Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Ittial içki
ucudugu
Dış ticaret uzmanı
Oktay Kami,
bayramda Izmir'de
dağrtım
plansızlığından ya da
başka nedenlerte
aradığı birçok yerde
rakı bulamamış...
Fakat istemediği
kadar viski varmış
piyasada... Hem de
ithal 70'lik Iskoç
viskinin fiyat 2 milyon
300 bin lira... 35'lik
Yeni Rakı fiyatına...
Oktay Kami,
"Avustralya hariç
dünyanın birçok
yerinde yaşamış ve
çalışmış biri olarak
söylüyorum ki yerli
içki ithal içkiden
pahalı satlmaz,
satılamaz" dedikten
sonra Türkiye'yi
yöneten hepsi
birbirinden milliyetçi
ve vatansever
bakanlara ama
aralanndan en çok da
TEKEL'e bakan
ANAP'lı Devlet
Bakanı Rüştü
Kâzım Yücelen'e
birkaç soru
yöneltiyon "Dolaylı
vergiler sadece yerli
içki ve sigaradan mı
alınıyor ve böylece
acaba, sigarada
olduğu gibi içkide de
yabancı marka
alışkanlığı yaratlmak
isteniyor? Bu durumun
sonunda yerli ham
madde üreticisinin
sonu ne olacak?"
Etektronftposta: derazsom0cumhiiriyetcofn.tr Te): 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Olimpiyat stadının attında
mağara varmış...
"Biz de mağara sporlan
olimpivatı vapanzl"
nkara'da Bahçelievler Ulubatlı Hasan ll-
köğretim Okulu'nda 3/A sınıfına, Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın norm kadro uygulama-
sıyla, yaklaşık on yıldır sınıf öğretmenliği gö-
revi verilmemiş bir öğretmen; SaHha Günaydın Duy-
dukoğlu atanıyor... Kısa bir süre sonra minik öğren-
ciler, ögretmenin "dayak", "küfür" ve "tehdiTlerini
velilerine yansıtmaya başlıyor.
43 kişilik sınıfın tüm velileri şikâyetçi oluyor; Milli
Eğitim'e bir dilekçe veriliyor; müfettiş geliyor...
Soruşturma gizli olmakla birlikte veliîer, Duydukoğ-
lu hakkında "öğretmenlik yapamaz" yolunda bir ra-
por çıktığını, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostanct-
oğlu'nun da konudan bilgi sahibi olduğunu ve öğ-
retmenin görevden alınmasının an meselesi olduğu-
nu öğreniyor... Fakat, sınıftan "Bakın, size daha ne-
leryapacağım" yolunda gelen haberler, duyumlann
gerçekle bağdaşmadığını gösteriyor; öğrencilerin
anlatımıyla öğretmen "eylerrflerine devam ediyor...
YahyaGür
Veliler, Ankara Valisi Yahya Gür'ie görüşmek isti-
yor; başaramıyor. Bir velinin yakını olan Ankara Üni-
versitesi Tıp Fakültesi Kalp Merkezi öğretim üyele-
rinden Prof. Dr. Metin Özenci, konuyu belirtmeden
validen randevu alıyor.
önceki gün, sınıfı temşilen 11 veli vilayetin kapı-
sına gidiyor ve Prof. Dr. Özenci'yle buluşuyor.
Vali Gür, velileri görünce "Ben size randevu ver-
medim" diyerek gürlüyor ama Prof. Dr. Özenci'yle
birlikte makamına almak durumunda kalıyor.
Prof. Dr. Özenci, konuyu kısaca anlattıktan sonra
sözü velilere bırakıyor. Vali, velileri öğretmene karşı
yargısız infaz yapmakla suçluyor, azarlıyor, dövmek-
ten beter ediyor... Ne ki, çocuğunu başka bir okula
naklettiğini söyleyen veliye "Daha ne istiyorsun, ço-
cuğunu kurtarmışsın" diyerek farkında olmadan şi-
kâyetlerin haklılığını da kabul etmiş oluyor...
Vali Yahya Gür, bir ara Prof. Dr. Ozenci'ye dönüp,
"Siz Nusret Aras'ın profesörü müsünüz" diyerek san-
ki Ankara Üniversitesi Rektörü ile tanışıklığını vur-
gulayıp Ozenci'ye gözdağı vermek istiyor. özen-
ci'nin yanıtı "Hayır, ben Türkiye Cumhuriyeti Anka-
ra Üniversitesi'nin profesörüyüm" oluyor ve görüş-
me onbeş dakikada bitiyor.
Prof. Dr. Metin Özenci, anlıyor ki siyasilere sırtını
dayayan kamu yöneticileri "vatandaşı sindir, korkut,
kovala gitsin" politikası uyguluyor... Veliler de anlı-
yor ki, iddia edildiği gibi Devlet Bakanı Hüsamet-
tin Özkan'ın adını kullanan bir sekreter hanımın, on
yıldır görev verilmemiş bir ögretmenin özel olarak
kollanmasını isteyen telefonu müfettiş raporunun
üstüne çıkmış olabilir!
Vali Gür, bize de gürlemeye kalkışmadan önce
müfettiş raporunu bir açıklasın da görelim!
SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatb
erdincutktı(§yahoo.com
Ydın en iyi krizi oskannı yıne biz alacağız!
Sadrazama hakaret etmenin cezası
Fıkra Durali Akbaş'tan:
Vakti zamanında memleketin birin-
de işsizlikten, parasızlıktan bunalan bir
adam eline geçen bir kanun kitabını
okurken sadrazama hakaret etmenin
6 ay hapis cezası olduğunu öğren-
miş... Hem kendisini yoksulluğa mah-
kûm eden kişiden hırsını almak hem
de kışı hapiste rahat geçirmek umu-
duyla, sadrazamın yolunu gözlemeye
başlamış... Bir gün sadrazam, adamın
memleketine gelmiş... Yol boyu dizi-
lip sadrazamı alkışlayan halkın ara-
sından sıynlıp bağırmaya başlamış:
- Bunak herif, yalancı adam!
Askerier adamı altı okka yapıp gö-
türmüşler... Ertesi gün kadının karşı-
sınaçıkartmışlar... Şahitlerdinlenmiş...
Bütün şahitler adamın, sadrazama
"bunak" ve "yalancı" diye bağırdığını
anlatmış... Kadı, adamdan savunma-
sını istemiş... Adam, "Bütün söyte-
nenlerdoğrudur kadı efendi" demiş...
Kadı, karannı açıklamış:
- 20 yıl 6 ay hapis cezası!
Adam donakalmış... Gözleri
kararmış... Sendelemiş... Bayıl-
mak üzereyken ayılmış:
- Cezama itiraz ediyorum kadı efen-
di... Elimdeki kanun kitabının şu mad-
desinde sadrazama hakaret etmenin
cezası ay hapis yazıyor... Verdiğiniz ce-
zada bir yanlışlık olmalı...
Kadı, acıyan gözlerle adama bak-
mış:
- Haklısın oğlum... Sadrazama ha-
karet 6 ay hapistir fakat devlet sırnnı
açıklamanın cezası da 20 senedir!
Ben Utanıyorum Ya Siz?
UĞUR CANKOÇAK
Sosyalistler, komünistler,
kendilerine sosyalist / komü-
nist diyenler, devrimciler, alt-
mışsekizliler, yetmişsekizliler,
Kuvayı Milliyeciler, Kemalist-
ler sözüm sizedir. Ben utanı-
yorum, ya siz?
Amerika'dan bir adam yol-
landı, geldi, ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı otdu. Baş-
bakan'la birlikte kameralann
karşısına çıktı, yüzünde Clin-
tonvari şefkatli bir gülücük...
Daha Devlet Bakanı oldu-
ğu ilan edilmeden önce TVIer-
den birine röportaj verdi, uzun
uzun küreselleşmeyi anlattı,
senmayenin nasıl hareketlen-
diğinden söz etti ve ekledi,
"Bütün bu oluşumlarla birlik-
te ulus-devlet olurmu? Bu bü-
yük bir çelişkidir."
Doğrusu adam dürüst. Da-
hası çok cesur. Ayağının tozuy-
la, daha görevi bile açıklanma-
dan, ulus - devleti ortadan kal-
dırmak gerektiğini söylüyor.
Amerika'dan bu görevle gel-
diğini açık seçik ilan ediyor.
Buna benzer bir lafı bir sos-
yalist söylemeye kalksaydı,
Türk Ceza Kanunu'nun 146/1.
maddesindeki "... Anayasayı
tebdil, tağyir... etmekten..."
derhal tutuklanıp idam iste-
miyle Ftipindebirhücreyetı-
kılırdı.
Niye mi? Çünkü Türkiye
Cumhuriyeti bir ulus-devlet-
tir. Onu yıkmaya kalkışmak da
suçtur. Cezası da idamdır.
"Efendim ben bilimsel ola-
rak söyledim" derseniz, o za-
man da Terörle Mücadele Ya-
sası var.
Var olmasına her türlü yasa-
nız, hertüriümaddenizvarda
bunlar Amerika'dan gelen ada-
ma işlemiyor. Işlemiyor ne ke-
lime adam baştacı yapılıp, ola-
ğanüstü yetkilerle donatılmış
Devlet Bakanı oluyor.
Amerika'dan gelen adamın
görevi belli. Türkiye Cumhu-
riyeti'nin bilmem kaç milyar
dolara uiaşmış olan dış borç-
larını (siz bunu ABD'ye olan
borçlar diye de okuyabilirsiniz)
tahsil etmek. Yani bunlan top-
layıp alınan yere geri vermek.
Bunun için de elde kalan ne
varsa (enerji üretimi, haber-
leşme, madenler, silah sana-
yii dahil) Yabancı şirketlere sa-
tılacak. Köylü, çokuluslu şir-
ketlerin boğaz tokluğuna (ba-
zı yıllarda da açlığına) çalışan
işçileri olacak. Işçilerin yansı
işsiz olacak, kalanı ayda 100
dolann attında hiçbir güvence-
si olmadan çalışacak.
1917- 1918yıllanndaOs-
manlı Imparatorluğu'nda Dü-
yun-u Umumiye varmış. Os-
manh'nın borçlarını tahsil et-
mek için, tebasının vermesi
gereken vergileri Osmanlı adı-
natoplar, Ingiliz, Fransız ban-
kalanna yatınrmış. O yıllarda
"Ingiliz Muhipler Cemiyeti,
Mandacılar falan gibi kökü dı-
şanda örgütler" varmış. Damat
Ferit Paşa sadrazammış. Da-
mat Ferit'e benzeyen başka
sadrazamlar da varmış. Ama
ben Ingiltere'den ya da Fran-
sa'dan yollanmış nazır var mı
bilmiyorum. Onu bilse bilse
Mete Tunçay bilir.
Sonra "gün gelmiş günler
gelmiş..." bu topraklarda Kur-
tuluş Savaşı verilmiş, ümmet
olmaktan kurtulup ulus olmu-
şuz. Ve bağımsız bir ulus -
devlet kurmuşuz, adına da
Türkiye Cumhuriyeti demişiz.
O zamanlarda da gelişmiş
kapitalist ülkeler varmış, bü-
yük şirketler, tröstler varmış,
dış ticaret varmış, borç varmış,
alacak varmış, bankalar var-
mış. Türkiye Cumhuriyeti'nin
Osmanlı'dan devraldığı borç-
lar da varmış. Ama kapitülas-
yonlar yokmuş.
Şimdi IMF var, Dünya Ban-
kası var. Türkiye Cumhuriyeti
dünyada dış borcu en çok olan
10ülkeden biri.
Sade basın sektöründe iş-
siz sayısı, 2000'i çoktan aştı.
İşsiz sayısı her geçen gün ar-
tıyor. Gerçek ücretler hızla dü-
şüyor. Sendikalann etkisi ne-
redeyse srfıriandı. Sosyal hak-
lar teker teker kaybedildi.
SSK'yi de Amerika'dan gelen
adam, herhalde bir Amerikan
sigorta şirketine devredecek.
Köylü borç batağında. Tanm-
sal girdilere ödediği para, ürün-
den aldığından fazla. Esnaf
kan ağlıyor. Sanayicilerin ka-
zancı üretim, üretimden de-
ğil, faizden.
Türkiye emek - sermaye çe-
lişkisinin adeta laboratuvan
halinde. Her şey kör kör gö-
züm parmağına. Bizim sos-
yalistlerimiz Sovyetler Birii-
ği'ndeki rejimin çöküşünün
şaşkınlığını hâlâ üzerierinden
atamamış, post-modern rüz-
gâriarın etkisinde "Atatürk'e
en çok küfreden en hızlı sos-
yalisttir" yanşındalar. Günah-
lannı almayayım, bir de etnik
sorunlarla, cemaat sorunla-
rıyla meşguller.
Memleketteki yangın, emek-
çilerin haii onların ilgi alanı dı-
şında. Sanıyorum meyhanede
bile "Ne olacak bu memleke-
tin haii" demiyorlar artık.
Amerika'dan gelen adam
rahat, son derece nazik, ar-
kasında medya ordusu(!), ora-
dan oraya gidiyor, ağlannı hız-
la örüyor.
Yurtseverier, işçiler, emekçi-
ler, köylüler, profesörler, do-
çentler, bilim insanlan biz bir
zamanlar bir şeyler yapardık.
Hatırlıyor musunuz?
HAYVANLAR ISMAÎL GÜLGEÇ
6A^oH
igulgec@yahoo.com
.S£*U
IÎ1İS (ı
KİM KtME DÜM DÜMA» BBtıtç AK 1yehicak@turtt.net
ÇtZGtLtK KÂMİL MASARACI
C?
HARBİ SEMtH POROY semihporoy@yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN lSMart
SEVGİ VE İLGİ LÖSEMİLİ
ÇOCUKLARIMIZIN DA HAKKI!
LÖSEV
Şekerbank G.O.P. Şb. No: 3266666-7 Ank.
Teiefon: 0 312 447 06 60, Faks: 0 312 447 68 33
AYAS PASA -AYASmSA
1S34'DA 8UGÜN, AYAS PAÇA,
SULTAH SÜLEYMAN TARAPMDAN SAP-
&AZ4M OIARAK ATT*Nl>l EKIPERUN'DA
YETİŞTlRlLetJ AYAS PAŞA, YAVUZ. SUtTAN
VAÇl'MA,SOtJRA Û4_ MtSlR SB/=EKİM£
KATtLM/fTi. MCMUÜK HUKJJMDAKI TO-
MAfJBAY't BİZ2AT YAKALIYAKAK SÜ-
YÛK BESENI TOPLAYAN YİfJBOPUK.
SULTAKI SÛLBYMAA/'tH TAHTA CKIflK
OAN SOMSA AMAPOLU 8£YL£K8£Y/
OLMÜŞ, ÜOOOS'UN ££THiAf&£, MO-
UAÇ SAVAÇI'NPA, y/YAAJA KUŞAr-
IVtASl'NPA BULUNLHJfVU.
ÜNUJ S4DGAZAM MAKSüL /&&*•
HİM PAfA, FMPİfAtifA/ eM&İYLS
İDAM EDİÜMCe, AYAS PAŞA
BU G<5&£l/£ ATnMMIŞTt. UÇ
YIL SOUKA VEgA&AM ĞLBhje
OeSiN SAPBAZAM fiALACAfC-
T7R.
AYAS PAŞA, EYÜPSULTnu'OA 60-
MÛL£CEK, PAHA &ONKA BU&A-
YA MİMAR SİUAAJ ÇAFtA
PAN Bm rûese
TTK. (
ÎLERK.İ ,
»KSfM İLE FTNOfiO-f AKAStN-
OA KALAfJ SeUTS, SACXZA2A-
ANISI İÇtU TfYASPAŞA* API
*İUSC£ICTH*
DÜZ ÇİZGİ
UMtT ZİLELÎ
'Yeni Düyunu Umumiye
Programı!./
Trajediye bakın...
Haftalardır, Dünya Bankasf ndan emekli "biyonik
adam" önderliğinde, kredisiveyaptınmlanABD'den,
denetimi IMF'den yeni bir bunalım programı hazıria-
nıyor!..
Kapalı kapılar ardında, yeni patronun sıkıştığında
"Bırakır giderim ha!.." tehditleri, iktidar ortaklannın
IMF'den gelen yeni ve de "çok ağır" talimatlann si-
yasi faturasını hesaplama, bu arada kamu bankala-
nnın ölüsünü bile kaptırmama gayretleri arasında ha-
zırlanan, aslında süper bakan tarafından dikte edilen
programın taslağı medyaya sız(dırıl)dı!..
Ülkeyi yönetenler çok akıllı, çok kumaz olduklann-
dan önce günlerdir "yeni" olarak lanse edilen prog-
ramın taslağını koydular kamuoyunun önüne... Ba-
kacaklar, tepkilerin yoğunluğunu hesaplayacaklar,
programda yer alan "acı önlemlerte" ilgili cümleleri ye-
ni baştan düzenleyip, aslında Amerika'da çok önce-
den ana hatlan belirlenmiş olan "yeniprogramı" hal-
kımıza afiyetle yedirecekleıi..
- Yeni programda neler var?..
Öncelikle, bir türlü peşkeş çekilemeyen, pardon
özelleştirilemeyen kurumlann bir an önce elden çıka-
nlması var!.. Anayasaya aykırı olmasına karşın tele-
kom'un yüzde 51 'inin toptan satışı, Tekel'in veTHY'nin
özelleştirilmesi, enerji alanındaki engellerin ortadan
kaldırılması var...
Sonra, akaryakıttan elektriğe sürekli zam var... Bu
yetmeyeceği gibi akaryakrt tüketim vergisinde yüz-
de 50'ye yakın artış var... Tanmın köküne kibrit suyu
ekecek yeni önlemler var. Enflasyon hedefinde en az
yüzde 25'lik artış var... Memura bir parmak bal nite-
liğinde maaş artışı, kamu işçisinin ise çanına ot tıka-
mak var...
Bu programın neresi yeni Allah aşkına?!. Eğer ka-
mu bankalannın tek çatı attında toplanması yenilik di-
ye sunuluyorsa, bu konuda IMF'ye daha önce sunu-
lan niyet mektuplanna göz atmak yeterli!.. Burada ye-
nilik, olsaolsa hükümetteki IMF temsilcisine, "Bude-
fa vehlen emirlen vallahi billahi eksiksiz olarak uygu-
layacağız" sözüdür!..
Zaten Mesut Yılmaz, pazartesi günü açıklanacak
yeni programın eksiksiz uygulanması durumunda 15
milyar dolarlık dış kaynağın geleceğini müjdejedi!.. Ip-
leri IMF'nin elinde, içerideki patronu ABD'nin dayat-
masıyla dümene geçmiş, para kaynaklan da ABD'nin
ağır koşullu oluruna bağlı, işçisinden sanayicisine ka-
dar toplumun rantçılar dışında hemen tüm kesimle-
rince reddedilen bu "çokyeni" programın adı da şöy-
le:
- Ulusal ProgramL
Insanda biraz utanma, sıkılma olur... Bu programın
adı aslında, Kemai Derviş Türkiye topraklanna adım
attığı anda belli olmuştu:
- Yeni Düyunu Umumiye Programı!..
Kuşatma
Biz içeride Amerikan patentli "Ulusal Program"
ucubesi ile boğuşurken dışanda kuşatma tüm hızıy-
lasürüyor...
- Ermeni kuşatmasından söz ediyorum!..
Art arda yasanan üç gelişme, Batılı dostlanmızın ül-
kemız ve gelecegi hakkında ne niyetler beslediğini gös-
termesi açısından çok önemli. Satırbaşlanyla baka-
lım:
1- Ermenıstan Insan Haklan Komisyonu Başkanı*
Paruir Hayrikyan, 1921 yılında imzalanan KarsAnt-
laşması'nın iptalini, Türkiye sınırlan ıçindeki Kars ve
Ardahan ile Azerbaycan sınırian içindeki Nahçıvan'ın
Ermenistan'a iadesini istedi!.. Hayrikyan'ın "KarsAnt-
laşması"n\n iptali kampanyası özellikle ABD'deki Er-
meniler tarafından sevinçle karşılandı. Aynca 16 Mart
günü Erivan'da "Topraklanmızı geri verin" mıtingi dü-
zenleniyor...
2- ABD'nin Neyv Mexico Eyaleti Temsilciler Mecli-
si, 24 Nisan gününü "Ermeni Soykınmını Anma Gü-
nü" olarak resmen kabul etti. Böylelikle Amerika Bir-
leşik Devletleri'ni oluşturan 52 eyaletten 25'inde "Er-
meni Soykınmı Günü" yasalaşmış oldu. Diğer eyalet-
lerdeki Ermeni lobilerinin çaJışmalan da süruyor...
3- Isviçre Pariamentosu'nun alt kanadı Ulusal Mec-
lis, önceki gün "Ermenisoykınmıyasası"r\\ 70'e 73 gi-
bi kıl payı bir farkla reddetti.
Fransa Pariamentosu, Ermeni soykınmı yasasını
kabul ettiğinde, "Canım ne olacak, istedikleh sade-
ce bir özür" diyenler, Sevr'de "Soykınm Anıtı" dikil-
diğinde sesini çıkarmayanlar şimdi ne diyecek, ne ya-
zacaklar çok merak ediyorum!..
Hadi Uluengin, dünkü Hürriyet'te "Toprak Verilmez,
Alınır" başlıklı yazısında Hayrikyan'a veryansın edip
"Şimdibizim 'Sevrsendromu' hastalanmızbunun ûs-
tüne mal bulmuş Mağribi gibi atlayacak, bu da yapı-
lırmı" diyordu!.. Adam sanki Ermenistan Devlet Baş-
kanlığı bünyesinde üst düzey görevli değil de herhan-
gi biri!..
- Batılının gözlüğü ile demek öyle görünüyoıi.. .
Eposta: uzile)i(a ixir.com
Faks:(0 212)287 4241)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Kasidelere
övgü bölümüne
geçişi sağlayan
beyit. 2/ Zihin 3
ve bedence or-
taya konan ça-
ba... Asıksurat- 5
lı.3/Katkatdi- g
zilmiş hamur
şeritlerinden 7
oluşan, Italyan 8
mutfağına özgü »
yemek.
1 2 3
bir
4/ Namzet... Tümör. 5/
Magnezyum elementi-
ninsimgesi.-.Erdença- 2
vuşa kadar olan asker- o
lere verilen ad. 6/ Bu-
dala... Eski dilde göz. II
Sıcağa ve soğuğa karşı
dayanıklılığı kükürtle
artınlmış kauçuk... Aşk
ateşi. 8/Buğdaytanesi- 8
nin olgunlaşmış içi... 9
Yurdumuzun bir bölgesi. ,
yük ün kazanmış sinema ya da müzik sanatçısı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Koyun yatagı. II Bir işi yerine getirme... Kimsesiz,
başıboş çocuk. 3/ Bir tür pembe elmas... Parlaklığı ge-
çici olarak artarak patlayan yıldız. 4/ Bır işi yapıp yap-
mamaya karar verme gücü... Duvar içinde bırakılan oyuk
bölüm. 5/ Hayvanlara yedirilen bir çayır bitkisi. 6/ Ce-
hennemde bulunduğuna inanılan bir kuyu. II Altından
sopa gösterilir... Tantal elementinin simgesi... Bir gı-
da maddesi. 8/ Derviş selamı... Bedene egemen olma
yoluyla ruhsal yaşama da egemen olunabileceğine ina-
nan Hint çileciliği. 9/ Ayaklar üzerine kurulan ve ta-
hıl, fındık gibi ürünleri saklamaya yarayan, Doğu Ka-
radeniz yöresine özgü bir yapı.
I