16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23MART 2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN 'Denviş Porsiyomı' , , Bilmem gazetelerde okudunuz mu, hafta başın- da şevketlu ve devletlu ve de hikmetlulanmız ye- mek yerken döner istemişler, gelen dönerin por- siyonunu ufak bulmuşlar, aralanndan biri çıkışmış: - Bu nasıl porsiyon yahu! - Derviş porsiyonu, diye yanıtlamış, imam-ha- tip mezunu, dans şampiyonu Hüsamettin Öz- kan. Sonra gevrek gevrek gülmüş, öbürleri de ona katılmışlar. Ardından da iştahla döneriere saldırmışlar. Durun kızmayın! Bu beyefendioğlu beyefendi- lerde, hâlâ gülecek surat kaldı mı demeyin! Her gün TV'lere çıkıp, boy gösterip demeç ve- recek yüz var da gülecek surat neden olmasın? Bunlar yavuzdurlar ve ev sahibinden baskındır- lar. Yalnız, hazır bulunanlan kahkahaya boğan, şu pek zekâ ve sorumluluk dolu esprinin üstünde du- ralım biraz. Aslında, öne konan eşantiyon porsiyon Derviş porsiyonu degil; Ecevit - Yılmaz - Bahçeli koalis- yonu porsiyonu. Hüsamettin Bey, usta bir çalımla soaımluluktan sıyrılmak ıstiyor. Türkiye'yi iflasa Kemal Derviş sü- rüklemedı. Hüsamettin Bey'in başrollerden birin- de oynadığı 57. hükümetin basiretsizliği ıflastabü- yük rol oynadı. Bu gerçeği hiç unutmayalım. ••• Medya sürekli olarak umut pompalıyor. Bu dav- ranış, krizden çıkış için gerekli olan güven havası- nı oluşturup pekiştirmek açısından yararlı görüle- bilir. Ne var ki, gerçekler bu çabalann sonuç verme- diğini gösteriyor. Birbirteriyle bağlantılı kasım ve şubat krizlerinden önce de umut pompalandı, a- ma sonuç ortada. Bu yüzden sanıyorum ki, gerçekleri olduğu gibi gözler önüne sermekdaha doğru bir davranış ola- cak. O zaman eğri oturup doğru konuşmalı ve bu hü- kümet, bu pariamento ile krizin aşılamayacağını söylemeliyiz. Her şeyden önce koalisyonu oluşturan partiler arpalıklannı bırakmamakta kararlı görünüyorlar. Olanlan her gün gazetelerde okuyorsunuz. . TV ekranlan ise bir türiü mevcudunun çoğunlu- ğuyla toplanamayan TBMM Genel Kurul Salo- nu'ndan boş kottuklu görüntüleri yansrtıyorkamu- oyuna. TBMM'nin, ekonomik programın yürümesi için şart olan bir sürü yasal değişikliği yapacak yoğun çalışma temposuna hazır olmadığı da göruluyor. Şimdiye değin, 57. hükümete çıkarlan doğrul- tusundadestek verenlerin dışında, Ecevrt-Bahçe- li-Yılmaz koalisyonuna, "Bir şeye yaradıklan yok, ama düşerierse kriz çıkar" düşüncesiyle kerhen destek verenler de 57. hükümetin variığının kriz- leri engellemediğini, hatta tetiklenmesine katkıda bulunduğunu yaşayarak görmüş bulunuyorlar. ••• Hazine'nin kolayhkla iç borç bulmasının yarat- tığı olumlu hava da birkaç saatten fazta sürmedi. Dolar hâlâ yükseliyor, borsa hâlâ düşüyor ve elle tutulur herhangi bir şey yapılmıyor, bekleme süre- si uzuyor, yüksek ateşli hastanın düşürülemeyen ateşi, bünyede yıkım yapmayı sürdüniyor. Işte, Hüsamettin Bey böyle birortamda "Derviş porsiyonu" esprisinı yapıyor. Aslında esprinin altında, siyasilerin kurnaz tak- tiklerinin ipuçlan yatıyor. Onlar ekonomi yönetimindeki yetersizliklerin- den, arpalıklan sürdürme ve avanta dağıtmaian- nın sonucunda ortaya çıkan sorumluluklanndan vücut çalımıyla sıynlıp, güç geçecek ve belki de krizden çıkışla sonuçlanmayacak olan, pek küçük olmayan bir olasılıkla hiperenflasyona varacak sü- recin bütün manevı ağırlığını Kemal Derviş'in sır- tına yüklemek istiyoriar. Hüsamettin Özkan tipi politikacılar, kendi hükü- met etme biçimlerini değiştirmeden eskisi gibi sür- dürmek istemektedirler. Ama görmüyorlar ki deniz bitiyor. Çanlar hepimiz için çalryor, ama Ankara'dakiler bunu hâlâ göremiyorlar. Mopak, 40 milyon dolar ödeyecek SEKA Dalaman Işletmesi satıldı ANKARA (Cumhu- riyet Bûrosu) - SE- KA'nın Muğla Dala- man'daki işletmesi, Mo- pak Kâğıt ve Karton Ti- caret AŞ'ye 40 milyon dolar bedelle satıldı. Devlet Bakanı Yûksel Yalova, Dalaman'ın üı- racat merkezi durumu- na geleceğini, tesislere antma sisteminin kuru- lacağını ve işçilerin is- tihdamında sorun ya- şanmayacağını söyledi. SEKA'nın Dala- man'daki işletmesi, dün Devlet Bakanı Yalo- va'nın makamında ya- pılan imza töreniyle Mopak Kâğıt Karton AŞ'ye devredildi. Yalo- va, modelin taraflann görüşlerini ortaya koy- ma açısından zengin bir özelleştirme olduğunu öne sürdü. Seka Dala- man'da 500 işçi bulun- duğunu ve özelleştirme sürecinde Selüloz-Iş Sendikası yetkilıleriyle toplam 68 saat görüştü- ğünü kaydeden Yalova, "Bu özelleştirme Ue Da- laman'm ekonomik açı- dan kaderinin kortul- duğunu ve uzun vadede de istihdam yaratüma- suun bu modd fle ohış- turulduğunu rahatakla söyleyebüirinr dedi. Bulganstan ve Maca- ristan'daki daha iyi öne- rilere karşm SEKA Da- laman işletmesini tercih eden Mopak yetkilileri- ne de teşekkür eden Ya- lova, "MaKyetihesapla- maksızm bölgesine sa- hip çıknıışbr" iddiasın- da bulundu. Mopak'ın sahibi Mehmet AH Molay da Dalaman'a 5 yılda 100 milyon dolar yatınm yapacaklannı, klorsuz beyazlatma sistemine geçeceklerini belirterek işçilerin istihdammda sorun yaşanmayacağı- nı, çahşanlann endişe duymaması gerektiğini kaydetti. Selüloz-lş Sendikası Başkanı En- gin Vanş da istihdam güvencesi olmaması nedeniyle özelleştirme- ye karşı çıktıklannı be- lirterek "Umanz Dala- man bugüne kadarki özeJIeştirmelere benze- mez" diye konuştu. Ulaştırma Bakanlığı'ndan Telekom'un yüzde 51 blok satışına alternatif özelleştirme planı Oksüz'den holding çahşmasıBANUSALMAN ANKARA - Ekonomıden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'ın öncelikli önlemler pa- keti çerçevesinde "yüzde 51'i blok sanş, kala- nınınçalışanavehalkaarz yoluyla tamamensa- nlacağmT açıkladığı Telekom konusundaUlaş- tırma Bakanlığı "alternatiF' bir çalışma yürü- tûyor. Bakanlık çalışmasında, Telekom'un hol- dingleştirilerek 5 alt şirkete sahip olması ve bu alt şirketlerde yer alacak katma değerli hizmet- lerin kiralanması, ruhsatlanması yoluyla 7 mıl- yar dolarlık gelir elde edilebileceği hesaplanı- yor. Telekom'un satışına ilişkin yöntem konusun- da hükümet içinde uzlaşma bulunmuyor. Der- viş'in Telekom'un yüzde 51 'inin blok, kalanı- nm halka ve çalışanlara arz yoluyla satdacağı açıklaması hukuki açıdan "geçersiztigi'' dışın- da özelleştirme yönteminde de farklı görüşler bulunuyor. Ulaştırma Bakanlığı, yüzde 51'i blok satış yerine yönetim hakkınm devredil- meyeceği Telekom'un katma değerli hizmetle- rini de içeren bir çalışma yapıyor. Bu çalışma- da, Telekom'un holdingleştirilmesi ve internet (TTNET), kablolu TV, uydu, Aycell (cep tele- fonu), sabit telefon olmak üzere 5 şirkete sahip olması öngörülüyor. Oluşturulan 5 şirketin ay- n ayn yüzde 33.5'lik hisselerinin satılması se- çeneklerden birini oluşturuyor. Bu uygulama- nuı mevcut Telekom Yasası'na da aykm olma- dığmı savunan Ulaştırma Bakanlığı'nın alınan bilgilere göre ruhsatlama, kiralama, imtiyaz devri gibi yöntemlere ilişkin ikinci seçeneğinin çerçevesi şöyle: İnternet: İnternet üzerinden ses ve görün- tü iletişimi yapılabiliyor. Yani telefon operatö- rü gibi internet üzerinden ses iletimi mümkün. Ancak bu konuda 31 Aralık 2003 tarihine ka- dar Telekom'un tekeli söz konusu olduğu için internet sağlayıcı özel fırmalann (Superonline, E-kolay net, Webbe gibi) ses ve görüntü ileti- mi yasal değil. Ulaştırma Bakanlığı ses ve gö- rüntü iletimini ruhsatlandırarak 1 milyar do- larlık gelir bekliyor. Telekom'un tekeli kalktık- Emlakkonut Derviş ile MHP arasında gerginlik ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Devlet Ba- kanı Kemal Derviş ile MHP'li bakanlar arasın- da, özelleştirme ve Em- lakkonut'un genel kuru- lu nedeniyle sıkıntı ya- şanıyor. Ulaştırma Bakanı E- nis Öksüz'ün Derviş ile görüşmesinin ardından. Telekom yetkılilerinin yüzde 51 hissenin blok özelleştirilmesi hakkın- dakı yasal süreçle ilgili brifing vermesi karar- laştmldı. Emlakkonut'un Em- lakbank'tan aynlmadan genel kurulunun yapıl- masımn da Derviş ile Faruk Bal arasında so- run yarattığı anımsatıl- dı. Başbakan Yardımcı- sı Mesut Yümaz, özel- leştirme konusunda hiç- bir partiden kaynakla- nan sıkıntı olmadığını savundu. Devlet Bakanı Der- viş'in hazırladığı ekono- mik program kapsamın- da, MHP'li bakanlara bağlı bulunan bazı ku- rumlann özelleştirilme- si ve yönetimlerinin de- ğiştirilmesı, gerginliğe neden oldu. Üködûn Kamu bankalarmın tek çatı altında toplan- ması görüşünden hare- ketle 3 banka için üst ku- rul oluşturulması istemi MHP'nin ilk ödünü ola- rak değerlendırildi. MHP, Emlak Müste- şarlığı karşıhğında bu istemi kabul ederken Emlakbank'tan aynlma işlemlerinın tamamlan- masından önce Emlak- konut Genel Kuru- lu'nun yapılmasının Derviş'te rahatsızlık ya- rattığı bildinldi. Faruk Bal'm, Müsteşarlık Ya- sası'nm çıkmaması, Ha- zine'nin itirazı ve konut edindirme yardımlan hesaplannm netleşme- sinden önce genel kuru- lu yaptığı savunuldu. tĞNELİ F1RÇA ZAFERTEMOÇtN ÜflEfiNE, „ YENİMEPEMİ KANÜiru İ Enerj Bakanı, DSl'de zam sözünde durmadığı için protesto edildi Çahşaıdar ErsümerH yuhaladı ANKARA (Cumburiyet Bûro- su) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersûmer, Dün- ya Su Günü nedeniyle düzenle- nen toplantıda Devlet Su Işleri (DSÎ) çalışanlan tarafindan pro- testo edildi. Geçen yıl aynı toplan- tıda "namııs borcumuz" diyerek verdıği zam sözünü tutmayan ba- kanı yuhalayan çalışanlar salonu terk etti. Dünya Su Günü nedeniyle dün DSl'de toplantı düzenlendi. Top- lantıya Başbakan Yardımcısı Me- sut Yılmaz ile birlikte katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka- m Cumhur Ersümer, konuşma yapmak üzere kürsüye geldiği sı- rada salonda bulunan bir grup al- kışlarla protesto gösterisüıe baş- ladı. Çalışanlar, geçen yıl aynı toplantıda verdiği zam sözünü tutmayan bakanı yuhaladılar. Eylem nedeniyle şaşıran Ersü- Bergomohdan çıplak cylem Damştay'ın önünde e>1em yapan Bergama köjiüleri, yargı knr^rlflrfpa ııyıılmamng nedeniyle hükümeti protesto etö. Türk Mubendis ve Miınar Odaian Bir^'ne >-apmak istedflderi yûrûyûş çıpiak oiduklan gerekçesiyk engeBenen köyiülerpobsotobüslerrjie TMMOB>götürûWü. Köytökri pofis otosundan inerken . karşüayanTMMOB Başkanı Kaya Güvenç, hükümetin Bergama konusundaki dnyarstzbğını ekştirdi. (Fotoğraf: SERDARÖZSOY) mer bir süre durakladıktan son- ra konuşmasına devam etti. Ça- hşanlar daha sonra alkışlar eşli- ğınde salonu terk ettiler. Bina önünde toplanan çalışanlar al- kışlar eşliğinde protestolannı sürdürdüler. Çalışanlar, "Bakan bir >ıl önce ücret dengesizüğini gidermek namus borcu- muzdur diye söz verdL A- ma sözünde durmuyor, aç- bk sınınndayız" dediler. Toplantı çıkışında gaze- tecüerin sorulannı yamtla- yan Ersümer. "Türkiye'nhı imkânlarmı büryorsunuz. Biz de çok arzu ertik, biraz daha irnkânvereHnıdiye. A- ma bu olmadı sanınm, kısa süre içinde bu halioiacak'' dedi. Bu arada çalışanlar Ersü- mer ve Yümaz'ı çıkışta da protesto ettüer. Ersümer'in, protesto gösterisi karşısın- da siniılendiği gözlerurken makam aracınm sağ kapı- smı açan korumalara sert bir şekilde "öbür kaptdan" diye işaret ettiği görüldü. tan sonra da intemet üzerinden telefon görüs- mesi anlamına gelecek bu teknolojide ruhsat sahibi olanlar böylece bir adım önde olacaklar. Uzmanlar, bunu sadece intemeti olanlann mı kullanacağı yoksa internet üzerinden sabit te- lefonlara da aym cep telefonlannda olduğu gi- bi ara bağlantı sağlanıp sağlanmayacağmın önemli olduğunu belirttıler. Verilen ruhsatlann internet üzerinden sabit telefonlara da bağlan- tıyı kapsayıp kapsamaması yeni bir operatör yaratılıp yaratıbnamasını belirleyecek. KablOİU TV: Mevcut durumda, kablolu TV taşeron firmalar aracıhğıyla altyapısı kurularak pazarlanıyor. Ancak aboneler Telekom'a baş- vuruyor ve ödemelerini de Telekom'a yapıyor Şirketler gelirden pay alıyorlar. Ulaştırma Ba- kanlığı mevcut işleyişin bölgesel olarak geniş- letilebileceğini, bunun dışmda imtiyaz devri, kiralama ya da ruhsatlandırma yöntemlerinin söz konusu olabileceğini belirtiyor. Ancak kab- lolu TV'nin de bir alet takılmasıyla yeni bir operatör gibi telefon iletişımini sağlayabilece- ğine dikkat çekildi. Bu noktada da intemette ol- duğu gibi imtiyazın neleri kapsayacağının iyi belirlenmesi gerektiği belirtildi. UydU: Çok sayıda kanalı bir paket halinde tüketiciye sunabilen ve bunun için uydu veri- cisini kullanan sayısal yayıncılık da Türkiye'de ruhsatsız yapıhyor. Türksat 2-A uydusunun ta- şıdığı verici, kanal ya da taşıyıcı denilebilecek transponderlerin satış fıyatının 2.8 milyon do- lar olduğu belirtildi. Sayısal yayıncılıgın ise bukle yayın yaptıgı, tüketicıyi çekebilmek için çok sayıda kanalı banndırması gereküliği ve ekonomik nedenlerle bir şırketin ortalama 10 transponder kıralaması gerektiği kaydedildi. Bir transponderde aynı bir kumaşta olduğu gi- bi artan, ancak yeni bir kanalı içine alamaya- cak bölümler kalacağı, birkaç transponderi bir- den alan şirketlerin bu artıklan da kullanarak yeni kanallan kapsamına alabileceği anlatıldı. Gelecek talebe göre buradan da gelir elde edi- leceği belirtiliyor. Aycell: Iş Bankası'yla birlikte GSM 1800 şebekesinde işletim lisansı alan Telekom'un Ay- cell'i ayn bir şirket olarak kurması, bunun da yüzde 33.5'inin aynca satılması öngörülüyor. Buradan da cep telefonunun yalnızca lisans be- delinin KDV dahil 3 milyar dolar olduğuna dik- kat çekilerek yüzde 33.5'lik satışla en az 1 mil- yar dolar gelir elde edilebileceği savunuluyor. - Elde kalan CSM: lş Bankası- Telekom Italia'mn bedeli KDV dahil 3 milyar dolara u- laştırmasıyla elde kalan GSM 1800 şebekesi- nin yeniden satışa çıkanlabileceği belirtiliyor. Buradan 3 milyar dolar gelir elde edilebilece- ği kaydediliyor. Ancak, daha önce yapılan iha- lede alıcı çıkmadığı bildiriliyor ve ekonominin daralmaya girdıği bir dönemde buna alıcı çık- ması zor görünüyor. Yeni neSİI cep: UMTS olarak adlandın- lan görüntülü cep telefonu şebekesi satışı için 2002 yılında hazır hale gelinecek. Avrupa'da UMTS olarak adlandınlan cep telefonu lisans satışlannda 30-40 milyar dolarlık değerler oluş- muştu. Tüm bunlar sonucunda en azından 7 milyar dolarlık gelir elde edilebileceği belirtiliyor. Telekom'u anayasa koruyor ANKARA (Cumhnrryet Bûrosu) - Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün Telekom'un yüzde 51'inin satışının yasayla düzenlenemeyeceğini, anayasaya aykırı olduğunu bildirmesi üzerine hükümet anayasa değişikliği üzerinde çahşmaya başladı. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin Telekom'un tamamen, çoğunluk ya da yönetim hakkını devredecek biçimde satılamayacagına ilişkin karannda, anayasamn degıştırilemez hükürnlen arasında yer alan "başlangıç* bölümüne atıfta bulunulduğuna dikkat çekildi. Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkam'yla görüşmesinin ardından gazetecilerin, Telekom'un yüzde 51 'inin blok satışı konusunda uzlaşmaya vanhp vanlmadığı sorusu üzerine, a O konuda yasal ve anayasal açıdan dununu inceJememiz gerekiyorn dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Diyarbakıriılar, önceki gün fuarala- nında toplanan insanlann sayısının ne olduğunu hesaplamayaçaltşıyor- lardı. Tabii daha çok dışandan ge- lenlerin tahminini merak ediyoriardı. TV kanallan, sayının 150 bin civann- da olduğunu söylediler. Polis telsiz- lerinden merkeze geçen mesajlar 350 bin diyordu. O kadar geniş bir alanda böylesine büyük bir kalabalı- ğın saytsını kestirmek kolay değildi. Ancak toplanan insanlann sayısı kaç olursa olsun, bugüne kadar Tür- kiye'de böylesine bir kalabalığın çok az toplandığıydı. Üstelik Diyarbakır 600 bin nüfuslu bir kentti, çevre il ve ilçelerin birçoğunda da Nevruz kut- lamalan yapıldığı için bu kalabalıkasıl olarak Diyarbakırlılardan oluşuyordu. • • • Büyük bir coşku ve disiplin içinde bir araya geten, en küçükbir olay çık- Nevruz ve Diyarbakır madan dağılan bu insanlann verdiği mesajı anlamak önemliydi. Burada tüm Diyarbakır halkı, bir başka ifa- deyle Kürtler, 'Kürt realitesi' denen olguyu gözler önüne serdiler. Neydi bu 'Kürt realitesi?' Meydan- da fazla bir pankart yoktu. En büyük pankartta ise "Ne inkârne aynlık, de- mokratikcumhuriyet"^yazıyordu. Bir gazeteci arkadaş bu sözleri şöyle yo- rumladı: "Bu sözlerin birbölümü Se- zen Aksu'nun birşarkısından aktar- ma, aslı 'Ne inkâr ne aynlık, yalnızca sıtemvar1 , Kürtlerin mesajıda sitem- li bir mecazdı." Birkaç gün önce ilan edilen Ulusal Program'da Kürtçe eğitim konusu diie getirilmemişti. Daha açıkçası, getirilememişti. Ordunun bu konu- daki tepkileri hükümeti çekingenliğe itmişti. UP'de Kürt sorununun de- mokratik çözüme ilişkin ipuçlanna rastlamak da mümkün değildi. Işte önceki gün Diyarbakır'da, Van'da,ls- tanbul'da, Güneydoğu'nun çeşitli il ve ilçelerinde toplanan yüz binîerce Kürt yurttaşın mesajı, belki de bu programa bir sitemdi. • • • Nevruz akşamı, Feridun Çelik ve Diyarbakır metropolünün dığer bele- diye başkanlan ve HADEP merkez yöneticileriyle bundan sonrası üzeri- ne neler olacağı üzerine sohbet et- tik. Daha sonra yörenin sosyalde- mokrat isimleriyle CHP'nin geleceği ve 'Yeni Oluşum' diye tanımlanan gi- rişimleri ele aldık. HADEP'lilerin de, sosyaldemok- ratlann da, hatta Diyarbakır'a il bina- sını yeni açan ÖDP'lilerin de bazı or- tak dilekleti vardı: özgürlük için, de- mokrasi için, Türkiye'ninyeni baştan yapılandınlabilmesi için, 12 Eylül'den bu yana ülkenin üzerine çoken kara bulutlann dağılabilmesi için, sol ve muhalif güçler yeni ittifak yollan bul- malrydı. Yörenin insanlan çektikleri acılardan, sorunların çözümsüzlü- ğünden kurtulmak istiyoriardı. Bura- daki demokrasi, banş ve özgürlük di- namiğinin tüm ülke dinamiğiyle.bir- leşmesini arzuluyortardı. ••• Ahmed Arif, Diyarbakır'da doğ- muş ve burada büyümüş bir şairdi. Onun, böigenin acısını, hüznünü, öf- kesini ve umudunu diie getiren çok güzel şiirleri var. Bunlardan birisi de 'Adiloş Seöe'dir. Şiirin asıl adı, 'Di- yarbekir Kalesi'nden Notlar ve Adi- loş Bebe'nin Ninnisi'dlr. Diyarbakır'da, 5 kilometrelik su- ruyla, bu surun içindeki yuzlerce yıl- lık kiliseleri, camileri ve evteriyle bir tarih yatıyor. Çoğu bakımsız, çoğu harap. Ahmed Arif, yıllar önce derin bir duyarlılıkla Diyarbekir Katesi'ni şöy- le anlatmıştı: "...kara ferman çıka- dursun yollara I Yarin bahçesi tarü- mar I Kan eder perçem. I Olancası bir tutam can, I Kadasına, belasına sunduğum, I Ben öleyim loy... IEJim boş, /Ayağım pusu I Bir ben bilece- ğim oysa I Ne afat sevdim. I Bir de ağzı vardiliyok/ diyarbekirkalesi..." Diyarbakır Kalesi netere tanık ol- madı ki!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle