Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 NİSAN 2001 SAU
O L A Y L L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyetcom.tr
Bunalımın Sorumlusu Görev Zararlan mı?
Prof. Dr. OgUZ OYAN SBF Öğ. Üy., Eski TARİŞ Genel Müdürii
1
999 sonyrida sadece iç açık
sorunu yaşayan bir ekonomi-
yi yğ*&y gAi kısa bir sürede
altımjair' kalkamayacağı (ve
'şımdiye ka<Jar tanışmadığı)
büyüklükte bir dış açık soru-
nuyla dakarşı karşıya getıren IMF prog-
ramı vçbunu harfîyen uygulamakta du-
raksamayanlar, şımdılerde başansızh-
ğa sonımlu arayışı ıçıne girdıler. Son
gûnlerde bunun adı da konulmuş bulu-
nuyor: Kamu bankalannın görev za-
rarlan! Eğer bunu kabule hazırsanız, gö-
rev zaran derdıni başımıza açtığı var-
sayılan genış kıtlelen, yanı çiftçıyı, es-
nafi ve KOBI kesımını de suçlamaya ha-
zırlanmalısınız. Arkasından, tutarlı ol-
mak için, kamunun bankacılık alanın-
dan çekılmesınin artık kaçınılmaz oldu-
ğunu savunmalısınız. Gerçi bu söylem,
13 özel bankanın kötü yönetım ve yol-
suzluk nedeniyle batması ve 10-15 mıl-
yar dolarlık bir yükle kamulaştınlraası
sonrasında ınandmcılığını hıç olmazsa
kısmen yitirmiştır. Buna karşın bu ko-
nuda ısrar edüıyorsa, bunun bir nede-
ni, sisteme ılışkin sorunlann ve gerçek
sorumlulann perdelenmek istenmesi-
dir. Şimdi bunu açıklayalım.
GörevzarandenıIdığinde ve uzman-
hk (ihtısas) bankalan söz konusu oldu-
ğunda herkesin anlaması gereken, ılgı-
0 malı kurumun korumak istedıği kıt-
leler içın piyasa faızlennın altında (bir
faiz sûbvansiyonu ıçeren) kredi kullan-
dırmasıdır Yanı görev zaran denildiğin-
de anlaşılan şey, Ziraat Bankası'nın çift-
çilere, Halk Bankası'nın, esnaf ve KO-
Bl'lere dönük uygun koşullu kredı po-
litikası sonucunda uğradığı zarar ol-
maktadır. (Kredının tümü zarar değıl-
dir; sadece piyasa faizlerinın altında
kalan faiz uygulaması varsa o kadan za-
rardır.) Bu tanımdan anlaşılacağı üze-
re, kamu bankalannın usulsüz kredıle-
ri ya da görev alanı dışındakı faalıyet-
lerinden uğradıklan zararlar -hûkümet
talimatıyla bıle yapılsa- kendi özgül gö-
rev zararlan ıçine girmez.
Üç kamu bankası arasında yer alan
Emlak Bankası, esas olarak piyasa fı-
yatlanyla konutyapıp satnğı ıçın, tanım-
ladığımız anlamda bir görev zaranna sa-
hip değıldir. Nıtekim, 17 katrilyon TL
olduğu söylenen 3 kamu bankasının
görev zaran ıçınde Emlak Bankası'nın
(deprem konutlan vb. nedenlerie) ala-
caklı gözüktüğü tutar 11 trilyon TL'yi
aşmamaktadır. En büyük görev zaran
ise Ziraat Bankası'na çıkanlmaktadır.
Bu nedenle Ziraat Bankası örneği, tü-
mü için de açıklayıcı olacakür (Kaynak-
ça, aşağıdakı dıpnotta verilmektedir).
Ziraat Bankası'nın görev zaran ala-
caklan sorunununkaynağında, 1993/94
alım dönemınde pamukta prim uygula-
ması nedeniyle bankanın Hazine emn-
ne tahsis ettiğı 315 mılyon (veya DPT'den
Yükseier'e göre 124 miryon) dolarlık bir
kredi bulunmaktadır. Uygulamayı baş-
latan 12.8.1993 tanhlı ve 93/4725 sa-
yılı kararnamede bankanın yapacağı
prim ödemelennin anapara ve faiz tu-
tannın görev zaran olarak Hazine'ce
karşılanacagı belırtilmiş, ancak faiz ora-
nı ve masraf komısyonu konusunda bir
düzenleme yapılmamıştır. Daha sonra,
4.4.1995 tarihli ve 95/456 sayılı Başba-
kanlık onayıyla, bankanın fınansman
sıkıntısına bir çözüm olması amacıyla,
bu görev zaran ıçın faiz oranı, tkari fa-
izoranı+yüzde20bıçımınde tespıt edıl-
mış ve üçera\tkternerrütdönemleriiti-
banyia faiz yürütülmesi esası da karar-
laştınlarak bankanın kâğıt üzennde kâr-
lı gösterilmesi sağlanmış, ama aynı za-
manda borcun katmerlenerek artması-
na yol açılmıştır.
Böylece, 2000 Yılı Sayıştay Mali Ra-
poru'na göre, bu 315 milyon dolarkk bor-
cuna karşıhk Hazine, 1997 yılında Zi-
raat Bankası'na 712 milyon dolarlık bir
geri ödeme yaptığı halde, bu geri öde-
me karşıbğında anaparanın sadece 51
milyon dolarlık kısmı tasfıye edilmış-
tir. Dünyadakı herhangı bir tıcan ban-
ka söz konusu olsaydı bu gen ödeme tüm
borcun tasfiyesine yeterli olurdu. Oy-
sa, dolar bazındayılda yüzde 128'likbir
faiz yürütülen bu Zıraat Bankası alaca-
ğı, dünya tefecilık tarihı rekorlan ara-
sına girebilecek şekilde, 1998 sonunda
7.4 rnilyar dolara yükselerek bankanın
toplam akriflerinin yüzde 39'u büyük-
lüğüne ulaşmıştır. 1999 sonunda ban-
kanın alacağı (veya Hazme'nin banka-
ya borcu) 11 milyar dolara yükselmış-
tir. Sayıştay Raporu'nun 2002 sonu tah-
mını ise, "bu borcun son yıllardaki gi-
bi arbnaya devam etmesi dunımunda
borç toplamının 34 mflyar dolara ula-
şacâğT yönündedır. Yani, geriye öde-
nen miktar sayılmadığı durumda dahı,
8 yılda dolar bazında 108 kat artmış bir
borç söz konusu olmaktadır. Şımdi bir
de bizden, yanı halktan, bu borcun kay-
nağında tanmsal destekleme olduğuna
inanmamız istenmektedır. Bu kadan da
fazla değıl mi?
Ziraat Bankası'nın denetiminden so-
rumlu Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulu'nun 1999 Yılı Ziraat Bankası
Raponı'na göre (BYDK, 2001), Zira-
at Bankası'nın Eylül 2000 ıtibanyla gö-
rev zaran alacaklan toplamı 7.211.5
trilyon TL olup, bunun 7.090.6 trilyon
Tliinin pamuk primi destekleme öde-
mesinden geldiği kaydedilmektedır. Ey-
lül 2000 tarihli dolar kuru (663.400 TL)
üzennden hesaplandığında, pamuk pri-
mi görev zaranmn dolar karşılığı 10
milyar 688 milyon dolar olmaktadır.
BYDK Raporu, bankanrn pamuk pri-
mi alacaklannın 1998 yılrnda 2.3 kat-
rüyonTLaen 1999'da 5.7 katrüvonTL'ye
yükseltildığıni, yani yüzde 147 oranın-
da arnş gösterdiğini, 2000 yılmda ise (ey-
lülşonuna kadar) yenıden yüzde 25 'lık
(TÜFE enflasyon hedefı kadar) bir ar-
tışla 7.1 katnlyon TL'ye çıkhğını söy-
lemektedir. Ancak bu arada, 2000 Ma-
|i Yılı Bütçe Kanunu'nun 44/c fıkrası
ile mevcut görev zararlanmn yüzde
15 'inı geçmeyen kısmının tasfiye edil-
mesını temınen Özel Tertıp Devlet Tah-
vili ihraç edilmesı yönünde getirilen
ımkân uyannca, bankaya 9 Şubat 2000
valörlü 918.6 trilyon liralık Özel Tertip
Devlet Tahvüi verilmiş, bunun 3%.7 tril-
yon lırası da kütiü pamuk pnmi ödeme-
lerinden kaynaklandığı söylenen ala-
caklara mahsup edılmiştir. Eğer bu iti-
bari ödeme yapılmamış olsaydı, banka-
nın 2000 yılında pamuk primi menşeli
görev zaran alacağının daha yüksek çı-
kacağı açıktrr. Sözün kısası şudur: As-
lında Hazıne'nın Ziraat Bankası'na pa-
muk pnmi dolayısıyla hıçbir borcu bu-
lunmamaktadır. 1997 yılındakı gen öde-
meyle bu borç fazlasıyla kapatılmıştır.
Ancak, Ziraat Bankası'nın. açıklanma-
sı sıkınn yaratabılecek öbür faalıyetle-
rinden doğan zararlanm kamufle et-
mek için, 'vurun abahya' örneğınde ol-
duğu gibı köylünün ve tanmın üzerin-
den olayın örtbas edilmesine niyetlenil-
mıştır.
Nasıl olsa bu ülkede köylü ve tanm
düşmanlığına peşinen eğilunlı olan bol
sayıda kamuoyu oluşturucu bulunduğu
için bunun peİc fazla sıkıntı yaratmaya-
cağı da düşünülmüş olmalıdır. Bugün-
"Doğaraç mığdelerden nur topu ih-
tHaller."
Bitemediniz! Bu şiir Nâzım Hikmet'in
değıl; Faruk Nafîz Çamlıbel'in...
Meydanlarda gunlerdır süren hak
arama yürüyüşJerinı ızlefken sık sık di-
limin ucuna gelen bir şıir...
"Birkavmi uykusundan uyandınrbu
haller I Doğar aç mığdelerden nur to-
pu ihtilaller I Bir diyarda almazsa her-
kes irfan hakkını I Her çekilen hançe-
rin boş kalabalıktır kını."
öfkeli gunlerdeyiz! Şimdiye kadar
görülmedik bir umutsuzluk fırtınasında
yaşıyoruz. Yalnız dolar, mark değıl, her
şey dalgalanmaya bırakılmış. Bir tek-
nedeyiz, yetmiş mityona yakın bir halk
dev dalgalann içinde çırpınıyor. Me-
rnuru, işçısi, emeklısı, esnafı, dargelir-
11si batan bir teknenin çalkantısında...
Bu yol bızı nereye götürur? Bunu hıç
düşundünuz mu? Ya bir dinsel kalkış-
maya; ya da yenı bir ara rejime... Iste-
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
dikleri kadar söylesinler, "Biz demok-
rasiden kopmayız" diye... Ama ne ça-
buk unutuycMİar 12 Mart, 12 Eylül ön-
celerini, o gûnlerde de her şey
TBMM'nın egemenliğinde demezler
miydi? Ama kîsır kavgalar, bunalımlar,
umutsuzluklar ülkemizi hep "ara re-
jim"\ere sürüklemedi mi?
Camilerde vaazlar başladı bile. "Ku-
ran'a dönmek", "Islamın dediklerini
yapmak", "Başörtüsü yasağını kaldır-
mak'... Faziletçıterçarşı pazargezıp pro
pagandaya hız vermediler mı? Binbır
zorlukla ıç ıçe yaşayanlar bir çıkış yo-
lu bulmak isterler. Önu nerde bulacak-
Aç Midelerden!..
lar, ya dinde ya da askerde! Her türlü
umut kaptsı örtüiünce ınsanoglu ille de
bir kurtuluş çaresi arar, ona sımsıkı sa-
nhr.
Yunan DışişJeri Bakanı'ndan yardım
isteyecek kadar da mı düştük? Onur-
suzluğun da bir sının olmamalı mı?
Derviş Bey, gıdip Fransa'dan medet
umdu, şımdi de ülkemize gelen Pa-
pandreu'dan!.. Daha kıme gıdeceğız,
daha kimden para pul, destek ısteye-
ceğiz? Kala kala bir Bulganstan, bir de
Ermenistan kaldı! Şu Bulgar ulusuna
hayran olmamak elde mi? Dış yardım,
iç çabayia kendiierini birkaç yılda kur-
tardılar. Büyük kentlerimizde dolar ka-
zanmaya gelen Rus, Rumen, Moldav-
yalı vb. arasında bir tek Bulgar kadını,
kızı var mı? Bulganstan, dünkü çoban-
lanmız bile yetmiş mılyonluk Türkıye'yı
gerilerde bırakmışsa!..
Gurur duysunlar, liderler övünsün-
ler, Demnl'ler, PMesutlar, Tansu'lar. Er-
bakan'lar, Ecevit'ler!.. Geleceğın ku-
şaklan onlardan nasıl söz edecek?
En çok Bülent Ecevif e acıyorum.
Yetmiş beş yaşında didinip duruyor!
Meydanlarda "ölmesmi" bile ısteyen-
ler var. "Çekil git" dıyenler var. Rah-
şanHanım, ki Ecevit'i çok sever, niye
'Artık yeter Bülent, çekil kenara " 6e-
mez kı? Sevgi, aşk, böyle anlarda bef-
lı olur? Bülent Ecevıt'e yakışan; şııre,
denemeye, sanata dönmesidir. Politi-
kacılık yaşantısını üzücü bir anı olarak
unutmaya başlamasıdır.
Şaırin dediğını unutmayalım: "Doğar
aç mığdelerden nur topu ihtilaller."
lerde tanmsal desteklerin ve destekle-
me kurumlannın tümünün tasfiyesine
dönük Dünya Bankası poh'tıkalannın
altyapısı, bu ve benzeri çarpıtmalaria ha-
zırlanmış bulunmaktadır.
Ziraat Bankasrnın sözde görev zarar-
lannı nerede aramak gerektiğine ise
şöylebirbaşlangıçyapdabüir: 1-Zira-
at Bankası üzerine yıkılan batık banka-
lann (Istanbul Bankası, Hisarbank, Odi-
bank) yol actığı zararlann envanteri top-
luma sunulmalıdır. 2-1997 yüında denk
bütçe oluşturma aldatmacasıyla ortaya
çıkanREFAHYOL hükümetinin açık-
ladığı kaynak paketlerinın ne kadarlık
bir bölümünün Ziraat Bankası kaynak-
lanndan karşılandığı araştınlmalıdır. 3-
Hazıne ihalelennde ortalama faiz had-
lerinin düşürülmesı için Ziraat Banka-
sı'na verilen 'görev' nedeniyle bu ban-
kanrn ne kadar zarara uğratıldığırun he-
sabı verilmelidir. 4- Bu bankanın dış
şubelen aracüığıyla hangı bşı ve kurum-
lara ayncahkb kredıler verdığı araştınl-
malıdır. 5- Yurtiçı kaynaklı kredi-
len ve özellikle yetersiz güvenceyle (te-
minatla) verilen tican kredilerinin son
7 yıldaki dökümü çıkanlmalıdır.
Şu soru akla takılabılrr: Peki, tanma
1993/94 sonrasında pamuk primi dı-
şında başka destek verilmemiş mıdır?
Verilmıştır. Ancak 1995'ten itibaren
Destekleme ve Fiyat tstikrar Fonu
(DFÎF) kaynakh destekler ağırük kazan-
mışur. Bütçeden yapüan destekler de da-
ha sonra buna eklenmiştir. Ancak her
iki desteğin toplam boyutu, 2000 yıh iti-
banyla mılli gelinn yüzde 1 'inin biraz
altında kalmaktadır, yani iddıa edıldı-
ğinin aksıne, çok önemsızdır. Pekı, DFİF
veya bütçe kaynaklı kredıler/girdi süb-
vansiyorüan vb. niçın fahış faizlerle şi-
şırilmemektedir? Çünkü, ortada kurta-
nlması gereken bir banka bulunma-
maktadır.
Sonsöz: Türkiye'de çiftçi, esnaf ve
KOBl'ler, tüm gelişmış dünyada oldu-
ğu gıbı, fınansal yönden mutlaka des-
teklenmelidır. Bunun fınansal kurum-
lan sıstem ıçınde mevcut olmalıdır. Bu-
rada tam saydamhk sağlanması savunu-
labılır. Eğer kamusal finansman ku-
rumlan bu sübvansiyonlan diğer ticari
faalıyetlennden karşılayamıyorlarsa,
bütçe üzerinden yılı içinde kaynak ayır-
ma yöntemine de geçüebilir. Yeter ki,
yönetimlere ye işleyişe kızıp, milyon-
larca ürehcıyı cezalandırma yoluna sap-
mayalım.
Kaynaklar: Sayıştay 2000 Yılı Malı Rapo-
ru, Ehm 2000. s 30-133
- Sehzıncı 5 Yılhk Kalhnma Planı, Borçlan-
maveBorç Yönetınu Özel İhtısas Komısyonu Ra-
poru,s 113
- Yüksek Denetleme Kurulu 1999 Yüı Ziraat
Bankası Raponı, Ankara, 2001
- Zafer Yükseler (Eskı DPT YPKD Genel
Müdürü), 'Tanmsal Destekleme ve Doğrudan
Gelır Desteğı Sıstemının Değerlendirilmesi',
Ağustos 1999.
PENCERE
Ne Koğuş, Ne Pencere..
Gazete tomannı aldım, sayfalan bir bir çeviriyorum, F ti-
pi cezaevlerinde süregelen ölüm oaıçlan yüzünden yaşam-
lannı yitiren gençierin haberterini anyorum.
Nerede bu haberler?..
Hangi sayfada?..
Hangi köşede?.. v
'
Bir başka zamanda olsaydtk, ölüm haberieri manşet
olurdu; günümüzde gençlenn bir bir yitip gitmeleri sanki
sıradan ya da ahşılagelen bir şey oldu...
Kimsenin kılı kjpırdamıyor...
Yüreklertaş...
Aklımız fikrimiz nerede?..
Dolar kaç lira olacak?..
1.000.000 mu?..
1.200.000 mi?..
950.000 mi?..
•
Hasan Pıiur herzamanki duyarlığryla konuya eğicf; genç-
lere sesleniyor
"Aslolan hayatbr."
Hayat... "• " '"••-
Kaç yaşında olursak olaltm, dört efle sanldığımız haya-
ti bu gençler neden reddedıyoriar?..
"Aslolan hayattır..." •- '
"Intihar" değil...
Denebilir ki:
- Bir dava için ölümü göze alrnak, ölüm orucunu birsa-
vaşım silahı gibi kullanmaK kiminegöre anlaşılmaz birolay-
dır...
Hayır...
Anlaşılırbirolaydır...
Gençierin ölümü bizim ülkemize hiçyabana değil!.. Gü-
neydoğu'da kaç yıldan beri on binlerce gencimiz ökJü. Kah-
rolası bir süreç yaşadık; amaçlanna sılahla ulaşmak yolu-
nu yeğleyenler, öldürmekle hedefe varabildiler mi?.. Ana-
dolu'nun batısında ya hey sürerken doğusunda insan öl-
dürmekle bir yere varabileceklerini sananlara yazık oldu...
Ya içeridekilerin durumu ne?..
Kendi kendiierini öldürmekle sorunlannı çözebilecekler
midir?.. Herkes bıliyor kı cezaevlennde artık koğuş düze-
nine dönmek olanaksız!.. Koğuş dışandakı örgütün içeri-
de devamını sağlıyordu; üstüne çarpı ışaretı çekıldı; hiç-
bir ölüm, içerideki eski hayata dönüşü sağlayamaz.
Geriye ne kalryor?..
•
F tipi, koğuşa son verdi, içeridekiler artık odalarda ka-
lacaklar, ama bu odalann "hücre"ye dönüşmemesi gere-
kir.
"Oda"nın "hûcre"ye dönüşmesini engellemek için her
tür ortak eyleme açık bir ortam var Türkiye'de; aydınlar ke-
siminde, sivil toplum kuruluşlannda, basında, üniversite-
lerde, barolarda ve hukuk dünyasında insana saygılı kişi-
ler ve çevreler bu yolda ışbırligıne hazır!.. ölüm orucunu
"yaşam savaşımı'na dönüştürmek çok güç değil!..
•
Amaç belli: .. • • - > <
Ne koğuş.. " ' " "'
Nehücre..
F tipi cezaevterindeki odalan iç ve dış dünyaya dene-
tim altında açabilecek koşullan yaratmak çok mu zor?..
Haydi ekonomınin üstesinden gelemiyoruz, kriz kıska-
cından kurtulamıyoruz diyelim; F tipi cezaevlerini hale yo-
la koymak için de IMF ya da Dünya Bankası'ndan adam
mı getirelim?..
~ 'X -
k
*-•-.. *
".- , ' ı-«-
:'--.---• *\ '*?''' *V*-
• y .-.
^ '
-»7?r4;
' ""*
Çünkü hayat yenilikçidir!
Gerçek derinin kendine has doğal
dokusu, incelikli bir tasarımla
Hukla'da hayat buluyor. Yüksek
kaliteli derilerin kullanıldığı Hukla
oturma grupları ve TV koltukları,
deriden aldığı özellıkleriyle uzun
yıllar zevkle kullanabileceğinız
seçkin bir tercih. Hukla ürünleri
şimdi çok cazip ödeme koşullarıyla
yaşam alanlarınızı farklılaştıracak...
, . - " . - . ' , ' ' , , - • » " •
k
' • " • I ••
Hukla ürünlerini bulabileceğiniz Istikbal satış noktaları.
| Bonus Card bgosu bulunan
un lakbol boŞsnrede
I Boous Cafd o«3r>!ajlonndan
I faydaianab«lırs<r>iz
Bılgı Hattı 0 800 361 1143
Aynrmlı bılgı ıçn broşûrûmünl rsteymız
Products are produced by
under the lıcence of Hukla
GmbH - Germany "HUK1AUana (03J2) M » MobJyo 233 9401 • GyaVjlı Csnroom 232 3762 • Sa^ra- C«*oe»n363 İ9İ] • Tufgo. Oıal Bo*. Cıntrom 23J 6767 «tavuan (UC4) iriMm T* /Itnm». 718 5İ55 • G(r»>oglvı TK 273 11M • ( * a Mob 291 0589 • Kmaılar 274 J850 Uyo* «O72) Hd« Mafa /imnlat 442 7575 M n ( B i a Kodot Moö /YMokJ. 343 7574 • StnçoK Tıe /S«la Ut 9570 • Tı»» COTnon/Sov~z 278 2542 • Unx*> Mot> /Hısıfcra438 8243
»rt.ty. (0242) A.ntos C«nlrı>om 322 2292 • Han.don Wob 343 2718 • Ökuzojltı T c/Alanr
a 511 S792 Amuya (03St) O»l««rl.r Mob /M.rzıloo 513 4068 Ay4ın (02M) MuUafa Ancın Tıc 226 2S32 • Ozk.l«b«fc/Sok. 512 2130 Mhktslr (B2M) *»m lıd 5ı,/Edrwı,l 392 1147 t«tm.r. (04U) Akın C.olroon 213 3772 Htllı («414) Emcı. C.olrooııı/Tıllvor 827 0367 10111 (0374) Yo.Olofllu Tic
2>2 64Mfcma
(0224)MohpaAŞ 261 5310 Ç»»Ual. (02U) S«i.r Mob 217 3156 ( n n (03W) Efn. r« 226 1516 ttanUIŞBSD E~l MoUra 264 0789 . &rfı™ MofcV 2'3 4002 HyaMar (M1Z) S«h>C««jın 229 18J4 t « ™ (02M) Golooek T* 214 6666 Eba« (04M) Ay^ci CMreon 23» 5051 • Ota Cmo^, 247 7266 Enjnan (044« Ankara UMfu 223 5598 EfHmM (0442) D n a a ^ C » w ı , 234 5988 • Gorooh Moha« 218 6262
• KtomCMoomlM 1908 EsUtahr «O22I lAi Cmtroom 220 2380 • Vıtnoıfcj. W * l 234 3403 • Z:r™ O«room 230 5055 &Jbltt*<»<2>&»• CMreoo 220 9290 • Honcfaı <jn«w>« 326 2266 MM»y (•»•) HaBy Ouroom 221 6100 • Kral C^mom/Ooff^ 712 1657 k U M » 2 1 2 ) Oooa F«/JdwÜ,6öO 3130 • 6W Moi /CoMfco 78» 3881 • Gol» Mob /C«ın* 624 8703 • G&m Mok /A«J« 421 2518 • Omon Mob /«.nio 675 0306 • td»çJ
Tc/C»aımcr,kW
735 3717 . l i » ; ^ TK/&,m
«ır
3.a 721 5518 • Koyobr/Borbo) 258 8345 • Ozd«. Mob /4 1 M 270 0517 • ŞkMn/Mmmba «63 4266 • ktanM (02H) 2O01 MotJyoAiımmy» Y DuMu415 1618 • Adol, IV: /Uiudor 333 1185 • Anlon Mob /UmranT» 364 5302 • Sun Mob / KmUx*MHr 573 8145 • Do»o TK /COOVW>OI«JI 478 1509 • G«K«W Mob AwU>akkotLây 44i 1441 • KaV* Mob AJ™»~y« 521 5419 • Koçfc»
Mob A"">ot"tı 315 3237-Koçlor Mob Aadıkoy 345 0291 • M«tonlo- Mob /Kovacık 413 4340 • P.ravlor TK /Knnal 306 8443 • TUzlar Ud ŞU / Unranıy» 412 0573 bnk (01321 Akıoy IM /fdmHrn Muy 259 1651 • Aloç Mob.lyc/Od«T»ı 545 1831 • Bonlı MobJyo/ICoroboSlor 253 6767 • Donm«zbr A Ş /Karabaglor 253 0157 • EG5 Port/Mov.1*.» 324 5O00 • Gw]*nor TK /Korvyolo 372 3838 • Koromo" Mob 'Alioto 616 0270 • Kuttol C««room/Boır"ko
227 2222 • N.ıan Cnlroom/Mws,nl. 462 2584 • Sn-Gc Mob^/Çıjl, 374 0804 K. Man« (0344) Kub™ C«*ooı» 223 2424 KanUik »370) 5«v<4 Mob 415 5920 JU»t«l tOMB Klo»k C«*oom 223 8683« Kouojlu G^çojlu 231 2675 Konr» (0332) Dmoıon Mob 351 6515 • Dmpo TK /Y»ı«»obo 676 2428 • HÜal C-^oom 251 7677 • Kob CMroom 251 4099 UtaAya (0274) Anodokı Mob 271 4874 «tolMyı (O4U) Fovon Sho~m>n 323 2889 UBıka
ICaMFuorHot/SolM 715 5356 •N,soiC«r«oon
i 232 4211 IMnln («324) Boyıol CMnoK 328 1544 • D ^ a r ^ A n » 613 3465'G«apA.$ 3 » 5960 • Snd Cmoom 325 2855 <Ma (MS) Onoyk TtAJnri 324 2193 S a ı » (BC2) A™o OHreon. 266 6626 • D^athr 43! 4028 • lUunCMoom 420 0682 • KMknShoMooıı. 432 2661 Mfct (04*4) Dm* Mob 223 8384 5 ~ ç (03MI Oltm TK 260 2960 itv» (034») Anodok Sho-roo« 225 2824 frkuri,
(1414) Gurton Cmlroon 315 4411 Tckinb« (02S2) Çojdo, Mob /ÇcKk.zko» 726 0138 Tokat ( « M ) Akoy Mob/Eıtoo 715 3311 TratlOK (04<2) l.k.nd,r Mob 326 9212 Uşak (027i) Vorollor Mob 215 2828 V » («412) TuıfaiMnoglv 216 1235 YoıgM (»3S4) M Mob.lro/Boeozlıyon 645 4682 Zo«fukUt (0172) Apor<lu> M Sn 251 2064 • Anaı Mob /bmaotaa Erafll 123 7666 • Gohri Mob/Çoyem«o 615 1658
09 04 2001 nnhmd. botlorp 20 05 2001 Unhne kodor ûraorit okjn Hullo ukıdl nlıt kamponyoı. TC n 25 05 1994 Brih v. 21940 ny<l. h » GaMa'd* yo r HuUo OKOtimr, Mrmttuzv mrimn ınrmd. o ^ f U k yoomo hoUno loKıpM Konfn^o lo.u«on^o ig.t ujreıMı Ug, dmok ıcın <Otm HuUo ğrvrLnmn IOIIUI» Irfıbd M d i Sotolan'ııa hofranaaız. »Ulg «>U> Enl Sai <• T«. O S I 14 Codd.No 13 38070 <oy«n