Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UCT2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
iemi
latarken:
ıkra bu ya, yolcu
jemisi, buzdağına
jarpmış batyormuş...
Kaptan, ikinci kaptanı
çağınp, "Bütün
yolculara söyteyin,
herkes gemiyl terk
etsin" demiş... İkinci
kaptan on dakika
sonra gelmiş ama
yolculann gemiyi terk
etmediğini söytemîş.
Kaptan, inmiş aşağıya
ve bir süre sonra
yolcular, gruplar
^ , halinde gemiyi
; Wtg\ terk etmeye
başlamış. İkinci
kaptan
şaşırmış...
Kaptana bu işi nasıl
başardığını sormuş...
Kaptan gayet sakin
anlatmış: "Önce
Ingilizlerie konuştum,
gemiyi terk etmenin
centilmenlik gereği
olduğunu hatıriattım...
Amerikalılara,
yözmenin faydalı bir
spor olduğunu
anlattım... Almanlara,
bira denizinde
olduğumuzu
söyledim... Araplara,
soğuk suyun cinsel
gücü arttırdığını
söyledim..." Kaptanı,
agzı bir kanş açtk
dinleyen ikinci kaptan,
dayanamamış "Peki
Türkler1
e ne
söylediniz" diye
sormuş... Kaptan:
"Burada denize
girmek yasaktır,
dedim."
T*fc 0.21^512 05 05 Faks: 0.212.51244 «7Bektrooik posta; denizaomecumhuriyet.com.tT
- Kurakhk Merkezi
kunılacakmış...
"Gökten para vaaacak mı!"
undan tam 15yıl önce büyük bankalardan
birinin yan kuruluşu olan sigortaşirketi bü-
yük bir reklam kampanyasıyla "geleceğin
sigortası"nı açıklıyor ve yüzde 95 kâr pay-
lı hayat poliçesi ile "ikinci emeklilik" sunuyor...
O yıllarda yazı işlerinde birtikte çalışttğımızve şim-
dilerde Cumhuriyet'in koordinatöru olan dostumuz
Ahmet Korulsan da, sigortaşirketinin broşürünü alıp
çekmecesine koyuyor... Günü geldiğınde çıkartıp
bakıyor... Broşüre birtikte bakalım:
"Her evde çarçur olan, harcanmayan, ufak para-
lar birikir. O ay 4.000-5.000 lira biriktirmiştim. Baş-
langıçta yok saydığım bu paralan başka bir amaç
için kullanmayı düşündüm."
15 yıl önce dolar yaklaşık 755 lira... O günkü 5 bin
liranın karşılığı 6.6 dolar yapıyor... Dolar olarak bu-
gün için 6.4 mityon lira... Bugün bile günde 250 bin
liradan bir ay içinde evde çarçur olacak para...
Şimdi bu parayı yani 5.000 lirayı alıyoruz ve bro-
tnanılmazşüre dönüyoruz... Gelecegin sigortasına katılmak
ve 15 yıl sonra "ikinci emeklilik" kazanmak için ay-
da 5 bin lira prim ödemeyi kabul ediyoruz. Broşür-
de deniyor ki:
"Gelir Vergisı Yasası'ntn 63/3 maddesinin 1.1.1986
tarihi itibariyleyürürlüğegiren değişikliğine göre, si-
gortalılanmız ödedikleri prim için yergi indirirninden
yararianabilirier. Bunun için de işçi ve memur sigor-
talılanmız, primlerini ödedikten sonra kupon parça-
sının birsuretini muhasebelerine vermeteriyeterli oia-
caktır. Beyannameye tabi olanlar ise ödedikleri prim-
leri beyannameierinde masraf olarakgösterebilirier."
Ne diyelim...
Allah, Başbakan Turgut özal'dan razı olsun...
Şimdi geleiim broşürde "inanılmaz rakamlar" baş-
lığı altında sunulan tabloya ve buna göre "ikinci
emekliUk"te alacağımız paraya...
15'inci yılın sonunda ödeyeceğimiz prim toplamı
900 bin lira oluyor ki o günün döviz kuruyla 1.192
dolar, bugünün parasıyla 1 milyar 150 milyon lira...
Bugün için yılda 76.6 milyon lira ki, 365 gün içinde
evde çarçur olan para demektir...
Bu arada prim ödemesi döviz üzerinden yapıl-
madtğı için paranın geri dönüşü de dövızle olmu-
yor...
Sözü fazla uzatmadan "geleceğin sigortasrnın
2001 yılında ödeyeceği toplu paraya geleiim:
8 milyon 752 bin lira....
Düerseniz, bu parayı her ay "ikinci emekli maaşı"
olarak da alabüirsiniz:
218 bin 500 lira...
inanılmaz değil miî
2001 yılı ne ki, göz açıp kapayıncaya kadar geldi
bilel
SESSÎZSEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE
Yuksek Yerilim Hattı
•rdincutkuiayahoo.com
Müjde bey müjde! Çocuğumuz konuştu:
DERVİŞdedı'.
AhrahamUncobıve JohnF. Keımedy
ABD'nin iki başkanı, Abraham Lin-
cotaıye John F. Kennedy üzerine der-
lenmiştümüylegerçekbilgileri, Doç. Dr.
Ibrahim Kırcova iietti:
Uncoln'un kongreye secildtğtyri 1846;
Kennedy'nin kongreye seçildiğiyıl 1946.
uncoln'un Baskan olduğu yıl 1860;
Kennedy'nin Başkan olduğu yıl 1960.
Uncoln'unbaşına aldığı kurşunla su-
ikasta uğrağı gün Cuma; Kennedy'nin
başına aldığı kurşunla suikasta uğra-
dığı gün Cuma.
uncoln'un sekreterinin soyadı Ken-
nedy; Kennedy'nin sekreterinin soya-
dı Uncoln.
uncoln'un yerine geçen Başkanın
soyadı Johnson ve güneyli; Ken-
nedy'nin yerine geçen Başkanın soya-
dı Johnson ve güneyli.
Lincoln'den sonraki Başkan Andrevv
Johnson'ın doğum yılı 1808; Ken-
nedy'den sonra Başkan olan Lyndon
Johnson'ın doğum yılıi 908.
Lincoln'u vuran John Wılkes(
Booth'un doğum yılı 1839; Ken-N
nedy'yi vuran Lee Harvey Os-
wald'in doğum yılı 1939.
Uncoln, "Kennedy" isimli birtiyatro-
da vuruldu; Kennedy, "Uncoln" mar-
ka bir otomobilde vuruldu..
Uncoln'u vuran tiyatrodan kaçtı, bir
depoda yakalandr, Kennedy'yi vuran
depodan kaçtı, bir tiyatroda yakalan-
dı ve her iki suikastçı da davaları baş-
lamadan öldürüldü.
Uncoln ölmeden birhaftaönceMary-
land Monroe'daydı; Kennedy ölmeden
bir hafta öce Marilyn Monroe'ylaydı.
ÇED KÖSEŞt
OKTAY EKtNCt
Soygun Ekonomisinde AB Süreci
Bakanlar Kurulu'nun
'AB'ye tam üyelik sürecin-
deki ulusal reform progra-
mı' üzerine tartışmalar sürü-
yor.
Özellikle 'detnokrasinin'
güçlenebilmesi için gerçek-
ten 'ulusal' olan iç politika-
lardan artvk tümüyle umudu
kesenler, açıklanan progra-
mm da 'Avrupa'nın istedi-
ği düzeyde' olmadığmdan
yakınarak ateş püskürüyor-
lar... Bu konuda 'Avrupa'ya
bağlanmayı' neredeyse tek
ve son olanak şeklinde gör-
dükleri için de adeta panık
havası içindeler...
Buna karşın, yine demok-
rasiyi 'AB istiyor' diye de-
ğil, 'ulusal bir istençle' güç-
lendirebileceğımize inanan
kesim ise aynı program
karşısmda daha 'sa-
kin'... Çünkü, bu tür
'dışandan dayat-
malarla' demok-
rasinin olmayaca-
ğım; demokrasi
kar§ıtı politikala-
nn temelindeki
'bundan çıkar sağ-
lanan' ilişkiler de-
ğışmeden siyasi tu-
tumlann da kolay
değişmeyeceğini;
açıklananprogramın
demokrasiyi tehlike
gören 'soygun eko-
nomist' ortamında
asknda 'ileri' bile
sayılabileceğini bili-
yorlar...
Nitekim bu prog-
ram bile zatenbirçok
demokratik atıltm sö-
zünün sadece 'adını
anmakla yetinip, ger-
çekleşmesini de 'bu-
lanık bir geleceğe er-
telemiyor' mu?
da 'bugüne' de ışık tutan
vurgulamalar arasında yer
alır.
"Haktan ve adaletten ay-
nlan devletler, büyük bir
haydut çetesinden başka
bir şey degüdir..."
Günümüzden 1600 yıl ön-
cekibu saptamayı tersine çe-
virirsek, yani "•soygun eko-
nomisine engel olmayanyö-
netimler, haktan ve adalet-
ten de uzaklaşırlar..." der-
sek, AB'ye uyum progra-
mındakı 'kararsızhklann'
temeî nedenıne de bıraz da-
ha yaklaşrtuş olmaz mıyız?..
Ömeğin, ulusal hukukun
'hayır' demesine ve toplu-
mun açıkça 'reddetmesine'
rağmen, Bergama'dakı si-
yanürle altın dayatmasına
'evet' diyebilen bir anlayı-
şın, insan hakları ve de-
mokrasikonusunda da 'gü-
vcnilir bir söz vennesi'
mümkün müdür?..
Benzer şekilde, Iz-
nik Gölü kıyısına
'Cargill işgali'ni
onaylayan ya da Fır-
tına Vadisi'nin,
\, Bartın"ın, GScek
koylan'runvein-
sanlara yaşatn
kaynağı oluştu-
ran sayısız doğal
ve kültûrel zen-
ginliğin, sözde
enerji üretimi
adına'kirlirant
projeleriyle'
tahrip edilmele-
nne 'onay' vere-
bılenbıryönetim
anlayışının, "ka-
rakolda arük da-
yak yok" demesi
ne anlam ifade
eder?..
Hukuka aykın
Bu atıhmla- Bergama'daki direnişin m- çıkarlar uğruna,
nn, aynı zaman- ferini görebiheydi, deraok- halkının ve ül-
da'kendisonu' rasiyi de görebilecekti... kesinin bu tür
da olacağuu bilen ve gören 'insanük dışı yatırımlarla'
soygun ekonomisi, üretimin
zorluklannı ve riskini gö-
ğüsleyerek ülkeyi kalkmdır-
mak yerine, kolay elde edi-
len rantıntatlı ve denetimsiz
kazançlanylayağmadüzeni-
ni sürdürebilmek için AB
üyeliği sürecini de 'buna
uyarlamak' istiyor.
••*
Ekonominin 'tercihleri'
ile buna hizmet eden yöne-
ticilerin topluma karst 'tu-
tumlarV arasında belirieyi-
ci bir üişki olduğu, aslında
'tarihte' de biliniyordu...
Ömeğin, ilk Hıristiyan dü-
şünürlerden Aziz Augusti-
nus'un (MS 354-430) şu sö-
zû, hukuk tarihi kitaplann-
sürekli 'dövülmesini' kal-
kınma sayan bir siyaset yö-
netime egemen oldukça, ay-
nı siyasetin 'işkence' karşı-
smdaki tutumunu da, dövü-
leni değil 'döveni' gözeten
bir yaklaşım belirleyecek-
tir...
•••
Evet... 'ulusal Program'
demokrasiyi AB'ye havale
edenleri 'hüsrana' uğrattı...
Soygun ekonomisine sessiz
kalmdıkça, ülkenin yağma-
lanmasma karşı mücadele
bile sadece çevrecilere 'ha-
vale' edildikçe, bu hüsran
dahauzunyıllar sürer gider...
Oekinci@cumhuriyetcom.tr.
HAYVANLAR tSMAtı GÎJLCEÇ igulgec@yahoo.com
KİM KİMEDlM DIMA BEU/ÇAK : \
ÇİZGtLİK KÂMtLMASARACI
H A R B t SEMtH POROY semihporoyCa yahoo.com
t
fHPl
§8
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN
BARBAROS ANITl'NfNAÇİLt$J
25 Mart
1944'TS BU&ÜN, 8AR8AKOS mfeeTTİN PAŞA AUI
77, İSTAUBUL'DA AÇIU*.U£YK£lXJZÜHTÜ MÜ-~
RÎTO&LU VE AÜ HAPİ BAÜA 'NIN 6£PÇ &
PİKLBIİİ AMT, SeŞIKTAÇTMZİ
Ü Î İ fYAMfNPA YStİ ALAAAKZADlK..
BtNLeece KtşinİN *AnLC*6t Açtırş röee.
NfNpe, VALİ Or LÛT& KtRDAK, CUMHURBAŞKAİI
İStaer İNÖMÜ'YÜ KUK.P€l£Yİ KSSMEYE ÛA-
ver erMtç,8Ö/LEC£ HEVKGÜ ÖATSH SAY-
KAK tCALKMIŞTl. GBq.iT TaHeni OE YAPIL-
DtKTAM SOUBA OozeSLBNEN "BA8&A&Û&
JCOÇUS.U*NA S1Z ATUET HÂTtLUlÇ, rAO/Ş
SONUNPA KUPA, UAYOA&PAŞA L/SGSİ
TAK/MlNA
PANO
DENtZ KAVÛKÇIOGUJ
TJaylakFiptınası'
Çarşamba günü bu köşede, (1) diyerek başladı-
ğım "Dersimiz: Ekonomi" başlıklı uzunca yazımın
bugüne bırakttğım devamını getıremeyişimin, da-
ha doğrusu getirmek istemeyişimin bir "Marstzlık"
olduğunu biliyorum... Ama ınsan zaman zaman bu
türtutarstzlıklarda bulunma hakkını görebiliyor ken-
disinde ve anlaşılabitir masum gerekçeleri de ola-
biliyor...
• • •
Bilgisayanmın bulunduğu cam masarnın üzerin-
de birtakvimim var benim... Saatli MaariiTakvimi'ni
andıran, ama ondan daha eğlenceli birtakvim: "Arif
Takvimi". Yazı yazmak üzere masama otururken
bugün kım ölmüş, kım doğmuş ya da önemli bir şey
var mı, diye mutlaka bir göz atanm takvimime... Ev-
liya Çelebi (1611), Bela Bartok (1881), ABD'li öy-
kücü Flanery O'Connor (1925), cazşarkıcısı Aret-
ha Franklin (1942), Etton John (1947) bugün doğ-
muşlar örneğın... Mustafa Sağyaşar(1932) da bu-
gün doğmuş... Halit Kıvanç eşı BülbinTokaöı ile
kırk altı yıl önce bugün evlenmış... Ve bugün birfır-
tına bekleniyor: "Çayiak Fırtınası"... Yazımın başın-
da sözünü ettiğimtutarsızlığımayol açan neden de
iştebufırtınahaberi...
Arif Takvimi'ne göre yann (yani bugün) bir fırtına
bekleniyor... Gökyüzü kara bulutlaıia kaplanacak.
Yağmur yağacak. Sert rüzgârlar esecek. Yıldırım-
lar düşecek. Gök gürleyecek... Meyve ağaçlannın
çıçekleri dökülecek. Köpekler, kediler sığınacak
kuytular arayacaklar kendilerine... Kuşlar yuvalan-
na çekilecekler... Fırtına başka nasıl olur ki?
Sonra adınatakılıyorum beklenen fırtınanm... Ni-
çin "çayiak" adını takmışlar, yırtıcı bir kuşun adını
vermişler bu fırtınaya? Kıme sorabilirim, kimden
öğrenebilirim? AnaBritannıca'yabakıyorum. "Çay-
iak Fırtınası" diye bir madde yok. Gözüm başka bir
"Çay/ak"a takılıyor. 1 Şubat 1876'da Istanbul'da
MehmetTevfiktarafından yayımlanmayabaşlanan
dört sayfaiık bir mizah gazetesi. "Tanzimat Döne-
m'ı sonrasında oluşmaya başlayan yeni mizah anla-
yışının ilk ömeklehni vermiş" ve "büyük ılgi gör-
mûş" olan "Çayiak Dergisi", II. Abdülhamit'in bu
tür yayınlardan rahatsız olması üzerine 26 Haziran
1877'de, 162. sayısında sahibi tarafından kapatıl-
mış. Yazık...
Aynı ansiklopedinin "fırtına" maddesine bakıyo-
rum. Uzun uzun anlatılıyor, açıklanıyor, ama "Çay-
iak Fırtınası"ndan söz edilmiyor. Aynı sayfada yer
alan "fış fış kayıkçı"ya kayıyor gözüm. Okuyorum.
Demekki bu fırtınanm "fış fış kayıkçı" kadar bile öne-
mi yok bu kocaansiklopediy! hazırtayanlann gözün-
de...
Bir an çok uzunyıllar önceyitirdiğim babaannem
gelıyor aklıma... Ne kadar da çok korkardı fırtına-
dan... Bulutlar kararmaya, gök güriemeye başladı
mı, bir köşeye çekilir dualar okumaya başlardı... Ha-
va biraz sakinleşmeye yüz tuttu mu da, küçük kar-
deşimle beni yanına çağırır, tüyler ürpertici "fırtına
hikâyeleri" anlatırdı bize... Yaşasaydı, o mutlakabi-
lirdi "Çayfak Fırtınas/"nı. Ve mutlaka anlatacağı ma-
ceralan olurdu bu fırtınaya dair. Ama ölümlerie yi-
tjp giden o kadar çok şeyvardı ki hayatımızda... Hiç
bilip, hiç öğrenemeyeceğimiz... ötülerimize yaşar-
ken sormayı hiç akıl edemedigimiz... Dtnleme sab-
nnı gösteremediğimiz... Iş ışten geçtikten sonra da
pişman olduğumuz... Artık hıçbiryaran oimayan, ol-
mayacak pişmanlıklar duyduğumuz...
•••
Duvariarımı kaplayan binlerce kitap nasıi da "boş
boş" bakıyoriardı bana... Tarih, ekonomi, siyaset,
felsefe, edebiyat, sanat... Hepsi iyi de, ben "Çay-
iak Fırtınası"n anyordum... "Büyük Larousse"da
bulabilir mtydim? Bir ansiklopedinin almadığmı, bir
diğeri almış olabilir mıydi? Çaykazan... Çaykovs-
kiy... Bir daha, bir daha Çaykovskiy... Ve nihayet
Çayiak... Birçırpıdaokudum: 1. 'Oldukça iri (60 cm.),
az çok koyu kahverengi tüytü, uzun ve çatal kuyruk-
lu gündüz yırtıcısı... 2. Çayiak fırtınası: Kışa girer-
ken ya da kışın ilk ayında görülen fırtına..." Ne de-
mek oluyordu bu tam yazagirerken? Takvimler mi,
yoksa ansiklopediler mi yalan söylüyordu bize? En
doğrusu yıne hayata başvurmak, her şeyi hayattan
öğrenmektiyeniden... Yaşayaraköğrenmekti... Fır-
tınaları da, fırtınalara karşı durmayı da... "Ekono-
mi"yi de tabii...
Faks:0212-72384 97
(e-posta: dkavukcuoglu(atuyap.com)
1 2 3 4 5 6 7
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Köküyuka- ^
nda, dallan
aşağıda oldu- 2
ğunainanılan 3
cennetağacı... 4
Okyanuslann
çok derin ke-
simlerine ve- 6
rilen ad. 2/ 7
"Ahmet — " : 8
Polis roman-
lanyla ünlü ^
yazanmız... Taş kı-
nklan ve kumla ya- -j
pılmışyol.3/Bırno- 2
ta...Beraberindeyağ- 3
mur getirmeyen güç- 4
lü fırtına. 4/ Aza... 5
Aruz ölçüsünde kısa g
okunmasıgerekenbır -.
hecenin, kalıba uy- „
durulmakiçinuzatıl- _
ması. 5/ Kargızlann
ünlü destanı. 6/ Bir bilgısayar oyunu... Hararet.
II Bir ülkenin parasının be^ka bir ülkenin para-
sıyla değeri... "tçimde renkler uçuşur /— yanar.
yeşiltutuşur" (B.R. Eyubogju). 8/ Bir çesit sinek..
Bahçe ya da açık ağıl etrafındakı çit. 9/ Halk di
linde üzüm salkımınavenlen ad... Yapılmış, ger
çekleşmış iş. . .
YUKARIDAN AŞAĞl\A:
1/ Konya'nın Karapmar ık?esindeYörükler tan
fmdan dokunan bir cins hılı... Eski Mısır'da ku
sal sayılan öküz. 2/ Eski Tûrklerde çocuklan k(
ruyan tannça... Kızartmayapmaya yarayan, uzı
saph yayvan kap. 3/ BiznLutun simgesi... Erni
lık, beylik. 4/ tskambildekoz... Yüksek bir m
kama sunulan mektupy a i a dılekçe. 5/ Burun
tihabı. 6/ Merhale... Oyurda cezalı çocuk. 1! \
ce bez... "Saçlanma ak dûrştü / Sana — bulart
dım" (Şarkı). 8/ Ulaştvma... Hintli kadınla
ulusal giysisi. 9/ Yıl... Istek ve tutkularda öl<
lü davranma erderru.
A
R
L
ftS
T
0
N
•
A
K
E
R
E
1
1A
L
1G
Ü
R
E
1M
•
1
D
1R
A
1S
A
M
S
A
\D\
E
•
%
T
1
Rl
Is
u
R
1L
O
R
AJ
M
A
K
•O
T
N
E
M
•M
A
L
T
A