Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H i J v U l ı UlfJj. / ekonomi(acumhuriyetcom.t 13
ŞÎRKETLERDEN
• KÜPKÜP'ler farklı
seviyeleri ile her yaştan
çocuğa keyifli ve pratik
bir eğlence firsatı
sunuyor. Araştırmalar
sonucu yaratılan Little-
Genius ve Bau-Box
"küpküp"ler çucuklara
mekân ve üç boyutluluk
bilinci kazandınyor.
• MOZAtK'in
Ortaköy'de açdan
shonToomunun açıhşı
içm düzenlenen
kokteyle Itah/an mimar
ve tasanmcı Antonio
Citterio ve B & B
Italia'nın sahibi Giorgio
Busnelli kabldL
• OTACI & LEZZET
Dergisi işbirliği ve
Tûrk Kalp Vakfı'nın
katkılanyla düzenlenen
3. Lifli Diyet Yemekleri
Yanşması bu yıl 12
Nisan'da Ceylan Inter
Continental Istanbul
Oteli'nde
gerçekleştirilecek.
• E&E GROUP insan
kaynaklan alanuıda
sunduğu bütfin
hizmcderi tek çaü
ahmdan sürdûrûyor.
Firma, Avrupa
standarüannda insan
kaynaklan çözûmleri
sunuyor.
• STANDARD
MOTOR, 121 . ,ui.-4;
sensörüyle yolculan
izleyerek kaza anında
maksimum koruma
sağlayan "akıllı
gûvenlik sistemi"ne
sahip yeni
Fordmondeo'yu
shovvroomunda
düzenlediği kokteylde
tanıttı. Şirket, Koç
Grubu'na bağlı Ford
Otosan'ın yetkili
satıcısı.
• DKNYJEANS
bkbahar Kadın
Koleksiyonu, bahan,
doğanın birbirinden boş
ve canlı renkleri ile
karşılryor. DKNY
Erkek Koleksiyonu da
mavi, yeşil, san, bej,
lacivert tonlan, bol ve
rahat, kısa ile uzun
pantolonlarla
şeldUeniyor.
• GLAXO-
SMITHKLINE ISAŞ
Gebze üretim
tesislerinde ISO 9002
Kalite Yönetim, ISO
14001 Çevre Yönetim
veOHSAS 18001
Çalışan Sağlığı ve Iş
Güvenliği Sistemi
sertifıkasını aldı.
• EPSON, püskürtmeB
yaacı serisi Stylus
Photo'yu yeni
ürünleriyle geKstirerek
hem amatör bem
profesyonel kullanıcıya
sunuyor. Stylus serisi,
2880x720 dpi
çözûnürlükle baskı
işlemlerinde renk
skalasında bulunan her
rengin en parlak
görüntüsûne ulaşmayı
safhyor.
Reel sektöre uygulanan yüksek faizler TOBB ve Bankalar Birliği'nin gündeminde
31 Mart'a çözüm arayışıEkonomi Servisi -
Sanayıcilenn 'ikinci kriz'
uyansıyla dile getirdikleri
31 Mart'ta ödemesi gelen
dönem kredilerine
uygulanan yüksek faiz
sorunu bugûn Bankalar
Birliği ile oda başkanlannın
katılacağı bir toplantı ile
masaya yatınlacak.
Bankacılarla sanayicileri
karşı karşıya getiren
sorunun giderilmesi için
Odalar Birliği'nin organize
ettiği toplantıya, Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği
• Bankacılar ile oda başkan ve yöneticilerinin bir araya geleceği
toplantıda, ekonomik kriz sırasında bankalann işadamlanna
kullandırdığı kredi faizlerinin kriz öncesi duruma ya da daha makul
ölçülere çekilmesi konususunda bir ara formül bulunmaya çalışılacak.
(TOBB) Konsey başkanlan,
başkanlık divanı, 11 sanayi
odası yönetim kurulu
başkanlan, Ankara ve
tstanbul ticaret odalan
yönetim kurulu başkanlan
ife Türkiye îhracatçdar
Meclisi, Tûrkiye Esnaf ve
Sanatkârlar Konfederasyonu
ile Türkiye Işverenleri
Sendikası Konfederasyonu
davet edildi. Toplantıya
aynca bankalan temsilen
Bankalar Birliği ile üyeleri
de katılacak.
Hazırfak toplanüsı
Çırağan Oteli'nde
gerçekleştirilecek toplantı
öncesinde Odalar Birliği'nin
Akmerkez'deki ofısinde de
bir hazırlık toplantısı
gerçekleştirilecek. Bu
toplantıya TOBB'ye bağlı
oda yönetıcileri katılacak.
Bankacılar ile oda başkan
ve yöneticilerinin bir araya
geleceği akşamki toplantıda,
şubat ayında gerçekleştirilen
fiili devalüasyon sonrasında
bankalann işadamlanna
kullandırdığı kredileri çok
yüksek faizlerle geri
çağırması konusu ele
alınarak kredi faizlerinin
kriz öncesi duruma ya da
daha makul ölçülere
çekilmesi konusunda bir ara
formül bulunmaya
çalışılacak.
Reel sektörün ödemesine
'olanaksız' gözüyle bakılan
yüzde 2500'e varan
temerrüt faizlerinin
sanayide büyük kan kaybına
uğratacağı kaydediliyordu.
Sanayicininfiyatlardaki düşüşü sürdürmesi halinde sessiz kalmayacaJdannı bildirdiler
Süt üreticisi eyleme hazirlanıyorEkonomi Servisi - Sanayici-
nin çiğ süt fiyatını gitgide dü-
şürmesine tepki gösteren süt
üreticileri, alım ihalelerinde
fiyatlann daha da düşmesi ha-
linde Dunya Süt Günü'nü ey-
lemle karşılayacaklannı bil-
dirdiler.
Fiyatlardaki düşüşün, "da-
hildeişkme rejimi" kapsamın-
da ithal edilen süttozu, tereya-
ğı ve peyniraltı suyunun yur-
tiçi üretımde kullanılmasından
kaynaklandığını belirten süt
üreticileri, bu ürünlerin ithala-
tının önlenmesini istiyor. Tür-
kiye Damızlık Sığır Yetiştirici-
leri Merkez Birliği
(TDSYMB) Genel Sekreteri
Fehmi Aksoy, dahilde işletne
rejimi kapsamında, geçen yıl
Türkiye'ye 9 bin ton süttozu,
5 bin ton tereyağı ve aynca
granül halde peyniraltı suyu it-
hal edildiğini, bunlann süt ola-
rak karşıhğuıın 200-250 bin
tona ulaştığını söyledi.
Bisküvi, çikolata gibi ihraç
amaçlı üretimde girdi olarak
kullanılması gereken ithal süt-
tozu, tereyağı ve granül halde
peyniraltı suyunun ancak yüz-
de 20'sinin bu amaçla kulla-
nıldığını anlatan Fehmi Aksoy,
kalan bölümünün iç piyasaya
yönelik üretimde değerlendi-
rildiğini öne sürdü.
Süt ihtiyacını, dahilde işle-
me rejimi kapsamında ithal
eden bu ürünlerle ikâme eden
sanayicinin, geçen yıl sonun-
da 200 bin liradan aldığı sütün
litre fiyatını bu yılbaşında 175
bin liraya düşürdüğünü belir-
ten Aksoy, bazı yerlerde, peşin
alım fıyatının 145 bin liraya
kadar indirildiğirü kaydetti.
Yüz gram süttozundan bir lit-
Tûrkiye Damızhk
Sığır Yetiştiricileri
Merkez Birliği,
süttozu, tereyağı
ve peyniralü suyu
ithalaünın
önlenmesi için
siyasi temaslarda
bulunacak,
Rekabet
Kunımu'na
başvuracak.
re süt elde edilebildiğini, bu-
nun sanayiciye maliyetinin de,
devalüasyondan önce 90 bin
lira iken devalüasyondan sona
120 bin liraya çıktığını anlatan
Aksoy, ithalatın devam etmesi
halinde, nisan-haziran dönemi
için bu ay sonuna kadar dü-
zenlenecek ihalelerde çiğ süt
alım fiyatının daha da düşme-
sini beklediklerini söyledi.
Haksız rekabet
Çiğ sütün maliyetinin, işlet-
menin büyüklüğüne göre 186
bin-209 bin lira arasuıda de-
ğiştiğine dikkat çeken Aksoy,
bırliğe üye 26 yetiştirici birli-
ğinin yöneticileri ile 20 Mart'-
ta Ankara'da yaptıklan toplan-
tıda, bu haksız rekabetin ön-
lenmesi amacıyla öncelikle
Rekabet Kunımu'na başvur-
ma karan almdığını açıkladı.
Aksoy söz konusu ürünlerin
ıthalatının önlenmesi amacıy-
la da, tüm parti başkanlannı
ve hükümet yetkililerini ziya-
ret edeceklerini, ay sonuna ka-
dar yapılacak ihalelerde fiyat-
lann düşmesi halinde de, ön-
ce iller düzeyinde, ardından 21
Mayıs Dünya Süt Günü'nde
genel eylem yapılmasına karar
verildiğini kaydetti.
DÜNYA EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA
Makedonya nüfusunun yaklaşık yüz-
de 30'unu duşturan Arnavut azınlık adı-
na hareket ettiğini ileri süren bir gerilla
grubu, Makedonya devletine "ya sa-
vaş, ya banş görûşmeleri" ültimatomu
verirken, Makedonya yönetiminin de
gerillalan yok etmek amacıyla bir nihai
saldınya geçmesi "Yeni bir Balkan sa-
vaşı mı başlıyor?" sorusunu gündeme
getirdi.
Kimi yaklaşımlara göre (örneğin, The
Guardian'dan Jonathan Steete) paniğe
gerek yok. Bu kez durum farklı: Milose-
viç yok, Makedonya'da etnik Amavut-
laria Sırp kökenli Makedonyalılar birtik-
te hükümeti paylaşıyortar, saldırganlar
ise 300, bilemediniz 1000 kışılik bir grup.
NATO ve ABD'nin bunlara destek ver-
mesi söz konusu değil. Öyleyse Make-
donya ve KFOR güçlerinin eşgüdümlü
operasyonlanyla bu sorun kısa zaman-
da giderilebilir... Bu saptamalarda bir
doğruluk payı var. Ancak sürecin bu
saptamalann sınırtannı aşan dinamikle-
ri de var.
Çatışmalann genişleme
olasılığı yüksek
llk bakışta, Makedonya'da bir sorun
çıkmış olmasını yadırgamak olası. Arna-
vutlar partamenter demokratik Make-
donya devletinin içinde yer alıyorlar. Ar-
navutiann Demokratik Partisi (ADP)
koalisyon hükümetınin ortağı. Öyleyse
sorunu çıkaran Ulusal Kurtuluş Ordu-
su (UKO) aşın uçlardan ve geleceği ol-
mayan ufak bir azınlıktan mı oluşuyor?
Birçok gösterge UKO'nun yerel ve ufak
bir azınlıktan ibaret olmadığını gösteri-
yor. Birincisi, ADP, Makedonyalı Arna-
vutlann tek siyasi partisi değil. Daha ulu-
salcı özellikler taşıyan Demokratik Re-
fah Partisi ile yeni kurulan (!) Ulusal
Demokratik Parti Makedonyalı Ama-
vutlar arasında önemli desteğe sahip.
Kosova savaşı sırasında olaylann için-
de verdiği haberlerie büyük saygınlık
kazanmış Instrtute for Reporting War
and Peace muhabirinin Üsküp'ten
bildirdiğine göre bu iki partinin UKO'ya
verdiği destek giderek artıyor. Örneğin
14 Mart günü, Tetevo'da çatışmalar
patlak verdiği sırada kentin meydanın-
da da Amavutlann bu iki parti ve sivil
toplum örgütleri aracılığıyla örgütledik-
leri ilk büyük protesto gösterisi gerçek-
leşiyordu. (IWPR - Rapor No. 227-16
/03).
IWPR muhabirinin aktardığına göre
UKO lideri Fazli Velicu'nun daha önce-
Yeni Bir Balkan Savaşı Giindemde-1
Makedonya'nın gerillalara karşı saldınya geçmesi savaş kaygısı yarattı.
ki günlerde basında çıkan demeciyle
göstericilerin talepleri arasında büyük
bir benzerlik vardı. UKO lideri, demecin-
de, "Son 10yılda Makedonya hüküme-
ti demokrasi şemsiyesi altında saklan-
dı... Gerçekte ise amavutlann refahını
arttınnak için hiçbir şeyyapmadı" diyor
ve ekliyor "Taleplerimizi siyasi yollaria
elde edemedik, o yüzden silaha sanl-
dık." UKO liderine göre "UKO Make-
donya'nın bihiğini savunuyor, ama Ar-
navutlar için eşit haklar istiyor, bayrağı-
nın, dilinin ve kimliğinin tanınmasını is-
tiyor. " (a.g.e.) UKO liderinin bu ifadele-
ri ile UKO'nun Makedonya'da hükümet
ortağı olan ADP'yi karşısına aldığını söy-
lemek mümkün. Diğer iki partinin vartı-
ğı ve protesto gösterisi de ADP'nin top-
lumsal desteğinin sanıldığı kadar sağ-
lam olmadığını ortaya koyuyor.
Diğer taraftan UKO, önemli ölçüde
Makedonyalı Arnavutlardan oluşan,
bölge gençleri arasından gittikçe fazla
taraftar bulan yerel bir güç. Sonra, hem
UKO kadrolan içinde çok sayıda UÇK
kaynaklı savaşçı var hem de UKO Gü-
ney Sırbistan'ın Arnavut bölgelerinde
etkin Presevo, Medvedce ve Bujano-
vaç Kurtuluş Ordusu adlı bir "cephe
örgütü"nür\ de parçası. PMBKO'nun ve
UKO içindeki UÇK savaşçılannın uzun
dönemli amaçlan ise bölgede tüm Ar-
navutlan içeren, etnik olarak homojen
bir devlet kurmak. UKO'nun kısa dö-
nemli taleplerinin içeriği de zaten bu
yönde. Bu saptamalara, bir de Make-
donya güçleriyle UKO arasındaki çatış-
malann doğuracağı kayıplann kutuplaş-
tıncı etkisini (kısa dönemde, UKO bas-
tınlsa bile, ki daha sonra değineceğim
gibi bunun aksini düşünmek için önem-
li jeo-politik nedenler var) ekleyelim, o
zaman nasıl bir sürecin başlamakta ol-
duğunu daha kolay görebiliriz.
Iştetüm bunlardan dolayı Avrupa Bir-
liği ülkeleri gelişmeleri kaygıyla izliyor-
lar. Bir NATO diplomatının dediği gibi
"ABD Makedonya'da yaşananlan
önemsiz bir rahatsızlık olarak görü-
yor ve kısa sürede sorunun ortadan
kalkacağını umuyor. Avrupa'da ise
Makedonya'daki çataşmaların,
1990'larda Yugoslavya'nın dağılma-
sından sonra V. Balkan savaşına dö-
nüşeceğine ilişkin kaygılar gittikçe
artıyor." (New York Times 21/03)
Bence, Avrupa'nın kötümserliğinin ar-
kasında naklı nedenler var ve bu neden-
lerin önemli birkısmı da ABD'nin bölge-
deki "kanşık" hesaplanyla ilgili: Örneğin
ABD, Makedonya'da başlayan çatış-
malan gerçekten önemsiz bir sorun ola-
rak görüyor ve pasif bir şekilde bekle-
yerek geçmesini mi umuyor, yoksa, bu
son gelişmelerin ortaya çıkmasında,
bizzat ABD'nin kendi uzun dönemli yak-
laşımlarıyla ilişkilendirilebilecek bir kat-
kısı oldu mu?
30 Haziran 1999 tarihli Çarşamba ya-
zımda, "Savaş bitti, Sırp birlikleri Koso-
va'yı terk etti. NATO yönetiminde bir
banş gücü (KFOR), güvenliği sağlamak
üzere bölgeye girdi. Kosovalı Arnavut-
lar evlerine geri dönüyorlar. Tüm bun-
lara bakarak Kosova sorunu çözülme
yoluna girdi diyebilir miyiz?" diye sor-
muş, sonra da "NATO prooagandası-
nın arkasına geçip biraz dikkatli bakın-
ca Kosova'nın sonu belirsiz bir kaosa
doğru, üstelik etrafındaki ülkeleri de et-
kileyereksürüklenmekte olduğunu gör-
memek mümkün değil" diye cevap ver-
miştim. Bana bu kötümser saptamayı
yaptıran nedenlerin başında NATO ile
UÇK arasındaki ilişkiler ve UÇK'nın böl-
gede üstlenmeye başladığı misyon ge-
liyordu.
Time dergisi 20 Mart tarihli yazısın-
da, "Yeni bir Balkan savaşı, geçen
hafta Kosova'da, daha önce NA-
TO'nun yanında savaşmış güçlerin
saldınlanyla başladı" diyerek UKO ile
KLA arasında doğrudan bir bağlantı
kurduktan sonra, ABD'li politikacılann,
bir zamanlar UÇK'dan nasıl olumlu ifa-
delerle söz açtığına, bir "özgüriük sa-
vaşçısı", "kurtancı" gibi sunduğuna,
halbuki UÇK'nın Kosova'daki gelişme-
lerden umutlanarak "Büyük Amavut-
luk" ülküsünü Makedonya'ya taşımaya
başladığına dikkat çekti.
Time yazanna göre bu arada NATO
güçleri gelişmelere seyirci kalıyor.. hat-
ta, daha da tehlikelisi Miloseviç'in artık
yönetimde olmamasından hareketle,
silahtan anndınlmış tampon bölgeye,
güvenliği sağlamak üzere Yugoslav bir-
liklerini geri çağınyordu.
Birçok başka gözlemcinin de işaret
ettiği gibi, Yugoslavya'yı geri çağırmak,
UÇK ve UKO savaşçılannın hem Yu-
goslavya biriiklerine hem de KFOR NA-
TO birliklerine doğrudan saldırmasına
zemin hazırlamaktan başka bir işe ya-
ramayacaktı. Nüfusunun çoğunluğu
Amavut olan bir bölgede Yugoslav bir-
liklerine güvenliği sağlama görevi ver-
mek, eğer Miloseviç gidince Yugoslav
yönetiminin ve ordusunun karakterinin,
ruh halinin değişeceğini düşünmek gi-
bi ırkçılıkla kanşık (liderlerinin kuklası
bir halk vb..) bir saflıktan kaynaklanmı-
yorsa, bir provokasyondan başka ne
anlama gelebilirdi... Yerimiz kalmadı,
çarşamba günü CIA-UÇK bağlantılan,
ABD'nin bölge hesaplanyla.. devam
edeceğiz.
ergin.yildizoglu@btinternet.com
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
İşscdik Çığlığı
Ekonomik bunalımın yıkımı her gün biraz daha çekil-
mez oluyon ağırlaşıyor. Yıkım büyük, yitirilen çok şey
var. Ancak bunlann içinde biri var ki öbürleriyle kryas-
lanamaz: Işsizlik.
Ülkemizin işsizlik verilerinin ne ölçüde güvenilir oldu-
ğu ya da gerçeği yansıttığı tartışmalıdır. Bununla birlik-
te DİE (Devlet Istatistik Enstitüsü), işgücü piyasası ve-
rilerini daha sağlıklı bir duruma getirmek için olumlu
adımlar attr, 2000 yılından başlayarak ölçmede kullan-
dığı ömek sayısını arttrdı ve ölçümleri aylık yapmaya
başladı; sonuçlan da eskiden olduğu gibi yılda iki kez
değil, üçer aylık dönemler için yayımlıyor.
DlE'nin 2000 yılının son üç ayının (ekim, kasım, ara-
lık) işgücü verilerine göre, bu dönemde istihdam edi-
lenler, bir önceki üç aya göre 1 miryon 545 bin kişi
azalmış, 21 milyon 727 binden 20 milyon 182 bine in-
miştir. Yani yaklaşık 1.5 milyon olarak görülen issizlere
bir o kadar daha eklenmiş, işsiz sayısı ikiye katlan-
mıştır. Aynı dönemde lise ve yüksekokul bitirenler-
den iş arayanlar arasındaki işsizlik oranı da 2.4 pu-
anlık bir artışla 20.3ten 22.7'ye yükselmiştir. Kırsal
kesimde eğitilmiş genç işsizliği çok daha ağırdır; top-
lam iş ısteyenlerin yüzde 25.7'si, kadınlann da yüzde
43.3'ü işsizdir.
Toplam işsizlikle ilgili sonuç, aslında çok daha ürkü-
tücü bir noktayı gizliyor. DİE, işgücüne katılma oranı-
nı yüzde 47.8 olarak alıyor. Eğer bu oran Ekim 1999'un
düzeyinde (yüzde 52.1) alınsaydı, toplam işgücü 23 mil-
yon 506 bin olacak, toplam istihdam 20 milyon 182 bin
olduğuna qöre işsiz sayısı da ikiye değil üçe katlanmış
olacaktı. Ozetle, sorun çok ağırdır.
Sanayi ve hizmet işletmeleri, işten çıkarmalan hızlan-
dırarak bunalıma karşı kendini koruyor. Istanbul Sa-
nayi Odası'nın (ISO) 649 fırma üzerinde yapılan ve ge-
çen cumartesi günü sonuçlan açıklanan bir araştırma-
sında, "imalat sanayiinde işten çıkanlanlann 2000 yılı-
nın ikinciyansında yüzde 2.6 olduğu, ancakyıl sonun-
da bu oranın yüzde 5.1 'e çıktığı", yani ikiye katlandığı
belirtiliyor.
İşsizlikle ilgili bu veriler 2001 Şubat ekonomik buna-
lımının öncesine aittir. Hıç kuşkusuz, ekonomik buna-
lım, işsizliği çok daha ağıriaştırmıştır. Yalnızca basın-ya-
yın kuruluşlanndan. bir bölümü gerçekten kendini ka-
nıtlamış köşe yazan, toplam 2 bin 500'den fazla kişi-
nın işine son verilmiştir. Bu arada basın-yayın kuruluş-
lannın, kendi çalışaniannın işsiz kalmasına bu ölçüde
olağanüstü duyarsız kalması nasıl açıklanabilir?
•••
Giderek çok ağırtaşan işsizlik sorunu karşısında, yü-
rüriüğe girmekte olan Yeni 'Ulusal' IMF Programı (bu-
nu isterseniz YUIP diye kısaltın), hiç de olumlu görün-
müyor.
YUIP önce, "özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar-
dan... konsolide bütçe kapsamındaki kurumlara ve
KlTlere kesinlikle işçi nakli yapılmayacaktır" diyor.
Sonra da "... emeklihğı gelmış kamu ışçılen her türiü
kanuni haklan verilerek emekliliğe sevk edilecekler-
dir" diye buyuruyor.
Eğer konsolide butçe kapsamındaki kurumlarda ve
KlTlerde işçi ihtiyacı varsa ve bu işçi gereksiniminin
karşılanması üretim ve hizmet etkinliğı sağlayacaksa,
kesinlikle işçi nakli yasaktır, tutumunun anlamı ve man-
tığı yoktur. İkinci nokta daha az önemli değil. Emeklili-
ği gelmiş işçi bilgi ve deneyim birikimi kazanmıştır; iş-
çinin birikimi -eğer kişi verimli bir yeni iş edinemezse-
zoria emekli edilmesi sonucu âkonomiye katkrya dö-
nüşemeyecektir. Bu konunun nesnel yönü, bir de her
kişi için Öznel nedenler olabilir. Özetle, emekliliğe aynl-
mayı Isteğe bağlı kılmakta yarar vardır. Sonuç olarak,
kanımca her iki yaklaşım da yanlıştır.
Hakkını yemeyelim, YUIP'nin işsizlik konusuna ofcım-
lu bir yaklaşımı da var; şöyle diyor "Aynca, özelleştir-
menin istihdam boyutu ve yoksullukla mücadele ile
ilgili olarak uluslararası kuruluşlaria koordinelı olarak bir
strate/ı yürütülecektır" (Alıntılardaki vurgular bana ait-
tir). Yıllar sonra da olsa, özelleştirmenin, bir işlendirme
ya da iş bulma (istihdam) boyutunun bulunduğunun
farkına vanlması ve bunun belgelenmesi olumludur.
özelleştirmenin genel olarak sosyal yönü, özellikle de
işsizlik boyutu, ilginçtir ki çok önceden AB belgelerin-
de, örneğin katılım ortaklığı belgesinde vurgulanmak-
tadır.
Hükümet YUIP kapsamında, ama aynca bir İşsizlik-
le savaşım uygulamasını hiç zaman yitirmeden yürür-
lüğe koymalıdır. İşsizlik sigortast uygulamasına bir an
önce geçiimeli, özel kesimin işçi çıkarmalan dondu-
rulmalı ve özellikle gençler için özel iş programlan ha-
zırlanmalıdır. Tüm bunlann ekonomiye maliyeti, batın-
lan bankalann verdiği zaran bile bulmaz.
(şsizlerin çığlığını duymayan, tersine işsizliği arttı-
ran bir istikrar programı kendi içinde çelişkilidir; başa-
nlı olamaz.
e-posta: yakup@metu.edu.tr
Geçen yıla göre yüzde 257 arttı
Tüketici kredileri
otomotivegitti
ISTANBUL (AA> -
Nihai müşteriye satış
noktasında kredi verme
sistemiyle çalışan tüke-
tici fınansmanı şirket-
lerinin geçen yıl kullan-
dırdıklan kredilerde
büyük artış oldu. Tüke-
tici Finansmanı Şirket-
leri Derneği'ne üye 9
firmanın 2000 yı-
lında verdikleri
kredi miktan, bir
önceki yıla göre
yüzde 257 ar-
tışla 245
trilyon lira-
dan 875 tril-
yon liraya çıktı.
Bu krediler içinde en
fazla payı yüzde 42.4
ile otomotiv kredileri
aldı. 1999 yılında 57
trilyon lira olan otomo-
tiv kredileri miktan,
2000 yılında yüzde
550.9'luk artışla 371
trilyon lira oldu. Geçen
yıl kredi kartı ile verilen
tüketici kredisi, yüzde
184'lük artışla 124.7
trilyon liradan 353 tril-
yon liraya yükseldi. Ve-
rilen kredi sayısma ba-
kıldığında ise yine oto-
motiv kredisinde bir
önceki yıla göre yüzde
100 arhş olduğu gözle-
niyor.
Tüketici Finansmanı
Şirketleri Derneği Yö-
netim Kurulu
Başkanı ve
Koç Finans
Genel Müdü-
rü Ahmet
Kûrşad Öçel
kredilerin geri
dönüşünde çok
fazla bir prob-
lem olmadığını be-
lirtti. Öçel, bugünkü
ekonomik ortamda tü-
ketici kredileri açısın-
dan 2001 yılında ne
olacağına dair hiçbir fı-
kirleri bulunmadığını
söyleyerek "Dolann
normal bir seviyeye
oturmasını bekliyonız
kitekrarfaaliyetbaşla-
sın. Bu da herhakie ni-
san sonunu bulacak gi-
bi" diye konuştu.