22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 TtHAKın saptaması Türkiye Insan Haklan Kurumu Vakfı'nın (TİHAK) kuruluşundan bu yana daha birkaç yıl geçmiş. Vak- fın önceki gün yapılan 2. Olağan Genel Kurulu'na sunulan raporun- daki bilgileri gözden geçirirken da- ha emekleme döneminde olması gereken bir örgütün yürümeye, hatta koşmaya başladığı dikkati- mizi çekti. Yainızcayaklaşık bir yıl içinde; in- san haklan belgeliği ve kitaplığı oluşturulması için adımlar atılmış, BM, Avaıpa Konseyi gibi uluslara- rası ve bölgesel kuruluşlarla ileti- şim kurulmuş, onların raporveya- yınlannın düzenli biçimde kuaıma gönderilmesi sağlanmış, UNES- CO'dan "insan haklan ve hoşgörû eğitimi" dizisinin yayın haklan alın- mış, bunlann bir kısmı Türkçe'ye çevrilerekyayımlanmış, üniversite- lerin de katkılanylatoplantılar, açık oturumlar düzenlemiş. Bunlann hepsi saygıdeğer çabalar, ancak Tİ- HAK Başkanı Nevzat Helvacı'nın da vurguladığı gibi çerçevenin mut- laka genişlemesi gerekiyor "Yönetimin tam anlamıyla sMI- leştirilmesi, adil yargılama hakkı- nın sağlanması, başta devletgücû kullanan görevlilerolmak ûzere tüm toplumun insan haklan eğitimin- den geçirilmesi gibi sorunlan aş- mak için kamuoyuna yansımış olumlu bir çaba yok. Bütün iyileş- tirme çabalannın, demokratikteşme yönünde atılacak adımlann, insan haklannın düzeyiniyüksettmek için yapılacak çalışmalann, herhangi bir kuruluşa girmek için ya da çı- kara dayalı olarak değil, insanımı- zın onuruna duyulan saygıdan ötû- rû yapılmış olmasını bekleriz ve bu yöndeki çabalan sonuna kadar des- tekleriz." ISIK KANSU Avrupa Birliği'nin katılım ortaclı- ğı belgesine (KOB) karşılık hazııa- nan "ulusalprogram"\r\ (UP) sra- si yanları tartışılıyor da, ekonoıiik yanlarına değinilmiyor pek. Oy;a, her iki belge karşılaştınldığında çö- rülüyor ki, ekonomik alanda AB'ıin hernen her isteği neredeyse emir ta- bul edilip yerine getirilmiş, harta "vur" denmiş, Türkiye öldürmüj. Örnek verelim mi? Verelim: KOB: Özellikle yabancı yatınn- cılara yönelik sınırlamaların kaöı- rılmasını sağlayarak uyumun a- mamlanması. UP: 2000 yihndafiili yabancı ssr- maye giriş tutan 1.7 mityar dolar da- rak gerçekleşmiştir. Türkiye'ye ca- ha fazla yabancı sermaye akışııın sağlanması amacıyta yeni bir yabin- cı sermaye kanun taslağının yanısı- ra bürokrasinin azaltılması için çe- rekli çalışmalar yapılmaktadır. KOB: Şosyal güvenlik sisteni- nin sürdürülebilir olmasını sağa- ma. UP: Emeklilik yaşı ve asgari pım ödeme dönemi yüksettilmiştir. SSK ve Bağ-Kur için hazırlanan karun tasaiarında sağlık ve emeklilik si- gortalannın birbirinden aynlmasna ve söz konusu kuruluşların aksa- yan yönlerinin düzettilmesine yöre- lik düzenlemeler yer almaktactr. Reformun üçüncü aşamasını olış- turan özel emeklilik sisteminin kî- rulması ile ilgili çalışmalar devan etmektedir. KOB: Merkez Bankası'nın hüKJ- metten bağımsızlığının tamamlav ması. UP: Hızla yasalaştınlacak olın Merkez Bankası kanun taslağı le kamu finansmanında bankanın üst- lenebileceği işlevler ortadan kaldı- Her dediklerini yaptıkrılacaktır. Ka- nun ile Merkez Bankası'nın bağımsızlığı sağlanacak, enflasyonla mücadele he- define odak- lanmasıveenf- lasyon hedef- lemesi rejimini sağlıklı bir bi- çimde uygula- ması mümkün olacaktır. KOB: Tarım reformunun sürdürülmesi. UP: Tarım destekleme politikalarının devlete giderek artan mahyetinın azaltılması amacıyla çiftçiye doğ- rudan gelir desteğinin çekilmesi yönünde önemli bir adım atılmış- tır. Çiftçiye düşük faizli kredi des- teği kaldırıimış olup gübre desteği 2002 yılının ilk çeyreğinde kaldın- lacaktır. Tütündeki destek politika- larının reformu ve TEKEL'in ticari varlıklarının özelleştirilmesi yönün- deki çalışmalar yapılmaktadır. Al- kollü içkilerde tekeli ortadan kaldı- ran kanun çıkanlmış olup tütün ka- nununun da en kısa sürede yasa- laşması beklenmektedir. Şeker des- tekleme fiyatı sistemi ortadan kal- dınlacak ve Türkiye Şeker Fabrika- lan'nın özelleştirilmesi 2001 ve 2002 yılında tamamlanacaktır. KOB: Kamuya ait kurumlam özel- leştirilmesinin sürdürülmesi. UP: Petrol Ofisi'nin yüz- de 51 'nin blok satışı, TÜP- RAŞ'ın halka arz yolu ile yüzde 31.5'inin satıl- ması ve cep tetefonu lisans satışı, bekle- nenin üzerin- de gelir elde edilmesi olumlu geliş- meler olmuş- tur. THY'nin yüzde 51'inin satışının ise gerçekleştirilmesi hedeflenmekte- dir. KOB: Telekomünikasyon alanın- da liberalizasyon ihtiyaçlannın da- ha fazla belirginleştirilmesi. UP: Türk Telekom AŞ'nin özel hukuk hükümlerine tabi bir şirket olarak yeniden yapılandınlması sağ- lanmıştır. Kurumun blok satışına ilişkin özelleştirme süreci başlatıl- mıştır. KOB: Iç enerji piyasasının kuru- luşunun hazırlanması ve piyasanın açılması. UP: Elektrik dağrtım ve santral- lannın işletme haklan özel kesime devredilecektir. Gerekli tasan yasa- laşmıştır. KOB: Kamu alımları sisteminin daha şeffaf ve güvenilir olmasının temin edilmesi. UP: DünyaTıcaret örgütü norm- lan ile bu konudaki AB direktifleri- ni de gözönüne alacak şekilde Dev- let Ihale Kanunu'nda değişiklik ön- gören tasan (her bir devlet ihalesi- ni uluslararası şirketlere açan tasa- rı) hazırlanmıştır. Görüldüğü üze- re, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetme, yurttaşlannın haklannı koruma ira- desinin devredilmesi hatta onlardan vazgeçilmesi için istenenler fazla- sıyla yapılmış, ama yetmiyor, yet- miyor... yönetimlep sitesi Evtenme hazıriığı içindesiniz, gerekli işlemleri öğrenmek mi istiyor- sunuz? Işyeıi mi açacaksınız? Çöp vergisi mi, emlak vergisi mi ödeye- cekslniz, evinize su mu baglatacaksınız? Yerel seçimlerfe ilgili bir ça- lışma mt yapacakstnız? Ya da Dünya Bankası'nın yeiBİ yönetimlere ver- diği kredilerle ilgili bir makate mi yazacaksmız? Imdadınıza yetişen bir site var artık. TODAİE Yerel Yönetimler Araştırma ve Eğitim Merkezi, yerel yöne- timterle ilgili ulusal mevzuatın ve uluslararası anlaşma metinlerinin de yer aldığı bir web sitesi açtı: "www.yereinetorg.tr" Yararianmak isteyenlere duyuruiur. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Yurtdışında Çahşanlar Türic vatandaşlan, ülkedekı ekono- mik koşulların ağırlaşması üzerine, yülardırdünyanın çeşitli ülkelenne ça- lışmaya gitmektedir.(*) "Ülke difudaki yurttaşlannuznı sayısı 1999 yıb sonn itibanyla 3.4 milyonu aşraış olup bunlann 1.2 milyonunu çahşanlar oluşturmak- tadır. Yurtdışında yaşa>an vatan- daşfauımızın yüzde 90.5'i Baü Av- rnpa ülkelerinde yaşamaktadır." Yurtdışında yaşayan yurttaşlan- nurın 2 mılyon 110 tnnı Almanya'da yaşamakta, bunlardan 740 bın S30'u çeşitli ışlerde çalışmaktadır. Anayasanın 62. maddesi "Yaban- cı ülkelerde çalışan Tirk vatan- daşlan" ile ilgilıdır "Devlet, yabancı ülkelerde çab- şan Türk vaUndaşlannın aik bir- liğinin, çocuklarının eğitiminin, küttürel ihtiyaçlannın ve sosyal gü- venliklerinin sağlanması. anava- tanla bağlaruun korunması ve yur- da dönüşlerinde yarduncı olunma- sı İçin gerekli tedbirleri alır." Yurtdışında çalışan vatandaşlanmı- zın sosyal güvenlıkleri ile ilgili yasa, 7 Hazıran 1978'de vürürlüğe gıren 2147 sayıh, " Yurtdışında Çaüjan Türk Vatandaşlaraun Yurtdışın- da Çalışma Sirelerinin Sosyal Gü- venlikieri Bakımından Değerien- dirilmesi Hakkında Yasa"dır 2147 sayılı bu yasa 1985 yılında (22 Mayıs 1985) yurürlûkten kaldı- nlmış, yennı bugün uygulanmakta olan 22 Mayıs 1985 günlü Resmı Ga- zete'deyayımlanan3201 sa>ılı "Yiırt- dışmda Bulunan Türk Vatandaşla- ruun Yurtdışında Geçen Süreleri- nin Sosyal Güvenlikleri Bakımın- dan Değerlendirilmesi Hakkında Y«sa" almıştır. Uzun yıllar yurtdışında çalışüktan sonra yurda dönen vatandaşlanmı- zm sosyal güvenlikleri, 3201 sayılı ya- sa ile sağlanmaktadır. Vatandaşlanmızınçalışmaya gıttık- leri ülkelenn bazılanyla sosyal güven- lik sözleşmeleri yapılmış, bazılany- la sözleşme yapılmamıştır. Türkiye ile sosyal güvenlik söz- leşmesi yapmamış ülkelerde çalışan Türk vatandaşlan da 3201 sayılı ya- sanın sağladığı haklardan, sosyal gü- venlik sozJeşmesı yapılmjş ülkeler- de çalışanlarla eşıt koşullarda yarar- lanmaktadır. "Çalışılan ölke ile Sosyal Gü- venlik Sözleşmesi yapılmış olup ol- madığına baJalmaksızın vatandaş- lannıız yurtdışıiHİa geçen çalışma- lanndan diledikleri kadannı borç- lanabileceklerdir. (SSK 18.10.1985 günlü, 3439 sayılı Genelge) 3201 sayılı yasanın sağladığı hak- lardan yararlanabılmek ıçın öncelik- le "yurda kesin dönüş" yapmak ge- rekmektedir. 3201 sayılı yasa ile Tüıkuyruğun- da ve yabancı bir ülkede çalışan va- tanda^larımızın, 18 yaşını doldur- duktan sonıa yurtdışında geçen çalış- ma sürelen değerlendirilmektedır. Yurtdışında geçen ve belgelendınlen bu çalışma sürelen arasında ya da sonunda ve "her birinde bir yıla kadar oian işsizlik sureleri" de de- ğerlendırme kapsamındadır Yurtdı- şında herhangi bir ışte çalışmadan "ev kadını" olarak geçen süreler de emeklilik haklan yönünden değer- lendınlmektedir. Yurtdışında geçen sürelenn tumü- nü "ev kadını* 1 olarakgeçimuş olan- lann borçlanma başvurulannı yapa- caklan sosyal güvenlik kurumu Bağ- Kur 'dur. Çeşitli ülkderden, "Gdçmen ola- rak yurda gelenler, yurtdışında ça- hştıklan sürede Türk vatandaşı <A- nudıklan için borçlanma hakkın- dan yarariananuyacaklardır. r ' (SSK 18.10.1985 gûnlü 3439 sayılı Genel- ge) Yurda kesin dönüş yapanlardan, yazılı istekte bulunanlar "yurtdışiD- da geçen sürelenn t»m»mını" ya da "diledikleri kadannı 11 dövız ile (ABD dolan) ödemek koşulu i)e borç- lanabılır. Yurda kesin dönüş yapanlara, ke- sin dönüş tarihınden geçeriı olarak en geç iki yıl içinde yazılı başvuru sü- resi tanınmıştır. Bu iki yıllık başvu- ru süresıni geçirenler, borçlanma hak- kuıı yitırmektedir. Kısaca, yurtdışındaborçlanma kap- samında geçen sürelerin değerlendı- rilmesi için, yurda kesin dönüş yap- mak, en çok iki yıl içinde borçlanma başvurusunda buluninak ve bo^çlanı- lan süre için hesaplanan döviz bor- cunun tümünü ödemek gereklidir. (•) Kaynak: Resmı Gazete, 5 Tem- muz 2000sayı 24100 "makerrer", say- fa 138. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDANSAĞA: 1/ Csrûnde hamur açılan ya da yemek yenilen tahta. 2/ Iğne, iplik, baharat, kâğıt gibi şey- ler satan kımse ya da dükkân.. Su taşkıru. 3/ "Pencereden kar geliyor / Gurbet bana — geli- 4 yor" (Türkü)... Gübre, tezek. 5 4/ Yunan mitolojisinde savaş tannsı... Bir burç adı. 5/ Kat- " manlannda iç içe daireler bu- lunan billurlu bir kalker türû. 6/ Satrançta bir taş... İki kuzu- lu koyun. II Bir takımın, özel- likle de basketbol takırnının antrenörü... At tüyûnûn rengi. 8/ Çe- şitli malzemelerin sanatsal amaçla bir araya getirildiğı ürûn. 9/ Tıp dılınde 2 felçli anlamında kullanılan sözcük. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Rapor. 2/ Müzikte armonı kuralla- 5 nna göre üst üste bindirilmiş sesler... El sıkışma. 3/ Insanın bedensel ve rub- sal dengesini bozan ber türiü etkene ve- rilen ad... Hastalık, dert. 4/ Uzaklık 8 işareti... Gümüş... Birnota. 5/Küçük 9 su kanalı... Bir makine ya da araçta ayak yardımıyla dönmeyı ya da devinımi sağlayan düzen. 6/ Çevrebilım. 7/ Yapdarda dolgu nialze- mesi olarak kullanılan deliklı tuğla. 8/ Kasaphk hayvanlardan elde edilen türlü yağlann entilmişi... Bonı sesi. 9/ "David —": Ingiliz sınema yönetmeni... Içine başka bir sıvı kanştınlmamış içki. HAYVANLAR ÎSMAİL GÜLGEÇ lgulgec@yahoo.com KİMKİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net i fos.de. e<kV>«/ıytor... HAR3İ SEMtH POROY semihporoy@yahoo.com BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebekÇd hotmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN YANLIŞ DIŞ POÜTİKA.. 1945'TC , uoy& eeotee 82YAŞIND* ÖLDÛ. LER'İH 1315 ÇMtVUALB SdZSUNU AJEÛ£ NİYLB yiftiAAJAM H£MBY ASQUfrH'ÎM Y£- ttiue BAÇSAKAMseçüMiŞTi(i9i6). end. Lİ BİR KONUŞMACI V£ SUÇJ-Ü POUTİKACIt- ĞuK sisoemsı, içsuciK üoterieia ÇDK ÖNEMÜ KONULABJ SORUN OiMAtOAH ÇIKARfil. ANCAK, İÇ İŞLE&NDEKİ BAŞA- RtLARI D/f İU'şkiLBSOe 7EZS'*Je ÇALI- • Şiyoeou. YlMAMLllAltU ANADOLU'YU /f- / GALE Y6N£LTME£İ,ARDINDAN SALDt&l- ILAKIM 6ERİ PÜSKÜKTÜLMBSİ I/E YENİLSİ, ^ L L o m esoeee'uN KOLW6UNU SA&SACAK S/*SQUtTH GİBİ HcritHeOıAU 0ÛŞECEIOİK.. . GÖRÜŞ TANJU ERDEM EmeUtAmird Ulusal Güvenlik ve MGK Bugünlerde Türk kamuoyu Ulusal Güvenlik Kav- ramı ve Kapsamı üzerinde çeşitli vesilelerte sıkça du- ruyor. Bir kısım çevrelerde yaygın olan kanı, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) yoluyla askeri lideriiğin ulu- sal güvenliği sağlamak ve sürdürmek gerekçesiyle ülkenin savunmanın yanı sıra sosyoekonomik, kül- türel, dış politika alanlanna müdahil olduğu ve bu- nun demokrasimize, sivil yönetime gölge düşürdü- ğü şeklinde... Bu tezi ileri sürenler, AB'nin, askeri li- deriiğin siyasal karar mekanizmalarına etkisi ve MGK'nin örgüt yapısı, teşekkül tarzı ve işlevine iliş- kin çekincelerini de doğru bulduklan gibi, bunun AB'ye giriş yol haritasında önemli bir engel oluştur- duğunu fırsat bulduklannda ima ediyorlar. Demokratik bir ortamda, özgür düşünebilen ve dü- şüncelerini özgürce dile getirebilen insanlann görüş- leri, fıkirlerı elbet değerlidir. Ancak özellikle görsel ve yazılı medyada bu fikirlerin antitezleri de, nesnel (objektif), bilimsel nitelikte olanları da tarafsız, yay- gın şekilde yayımlanma olanağı bulursa, sanınm ka- muoyu sağduyu ortamında oluşur. Biz bu yazımızda bilgilerimiz ve vardığımız bire- şimin (sentezin) ışığında konuyu incelemek ve be- lirlisonuçlaravarmakistedik. Hemen belirtelim, ulu- sal güvenlik terimi ve kavramı Ikinci Dünya Savaşı sonrası Batı'da geliştirilerek yayılmıştır. Bir ulusun, bir devletin varlığını güvenlik içinde sonsuza değin geliştirerek sürdürmesini olanaklı kılan koşullan ya- ratacak; politikaların, stratejilerin planlann hazırla- nıp uygulanması faaliyetlerini içerir. Bu itibarla ulu- sal güvenlik; bir ulusun ekonomik, mali, sosyal, kül- türel, politik, askeri, teknolojik tüm temel güç öğe- lerini, bunlann arasındaki dengeleri, uyumu, zafi- yetleri ve bunlara yönelen tehditleri kapsayan ge- niş bir anlama sahiptir. Dünyada özellikle önemli cografi konumlannda yer alan büyük boyuttaki dev- letlerin de ulusal güvenlikle ilgili örgütleri vardır. Bu örgütler başkanlık tipi rejimlerde karar, uygulama- lan izleme, denetleme, gerekirse müdahale organı; pariamentertipi rejimlerde ise hükümetlerin karar ve uygulamalanna ışık tutucu karar ve tavsiyeleri ile- ten organlar durumundadır. Bu itibarla MGK tipi bir örgütlenme AB'ye ve Ba- tı standartlanna uzak bir model değildir. Türkiye'nin onlardan belirgin farkı, bu örgütlenmenin çağdaş yönetim tekniklerine uygun bir biçimde anayasa ve yasalarda örgüt yapısı ve işlevlerinin ayrıntılı olarak tarif edilerek yer almasıdır. Türkiye özellikle 1950- 1960 döneminde demokratik rejimin en elverişli ko- şullarda, büyük halk desteğiyle gelen iktidarlarcayoz- laştırıldığı, siyasal iktidann silahlı kuvvetler mensup- larını da kullanarak diktatörtüğe kayma eğilimi gös- terdikleri bir dönemin uygulamalan ve anılan üzeri- ne bu kurumu ilk kez 1961 Anayasası'na koydu. Bu suretle bir yandan ülkenin güvenliği konusunda so- rumlu hükümetle, silahlı kuvvetler liderliğini cumhur- başkanı başkanlığında periyodik olarak bir araya getirmekle ülke temel sorunlannın çözümünde, gü- venlik, politika ve stratejilerinin belirlenmesinde ge- niş bir platformda çalışma ve eşgüdüm olanağı doğ- du. Bir yandan da siyasal iktidaria TSK arasında ül- ke yönetiminden doğan güvenlik meselelerinin yüz yüze görüşülmesi suretiyle açık bir rejimin güvenli bir ortamı yaratılmış oldu. lletişim, eşgüdüm ve dü- şünsel (fikrî) alışveriş ortamı, çağunızınen.uygar vıe doğal gereksinimleri değil midir? Bu itibarla Türkjye'nin gerçeklerine göre geliştiril- miş olan bu kurum, temel gerekçe ve görüşlerde kök- lü bir değişiklik yapılmaksızın AB'ye taşınmalıdır. Bu kurum 40 yıllık süreçte kuşkusuz önemli işler başar- dı. Ama kanımca, başardığı işlerin en büyüğü 28 Şubat 1997 kararlan ve ardından devam eden sü- reçteki tehdit değerlendirmelerini kabulüdür. Türki- ye 1997 yılı süresince gerici (irticai) bir karanlığın içi- ne yuvarlanıyordu. Siyasal iktidann başının "kanlı mı, kansız mı?" gibi konuşmalannın ardından dev- lette dış politikadan sanat hayatına, ekonomiden uygulanan personel kadrolaşmasına kadar cumhu- riyetin ve anayasanın ilke ve değerierine ters düşen emareler yaygınlık kazanmaktaydı. Siyasal kadrolar, devlet bürokrasisi, genelde tam bir aymazlık içinde bu dramatik gelişmeleri seyrediyorlardı. Milli Gü- venlik Kurulu'nun asker kanadı, yaşamsal sorunu bü- yük cesaret ve açıklıkla ortaya koydu. Büyük çaba- larla zoraki bir uyanış gündeme geldi. Emperyaliz- min küresel stratejilerinin ülkemizdeki yandaşlan başta olmak üzere sözde demokrasi ve liberalizm adına, bilerek ya da bilmeyerek Atatürk'ün kurdu- ğu cumhuriyetin temellerini sarsma heveslilerinin verdiği desteğe karşın bu uyanış hayata bir ölçüde yansıdı. Karşıdevrim frenlendi. Elbette iyi oldu. Sovyet Rusya komünizminin çöküşü sonrası mey- dana gelen ortamın, TSK'nin tehdit algılamalarında nesnel ölçütlerin saptanmasına yardımcı olduğu bir gerçektir. Gerici faaliyetler, bölücü faaliyetler, şove- nist milliyetçi faaliyetler böylece öncelikli tehdit odak- lan olarak saptanmıştır. Gelir dağılımının bozulma- sı, işsizliğin, yolsuzluklann ulusal birliğe ve dirliğe yö- nelik büyük güvenlik tehditleri oluşturduğu da gün- deme gelmektedir, gelmelıdir. "Kıbns'ı ver, kurtul", "Kıbns'ın jeopolotik önemi bizim için değil, asılAB için var" diyen sözcülere, Türkiye'nin AGSK'ye en azından ortak üye statüsüyle dahil edilmemesine, geleceğin, bu sorunlu bölgesi için yaratabileceği olası tehditler düşünülerek MGK, ulusun yarar ve çı- karlannı savunarak karşı çıkacaktır. Küttürel haklar olarak üniter devleti zayıflatıcı, aynmcılığı kışkırtıcı nitelikteki talepleri kabullenmeyecek, ihtiyatladeğer- lendirecektir. AB, büyük ülkelenn biriik politikaları- nı, kendi ulusal güvenlik ve refah politikaşıyla nasıl akıllıca uzlaştıracaklannı görecek; Türkiye için AB ile uyumu (entegrasyonu), benzer şekilde eşit ve say- gın konumda oluşturmak isteyecektir. MGK ekonominin güçlenmesi için savunma ile kalkınmaya aynlacak kaynaklann en elverişliliğini (optimizasyonunu) düşünecek ve ulusun sınırlan- nın, biriiğinin, banşının koruyucusu biraskersel gü- cü hazır bulundururken gelecek umutlannı yaşa- mak isteyen halkın gönencini arttıncı projeleredear- ka çıkacaktır. Kurul umanm ki, güvenliğin kalıcı kay- nağı olabilecek ulusal ekonomi ve ulusal teknoloji- yi geliştirici politika ve stratejilere destek olacaktır. Tüm bu konulann; süreğen duruma (kronik hale) gelmiş sorunlanmızın çözüme kavuşturulması, ülke- mizin bulunduğu önemli jeostratejik konumdagüç- lenerek gelişmesi için, özetle Türkiye ve Türk halkı- nın sonsuza değin bu topraklarda kök salarak Ata- türk'ün gösterdiği dinamik ülküye (ideale), barış içinde güçlenerek uygariık ve gönenç düzeyi yük- sek saygın bir ulus olmamız için böylesine bir üst kurulda ele alınmalan faydalı değil mi? Türkiye'yi yönetenlerin çözüm üretememelerin- den, cumhuriyetin ilke ve temel değerierinden sap- malanndan kaynaklanan, ulusal güvenliği tehdit eden ciddi sorunlara çözüm arayacak, bunalım (kriz) dönemlerini yönlendirebilecek böylesine bir plat- formun varlığı, demokratik rejimimizin sağlıklı işle- mesi, ulusal güvenliğin sağlanabilmesi açısından bizim bir şansımız değil midir? Atatürkçü düşünce dizgesi (sistemi) bilinçterine nak- şedilmiş, güçlü ve kararlı yönetimlerin görevlerini etkinlikle yerine getirebildikleri bir dönemde bu plat- formdan Türk ulusu için çiçekler açacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle