Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
BIRKITAP
CüneytArcayürek, 'EtekliDemokrasVkitabındayakın tarihinperdearkasına ışıktutuyor
Demirel12Eyliil'ü biliyorduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Gazetemiz yazan Cüneyt Arcayü-
rek'in yakın tarihe ışık tuttuğu "Bü-
yükiere Masaüar KüçükJere Gerçek-
ler" dızısmin 5. kıtabı "EtekliDemok-
nsP Bilgi Yayınevi tarafindan ya-
yımlandı. Arcayürek kitabında, belge
ve tanıklıklanyla Süleyman Detni-
rel'in Çankaya Köşkü'ne çıkışının ar-
duıdan DYP'de yaşanan genel baş-
kanlık yanşının perde arkasmı açık-
hyor. Dönemin önemli politikacı ve
deviet adamlanyla yapılan görüşme-
lere aynnülanyla yer verdiği kitabın-
da Arcayürek, "dağdakilere a P çı-
karmaya hazırlanan DYP-SHP hükiü-
meti ıle Cumhurbaşkanı'nın 33 enn
şehit edilmesinın ardından yaşadıkla-
rmı, yaşayanlann ağzından anlatıyor.
"Etekli DemokrasTden dikkat çeki-
ci bazı bölümler şöyle:
Coşkun Kırca'nın 1998 yılının ha-
ziran ayı sonlannda Ankara Sheraton
Oteli'nde bana anlattıklan zaman tü-
nelinden birdenbire karşıma çıkıver-
di. Olaylann göbeğinde yaşamış, si-
vil askeryönetici kadrolannın doruk-
lannda dolaşmış bir insan Kırca...
12 Eylül darbesinden, önceden ha-
beri olmadığını sürekli söyleyen, bu
tûrden tanıklı söylemleri yadsıyan
Demirel'i doğrulamıyor. Coşkun Kır-
ca anlattı. "Beni BM Daimi TemsiJci-
Bği'DeataA Demirelhükümeti. 1 Tem-
muz 1980'de New Vbrk'ta göreve baş-
ladım. Ancak Ağustos 1980'de İstan-
Cüneyt Arcayürek
Sıvas katliamına ilişkin diyaloglar-
S. Demirel - Facia. Haberim oldu. Akşama kadar takip ettim olayı.
Oteli yakmışlar, içindeki adamlar da yanmış, ölen 37.
4 Temmuz 1993
S.Demirel: Her zaman lazım olacak olan devleti bence basit bir
meselede, bir mün ferit meselede yerden yere vurmanın manası
yok ki.. Yann başka bir yerde, başka bir olayda yine lazım deviet.
- Bakalım olaylar nasıl gelişecek?
S. Demirel: Bunlar yavaş yavaş durulur, kaybolur gider canım.
Hangi mesele kaybolup gitmedi ki?
bui'da kızun evlenecekti, Ldn aldnn ve
gektim.kanbul'a 18Ağustos 1980gü-
nfi indiın. O gûn bana Deniz Kuvvet-
leri Komutanı Bülend Ulusu'dan bir
haber iköiler. Mutiaka Ankara'ya
gelmemi. mutiaka görüşmemiz gerek-
tiğini büdiriyordu. Kmmın dfiğünü
19 Ağustos 1980'de yapıldı ve ben 20
Ağustos 1980gûnüAnkara 'yageldim.
Deniz Kuvvetieri Komutanlığı'nda
Ulusu ile görüştüm. Bana şöyle dedi:
Bfilemf uiusu'dan uyan
'Biz müdahale etmeye karar ver-
dik. Demirel senin yakın tanıdığın,
dgit söyle kendisine, biryolunu bulup
istifa etsin. Meseia bir dış mesele bu-
larak çekilsin. Darbeye bir kez daha
maruz kalmasın.' OramiraJ'e bunla-
n bana kendisinin söylediğini Demi-
rel'e söyleyip söyleyemeyeceğimi sor-
diuaOIur,dedLOgeceDeınirei1ebD-
hıştumevinde. BenBülendUhısa'nun
bana sövlediklerini aynen aktardnn.
Ben anjaürken elfvie karşı çıkar. ka-
bul eOnez gibi bazı hareketler yapı-
yordu. Bitirdim sözlerimi Başbakan
Demirel oturduğu kotaığun önünde-
Jd masadan östünde çok gizli yazıh
kmran kaph bir şey akü, bana üzatn,
bak şuna şöyfe bir oku, dedL Kırnıızı
kaphdosya sıkryönetim koordinasyon
toplannlannın tutanaklanydı ve bir-
kaçmdakomutanlarBaşbakan Demi-
rel'in terörü ve anarşiyi önlemek için
yapöğı çahşmalardan övgüyle söz eifi-
yordu. Demirel kırmra kaph çok giz-
İi kayıtiı dosyayı geri aldıktan sonra
bu komutanlann hepsini oraya ben ta-
yin ettim dedL Kuvvet komutanhğına
getirdiği için komutanlann kendisine
karşı bir darbeyapmayacaklarmı dö-
şünüyordu. En azmdan bir darbe ge-
lirse ona dokunmayacaklannı sanı-
yordu. Senin konuştuğun Öteki tanı-
düdannmsövlediklerinin doğru ohna-
dığını söylemryorum. Ama ben açık-
ça söyledim, Demirel'e darbe yapa-
caklar. istifa ederekdarbeden kurtul-
manızı istiyoriar diye haber verdim.
DemireTin 12 Eylül darbesinden ha-
berim yok, demesi doğru değU."
Emnlyet savaşları .
Demirel, Arcayürek'e anlatıyor
"Hayri Kozakçıoğlu, Mehmet
Ağar'm tstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nden ahnmasmı bizden istedi. (O
sırada Demirel başbakan) Hayri
Bey'le Necdet Menzir, Ağar'm Istan-
buTdaJrîgörevindeki kimitutıununun
Yazanmız CüneytArcayürek, son kitabında Süleyman Demirerin Cumhurbaşkanı oimasmdan sonra DYP'deyaşanan başkanhk savaşuıı anlatıyor.
hayBflgiçekki okhığumı söylüyoriar-
dL Ağar söyledikierme göre bazı işfe-
ri bir noktaya getiriyor,nedense arka-
sını sonradan bırakryormuş. Bunu
saptanuşlan" Öteden beri kulislerde
basında tartışılan bir konu:
Emnıyetteki savaş. Taa MÎT rapo-
nına kadar yansıyan çekışme.
Derya Sazak'a göre, emniyet için-
deki fıızıp çatışmalan Istanbul aley-
hindeki bilgileri basına Çiller veriyor.
Ağar-a önce suçlama
Demirel'ın görüşû başka: Bilgileri
Ağar sızdınyor.
Demirel başbakanken Mehmet
Ağar Istanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nden Erzurum'a vali atandı. Çok
ıyi anımsıyorum:
Bir kezinde Mehmet Ağar'ı sor-
dum Demirere, adından bile söz edil-
mesini istemeyen bir tavır takındı.
Ağar, Emniyet Genel Müdürlüğu'ne
getirildiğinde bu duygulannı muhafa-
za ediyordu. Fakat sonraki aylarda
bırden havası değışti. Erzurum Vali-
h'ği'ni övuyordu Ağar'ın.
Susurluk olayının patladığı, Meh-
met Ağar "derîn deviet köndeld rolü
ve Oişldleri öne sürülerek suçlandığı''
sıralarda bana "hiçbir şey- bulamaya-
caktar" diyordu Demirel. Bakanlık-
tan istifa ettikten sonra Ağar'ı telefon-
la aradı, geçmiş olsundan sonra sonuç
çıkmayacağıru dokunduran cûmleler-
le Ağar'ı teselli etti.
1998'de DGM'de 2 davada yargıla-
nan Ağar'ın oğlunun nikâhında Ev-
ren'le tanıklık yapmayı kabul etti. Bu
hareketi derin deviet diye anılan orga-
nizmanın başında daha önceki yıllar
Evren'in son yıllarda da Demirerin
bulunduğuna birkanıt olarak gösteril-
di.
Demirel, Kozakçıoğlu olayında
Mehmet Ağar'ın rolünü bir kez daha
aynı gerekçeyle açıkladı: "Ağar'ıgö-
revinden ahnanuzı Hayri Kozakçıoğ-
lu istedi, sana söylemiştim. Ağar'ı va-
ii yapük.Fena da çahşmadL Şimdi Ko-
zakçıoğju'ndan intikam ahyor. Bir
yanda Unal-Ağar, öte yandan Hayri
ile Menzir. Deviet içindeki kaptşma.
Demlrel: Budala çiller
Ben \aMkrkararnamesindeAğaria
kliklerin ağuiığıolmasmıengeUemeye
çahşüm" dedi.
Bir noktada itiraz ettim: "Ama Çffl-
ler'in bürûn bunlardan haberi obna-
ması imkânsE" dedim.
Bu sözüme öyle bir yanıt verdi ki
ÇilJer'le ilgili kanıyı sürdüremedim:
"Çiller budala. Anlamaz bu işleri"
dedi.
Deviet yaşamında -tabii böyle söy-
lemıyordu ama- Başbakanlığın önpla-
na çıkmasını arzulamıyordu. Deviet
denince önce cumhurbaşkanlığmın
akla gelmesini istiyordu. Tabıı kendi-
sinin.
Her hafta hükümetle kimi konular-
da Köşk'te toplantılar yapıyor. 3 kez
başbakanı kabul ediyor, 1 kez Genel-
kurmay başkanı ile konuşuyor. Peki
bunlar etkinliğin kimde olduğunu
göstermiyormu?
Demırel'i takviye edecek öğelerdi
bunlar. "Budala" dediği bir başbakan-
dan bu denli ürkmesine gerek yoktu.
"Kurtuhnakgerekiyor ondan.Kurtu-
lacağız da" dedi. Çiller'e son bir kez
değıniyordu.
ÇağlarJ
lagörü§mder
CArcayürek- Çillerne
obcak?
C Çağlar -Onunla ohnaz,
2-3 ay sonra batınr partiyi.
- Çillerile kocasının kanş-
ürdığı baa şeyter var mı?
- Var abicım, soyuyorlar
Tûrkiye'yi.
-Banlardanbirkaçtanesi-
niöğrensek?
- Adam gitmiş, ABD'de
okullar kurmuş, adam malı
götürüyor.
- Nasal ohıyor bu? Burada
teşvflc 6dan da almış mı?
- Yapıyor abicim. Işi gûcû
var. Istanbul'da Nevzat Ak
diye bir adam var onunla..
Yah komşusu.
-Ne yapıyor? Onıın üzeri-
nemiabyor?
- Onunla. Nevzat bizim de
arkadaşımızdır, tanınm.
- Ne dümendir bu be!
- Ne dürüstü yahu? Herif
iflas etmiş bir adam. Koca-
sı... Yalıda nasıl oturuyor-
sun? Müthiş bir adamdır.
KimdirÖzer? Istanbul Ban-
kası'nda soygun yapmış,
bankayı soymuş yahu?
- Nevzat Ak kimdir. Araş-
tıralım.
- Ama benden duyma..
- YokyafatL
- Patron da tanır onu. Is-
tanbul il yönetim kurulu
üyesiydi, bir ara DYP'de.
8Haziranl993
C. Arcavûrek - Gah'ba
C. Çağlar - Şu anda zor.
Bizimki isterse bu işi bitirir.
Bizimkinifl yapacağı tek şey
var, Cüneyt Abi.
-Evet?
- Diyecek ki, Ismet'le
Köksal'a oturun görünüzün
üsrüne. Yol verecek bana.
Ben ezip geçeceğim. Bütûn
grubu arkarna aJacağım.
Bak seyret gümbürtûyü.
Tansıı Çillerüstiine
24 Mayıs 1993- Demi-
rel'le telefon görüşmesi
C. Arcayürek - Tansu genel
başkanhğa gelebilir mi?
S. Demirel - Laf aramızda
tahmin etmiyorum.
- Bu kadınla işler darma-
dağmohır.
- O delege var ya, çanklı
on defa düşünür.
- Yani deviet işleri gülü-
cükle mülücükie olacak iş
değü, bu ciddi bir iş, oysa bu
kadın neler söylüyor. gülü-
cüklerie falan fîlan uçak ld-
ralamış.
- O yapmaz onu, başkala-
n vardır, yapmıştır.
- O para fîlan vermez de-
ğü mi?
- Birtakım enayiler vardır.
(27 Mayıs 1993-lsmet
SezguTle görûşme.)
- Cindoruk adaytağı öykü-
lerisonaerdi
L Sezgin - Tabii. tabii.
-Sendevam edecek rnisin?
- Evet, edeceğim.
-Bu, Çiller neohır?
- Hiçbir şey blmaz.
(1 Haaran 1993
Demirerie gorûşme)
S. Demirel - Ben bunun
kazanacağım değil, kazan-
maması halinde başına ge-
lecekleri düşünüyorum.
C Arcayürek -Vaflahi be-
yefendi bu kadm kaza eseri
geHrse herkesi birbirme so-
kar.
- Canım onu hallederiz.
- Ben halledemeyeceği-
nizden korkuyorum.
- Vallahı ödümpatlıyor...
Biri bana geliyor, sonra ne
diyecekler diyor. Bana ge-
len adamlara diyeceğim
şey: Kardeşim ben bu işle-
re kanşmıyorum, ama dik-
katli olun. Hepsi o kadar,
iyimi?
33 erinşehitedilmesi
(15 Mayıs 1993 Demi-
rerie görüşme. Dağdaki te-
röristiere af hazırlığı yapı-
lırken 33 erin şehit edüme-
si olayıyla ilgili.)
- Bejefendi nasdsuuz?
- Sağ ol vallahı kardeşim,
bu kadar hayvanlık olurya-
ni. (Erlerin şehit edilmesi
olayıyla ilgili). Ben iki ay
uğraştım. Birtakım adamla-
n ıkna edeyim de şu adam-
larişte ateşkestik mateşkes-
tik, karşıük bulamadık, ce-
vap alamadık demesinler
diye. Yahu biz bunlan adam
saymıyoruz. Bunlar pis
adamkrdır diyemeyiz. On-
lar bir şey yaptı, siz de bir
şey yapın diyenlere karşı.
Çok tatlı bir şe>' hazırİadık.
Adamlara, dağdakine in
kardeşim, seni saracağım
diyor. Yani suçlu olduğunu
ispat edemediğim yerde
adamı suçlamayacağırn di-
yorum. Böyle bir rahatlık
getinneye çalışırken gitti
herif, 30 tane adamı öldür-
dü, iyimi?
-Maaksef.
- Bundan sonra günah
bizden gitti değil mi? As-
kerler gem veriyor yahu.
Adamlan öyleftenledıkki.
Hadi bakalım alm şimdi ce-
vabımzı...
- GaHba bu gece üan edi-
yordunuzvebuiş bitiyordu.
- Evet Bugün biraz evvel
imzalayacaktım. Mükerrer
Resmi Gazete'de çıkacaktL
-Okerteyegehnişti.
- Her şey bitmişti, dûn ge-
tirin bana kararnameyi, im-
zalayaynn, dedim. Bir tek
Doğancan Akynrek yoktu
burada. Sabahleyin ona
gönderdik Istanbul'a. Bu
saatlerde gelecekti, imzala-
yacaktım.
- Bitiyordu iş demek id.
Pekiaskcrkr?
- Çok bozuk, burunlarm-
dan soluyoriar.
-Oniankimsetutamaz.
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Abdülhamid'jn İçtüzüğü
Içtüzük değişikliğı önensının görüşülmesi sürecin-
de çıkan kavga sırasında bir milletvekilinin yaşamı-
nı yftirmesi, demokrasi tarihimizin kara günlerinden
birini daha oluşturdu.
Üçlü iktidann "güç bende, neistersemyapanm"
diye özetlenebilecek sabit fikrinin; ekonomi, hukuk,
laiklik gibi önemli konulardan sonra ulusal egemen-
lik ilkesini de budamaya niyetlendiği anlaşılıyor.
Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan yüzde 10'luk
oy barajını aşarak Meclis'e mılletvekili sokan bir
parti, eğer iktidar ortagı degilse, yasa öneri ve ta-
sanlannın genel kurulda görüşülmesinde ve dola-
yısıyla yasalaşmasında hiçbir katkıda bulunamaya-
cak. Madde üzerinde verılebilecek üç değişiklik
önergesini, geceden sıraya girip başkanhk divanı-
na ulaştıramaması halinde, o partinin milletvekille-
ri laf atma dışında ağızlannı açamayacaklar.
Yalnızca öneri ya da tasannın ilgili komisyonda
görüşülmesi sırasında söz alabilecekler. Orada söy-
ledikleri de havada kalacak. Çünkü komisyonlarda
da üçlü iktidar çoğunlukta.
Içtüzük değişikliğinin gerekçesı de açık. Meclis
çalışmaJannı, dolayısıyla yasa yapım sürecini hızlan-
dırmak.
Iktidarda bulunmak galiba ınsanlara, her zaman
güçlü olduklan sanısını veriyor.
Kendilerinin de bir gün muhaJefete düşecekleri ve
bugün muhalefette olanlann direnişlerini yinelemek
zoaında kalacaklan akıllannın ucuna bile gelmiyor.
Asıl üzücü yan, Atatürk'ün kurduğu, 81 yıllık Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi'ni Abdülhamid'in tahta
oturmak için açmak zorunda kaldığı (19 Mart 1877)
Meclis-i Mebusan'ın hazırladığı dahılı nizamname-
dekine (ıçtüzük) benzer kurallarla çaJıştırmaya kaJ-
kışmak.
• • •
Günlerden 25 Mart 1877 Pazartesi. Beşinci bir-
leşim ve beşına oturum. Gündemde gelen evrak ve
dahiN nizamname var. Reis (Başkan) Ahmet Vefik
Efendi (sonra paşa, 1823-2 Nisan 1891).
Hüdaverdi Efendi (IstanbuO-Bütçe vetahsisa-
ta, menfai mahalliyeye (yerel çıkarlara) aid ka-
nunlar evvelce (önce) encümenlerde dolaşacak-
tr. ûnlarda layıkryla tetkik olunacaktır. Yalnız
heyeti umumiyede (genel kurulda) müzakeresi
bir defa olacaktır. Böyle olmazsa işin arkası alı-
rtamaz. Teşvişi mûcib (kanşıklığa neden) olur. Bel-
ki de fenalık zuhur eder (çıkar).
Sonra mılletvekıllennden bınsı araya gırer, Hersek-
li Ibrahim Efendi (Bosna) söz alırve Reis Efendi gö-
rüşmeleri sonuçlandınr.
Reis - Lâkin şunu da mülahaza etmeti (düşün-
meli) ki kanunlar müzakeratı teshil (görüşmeleri
kolaylaştırma) için yapılmıştır. Hatıra bir fenalık
gelmesin. Bunda kaybedecek vakit olmadığı
için gayetle sürat lazımdır. Biz sene başında iç-
tima edeceğiz (toplanacağız) üç, beş gün zarfın-
da bu gibi işleri yapıp bitiremezsek, deviet me-
murlannı dahi işlerinde tehir ederiz (geciktiririz).
Mademki baş başa verip kanun yapacağız. Bun-
da muradHnız mutiaka şiddet ve sürattir (niyeti-
miz kesinlikle ışı sıkı tutmak ve hızlandırmaktır). (*)
• • •
Sizce üçlü iktidann gündeme getirdiği içtüzük de-
ğişikliğı ile Abdülhamid'in meşrutiyet denemesı dö-
neminin dahılı nızamnamesi arasında mantık açısın-
dan bir fark var mı?
Belki yok ama, gözden kaçmaması gereken
önemli bir nokta var. O zamanın yöneticileri gerek-
çe olarak "deviet memuriarının işlerinin geciktiril-
memesıni" gösterirjermiş. Bugünküler IMF ve Dün-
ya Bankası memuriannın işlerinin geciktirilmemesi-
ni gerekçe yapıyorlar.
Uzun sözün kısası, "Ya göründüğun gibi ol, ya ol-
duğun gibi görün" ilkesini topluca dışladığımızdan
beri işlerimiz bir türlü rast gitmiyor.
(*) Meclis-ı Mebusan 1293/ 1877Zabıt Ceridesi
I Toplayan: Hakkı Tank Us I Vakıt Gazete-Matbaa I
Kütûphane Yayını 1939.
oerinc@cumhuriyet.com.tr.
Süleyman
Demirerin
Sıvas
olaylan
(Sıvas katliamınm ar-
dından aynı gün Demi-
rel'le görüşme.)
S. Demirel-Facia. Ha-
berim oldu. Akşama ka-
dar takip ettim olayı.
Oteli yakmışlar, içinde-
ki adamlar da yanmış,
ölen 37.
4 Temmuz 1993-
Demirel'Ie görüşme
S. Demirel - Her za-
man lazım olacak olan
devleti bence basit bir
meselede, bir münferit
meselede yerden yere
vurmanın manası yok
ki.. Yann başka bir yer-
de, başka bir olayda yi-
ne lazım deviet.
- Bakahm olaylar nasıl
gelişecek?
- Bunlar yavaş yavaş
durulur, kaybolur gider
canım. Hangi mesele
kaybolup gitmedi ki?
- Dün olanlan bitayor
musunuz?
Demirel - Ne oldu ki?
- Bu (Çiller) çıktı kür-
süye, Srvas'ta bir adam
yakalandı, elimizde, ote-
hn sahibiymiş, sigorta-
dan para almak için yak-
n,dedl
- Çok iyi.
-CHaym, (yanan otelin)
geçtiği yeri de biliyorsu-
mız, değil mi?
- Neresi?
-Van!
- (Gülüyor hafiften)
Harika!
- Rezülik efendim.
- Bu medyaya bu ye-
ter. Bırak savunsunlar,
şimdi bakın bir saat, bir
çeyrek konuşmayı dol-
duramıyor. Değişim rüz-
gârlan, arkasından be-
yaz kâğıt, beyaz deftier,
işte 2 binli yıllara taşı-
ma, dünyayla bürünleş-
me gibi her defasında
söylenen klasik laflar.
(Güvenoyu görüşmele-
rinde Çiller'in konuşma-
sıyla ilgili).
-Seyrediyorlardızaten
Bakaıüar Kurulu sırala-
nndan.
- Eserlerini seyretsin-
ler. Bakanlar Kurulu sı-
ralannı doldurmak için
komplo yaptılar. 13 Ha-
ziran kongresini komplo
ıle oraya çevirdiler.