'nde Türkiye 'ye silah ambargosu uygulanması yolunda karar aldırdığı için Brademas 'ı Türk düşmam ilan etmişti. Brademas 1967 de Yunanistan 'da albaylar cuntası darbeyle ikîidara el koyduğunda, benzer bir silah ambargosunu Atina yönetimine uygulatmıştı. Bu kararların nedenini kendisine sorduğumuzda Brademas, "Hukuk devleti olmayan heryere yaptırımlar uygulanmalıdır " görüşünde olduğunu iletti. Uluslararası pek çok sivil toplum kurulusunda etkin olarak gö'rev alan Brademas 'la Türkiye 'deki demokratikleşmeyi, siyasi liderler sultasım, Kıbrıs 'ın çözümsüzlüğünü ve çözüm için neler yapılması gerektiğini konustuk. Brademas, Siyasi Partiler Yasası 'nın en kısa zamanda değiştirilmesi gerektiğinin altını çizerken "Ülkenizde dikkatimi çeken, siyasilerin siyaset sahnesinde bıraktıklan boşluk hep askeri faaliyete yol açıyor " dedi. Bizim siyasilerin, uluslararası para kuruluslanndan para gelmeyince hep başkalannı suçladıklannı söyleyen Brademas, "Onlar hep günah keçisi anyor; sorumluluklannı üstlenmek istemiyorlar " görüsüne yer verdi. PORTRE /JOHN BRADEMAS ABD Temsilciler Meclisi'nin 22yüsüreyle (1959-81) Indiana eyaletinden üyesi ve Demokrat Parti çoğunluk lideri oldu. Demokrasileri yeterince gelişmemiş üikelerde/d sivil toplum kuruluslarına demokratik çalışmalan içinfon akttmakla ünlü olan düşünce üretme kuruluşu National Endowmentfor Democracy'nin (Ulusal Demokrasi Vakfi) 1993-2001 arası başkanlığım yaptu 1981-92 arası New York Üniversitesi Rektörlüğü görevinde bulundu. Son olarak merkeziSelanik'te bulunan Centerfor Democracy and Reconcüiation in Southeastern Europe'un (Güneydoğu Avrupa Demokrasi ve Uzlaşma Merkezi) başkanlığımyürütüyor. - Siz hafta içinde TESEV'in çağnlısı olarak tstanbul'da demokrasi konulu bir konferans verdiniz. Türkiye'nin de- mokrasisi çok mu zayıfki boyle bir konferansa gerek duyul- du? - TESEV Başkanı Büyükelçi Özdem Sanberk'in çağnhsı olarak Istanbul'a geldim ve demokrasi konulu o konferansı verdim. Bildiğiniz gibi ben ABD Temsilciler Meclisı'nde 22 yıl süreyle Demokrat Parti'den temsilciydim. Çeşitli sivil toplum kuruluşlannda çalışıyorum. Uzun bir süre National Endowment for Democracy'nin başkanlığım yaptım. Bu ne- denle de siyaset ve demokrasi içinde epeyce yoğruldum. Konferansın ana teması şöyleydi: Üç unsur, üç gelişme Türkiye'nin demokrasi yolunda iler- lemesi için tarihi firsat yaratıyor. Birincisi, ülkedeki parasal ve ekonomik kriz, ikincisi Türkiye'nin AB tam üyeliğine a- day oluşu, üçüncüsü de Türkiye'de sivil toplum kuruluşlan- nın, özellikle de TÜSİAD gibi işadamlan derneklerinin et- kilerinin güçlenmesi. Geçen hafta TÜSÎAD yetkilileriyle New York'ta beraberdim. Onlann Türkiye'deki siyasi sis- temle ilgili çok net ve hiçbir kaçamak söze başvurmadan açık konuşmalanndan çok etkilendim. - Bu açık ve net konuşmalarmda neler söylediler? - Türkiye'nin AB üyesi olabilmek için kesinlikle Kopen- hag kriterlerine uyması, konuşma ve fikir özgürlüğünün yer- leştirilmesi, basın özgürlüğü, Siyasi Partiler Yasası'nın dü- zeltılmesı, Millı Güvenlik Kurulu bağlamında anayasamn değiştirilmesi, azınlık haklanna daha fazla özen gösterilme- si gereği üzerinde durdular. Bütün bunlar AB'nin, Türki- ye'nin sonuçta tam üye olabilmesi için koyduğu ana kriter- ler. Ben Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini destekliyorum. A- ma aynı zamanda Türkiye için özel ayncalıklar tanmmaması gerektiğine inanıyorum. Bütün öbür aday ülkelere uygulanan kriterler, Türkiye için de uygu- lanmalıdır. lşte, böylece şimdi kendimi Türkiye'nin siyasi ya- şamuun en ilginç dönemJerinden birisinin tam ortasmda buldum. •HukuKa İnanıyorum' - Siz siyasiyaşamınız boyunca her zaman demokrasiye bağlt- lığınızı herftrsatta eyiemleri- nizle ortaya koymaya çahştınız. Hatta, 1967'de Yunanistan'da Albaylar Cuntası iktidan ele geçirdikten sonra, babanız Yu- nan asıllı olmasına karşm ABD Temsilciler Meclisı'nde Yunanistan 'a silah ambargosu kararı aldırdınız. Ancak daha sonra, 1974'te Kıbrıs'taki barts harekâtının ardından Türki- ye'ye de silah ambargosu uy- gulattınız. Neden? - Ben hukuka sonuna kadar inanan bir kişiyim. O nedenle şunu açıkça anlamanız gere- kir: Babam Yunanistan doğumlu, annem ise Iskoç-lngiliz- Ir- landalı kanşımı bir aileden geliyor. Ben, ABD Kongresi'ne seçilen ilk Amerikan doğumlu Yunan asıllı temsilciyım. Dediğiniz gibi 1967'de Yunanistan'da albaylar bir darbey- le iktidan ele geçirip askeri diktatorya oluşturduklannda ve daha sonra da genç kralı sürgüne gönderdiklerinde Yunanıs- tan'ı fena halde kınadım. Askeri cuntanın iktidarda kaldığı yedi yıl boyunca Yunanistan'a ayağımı basmadun. Washing- ton'daki Yunan Büyükelçiliği'nin kapısından bakmadım. Böylece de ABD Kongresi 'nde ABD'nin Yunanistan'a yap- tığı askeri yardun aleyhinde ifade verdim. Çünkü Yunanistan NATO üyesiydi. NATO ise demokrasi- yi, özgürlüğü ve hukuku savunmak amacıyla kurulmuştu. Oysa Yunanistan'daki albaylar ne demokrasiye, ne özgürlü- ğe ne de hukukun üstünlüğüne inanıyorlardı. O nedenle de o dönemde Yunanistan'a askeri yardım yapılmasma ilkesel olarak karşı çıktım. Bunu yaptığrm için de o dönemde bazı Yunan asıllı Ame- rikalılar tarafmdan şiddetle eleştirildim. Yedi yıl sonra albaylar Kıbns'ta Cumhurbaşkanı Başpis- kopos Makaıios'u devirmek için o başansız darbe girişimi- ni düzenlediler. Bu darbe girişiminden sonraki olaylar Albay- lar Cuntası'nın sonu oldu. Sayın Konstantin Karamanüs Yu- nanistan'a geri döndü ve ülkeye demokrasi geri geldi. Ama bu girişim Türkiye'nin Kıbns'ı iki kez istila etmesi- ne yol açtı. Burada dikkatinizi çekmek istediğün bir nokta var. Ben birinci istila sırasında hiç sesimi çıkarmadım. Ama ikinci istilanın ardmdan çok sayıda Türk askeri adayı işgal etti. Bunlar bu harekâtlan Amerikan silahlanyla yapmışlar- dı. Türkiye bu silahlan Amerika'dan alırken bunlann hangi yerlerde kullamlacağımn yasal sınırlarmı kabul etmişti. Bu silahlar ancak savunma amacıyla Türkiye tarafindan kulla- nılabilirdi. Yasa çok açıktı. Amerika'dan savunma amacıyla aldığı silahlan başka amaçlar için kullanan herhangi bir ül- keye silah verilmesi otomatikman yasaklanıyordu. - Siz o sırada Dtşişleri Bakanı olan Henry Kissinger'la da bir görüşme yapmadınız mı? - Evet. Bir grup ABD Kongre üyesiyle birlikte onu ziya- rete gittik. O hafta ABD içın çok dramatik bir dönemdi. Tam o sırada Nfcon ABD Başkanlığı'ndan istifa etmişti. Kissinger'ı ziyaretimızde kendisine söz konusu yasayı ha- tırlattım: "Saym Bakan, oyasayı beğenmeyebiHrsiniz. Ama bu- nun gerekk'rini uygulamak zorundasuıız. Lnutmaym ki, yû- riitmenin dediklerini yasama organının yerine getirmesinin gerekriğj birpariamenter sistem değil bizünJd" dedım. Ken- disine, Nixon'ın ABD'nin anayasası ve hukuk sistemine say- gı göstermemesi nedeniyle istifa etmek zorunda kaldığını ve bu duruma düştüğünü de anımsattım. Ama Kissinger, yürürlükteki yasayı uygulamamakta ayak diredi; bunu kasıtlı olarak yaptı. O böyle yapınca, biz de Temsilciler Meclisi ve Kongre olarak yürürlükteki yasalan uygülama karan aldık. Hükümetin yürütme kanadı bunu yap- mayı reddetmiştı çünkü. Böylece Türkiye'ye silah ambargo- su uygulanması karan alındı. Bülent Ecevlfle gdrüşme - Bir de New York'ta Ecevit'le bir görüşmeniz vardu.. - Evet. Yine Amerikan Temsilciler Meclisi üyelerinden Pa- ul Sarbanes, Benjamin RosenthaJ ve Senatör Torn Eagleton 'la birlikte New York'ta BMnın karşısındakı otelde Başbakan Ecevit'i ziyarete gittik. - O sırada Türkiye'de basın, sizleri Türk düşmam ilan et- mişti... - Biliyorum. Bu duygulan da anlayabiliyorum. Ama unut- mayın ki bizimki bir hukuk devletidir. Ecevit'in odasmdan içeri girdiğimizde ben ona elimi uzattım, "Sayın Başbakan, adım John Brademas" dedım. Bana. "Kim olduğunuzu bili- yorum" diye cevap verdi. Bunun üzerine ona şunlan söyle- dim: "Ecevlt bana yardımcı olmadı' "Kongrede Türkiye'ye Amerikan silahlan gönderilmesi için oy verme olanağma sahip olmak istiyorum. Bu nedenle de ba- na yardım etmenizi rica ediyorum." Ama bana hiçbir şekilde yardımcı olmadı. Bir yıl sonra ise yine bu yüzden kendi partimin lideri olan o zamanki ABD Başkanı Carter'la çok ciddi bir kavgamız oldu. Çünkü Baş- kan Carter, Türkiye'ye silah ambargosuna son verilmesi için harekete geçmiş ve Temsilciler Meclisi'nde üç oy farkıyla da başanlı ohnuştu. lşte, o zamandan beri çıkmaz devam edi- yor. Kıbns, Türk-Yunan, Türk-Amerikan ve Türk-AB ilişki- lerinde ciddi bir baş ağnsı olma özelliğini koruyor. Kişisel görüşüm, Türkiye AB'ye girişini engelleyen pek çok soru- nun yanında Kıbns sorununu da bir an önce çözmelidir. Burada şunu hatırlatmamda yarar var: Güney Kıbns'ta yılda kişi başma düşen gelir 17 bin dolar dolayında. Oysa Kuzey Kıbns'ta yıllık kişi başına gelir bu- nun beşte biri kadar. AB tavnm çok açık biçimde ortaya koy- du ve Kıbns sorununa çözüm gelse de gelmese de Güney Kıbns'ın AB'ye üye olacağını bildirdi. Bence Kıbns'a bir an önce çözüm bulunması, hem Kıbns- h Türlder hem de Türkiye'nin çıkannadır. Böylece Türki- ye'nin, Yunanistan, ABD ve AB'yle devam eden baş ağnsı da sona erecektir. - İyi de kördüğüm haline gelmiş olan Kıbns sorunu bu aşamada nasıl çözülecek? - Benim bazı fikirlerim var. Öncelikle adanın askerden anndınlması gerekir. Adada ne Yunan ne de Türk kuvveti kal- malı. Güvenliği sağlamak için NATO kuvvetleri tek alterna- tifobnalı. - Peki, ya Ingiliz üsleri ne olacak? - Dediğim gibi hiçbir yabancı kuvvet adada kalmamalı. Sa- dece NATO birliği güvenliği sağlamalı. Çünkü zaten Türki- ye ve Yunanistan NATO üyesi iki ülke. Hem Kıbns Türkleri'nin hem Kıbns Rumlan'nın kendile- rini güven içinde hissetmelerinin zorunlu olduğuna inamyo- rum. Bunun çok önemli bir adım olacağını düşünüyorum. ikinci olarak, iki toplum arasında sıvıllerin daha çok bir ara- ya gelmeleri gerektiğine inanıyorum. 1998'de adaya gitti- ğimde hem Saym Denktaş, hem de Saym Kkrides'le yaptı- ğnn görüşmelerde iki taraf halklannda birbirleriyle daha faz- la görüşme isteği olduğunu bildiğimi anlattun. Ama ne ya- zık ki Saym Denktaş, bu tür bir araya gelmeleri yasakladı. - Ama bu türden sivil toplum toplantüan sürüyor. Daha on gün kadar önce Rum tarafindan Akelpartisiyle Türk ta- rafindan CTP'nin Ledra Palas sınır kapısında düzenlediği gençlik festivaline 2 bin 500 kişilik bir kalabalık katıldı... - Oyle mı? Memnun oldum. Bu temaslann daha sık olma- sını dilerim. Kıbns'ta, BM'nin kararlan çerçevesinde iki top- lumlu, iki bölgeli bir federasyon kurulmasıyla sonuçlanacak bir anlaşmaya vanlması hem Kıbnslı Türkler hem de Türki- ye'nin çıkanna olacaktu". Biliyorum, BM kararlan çerçevesinde bir anlaşmaya ula- şılsa bile bazı pürüzlerin sürmesi kaçınılmazdır. Kıbnslı Türklerin, kendilerinden daha fazla refah içinde olan Kıbns- lı Rumlar'm kuzeye geri dönüp mülk edinrneleri olasılığm- dan rahatsız olacaklannı anlıyorum. Bu soruna da dikkatle eğilmek gerekecektir. Ama şöyle bir gerçek de var: AB, Kıbns'ta bir çö- züme ulaşılmasa bile Güney Kıb- ns'm üyeliğe alınacağını açık biçim- de ortaya koydu. Kıbnslı Türkler ve Türkiye bu gerçeği kabullenmek is- temiyorlar. Tren kaçıyor. Şu aşama- da ne Kıbnslı Türkler ne de Türkiye, Kıbns'ın (güney) AB'ye girişini ve- to etme durumunda. Slyasl Idare - Peki, gelelim Türkiye'ye. Siz ts- tanbul'a demokrasi reformu konu- sunda bir konferans vermeye geldi- niz. Türkiye'deki siyasi durumu de- ğerlendirmefirsaünız da oldu, sanı- yorum. Neler düşünüyorsunuz? - Türkçe bılmedığim içın Turkish Daily News gazetesini dikkatle oku- dum. Ve gördüm ki ülkenizin ihtiya- cı olan unsur siyasi reform. Aksi hal- de Türkiye, ciddi bir çıkmazın içine girecek. Ben siyaset yapanm, bunun uygulayıcısı değilim. Ama gördü- ğüm bir şey var. Fşler dibe vurduğun- da bugün iktidarda olan siyasi liderler bile, "Ulkenin ayakta kalabilmesiiçindeğişirnşarttır''. diyebileceklerdir. Bunu söy- leyecek ve yapacak iradeleri olmalıdır. Bunu yapacak irade- lerinin olması da kamuoyundan yeterli baskının gelip gelme- diğine bağlıdu*. Geçen gün 35 kişilik bir grubun karıldığı ve ülkenin için- de bulunduğu durumun ele aluıdığı bir toplantıya katıldrm. Grubun içinde, sosyal demokrat eğilimli olduğunu anladı- ğım bir kişi ayağa kalkarak "Siyasi değişim olması şarttn-" dedı^. Bir başkasınm görüşü şöyleydi: "Ulkemiz tarihinin en kötü krizini yaşıyor. Bunun içinden çıkabibnemiz için bir şeyler yapmaayız." Daha sonra benim de görüşlerimi dile getirmesi istediler. Ben de onlara şunlan söyledim: "Halktan üısanlann, ulkemiz nereye gidiyor, kaygısrvla top- lanıp tarüşmalan beni çok etküedL" Konuşmamızm başuıda da söylediğim gibi TÜSlAD'm New York'a getirdiği raporlardan da çok etkilendim. TÜSÎ- AD, Türkiye'deki gelişmelerle ilgili tavırlannı çok net biçim- de ortaya koyuyordu. Hatta, "MUK Güvenlik Kurulu'nu ana- yasadan çıkarmamız gerekir, Milli Güvenlik Kurulu'nun gö- revi sadece savunma konularryla smırh kalmabdır" görüşün- deydiler. Iş ve sanayi dünyanızda çok önemli, değerli liderler var. Anladığrm kadanyla son zamanlarda pek çok gazeteci ve akademisyen de değişim ve daha fazla demokrasi içın yazı- lar yazıyorlar. - Peki, AB üyeliği Türkiye'nin demokrasi yolunda daha htzlı adımlar atmasına yardımcı olabUir mi? • Bakın, Başbakan Bülent Ecevıt, iş AB kriterlerine uyma- ya gelince, anladığım kadanyla, "Biz farknyız. Bize aynı kri- terleri uygulayamazsınız'', yaklaşımı içinde. Ama bu olamaz. Ayncalüdı knterler hiçbir aday ülke için uygulanamaz. - O zaman sizce Türkiye neden AB üyeliğine başvurdu? - Çünkü AB fonlanndan çok para alacaklarmı biliyorlar- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle