23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 12 NİSAN 2001 PEBŞEMBE 18 SPOR spor@cumhuriyet.com.tr 18 yıldır kupaya hasret kalan Fenerbahçe'yi 6-3 yenerek ikinci kez zafere ulaştılar Türkiye Kupası G. BirliğPnin G.Birliği: 6 - F.Bahçe: 3 STAT: Atatürk (Kayseri) )£ÂKEMLER:AliAydın (5), Turgay Güdü (S), Metin Suya- bakan (5) GESÇLERBtRlÂĞİ: Patrick (9), Tolga (8), Beyhan (6), ts- mail Güldüren (6), M 'Bayo (5) (dk. 91 Serkan 5), Thomas (7), Phiri (6) (dk. 68 Mustafa 5), Ferdi (6), Mehmet (6) (dk. 114 Ismail Doğan), Ümit Karan (7), Kona (6) FENERBAHÇE: Rüştü (7), Mirkoviç (4), Mert (S), Musta- fa (S), Lazetic (3), Johnson (5) (dk. 106Yusuf4), Revivo (7) (dk. 79 Rapaic 4), Ogün (5), Abdullah (4), Andersson (4), Balic (2) (dk. 101 Serhat 3) GOLLEJCDk 6Johnson, dk. 13M'Bayo, dk. 54 ÜmitKa- ran, dk. 67Andersson SARI KARTLAR: Johnson (Fenerbahçe). Thomas, Bey- han, Mustafa, Ferdi (Gençlerbirliği) PENALTILAR: Kona (+), Thomas (+), Ismail Güldüren (+), Tolga (+) (Gençlerbirliği), Ogün (-), Rapaic (+), Ser- hat (-) (Fenerbahçe) RECEPBULUT KAYSERİ - 39. Türkiye Kupası Gençlerbirli- ği'nin... Normal süresi 2-2 biten, uzatma dakikalarmda da gol gelmeyen maçta, Fenerbahçe'yi penaltı atış- lan sonucu yenmeyi başaran Kırmızı-Siyahhlar, Tüıkiye Kupası özlemine 14 yılhk bir aradan son- ra son verdi. San-Lacivertli takım ise, 18 yıldır müzesine götûremediği kupaya bir kez daha ula- şamadı. Kaleci Patrick, Ogün'le Serhat'ın penal- tıJannı kurtannca, kupa Gençlerbirliği'nin oldu. Kayseri'deki zorlu 90 dakikada, iki tarafin da yıllarca beklediği bu kupa, iki taraftan birinin mü- zesine gidecekti. Kime gidecekti, kim sevınecek- ti? Bizler, her şeyden önce finale yakışır maç ol- masuıdan yanaydık. Hak eden, iyi oynayan kazan- sın istiyorduk. Yağan yağmur, sürpriz oldu bizlere. Oysa ö|le saatlerinde Kaysen'de mükemmel bir hava vardı. Tribünlerin bundan etkilendiği söylenemez. Fe- nerbahçeli, ağıriıklı olan tarafh. San-Lacivertli cephede en çok merak edilen konu ise, kalede ki- min oynayacağıydı. Rûstü sakattı, üstelıkbu sakat- lığı da ciddıydı. Ancak Mustafa Dentztinın "Rüş- tü oynayabiHr"ifadesi, kafalarda soru işaretlen ya- ratrruşO. Sonuçta dün gece kale Rüştü'nün oldu, sa- kat sakat da olsa. Yine de tecrübeli kaleci için bu risktı. Çünkü doktorlar Rüştü'nün 4 hafta kadar oy- nayamayacağıru söylemişti. Fenerbahçe iyi mi yap- tı kötü mü yaptı, tartışıhr. Ancak Rüştü, henüz oyu- nun başında iki top çücardı ki, sanırız Denizli'nin karan yerindeydi. iki taraf için de zor bir maç olacaktı. Futbol, böyiesi maçlarda hata kabul etmiyor. En az hata ya- pan taraf maçı kazanır. Zemin kaygandı, fiıtbolcu- lar top kontrolünde dikkatlı olmâk zorundaydı. 6. dakikada Rcvivo'nun ortasına Johnson topu file- lere gönderince, San-Lacivertliler 1-0 öne geçti. Ancak Fenerbahçe'nın gol sevinci fazla sürme- di. 13. dakikada M'Bayo, skora denge gerirdi. Futbolun temposu yükselir diye düşünürken, tam tersi oldu. İki taraf da orta alan agırhkiı oyna- maya başladı. Ancak birebirlerde Kırmızı-Siyahlı futbolculann daha diri olduklan görüldü. Aynı şey- len Fenerbahçelıler için söyleyemeyeceğiz. Özel- likle San-Lacivertli savunma, Gençlerbirliğili fut- bolculann kanatlardan tasıdıkJan toplarda zor an- lar yaşarken, Rüştü'nün çoğu kez arkadaşlanna bağırması dıkkat çekti. Fenerbahçe'nin futbolu, her zamanki gibiydi; yani kötü...Bir takım nasıl olur da bu kadar kötü oynar; hayret dogrusu. Oysa bu takım, yıldızlar topluluğu değil mi? ikinci yanda oyunun üstünlüğünü elinde bulun- duran taraf, Gençlerbirliği olarak görünüyordu. Futbolculann hırslı mücadelesi, Kırmızı-Siyahlı takıma pozisyon zenginliğinı de berabennde getir- di. 54. dakikada savunma hatasını affetmeyen Umit Karan, Ankara ekibini 2-1 öne geçirdi. Golden sonra illcyanda olduğu gibi zor arüar ya- şayan Fenerbahçe, 67. dakikada Lazetic'le geliştir- dığı ender ataklardan birinde Andersson'la duru- mu 2-2 yaptı. Kalan dakikalarda her iki takım da ellerine ge- çirdikleri firsatlan değerlendiremeyince, karşılaş- ma 2-2 berabere bitti ve uzatma dakikalanna ge- çildi. Gençlerbirliği'nin atak başladığı bu bölüm- de, Fenerbahçe'nin kontrataklannda da Patrick, kalesinde büyüyen isim oldu. Uzatma dakikalannın sonlanna doğru, ceza sa- hası içınde Beyhan ıle Ismail Güldürenarasında ka- lan Serhat, bir anda kendini yerde buldu. Ancak maçın hakemi AB Aydın, pozisyona devam dedi. 120 dakika 2-2 bitince, penaltı anşlanna geçil- di. Penaltı aüşlannda şans, Gençlerbirliği'ne gül- dü. Kırmızı-Siyahlılar, 4 penalü atışını da gole çe- vırirken, Fenerbahçe iki penaltı kaçırdı. Sonuçta da Türkiye Kupası, penaltılar sonucu Gençlerbir- liği'nin oldu. ELEŞTİRİ / HtLMl TÜRKAY Kupada Futbol Yok KAYSERİ - Dün gece, Atatürk Stadı'nda iki tarafın da yıllardır müzelerine götûremediği Türkiye Kupası'nın fi- nalini izledik. Beklentilerimiz son maça yakışır gerçek bir futboldu. Ancak olmadı. Arzulanmtz istenilen ölçüde gerçekleşmedi. İki taraf; özellikle de Fenerbahçe futbol adına bir şeyler üretemedi. Oysa bilinir ki oynamadan maç kazanılmaz; koşacakstn, mücadeleedeceksin, po- zisyon üreteceksin. Bunlann hiçbiri Fenerbahçe'deyok- tu. Bu takım nedense yalnız dün gece değil, sezon ba- şından beri dönem dönem kötü futbol oynuyor. Oysa tek tekfutbolculara baktığımızda hepsi bireryıldız. Sahada- ki futbollanna gelince; kötü mü kötü. FutboJcularmı oy- namıyor, yoksa Mustafa Denizli mi bu takımı oynata- mıyortartışılır. Rüştü sakat sakat forma giydi, 2 önem- li pozisyonu durduran isim o(du. Ayağına önce iğne son- ra da özel bandaj yapıldı. Yani kurtancı rolünü üstlen- mişti. Be/ki oynamayacaktı ama antrenörünü kıramamış- t. Bir tek Rüştü ile bu iş yürümez. Rüştü'ye umut bağ- lamak olmaz. Takımın orta alanı yok, savunması yok, for- veti yok. Bir Baliç izledik ki herkese saç baş yoldurttu. Mustafa Denizli, bu futbolcuyu yedek bırakmakta hak- lıymış galiba. Serhat, Ali Güneş son haftalann formda işimleri. Keza Yusuf da. Ama bakiyoruz yerteri yedek ku- lübesi. Bu Ali, bu Serhat, başanda en fazla pay sahibi olanlardan degiller mi? Ama o Serhat ancak 100. daki- kadan sonra anımsanıyor nedense! Bir de Revivo. Ta- kımda o kadar kötü dururken, bu Israilliyi de oyun dışı- na almanın anlamı yok. O gidince takım sanki ateşleyi- cisini kaybetti. Sonuçta Mustafa Denizli bu takımın tek- nik patronu. Karar onun; yorumlamak bizim. Gençlerbirliği'ne gelince; hep söyledik. Ugdeki gra- fikleri o kadar önemli değil. Bu çocuklar Samet Ayba- ba ile iyi top oynuyor. Kadrolan genç ye dinamik. Samet Aybaba'nın futbol düşüncesi de pozitif mi pozitif. Ama üzüldük ki dün gece onun son maçıymış. Nedenini ise anlarnak olası değil. Thomas, Ümrt Karan ve kaleci Patrick, final gecesinin başanlı isimleydiler. Organizas- yonlan, birebirleri, mücadeleleri iyiydi. özellikle Patrick. Yediği ilk gole karşın mükemmel bir maç çıkardı. 90, derken 120 dakika da bu görüntüde geçti ve son düdük çaldığında skor 2-2'yi gösterdiği için penaltılara gidildi. 11 metreden yapılan bu vuruşlarda ise beceri ka- dar şans faktörü de önemlidir. Ve final gecesinin şansı Gençlerbirliği'ne güldü. Ancak, futbol olarak da galiba kupayı Gençlerbirliği hak etmişti. Çünkü onlar zafere ki- litlenmişlerdi ve Patrick gibi de bir de 'fazlalık'lan vardı. Tebrikler Gençlerbirliği, tebrikler Samet Aybaba ve öğrencileri. KAYSERİ ATATÜRK STADriVDAN NOTLAR Rüştü'den büyük özveri Fenerbahçe'yi yenerek Türkiye Kupası'nın sahibi olan G. Birtiği futbokulan sahada uzun süre tur atblar. (AA) KAYSERİ (Cumhuriyet) - Saat 09.30... Kayseri Atatürk Stadı'nın çevresi fiıtbolseverler ve güvenlik görevlileriyle dolu. Stat içerisinde ise hızlı bir çahşma var. Personel maç için kusursuz ortam hazırlığın- da. Her şey güzel ama basının görev alacağı yer yetersiz. 40 kişilik yere 120 kişi müracaat etmiş. Saha için- dekilerle beraber görev yapan basın mensubu sayısı 300'e yakın. Yapıla- cak fazla birşey yok. Yetkililer soru- nu çözmekten öte "Erken gelen otu- rur r diyorlar. Böylesüıe bir maç el- bette kaçmaz. Kayserili hasret bu 90 dakikalara. Sabahın erken saatlerin- de stadın yoluna koyulduğumuzda bir anda Kadıköy Şükrü Saracoğlu Stadı'nı anımsadık. Çünkü her yer Sarı - Lacivert bayrak, şapka ve fla- malarla doluydu. Satıcı keyifli, çün- kü alıcısı çoktu. Stat kapasitesi için önce 17 bin denilmişti bizlere. Oy- sa yetkilj bir ağız yeni ekJemelerle kapasitenin 30-32 bin civannda ol- dugıınu söyledi. Stadın zemini mü- kemmel. Yerini de Kayserispor kira- lamış. Ama koltuk yapılması şartıy- la. Yoksa geri alınması söz konusu. Herkeste merak edilen Fenerbah- çe kalesini kimin koruyacağıydı. So- nuçta kadrolar açıkJandı, Fenerbah- çe kalesi teknik direktör Mustafa Denizli tarafindan Rüştü'ye emanet edilmişti. Tecrübeli kalecinin önce ağn kesici iğne olduğu, ardından özel bandajla sahaya çıktığı, kısaca- sı büyük özveriyle oynadıği öğrenil- dr Yağmurun etkisi Bilet fiyatlan para krizinin yaşan- dığı ortamda yüksek de olsa şeyirci buna fazla aldırış etmedi. Üstüne üstlük başta federasyon başkanı Ha- luk Ulusoy olmak üzere diğer yetki- liler de ŞerefTribünü'nden karşılaş- mayı lO'ar milyon lira karşılığında izlediler. Ancak maçın başlamasına az bir süre kala başlayan yağmurun tribünlere etkisi görüldü ve az da ol- sa boşlukJar izlendi. Tribünlere kaşjkol Statta Fenerbahçe ağırhğı vardı. Başkan Aziz Yıldınm'ın çağnsıyla grup liderleri, eski başkanlar ve es- ki fiıtbolcular da tribündeki yerleri- ni aldılar. Fenerbahçe sahaya çıktığında taraftarlannın yoğun sevgi gösterisi- vardı. OnJar da buna tribünlere kaş- kol atarak yanıt verdiler. Aybaba son kez Fenerbahçe maçıyla teknik direk- tör SametAybaba da Gençlerbirliği başında teknik direktör olarak son kez görev aldı. Bu maç sonrası ay- nlacağını açıklayan Aybaba'ya, Gençlerbirliği camiası tarafindan kalması için baskı yapıldığı bize ge- len haberler arasındaydı... Panelde konustu Güneş'ten öğrencilere yardım sözü DENtZ DERİNSU Beykent Üniversitesi'nde 'Türk ve Düm-a Futbohında Profesyonelliğe Ba- bş' konulu panele katılan Ülusal Takım Teknik Direktörii Şenoi Güneş'ten öğ- rencilere söz. Panelde söz alan bir öğ- renci, ekonomik kısıtlamalar nedeniyle önümûzdeki hafta başlayacak Türkiye Üniversitelerarası Futbol Şampiyona- sı'nın sayılı günler kala iptal edildiğini, bu konuda yardım istedikleriru söyledi. Üniversite görevlileri de Beden İerbi- yesi'nin sıkıntı nedeniyle işi Futbol Fe- derasyonu'na devrettiğini, saha ve ha- kem parası bulunamadığı için şampiyo- nanın iptal edildiğini, ancak paralı üni- versiteler olarak katılım masraflannı karşüayabiyeceklerini, tek sıkıntdannın ise aracı olduğu söyledi. Bunun üzerine Şenol Güneş, tam bil- gisi ohnadığı konuyu araştıracağını ve yetkililerle gerekli aracüığı yapacağını söyledi. îşte panelde sorulan yanıtlayan Gü- neş'in bazı açıklamalan: - Amatörlük- ten profesyonelliğe hızla geçiyoruz. A- ma amatör ruh asla tamamen kaybedil- memeli, profesyonellik de tamamıyla sindirilmeli. Aksi takdirde başan zor. - Futbolculann çok kazandığından bahsediliyor ama hep uç örnekler veri- liyor. Herkes emeğinin karşıhğını alı- yor. Yazılan paralar gerçek değil, çok daha altında. - Bizde her şey aşın. Örneğin Galata- saray. Madrid'i eler veya eleyemez. Ge- linen nokta başanlı, bunu görmek la- zım. - Benim en büyük özlemim maça gi- denlerin kitap okiıyan insanlar olmalan. O zaman sevgileröhlmle bağdaşünlmaz, *Öhneye gekiik' tezahüratı duyulmaz. Aybaba: Kupayı hak ettikKAYSERİ (Cumhuriyet) - Fut- bolda Türkiye Kupası maçı sonra- sı KayseriAtatürk Stadı'nda sevinç ve hüzün bir aradaydı. Penaltı atışlan sonucu Fenerbah- çe'yi eleyerek kupayı müzesine gö- türen Gençlerbirliğı'nin teknik di- rektörü Samet Aybaba, "Kupayı kazandığımız için çok mutluyum" dedi. Çok uzun süredir bu maça kon- santre oldukiannı belirten Aybaba, "Futbokulanmın hepsi bu kupayı kazanmava inanmışfı ve bu sonucu da hak ettik. Bunun için muthıyuz. Bütün oyunculanmı kutluvorum. Çok ryi mücadele ettiler. Sezon ba- şında ligin üst sıralarında yer alma- yı ve Türkiye Kupası'm kazanma- yı hedefliyorduk. Ligde geride kal- dık ama kupa arnk eDerimizde" de- di. Aybaba, karşılaşma sonrası daha önce dediği gibi istifa ettiğini de resmen açıkladı. Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, Fenerbahçe'yi yenip ku- payı almanın mutluluğunu yaşa- dıklannı ifade ederken, "Uzun yü- lanfar başanlı bir gra/îkçizivorduk. Samnm bu başanyı hak ettik" di- ye konuştu. Kazanmak için her şeyi denedik- lerini söyleyen Fenerbahçe Teknik Direktörü Mustafa Denizli ise, "Ne yazık ki olmadı. Çok üzgünüz. Fi- nal maçuıa yakışmayan goller ye- dik" dedi. 2. yarının İcendi kontrol- leri altında geçtiğini hatırlatan De- nizli şöyle devam etti: "Ancak fiıt- bolcularun bir türlü son hareketi yapamadılar. Bu da gahbiyeti en- gelledi. Hafta içi çahşmalarda Ogün enivipenalücıydı,bu nedenkken- disini göreviendirdim.Ama herkes penaHı kaçırabüir. Rüştü 'yütebrik ediyorum. Sakat sakat oynadı ve büyük fedakârhk yapü." Basarı Armağanı Yarışması TSYD'den Cumhuriyet'e 3 ödül Spor Servisi - Türkiye Spor Yazarlan Denıeği (TSYD)'nin geleneksel olarak düzenlediği, '2000Yıh Spor Gazetedfiği BaşanArmağanıYanşması'nda gazetemiz spor servisi çahşanlan 3 ödüle layık görüldü. Gazetemiz spor servisi sorumlusu AbdülkadirYûcdman serbest yazı: Arif Ktzılyafan da müsabaka yazısında birinci olurken, Levent Yûcehnan müsabaka tenkıt yazısında ikinciliği elde etti. Yanşmada, bir süre önce vefat eden spor yazan tslam Çupi, 2000 yıhnın "Spor Gazetecisi" seçildi. AbdülkadirYûcehnan. ArifKmhalm. LeventYûcehnan. G Ö R Ü Ş / D O Ğ A N H A S O L Fenerbahçe Denizlispor'a yenildi. Galatasaraylı- lar çok sevindiler; artık şampryonluğa rakipleri ka- dar yakındılar. Soluklan rakibin ensesinde olacak, şampiyonluk düğümü belki de ikisi arasındaki maç- ta çözülecekti. Ama ne var ki Galatasaray takımı za- man zaman yaptığı sürprizi yinelemekte gecikme- di. Aradan 24 saat geçmeden Yozgatspor'a yenili- verdi. Hem de 4-2'lik bir sonuçla son yılla- nn en acı yenilgisini alarak. Fenerbahçe çevreleri takımın kuruluş tarzı nede- niyle antrenör Mustafa Denizli yi suçladılar. Eleş- tirenlerin arasına alışılmadık bir biçimde Denizlispor antrenörü Yılmaz Vural da katıldı. Vural, şovunu ya- parken şöyle diyordu: "Bu Fenerbahçe 'yibana ver- sinler, bu kadroyla üç yıl üst üste şampiyon yapa- nm." Mustafa Denizli'yi incitmek pahasına söylü- yordu bunlan. (yi de, Mustafa Denizli'nin aynı şeyi yapamayacağını kim iddia edebilir? Aynca şu unu- tulmama/ı: Herkes hak ettiği yerdedir. Ya Galatasaray ne olmuştu? Daha birkaç gün önce Real Madrid'i yenmişlerdi. Üstelik 2-0 yenik duruma düştükten sonra çok büyük bir performans ve baskryla kazanmışlardı maçı. Türkiye sevinmiş- ti, Avrupa basını, tetevizyonlan yine Galatasaray'ı övmüşlerdi. Şimdi değişen neydi? 'Bu Bana Ders Oisıın' Yorgunluk mu? Belki... Bence, yorgunluktan da- ha önemli iki etkin vardı. Birincisi, övgülerin getir- diği sarhoşluk... ikincisi, rakibi küçümsemek. Real Madrid zaferi ve coşkusu futbolculann başını dön- dürmüştü, artık onlar "en büyük"\ü. Real'den son- ra, lig 15'incisi Yozgatspor'un lafı mı olurdu. Oysa Fenerbahçe'nin Denizlispor karşısındaki yenilgisi, kendileri için uyancı, hatta kamçılayıcı olmalıydı. Olmadı, aksine, onlan büsbütün rehavete itti. Yoz- gat'ta sahaya çıktıklarında, akıllarında, geçmiş ve gelecek Real Madrid maçları vardı ve büyüklük kompleksiyle doluydular. Lucescu'nun maçtan sonraki sözleri de bunu doğruluyor: "Real Madrid maçının havasından bir türlü kurtulamadık. Saha- ya da bu yüzden alçakgönüllü çıkamadık. Ve so- nuçta dersimizi aldık." Okan Buruk da, "Buyenil- giyi umanm telafi ederiz" diyordu. Fıkrayı anırrtsa- dım: Idama götürülürken Temel'e son sözünü sor- muşlar, "Bu bana ders olsun " demiş. Futbolculanmız hâlâ profesyonel degiller. Yurtdı- şınagidemeyişleri, gidenlerin de başanlı olamama- lan bu bilinç eksikliğinden kaynaklanıyor. Hatta ha- kemle didişmeleri de. Futbolculanmız bir türlü pro- fesyonel olamıyorlar. Ya onlan yöneten, yönlendi- ren teknik adamlar? Gelelim Denizlispor'a ve Yozgatspor'a... Onlan gönülden kutlamak gerekiyor. önce ortaya koy- dukları yürekli oyun, sonra da Fenerbahçe'ye ve Galatasaray'a verdikleri unutulmazders için. Başa- n önce akılda, yürekte oluşuyor; oyuna aklını ve yü- reğini koyan 90 dakikayı kazanıyor. Galatasaray da Avrupa'da böyle yapmıyor mu? Şimdi Denizlispor ve Yozgatspor'un, büyükler karşısında gösterdikleri başanyı önlerindeki öteki maçlarda da göstermeleri gerekiyor. BakaJım akıl ve yürekleri bir maçlık mı, yoksa daha uzun soluklu mu? Bu başanlar onlan kamçılamalı ve sürekli ol- malı. Kimi gazetelerin ileri sürdükleri, "Anadolu fut- bolunun kendisinikanıtladığı" yolundaki savlar an- cak sürekli başanlaria doğruluk kazanır. Yine aynı şekilde Yozgatspor dolduruşa gelmemeli: Galatasaray'ı yenmekle, onun yendiği bütün takım- lan, ömeğin bir Real Madrid'i yenmediğinin, böyle bir hesabın yapılamayacağının ayırdında olmalı. e-posta: merkez@nasmimarlik.com.tr -Faks: (0 212)2113420 NEYMİŞ ABDÜLKADtR YÜCELMAN KüHJplenn Para Politikası Halka açılan kulüpler şu anda ekonomik krizin geç- mesini, dolann dalgalanıp durulmasını bekliyor. Bu bekleyiş ne kadar sürer, nerde durur, bilinmez. Oysa kulüpler 2000'li yıllara ne umutlarla girmişlerdi. Galatasaray'ın AIG ile anlaşması başiamasına baş- ladı, ama nedense "Hatice", netice yok. Borç 120 milyon dolara çıktı, Ali Sami Yen Stadı'nda 50 milyon dolar proje için harcandı, tek kazma bile vurulmadı. Futbolculann ve de teknik direktörün prim ve maaşla n bile verilmedi. Beşiktaş Kulübü ha/ka açılacaktı, borsanın 12.500 puana çıkmasını beklerken aylar geçti. Kulüp borç sarmalı içinde kıyranıp duruyor. Fenerbahçe biraz ağır kaldı, acele etmedi, aslında şansı yardım etti. Yoksa Fenerbahçe Kulübü Asbaş- kanı Sayın Hamdi Akın, şubat ayında yaptığı basın toplantısında, 15 Şubat'taki mali kongreden sonra Fe- nerbahçe'nin halka açılacağını söylemişti. Bu sözünü ettiğimiz, Türkiyemizin üç büyük para babası kulübü. Trilyonlarla oynayan bu üç kulüp, şu sıralarda bir büyük krizi yaşryor. LJgin diğer kulüpleri ile ikinci ve üçüncü Kg kulüple- rinin derdini ise ne siz sorun, ne ben anlatayım; hep- si de yürekler acısı durumda. Zaten son krizden ön- ce de kriz yaşıyorlardı. Böylece Türkiye'de şirketleşmenin ve haJka açıf- manın adını daha kim bilir kaç yıl kimse ağzına alma- yacak. Kimsenin önünü göremediği bir ortamda kulüple- rin de kara kara düşünmesi gayet doğal. Artık halka açılmak gibi bir maceraya girmek yerine, şimdilerde profesyonel yönetiçi kadrosunun düşünülmesi en akıl- cı yoldur. Bıigün trilyonlarla oynayan, özellikle de bi- rinci lig kulüplerinin kimileri, kasalanna giren ve çıka- nı çok iyi değerlendirmekzorundadır. Üstelik UEFA'nın 2002 yılından başlayarak kulüplerin bilanço ve bütçe- terini sıkı denetime alacağı da göz önünde tutulursa kulüplerin yönetim kurullannın bugünkü ekonomik platform içinde yeniden para politikalannı gözden ge- çirmelen' önkoşuldur. Avrupa Futbol Birtiği, AB'nin de baskısı ile kara pa- ra ve uyuşturucu ticareti ile mücadelede kulüplerin şeffaf olmasını ısrarla isterken Futbol Federasyonu- muz da bu konuda ciddi kararlar almak durumunda. Çünkü artık şeffaflaşma konusunda UEFA'nın federas- yonumuz gibi eyyamcı olmadığı bir gerçektir. Federas- yonumuzun, kendisine oy veren kuTüplere hoş görün- mek gibi bir yanlışın içine gireceğini düşünmemekte biriikte, UEFA'nın bu isteminin Türk futbolunu da büyük birfelaketten kurtaracağını düşünüyorum. Bel- ki o zaman kulüpler özkaynaktan futbolcu yetiştirmeyi akıllanna getiririer. Artık Türkiye'de herkes "ayağını yorganına göre uzatacaksa" kulüplerin de bu ortama ayak uydurması kaçınılmaz bir gerçektir. E-posta: ayucelman«ı yahoo.com-faks: (212) 5138595
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle