Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 2001 PAZAR
HABERLER
DUN^ADA BUGUN
ALt StRMEN
Gençlik
Sevgili,
Onu tanıyorsun. Hani şu resim sattıkça bizi
meyhaneye davet eden ressam dostumuz.
Öyküyü de biliyorsun. Son zamanlarda iyi re-
sim satmaya başlayınca, bizi sık sık davet eder
olmuştu. Bir yandan sohbet ediyor, bir yandan yi-
yip içiyorduk.
Keyifler gıriaydı. Ama o sırada gaıptan biri bak-
tı ki, o da bizimle âlemde... Âlem iyi de böyle iç-
meye devam eder çalışamazsa, nereden gelecek
değirmenin suyu?
Uyanık arkadaş, ressama döndü ve
- Yeter içtiğin, hadi sen artık git çalış(!), dedi.
Bizimki de büyük bir uysallıkla..
- Öyle ya, dedi, ben artık çalışayım.
Her şey bu minval üzre gidiyordu. O yine resim
satıyor, bizi davet ediyordu. Tek değişen, bizim
uyanığın onu artık uyarmasına da gerek olmayı-
şıydı. Masaya oturduktan sonra, ressam ikinci
kadehi bitirdi mi, uyanık hemen gözlerini ona di-
kip sert sert bakmaya başlıyordu. Bunun üzeri-
ne ressam, mahcup mahcup yerinden kalkıyorve
- Ben artık gidip çalışayım .deyip hepimize ve-
da ediyordu.
•••
Bir süre önce, bu öyküyü anlattığımda, çok ki-
şi adını sordu ressamın. O zaman vermemiştim.
Bu mükrim dostumun, gönül zenginliği ve eli
açıklığının nimetlerini paylaşmamak için değil,
kendi aramızdaki bir öyküyü izinsiz anlatmam
doğru olmadığından...
Yine kendisinden izin almasam da bu kez o ar-
kadaşın Ressam Rasin olduğunu söyleyeceğim
artık.
Sevgili, onu sakın öyle kuru gürüttüye pabuç
bırakan, halim selim biri sanma!
Tam tersine coşkulu, olaylara tepkisini hemen
dışavuran, canlı ve de heyecanlı biridir Rasin; o-
nun uysallığı yalnızca yakın dostlannadtr, herkes-
le de hemen dost olmaz.
Rasin iki hafta önce kendi deyişiyle "son ser-
gisi"n\ açtı. Bu son sergi nitelemesi beni çok gül-
dürdü. Çünkü bu benim bildiğim "onuncu son
sergVsiydi.
Her defasında, yaşını ileri sürerek bu benim
son sergim diyor ve çok şükür bir sürü son ser-
gi açıyor.
Bu sergilerin bir ortak noktası da hemen hemen
hepsinin bir öncekinden daha ileride ve daha gü-
zel olması. Yalnız ben böyle düşünsem, bu gö-
rüşümü açıklamaya cesaret edemem. Bu konu-
da o kadar yetkin değilim. Ama ressam arkadaş-
larım da aynı şeyi söylüyorlar. Üstelik bizim içki
masalanna davet edilenler değil.
• • •
Şimdi, çok haklı olarak "Ne var bunda şaşa-
cakya da bu kadarbüyütecek" diyebilirsin. Doğ-
rudur, bir sanatçının sürekli gelişmesinde, her za-
man doğal olmasa bile ideal.
Ama burada biraz gariplik var. Çünkü Rasin şu
sıralarda 78 yaşında. Ve sanatını yakından izle-
yenler, onun 70'inden sonra yepyeni boyutlara
vardığını ısrarla vurguluyoriar.
O bana hep 90'ını aşkın bir yaşta ölen Arthur
Rubenstein'ı anımsatıyor. Geçen yüzyılın bu bü-
yük piyano ustası da ellili yaşlannın sonuna doğ-
ru büyük bir virtüöz olmuştu.
Başka bir örnek ise çok değişik bir alanda, fut-
boldaydı. Şu sıralarda Galatasaray'ın menajeri
olan eski kaptanı Cüneyt Tanman, çoğunluğun
futbolu bıraktığı 30'lu yaşlann ortalanna doğru,
stilinin ve ustalığının zirvesine erişmişti.
Bu adını verdiğim kişilerin, çok mutlu oldukla-
nnı düşünürüm hep.
Öyle ya! Yıllar onlara yorgunluk, yaşlılık ve ken-
dini tekrarlama getireceği yerde tam tersine
gençlik aşılıyor.
Bundan büyük mutluluk olur mu?
Gençlerin bile, umutsuzluktan yaşlı olduklan
bir toplum içinde yaşar ve bu örneklere bakar-
ken hep sairin şu dizeleri gelir aklıma:
"Delikanlılar gördüm, hiç genç olmamışlar,
Yaşlılar gördüm hep delikanlı kalmışlar."
Sevgili,
Yaşlı delikanlı dostum Rasin'in sergisi, Beyoğ-
lu'ndaki Ak Sanat'ta devam ediyor, git, gör!..
Bunalım nedeniyle toplumsal suçlar ile ahlaksal yozlaşma, alkol ve uyuşturucu kullanımının artacağı açıklandı
İzmir'de 8 bin imza toplandı
Kartel medyasına
4 günlük boykot
İZMtR(Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Gazete-
lerin Ege eklerinin ka-
patılmasıyla 300 basın
çalışanının işsizkaldığı
İzmir'de başlatılan
kampanyada yaklaşık
sekiz bin imza toplandı.
Kamuoyunun büyük
destek verdiği kampan-
ya, Izmir'deki sivil top-
lum kuruluşlan ve mes-
lek odalannca da yay-
gınlaştınldı.
Basın sektöründeki
işten çıkarmalardan
payını alan Izmir'de
mücadele başlatan ga-
zeteci örgütlerine sen-
dikalardan, siyasi par-
tilerden, meslek odala-
nndan ve demokratik
kitle örgütlerinden de
destek geliyor. ÇGD
Ege Şubesi, işten çı-
karmalann ekonomik
krizden değil Sabah
grubunun sahibi Dinç
Bilgin ile Doğan gru-
bunun sahibi Aydın
Doğan arasındaki rek-
lam pastası paylaşımı-
na yönelik gizli bir an-
laşmadan kaynaklandı-
ğını bildirerek bu iki
grubun yayımladığı
Hürriyet, Milliyet, Ye-
ni Asır ve Sabah gaze-
telerini dört gün bo-
yunca satın almama
kampanyası başlattı.
ÇYDD'den yapılan
açıklamada ise "olaym,
basuıı sessizleştirmekle
bağlantüı olabueceğini
düşünüyoruz" denildi.
ÖZÜP
Zafer Temoçin'in dün yayımlanan
karikatüründe birinci kare Semih
Balcıoğlu'nun 25 yıl önce çizdiği bir
karikatürdü. Alt yazı bir yanlışhk sonucu
yayımlanamayınca karikatür anlamını yitirdi.
Okurlanmızdan ve çizerimizden özür dileriz.
Ekonomitstanbul Haber Servisi - Uzmanlar,
ekonomik kriz nedeniyle ruhsal bu-
nalım yaşayan insanJann saldırganla-
şacağma ve depresyona gireceğine
dikkat çekti.
Sosyal antropolog, psikolog vepsi-
kiyatri uzmanı Prof. Dr. Kıırban Ozu-
ğurlu, ekonomik kriz nedeniyle iste-
diklerini gerçekleştiremeyen insanla-
nn engellenme duygusu içine girdi-
ğini belirterek bu ruh hali içindeki in-
sanlann saldırganlaşacağını ve dep-
resyona gireceğini söyledi.
Prof. Özuğurlu, paranuı, sosyal iliş-
kiler açısından taşıdığı yüksek değe-
re dikkat çekerek "Bu kadar önemli
bir şeyden insanlar birdenbire yok-
sun kalınca engellenme (frustrasyon)
duygusu içine giriyorlar. Bu da saldır-
ganhk ve depresyonu beraberinde ge-
tirecektir" dedi.
Özuğurlu, insanlann tasarladıkla-
nnın bir gecede engellenmesi sonu-
cunda bir ruh bunalımına düşmeme-
lerinin imkânsız olduğunu ifade etti.
Ruhsal sarsınü
Ekonomik krizin insanlan ruhsal
sarsmtıya ve sosyal ilişkiler yönün-
den yoksunluğa ittiğini vurgulayan
Özuğurlu, krizin sosyal antropolojik
açıdan da tedirginliğe yol açtığını
söyledi.
Insanlann birbirleriyle ilişkilerini
para aracılığıyla gördüklerini ve pa-
ranın sosyal antropolojik bir değer ol-
duğunu belirten Özuğurlu. "Para
harcayamayan ve para harcamaktan
yoksun kalan insanlarda engellenme
duygusu ortaya çıkıyor. Her gün çık-
öğı ahşverişi tekrariayamayan. alışü-
ğı yemeğiyiyemeyen insanlarbu duy-
esyona sokuyorguyu çokyoğun bir şekildeyaşryoriar"
dedi.
Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi
LiyezonPsikiyatri Bilim Dalı Başka-
nı Prof. Dr. Sedat Özkan, ekonomik
krizin. Tûrkiye'nin son yıllardaki ta-
rihinde bir "toplumsal deprem" nite-
liği taşıdığmı belirterek "Diğer dep-
rem, doğadan geldiği için depremden
sonra insanlar paylaşımcıydı. ancak
bu depremde insanlar çökünrü ve kız-
gınlığı bir arada yaşıyorlar" dedi.
Kıygınlık ve öfke
İnsanlann şu anda bir şok yaşadı-
ğını ifade eden Özkan, "Arkasından
kızguılık ve öfke yaşanacak. Arkasın-
da da insanlanmız bir arayış içine gi-
recekler. Ve sonra güven tamamen ze-
delenecek. Adalet ve güven duygusu
zedelenen insanlarımızdaki öfke ve
kırgınhğı daha da derinleştirecek" di-
ye konuştu.
Psikolog Ayşe Kayhan da ekono-
mik krizin toplumda gerçek anlamda
bir şok olduğunu ve krizin ardından
toplumsal travma yaşandığını belirte-
rek toplumun bu şokla tam bir sessiz-
liğe gömüldüğünü söyledi.
İnsanlann tam bir çaresizlik duygu-
su içerisinde olduklanru ifade eden
Kayhan, özellikle maaşlı çalışan ke-
simin büyük bir korku içine girdiği-
ne dikkat çekti.
Bu sessizlik ve korkunun sonunda
ciddi bir depresyon ve saldırganlık
belireceğini belirten psikolog
AyşeKayhan. "Bundan sonra yöne-
tim çokdikkaüi olmakzorunda. Çün-
kü depresif ve saldırgan bir kitİeyle
karşı karşıya kaiacak" dedi.
Prof. Dr. Knrban Özuğurlu'ya
göre ekonomik bunahmla dep-
resyona girmemek olası değiL
Bakû, Şahdeniz doğalgazı için Mavi Akım gazından daha fazla fiyat istiyor
Aliyev'deh palıalı doğalgaz
SERKANDEMtRTAŞ
ANKARA - Azerbay-
can yönetimi, Türki-
ye'ye satmak istediği
Şahdeniz doğalgazı için
Rusya ile yapılan Mavi
Akım anlaşmasından bi-
le daha fazla ücret isti-
yor. Türkiye'nin çabala-
n sonunda Azerbay-
can'ın istediği fiyatta in-
dirime gittiği, ancak bu
miktann bile Rus gazın-
dan pahah olduğu kay-
dediliyor. Fiyat konusu-
nun aşılması durumunda
Azerbaycan Cumhur-
başkanı Haydar Ali-
yev'in 12 Mart'ta yapa-
cağı ziyaret sırasında hü-
kümetlerarası anlaşma-
nın imzalanabileceği
kaydediliyor.
Bakû-Tiflis-Ceyhan
petrol boru hattı projesi-
jıe birlikte imza atan
Türkiye ve Azerbaycan,
Hazar Denizi'ndeki Şah-
deniz doğalgazının fiya-
tı konusunda uzlaşamı-
yorlar. Türkiye ile Azer-
baycan arasında uzun sü-
redir yapılan görüşme-
lerde özellikle fiyatta uz-
laşamadıklan, diğer ko-
nularda ise genel bir uz-
laşının sağlandığı bildi-
rildi. Aliyev'in doğalga-
zm fiyatını yüksek tuttu-
ğu, istediği rakamm Ma-
vi Akım doğalgazından
bile fazla olduğu öğre-
nildi. Bu fıyatın düşürül-
mesi için Enerji ve Dı-
şişleri bürokrasisinin
Azeri yetkililerle yoğun
görüşmeler yaptıklan.
belirli bir indirim sağlan-
dığı, ancak hâlâ istenilen
düzeye ulaşılamadığı
kaydedildi. "Ticari sır"
olarak görülen bu fiyat-
lar açıklanmıyor. Türk
yetkililer. "Dost ve kar-
deş Azerbaycan'ın yeral-
ü zenginlikkrini bedav a-
ya vermelerini beklemi-
yoruz, ancak uluslarara-
sı ölçütlerin göz önüne
abnmasını bekliyoruz"
dediler.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
Fatih Üniversitesikapanma aşamasında
Istanbul Haber Servisi • Fethullah
Gûlen'e yakınlığıyla bilinen Özel
Fatih Üniversitesi öğrencileri,
okullannın diğer üniversitelerle aynı
sorunlan yaşadığını belirterek,
"Okulun eğirimini
se\iyoruz ama.. yönetimini ^
sevmiyoruz. İrticai faanyetter
görünürde yok, ama biz varkğını
hissedrvoruz" dediler.
YÖK'ün. "irticai kadrolaşma ve
küık kıyafet yönermetiğine
uyulmadığr için Özel
Fatih Üniversitesi hakkında T
başlattığı soruşturma
tamamlanma aşamasına geldi. YÖK
Denetleme Kurulu'nun
soruşturması, "görevlerini kötüye
kullandıklan için mütevelli he> etinin
görevden ahnması ve üniversitenin
2001 ÖSS kılavıızundan çıkarüarak
kademeli şekilde tasfiye edihnesi"
taleplerini içeriyor. Üniversitenin
kapatılması halinde öğrencilerin de
garantör okul Marmara
Üniversitesi'ne nakledilrnesi
düşünülüyor. Özel Fatih Üniversitesi
ikinci sınıf öğrencisi AJ)..
öğrencilerin yanı sıra okuldaki pek
çok bayan hocanın da derslere
perukla girdiğini ifade ederek kılık
kıyafet yönetmeliğinin göstermelik
olarak uygulandığmı söyledi.
Bedava yayınlar
Üniversite kampusunda Zaman
gazetesinin bedava dağıtıldığını,
öğrencilerin Sızmtı dergisine de
abone yapıldığını anlatan A.D.,
"Özellikle yurtlarda dini sohbetlerin
yapıldığı ortamlar oluşuyor. Okulun
kûltür merkezinde de kandil gibi özel
dini günkrde günün anlamma uygun
programlar, etkinlikler
düzenlenryor" dedi. A.D., okulun
eğitiminden memnun olduğunu,
ancak altyapısında, yönetiminde
şeriatçılann olduğunu söyledi.
Üniversitenin kapahlmasının
gündeme gelmesiyle öğrencilerin
"Basın gelebinr, rürbanlannızı
çıkann" şeklinde uyanldığmı
anlatan A.D., "Bugün türbanhlann
çoğu başlannı atkılarryla
örtmüşlerdi" dedi.
Matematik bölümü öğrencisi SJS/L
de Gülen ismi nedeniyle okullanna
önyargı ile yaklaştıklannı
söyleyerek, "Okula yüklenen
misyonu paylaşmıyorum ama..
kapansuı da istemiyorum. Okulumuz
sadece Gülen adı nedeniyle
kapaübnak isteniyor" dedi. Mezun
olma aşamasında olduğunu anlatan
S.M., okula girerken bazı endişeler
taşıdığını, ancak girdikten sonra
anlatıldığı gibi irticai faaliyetlerle
karşılaşmadığını belirti.
H.K. ise üniversite içinde öne çrkan
hiçbir siyasi görüş obnadığını
söyleyerek herkesin birbirine saygılı
davrandığını savundu.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Yanlıs yansıtılmaya tepki
Alevilerden
anayasal
güvence istemi
• Alevilerin camiye gittiği ve
ibadetlerini Hanefi mezhebine
göre yaptığına ilişkin Diyanet
raporuna Alevi dernekleri tepki
gösterdi. Raporun, devletin
inkârcı politıkalarını ve bundan
sonra izlenecek stratejiyi gün
ışığına çıkardığı belirtildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Alevi dernekleri, cezaevi operasyonla-
nnda yaşamım yitiren bazı tutuklu ve
hükümlülerin cenazelerinin cemevle-
rinden kaldmhnasından sonra. Alevi
kesime karşı yürütülen yanlı ve yanlış
politikalara tepki gösterdi. Alevi der-
nekleri, 'Alevi kimliği'nin anayasal gü-
vence altına alınmasmı istedi.
Almanya Alevi Birlikleri Federas-
yonu, Ankara Cem Kültür Evleri Yap-
tırma Derneği, Eskişehir Hacı Bektaş
Veli Anadolu Kültür Vakfı, Fransa
Alevi Birlikleri Federasyonu, Hacı
Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Ge-
nel Merkezi, Hacı Bektaş Veli Kültür
ve Tanıtma Dernekleri Genel Merke-
zi, Hacı Bektaş Derneği, Hüseyin Ga-
zi Derneği, Karacaahmet Sultan Kül-
tür Demeği ve Vakfı, Kartal Cemevi
Kültür Eğitim Vakfı, Pir Sultan Abdal
Kültür Dernekleri Genel Merkezi ve
Avusturya Alevi Birlikleri Federasyo-
nu'nca hazırlanan ortak açıklamada,
Diyanet Işleri Başkanlığı'nca hazırla-
nan ve 1-2 Şubat tarihlerinde yapılan
il müftüleri toplantısında dağıtılan
Alevi raporuna tepki gösterildi. Bu ra-
porun, devletin inkârcı politikalannı
ve bundan sonra izlenecek stratejiyi
gün ışığına çıkardığı belirtildi. Rapor-
da, Alevilerin camiye gittiği ve ibadet-
lerini Hanefi mezhebine göre yaptığı-
na ilişkin ifadelere yer verildiği kayde-
dilerek bunun hiçbir gerçekliği ve bi-
limselliği olmadığı vurgulandı. Açık-
lamada şöyle denildi:
"Diyanet tşleri Başkanhğı bu rür id-
dialarda bulunacağına kontrolündeki
camikrden Hizbullah militanlanm te-
mizlesin ve şeriat isteyen radikal İslam-
cı gruplann camilerden beslenmesini
önlesin. Diyanet, cemevleriyle değil ca-
milerrjle uğraşsın. Kimse Ale\ilik hak-
kmda fetva vermeye kalkmamaİL, bu-
nu kendine iş edinmemelidir. \le%iliğin
ne olduğu, Alevilerin kimler olduğu yi-
ne Ale>ilere sorulmabdır. Sorunun çö-
zümü, Ale\ i kimliğinin anayasal güven-
ce altına aluımasryla olasıdır.'
[email protected]
Türkiye'de, kamuya ait kaç özel uçak
olduğunu biliyor musunuz? Söyleye-
yim: 19 uçak. Nüfusu bizden fazl^ olan
ve yıllık geliri 10 katımızı geçen Alman-
ya'da kamuya ait özel uçak sayısı 14.
Bu sayı Kanada'da 17, Pakistan'da 1,
Portekiz'de 4, Norveç'te 3, Yunanis-
tan'da 1.
Yine bir araştırmaya göre Türkiye'de
kamuya ait lojman sayısı 335.000, ka-
munun uluslararası görüşmeye açık te-
lefon sayısı 162.000 ve bunun maliye-
ye yıllık maliyeti 60 trityon. Savunma
harcamalannın bütçe içindeki payı yüz-
de 20'den fazla, milli eğitimin yüzde 8,
sağlık harcamalannın yüzde 2, küttürün
ise yüzde 1 'in altında.
Türkiye'deki bakanlık sayısı eğer bu-
günlerde değişmediyse geçen sene-
nin sonunda 35'ti. Bu rakam ABD'de
14, Japonya'da 12, Fransa'da 14, Al-
manya'da 15, Ingiltere'de 20, Çin'de
26, Hindistan'da 38.
Türk Hava Yollan'nın onlarca uçağı
var. Günün her saatinde neredeyse
dünyanın dört bir yanına sefer yapıyor.
Buna rağmen 19 tane özel uçağı kim
ne için kullanıyor? Biz ne Almanya'dan,
ne Kanada'dan, ne Portekiz'den daha
Bürokratik Diktatörlüğün Sonu mu?
zenginiz. Böyle bir saltanat ne anlama
geliyor?
Süleyman Demirel'in cumhurbaş-
kanlığı döneminde neredeyse her haf-
ta bir yurtdışı gezisine gidilirdi. Bu ge-
ziler, Türk Hava Yollan'nın 300 kişilik
airbus uçaklanyla yapılırdı. Gazeteciler,
işadamlan devletin kesesinden diyar
diyar dolaşırlardı. Tam bir saltanat sü-
rülürdü.
•••
Bu durumun çarpık bir tablo oluştur-
duğunu görmek için uzun araştırmala-
ra gerek yok. Devlet kesesinden
sürdürülen saltanat, başka yan hortum-
lamalarla birlikte yürüyordu. Devlet ge-
zilerinin başkonuğu olan isadamlannın,
milletin paralannı hortumladıklan orta-
ya çıktı. Devlet gezilerinin bir başka
başkonuğu olan gazete patronlannın
ve bazı medya yıldızlannın ne hortum-
ladıklannı bile tam olarak bilemiyoruz.
ispanyol gazeteci Roger Jime-
nez'in bir toplantıdaki sözlerini bu kö-
şede birkaç kez aktardım. Şimdi tam
yeri, yeniden aktarmak istiyorum. Bir
•uluslararası gazeteciler sempozyu-
munda Türkiye'deki basın özgüriüğü-
nü tartışıyorduk. Baskı ve sansürden
söz ediyorduk. Bunun medyada ciddi
biryozlaşmaya neden olduğu, kötü ga-
zeteciliğin iyi gazeteciliği kovduğunu
konuştuk.
Jimenez, bizim bu yakınmalanmız
üzerine özetle şunlan söylemişti:
"Franko diktatöıiüğü döneminde biz-
de de benzer bir durum yaşandı. Dik-
ta rejimine yamanan, mesteki açıdan
en ilkesizkişilermedyanın tepesindey-
diler, Franko dönemisona erip demok-
rasi dönemine geçilince bu tür kişiler
adım adım ortadan yok oldular. Onla-
nn yerini gerçek gazeteciler almaya
başladı. Üzûlmeyin sizde de aynı şey-
lerolur."
• • •
Ekonomide kriz yaşanıyor, siyasette
kriz yaşanıyor, medyada kriz yaşanı-
yor. Üstelik bu kez yaşanan krizin öyle
kısa sürede gitmesi de mümkün görün-
müyor. Bugünlerde ilginç bir gelişme
daha yaşanıyor: Avrupa Biriiği'ne gir-
mek için katılım ortaklığı belgesi (KOB)
hazırlandı. Hazırlanan belge, Türki-
ye'deki ekonomik krizin de asıl nede-
nini açıklıyor.
Türkiye'ye egemen oianlar, Kopen-
hag kriterierine uymarnak ve demokra-
tik gelişmelere ayak diremek konusun-
da kararlı görünüyoriar. AB'nin siyasi
kriterieri Türkiye için değil bütün ülke-
ler için ortak hükümleri içeriyor. Bizim-
kiler her zaman olduğu gibi, Türkiye'nin
"özel koşullan" gerekçesini öne süre-
rek, bu ülkenin demokrasi yönünde
ilerlemesinin önüne taş koymak isti-
yorlar.
Nedir bu ülkenin çok sözü edilen özel
koşullan: Yağmacı ve baskıcı sistem.
Demokrasi ve özgüriük isteklerine gö-
nülsüzlükle, baskıcı ve despotik yöne-
tim ihtiyacı el ele yürüyor. Neden bu ül-
kede bazı imtiyazlılar demokrasi iste-
miyor? Sorunun cevabı bu yazının ba-
şındaki tablolarda saklı. Siz kamu ma-
lını bir çıkar ve baskı aracı olarak kulla-
nırsanız, banka hortumlayanlaria iç içe
bu ülkeyi yönetirseniz, tabii ki bu siste-
min değişmesini istemezsiniz.
Bu durumu korumak için, "dış tehli-
ke" yetmezse "iç tehlike" gerekçeleri-
ne sığınırsınız. Eğer bu da yetmezse
"iç tehlikeler" yaratırsınız. "Kurtancı"
oimanız gerekir. Bizi kurtanrsınız(!) ve si-
ze sadakatle bağlı otmama istersiniz.
Her kurtuluştan sonra basKicı rejimin
biraz daha arttığına tanık ouruz, ama
sesimizi çıkaracak gücümLz kalmaz.
• • •
Yağmacılığa ve baskıya dayalı bu
sistemin sonsuza kadar gıtnesi müm-
kün değil. 20 yılda bu ülkenin adam
başına düşen milli geliri artmak yerine
geriledi. Demokratik ülkele- zenginle-
şirken biz despotik yönetinler attında
fakirleştik. Hâiâ "dış ve iç tet'ditler" ge-
rekçesiyle baskıcı rejimi sJrdürmeye
çalışıyortar. Ama dayandıklan sistem if-
las etti. Yolun sonuna gelindi.
Buradan tek çıkış yol var. Başta 1982
Anayasası olmak üzere bütin demok-
rasi düşmanı, örgütlenme dişmanı ya-
sa ve kurumlan temizleme*.. Açıkçası
özgürtüğe doğru ilerlemek. Bu ülkeyi
baskıyla yönetenler, ekononiyi rnah-
vettiler. Şimdi sıra onlann kırduğu r&-
jimin onlaria birlikte temizleırnesinde-.