16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 2001 PAZARTESİ 4 HABERLER Baykal sendikacılarla * • ANKARA (ANKA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçen günlerde Istanbul'da ekonomistlerle yaptığı toplantının ardmdan bu kez de Ankara'da sendikacılarla bir araya gelecek. Baykal, yann 507 ye yakın sendikacının katıhmıyla bir toplantı düzenleyecek. Mengi asker • ANKARA (AA)- TURBAN'm eski Kuşadası Marina Müdürü Haydar Mengi'nin, askerlik yükümlülüğünü yerine getırmediği ortaya çıktı. 45 yaşında olan Mengi, cezaevinden tahliye olur olmaz vatani görevini yapması için şubeye teslim edilecek. Kayıplar için protesto • ANKARA (AA)- Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Ankara II Başkanlığı yönetici ve üyeleri, kayıp olduğunu iddia ettikleri kişilerin bulunması amacıyla eylem yaptılar. Ankara II Başkanlığı önûnde toplanan 50 partili, olayı alkışlarla protesto etti. Çevrecilerden eylem • Istanbul Haber Servisi - Doğa Savaşçılan Çevre Örgütü üyeleri, Şile Limanı'nda yaklaşık 4 ay önce batan 'K. Şahinkaya' gemisinin neden olduğu kirliliğe dikkat çekmek amacıyla, batığın üzerine, 'Denizler mavi, kıyılar temiz kalsın' yazılı pankart asarak, boyayla, "Bu leş Şile'ye yakışmadı" yazdılar. Kışlah Küftüp Merkezi • ADAPAZARI (Cumhuriyet) - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Beşıktaş Şubesi'nce Adapazan'nda yaptınlan Ahmet Taner Kışlah Kültür Merkezi dün törenle hizmete açıldı. Mithatpaşa Mahallesi'nde yaptrnlan merkezin açıhş töreninde konuşan ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Tûrkân Saylan, karanlık güçler tarafından öldürülen Kışlah'nm, Adapazan halkı tarafından çok iyi bilinmesini istedi. Picasso opepasyonu • tstanbul Haber Servisi - Ünlü Ispanyol ressam Pablo Picasso'ya ait olduğu öne sürülen 2 adet tabloyu. 3 milyon dolar karşılığında abcı gibi davranan polise satmak isterken Üsküdar'da yakalanan, Van Bağımsız Milletvekili Mustafa Bayram'ın yeğeni ve şoförünün de aralannda bulunduğu 4 kişinin sorgusu sürüyor. Operasyonun yapıldığı evin yakınında otomobılinin içinde bekleyen milletvekili Bayram ise kendisini gözaltına almak isteyen polislerle bir süre boğuştuktan sonra kımliğinı göstermesi üzerine serbest bırakıldı. • ANKARA (ANKA)- Yargıtay Cumhunyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun, esas hakkmdakı mütalaasmda mılletv ekilliklerinin düşürülmesini istediği Ismail Alptekin ve Mehmet Ozyol, FP'nin savunmasını iletmesüıin ardından Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak "kişisel olarak kendilerinin de dinlenmesini" ısteyecekler. Fatih Üniversitesi'nin üzerinde olması gereken malvarlığı iki vakfa kayıtlı YOK Yasasrna karşı hfleEBRUTOKTAR ANKARA - Fatih Üniversitesi'nin kurucu vakfı olan Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfı (TSTV), YOK Yasası ve Vakıf Yükseköğretim Kurumlan Yö- netmeliği'ne göre üniversiteye geçir- mesi gereken malvarlıklarını devret- medi. Üniversitenin üzerinde olması gereken taşmır taşınmaz tüm malvar- lıklannın TSTV ve Sema Eğitim ve Öğretim AŞ üzerinde kayıtlı olduğu saptandı.Üniversite, Vakıf Yükseköğ- retim Kurumlan Yönetmeliği'ne uy- mayıp devir işlemini gerçekleştirme- yerekhile yaptı. Böylece üniversite ka- patıhnası durumunda, hiçbir malvarlı- ğıru kaybetmeyecek. TSTV üzerinde Ankara Orman Çift- liği'nde 2 hastane binası, Ankara Çan- kaya'da 1 apartman dairesi, Ankara Mamak'ta 2 arsa, Ankara Altmdağ'da 400 öğrenci kapasiteli 1 okul binası. • Üniversitenin kapatılması olasılığına karşın malvarlıklannın devredilmediği belirlendi. Bu nedenle Fatih Üniversitesi, kapatılması halinde hiçbir malvarlığını kaybetmeyecek. Istanbul Büyükçekmece'de 22 bin met- Üniversitenin yeni taşınmaz mallan rekare kapalı kullanım alanı olan üni- versite eğitim birimi, Konya Selçuk'ta 18 bin metrekare kapalı kullanım ala- nı olan üniversite eğitim birimi, İstan- bul Sanyer'de 1 arsa, Edirne tpsala'da 1 arsa bulumryor. Ankara'daki hastane binalan Fatih Üniversitesi Hastanesı bi- naları olarak kullanılmasına karşın, üniversitenin kuruluş aşamasında taah- hüt edilen bu binalar üniversiteye dev- redilmedi. MaDar vakıf ûstûne kayıth Istanbul 'daki üniversite tesisleri Bey- hkdüzü Eğitim ve Anonim Şirketi ta- rafından, Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfi'na tahsis edildi. Vakıf ıse bu te- sislen üniversiteye devretmedi. olan "Ankara YenimahaDe'deki 26 bin 625 mctrekaretikarazi,IstanbulBüyük- çekmece'deki 144bin 500metrekarear- sa, buradaki 23 biokfakültebinası,3 er- kek, 2 kız öğrenci yurdu, 1500 kişilik konferans salonu, kütüphane, yemek- hane,kapahsporsakmu,lojmanlar,ahş- veriş merkezi ve 400 kişilik otel, Istan- bul Maltepe'delti 4 bin 375 metrekare arsa üzerinde 5 blok eğitim birimi, 500 öğrenci kapasiteli yurt, yemekhane, konferans salonu, misafir ve öğretmen lojmanlan ile tstanbulKocamustafapa- şa'da Sağhk Tedavi ve Rehabiütasyon Merkezi'' de üniversiteye devredilme- di. 144 bin 500 metrekarelik arsanrn Sema Eğitim ve Öğretim AŞ'ye ait ol- duğu, 20 yılhğına Fatih Üniversitesi 'ne devredildiği, ancak 20 yıl sonunda bu arsa üzerinde Fatih Üniversitesi'nin ya- pacağı her türlü bina ve tesisin arazi ile bırlikte tekrar Sema Eğitim ve Öğretim AŞ'ye iade edileceği saptandı. YOK tarafından hazırlanan "Fatih Ünivcratesi'nin Mal Variığı ve Mali Kaynaklan ile Ugili tnceieme Rapo- ru"nda şu saptamalara yer verildi: • Kuruhışsamasmda Fatih Ünrversi- tesi'ne devredüeceği taanhût edilen ta- şuunaz mallar üniversiteye devredO- medL • Vakıf Yükseköğretim Kurumlan Yönetmeliği'nin 8. maddesine göre, eğitimde yetersizliği belirlenen, yasal mevzuat hükümlerine aykın hareket e- den, Atatürkilke ve inkılaplan ve özel- likle laiklilde bağdaşmayan faaliyetle- ri belirlenen vakıf üniversitelerinin ta- şınır ve taşınmaz tüm malvarlıklannın önceden belirlenmiş bır devlet üniver- sitesine devri öngörübnektedir. Devlet Bakanı Derviş, ABD dönüşü Ekonomik ve Sosyal Konsey'le görüşecek Yeni programa iç destek arayışıANKARA(CumhuriyetBü- rosu)-Almanya ve ABD'de dış kaynak arayan ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in dönüşünün ardın- dan, Türkiye haftayı yoğun ekonomi gündemiyle geçire- cek. Üç kamu bankasına ortak yönetim kurulu oluşturmak için başta Ziraat Bankası ol- mak üzere Emlak Bankası ve Halk Bankası 'nin genel kurul- lan yapılacak. Ekonomik ko- nularda kararlar almak üzere Yüksek Planlama Kurulu 30 Mart günü toplanacak. Derviş, Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'de programa fedakârlık arayışuu sürdürecek. Derviş, temaslarda bulun- mak üzere gittiği Washing- ton'da dün gece Türkiye'nin Washington Büyükelçili- ği'nde, Türk-Amerıkan Kon- seyi toplantılanna katılmak üzere burada bulunan ekono- mi yetkihleriyle, Türk ekono- misindeki son duruma ilişkin değerlendirme toplantısı ger- çekleştirdi. Derviş, bugün Türk-Amerikan Konseyi'nin Washington'daki yıllık kon- feransmın açıhş resepsiyonu- na kaülacak. Derviş, bugün IMF Başkanı Horst Köhkr, Dünya Bankası Başkanı Ja- mes NVoHensohn ve ABD Ha- zine Bakanı Paul O'NeJO ile bir araya gelecek. ABD'deki programı çerçevesinde yann Bahçeli:Siyaset tenjlerivar MHP Genei Merkezi'nce dûzeoknen "3. Bölge İstişare ToplanüsT dün Antalya'da başladı. Toplannya, Devlet Bahceti'nin yam sra MHPTi - lObakanflepartininüst düzeyyönetidkri kadkh. Başbakan Yardımcısı ve MHP Genel Başkanı Devlet BafaçeB, ekonomik kriz ik Ugifa'olarak, geçmişte benzeri çabaiarm sonuç vermediği bifa'nmesine karşın bazı çevrelerin yine "süıirfi siyasi formül ve reçete" pazartadığını belirtti. Bahçeli, «Hiç Idmsenin, kendmi Türk tophımundan daha akülı ve kararh zannederek dıırunıdan vazife çıkarmasına gerek yokftır" dedi Bahçeli bazı kesimlerin "siyaset terziKği" misyonunu üsrJendiklerini öne sürdü. Türk-Amerikan Konseyi'nin kahvaltısına katılacak olan Derviş' in, yabancı basınla bir araya geldikten sonra, çar- şamba günü VVashington'dan aynlması bekleniyor Derviş'in yurtdışındaki dış kaynak arayışının, yeni prog- ram ortaya çıkmadan netleş- mesi bekJenmiyor. IMF ve Dünya Bankası'nın yeni kaynağa sıcak bakmadı- ğı, öncelikle açılmışolan kredilerin öne çekilerek kullanımını değerlendi- receği anlaşıhyor. Bu çerçevede, IMF'den 6.25 milyar do- larlık kalan ek rezerv ola- nağı ve 17. stand-by kre- di dılımlennın en az ya- nsmın mayıs ayı başında Türkiye'ye gönderilme- si ve Hazine'nin de kul- lanımına sunuhnası ola- sıhgı üzerinde duruluyor. Dünya Bankası'ndan da mali sektör reformu kap- sarrunda özellikle kamu bankalannın zaraıian ve fondaki bankalann bank- lan için kullanılmak üze- re ahnacak kredinin art- tınlması ıstenıyor. Yenjvergfler Dış kaynakta beklenen gelişmelerin sağlanama- ması, hükümetin iç kay- naklar üzerinde daha cid- di durmasına neden ola- MÜStAD BAŞKANI ALİ BAYRAMOĞLU^NDAN EKONOMtSTLERE AĞIR ELEŞTÎRÎ: n İ yetSmeri'nt^ — " ~ — — — — — — ^ ^ — ^ — gebneyeceğiaçıklaınala- Onlan Sıhhiye Meydanı'nda saflaııclıracaksm 5^SS£» •' bekleniyor. Aynca akar- yakıt zamlannın otoma- tiğe bağlanmasıyla akar- yakıt tüketım vergisi de düzenli olarak artıyor. Derviş'in ABD'den dönüşünün ardından IMF'ye sunulacak yeni programı kesinleştirme- ye yönelik çalışmalar ya- pılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Müstakıl Sanayici ve Işadamlan Derneği (MÜSİ- AD) Başkanı Ali Bayramoğfu, son Hazine ihalesini öven eko- nomistlere "Onlan Sıhhiye MeydanTnda saOandıracak- sın" diye tepki gösterdi. MÜSlAD'm il genel kurulu toplantısına FP Genel Başkanı Recai Kutan da katıldı. Kongrenin açılışında konu- şan Ali Bayramoğlu, televiz- yon programlannda bazı eko- nomi profesörlerinin ''Türki- ye'nin ödediği faiz değil, borç- lamp borçlanmaması önemli" dediklerini anmısatarak sözle- rini şöyle sürdürdü: "Türki- ye'yi bu kafalar bu duruma ge- tirdi Onlan alaeaksın Sıhhiye Meydanı'nda sallandıracaksın. Türkiye o zaman kurtulur. Ni- ye? Çünkü Türidye'yi onlar bu hale getirdiler. Türkiye'yi sö- mürdüler sömürdüler bitme- dL" Devlet Bakanı Kemal Der- viş'in iyi niyetle çahştığım, an- cak ona acıdığını söyleyen Bayramoğlu, "10 günde Der- viş'i de hanettik" dedi. Derne- ğin onursal genel başkanı Hü- daverdi Çahş da, U İS soysuz jşadammm eByle Türkiye soyu- lup soğana çevriliyor. Hortum- lamaya ahşmış işadamlan ve devlet adamlan hortumlama çapının büyümesini istiyorlar" dıye konuştu. ~~S)[JFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislareyahoo.com ölüm oruçlannda ölüm baş- ladı. Önümde Bayrampaşa Devlet Hastanesi'nde yatan tu- tuklularla ilgili son bilgiler duru- yor. Buraya zorla müdahale için getirilen tutuklular, bu du- rumu protesto için 23 Mart 2001 tarihinden itibaren su, şe- ker ve tuz aiımını kestiklerini açıklryorlar. Eğer geldikleri ce- zaevlerine geri gönderilmezJer- se bu tutumu sürdüreceklerini belirtiyorlar. ölüm oruçlan, önümüzdeki günlerde, yeni ölüm ihtimalleri yüzünden yeniden gündeme gelecek. Aslında bu köşede aylardır, bu soruna bir çözüm bulunması için çağn yapıyoruz. Ftipi cezaevlerinde uygulanan tecrit sistemi, en temel insan haklanna aykın olduğu gibi, Adalet Bakanlığı'nın bugüne kadar verdiği sözlere de aykın. Bir ülkenin adalet bakanının en temel insan haklanna aykı- rı bu uygulamalann, Terörle Mücadele Yasası'nın 16. mad- desi gibi her türlü hukuki anla- yışı çiğneyen bir maddeye da- Yeni Oluşum ve Ölüm Oruçlan yandığını söylemesi çok acı. TMY'nin 16. maddesi 10 yıldır yürürlükte, ama hiçbir adalet bakanı bu ayıplı maddeyi uy- gulamaya kalkmadt. Henüz suçluluğu bile kanıtlanmamış insanlar, yani tutuklular da şu anda F tipi cezaevlerindeler ve onlar da malum "terörist" mu- amelesi görüyorlar. Cezaevleri ayıbına son ver- mek için bugün kendisine sol- cu ismini veren partiler kıllannı bile kıpırdatmıyorlar. Orada in' sanlar en temel insan haklannı kullanamıyorlar. Çok anormal uygulamalarla yüz yüze geli- yorlar ve kimsenin sesi çıkmı- yor. Operasyonda Istanbul'daki cezaevlerinde bulunanlar ne yaptıkları bilinmeden ve her- hangi birsoruşturma olmadan "devlet malına zarar vermek" gerekçesiyle toptan tutuklan- dılar. Bu yüzden tahliye olan, son çıkanlan erteleme yasasın- dan yarariananlar da cezaevin- den çıkamadılar. Bunu vicdan- sızlık olarak yorumlamak bile yeterii değil. ••• Bu köşeyi, pazartesi ve salı günleri "solda yeni oluşum" konusundaki tartışmalara ayı- nyordum. Ancak, cezaevlerinin durumuna bakınca, bu ülkenin bir muhalefeti kalmadığını fark ettim. Daha doğrusu etkili bir muhalefeti yok. F tipi cezaev- leriyle ilgili yapılan hukuksuz- luklara ve kanunsuzluklara tep- ki gösterecek güçlü bir siyasi irade yok. Türkiye'nin birsol muhalefe- te ihtiyacı olduğunu günümüz- de daha çok hissediyoruz. Ön- ceki gün Ercan Karakaş, Ha- lil Ergün ve Perihan Ergun da yeni oluşum ve yeni parti gere- ğini vurgulayarak CHP'den is- tifa ettiler. Diyarbakır'da konuş- tuğum birçok CHP'linin de eği- limi bu yöndeydi. Diyarbakır'da HADEP dışındaki sosyal de- mokratlar ve sosyalisrJer de ye- ni bir parti diyoriar. Yeni bir sol parti artık Türkiye'nin günde- minde. Denizli'den, "Gelişim Gru- bu" adına bir açıklama yolla- yan doktor Hamdi Erol bir çağn yaparak "Türkiye'nin ye- ni bir oluşuma ve yeni birpar- tiye ivedilikle gereksinimi var" diyor. Erol ve arkadaşlan şun- lan belirtiyorlar: "Yeni partinin daha geniş toplum kesimlerini ve bütün Türkiye 'yi kucaklaya- bilmesi ve halkı peşinden sü- rükleyebilmesi, kısa sûrede kit- leselleşmesiiçin CHP'den bö- lûnmüş ve CHP'likûskünlerta- rafından hatta eski SHP'liler tarafından kurulmuş bir parti gibi görülmemesi gerekiyor." Halil Ergün, istifasını açıkla- dığı dilekçesinde şu noktaya dikkat çekiyor: "Ne yazık ki otohter devletin kanatlan altın- da solculuk yapılamıyor. 'Kur- tana'liderferie parti içidemok- rasi üretilemiyor, toplumun ta- Iepleh tartışılamıyor. Türki- ye'nin bir sol partiye ihtiyacı var. Yeni bir siyasi kûltûr anla- yışı için, solun, muhalif gûçle- rin, demokrasi, özgûrtük, banş ve eşitlik isteyen tüm halkın umutlanna ve mücadelesine tercûman olacakyeni bir parti için çalışmak ye çaba göster- mek için istıfa ediyorum." • • • F tipi cezaevlerindeki uygu- lamalar sürüyor. ölüm oruçlan sürüyor. Birçok tutuklu ve mahkûm sakat katdı. F tipi ce- zaevlerindeki uygulamalann birçoğu en temel hukuk kural- lanna aykın. Adalet Bakanhğı, bunlann haksız olduğunu bili- yor ve kabul ediyordu. 19 Ara- lık'tan bu yana sesini çıkarmı- yor. Yeni btr parti için soicularye- ni araytşiar içine giriyoriar. Tür- kiye krizden çıkış yolu anyor. Türkiye geleceğini anyor. İn- sanlar cezaevlerinde yaşamla- nnı yitiriyorlar. 2000? Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Yaşamm Sorumluluğu, Kimde?.. 'Isaac Nevrton'un Üniversite Yıllan' başlıMı yazı- ma çesitli değerlendirmeJer ve yanıtlar aldım. Yurti- çinden ve dışjndan, konunun önemine değınen e- mail'ler ulaştı. Istanbul Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dur- sun Koçer, tetefonla arayarak yazımın fotokopisini panoya astıkJannı söyleyerek kutladı. Her zamanki incelikli dikkatine ve dürüst bilim insanlığıyla verdi- ği duyariı desteğe teşekkür ediyorum. Konu, 'Yaşamm sorumluluğu kimde' sorusuna verilen yanıtiann önemini ele almaktadır. Bu soruya çeşitii yanıtlar verilebilir • "Yaşamımm sorumluluğu, beni hayata getirdik- leri için ailemdedir' denebilir. • 'Yaşammın sorumluluğu içinde yaşadığım ko- şuliardır' denebilir. • 'Bu sorumluluk sosyal ve ekonomik sistemin- dif denilebilir. • "Yaşamın sorumluluğunu herkesin kaderi belir- ler" denebilir. • 'Yaşamımın sorumluluğu benimdir' denilebilir. İnsanlar genet olarak bu yanıtlardan birini seçer- ter ya da birkaç etkeni yaşamın sorumlusu' kabul ederter. Ömer G. aynı konuda ilettiği e-mail'de şu yoru- muyaptyor 'Sayın Atabek, Ben 21 yaşında, üniversiteli bir gencim. Birçok konuda görüştehnize katılsam da bir iki nokta, bir genç olarak beni rahatsız etti. Ûzerimizde gerçekten de varolan rehavetin tek sorumlusu olarakgençterigöstemıeniz. Sadece re- havet de değil sorunlanmız. Amaçsızlık, karaharda bağımlılık, özgüriük isteminin olmaması, eylemsJz- lik, iradesizlik, ebeveyne aşın bağımlılık, lüks düş- kûnlüğü, aşın bireycilik vb. Tüm dünya gençlığı gibi biz de acınacak durum- dayız; güçsüz, kışiliksiz. Ancak bunun suçu sadece bizim mi, yoksa asıl paysizde mibilemiyorum. Açıkçası, ben istemedim sabahtan akşama kadar televizyon seyretmek, ben istemedim sınavlara girmek lOyaşımdan ben, ben istemedim hayatımın her anını sırat köprûsünden geçer gibi hissederek yaşamak. Bireyciliği kendi başıma öğrenmedim, hayatımın başka amaçlan da olabilirdı, ama para en yüce amaç olarak konmuş- tucoktan. Once şahsınızın yaş grubuna bir gönderme yap- mantz daha doğru olur diye düşünüyorum. Çünkü gençlerin, sizin iyi niyetli yazıntzdan pek bir şey ç/- karacak durumda olmadıklannı söyleyebilirim (ki Cumhuriyet gazetesinden ziyade, belli gazeteterin pazar eklerini okumayı tercıh ediyorlar.) Hıç olmaz- sa annelerimiz, babalanmız sizin vasıtanızla biraz vicdan azabı çekerler. Bütün 68 ruhunu acımadan öldürdükleri ve bizi düşünsel anlamda öksüz bırak- tıklan için.' Üniversiteii bir genç olarak ömer G.'ye duyariılı- ğı için bir kez daha teşekkür ediyorum. (Itetisini da- ha önce yanıtlamış ve yayımlayabilmek için iznini is- temiştjm). ömer'in bize ilettiği görüşler birçok ba- kımdan önem taşıyor. Öncelikle, anne-babalann çocuklanna karşı dav- raruşlan, çocuklanndan bektentilen, onlan nasıl yön- tendirdikleri gerçekten de çok büyük bir önem taşı- maktadır. önemli soru şudun Birinsanın yaşammın sorum- luluğu ne zamana kadar ailesine aittir? Ne zaman- dan sonra kendisine ait olacaktır? Bir insanın yaşa- mmın sorumluluğu hangi koşullarda ailesine ait ola- cak, hangi koşullarda kendisine bırakılacaktır? Bir insanın yaşammın sorumluluğu hangi alanlarda ai- lesine, hangi alanlarda kendisine ait olacaktır? Doğru yanıt ne olabilir? 'Bir insanınyaşammın so- njmluluğu asıl olarak kendisine aittir ve öyfe olma- Itdır". Ailenin bütün çabası, bütün hedefi bu olmalı- dır. Eğitimin bütün programian da bu hedefe yöne- lik otmalıdır. 'İnsan; kendisini yönetebilmeli, yaşammın bütün sorumluluğunu kendisı taşımalıdır 1 '. Bunu yapabilmesı için de doğumundan başlaya- rak her gelişme aşamasında, 'yapabilecekleri ona öğretilmeli, yapabilmesı sağianmalıdır". Hayatta amaç belirleme, amaca yönelme, prog- ram yapabilme, uygulamada sebat gösterebilme, yanlışlannı görrne, doğrulannı değerlendirebilme, hep kendisorumluluğunu bilme ve taşıma gücü 'ne bağltdır Bir çocuğa bunu ögretmeyen aileler, sonra da gencin bu sorumluluğu taşıyamadığını, taşımak da istemeyeceğini göreceklerdir. O zaman çocuklann- dan yakınmaya da haklan olmayacaktır. Aşın korumalı çocuk yetiştirme küttürü, çccukla- ra sorun çözmeyi öğretmede yetersizdir. Bu durumda yetişen bir çocuk da bütün sorunla- nnın çözümünü başkalanndan beklemekte, kendin- den başka herkesi suçlama hakkını kendinde gör- mektedir. Aitetenn çaresizliği de, aşın rekabete dayalı bir ya- nşa sürüktenen genel eğilimden kaynaklanmaktadır. Aileler de bu durvım karşısında beklentilerini yüksett- mekte, çocuklannı bu yanşa sokmaktan kaçınama- maktadır. Bu durumda yapılacak olanlar nelerdir? Konuyu sürdüreceğiz. e-mail: [email protected] ANKARA 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÎLAMSIZTAKİPLERDE ÖDEME EM Rİ DosyaNo 2000,11683 Alacaklı: Oğuz Sanı Borçlu: Cem Çetinkaya: Dolmabahçe Caddesi No 2 3 Beşıktaş. Istanbul Borç miktan: 1.0O0.000.000.-TL ve masraflan. Müstenidat: Elden verilen borç - tlamsız. 1. Borçlunun adresı meçhul kaldığmdan İŞIHJ ödense emrinin teblıği tanhinden itibaren borç ve tabp nasrafla- rmı 7 gun içinde ödemenız, borcun tamamına veya bır lus- mına veya alacaklının takibat ıcrası hakkına dar bır itıra- zmız varsa, senet altındakı ımza sıze ait değılse yine bu 7 gün içinde aynca ve açıkça bildırmenız, aksı halie ıcra t^- kibinde bu senedın sızden sadır olmuş sayılacağını, unzsfe- yı reddettığınız takdırde merci önünde yapılacık duıuş- mada hazır bulunmamz, buna uymazsanız vafcı ıtirazınm- zın muvakkaten kalduılacağını. senet veya bora ıtıraza- nızı yazılı veya sözlü olarak ıcra daıresıne 7 gJn ıçıacfce bUdırmedığııuz takdırde aynı müddet içinde tc. tf. Kaan— nu m. 74 gereğınce mal beyanında bulunmaz ve>a haluiar- te aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalananlacağm— nız, borç ödemez veya ıtıraz edılmezse cebn ıcra'a devim edileceği, kanuni 7 günlük müddete 15 gun ılave ile 2 2 gün ıçensınde yukanda yazılı hususlann yenne {etınlmo— sıne dair ihtan ödeme enm yenne kaım olmak izere ia— nen teblığ olunur. Basın: 15586
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle