23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UCT2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 iemi latarken: ıkra bu ya, yolcu jemisi, buzdağına jarpmış batyormuş... Kaptan, ikinci kaptanı çağınp, "Bütün yolculara söyteyin, herkes gemiyl terk etsin" demiş... İkinci kaptan on dakika sonra gelmiş ama yolculann gemiyi terk etmediğini söytemîş. Kaptan, inmiş aşağıya ve bir süre sonra yolcular, gruplar ^ , halinde gemiyi ; Wtg\ terk etmeye başlamış. İkinci kaptan şaşırmış... Kaptana bu işi nasıl başardığını sormuş... Kaptan gayet sakin anlatmış: "Önce Ingilizlerie konuştum, gemiyi terk etmenin centilmenlik gereği olduğunu hatıriattım... Amerikalılara, yözmenin faydalı bir spor olduğunu anlattım... Almanlara, bira denizinde olduğumuzu söyledim... Araplara, soğuk suyun cinsel gücü arttırdığını söyledim..." Kaptanı, agzı bir kanş açtk dinleyen ikinci kaptan, dayanamamış "Peki Türkler1 e ne söylediniz" diye sormuş... Kaptan: "Burada denize girmek yasaktır, dedim." T*fc 0.21^512 05 05 Faks: 0.212.51244 «7Bektrooik posta; denizaomecumhuriyet.com.tT - Kurakhk Merkezi kunılacakmış... "Gökten para vaaacak mı!" undan tam 15yıl önce büyük bankalardan birinin yan kuruluşu olan sigortaşirketi bü- yük bir reklam kampanyasıyla "geleceğin sigortası"nı açıklıyor ve yüzde 95 kâr pay- lı hayat poliçesi ile "ikinci emeklilik" sunuyor... O yıllarda yazı işlerinde birtikte çalışttğımızve şim- dilerde Cumhuriyet'in koordinatöru olan dostumuz Ahmet Korulsan da, sigortaşirketinin broşürünü alıp çekmecesine koyuyor... Günü geldiğınde çıkartıp bakıyor... Broşüre birtikte bakalım: "Her evde çarçur olan, harcanmayan, ufak para- lar birikir. O ay 4.000-5.000 lira biriktirmiştim. Baş- langıçta yok saydığım bu paralan başka bir amaç için kullanmayı düşündüm." 15 yıl önce dolar yaklaşık 755 lira... O günkü 5 bin liranın karşılığı 6.6 dolar yapıyor... Dolar olarak bu- gün için 6.4 mityon lira... Bugün bile günde 250 bin liradan bir ay içinde evde çarçur olacak para... Şimdi bu parayı yani 5.000 lirayı alıyoruz ve bro- tnanılmazşüre dönüyoruz... Gelecegin sigortasına katılmak ve 15 yıl sonra "ikinci emeklilik" kazanmak için ay- da 5 bin lira prim ödemeyi kabul ediyoruz. Broşür- de deniyor ki: "Gelir Vergisı Yasası'ntn 63/3 maddesinin 1.1.1986 tarihi itibariyleyürürlüğegiren değişikliğine göre, si- gortalılanmız ödedikleri prim için yergi indirirninden yararianabilirier. Bunun için de işçi ve memur sigor- talılanmız, primlerini ödedikten sonra kupon parça- sının birsuretini muhasebelerine vermeteriyeterli oia- caktır. Beyannameye tabi olanlar ise ödedikleri prim- leri beyannameierinde masraf olarakgösterebilirier." Ne diyelim... Allah, Başbakan Turgut özal'dan razı olsun... Şimdi geleiim broşürde "inanılmaz rakamlar" baş- lığı altında sunulan tabloya ve buna göre "ikinci emekliUk"te alacağımız paraya... 15'inci yılın sonunda ödeyeceğimiz prim toplamı 900 bin lira oluyor ki o günün döviz kuruyla 1.192 dolar, bugünün parasıyla 1 milyar 150 milyon lira... Bugün için yılda 76.6 milyon lira ki, 365 gün içinde evde çarçur olan para demektir... Bu arada prim ödemesi döviz üzerinden yapıl- madtğı için paranın geri dönüşü de dövızle olmu- yor... Sözü fazla uzatmadan "geleceğin sigortasrnın 2001 yılında ödeyeceği toplu paraya geleiim: 8 milyon 752 bin lira.... Düerseniz, bu parayı her ay "ikinci emekli maaşı" olarak da alabüirsiniz: 218 bin 500 lira... inanılmaz değil miî 2001 yılı ne ki, göz açıp kapayıncaya kadar geldi bilel SESSÎZSEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE Yuksek Yerilim Hattı •rdincutkuiayahoo.com Müjde bey müjde! Çocuğumuz konuştu: DERVİŞdedı'. AhrahamUncobıve JohnF. Keımedy ABD'nin iki başkanı, Abraham Lin- cotaıye John F. Kennedy üzerine der- lenmiştümüylegerçekbilgileri, Doç. Dr. Ibrahim Kırcova iietti: Uncoln'un kongreye secildtğtyri 1846; Kennedy'nin kongreye seçildiğiyıl 1946. uncoln'un Baskan olduğu yıl 1860; Kennedy'nin Başkan olduğu yıl 1960. Uncoln'unbaşına aldığı kurşunla su- ikasta uğrağı gün Cuma; Kennedy'nin başına aldığı kurşunla suikasta uğra- dığı gün Cuma. uncoln'un sekreterinin soyadı Ken- nedy; Kennedy'nin sekreterinin soya- dı Uncoln. uncoln'un yerine geçen Başkanın soyadı Johnson ve güneyli; Ken- nedy'nin yerine geçen Başkanın soya- dı Johnson ve güneyli. Lincoln'den sonraki Başkan Andrevv Johnson'ın doğum yılı 1808; Ken- nedy'den sonra Başkan olan Lyndon Johnson'ın doğum yılıi 908. Lincoln'u vuran John Wılkes( Booth'un doğum yılı 1839; Ken-N nedy'yi vuran Lee Harvey Os- wald'in doğum yılı 1939. Uncoln, "Kennedy" isimli birtiyatro- da vuruldu; Kennedy, "Uncoln" mar- ka bir otomobilde vuruldu.. Uncoln'u vuran tiyatrodan kaçtı, bir depoda yakalandr, Kennedy'yi vuran depodan kaçtı, bir tiyatroda yakalan- dı ve her iki suikastçı da davaları baş- lamadan öldürüldü. Uncoln ölmeden birhaftaönceMary- land Monroe'daydı; Kennedy ölmeden bir hafta öce Marilyn Monroe'ylaydı. ÇED KÖSEŞt OKTAY EKtNCt Soygun Ekonomisinde AB Süreci Bakanlar Kurulu'nun 'AB'ye tam üyelik sürecin- deki ulusal reform progra- mı' üzerine tartışmalar sürü- yor. Özellikle 'detnokrasinin' güçlenebilmesi için gerçek- ten 'ulusal' olan iç politika- lardan artvk tümüyle umudu kesenler, açıklanan progra- mm da 'Avrupa'nın istedi- ği düzeyde' olmadığmdan yakınarak ateş püskürüyor- lar... Bu konuda 'Avrupa'ya bağlanmayı' neredeyse tek ve son olanak şeklinde gör- dükleri için de adeta panık havası içindeler... Buna karşın, yine demok- rasiyi 'AB istiyor' diye de- ğil, 'ulusal bir istençle' güç- lendirebileceğımize inanan kesim ise aynı program karşısmda daha 'sa- kin'... Çünkü, bu tür 'dışandan dayat- malarla' demok- rasinin olmayaca- ğım; demokrasi kar§ıtı politikala- nn temelindeki 'bundan çıkar sağ- lanan' ilişkiler de- ğışmeden siyasi tu- tumlann da kolay değişmeyeceğini; açıklananprogramın demokrasiyi tehlike gören 'soygun eko- nomist' ortamında asknda 'ileri' bile sayılabileceğini bili- yorlar... Nitekim bu prog- ram bile zatenbirçok demokratik atıltm sö- zünün sadece 'adını anmakla yetinip, ger- çekleşmesini de 'bu- lanık bir geleceğe er- telemiyor' mu? da 'bugüne' de ışık tutan vurgulamalar arasında yer alır. "Haktan ve adaletten ay- nlan devletler, büyük bir haydut çetesinden başka bir şey degüdir..." Günümüzden 1600 yıl ön- cekibu saptamayı tersine çe- virirsek, yani "•soygun eko- nomisine engel olmayanyö- netimler, haktan ve adalet- ten de uzaklaşırlar..." der- sek, AB'ye uyum progra- mındakı 'kararsızhklann' temeî nedenıne de bıraz da- ha yaklaşrtuş olmaz mıyız?.. Ömeğin, ulusal hukukun 'hayır' demesine ve toplu- mun açıkça 'reddetmesine' rağmen, Bergama'dakı si- yanürle altın dayatmasına 'evet' diyebilen bir anlayı- şın, insan hakları ve de- mokrasikonusunda da 'gü- vcnilir bir söz vennesi' mümkün müdür?.. Benzer şekilde, Iz- nik Gölü kıyısına 'Cargill işgali'ni onaylayan ya da Fır- tına Vadisi'nin, \, Bartın"ın, GScek koylan'runvein- sanlara yaşatn kaynağı oluştu- ran sayısız doğal ve kültûrel zen- ginliğin, sözde enerji üretimi adına'kirlirant projeleriyle' tahrip edilmele- nne 'onay' vere- bılenbıryönetim anlayışının, "ka- rakolda arük da- yak yok" demesi ne anlam ifade eder?.. Hukuka aykın Bu atıhmla- Bergama'daki direnişin m- çıkarlar uğruna, nn, aynı zaman- ferini görebiheydi, deraok- halkının ve ül- da'kendisonu' rasiyi de görebilecekti... kesinin bu tür da olacağuu bilen ve gören 'insanük dışı yatırımlarla' soygun ekonomisi, üretimin zorluklannı ve riskini gö- ğüsleyerek ülkeyi kalkmdır- mak yerine, kolay elde edi- len rantıntatlı ve denetimsiz kazançlanylayağmadüzeni- ni sürdürebilmek için AB üyeliği sürecini de 'buna uyarlamak' istiyor. ••* Ekonominin 'tercihleri' ile buna hizmet eden yöne- ticilerin topluma karst 'tu- tumlarV arasında belirieyi- ci bir üişki olduğu, aslında 'tarihte' de biliniyordu... Ömeğin, ilk Hıristiyan dü- şünürlerden Aziz Augusti- nus'un (MS 354-430) şu sö- zû, hukuk tarihi kitaplann- sürekli 'dövülmesini' kal- kınma sayan bir siyaset yö- netime egemen oldukça, ay- nı siyasetin 'işkence' karşı- smdaki tutumunu da, dövü- leni değil 'döveni' gözeten bir yaklaşım belirleyecek- tir... ••• Evet... 'ulusal Program' demokrasiyi AB'ye havale edenleri 'hüsrana' uğrattı... Soygun ekonomisine sessiz kalmdıkça, ülkenin yağma- lanmasma karşı mücadele bile sadece çevrecilere 'ha- vale' edildikçe, bu hüsran dahauzunyıllar sürer gider... Oekinci@cumhuriyetcom.tr. HAYVANLAR tSMAtı GÎJLCEÇ igulgec@yahoo.com KİM KİMEDlM DIMA BEU/ÇAK : \ ÇİZGtLİK KÂMtLMASARACI H A R B t SEMtH POROY semihporoyCa yahoo.com t fHPl §8 TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN BARBAROS ANITl'NfNAÇİLt$J 25 Mart 1944'TS BU&ÜN, 8AR8AKOS mfeeTTİN PAŞA AUI 77, İSTAUBUL'DA AÇIU*.U£YK£lXJZÜHTÜ MÜ-~ RÎTO&LU VE AÜ HAPİ BAÜA 'NIN 6£PÇ & PİKLBIİİ AMT, SeŞIKTAÇTMZİ Ü Î İ fYAMfNPA YStİ ALAAAKZADlK.. BtNLeece KtşinİN *AnLC*6t Açtırş röee. NfNpe, VALİ Or LÛT& KtRDAK, CUMHURBAŞKAİI İStaer İNÖMÜ'YÜ KUK.P€l£Yİ KSSMEYE ÛA- ver erMtç,8Ö/LEC£ HEVKGÜ ÖATSH SAY- KAK tCALKMIŞTl. GBq.iT TaHeni OE YAPIL- DtKTAM SOUBA OozeSLBNEN "BA8&A&Û& JCOÇUS.U*NA S1Z ATUET HÂTtLUlÇ, rAO/Ş SONUNPA KUPA, UAYOA&PAŞA L/SGSİ TAK/MlNA PANO DENtZ KAVÛKÇIOGUJ TJaylakFiptınası' Çarşamba günü bu köşede, (1) diyerek başladı- ğım "Dersimiz: Ekonomi" başlıklı uzunca yazımın bugüne bırakttğım devamını getıremeyişimin, da- ha doğrusu getirmek istemeyişimin bir "Marstzlık" olduğunu biliyorum... Ama ınsan zaman zaman bu türtutarstzlıklarda bulunma hakkını görebiliyor ken- disinde ve anlaşılabitir masum gerekçeleri de ola- biliyor... • • • Bilgisayanmın bulunduğu cam masarnın üzerin- de birtakvimim var benim... Saatli MaariiTakvimi'ni andıran, ama ondan daha eğlenceli birtakvim: "Arif Takvimi". Yazı yazmak üzere masama otururken bugün kım ölmüş, kım doğmuş ya da önemli bir şey var mı, diye mutlaka bir göz atanm takvimime... Ev- liya Çelebi (1611), Bela Bartok (1881), ABD'li öy- kücü Flanery O'Connor (1925), cazşarkıcısı Aret- ha Franklin (1942), Etton John (1947) bugün doğ- muşlar örneğın... Mustafa Sağyaşar(1932) da bu- gün doğmuş... Halit Kıvanç eşı BülbinTokaöı ile kırk altı yıl önce bugün evlenmış... Ve bugün birfır- tına bekleniyor: "Çayiak Fırtınası"... Yazımın başın- da sözünü ettiğimtutarsızlığımayol açan neden de iştebufırtınahaberi... Arif Takvimi'ne göre yann (yani bugün) bir fırtına bekleniyor... Gökyüzü kara bulutlaıia kaplanacak. Yağmur yağacak. Sert rüzgârlar esecek. Yıldırım- lar düşecek. Gök gürleyecek... Meyve ağaçlannın çıçekleri dökülecek. Köpekler, kediler sığınacak kuytular arayacaklar kendilerine... Kuşlar yuvalan- na çekilecekler... Fırtına başka nasıl olur ki? Sonra adınatakılıyorum beklenen fırtınanm... Ni- çin "çayiak" adını takmışlar, yırtıcı bir kuşun adını vermişler bu fırtınaya? Kıme sorabilirim, kimden öğrenebilirim? AnaBritannıca'yabakıyorum. "Çay- iak Fırtınası" diye bir madde yok. Gözüm başka bir "Çay/ak"a takılıyor. 1 Şubat 1876'da Istanbul'da MehmetTevfiktarafından yayımlanmayabaşlanan dört sayfaiık bir mizah gazetesi. "Tanzimat Döne- m'ı sonrasında oluşmaya başlayan yeni mizah anla- yışının ilk ömeklehni vermiş" ve "büyük ılgi gör- mûş" olan "Çayiak Dergisi", II. Abdülhamit'in bu tür yayınlardan rahatsız olması üzerine 26 Haziran 1877'de, 162. sayısında sahibi tarafından kapatıl- mış. Yazık... Aynı ansiklopedinin "fırtına" maddesine bakıyo- rum. Uzun uzun anlatılıyor, açıklanıyor, ama "Çay- iak Fırtınası"ndan söz edilmiyor. Aynı sayfada yer alan "fış fış kayıkçı"ya kayıyor gözüm. Okuyorum. Demekki bu fırtınanm "fış fış kayıkçı" kadar bile öne- mi yok bu kocaansiklopediy! hazırtayanlann gözün- de... Bir an çok uzunyıllar önceyitirdiğim babaannem gelıyor aklıma... Ne kadar da çok korkardı fırtına- dan... Bulutlar kararmaya, gök güriemeye başladı mı, bir köşeye çekilir dualar okumaya başlardı... Ha- va biraz sakinleşmeye yüz tuttu mu da, küçük kar- deşimle beni yanına çağırır, tüyler ürpertici "fırtına hikâyeleri" anlatırdı bize... Yaşasaydı, o mutlakabi- lirdi "Çayfak Fırtınas/"nı. Ve mutlaka anlatacağı ma- ceralan olurdu bu fırtınaya dair. Ama ölümlerie yi- tjp giden o kadar çok şeyvardı ki hayatımızda... Hiç bilip, hiç öğrenemeyeceğimiz... ötülerimize yaşar- ken sormayı hiç akıl edemedigimiz... Dtnleme sab- nnı gösteremediğimiz... Iş ışten geçtikten sonra da pişman olduğumuz... Artık hıçbiryaran oimayan, ol- mayacak pişmanlıklar duyduğumuz... ••• Duvariarımı kaplayan binlerce kitap nasıi da "boş boş" bakıyoriardı bana... Tarih, ekonomi, siyaset, felsefe, edebiyat, sanat... Hepsi iyi de, ben "Çay- iak Fırtınası"n anyordum... "Büyük Larousse"da bulabilir mtydim? Bir ansiklopedinin almadığmı, bir diğeri almış olabilir mıydi? Çaykazan... Çaykovs- kiy... Bir daha, bir daha Çaykovskiy... Ve nihayet Çayiak... Birçırpıdaokudum: 1. 'Oldukça iri (60 cm.), az çok koyu kahverengi tüytü, uzun ve çatal kuyruk- lu gündüz yırtıcısı... 2. Çayiak fırtınası: Kışa girer- ken ya da kışın ilk ayında görülen fırtına..." Ne de- mek oluyordu bu tam yazagirerken? Takvimler mi, yoksa ansiklopediler mi yalan söylüyordu bize? En doğrusu yıne hayata başvurmak, her şeyi hayattan öğrenmektiyeniden... Yaşayaraköğrenmekti... Fır- tınaları da, fırtınalara karşı durmayı da... "Ekono- mi"yi de tabii... Faks:0212-72384 97 (e-posta: dkavukcuoglu(atuyap.com) 1 2 3 4 5 6 7 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Köküyuka- ^ nda, dallan aşağıda oldu- 2 ğunainanılan 3 cennetağacı... 4 Okyanuslann çok derin ke- simlerine ve- 6 rilen ad. 2/ 7 "Ahmet — " : 8 Polis roman- lanyla ünlü ^ yazanmız... Taş kı- nklan ve kumla ya- -j pılmışyol.3/Bırno- 2 ta...Beraberindeyağ- 3 mur getirmeyen güç- 4 lü fırtına. 4/ Aza... 5 Aruz ölçüsünde kısa g okunmasıgerekenbır -. hecenin, kalıba uy- „ durulmakiçinuzatıl- _ ması. 5/ Kargızlann ünlü destanı. 6/ Bir bilgısayar oyunu... Hararet. II Bir ülkenin parasının be^ka bir ülkenin para- sıyla değeri... "tçimde renkler uçuşur /— yanar. yeşiltutuşur" (B.R. Eyubogju). 8/ Bir çesit sinek.. Bahçe ya da açık ağıl etrafındakı çit. 9/ Halk di linde üzüm salkımınavenlen ad... Yapılmış, ger çekleşmış iş. . . YUKARIDAN AŞAĞl\A: 1/ Konya'nın Karapmar ık?esindeYörükler tan fmdan dokunan bir cins hılı... Eski Mısır'da ku sal sayılan öküz. 2/ Eski Tûrklerde çocuklan k( ruyan tannça... Kızartmayapmaya yarayan, uzı saph yayvan kap. 3/ BiznLutun simgesi... Erni lık, beylik. 4/ tskambildekoz... Yüksek bir m kama sunulan mektupy a i a dılekçe. 5/ Burun tihabı. 6/ Merhale... Oyurda cezalı çocuk. 1! \ ce bez... "Saçlanma ak dûrştü / Sana — bulart dım" (Şarkı). 8/ Ulaştvma... Hintli kadınla ulusal giysisi. 9/ Yıl... Istek ve tutkularda öl< lü davranma erderru. A R L ftS T 0 N • A K E R E 1 1A L 1G Ü R E 1M • 1 D 1R A 1S A M S A \D\ E • % T 1 Rl Is u R 1L O R AJ M A K •O T N E M •M A L T A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle