23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 23 MART 2001 Ctt 4 kultur@cumhuriyet.com.tr Brgin Inan'm retrospektif sergisi, Iş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde yer alıyor ResminbüyüsüneçağrıOZLEMALTUNOK Ergjn İnan'm, sanat yaşamında Öğrencilik yıllanndan bugüne uza- nan çızgisindekı gelışimi, kendi de- yimiyle 'ohışum'unu sunankapsam- h retrospektif sergisi, 20N ısan'a dek tş Sanat Kibele Galerisi'nde yer alı- yor. Türkıye tş Bankası, sergiyle eş- zamanlı olarak Dr. Kıymet Giray'ın yazdığı, Ergin tnan'm sanat serüve- ninden kesitler içeren bir kitabı da sanatseverlere sunuyor. -Retrospektifsergîkrin nasübir iş- leviokluğunudüşünüyorsunuz? Stzta için öneminedirbu sergjnin? ERGİNtNAN-Retrospektif sergi- lerde,bir sanatçınınfarklı dönemler- deki çalışmalanru toplayıp göstere- bılmek önemlidir. Farklı dönemler- deki işlerin düzenlenmesi anlamın- da, 1968'denbuyanayaptığım çahş- malan bir araya getirmeye çalıştım. Öğrencilik yıllarında yaptıklarım. dahaçokinsanve desenağırhklı şey- lerdı, öğrenim sonrasmda ise desen- lerle yenı bir başlangıç yaptım. Da- ha sonra 69 dönemmde, 'mektup'la- n oluşturduğum periyotlardan ör- nekler yer alıyor. Böyle bir düşünce ıçensinde ele alırsak boyayla süre- gelen çeşıtii geçiş dönemlerivar. Al- manya'dageçirdığım ıhtisas dönemi ıse daha çokklasiktekniklenn ağır- lık kazandığı, mesela temperatekni- ğını kullandığım bir süreç oldu. Da- ha sonraki çalışmalanmda bu tekni- ğın ûzerinekurduğumbir akrilık tar- zı, resim üzerinde katmanlar oluştu- ran bir dönembaşladı. Bir ara kolaj- lar gtrdiresmime, sahaflan gezerken gözüme çarpan kâğıt parçalan, yazı istifleri yer aldı. Böyle bir serüven Lslında mistisizm insanın iç dünyasmdan kaynaklanır, öyle dışandan gelen bir etki değil. Resimlerime böyle bir şey koyduysam eğer bir arayış, belki de farklı olma dürtüsü var demektir.' içindeyaklaşık35-40yılhkbir döne- mi kapsayan resimler oluştu. Bir de- ğışim değil de oluşum var diyebili- rizrcsimlerimde.Başlangıcından bu- güne kadar bu bırikimleTİn oluşma- sı ve bütüne kavuşması gibi... 'Resim konsantrasyon işidir' • Resnünize bugünden baktoğmra- danasdbir oluşumuniçinde oMuğu- nuzudüşünüyorsunuz?Dahaçok ta- savvufa, mistisizmeyoneknğjniz söy- knebüirmi? tNAN - Aslında mistisizm insanın iç dünyasından kaynaklanan bir şey, öyle dışandan gelen bir etki değil. İnsanın ıç dûnyasındayaşattığı, bel- kı de aradığı bir şey. Bilinmeyenin aranması noktasında başhyor misti- sizm. Resimlerimeböylebir şey koy- duysam eğer, bir arayış, belki de farklı olmadürtüsüvar demektir. Re- sim,resimolmaklabaşlar her zaman, bir konsantrasyon işidir. Aslolan, resmin içerisindeki ile yenı bir dil oluşturmak. Akılher zamanbir şey- ler anyor. O zaman belki bir misti- sızm düşüncesi ağırlık kazanabılir. -Restninimdinekar^yadadinin yanmdabirtakımeleştirüeridebera- bermdegetirdiğirü söyleyebflir mryiz? tNAN-Dın, bugün artıkzateneleş- tiriiçensine giriyor.Herkesfarklı ba- kıyor dine, 'Dinnedir' sorusuçıkryor o zamanortaya. Dını anlayan herkes, kendine göre biçımlendiriyor. önemli olan; insanın kişısel, kendi içerisindeki şeyi ortaya koymasıdır. Bu yöndenbir eleştiri içerisinde ola- bilirim. -FeritEdgû sfcrin için "Bakmasnn büengöz,ashndadıştanicebakan de- ğjl, her zaman içten dışa bakandn*. Ergin lnan'm ressam gözü işte bun- lardandur" derken siz de izteykmin Siemens Sanat Ödülleıi bu yıl Yekta Karanın danısmanlıgmda opera dalında verilecek enç operacılar yanşıyorBURCU GÛNÜŞEN 1993 yılmdanberi verilen "Si- emens Sanat ÖdüflerP bu yıl iiçüncü kez opera alarunda veri- liyor. Soprano, mezzosoprano, tenor, bariton ve bas olmak üze- re tüm ses kategorilerinden genç ve yetenekh opera sanatçılanna açık olacak yanşmada, adaylar bıri klasik, altı arya seslendire- cekler. Yanşmaya 18-28yaş ara- st tüm opera sanatçılan kaölabi- lecek. Son başvuru tanhi bugün olanyanşmamn ön elemeleri ve yan fınali 26-27 Marttarihlenn- de gerçekleştirilecek. Sonuçlar 29 MartPerşembeakşamıdüzen- lenecek bir törenle açıklanacak. Seçici kurul, operayönetmeni YektaKara, Wiesbaden Operası Müdürü Aachim Thorwald, devlet sanatçısı Mete Uğur ve bir Siemens kurum temsilcisin- den otuşuyor. Yanşmamn bvrincisi bu yıl yurt- dışında yaz okulu eğıtimi ile ödüUendirilecek. tkinciye 2000, üçûncüye 1000 dolar verilirken mansiyoa ödülü sabibine de 500 dolar verile- cek. Jüribaşkanı Yekta Kara, verilecek ödüllerin genç operacılara önemli bir fırsat sunduğunu belirtiyor. "Ülkemizdeoperasanaorunyaygm- laşnıas^gençor^racû^rmyünrklaıdiribnesive yönlendirilmesiadmabu ulusal,şan yanşmast- run çok önemli bir iştev üstiendiğjne inanryo- nım.Nitekimbuydüçûncüsüyapümaktaolan buyanşmamnilkyılbirincilik ödülunükazan- nuş olan bas Burak Bılgıh şu anda ABD'de, dünyatunenöndegelenşan\-anşmalanndade- receye girdi ve önemli anlaşmabur yapti. Genç sanatçüar yalnız ûlke suurtan icersinde değpl, uluslararası operaplatformunda dayer aimak SİEMENS Sanat Ödülü BurakBSgjffi (solâan dördüncu), yar^fmanmOkydnulabirmciolmu^a. konusondateşvikediByoıiar. Bubağjamda on- bu^örtemfiobuMklartanBirj'or.ElbettebUjgenç Türkoperasanatçilannmdünyayaaçümasyö- nündendeönemlibir kaüa sağfeyor? Siemens Kurumsal tletişim Halkla lUşkiler Müdürü Özlem Aksoy, her ytl organize edilen Siemens Sanat Ödülleri'nin önceki yülarda heykel, resim, fotoğraf ve kısa fıkn dallannda daveriîdiğini belirtiyor. Amaoperadabndave- rilen ödüller yurtdışmda ses getrrmiş. a Amaç rıu«dagençyeteTiekkreşaı«tanrmak,onlann potanstyeimiortayaçıkarmakve çokaz destek- knen opera alanma destek verebfimekT 1998 yılrnda gene opera dalında düzenlenen yanşmada bvrinci olan Burak Bügili şu anda Amerika Philadelpbia'da "Acadenry of Vocal Arf'ta okuyor. Bu okulda iki "Don Giovanni" ve "La Sonnambula" operalannda oynayan Bilgili, 2000 yılırun yaz aylannda da ttarya'da ünlüsopranoKaüaRkcarefli üebirkonser ver- di. Bügili, ABD'de düzenlenen Dr. Loren Zachary adlı yanş- mada finale kaldı. Aynca A1- manya'da uluslararası alanda düzenlenen yeni sesler yanş- ması Neu Stimmenm ABD'de yapıîan elemelerinin birincisi oldu ve yanşma için Alman- ya'ya gıdecek. Siemens genel sekreteri ve kurumsal iletişim bölümü mü- dürü Uğur Çeftekagp, yapmak istediklerinin yalnrzca bir et- kinlik olmadığını vvırguluyor. "Bizimyapmakfetedi^JmizyaV- mzcabo* eüdnokdep, ama ya- ratKadehalanortHyaçıkannak, yaraöcı gençkri bubnak ve on- lara destek vermek." Gençlere olanak yaratmanm önemini vurgolayan Çeltekligil, yanş- mayakatılan ögrencilerinçoğunun ılkkez sah- neye çıktıklannı söylüyor. "lnanm öğrencâer Hk defa sahneye çıkryortar. Ve uk çüaşlannda O k b i avnMrheyecanveriyorr Özlem Aksoy, operanın Özellikle yurtdışın- daçokönemverilenbir sanatdalı oldûğunube- lirterek yanşmada dereceye girenlerin uhısla- rarası alanda datamnma fırsatıru yakaladıkla- nru belirtiyor. Aksoy aynca ekonomık durum ne olursa olsun, başka şeylerden özveride bu- lunaraksanataverdikleri desteği sürdürecekle- nni sözlerine ekliyor. "Böyte bir krfe anmda herhakkîlkvazgeçflenkrdenbbri sanat Amabu artikgetenekseüeşmiş btr şey. Bunu devam et- tirmeye de kararbvo. Opera, benim bildigan kadanyla çok azdestekkneobir sanatdaa." Yanşmamn final ve elemeleriyanşmaya des- tek veren Avusturya Konsolosluğu'nun salo- nundayapılacak. resmin içine şrip bakmast gerekon- ğ^ndensözediyorsunuz.Nasübir gpr- mebiçimi sunmak istiyorsunuz? tNAN-Bir iç dünya kuruyorsunuz ve onu dışa vuruyorsunuz, dışa vur- duktan sonra kenara çekiliyorsunuz ve o resimler size bakıyor. Insanla- nn bakışını resme doğru çekmeye çalışıyorum. Izleyicinin resmin içe- risine girmesi için, resminonu davet etmesi lazvm. Bir resmebelli bir uzaklıktayken o resminyakmına gittiğınizde o uzak- lıkta gördüklerinizi göremeyebıürsi- niz. Bazendebir mesafeden baktığı- nızda, bütün olarak etkıli olan resim siziyavaş yavaş içineçekerve en in- ce aynntılara kadar resmin ıçerisine gırersiniz. Bu anlamdabir resimden bahsediyorum. 'Büyünün ardmdald btiytt* -"Aradığun şey,büyününardında- klbûya" mânuzde aynışeyimiaçık- byor? tNAN - Büyünün ardındaki büyü- yü aramak, bir hakikatle ilgilı. Bir büyüyü çözüyorsunuz, çözdükten sonra 'niye' sorusu geliyor. Neden, niçin sorulanna cevap verebilirsiniz ama 'niye' sorusuna yarut veremedi- ğinizdebüyü olarakkalıyor o şey. Bu anlamda söylenmiş bir söz, 'büyü- nün ardındaki büyü 1 . -Yazuar veböcek,kefcbek, kerten- kelefigürieri, kjmi zamanmerkezde, kinü zaman fonda insana eşUkeden fıgürier olarakyer ahyoriar.Nasılbir denge söz konusu resminizin bütü- nünde? tNAN - Aslında o böceğin veya o nesnenin, lekenin üzerinde gelişen dengesini her zaman anyorsunuz. DengehaziT olduğu zamanresim bi- tiyor. Belki ilk başta resme sezgisel olarakbaşlıyorum. îlkbiçim üzerine gelecek nesneyi sezgisel olarak ver- dığınizde aklm yardırm yok bence orada, o nesne gelip oraya konuyor. Akıl devreye giriyor muhakkak ve resmin bütünündeki dengeyi sağla- yan biçimleme gücü oluyor. - Modern Türk resmine baköğı- mızda, resminizdeki yereflikk Baü birnkteaği nasübtr bütunlükohıştu- nrvor? İNAN - Yerel biçimleri hiçbrr za- man resmime kattığımı düşünme- dim, ama kendi kendine oluşan bi- çimler var. Bize özgü de olabilir ya daolmayabilir. Batı resminide, ken- di resmimizi de yakından izledim. Bu, bir insanınkendi içinde, yaşadı- ğı ortamlardan oluşturduğu bir sen- tezdir. Farklılığındandolayı diğer re- simlerdenkendıniayrrabiliyorsa res- mim, bu önemlidir benim için. Uluslararası KUBABA Arkeoloji Filmleri Festivali'nin ikincisi bugün Antalya'da başlıyor Taşlarm gizeim belgesellerden izlenir Gösterimkrin ücretsizolduğu festrval üç gün sürecek. KûttürServia- BelgeselSinemacılarBir- liği ile Akdeniz Medenıyetleri Araştvrma Enstitüsü 23-25 Mart 2001 tanhleri arasın- daAntalya'da, Uluslararası 'KUBABA' Ar- keoloji Fümleri Festivali dûzenliyor. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen uluslara- rası festivalin açılışı, KültürBakanıtstemi- han Talay tarafından bugün saat 20.00'de Antalya Talya Convention Center'da yapı- lacak. Antalya'yı, arkeolojininkonuşuldu- ğu, yaşandığı bir merkez haline getirmeyi amaçlayanfestivalin açılış fibni,yönetmen- liğini EnisRna'runyaptığı'AnadotuMira- a'. Türkiye, ttalya, Yunanistan ve ABD ya- pımı belgesellerin ağırhklı olduğu festi- valde fılm göstenmleri Antalya Talya Con- ventionCenter'da, 13.00-22.00saatleriara- sında ücretsiz olarak izlenebilecek. 3 gün sürecekfestivalin göstenmprogramışöyle: 23 Mart'ta 'AnadohıDinlerYurdu' (Yön: BoraAkarsel), 'Taşiaşmış Anüar' (Yön. !&• hur Mükerrem), 'Anadohı'daki Manasör- lar' (Yön. tlknur Dalkıran), 'Hasankeyf, Zeugma, Nemrut' (Yön: Kortan Tümer- dem), 'Ayasofya' (Yön. Göksd Güknsoy), 'Keşfin Kıyısmda' (Yön. Hakan Aytekin), 'Ben Asitavandas' (Yön. AdnanBenk) ad- lıfıhnler göstenleceL 24Mart'ta'Iskende- riye Kütüphanesi' / IJbrary of Akxandria (ABD), 'Yaşayan Taş' (Yön: Neylan Ayı- şık), 'RomaHamamı' /RomanBath (Yön: Nancylinde), 'BirKaznunGüntüğü 1 (Yön DenizÇ.Yazxı), 'KayıpKentAOanÜs'/Lost Ctty Of Atiantis (ABD), 'AhlatMezar Taş- tan' (Yön: İsmaüGüneş). 'Müet-DörtBo- yutuylaBirKfint' (Yön: AndreasKoumbo- uras), 'Anadolu Mirası' (Yön: Enis Rıza), 'Etrüskkrin Sakta Kenti' / Hiddtn City Of The Etruscans' (ABD) izlenebilecek. 25 Mart'taise 'RomaŞehri'/TneRoman City (ABD), 'tki Dünya Arasmda' (Yön. H.Ozgen. Hakan Aytekin), 'Küçük Asya~ Assos'tanAyvahk'a Anüann Yakası' (Yön: DimitrisLouopouios), VlukZamanmlzin- de' (Yön. Öwan Arca), 'Roma'run Atanda- kiMitveGerçek' (Yön. PieroCannizzaro), 'Tannçanın tzinde' (Yön: Semra Sander), 'YeniUstamnEskiArabalan1 (Yön: H.Ya- şarYenigün), 'KonınanAnıtiar' (Yön: Cos- tasVrettakos) adlıbelgeseller göstenmesu- nulacak. \AHODASI SELtM tLERİ AbdulhakŞinasi Hisar'ınIstairtnrt'u(4) Yahya Kemal'e Veda (1959), AhmetHa- şirn/Şiiri ve Hayatı (1963) kitaplarında Hisar, bir yandan çok sevdiği iki şairi, bir yandan daorv- lann yaşadıklan Istanbul'uyan eleştirel anlaöm- la yorumlar. özellikle Ahmet Haşim'e aynlmtş kitapta Is- tanbul peyzajlan karşımıza çıkar. HastaHaşım'i ziyaretegidişlerdevezıyaretten dönüşlerde,va- purdan görülmüş Istanbul silueti gerçekten et- kileyictdir. Yazann bir de "Aşk imiş her ne var âlemd& ' dizesiyle adlandırdığı, 1955'te yayımlanan kii- çük bir mısra-beyrt antolojisi vardır. Bu seçkide şairlerin diliyle Istanbul'u anışlar, Istanbul taya- tına yüzyıllar içinden bakışlar da derienmıştir. Abdulhak Şinasi Hisar edebî rvayatın yo- rumlarken şöyle diyor: "Boğaziçi kitaplanmla 'geçmiş zaman' titap- lanm yaşanmış, tanınmış zamanlar ve insanla- n yâdetmek ve anlatmak için yaztlmıştır. (...) Bu kitapianm millimedeniyetimizin, bûtûn hayatım boyunca yazmış olduğum günler ve gece/eri- min en canlı hatıraiannı tesbit eden parçalar- dır..." Gerçekten de gerek romanlannda, gerek anı kitaplarında, monografilerinde yirminci yüzryıl Türkedebiyatının çok kışilikli, içten bir temsilci- sidir. Günü birtikmodalara, gelgeçdeğeriere, sı- radan politika yazılanna hıçbır zaman gönül in- dirmemiş, yalnızca kendi yazınsal cografyasm- da yoi almıştır. Ankara'ya ilişkin bir iki yazısı dışta tutulursa, yurtdışı izlenımlerini kaleme getirdiği yazılar bir yana bırakıltrsa, bütün eseri Istanbul'u odak al- mış; satır arası dokundurmalar, küskünluklerle yiten, bir daha da geri gelmeyecek olan 'Istan- bul uygariığı'n, payitahtIstanbul'ututanağa ge- çirmiştir. Eseri bir bütünolarakokunduğunda, bu Istan- bul'un Doğu ve Batı kültürienne açık, ikısinden birisini körü körüne, bağnazca tercih etmeyen, daima kültür bıleştmieri ardında bir Istanbul ol- duğu açık seçik kavranır. Dahası, kerrt, çevresel düzeni, bitki, çiçek ve ağaçdokusuyiada onun eserindeinanılmaz bi- çimde yaşatılmtştır. Bir gün yitip gıdecegine o zamanın insanlannın akılerdiremedığı doğa gü- zellikleri, Abdulhak Şinasi'nin dinmez özlemte- n, sızılan olup çıkmtşttr. Bu eser okunurken, Boğaziçi, deniz, Çamlı- ca, rüzgâriar, esintiler, Büyükada, çamlıklar, bör- tüböcek, yaşamı tanımak isteyen bir çocuğun duyariı, büyüleyici gözlemlerinden damrhtmış- tır. Yalontarihîn incelikli Istanbul'u ancakHisar'ın kitaplannda yaşayabilmişken, eleştirmenler ve edebiyattarihçildri, çogu kezhaksızyere, yaza- n 'geçmişsevert/k'le suçlamışlardır. Eserini ay- lak, maddı endişelerden uzak hayatlann bir an- latımı sayanlar bile çıkmıştır. Yazar, 2Uya Osman Saba'dan söz açarken yanrtlıyor. "Ziya Osman Saba bir geçmişzaman, yani bir mazi; bir tahassür, yani bir hatıra şairidir. Bunu söylemekle hiçbir zaman bir irtica muhibliği ifa- de edilmiş olmaz. (...) Konuşurken 'geçmiş za- man' dediğımiz tabil bizim zamanımız demek- tir. Çocukluk, gençlik, aşk ve bizde devam e- den bir hayat akidesidir. Ona mazi şairi dediği- miz zaman bu zamanın şairi oluyor." "TürkOcağı Hatralan" yazı dizısi de aralann- da olmak ûzere, pek çok yazısı dergilerde, ga- zetelerde kalmış Hisar'ın toplu esennin eleştirel bir basımının hâlâ gerçekleştirilmemiş olması şaşırtıcı ve üzücüdür. Tokvimde tz Bırakan: "Yoksa, mevsimlerden bir eski bahar olacak da, önce durup kapının ikiyanındaki ikiz ağaç- lann yeni açmış leylak kokulannı mı koklamak isteyeceğım?"23ya Osman Saba, "Ev", 1957. HayaletCasper'ınseslöldü • VANCOUVER (AA) - Çizgi film kahramaru "Sevimli Hayalet Casper"ı seslendiren sanatçı Norma MacMillan, kalp krizi geçirerek 79 yaşmda öldü. Casper dışmda birçok animasyon karakterini seslendiren MacMillan'ın eşi Thor Aragrim, eşinin 47 yıldır kalp rahatsızlığı çektiğini belirtti. Kariyerine sahne sanatçısı olarak başlayan MacMillan, yapımcı Arngrim ile taruşarak evlendikten sonra 1950'li yıllarda New York'a taşındı. New York'ta Paramount Famous Stüdyolan'nda Casper'ı seslendiren MacMillan ile Arngrim çiftinin 2 çocuğu bulunuyor. KÜLTÜR KÂMtL MÂSÂRÂC v
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle