Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET 23 MART 2001 Ctt
4 kultur@cumhuriyet.com.tr
Brgin Inan'm retrospektif sergisi, Iş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde yer alıyor
ResminbüyüsüneçağrıOZLEMALTUNOK
Ergjn İnan'm, sanat yaşamında
Öğrencilik yıllanndan bugüne uza-
nan çızgisindekı gelışimi, kendi de-
yimiyle 'ohışum'unu sunankapsam-
h retrospektif sergisi, 20N ısan'a dek
tş Sanat Kibele Galerisi'nde yer alı-
yor. Türkıye tş Bankası, sergiyle eş-
zamanlı olarak Dr. Kıymet Giray'ın
yazdığı, Ergin tnan'm sanat serüve-
ninden kesitler içeren bir kitabı da
sanatseverlere sunuyor.
-Retrospektifsergîkrin nasübir iş-
leviokluğunudüşünüyorsunuz? Stzta
için öneminedirbu sergjnin?
ERGİNtNAN-Retrospektif sergi-
lerde,bir sanatçınınfarklı dönemler-
deki çalışmalanru toplayıp göstere-
bılmek önemlidir. Farklı dönemler-
deki işlerin düzenlenmesi anlamın-
da, 1968'denbuyanayaptığım çahş-
malan bir araya getirmeye çalıştım.
Öğrencilik yıllarında yaptıklarım.
dahaçokinsanve desenağırhklı şey-
lerdı, öğrenim sonrasmda ise desen-
lerle yenı bir başlangıç yaptım. Da-
ha sonra 69 dönemmde, 'mektup'la-
n oluşturduğum periyotlardan ör-
nekler yer alıyor. Böyle bir düşünce
ıçensinde ele alırsak boyayla süre-
gelen çeşıtii geçiş dönemlerivar. Al-
manya'dageçirdığım ıhtisas dönemi
ıse daha çokklasiktekniklenn ağır-
lık kazandığı, mesela temperatekni-
ğını kullandığım bir süreç oldu. Da-
ha sonraki çalışmalanmda bu tekni-
ğın ûzerinekurduğumbir akrilık tar-
zı, resim üzerinde katmanlar oluştu-
ran bir dönembaşladı. Bir ara kolaj-
lar gtrdiresmime, sahaflan gezerken
gözüme çarpan kâğıt parçalan, yazı
istifleri yer aldı. Böyle bir serüven
Lslında mistisizm insanın iç
dünyasmdan kaynaklanır, öyle
dışandan gelen bir etki değil.
Resimlerime böyle bir şey
koyduysam eğer bir arayış, belki de
farklı olma dürtüsü var demektir.'
içindeyaklaşık35-40yılhkbir döne-
mi kapsayan resimler oluştu. Bir de-
ğışim değil de oluşum var diyebili-
rizrcsimlerimde.Başlangıcından bu-
güne kadar bu bırikimleTİn oluşma-
sı ve bütüne kavuşması gibi...
'Resim konsantrasyon işidir'
• Resnünize bugünden baktoğmra-
danasdbir oluşumuniçinde oMuğu-
nuzudüşünüyorsunuz?Dahaçok ta-
savvufa, mistisizmeyoneknğjniz söy-
knebüirmi?
tNAN - Aslında mistisizm insanın
iç dünyasından kaynaklanan bir şey,
öyle dışandan gelen bir etki değil.
İnsanın ıç dûnyasındayaşattığı, bel-
kı de aradığı bir şey. Bilinmeyenin
aranması noktasında başhyor misti-
sizm. Resimlerimeböylebir şey koy-
duysam eğer, bir arayış, belki de
farklı olmadürtüsüvar demektir. Re-
sim,resimolmaklabaşlar her zaman,
bir konsantrasyon işidir. Aslolan,
resmin içerisindeki ile yenı bir dil
oluşturmak. Akılher zamanbir şey-
ler anyor. O zaman belki bir misti-
sızm düşüncesi ağırlık kazanabılir.
-Restninimdinekar^yadadinin
yanmdabirtakımeleştirüeridebera-
bermdegetirdiğirü söyleyebflir mryiz?
tNAN-Dın, bugün artıkzateneleş-
tiriiçensine giriyor.Herkesfarklı ba-
kıyor dine, 'Dinnedir' sorusuçıkryor
o zamanortaya. Dını anlayan herkes,
kendine göre biçımlendiriyor.
önemli olan; insanın kişısel, kendi
içerisindeki şeyi ortaya koymasıdır.
Bu yöndenbir eleştiri içerisinde ola-
bilirim.
-FeritEdgû sfcrin için "Bakmasnn
büengöz,ashndadıştanicebakan de-
ğjl, her zaman içten dışa bakandn*.
Ergin lnan'm ressam gözü işte bun-
lardandur" derken siz de izteykmin
Siemens Sanat Ödülleıi bu yıl Yekta Karanın danısmanlıgmda opera dalında verilecek
enç operacılar yanşıyorBURCU GÛNÜŞEN
1993 yılmdanberi verilen "Si-
emens Sanat ÖdüflerP bu yıl
iiçüncü kez opera alarunda veri-
liyor. Soprano, mezzosoprano,
tenor, bariton ve bas olmak üze-
re tüm ses kategorilerinden genç
ve yetenekh opera sanatçılanna
açık olacak yanşmada, adaylar
bıri klasik, altı arya seslendire-
cekler. Yanşmaya 18-28yaş ara-
st tüm opera sanatçılan kaölabi-
lecek. Son başvuru tanhi bugün
olanyanşmamn ön elemeleri ve
yan fınali 26-27 Marttarihlenn-
de gerçekleştirilecek. Sonuçlar
29 MartPerşembeakşamıdüzen-
lenecek bir törenle açıklanacak.
Seçici kurul, operayönetmeni
YektaKara, Wiesbaden Operası
Müdürü Aachim Thorwald, devlet sanatçısı
Mete Uğur ve bir Siemens kurum temsilcisin-
den otuşuyor. Yanşmamn bvrincisi bu yıl yurt-
dışında yaz okulu eğıtimi ile ödüUendirilecek.
tkinciye 2000, üçûncüye 1000 dolar verilirken
mansiyoa ödülü sabibine de 500 dolar verile-
cek.
Jüribaşkanı Yekta Kara, verilecek ödüllerin
genç operacılara önemli bir fırsat sunduğunu
belirtiyor. "Ülkemizdeoperasanaorunyaygm-
laşnıas^gençor^racû^rmyünrklaıdiribnesive
yönlendirilmesiadmabu ulusal,şan yanşmast-
run çok önemli bir iştev üstiendiğjne inanryo-
nım.Nitekimbuydüçûncüsüyapümaktaolan
buyanşmamnilkyılbirincilik ödülunükazan-
nuş olan bas Burak Bılgıh şu anda ABD'de,
dünyatunenöndegelenşan\-anşmalanndade-
receye girdi ve önemli anlaşmabur yapti. Genç
sanatçüar yalnız ûlke suurtan icersinde değpl,
uluslararası operaplatformunda dayer aimak
SİEMENS
Sanat Ödülü
BurakBSgjffi (solâan dördüncu), yar^fmanmOkydnulabirmciolmu^a.
konusondateşvikediByoıiar. Bubağjamda on-
bu^örtemfiobuMklartanBirj'or.ElbettebUjgenç
Türkoperasanatçilannmdünyayaaçümasyö-
nündendeönemlibir kaüa sağfeyor?
Siemens Kurumsal tletişim Halkla lUşkiler
Müdürü Özlem Aksoy, her ytl organize edilen
Siemens Sanat Ödülleri'nin önceki yülarda
heykel, resim, fotoğraf ve kısa fıkn dallannda
daveriîdiğini belirtiyor. Amaoperadabndave-
rilen ödüller yurtdışmda ses getrrmiş. a
Amaç
rıu«dagençyeteTiekkreşaı«tanrmak,onlann
potanstyeimiortayaçıkarmakve çokaz destek-
knen opera alanma destek verebfimekT
1998 yılrnda gene opera dalında düzenlenen
yanşmada bvrinci olan Burak Bügili şu anda
Amerika Philadelpbia'da "Acadenry of Vocal
Arf'ta okuyor. Bu okulda iki "Don Giovanni"
ve "La Sonnambula" operalannda oynayan
Bilgili, 2000 yılırun yaz aylannda da ttarya'da
ünlüsopranoKaüaRkcarefli üebirkonser ver-
di. Bügili, ABD'de düzenlenen
Dr. Loren Zachary adlı yanş-
mada finale kaldı. Aynca A1-
manya'da uluslararası alanda
düzenlenen yeni sesler yanş-
ması Neu Stimmenm ABD'de
yapıîan elemelerinin birincisi
oldu ve yanşma için Alman-
ya'ya gıdecek.
Siemens genel sekreteri ve
kurumsal iletişim bölümü mü-
dürü Uğur Çeftekagp, yapmak
istediklerinin yalnrzca bir et-
kinlik olmadığını vvırguluyor.
"Bizimyapmakfetedi^JmizyaV-
mzcabo* eüdnokdep, ama ya-
ratKadehalanortHyaçıkannak,
yaraöcı gençkri bubnak ve on-
lara destek vermek." Gençlere
olanak yaratmanm önemini
vurgolayan Çeltekligil, yanş-
mayakatılan ögrencilerinçoğunun ılkkez sah-
neye çıktıklannı söylüyor. "lnanm öğrencâer
Hk defa sahneye çıkryortar. Ve uk çüaşlannda
O k b i
avnMrheyecanveriyorr
Özlem Aksoy, operanın Özellikle yurtdışın-
daçokönemverilenbir sanatdalı oldûğunube-
lirterek yanşmada dereceye girenlerin uhısla-
rarası alanda datamnma fırsatıru yakaladıkla-
nru belirtiyor. Aksoy aynca ekonomık durum
ne olursa olsun, başka şeylerden özveride bu-
lunaraksanataverdikleri desteği sürdürecekle-
nni sözlerine ekliyor. "Böyte bir krfe anmda
herhakkîlkvazgeçflenkrdenbbri sanat Amabu
artikgetenekseüeşmiş btr şey. Bunu devam et-
tirmeye de kararbvo. Opera, benim bildigan
kadanyla çok azdestekkneobir sanatdaa."
Yanşmamn final ve elemeleriyanşmaya des-
tek veren Avusturya Konsolosluğu'nun salo-
nundayapılacak.
resmin içine şrip bakmast gerekon-
ğ^ndensözediyorsunuz.Nasübir gpr-
mebiçimi sunmak istiyorsunuz?
tNAN-Bir iç dünya kuruyorsunuz
ve onu dışa vuruyorsunuz, dışa vur-
duktan sonra kenara çekiliyorsunuz
ve o resimler size bakıyor. Insanla-
nn bakışını resme doğru çekmeye
çalışıyorum. Izleyicinin resmin içe-
risine girmesi için, resminonu davet
etmesi lazvm.
Bir resmebelli bir uzaklıktayken o
resminyakmına gittiğınizde o uzak-
lıkta gördüklerinizi göremeyebıürsi-
niz. Bazendebir mesafeden baktığı-
nızda, bütün olarak etkıli olan resim
siziyavaş yavaş içineçekerve en in-
ce aynntılara kadar resmin ıçerisine
gırersiniz. Bu anlamdabir resimden
bahsediyorum.
'Büyünün ardmdald btiytt*
-"Aradığun şey,büyününardında-
klbûya" mânuzde aynışeyimiaçık-
byor?
tNAN - Büyünün ardındaki büyü-
yü aramak, bir hakikatle ilgilı. Bir
büyüyü çözüyorsunuz, çözdükten
sonra 'niye' sorusu geliyor. Neden,
niçin sorulanna cevap verebilirsiniz
ama 'niye' sorusuna yarut veremedi-
ğinizdebüyü olarakkalıyor o şey. Bu
anlamda söylenmiş bir söz, 'büyü-
nün ardındaki büyü
1
.
-Yazuar veböcek,kefcbek, kerten-
kelefigürieri, kjmi zamanmerkezde,
kinü zaman fonda insana eşUkeden
fıgürier olarakyer ahyoriar.Nasılbir
denge söz konusu resminizin bütü-
nünde?
tNAN - Aslında o böceğin veya o
nesnenin, lekenin üzerinde gelişen
dengesini her zaman anyorsunuz.
DengehaziT olduğu zamanresim bi-
tiyor. Belki ilk başta resme sezgisel
olarakbaşlıyorum. îlkbiçim üzerine
gelecek nesneyi sezgisel olarak ver-
dığınizde aklm yardırm yok bence
orada, o nesne gelip oraya konuyor.
Akıl devreye giriyor muhakkak ve
resmin bütünündeki dengeyi sağla-
yan biçimleme gücü oluyor.
- Modern Türk resmine baköğı-
mızda, resminizdeki yereflikk Baü
birnkteaği nasübtr bütunlükohıştu-
nrvor?
İNAN - Yerel biçimleri hiçbrr za-
man resmime kattığımı düşünme-
dim, ama kendi kendine oluşan bi-
çimler var. Bize özgü de olabilir ya
daolmayabilir. Batı resminide, ken-
di resmimizi de yakından izledim.
Bu, bir insanınkendi içinde, yaşadı-
ğı ortamlardan oluşturduğu bir sen-
tezdir. Farklılığındandolayı diğer re-
simlerdenkendıniayrrabiliyorsa res-
mim, bu önemlidir benim için.
Uluslararası KUBABA Arkeoloji Filmleri Festivali'nin ikincisi bugün Antalya'da başlıyor
Taşlarm gizeim belgesellerden izlenir
Gösterimkrin ücretsizolduğu festrval üç gün sürecek.
KûttürServia- BelgeselSinemacılarBir-
liği ile Akdeniz Medenıyetleri Araştvrma
Enstitüsü 23-25 Mart 2001 tanhleri arasın-
daAntalya'da, Uluslararası 'KUBABA' Ar-
keoloji Fümleri Festivali dûzenliyor.
Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen uluslara-
rası festivalin açılışı, KültürBakanıtstemi-
han Talay tarafından bugün saat 20.00'de
Antalya Talya Convention Center'da yapı-
lacak. Antalya'yı, arkeolojininkonuşuldu-
ğu, yaşandığı bir merkez haline getirmeyi
amaçlayanfestivalin açılış fibni,yönetmen-
liğini EnisRna'runyaptığı'AnadotuMira-
a'. Türkiye, ttalya, Yunanistan ve ABD ya-
pımı belgesellerin ağırhklı olduğu festi-
valde fılm göstenmleri Antalya Talya Con-
ventionCenter'da, 13.00-22.00saatleriara-
sında ücretsiz olarak izlenebilecek. 3 gün
sürecekfestivalin göstenmprogramışöyle:
23 Mart'ta 'AnadohıDinlerYurdu' (Yön:
BoraAkarsel), 'Taşiaşmış Anüar' (Yön. !&•
hur Mükerrem), 'Anadohı'daki Manasör-
lar' (Yön. tlknur Dalkıran), 'Hasankeyf,
Zeugma, Nemrut' (Yön: Kortan Tümer-
dem), 'Ayasofya' (Yön. Göksd Güknsoy),
'Keşfin Kıyısmda' (Yön. Hakan Aytekin),
'Ben Asitavandas' (Yön. AdnanBenk) ad-
lıfıhnler göstenleceL 24Mart'ta'Iskende-
riye Kütüphanesi' / IJbrary of Akxandria
(ABD), 'Yaşayan Taş' (Yön: Neylan Ayı-
şık), 'RomaHamamı' /RomanBath (Yön:
Nancylinde), 'BirKaznunGüntüğü
1
(Yön
DenizÇ.Yazxı), 'KayıpKentAOanÜs'/Lost
Ctty Of Atiantis (ABD), 'AhlatMezar Taş-
tan' (Yön: İsmaüGüneş). 'Müet-DörtBo-
yutuylaBirKfint' (Yön: AndreasKoumbo-
uras), 'Anadolu Mirası' (Yön: Enis Rıza),
'Etrüskkrin Sakta Kenti' / Hiddtn City Of
The Etruscans' (ABD) izlenebilecek.
25 Mart'taise 'RomaŞehri'/TneRoman
City (ABD), 'tki Dünya Arasmda' (Yön.
H.Ozgen. Hakan Aytekin), 'Küçük Asya~
Assos'tanAyvahk'a Anüann Yakası' (Yön:
DimitrisLouopouios), VlukZamanmlzin-
de' (Yön. Öwan Arca), 'Roma'run Atanda-
kiMitveGerçek' (Yön. PieroCannizzaro),
'Tannçanın tzinde' (Yön: Semra Sander),
'YeniUstamnEskiArabalan1
(Yön: H.Ya-
şarYenigün), 'KonınanAnıtiar' (Yön: Cos-
tasVrettakos) adlıbelgeseller göstenmesu-
nulacak.
\AHODASI
SELtM tLERİ
AbdulhakŞinasi
Hisar'ınIstairtnrt'u(4)
Yahya Kemal'e Veda (1959), AhmetHa-
şirn/Şiiri ve Hayatı (1963) kitaplarında Hisar, bir
yandan çok sevdiği iki şairi, bir yandan daorv-
lann yaşadıklan Istanbul'uyan eleştirel anlaöm-
la yorumlar.
özellikle Ahmet Haşim'e aynlmtş kitapta Is-
tanbul peyzajlan karşımıza çıkar. HastaHaşım'i
ziyaretegidişlerdevezıyaretten dönüşlerde,va-
purdan görülmüş Istanbul silueti gerçekten et-
kileyictdir.
Yazann bir de "Aşk imiş her ne var âlemd& '
dizesiyle adlandırdığı, 1955'te yayımlanan kii-
çük bir mısra-beyrt antolojisi vardır. Bu seçkide
şairlerin diliyle Istanbul'u anışlar, Istanbul taya-
tına yüzyıllar içinden bakışlar da derienmıştir.
Abdulhak Şinasi Hisar edebî rvayatın yo-
rumlarken şöyle diyor:
"Boğaziçi kitaplanmla 'geçmiş zaman' titap-
lanm yaşanmış, tanınmış zamanlar ve insanla-
n yâdetmek ve anlatmak için yaztlmıştır. (...) Bu
kitapianm millimedeniyetimizin, bûtûn hayatım
boyunca yazmış olduğum günler ve gece/eri-
min en canlı hatıraiannı tesbit eden parçalar-
dır..."
Gerçekten de gerek romanlannda, gerek anı
kitaplarında, monografilerinde yirminci yüzryıl
Türkedebiyatının çok kışilikli, içten bir temsilci-
sidir. Günü birtikmodalara, gelgeçdeğeriere, sı-
radan politika yazılanna hıçbır zaman gönül in-
dirmemiş, yalnızca kendi yazınsal cografyasm-
da yoi almıştır.
Ankara'ya ilişkin bir iki yazısı dışta tutulursa,
yurtdışı izlenımlerini kaleme getirdiği yazılar bir
yana bırakıltrsa, bütün eseri Istanbul'u odak al-
mış; satır arası dokundurmalar, küskünluklerle
yiten, bir daha da geri gelmeyecek olan 'Istan-
bul uygariığı'n, payitahtIstanbul'ututanağa ge-
çirmiştir.
Eseri bir bütünolarakokunduğunda, bu Istan-
bul'un Doğu ve Batı kültürienne açık, ikısinden
birisini körü körüne, bağnazca tercih etmeyen,
daima kültür bıleştmieri ardında bir Istanbul ol-
duğu açık seçik kavranır.
Dahası, kerrt, çevresel düzeni, bitki, çiçek ve
ağaçdokusuyiada onun eserindeinanılmaz bi-
çimde yaşatılmtştır. Bir gün yitip gıdecegine o
zamanın insanlannın akılerdiremedığı doğa gü-
zellikleri, Abdulhak Şinasi'nin dinmez özlemte-
n, sızılan olup çıkmtşttr.
Bu eser okunurken, Boğaziçi, deniz, Çamlı-
ca, rüzgâriar, esintiler, Büyükada, çamlıklar, bör-
tüböcek, yaşamı tanımak isteyen bir çocuğun
duyariı, büyüleyici gözlemlerinden damrhtmış-
tır.
Yalontarihîn incelikli Istanbul'u ancakHisar'ın
kitaplannda yaşayabilmişken, eleştirmenler ve
edebiyattarihçildri, çogu kezhaksızyere, yaza-
n 'geçmişsevert/k'le suçlamışlardır. Eserini ay-
lak, maddı endişelerden uzak hayatlann bir an-
latımı sayanlar bile çıkmıştır.
Yazar, 2Uya Osman Saba'dan söz açarken
yanrtlıyor.
"Ziya Osman Saba bir geçmişzaman, yani bir
mazi; bir tahassür, yani bir hatıra şairidir. Bunu
söylemekle hiçbir zaman bir irtica muhibliği ifa-
de edilmiş olmaz. (...) Konuşurken 'geçmiş za-
man' dediğımiz tabil bizim zamanımız demek-
tir. Çocukluk, gençlik, aşk ve bizde devam e-
den bir hayat akidesidir. Ona mazi şairi dediği-
miz zaman bu zamanın şairi oluyor."
"TürkOcağı Hatralan" yazı dizısi de aralann-
da olmak ûzere, pek çok yazısı dergilerde, ga-
zetelerde kalmış Hisar'ın toplu esennin eleştirel
bir basımının hâlâ gerçekleştirilmemiş olması
şaşırtıcı ve üzücüdür.
Tokvimde tz Bırakan:
"Yoksa, mevsimlerden bir eski bahar olacak
da, önce durup kapının ikiyanındaki ikiz ağaç-
lann yeni açmış leylak kokulannı mı koklamak
isteyeceğım?"23ya Osman Saba, "Ev", 1957.
HayaletCasper'ınseslöldü
• VANCOUVER (AA) - Çizgi film kahramaru
"Sevimli Hayalet Casper"ı seslendiren sanatçı
Norma MacMillan, kalp krizi geçirerek 79
yaşmda öldü. Casper dışmda birçok animasyon
karakterini seslendiren MacMillan'ın eşi
Thor Aragrim, eşinin 47 yıldır kalp rahatsızlığı
çektiğini belirtti. Kariyerine sahne sanatçısı
olarak başlayan MacMillan, yapımcı Arngrim
ile taruşarak evlendikten sonra 1950'li yıllarda
New York'a taşındı. New York'ta Paramount
Famous Stüdyolan'nda Casper'ı seslendiren
MacMillan ile Arngrim çiftinin 2 çocuğu
bulunuyor.
KÜLTÜR
KÂMtL MÂSÂRÂC
v