Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
TtHAKın
saptaması
Türkiye Insan Haklan Kurumu
Vakfı'nın (TİHAK) kuruluşundan bu
yana daha birkaç yıl geçmiş. Vak-
fın önceki gün yapılan 2. Olağan
Genel Kurulu'na sunulan raporun-
daki bilgileri gözden geçirirken da-
ha emekleme döneminde olması
gereken bir örgütün yürümeye,
hatta koşmaya başladığı dikkati-
mizi çekti.
Yainızcayaklaşık bir yıl içinde; in-
san haklan belgeliği ve kitaplığı
oluşturulması için adımlar atılmış,
BM, Avaıpa Konseyi gibi uluslara-
rası ve bölgesel kuruluşlarla ileti-
şim kurulmuş, onların raporveya-
yınlannın düzenli biçimde kuaıma
gönderilmesi sağlanmış, UNES-
CO'dan "insan haklan ve hoşgörû
eğitimi" dizisinin yayın haklan alın-
mış, bunlann bir kısmı Türkçe'ye
çevrilerekyayımlanmış, üniversite-
lerin de katkılanylatoplantılar, açık
oturumlar düzenlemiş. Bunlann
hepsi saygıdeğer çabalar, ancak Tİ-
HAK Başkanı Nevzat Helvacı'nın
da vurguladığı gibi çerçevenin mut-
laka genişlemesi gerekiyor
"Yönetimin tam anlamıyla sMI-
leştirilmesi, adil yargılama hakkı-
nın sağlanması, başta devletgücû
kullanan görevlilerolmak ûzere tüm
toplumun insan haklan eğitimin-
den geçirilmesi gibi sorunlan aş-
mak için kamuoyuna yansımış
olumlu bir çaba yok. Bütün iyileş-
tirme çabalannın, demokratikteşme
yönünde atılacak adımlann, insan
haklannın düzeyiniyüksettmek için
yapılacak çalışmalann, herhangi
bir kuruluşa girmek için ya da çı-
kara dayalı olarak değil, insanımı-
zın onuruna duyulan saygıdan ötû-
rû yapılmış olmasını bekleriz ve bu
yöndeki çabalan sonuna kadar des-
tekleriz."
ISIK KANSU
Avrupa Birliği'nin katılım ortaclı-
ğı belgesine (KOB) karşılık hazııa-
nan "ulusalprogram"\r\ (UP) sra-
si yanları tartışılıyor da, ekonoıiik
yanlarına değinilmiyor pek. Oy;a,
her iki belge karşılaştınldığında çö-
rülüyor ki, ekonomik alanda AB'ıin
hernen her isteği neredeyse emir ta-
bul edilip yerine getirilmiş, harta
"vur" denmiş, Türkiye öldürmüj.
Örnek verelim mi? Verelim:
KOB: Özellikle yabancı yatınn-
cılara yönelik sınırlamaların kaöı-
rılmasını sağlayarak uyumun a-
mamlanması.
UP: 2000 yihndafiili yabancı ssr-
maye giriş tutan 1.7 mityar dolar da-
rak gerçekleşmiştir. Türkiye'ye ca-
ha fazla yabancı sermaye akışııın
sağlanması amacıyta yeni bir yabin-
cı sermaye kanun taslağının yanısı-
ra bürokrasinin azaltılması için çe-
rekli çalışmalar yapılmaktadır.
KOB: Şosyal güvenlik sisteni-
nin sürdürülebilir olmasını sağa-
ma.
UP: Emeklilik yaşı ve asgari pım
ödeme dönemi yüksettilmiştir. SSK
ve Bağ-Kur için hazırlanan karun
tasaiarında sağlık ve emeklilik si-
gortalannın birbirinden aynlmasna
ve söz konusu kuruluşların aksa-
yan yönlerinin düzettilmesine yöre-
lik düzenlemeler yer almaktactr.
Reformun üçüncü aşamasını olış-
turan özel emeklilik sisteminin kî-
rulması ile ilgili çalışmalar devan
etmektedir.
KOB: Merkez Bankası'nın hüKJ-
metten bağımsızlığının tamamlav
ması.
UP: Hızla yasalaştınlacak olın
Merkez Bankası kanun taslağı le
kamu finansmanında bankanın üst-
lenebileceği işlevler ortadan kaldı-
Her dediklerini yaptıkrılacaktır. Ka-
nun ile Merkez
Bankası'nın
bağımsızlığı
sağlanacak,
enflasyonla
mücadele he-
define odak-
lanmasıveenf-
lasyon hedef-
lemesi rejimini
sağlıklı bir bi-
çimde uygula-
ması mümkün
olacaktır.
KOB: Tarım
reformunun
sürdürülmesi.
UP: Tarım
destekleme
politikalarının
devlete giderek artan mahyetinın
azaltılması amacıyla çiftçiye doğ-
rudan gelir desteğinin çekilmesi
yönünde önemli bir adım atılmış-
tır. Çiftçiye düşük faizli kredi des-
teği kaldırıimış olup gübre desteği
2002 yılının ilk çeyreğinde kaldın-
lacaktır. Tütündeki destek politika-
larının reformu ve TEKEL'in ticari
varlıklarının özelleştirilmesi yönün-
deki çalışmalar yapılmaktadır. Al-
kollü içkilerde tekeli ortadan kaldı-
ran kanun çıkanlmış olup tütün ka-
nununun da en kısa sürede yasa-
laşması beklenmektedir. Şeker des-
tekleme fiyatı sistemi ortadan kal-
dınlacak ve Türkiye Şeker Fabrika-
lan'nın özelleştirilmesi 2001 ve 2002
yılında tamamlanacaktır.
KOB: Kamuya ait kurumlam özel-
leştirilmesinin
sürdürülmesi.
UP: Petrol
Ofisi'nin yüz-
de 51 'nin blok
satışı, TÜP-
RAŞ'ın halka
arz yolu ile
yüzde
31.5'inin satıl-
ması ve cep
tetefonu lisans
satışı, bekle-
nenin üzerin-
de gelir elde
edilmesi
olumlu geliş-
meler olmuş-
tur. THY'nin
yüzde 51'inin
satışının ise
gerçekleştirilmesi hedeflenmekte-
dir.
KOB: Telekomünikasyon alanın-
da liberalizasyon ihtiyaçlannın da-
ha fazla belirginleştirilmesi.
UP: Türk Telekom AŞ'nin özel
hukuk hükümlerine tabi bir şirket
olarak yeniden yapılandınlması sağ-
lanmıştır. Kurumun blok satışına
ilişkin özelleştirme süreci başlatıl-
mıştır.
KOB: Iç enerji piyasasının kuru-
luşunun hazırlanması ve piyasanın
açılması.
UP: Elektrik dağrtım ve santral-
lannın işletme haklan özel kesime
devredilecektir. Gerekli tasan yasa-
laşmıştır.
KOB: Kamu alımları sisteminin
daha şeffaf ve güvenilir olmasının
temin edilmesi.
UP: DünyaTıcaret örgütü norm-
lan ile bu konudaki AB direktifleri-
ni de gözönüne alacak şekilde Dev-
let Ihale Kanunu'nda değişiklik ön-
gören tasan (her bir devlet ihalesi-
ni uluslararası şirketlere açan tasa-
rı) hazırlanmıştır. Görüldüğü üze-
re, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetme,
yurttaşlannın haklannı koruma ira-
desinin devredilmesi hatta onlardan
vazgeçilmesi için istenenler fazla-
sıyla yapılmış, ama yetmiyor, yet-
miyor...
yönetimlep sitesi
Evtenme hazıriığı içindesiniz, gerekli işlemleri öğrenmek mi istiyor-
sunuz? Işyeıi mi açacaksınız? Çöp vergisi mi, emlak vergisi mi ödeye-
cekslniz, evinize su mu baglatacaksınız? Yerel seçimlerfe ilgili bir ça-
lışma mt yapacakstnız? Ya da Dünya Bankası'nın yeiBİ yönetimlere ver-
diği kredilerle ilgili bir makate mi yazacaksmız? Imdadınıza yetişen bir
site var artık.
TODAİE Yerel Yönetimler Araştırma ve Eğitim Merkezi, yerel yöne-
timterle ilgili ulusal mevzuatın ve uluslararası anlaşma metinlerinin de
yer aldığı bir web sitesi açtı: "www.yereinetorg.tr"
Yararianmak isteyenlere duyuruiur.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞtPAL
Yurtdışında Çahşanlar
Türic vatandaşlan, ülkedekı ekono-
mik koşulların ağırlaşması üzerine,
yülardırdünyanın çeşitli ülkelenne ça-
lışmaya gitmektedir.(*)
"Ülke difudaki yurttaşlannuznı
sayısı 1999 yıb sonn itibanyla 3.4
milyonu aşraış olup bunlann 1.2
milyonunu çahşanlar oluşturmak-
tadır. Yurtdışında yaşa>an vatan-
daşfauımızın yüzde 90.5'i Baü Av-
rnpa ülkelerinde yaşamaktadır."
Yurtdışında yaşayan yurttaşlan-
nurın 2 mılyon 110 tnnı Almanya'da
yaşamakta, bunlardan 740 bın S30'u
çeşitli ışlerde çalışmaktadır.
Anayasanın 62. maddesi "Yaban-
cı ülkelerde çalışan Tirk vatan-
daşlan" ile ilgilıdır
"Devlet, yabancı ülkelerde çab-
şan Türk vaUndaşlannın aik bir-
liğinin, çocuklarının eğitiminin,
küttürel ihtiyaçlannın ve sosyal gü-
venliklerinin sağlanması. anava-
tanla bağlaruun korunması ve yur-
da dönüşlerinde yarduncı olunma-
sı İçin gerekli tedbirleri alır."
Yurtdışında çalışan vatandaşlanmı-
zın sosyal güvenlıkleri ile ilgili yasa,
7 Hazıran 1978'de vürürlüğe gıren
2147 sayıh, " Yurtdışında Çaüjan
Türk Vatandaşlaraun Yurtdışın-
da Çalışma Sirelerinin Sosyal Gü-
venlikieri Bakımından Değerien-
dirilmesi Hakkında Yasa"dır
2147 sayılı bu yasa 1985 yılında
(22 Mayıs 1985) yurürlûkten kaldı-
nlmış, yennı bugün uygulanmakta
olan 22 Mayıs 1985 günlü Resmı Ga-
zete'deyayımlanan3201 sa>ılı "Yiırt-
dışmda Bulunan Türk Vatandaşla-
ruun Yurtdışında Geçen Süreleri-
nin Sosyal Güvenlikleri Bakımın-
dan Değerlendirilmesi Hakkında
Y«sa" almıştır.
Uzun yıllar yurtdışında çalışüktan
sonra yurda dönen vatandaşlanmı-
zm sosyal güvenlikleri, 3201 sayılı ya-
sa ile sağlanmaktadır.
Vatandaşlanmızınçalışmaya gıttık-
leri ülkelenn bazılanyla sosyal güven-
lik sözleşmeleri yapılmış, bazılany-
la sözleşme yapılmamıştır.
Türkiye ile sosyal güvenlik söz-
leşmesi yapmamış ülkelerde çalışan
Türk vatandaşlan da 3201 sayılı ya-
sanın sağladığı haklardan, sosyal gü-
venlik sozJeşmesı yapılmjş ülkeler-
de çalışanlarla eşıt koşullarda yarar-
lanmaktadır.
"Çalışılan ölke ile Sosyal Gü-
venlik Sözleşmesi yapılmış olup ol-
madığına baJalmaksızın vatandaş-
lannıız yurtdışıiHİa geçen çalışma-
lanndan diledikleri kadannı borç-
lanabileceklerdir. (SSK 18.10.1985
günlü, 3439 sayılı Genelge)
3201 sayılı yasanın sağladığı hak-
lardan yararlanabılmek ıçın öncelik-
le "yurda kesin dönüş" yapmak ge-
rekmektedir.
3201 sayılı yasa ile Tüıkuyruğun-
da ve yabancı bir ülkede çalışan va-
tanda^larımızın, 18 yaşını doldur-
duktan sonıa yurtdışında geçen çalış-
ma sürelen değerlendirilmektedır.
Yurtdışında geçen ve belgelendınlen
bu çalışma sürelen arasında ya da
sonunda ve "her birinde bir yıla
kadar oian işsizlik sureleri" de de-
ğerlendırme kapsamındadır Yurtdı-
şında herhangi bir ışte çalışmadan
"ev kadını" olarak geçen süreler de
emeklilik haklan yönünden değer-
lendınlmektedir.
Yurtdışında geçen sürelenn tumü-
nü "ev kadını*
1
olarakgeçimuş olan-
lann borçlanma başvurulannı yapa-
caklan sosyal güvenlik kurumu Bağ-
Kur 'dur.
Çeşitli ülkderden, "Gdçmen ola-
rak yurda gelenler, yurtdışında ça-
hştıklan sürede Türk vatandaşı <A-
nudıklan için borçlanma hakkın-
dan yarariananuyacaklardır.
r
' (SSK
18.10.1985 gûnlü 3439 sayılı Genel-
ge)
Yurda kesin dönüş yapanlardan,
yazılı istekte bulunanlar "yurtdışiD-
da geçen sürelenn t»m»mını" ya da
"diledikleri kadannı
11
dövız ile
(ABD dolan) ödemek koşulu i)e borç-
lanabılır.
Yurda kesin dönüş yapanlara, ke-
sin dönüş tarihınden geçeriı olarak en
geç iki yıl içinde yazılı başvuru sü-
resi tanınmıştır. Bu iki yıllık başvu-
ru süresıni geçirenler, borçlanma hak-
kuıı yitırmektedir.
Kısaca, yurtdışındaborçlanma kap-
samında geçen sürelerin değerlendı-
rilmesi için, yurda kesin dönüş yap-
mak, en çok iki yıl içinde borçlanma
başvurusunda buluninak ve bo^çlanı-
lan süre için hesaplanan döviz bor-
cunun tümünü ödemek gereklidir.
(•) Kaynak: Resmı Gazete, 5 Tem-
muz 2000sayı 24100 "makerrer", say-
fa 138.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDANSAĞA:
1/ Csrûnde hamur açılan ya da
yemek yenilen tahta. 2/ Iğne,
iplik, baharat, kâğıt gibi şey-
ler satan kımse ya da dükkân..
Su taşkıru. 3/ "Pencereden kar
geliyor / Gurbet bana — geli- 4
yor" (Türkü)... Gübre, tezek. 5
4/ Yunan mitolojisinde savaş
tannsı... Bir burç adı. 5/ Kat- "
manlannda iç içe daireler bu-
lunan billurlu bir kalker türû.
6/ Satrançta bir taş... İki kuzu-
lu koyun. II Bir takımın, özel-
likle de basketbol takırnının
antrenörü... At tüyûnûn rengi. 8/ Çe-
şitli malzemelerin sanatsal amaçla bir
araya getirildiğı ürûn. 9/ Tıp dılınde 2
felçli anlamında kullanılan sözcük.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Rapor. 2/ Müzikte armonı kuralla- 5
nna göre üst üste bindirilmiş sesler...
El sıkışma. 3/ Insanın bedensel ve rub-
sal dengesini bozan ber türiü etkene ve-
rilen ad... Hastalık, dert. 4/ Uzaklık 8
işareti... Gümüş... Birnota. 5/Küçük 9
su kanalı... Bir makine ya da araçta ayak yardımıyla dönmeyı ya da
devinımi sağlayan düzen. 6/ Çevrebilım. 7/ Yapdarda dolgu nialze-
mesi olarak kullanılan deliklı tuğla. 8/ Kasaphk hayvanlardan elde
edilen türlü yağlann entilmişi... Bonı sesi. 9/ "David —": Ingiliz
sınema yönetmeni... Içine başka bir sıvı kanştınlmamış içki.
HAYVANLAR ÎSMAİL GÜLGEÇ lgulgec@yahoo.com
KİMKİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
i fos.de. e<kV>«/ıytor...
HAR3İ SEMtH POROY semihporoy@yahoo.com
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebekÇd hotmail.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
YANLIŞ DIŞ POÜTİKA..
1945'TC ,
uoy& eeotee 82YAŞIND* ÖLDÛ.
LER'İH 1315 ÇMtVUALB SdZSUNU AJEÛ£
NİYLB yiftiAAJAM H£MBY ASQUfrH'ÎM Y£-
ttiue BAÇSAKAMseçüMiŞTi(i9i6). end.
Lİ BİR KONUŞMACI V£ SUÇJ-Ü POUTİKACIt-
ĞuK sisoemsı, içsuciK üoterieia
ÇDK ÖNEMÜ KONULABJ SORUN OiMAtOAH
ÇIKARfil. ANCAK, İÇ İŞLE&NDEKİ BAŞA-
RtLARI D/f İU'şkiLBSOe 7EZS'*Je ÇALI-
• Şiyoeou. YlMAMLllAltU ANADOLU'YU /f-
/ GALE Y6N£LTME£İ,ARDINDAN SALDt&l-
ILAKIM 6ERİ PÜSKÜKTÜLMBSİ I/E YENİLSİ,
^ L L o m esoeee'uN KOLW6UNU SA&SACAK
S/*SQUtTH GİBİ HcritHeOıAU 0ÛŞECEIOİK.. .
GÖRÜŞ
TANJU ERDEM EmeUtAmird
Ulusal Güvenlik ve MGK
Bugünlerde Türk kamuoyu Ulusal Güvenlik Kav-
ramı ve Kapsamı üzerinde çeşitli vesilelerte sıkça du-
ruyor. Bir kısım çevrelerde yaygın olan kanı, Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) yoluyla askeri lideriiğin ulu-
sal güvenliği sağlamak ve sürdürmek gerekçesiyle
ülkenin savunmanın yanı sıra sosyoekonomik, kül-
türel, dış politika alanlanna müdahil olduğu ve bu-
nun demokrasimize, sivil yönetime gölge düşürdü-
ğü şeklinde... Bu tezi ileri sürenler, AB'nin, askeri li-
deriiğin siyasal karar mekanizmalarına etkisi ve
MGK'nin örgüt yapısı, teşekkül tarzı ve işlevine iliş-
kin çekincelerini de doğru bulduklan gibi, bunun
AB'ye giriş yol haritasında önemli bir engel oluştur-
duğunu fırsat bulduklannda ima ediyorlar.
Demokratik bir ortamda, özgür düşünebilen ve dü-
şüncelerini özgürce dile getirebilen insanlann görüş-
leri, fıkirlerı elbet değerlidir. Ancak özellikle görsel
ve yazılı medyada bu fikirlerin antitezleri de, nesnel
(objektif), bilimsel nitelikte olanları da tarafsız, yay-
gın şekilde yayımlanma olanağı bulursa, sanınm ka-
muoyu sağduyu ortamında oluşur.
Biz bu yazımızda bilgilerimiz ve vardığımız bire-
şimin (sentezin) ışığında konuyu incelemek ve be-
lirlisonuçlaravarmakistedik. Hemen belirtelim, ulu-
sal güvenlik terimi ve kavramı Ikinci Dünya Savaşı
sonrası Batı'da geliştirilerek yayılmıştır. Bir ulusun,
bir devletin varlığını güvenlik içinde sonsuza değin
geliştirerek sürdürmesini olanaklı kılan koşullan ya-
ratacak; politikaların, stratejilerin planlann hazırla-
nıp uygulanması faaliyetlerini içerir. Bu itibarla ulu-
sal güvenlik; bir ulusun ekonomik, mali, sosyal, kül-
türel, politik, askeri, teknolojik tüm temel güç öğe-
lerini, bunlann arasındaki dengeleri, uyumu, zafi-
yetleri ve bunlara yönelen tehditleri kapsayan ge-
niş bir anlama sahiptir. Dünyada özellikle önemli
cografi konumlannda yer alan büyük boyuttaki dev-
letlerin de ulusal güvenlikle ilgili örgütleri vardır. Bu
örgütler başkanlık tipi rejimlerde karar, uygulama-
lan izleme, denetleme, gerekirse müdahale organı;
pariamentertipi rejimlerde ise hükümetlerin karar ve
uygulamalanna ışık tutucu karar ve tavsiyeleri ile-
ten organlar durumundadır.
Bu itibarla MGK tipi bir örgütlenme AB'ye ve Ba-
tı standartlanna uzak bir model değildir. Türkiye'nin
onlardan belirgin farkı, bu örgütlenmenin çağdaş
yönetim tekniklerine uygun bir biçimde anayasa ve
yasalarda örgüt yapısı ve işlevlerinin ayrıntılı olarak
tarif edilerek yer almasıdır. Türkiye özellikle 1950-
1960 döneminde demokratik rejimin en elverişli ko-
şullarda, büyük halk desteğiyle gelen iktidarlarcayoz-
laştırıldığı, siyasal iktidann silahlı kuvvetler mensup-
larını da kullanarak diktatörtüğe kayma eğilimi gös-
terdikleri bir dönemin uygulamalan ve anılan üzeri-
ne bu kurumu ilk kez 1961 Anayasası'na koydu. Bu
suretle bir yandan ülkenin güvenliği konusunda so-
rumlu hükümetle, silahlı kuvvetler liderliğini cumhur-
başkanı başkanlığında periyodik olarak bir araya
getirmekle ülke temel sorunlannın çözümünde, gü-
venlik, politika ve stratejilerinin belirlenmesinde ge-
niş bir platformda çalışma ve eşgüdüm olanağı doğ-
du. Bir yandan da siyasal iktidaria TSK arasında ül-
ke yönetiminden doğan güvenlik meselelerinin yüz
yüze görüşülmesi suretiyle açık bir rejimin güvenli
bir ortamı yaratılmış oldu. lletişim, eşgüdüm ve dü-
şünsel (fikrî) alışveriş ortamı, çağunızınen.uygar vıe
doğal gereksinimleri değil midir?
Bu itibarla Türkjye'nin gerçeklerine göre geliştiril-
miş olan bu kurum, temel gerekçe ve görüşlerde kök-
lü bir değişiklik yapılmaksızın AB'ye taşınmalıdır. Bu
kurum 40 yıllık süreçte kuşkusuz önemli işler başar-
dı. Ama kanımca, başardığı işlerin en büyüğü 28
Şubat 1997 kararlan ve ardından devam eden sü-
reçteki tehdit değerlendirmelerini kabulüdür. Türki-
ye 1997 yılı süresince gerici (irticai) bir karanlığın içi-
ne yuvarlanıyordu. Siyasal iktidann başının "kanlı
mı, kansız mı?" gibi konuşmalannın ardından dev-
lette dış politikadan sanat hayatına, ekonomiden
uygulanan personel kadrolaşmasına kadar cumhu-
riyetin ve anayasanın ilke ve değerierine ters düşen
emareler yaygınlık kazanmaktaydı. Siyasal kadrolar,
devlet bürokrasisi, genelde tam bir aymazlık içinde
bu dramatik gelişmeleri seyrediyorlardı. Milli Gü-
venlik Kurulu'nun asker kanadı, yaşamsal sorunu bü-
yük cesaret ve açıklıkla ortaya koydu. Büyük çaba-
larla zoraki bir uyanış gündeme geldi. Emperyaliz-
min küresel stratejilerinin ülkemizdeki yandaşlan
başta olmak üzere sözde demokrasi ve liberalizm
adına, bilerek ya da bilmeyerek Atatürk'ün kurdu-
ğu cumhuriyetin temellerini sarsma heveslilerinin
verdiği desteğe karşın bu uyanış hayata bir ölçüde
yansıdı. Karşıdevrim frenlendi. Elbette iyi oldu.
Sovyet Rusya komünizminin çöküşü sonrası mey-
dana gelen ortamın, TSK'nin tehdit algılamalarında
nesnel ölçütlerin saptanmasına yardımcı olduğu bir
gerçektir. Gerici faaliyetler, bölücü faaliyetler, şove-
nist milliyetçi faaliyetler böylece öncelikli tehdit odak-
lan olarak saptanmıştır. Gelir dağılımının bozulma-
sı, işsizliğin, yolsuzluklann ulusal birliğe ve dirliğe yö-
nelik büyük güvenlik tehditleri oluşturduğu da gün-
deme gelmektedir, gelmelıdir. "Kıbns'ı ver, kurtul",
"Kıbns'ın jeopolotik önemi bizim için değil, asılAB
için var" diyen sözcülere, Türkiye'nin AGSK'ye en
azından ortak üye statüsüyle dahil edilmemesine,
geleceğin, bu sorunlu bölgesi için yaratabileceği
olası tehditler düşünülerek MGK, ulusun yarar ve çı-
karlannı savunarak karşı çıkacaktır. Küttürel haklar
olarak üniter devleti zayıflatıcı, aynmcılığı kışkırtıcı
nitelikteki talepleri kabullenmeyecek, ihtiyatladeğer-
lendirecektir. AB, büyük ülkelenn biriik politikaları-
nı, kendi ulusal güvenlik ve refah politikaşıyla nasıl
akıllıca uzlaştıracaklannı görecek; Türkiye için AB ile
uyumu (entegrasyonu), benzer şekilde eşit ve say-
gın konumda oluşturmak isteyecektir.
MGK ekonominin güçlenmesi için savunma ile
kalkınmaya aynlacak kaynaklann en elverişliliğini
(optimizasyonunu) düşünecek ve ulusun sınırlan-
nın, biriiğinin, banşının koruyucusu biraskersel gü-
cü hazır bulundururken gelecek umutlannı yaşa-
mak isteyen halkın gönencini arttıncı projeleredear-
ka çıkacaktır. Kurul umanm ki, güvenliğin kalıcı kay-
nağı olabilecek ulusal ekonomi ve ulusal teknoloji-
yi geliştirici politika ve stratejilere destek olacaktır.
Tüm bu konulann; süreğen duruma (kronik hale)
gelmiş sorunlanmızın çözüme kavuşturulması, ülke-
mizin bulunduğu önemli jeostratejik konumdagüç-
lenerek gelişmesi için, özetle Türkiye ve Türk halkı-
nın sonsuza değin bu topraklarda kök salarak Ata-
türk'ün gösterdiği dinamik ülküye (ideale), barış
içinde güçlenerek uygariık ve gönenç düzeyi yük-
sek saygın bir ulus olmamız için böylesine bir üst
kurulda ele alınmalan faydalı değil mi?
Türkiye'yi yönetenlerin çözüm üretememelerin-
den, cumhuriyetin ilke ve temel değerierinden sap-
malanndan kaynaklanan, ulusal güvenliği tehdit
eden ciddi sorunlara çözüm arayacak, bunalım (kriz)
dönemlerini yönlendirebilecek böylesine bir plat-
formun varlığı, demokratik rejimimizin sağlıklı işle-
mesi, ulusal güvenliğin sağlanabilmesi açısından
bizim bir şansımız değil midir?
Atatürkçü düşünce dizgesi (sistemi) bilinçterine nak-
şedilmiş, güçlü ve kararlı yönetimlerin görevlerini
etkinlikle yerine getirebildikleri bir dönemde bu plat-
formdan Türk ulusu için çiçekler açacaktır.