16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: tbrahim Yıldız • Yaaişleri Müdürii: Safim Alpufauı • Sorumlu Mûdür Fikret Ükiz • Haber Merkezı Müdürii: HakanKan lstıhbarat: Cengiz Yıldınm # Ekonomi: Özlem Yüzak • Kûltür: Handan Şenköken • Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 9 Dûzelüne Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haber- leri: Mehmet Faraç # Avrupa Temsilcisi: Güray Öz Yayın Kunılu: llhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hik- met Çetinkaya, Şükran Son- er, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, HakanKara. Ankata Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatüric Bulvan No: 125,Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel: 4195020(7hat), Faks: 4195027 • Izmir Temsücısı: Serdar Kmk, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220 Faks: 4419117 • Adana Tem- silcisi: Çetin Yiğenoglu. Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürii: Eroi Erkut 0 Koordınatör: Ahmet Korulsan 0 Mu- hasebe. Bülent Yener0 Idare: Hüseyin Gürer 0 Satış: FazUet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kunjlu Başkanı - Genel Müdür GBIbin Frduran • Koordınatör: Reba Işıtnun • Genel Müdür Yaıdımcısı. SevdaÇotan Tel- 514 07 53 -511 95 80 - 5138460-61. Faks 5138463 ^ a>ırala> an *e Basaa: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayincıhk A Ş Turkocağı Cad. 39,41 Cagaloğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 lstanbul Tel (0212)51205 05 (20 hal) Faks: (0/212) 513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 4MART2001 lmsak:5.00 Güneş: 6.27 Öğle: 12.23 îkindi: 15.31 Akşam: 18.06 Yatsı: 19.26 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafi 1. Sayfada Ne var ki: Daha dün bir, bugün iki. Heyecanla, olan- ca geniş yetkiyle işe başlayan Kemal Derviş'in kula- ğına kar suyu kaçıracak dokundumnalı yorumlann ilkleri yayımlandı. Sorun; Derviş'i özenle düşündürecek derecede önemli. Zira konu; Başbakan Ecevit'in sağ sol kolu, sağ sol kulağı Yardımcı Hüsamettin Özkan'la ilgili. Başbakanlığa yakın basın çevrelerine göre; Defviş döneminin başladığı günlere değin Özkan, ekonomi- deki gelişmeleri ekonomik konulann patronu bildiği- miz bakanlardan öğreniyor, Başbakan'a aktanyordu. Daha açıkçası; ekonominin patronu diye andığımız bakanlar çat kapı Başbakan'ın yanına giremiyor, ge- lişmeleri Başbakan'a doğaıdan anlatma olanağını bulamıyoriardı. Kemal Derviş çalışmalannı hangi yöntemle sürdü- recek acaba? Çat kapı odasına girip Başbakan'la konuşabilecek mi? Yoksa... Evet yoksa, Hüsamettin özkan aracılı- ğı ile Ecevit'le görüşme, hatta Başbakan'dan aynı yoldan talimat alma yöntemini mi yine işletecek? Başbakanlık'taki bugüne kadar eşine rastlanma- yan "ara istasyonla çalışma sistemi" Başbakan'ın sağlığından mı kaynaklandı? Ya da yaşlılığın verdiği yorgunluğun "mesaisüresinikısaltmayı" zorunlu du- ruma getirmesi, bu yolun yeğlenmesini mi zorunlu kıl- dı? Ecevit ile Özkan arasındaki "bu sımn" nedeni bi- linmiyor? Ola ki; ilk günler "ara istasyon çalışmalan" yeni bir ivme kazanabilir. Ola ki özkan, Kemal Derviş'in ça- lışmalannı özenli bir gözetim altına alarak Başba- kan'ı hemen her konuda yapttğı gibi "aynca aydın- latabilir". Bu tür çalışmanın sonu nereye vanr, kuşku yok bi- linmez. Derviş'in hükümet içinde pek çok sorunla karşıla- şacağını önceden söylemek falcılık değil. Mal meydanda Nrtekim daha ilk gün (dün) bektenmeyen, ama bek- lentilere ışık tutan önemli bir gelişme oldu: Bankao lık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zeke- riya Temizel istifa etti. Derviş'e bağlanacak kurumlarzaten koalisyon or- taklannda tepkiyle karşılanmıştı. Başbakan, kendi partisinden kimi bakanlara bağlı kurumlan Derviş'e vermek zorunda kalmıştı. Fakat; Başbakan, basına Derviş'in Devlet Bakan- lığı'na bağlanan kurumlan sıralarken Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kurulu'nu da saydı. Oysa; aynı Başbakan, geçende bir soru üzerine bankalaria ilgili yaptınmlan "Temizel'in başkanlığın- daki, hükümetten bağımsız BDDK'nin yûrüttüğCınü" söyledi. Şimdi aynı Başbakan, hükümete bağımlı olmadan kendine özgü yasayla çalışan BDDK'yi yeni Devlet Bakanı'na bağlıyor. Temizel, ilke sahibi bir insanın yapması gerekeni yaptı. Üstelik bu hareketiyle hükümette bugün görülen, ancak yann görülmesi olası sürtüşmelerin ilk işareti- ni verdi. Ne var ki bir başka soru kuşkulan kamçılıyor. Ece- vit, Maliye Bakanlığı'nda başanlı olan Temizel'i 18 Ni- san'da milletvekili adayı yapmamış, seçimi kaybet- mesi olası lstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına zorlamıştı. Şimdi kamuoyunda banka hortumlamalannı peş peşe aydınlığa çıkaran Temizel'in aldığı olumlu pu- anlardan mı ürktü? Ya da kendisinden sonra D- SP'nin başına geçmesi olası bir isim olarak mı görü- yor Temizel'i? İstifa Derviş'e de bir darbe! Zira kısa demeçlerin- de vurgulayarak söylediği -doğru- bir saptama var "Ekonomi bir takım işidir, kimse kendi başına birşey yapamaz." Karşıdan bakıldığında her şeyin olağandışı düzgün gittiği izlenimi alınıyor. Acaba gelecekteki gelişmeler aynı içerik ve sadelikte yüruyecek mi? Bir yığın acaba, acaba, acaba! Ozkon:Holkbonk kredüerindeimzomyok ANKARA (Cumhu- riyet Bûrosu) - Başba- kan Yardımcısı Hüsa- mettin Özkan, Halk- bank'tan kullandınlan usulsüz krediler konu- sunda, eski bakanlar ve banka yönetimini adres gösterdi. Özkan, daha önce savcıhğa iletilen Hazine raporlannın 'objektif bir şekilde de- ğeriendirttmesi için' ye- niden Başbakanlık mü- fettişlerince incelendi- ğini bildirdi. Başbakan Yardımcı- sı Hüsamettin Özkan, usulsüz kredi ilişkile- rinde suçlanan banka yetkilileri hakkında so- ruştunna izni vermedi- ğine ilişkin haberlere yazılı açıklamayla ya- nıt verdi. 4 yıl boyunca düzen- li denetimlerin yürütül- düğünü anımsatan Öz- kan, "Halk Bankası mevzuaü uyarmca yet- kili organlarca yöneol- mekte, krediler de ban- ka müdürieri veya yö- netim kunılu kararla- nyla açılmaktadır. Kre- di vediğer bankacıhkiş- lemkri hiçbir şekilde il- gili bakanm onayma su- nulmamaktadır" dedi. Bakanlığından önce- ki dönemde kullandın- lan kredilerle ilgili so- ruşturma ve inceleme raporlanndan örnekler veren Hüsamettin Öz- kan, "Bu raporlar Baş- bakan onayma bağlı olarak idariveadüma- kamlara intikal ettirfl- miştir" görüşünü bil- dirdi. Özkan, şu görüş- leri kaydetti: "Bakanhğmıdan ta- kibat izni verilmesi için bekleyen herhangi bir rapor bulunmamakta- dır. Betirtikn kredi iş- lemlerinin tamamı ilgi- li bakan olarak göreve başladığını yıldan önce- ki yıllara ait ohıp bun- lar istisnasız soruştu- rulmoştur. 26 Arahk 2000 tarihli Başbakan- hkgenelgesh le ilgili ba- kanhkRecepÖnal ola- rak belirlenmiş oldu- ğundan bundan sonra- ki raporlara ait işlem- ler Önal taranndan yü- rûtülmektedir. Aynca belirtmek gerckir ki banka > öneticileri hak- kında idşisel menfaat temin ettiklerine dair hiçbir bilgi ve belge yer afanamaktadır. Banka- nın yetküi kurullan ta- rafindan benden önce- ki dönemde gerçekkşti- rilmiş ve hiçbir imza- mın olmadığı kredi iş- lemleri ile şahsım ara- sında bağlantı kurul- maya çahyhnaa Ha g<a\- sız, haksız, efcştiri sınır- lanm aşan, şahsunı yn> ratmaya yönelik kasıtiı davranışlar olarak de- ğerlendirfltnektedir.'' Dervîş'i zor günler bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Devlet Bakanlığı'na getiri- len Kemal Derviş'i, hem ekono- mik hem de siyasi açıdan zor bir dönem bekliyor. Ekonominin "si- yasi sorumluluğunu'1 da üstlenen Derviş'in, ANAP ve MHP'nin, kendi sorumluluk alanlanna gi- ren ekonomi ile ilgili birimleri elinde tutması nedeniyle sıkıntı- ya girebileceğine işaret edihyor. Ecevit'in, "Merkez Bankası Başkanhğr önensı için çağınp ekonomiden sorumlu Devlet Ba- kanlığı'nda karar kıldığı Kemal Derviş'in, DSP'nin sorumlulu- ğunda bulunan ekonomi ile ilgi- li kurumlann başına getirilmesi, ekonomide "çokbaşhhğmsûrece- ği" şeklinde yorumlandı. Siyasi çevreler, Derviş'in ekonominin Temizel'in istifasına üzüldüm' Devlet Bakanı Kemal Derviş, Te- mizel'in istifasına çok üzüldüğünü söyledi. Derviş, "Saym Temizel'e büyûksaygunvar. Şahsentanmıryo- rum, ama dürüst,ûlkesini seven,çok dddi bir insan olarak tanınıyor. Keş- ke biıükte çahşabilseydik'' dedi. sorumluluğuna getirilmesini "dış iHşkfler" açısından olumlu karşı- larken ekonomi ile ilgili kurum- lar arasında sağlam bir "koordi- nasyon" oluşturulmasının gere- ğine dikkat çekiyorlar. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Akarcah, Türkiye'de son 10 yıl- dır para politikalanna dayalı bir ekonomi yönetimi anlayışınm egemen olduğunu, üretime daya- lı reel ekonominin göz ardı edil- diğini vurguladı. Derviş'in reel ekonomiye dönük bir politika iz- leyeceğini tabmin ettiğini belir- ten Akarcah, ekonomi ile ilgili bazı birimlerin MHP ve ANAP'ta kahnasının sıkuıtı yaratmayaca- ğını savundu. ANAP lstanbul Milletvekili Nesrin Nas da, Derviş'in, Tûrki- ye'nin dışanda gereksinimi oldu- 'Poliûkacılarçok şeyi batırmış' ANTC\RA(CumlıuriyetBûrosu)-Devlet Ba- kanlığı görevine atanan Kemal Derviş dûn ça- lışmalanna başladı. Ekonomi bürokratlanndan brifıng alan Derviş, Başbakan Bülent Ecevit ile öğle yemeğinde bir araya geldi. Derviş akşam saatlerinde akademisyenlerle görûşmek üzere lstanbul'a gitti. Derviş'in konuşmaîarını dudak okuma yöntemiyle çözen Kanal D'nin haberine göre yeni bakanın "politikacılar her şeyi baür- mış" dediği ileri sürûldü. Devlet Bakanı Kemal Derviş dün sabah saatlerinde Ankara Hilton Oteli'nde Hazine MüsteşarVekili Ferhat Emfl'le bir araya geldi. Görüşmenin ardından gazeteci- lerin sorulannı yanıtlayan Derviş, istikrann arac olduğunu belirterek "Bence asıl hedef, hüküme- ond^b^efkur,Sayuı Başbakan'ın dahedefkiir, çabşan halkm refah düzeyini yttkanya doğru çı- kartmak, geiir dağüınuru düzettmek, sosyal ada- kti sağlamak, büyümeyi sağlamak. tstikrar bu- nun içinaraçtir. tstikrar olmadan, yüksekenflas- yon sürdükçe bunu sağlamak çok zor" dedi. Derviş Hazine Müsteşarhğı'nageçerekçaüş- malanna başladı. IMF Türkiye Masası Şefl Car- k) Cottardü, Dünya Bankası Temsilcisi Ajay Chhflbber'in yanı sıra Hazine ve Merkez Ban- kası bürokratlannın da katıldığı bir toplantı ya- pan Derviş, daha sonra Ecevit ile Başbakanlık Konutu'ndaöğleyemeğiyedi. Hazine Mûsteşar- hğı'nda çalışmalannı sûrdüren Derviş, akşam saat 19.00'dalstanbul'ahareketetti. Bakan Der- viş'i akademisyen arkadaşlanndan Prof. Dr. Asaf Savaş Akad karşıladı. Derviş'in yaptığı bir telefon görüşmesini du- dak okuma yöntemiyle çözen Kanal D. dün ge- ce bu görüntüleri yayımladı. Kanal D'nin habe- rinde, Derviş'in siyasetçilerin herşeyi batırdığı ve yapılacak çok iş olduğunu söylediği iddia edildi. Habere göre Derviş, kameralann kendi- sine çevrildiğini görünce konuşmasını Ingiliz- ce olarak sürdürdü. tstanbul'dagazetecilenn ko- nuyla ilgili sorulanyla karşüaşan Derviş, "Kim j'apoysa yanhş okumuş dudaklanmL Çok üzül- düm. Tekniğinizi geüştirmeniz lazna Yanhşü- Aynca oandaTürkçedeğil,İngflizce konuşuyor- dum" yanıtmı verdi. Gazetecilerin ısrarh soru- lan üzerine Derviş, "BB- düzen kurahm. Hafta- da 2-3 kez toplanıp konuşahm. Siz de rahaüaym ben de rahatiayaymr dedi. Bıuıabııı eııflasyoııa yansunadı a ? 67.9 Ekonomi Servisi - Enflasyon şubat ayında top- tan eşya fıyatlannda (TEFE) yüzde 30'un altmda seyretmeye devam etti. Devlet tstatistik Enstitü- sü'nün (DİE) açıkladığı rakamlara göre, bu yılın şubat ayında yıllık enflasyon, toptan eşya fiyatla- nnda yüzde 26.5, tüketici fi- yatlannda (TÜFE) ise yüzde 33.4 oldu. 2000 DlE verilerine göre şubat aymda yıllık enflasyon toptan eşyada yüzde 67.5, tü- ketici fıyatlannda yüzde 69.7 olmuştu. Şubat ayında, bir önceki aya göre toptan eşya fîyatlan yüzde 2.6, tüketici fiyatlan ise yüzde 1.8 oranında arth. Şubat aymda toptan eşya fi- yatlannda görülen yüzde 2.6'hk artışta devletin payı 0.4, özel sektörün payı da 2.2 puan oldu. 2000 yı- lı şubat ayı ile karşılaştınldığında, bu yılın aynı aymda enflasyon, toptan eşya fıyatlannda 1.5 pu- an, tüketici fıyatlannda 1.9 puan altmda gerçek- leşti. öte yandan, şubat ayı itibanyla 12 aylık or- Yıllık enflasyon OTopOn talamalara göre yıllık enflasyon. toptan eşyada yüzde 44.5, tüketici fiyatlannda ise yüzde 48.9 olarak hesaplandı. Bu arada çekirdek enflasyon olarak nitelenen imalat sanayiinde özel sektördeki fiyat artışı yüz- de 2.5 olarak hesaplandı. DÎE verilerine göre toptan eşyada fiyat artışlan devlet sektörün- de yüzde 1.8, özel sektörde yüzde 2.9 oldu. Bu yılın şu- bat ayında, sektörel bazda en yüksek fiyat artışı yüzde 3.7 ile tanm, avcılık, ormancıhk ve balıkçılık sektöründe ger- çekleşti. lstanbul Ticaret Odası'mn (ÎTO) 1995 bazlı yeni lstanbul Ücretliler Ge- çinme Endeksi'ne göre 2001 yıh şubat ayında perakende fiyatlar yüzde 1.0 oranında arttı. iTO'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, 2000 sonuna göre ilk iki aylık aruş oranı yüzde 1.5,2000 yılınm şubat ayına göre yıllık artış oranı yüzde 35.9, şubat aylan itibanyla yıllık ortalama artış oranı yüzde 48.6 oldu. ğu "kredibUite ve göveni" sağla- yacak bir kişi olduğunu vurgula- dı. Parasal ve mali önlemlerin ağu-lıkta olduğu, üretim sektörü- nün göz ardı edildiği IMF pake- tinde gelinen aşama, 2001 ve 2002 hedeflerini açığa düşürdü. Programm sapan hedefleri ve Ke- mal Derviş'i bekleyen tablo ko- nusunda uzmanlann bazı değer- lendkmeleri şöyle: • Şimdiye kadar baskı altmda tutulan KİT ürünleri ile mal ve hizmetlerde artık piyasa koşulla- nna dönühnesi sonucu enflasyon hedeflerinin 80-100 puan sapma tehlikesi doğdu. • Kamu kâğıtlannm piyasada beliren faizleri hedefın çok üs- tünde olacağından bütçe açığı ve dolayısıyla kamu açığı artacak ve kamu kesimi borçlanma gereği- nin GSMH içindeki payı yükse- lecek. Kamu kesimi borçlanma gereğinin 2001 yılında GSMH'nin yüzde 10'una düşü- rühnesi öngörülüyordu. Bu hedef temelinden sarsıldı. Kamunun borçlanma gereği, iç ve dış borç faizleri üzerine baskı yaratmayı sürdürecek. • Aynı şekilde yeni fiyat den- gelerinde daha yüksek düzeyde seyreden kamu harcamalan, ka- mu açıklannı arttıracak. Seri if- laslar ve durağanlık nedeniyle vergi tahsîlatmm düşmesi de ka- mu açığını arttıncı etken olacak. • 500 bine yakın kamu işçisi- nin toplusözleşme görüşmeleri sürüyor. Hükümet, rafa kaldınlan 2001 hedefleri ve hiperenflasyon beklentisi arasında sıkışacak. Ye- ni programın yükünün de çalışan kesime yüklenmesine karşı mes- lek örgütlerinin yükselen tepkisi iktidar için en büyük sorunlardan birini oluşturacak. 2001 yılınm ilk yansı için memur maaşlanna yüzde 10 zam öngören hükümet, eski vaadi doğrultusunda "artan fiyat farknu maaşayansrtma" uy- gulamasını gerçekleştirmekte zorlanacak. • TEKEL'in yeniden yapılandı- nlmaa, TEtEKOKERDEMlR, PETKİM, THY ve SEKA gibi büyük özelleştirme hedefleri hız- landınlmaya çalışılacak. • 2000 yılında yabancı serma- ye girişi beklentisi 2.8 milyar do- lar iken sermaye çıkışlan girişler- den daha fazla oldu. 2000 yılının 9 ayında Türkiye'de ilk kez net doğrudan sermaye girişi eksi 257 milyon dolar olarak gerçekleşti. • Ödemeler dengesi en önem- li açmazlardan biri ohnayı sürdü- rüyor. 2000 için 2.8 milyar öngö- rülen cari işlemler açığı 9.5 mil- yar dolara yaklaşü. Kişi başına ulusal gelır yıllardır ilk kez 3 bin dolann altma geriledi. Tanm tam anlamıyla çöktü. • 2001 ydı bütçesinde cari açık 6.6 milyar dolar, bütçe açığı 3.4 milyar dolar öngörülüyordu. Ye- ni programm; yatınm, üretim, ih- racatı temel alan ve bu üç unsuru güçlendiren bir merkeze oturtul- ması zorunlu görülüyor. AL GÖZÜM SETREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK Gene deMutlulukDüeyin Zorunlu tatilin ikinci günündeyiz. Öyle bir cinnetin ortasından geçiyoruz ki ilaç için hoş bir şey, insanın gönlünü bir nebzecik ferahla- tan hiçbir şey yok. Arkadaşımın biri telefon ediyor, "Bir poHs" diyor, "ild mttyartak bor- cunu ödeyemediği için intihar etmiş" Bir dı- ğeri telefonda. "Hangi yazarlarm işsiz kakb- ğmı bflmek ister misin?" diye soruyor. Böylesine bir işsızhk ve çaresizlik cinneti hiç görühnemişti ve birileri hâlâ yalan söyle- meye devam ediyor. Geçenlerde birkaç kâşiyle birükte bir Afri- ka belgeseli izliyorduk. Belgeseldeki Afrika- lılar yoksuldu, ama neşeliydiler, dans ediyor- lardı. Içimizdeki en gencimiz derin bir iç ge- çirip "Onlaryoksul ama neşeaTer" dedi. "Biz hem yoksuluz hem neşemiz yok." Yoksul, neşesiz ve umutsuz bir bayram bi- zi bekhyor. Ve ben günlerdir hiç sevmediğim bir şeyi kötümserliği yazmak zorunda kahyo- rum. Hiç yapmadığım bir şey, sabahlan kal- kar kalkmaz televizyonun düğmesine basıp ekonomi felaketlerini dinlemeye başhyorum. Ve gene birileri "Felaketsenaryolan üretilme- sin, her şey ıyi" diye yalan söylüyor. Işte ben en çok bu yalanlara kafayı takmış durumdayun. Neyi gızliyorsunuz? Hükümetin Içişleri Bakam hükümetten umudunu kesmiş, halkı yamna çağınyor. Çünkü yann bir gün biliyor o da "sesini kes" diyebihrler ya da. Anadolu'dan fotoğraflar geçiyor. Kayse- ri'den, Konya'dan, Maraş'tan gerçek üretimin kalbinin atuğı, küçük sanayinin devleştiği bu kentlerde yüzlerce imalathanenin kepenkleri kapalı. Insanlar üzgün ve kahveler dopdolu. Gaziantep'lı kaporta ustası çıraklanna yolu gösterirken ağhyor, az sonra dükkâm temelli kapatacak. Çırak ustasma sarümış, "Beni bı- rakma" diye yalvanyor. Çünkü bütün umut- lan, bütün hayalleri uçup gidiyor. Hayalsiz, umutsuz kalakalıyor küçük çırak. Üreten, emeğiyle geçinmeye çalışan herkes "Enflasyon ktbisi hükümeti de bizi de yendi" diyor ve gene birileri "Enflasyon hedeflerin- den şaşma> acağrz" diye yalan söylüyor. Yalan, kimsenin cebine giren parayı arttır- mıyor. Rantiyeciler dışında. Ve ülkeyi soyan- lar dışında. Öyle bir hale geldik ki insanlar Cumhurbaş- kanı'yla Ecevit arasmdaki çekişmenin özel- likle çıkanldığını düşünüyorlar. "Hükümet, beldenen bu krizde suçu başkalanna yükk- mek için böyle bir oyun oynadın diyorlar. Ar- tık kimsede güvenin larpıntısı kalmadı. Bütün bunlar olup biterken, Türk Borsası dünyada iki yıldır en çok kaybettiren borsa- lar arasında dördüncü durumdayken, yaban- cı sermayenin gelmesi gibi bir hayal peşinden gidip gene yalan söylüyorlar. Kımi kandınyorsunuz, aptal mı bu yaban- cı sermaye, böyle bir borsaya neden gelsin? Gelirse yükselen faizlerden faydalanmak için gelir ve ertesi gün de voliyi vurup gider. Kasım krizinde olduğu gibi. Yabancı serma- yenin de dini imanı paradır, kârdır. Kimse Türkiye'nin kara gözü, kara kaşı için gel- mez. Bu arada Bush, Ecevit'e telefon etmiş, "Ar- kamzdayız'' demiş. Bu ne biçim arka çıkma? Sen bir ülkenin topraklanm kendi toprakla- nn gibi kullan, Incirlik'ten uçaklar havalan- dınp Bağdat'ı bombala, iş para vermeye ge- lince sözlü moral ver. Artık bir Amerikalı ekonomist dayanamamış söylemiş: "Adamlarm toprağmı babamızm mah gibi kullamvoruz, bari biraz para verefim." Evet, ne yazık ki mutlu bir bayram, keyifli bir bayram bizi beklemiyor. Oysa, neler var- dı anlatacak. Ne yazık ki bir süre için de olsa cinnet benim neşeme de el koydu. Pek tatsız tutsuzbirpazaryazısıyazdım.Amakükreyip kendime gelmeliyim. Çünkü kimbilir daha kaç zaman güneş bauşını izleyebileceğiz ya da sabahlan bir kahve içebileceğinı, kimbiür? Hep birükte gene de buldugumuz gün batun- lannda gülümseyip kendimiz için mutluluk diyelim. Iyi bayramlar efendim. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada duğunu ortaya koymuş, bu kişilerin adlannı da tek tek sıralamıştı. Raporda suçlanan kişiler kısa süre sonra yapı- lan genel seçimlerle Meclis'e girmişler, raporu ha- zıriayanlann çoğu da Meclis dışı kalmıştı. Temizel'e gelirsek... Bankalann içinin boşaltıl- ması da uzun süre "failimeçhul" kalmıştı. Bazı ki- şiler kamu bankalannı soymak için banka kuruyor... Kamu bankalanndan bir kalemde milyonlarca do- lariık kredi alryor... O krediyi kendisine ait şirketle- re aktanyor... Zor duruma düşen özel bankanın sa- hipleri siyasi ağırlıklannı koyup kamu bankasından yeniden kredtalarak düzlüğe çıkıyor... Bu krediler- le beslenen bankanın sahibi ya da yöneticileri fır- sat buldukça demeç veriyor: "Kamu bankalan en büyük kamburduri" Temizel bu çarkın bozulmasında en aktif rolü oy- nayan kişilerden biriydi. 11 aylık görevi sırasında Temizel'le zaman za- man sohbet ettik. Kimi konulardaki gelişmeleri ak- tanrdı. Sohbete girmeden önce şu notu düşerdi: "Bunlan yazmanız için söylemiyorum..." Bir gazeteci için en ağır durum... Kimi meslek- taşlanmız Temizel'le bu koşulla yaptıklan sohbet- leri yazdılar. Ben, verdiğim sözü tuttum. Temizel dün istifasını verdikten hemen sonra Münih'e uç- tu. İstifa gerekçesi üç sözcüklü: "Görülen lüzum üzerine..." Bu noktadaTemizel'in görevi sırasınaa söytedik- lerinden kimi satırbaşlannı aktarmanın, "sözünde durmamak" anlamına gelmeyeceğini düşünüyo- rum: - Buraya gelmeden önce olup bitenler hakkın- da genel bir fikrim vardı, ama bu kadannı tahmin etmiyordum. - Seni Kızılay Meydanı'nda asacağız deseler, doğru bildiğim şeyden vazgeçmem. - Kesinlikle intikam ya da benzer duyguyla ha- reket etmiyorum. Ayncalık yapmıyorum. Durumu olumsuz seyreden bir bankaya hemen en ileri iş- lemi uygulamıyoruz. Uyanyoruz. Yapması gere- kenleri söylüyoruz. - Bugüne dek bu tür suçlann yargıya yansıması ciddi bir sonuç doğunmuyordu. Ikjili uzman rapo- ru yazıyor, bakana veriyor. Bakan ya raporu bek- letiyorya da 'gereğinin yapılması' diye savcıhğa ile- tiyor. Savcılık konunun uzmanı olmadığı için Tica- ret Kanunu'na göre bir iddianame yazıp veriyor. Mahkeme de konuya hâkim değil. Bilirkişiye baş- vuruyor... Dava ya hanf para cezası ya da beraat- lasonuçlanıyor... Öyle anlı şanlı profesörierin bilir- kişi raporu var ki, okusan aklın durur... - Burada gördüğüm bazı olaylar, bunlara karşı araya konan kişiler, bazen öyle bunaltıyor ki... Ha- ni intihar noktası demeyeyim, öyle şey değil ama, sokağa çıkıp avazım çıktığı kadar bağırasım geli- yor... Burada keselim... Istifa-de... İstifa haberinin ardından herkesin yanıtmı aradı- ğı soru şuydu: -Neden? Akla ilk, Türkiye'den, affedersiniz hükümetten, hay dilimi.. ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlı- ğı koltuğuna getirilen Kemal Derviş'e BDDK'nin de verilmesi geliyor. BDDK, yasası gereği bağım- sız bir kurum. Temizel'i bu durum etkilemiş olabi- lir ama, acaba daha akla yakın olan şu mu: - Derviş, bardağı taşıran son damla oldu! Bir süredir kamuoyunda güvenilirliği artan üç isim vardı: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer, Içişleri Bakanı Sadettin Tantan. BDDK Baş- kanı Zekeriya Temizel. Sezer tüm kuşatmaya karşın toplum gözünde- ki yerini koruyor. Tantan'da yer yer erozyon görül- meye başlandı. Temizel istifa etti... Temizel'in eğilip bükülmeyen düz çizgisi onu bu noktaya getirmiş görünüyor ama, keşke istifa et- meseydi, toplum adına direnme yollan arasaydı... Kaderimize bakın... Ekonominin sorumlu nokta- lannda olup gelinen noktada istifa etmesi gereken- ler direniyor, "istifa-de"ediyor... Umut bağladıkla- nmız, dirense diye düşündüklerimiz istifa etmek zorunda kalıyor... ankcumettnetnettr Cumhuriyet motbaasutda 'ÖTyöneûm' • Baştarafi 1. Sayfada yapılan görüşmelerde, matbaanın yönetimi tamamen 'işcikrin öz- yönetimine' bırakıla- rak sorun çözümlendi. DlSK'ebağhBasm-lş Sendikası'nca yapılan açıklamada. "Cumhu- riyet matbaası emekçi- leri, Cumhuriyet gaze- tesinin basın emekçile- rine yöneltilen saldın karşBindaki yaym çiz- gisine bütün varukla- nyla sahip çıkacaktır" denildi. Diyarbalor'da 1 pamıık' yolsuzluğu • DtYARBAKIR(AA)-Diyarbakır'ın Bismıl ilçesinde kendilerini pamuk ekimi ve hasadı yapmış gibi göstererek sahte belgelerle destekleme primi aldıklan anlaşılan 58 kişi jandarma tarafından tespit edildi. Yapılan operasyonlarda 49 kişi gözaltına alınırken bunlardan 38'i tutuklandı. 9 kişinin yakalanmasına çalışılıyor. Rodos yine saHandı: 4.8 • ATtNA (AA) - Yunanistan'ın Rodos adası açıklannda önceki gün meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremin ardından dün de 4.8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin can ve mal kaybma yol açmadığı belirtilirken Yunanlı sismologlar Ege'de genel bir faaliyetin söz konosu olduğuna dikkat çekerek gelişmelerin izlenmesi gerektiğıni vurguladılar. ABD'de askeri uçak düştü: 21 ölü • \VASHINGTON (AA) - ABD'de, Georgıa eyaletinin 16 kilometre kuzeyindeki Pinehurst bölgesinde düşen C-23 Sherpa tipi uçağın içinde bulunan 21 kişinin öldüğü bildirildi. Yetkililer, uçağın kötü hava koşullan nedeniyle düştügünün sanıldığını açıkladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle