19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2001 PERŞEMBE 14 J£ |JXJ J. 1 LJ .K. [email protected] 75 yaşındaki efsane şarkıcı, besteci ve oyuncu, 90 yaşına dek çalışmayı planlıyor Azuavoıır'dan sahneye vedaKültûr Servisi - 60 yıllık bir kari- yerin ardından 75 yaşındaki efsane şarkıcı ChaıiesAznavour, salı günü Fransa'nm 13 kentini kapsayan konser turunun son durağı Divon- ne'da vereceği bır konserle sanat ya- şamını noktalayacak. Aznavour'un konser prodüktörü Thomas Schmitt, sanatçuun, en son konser verdiğı Mulhouse'daki 2500'den fazla seyircinin üzennde duygusal bir hava estirdiğini söyle- dı: "Yaklaşık iki saat süreyle sahne- de kalan Aznavour, konserin sonun- da hayranlanna ve kendisini yülar- ca destekleyen dostianna teşekkür ettL Seyiralerin büyûk bir böhlmü gözyaşlannı tutamadı, çok doku- nakb bir sahneydL" Şarkıları birçok dfle çevrüdi Şarkıcılığıyla olduğu kadar tüm dünyada çok ıyi bir bestecı ve şarkı sözü yazan olarak da tanınan ve her ne kadar "Mutiuyum, çok mutiu- yum. Şimdi dinlenme zamanı" dese de konser esnasında çok duygulan- dığı gözlenen Aznavour, 1974'te hit parçası 'Sbe"nin yanı sıra, llıeOld Fasbjoned Way' ve 'What Makes A Man' gibi kJasüder arasnıa girmiş birçok parçasmı seslendirdi. Fransız müzıkal kültürüne ironik melanko- li tarzında devrimsel bir gerçekçilik katan Aznavour'un şarkılan birçok yabancı dileçevrildi ve sanatçı 2000 yılında Time dergisi okuyuculan ta- rafından yüzyılın sanatçısı seçildi. 26 yaşındayken bir ara sesini, fi- ziğini yeterli bulmadığı için sanat Jalı günü Fransa'nın 13 kentini kapsayan konser turunun son durağı Divonne'da vereceği konserle sahneye veda edecek olan efsane şarkıcı, 'Mutluyum, çok mutluyum. Şimdi dinlenme zamanı' diyor. Aznavour, kendisini dinleyicileriyle birlikte dünyanın en geniş ailesinin bir üyesi olarak hissediyor. yaşamuıı bitirmeyi düşünen Azna- vour, duygulannı yazdığı şu cüm- leyle özetlemiş: "Benim kusuria- nm; güvensizüğim, sesim, boyum, mimiklerim, genel kültür ve eğitim eksüdiğim.'' Oysa mûkemmel egzo- tik sesiyle çok kısa sürede zirveye taşınır. Aznavour'un bu derece ves- veseli bir insan olmasında aslmda çocukluğunun payı da yok değil. İ924'te Paris'te dünyaya gelen sa- natçının ailesi Ermenistan göçmenı. Ailesiyle birlikte göçmenlerin ya- şadığı banliyölerde büyûyen Azna- vour, zamanla yeteneğini fark eden ailesi tarafından bır tiyatro okuluna yazdırılır. Daha sonra MauriceChe- vaiier'i 'Donnez Moi La Main Mamz'elle Et Ne Dites Rien'de din- ieyınce kesinlıkle bir 'chansonnier' olmak ıstediğini anlar. Birçok bar ve kabarede çalıştıktan sonra mûkemmel bir şekilde piya- no çalmayı öğrenir, beste yapmaya ve şarkı sözü yazmaya başlar. Yaz- dığı birçok şarkı, başta Chevalier ol- mak ûzere birçok ünlü tarafından söylenir ve lirik tarzı örnek alınır. "Şarkı yazmaya yönefanekteki esas nedenim Fransız şansonunun son derece yavan, sönük olması; ona bi- raz hareket katmak LstememdL Sa- dece yeni ve daha gerçekçi bir şeyler yapmak istedün." Aznavour'un ilk büyük başansı olarak Charles U\- mertarafından söylenen 'JaiBu' sa- yılabilir. Fakat onun asıl büyük hay- ranı, onu kanatlannın arasına alan efsane şarkıcı Edith Piaf tır. Piaf, aynı zamanda Aznavour'u kendi şarkılannı söylemeye ve sahnede daha çok yer almaya yüreklendirir. 60'tan fazla filmde oynadı Müziğin evrenselliğini, dünyanın birçok yerinde konserler veren ve bugüne kadar toplam 100 milyon plağı satılan Aznavour şövle ifade edıyor: "Fransa, Belçika, fsviçre ve Amerika'dada dinleyicilerirnle doğ- ru bir iletişimim var. Fakat en çok Rusya, tspanya ve Gûney Ameri- ka'daki insanlar benim ahşümadık sesimle doğru iletişimi kurabildiler, ses rengim onlara daha çok işledi. Kendimidünyanınen geniş ailesinin bir üyesi gibi hissedrvorum. Dinleyi- cilerim ve ben büyük bir afleyiz." Şarkılan birçok yabancı dile çev- rilen ve yorumlanan Aznavour'un en ünlü parçası olan 'She'yi en son 'Nofhing Hill adlı filmde Elvis Cos- teOo yorumlamıştı. Aznavour ayn- ca film yönetmenı John Cocteau ile aktör olarak da çalıştı ve 60'tan faz- la filmde oynadı. Son filmi ise Atom Egoyan'ın yönettiği 'Ararat'. Geçen yıl West End'de 'Lautrec' ad- lı müzikali sahnelenen Aznavour sahneleri bıraksa da sanatı bırakma- yacağını ifade edıyor: '90yaşına ka- dar çahşmayı ve 100 yaşında da öl- meyi planhyorum." Pavarotti The Met'e dönüyor Metropolitan Opera'nın yeni sezonunda birbirinden ünlü isimler var Maria Sezer'in sergideki çalışmasL Yurttan Sesler Kültür Servisi - Karşı Sanat Çalışmala- n'nda 11 Nisan-8 Mayıs 2001 tarihleri ara- sında 'Yurttan Sesler' başlıklı sergi yer alı- yor. Geçen yıl Elhamra Sanat Galerisi'nde 'Yerli Mah' sergisini düzenleyen topluluk, bu yıl Sezai Özdemir ve Nur Koçak'ın ka- tılımıyla 'Yurttan Sesler' sergisini düzenli- yor. Sergide Antonio Cosentino, Gülçin Ak- soy, Gül Dgaz Kent, Irfan Önürmen, Maria Sezer, Memed Erdener, Nancy Atakan, Ne- riman Polat, Nur Koçak, Sezai Özdemir ve Raziye Kubat'ın çalışmalan yer alıyor. Topluluk, Yurttan Sesleri yalnızca nos- taljik bir başlık olarak değil, geçrnişten bugüne sızmış bilinçaltımızın sesi olarak ele alıyor.'Yurttan Sesler, askerterle ve îs- tiklal Marşı ile açıhp kapanan tetevizyo- nun sesidir, tektipJeştiribnişkoronun sesi- dir, aynı hizada şaria söyleyenlerin görün- tüsüdür' anlayışıyla yola çıkan grup, ser- ginin amacını, 'Yurttan Sesler'i onayla- mak ya da toptan reddetmek değil, oluşu- mumuzda yer alan bu sesleri hatırlatmak olarak belirlemiş. Sanatçılar, 'Yurttan Sesler'in yaşadığı- mız ortamlarda, bakış açılanmızda, tartış- malanmızda, estetik ifadelerimizde orta- ya çıkan görsel sanatlarda her zaman tar- tışma konusu olmuş gelenek, gelenek kar- şıthğı, sivilizasyon, kurumlar ve sanat gi- bi konulan da banndıran ve 'Yerli Malı' kadar çetrefil bir başlık olduğu görüşün- de. Sergı, konuyatarafsızca bakma girişimi- m temel alırken kişisel duyumu önemse- yen, bazı yönleriyle karşıtlan içinde bann- dıran, kuratörlük ve sergi metinlerine yak- laşımlan irdeleyen bir tavır içenyor. Birey- sel sanatın toplu hareketlerle ivme kaza- nacağı fikriyle yola çıkan topluluk, her türlü sivil hareketin bilendiği ülkemizde bu türlü hareketlere ihtiyaç olduğunu du- yurmanın yanında, tartışma yaratabilecek ortam ve durumlan yaratmaya çalışıyor. NEW YORK (AP) - Ludano Pavarotti ge- lecek sezon Puccini'nin 'Tosca'sının da dahıl olduğu ikı performansla Metropolitan Ope- ra'ya dönecek. The Met, prodüksiyonlan Pro- kofkv'in 'VVarandPeace' ve YVolfFerrari'nin 'Syl'ının da bulunduğu 33 haftalık genış prog- ramını açıkladı. Kurumun yeni prodüksiyon- lan arasında Verdi'nin 'Luisa Miller' ve 'Fab- tafTı; Beuuıi'nin 'NormaandStrauss' ve Die Frau ohne Schatten'i, 'Don Carlo'sunun yanı sıra Wagner'm 'Die Meistersinger von Nu- remberg'ı ve Strauss'un 'ArabeUa'sı da bulu- nuyor. 1999 yılında The Met'te dünya prömi- yeri yapılan Harbison'un 'The Great Gats- by'si de geri dönenler arasında. Sezon 24 Eylül'de Met'in sanat direktörü James Levine liderliğinde Verdi'nin ölümü- nün 100. yılı nedeniyle düzenlenen bir anma töreniyle başlayacak. Sezonda yer alan yapıt- lar; Deborah Voight'un performansıyla 'Un BaOo in Maschera-Act I': Placido Domingo, Veronica Vîllarroel ve Nikolai Putilin'ın per- formansıyla 'Oteüo-Act DI' ve Angela Ghe- orghiu ve Roberto Alagna'nın performansıy- la 'Rigoletto-Actlir. Domıngo aynca, 29 Ey- lül'de başlayacak olan Mozart'ın 'Ideme- neo'sunun ve 1 Nisan 2002'de Met prömiye- ri yapılacak olan 'Syl'ın da yıldızı olacak. 'Fallstafrta Bryn Terfel Placido Domingo'nun sanatdirektörü oldu- ğu Washington Opera'dan eşi Marta Domin- go'nun prodüktörlüğünde gerçekleştirilecek olan bir prodüksiyonda da Marco Armili- ato'nun şefliğinde Maria Guleghina ve Juan Pons yer alacak. Operadan neredeyse emekli olacak olan Pa- varotti de Guleghina şefliğinde 8 ve 11 Ma- yıs 2001 'de bir performans sergileyecek. Pa- varotti'nin gerçekleştıreceği diğer opera per- formanslan ise gelecek ocak ayında London Royal Opera'da gerçekleştıreceği 'Tosca' ile 11 Ocak'ta açılacak ve 1981 -82 yıllanndan bu yana yer alacağı ilk Met prodüksiyonu olacak olan 'Norma' olarak belırlendi. 'Louis Müler' adh yapıt, 26 Ocak'ta Levi- ne şefliğinde Marina Mescheriakova, Deny- ce Graves, Neil ShicoflF ve Putiün tarafından sergilenecek. ChristianThielemann şefliğin- de Deborah Voigt, Gabriele Schnaut, Hanna Schwarz, Thomas Moser, \Volfgang Brendel ezon 24 Eylül'de Met'in sanat direktörü James Levine yönetiminde Verdi'nin ölümünün 100. yılı nedeniyle düzenlenen bir anma töreniyle başlayacak. Pavarotti, 'Tosca5 ve 'Norma'da, Domingo ise 'Syl'nın dışında iki yapımda yer alacak. ve Eike WDm Schulte'nin performanslanyla sergilenecek olan 'Die Frau ohne Schatten', The Met 'te 1989-1990'dan bu yana yer alma- mıştı. The Met'in başkonuk şefi Valery Gergi- ev'in liderliğinde, 14 Şubat 2002'de, kadro- sunda Samuel Ramey, Dmitri Hvorostovsky ve Anna Netrebko'nun bulunduğu 'War and Peace' yer alacak. Aynca The Met, 1964 ta- rihli FrancoZefireDi'nin prodüksiyonu 'FaHs- taflT'u yeniliyor. 'FaflstaflP, Bryn Terfel yıl- dızlığında ve Levine şefliğinde 21 Mart 2002'de başlayacak. Yine Gergiev şefliğinde 'Don Carlos' 29 Aralık'ta Samuel Ramey, Hvorostovsky, Olga Borodina, Galhıa Gorc- hakova, Richard Margison ve Paata Burchu- ladze kadrosuyla sergilenecek. Falk Struck- mann ve Raymond Ver>- şefliğinde Renee Fleming yıldızlığında 'Arabella' adlı yapım 26 Kasım'da açılacak. 27 Kasım'da başlaya- cak olan ve Levine şefliğindeki 'Die Meister- singer'ın kadrosu ise Ben Heppner, James Morris, KaritaMattilaveRenePape'denolu- şuyor. 16 Nisan'da Carnegie Hall'da 66. yaşı için bir gece düzenlenecek Dudley Moore için parti Moore, uzun süredirbeyninden rahatsız. Kültür Servisi - Bir süredir, nadir görülen ve tedavisi olmayan bir beyin rahatsızhğıyla savaşan ünlü aktör-müzisyen Dudley Moore'un onuruna 16 Nisan'da Carnegie Hall'de özel bir doğum günü partisı verilecek. Doğum günü sebebiyle düzenlenen geceden elde edilen gelir, 'Music for AII Seasons and the Dudley Moore Research Fund for Progressive Supranuckar Palsy - PSP' adlı ('Her mevsim müzik ve Dudley Moore ilerleyen felç ötesi durumlan araştırma vakfı') vakfa bağışlanacak. PSP, tutarlı ve kendine yetebilen davranışlan, konuşmalan engelleyen bir hastalık. New Jersey'de yaşayan ve yıllardır bu hastalıkla savaşan Moore, 19 Nisan'da 66. doğum gününü kutlayacak. Carnegie Hall'de yapılacak kutlama gecesinde eski filmlerinin kliplerinden ömekler gösterilecek ve Moore'un eski günleri anılacak. Geceye Moore'un yanı sıra, Lauren BacaD, Bo Derek, Mary Tyler Moore ve Barbara Wafters'ın katılması bekleniyor. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLABtRKİYE Festivalimize Sahip Çıkalım Baharta birlikte bir neşe kaplar insanın içini; bir sevinçtir tanımı açık, açan çiçeklerin kokusu du- yumsanır her atılan adımda... Güneş insanın içi- ni ısrtır, sıkıntı yerini umuda bırakır. Baharta birlikte film festivali düşer Istanbul'a... Her yıl olduğu gibi bu yıl da uzaktan gelen çiçek- lerin kokusu ile sinema coşkusu kanşacaktır bir- birine. Sanınm asıl önemlisi olan o kokuyu içinde du- yumsaması insanın; çünkü Istanbul'da pek çiçek, ağaç bırakmadılar da... Bu yıl yirmincisi. Yirmi yıldır başta Emek olmak üzere, Istanbul sinemalannda yedinci sanatın key- fini alıyoruz, yaşıyoruz. Emek'in yanı sıra Atlas, Si- nepop, Beyoğlu ve Rexx (niye 'xx' ile yazılıyor, bir türlü anlamıyorum!) konuk edıyor, nisanda sine- maseverleri. Her film festivalinde olduğu gibi bu yıl da -ya- zamadan edemiyorum- Onat KutJar düşüverdi aklımıza ve yüreğimıze. Hemingway'e el uzata- rak Istanbul'a armağan etmışti: Sinema BirŞen- liktir. Sanki bir köşede oturuyor; elinde sigarası, önünde bir resim karesi gibi duran bir fincan Türk kahvesi ve kahkahası: körler ülkesinin tam karşısında çünkü gören olmadı seni benden başka duran kent sevgilim nıcedir suhann çevirdiği denize doğru kurdum barbar çadınnı bekliyorum Kim bilir ne çok düştüm bu dizeleri bu köşeye; ama tersi de olanaklı değil galiba. Onat Kırtlar, bunca emek vermişken sinemaya, festivale, Istik- lal Caddesi'ne... • • • Doğrusu yaşadığımız ekonomik krizde festival gerçekleştirmek çok güç bir iş. Cesaret ve özve- ri isteyen bir iş. Bir şekilde İKSV yöneticileri bunu da başarmışlar... Her yıl olduğu gibi bu yıl da sinemaseverler, çe- şitli başlıklar altında toplanan yüz seksenin üze- rinde filmi izleme olanağı bulacaklar. Bunlann en çarpıcılarından (benim için en çe- kicilerinden) biri de hiç kuşkusuz, ünlüftalyanak- tör Marceilo Mastroianni'ye ("Düşlerin Mayası") aynlan bölüm. Bu bölümde ünlü aktörün oynadı- ğı on beş film yer alıyor. Visconti'nin çektiği bır Dostoyevski uyaria- ması olan "Beyaz Geceler", Fellini'nin ünlü filmi "Tatlı Hayat" ("La Dolce Vıta"; Anouk Aimee ve Anrta Ekberg ile); sinemanın "göstergebilim" de- hası Antonioni'nin yönettiği, yalnızlık temasının çağdaş imgelerle işlendiği ve bir oyunculuk şöle- ni olan "Gece" (Jeanne Moreau ve Monica VI- Scola'nın yönettiği ve Sophia Loren'in eşlik et- tiği, -yine, bir oyunculuk şöleni olan- faşızmın sor- gulandığı "özel Bir Gün"; bir başka "gösterge avcısı" Angelopoulos'un çektiği "Ancı"; günü- müz Italyan edebiyatının ustalanndan Tabucci'nin romanından sinemaya uyarlanan ve Portekiz'de- ki (1938) dikta rejiminin sorgulandığı son filmi °Pe- reira Diyor ki", Mastroianni'nin belleğimizde yer etmiş ve -izleme olanağı çıkmışken- kaçınlma- ması gereken fılmlerinden... 20. Uluslararası Film Festivali'nde, belli başlı festivallere katılmış yeni yapıtların yanı sıra çeşit- li ülkelerin sinemalanndan seçilmiş birçok usta- nın uzunlu kısalı filmlerini içeren zengin bir seçki yer alıyor. B'ırşenlik yine bizleri bekliyor... • • • Ekonomik kriz boğazımızı sıkıyor -ne zaman sıkmıyordu ki-; belki, çoğumuz için sinemaya git- mek, festival izlemek ciddi bir külfet. Ama bir şe- kilde, Istanbullular olarak, sinemaseverler olarak festivalı desteklemek gerekiyor. Ahmet Cemal'ın sıkça verdiği bir örnek vardır: Ikinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında Vıya- na'da ilk inşa edilen bina, opera binasıymış... hmir Metrosu'nda canlı müzik • İZMİR (AA) - Izmır Metrosu yoğun iş saatlerinde metro istasyonlannda canlı müzik dinletilerine yeniden başhyor. Her çarşamba günü 15.00-17.00 saatleri arasında Konak istasyonunda 2 ay süre ile canlı müzik dinletisı olacak. Dinletiyi, Izmir Büyükşehir Belediye Orkestrası üyelerinden oluşan klasik gitar, kontrbas ve flüt üçlüsü sunacak. Festival bBederi gişeterde • Kültür Servisi - 20. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nin rezervasyondan kalan biletleri, bugün saat 10.00'dan itibaren festival sinemalannın gişelerinde. Bu yıl 14-29 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalin bilet rezervasyonlan tamamlandı ve son yıllann en yüksek izleyici katılımıyla dört günde 65 bin bilet satıldı. Rezervasyondan kalan biletler Beyoğlu'nda Emek, Beyoğlu, Sinepop ve Atlas; Kadıköy'de Rexx sineması gişelerinden elde edilebilir. Festivalde tam bilet 4.000.000 TL, 13.30, 16.00 seanslannda, öğrencüer ve 65 yaş üstü için 3.000.000 TL'lik indirimli biletler geçerli. 10.30 seanslannda ise tüm biletler 2.000.000 T.L. SeMa Asal'ın yeni projesi • Kültür Servisi - Selda Asal. 2000 yılında başlamış olduğu proje sensinin dördüncüsü olan 'Son Sahne' adlı video enstalasyonunu sergiliyor. Son Sahne, pembe duvar kâğıtlanyla kaplı bir odada duvara asılı altın varak bir çerçeve içerisine yansıtılmış üç portre, kristal avize, plastik devetabanı, kullanıhnış serum şişeleriyle dolu bir dolap ve Bejan Matur'un altüst edilmiş metinlerinden elde edilmiş fisıltılardan oluşuyor. Asal'ın sergısi 22 Nisan'a dek Tünei, Şeh Bender Sokak 4 No'lu binanın girişinde pazar ve pazartesi günleri hariç her gün saat 16.00-19.00 arasında izlenebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle