24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ŞUBAT 2001 SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Bürokpatiap yetersiz değir • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tarım ve Köyışleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, dün Ankara Ticaret Borsası tarafından yaptınlan et kombinasımn açılış töreninde gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Gökalp, ekonomi bürokrasisindeki değişikJiklerle iigili olarak "Bunlar bürokrat arkadaşlann yetersizliği olarak yorumlanmasın. Onlar görevlerini hassas bir şekılde yerine getirmeye çalışıyorlar" dedi Gazeteciye saJdırı • İSKENDERUN (Cumhuriyet)- Iskenderun'da haftalık olarak yayıırüanan Son Haber Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Hamit Saçar, önceki gün akşam saatlennde bürosunda saldınya uğradı. Saldırganların Ayhan Kara, Erkan ÇağlarileFatihDüldül olduğu belirlenirken bu kişilerin yakalanması için çalışmaların sürdürüldüğü açıklandı. Aldığı darbelerle elmacık ve burun kemiği kınlan Saçar'ın Jtedavisi evinde sürdürûlüyor. Tütün başfiyatı memnun etmedi • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Tekel Genel Müdürlüğü tarafindan Ege Ekıci Tütün Piyasası'nda açıklanan 2 milyon 200 bın lıralık başfiyat, ihracatçıyı da, üreticiyi de memnun etmedi. Ege Tütün Ihracatçılan Birliği Başkanı Mahmut Özgener. açıklanan fiyatın kendi malıyetleri dıkkate alındığında yüksek olduğunu belirtirken Manisa ve Muğla ziraat odalan başkanlan, çok düşük bulduklan başfıyatın 3 miryon liranın üzerinde olmasını beklediklerinı söylediler. Yazar Mehmed Uzun'a dava • tstanbul Haber Servisi - Yazar Mehmed Uzun'un Gendaş Kültür'ce yayımlanan "Aşk Gibi Aydınlık, Ölüm Gibi Karanhk" adlı romanı ile "Nar Çiçekleri" adlı deneme kitabı hakkında Istanbul DGM tarafindan dava açıldı. Uzun ve kitaplann yayımcısı Hasan Toprak "yasadışı silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan yargılanacaklar. 133 işçinin iş afcdi askıya alındı • DİDİM (AA)- Aydın'ın Didim ilçesinde, belediyede çalışan 133 işçinin iş akdi, ekonomik kriz nedeniyle geçici olarak askıya alındı. Didim Belediye Başkanı Ünal Boztürk, ışçilerin işine son vermediklerini, ancak geçici bir süre iş akitlerini askıya aldıklannı ifade ederek ekonomik iyileşmeden sonra işçilerin yeniden işlerine dönebileceklerini ifade etti. -Jm Kabine değişikliği isteyen Mesut Yılmaz'a Başbakan Ecevit karşı çıktı: Revîzyon başarısızlıkbrANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet ortaklan, kabine revizyonu- nu "şhndttik'' rafa kaldırdı. Geçen haf- ta sonu gerçekleştirilen liderler zirve- sinde ANAP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı MesutYümaz'ın gün- deme getirdiği "kabine veprotokol re- vizyonu'' önerisine Başbakan Büknt Ecevit'in, "Kabinede revizyon, bakan arkadaşlarunızm başansızhğı olarak yonunlanır " gerekçesiyle karşı çıktı- ğı öğrenildi. MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçe- B'nin de sınırlı bir kabine değişikliği- nin, hükümet ortağı partilerde rahat- sızlık yaratacağı endişesini dile getir- mesi üzerine Yılmaz'ın ısrarlı olmadı- ğı bildirildi. MHP çevrelerinde, Çan- kaya ile hükümet arasındaki buzlann Bahçeli'nin başbakanlığı ile eritüebi- leceği dile getirildi. Bahçeli ve Ecevit'in önerisi doğrul- tusunda, ekonomik krizin çözülmesi- ne dönük yeni önlemlerin sonuçlannın beklenmesi konusunda ilke karanna varan hükümet ortaklannın, kabine re- vizyonunu, "ekonomik ve siyasi ger- ginüğin'' aşümasından sonra gerekli görülürse gündemlerine almakonusu- nu değerlendirdikleri vurgıdandı. ANAP lideri Yılmaz'ın, partisinden gelen tepkileri de dikkate alarak ba- kanlık değişimini, "protokol revizyo- nu'' adı altında dile getirdiği zirvede, "Kamuoyunda yoğun baskı var, kabi- nederevizyon beklentisi oluştu" öneri- lerini ifade ettiiği öğrenildi. Bahçe- li'nin de benzer görüşleri dile getir- mesi üzerine, krizin faturasının "bü- rokratiara" çıkanlmasıyla yetinildiği ifade edildi. MHP Grup Başkanveküi Mehmet Şanchr, hükümetin önceliğinin ekono- mide alnıacak önlemler olduğunu be- lirtti. MHP'ye yakmlığıyla bilinen Orta- doğu gazetesinde "Çüaş Yohı" başlı- ğıyla ele alınan başyazıda, "Yapdma- s gereken, hükümetie Cumhurbaşka- nı arasmda uyumusağbyacak bir kom- poasyonoluşturmak. Sâyın Bahçeli bu kompozisyooa uygundur" deruldı. Kutan: Mutlaka gitmeliler FP'den hükümete gensoru hazırlığı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-FP Ge- nel Başkanı Recai Ku- tan, kabine revizyonu yerine ekonomik re- vizyon yapılmasıyla iigili olarak "Ortaya çıkaotabloaçık olarak göstermiştir Id bu hü- kümet mutlaka gftme- Kdir" dedi. Kutan, ya- şanan son ekonomik krizle iigili olarak hü- kümet hakkında bu- gün veya yann genso- ru önergesi verecekle- rini söyledi. FP Başkanlık Diva- nı, Recai Kutan'ın başkanlığında dün toplandı. Genel mer- kezdeki toplantıya ge- lişi sırasında gazeteci- lerin sorulannı yanıt- layan Kutan, 'kabine revizyonu yerine eko- nomik revizyon yapıl- masmı nasıl değerlen- dirdiğinin' sorulması üzerine, "Ortaya çı- kan tablo açık olarak göstermiştir ki bu hü- kümet mutlaka ghme- Bdir" dedi. En azın- dan, kamuoyunun beklediği, özellikle ekonomi yönetiminde ciddi bir değişiklik ya- pılması gerektiğini kaydeden Kutan, Baş- bakan Bülent Ece- vit'in, 'bunu dahi uy- gun buhnadığını' söy- ledi. Kutan, akşam sa- atlerinde Ankara Sa- nayi Odası Başkanı (ASO) Zafer Çağla- yan'ı ziyaretinde yap- tığı konuşmada, hata- lann faturasının 3-5 bürokrahn sırhna yük- lenmemesi gerektiğini belirtti. Kutan, gazete- cilerin sorulan üzeri- ne şunlan kaydetti: "BaşkanhkdivaıUD- da, ülkeyi kaostan çı- karma konusunda ne gibi bir katiada bulu- nabileceğimizi görüş- tük. Ekonomi konu- sunda yann (bugün) veya öbür gün gensoru önergesi vereceğiz.'' ÇİZMEDEN YUKAR1 m.kart@superonline.com.tr MUSAKART TurTUIZACA&Z IMF dayatmalanna karşı çıkan milletvekilleri ve sendikalardan ortak tepki 'Halkla birlikte ulıısal program'• DÎSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, krizin aşılması için üreten kesimlerin ıçinde yer alacağı bir platform oluşturulmasını istedi. MHP'li Hakkı Duran, "IMF'nin otomatik pilot görevi yaptığını, ancak kaptanın uyuduğunu" söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomik bunalım, IMF politikalannın tartışılması ve "yeni bir ulusal program ortaya konmasT görüşlerini öne çıkar- dı. Sendikalann yanı sıra iktidar millet- vekillerı de IMF paketlenne karşı "halk- la birlikte yeni bir program" çağnsında bulunurken MHP'li Hakkı Duran, "IMF'nin otomatik pilot görevi yapüğt- nı, ancak kaptanın uyuduğunu" söyledi. Sendikalar ve siyaset adamlan Türki- ye'nin karşı karşıya kaldığı bunalunda çözüm seçenekleri ve yeni programla ii- gili görüşlerini anlattılar. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ulusal sefer- berlik çağnsmı yineleyerek, üreten tüm kesimlerin içinde yer alacağı bir plat- form oluşturulmasını istedi. Türk-lş Genel Başkan Danışmanı Yıl- DİSKGendBaşkanıÇetebi,ulu- sal program çağnsmı yineledL dmm Koç, yolsuzluk ve haksız kazancın önlenmesini içeren ulusal programın şart olduğunu vurguladı. KESK Genel Başkanı SamiEvren, ya- şanan bunalımın aşılması ve ekonominin canlanması için ücretlerin gerçek enf- lasyon üzerinden yeniden belirlenmesi gerektiğini belirtti. Evren, IMF anlaş- malannın iptal edilmesini önerdi. Hak-tş Genel Başkan Danışmanı Os- man Yıldız da sorunlann aşılması için Ekonomik ve Sosyal Konsey'e işlerlik kazandınlması gerektiğini belirtti. Milletvekillerinin, çözüm seçenekleri ve yeni programla iigili değerlendirme- leri şöyle: Eski Maliye Müsteşan, DYP'li Plan- Bütçe Komisyonu üyesi Kemal Kabataş: Türkiye, yatınmı, üretimi, ihracatı esas alan ve merkezde bu üç unsuru güçlen- diren yeni bir programı gündeme getir- mek zorunda. DSP'li Plan-Bütçe Komisyonu üyesi Ramis Savaş: Son bunalıma da banka- cılık sektörii neden oldu. Kriz anlannda bazı gruplara spekülatif kazanç sağlan- dığı yolundaki dedikodulann önüne geç- mek açısından Merkez Bankası'nın ka- sım 2000'den sonra açık piyasa işlemle- ri yolu ile kullandırdığı TL tutarlan ile döviz satış tutarlannı açıklamasımn ya- rarlı olacağını düşünüyorum. MHP'li Plan-Bütçe Komisyonu üyesi HakkıDuran: Şu anda IMF otomatik pi- lot olarak görülüyor, ekonomi otomatik pilota bağlanmış durumda, ama kaptan uyuyor. DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkm- süt: Bunalımın sorumlusu olan IMF, Türkiye'yi bırakıp kaçtı. Hükümet derhal halkm gerçek temsil- cileriyle masaya oturmalı ve yeni bir programın oluşrurulmasında aktif katkı- lannı almalıdır. DSP Ankara MiDetvekfli UluçGürkan: Türkiye günlük istikrar politikalannı ya- pısal iktisat programlan gibi gören Ozal anlayışından artık kendini kurtarmalıdır. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(5 doruk-nettr Krizin gümbürtüsü içinde gümbürtüye gider mi diye korktuk. Ama gitmedi. Gazete- cilerMeclisi Girişimi'nin (GMG) Ankara çıkarması gönülsüz, üstünkörü de olsa medyada yankı buldu. Haberlerden, ek- ranlardaki görüntülerden, ga- zete okuyup TV izleyenler Tür- kiye'de bir "işsiz bırakılmış ga- zeteciler" olgusuyla tanıştılar. Ülkenin dört bir yanından ha- ber taşıyanlann kendileri ağır, çok ağır bir "işsiz bırakma sal- dınsı" ile karşı karşıyalardı ve bunun "işsiz bırakanların" de- netimindeki gazetelere, ekran- lara aynntısıyla yansıması mümkün değildi; olamıyordu. Ama "inat" karanlığı deldi. İş- siz bırakılmış ve "henüz işsiz bıraklmamış" gazeteciler bir- birirte kenetlenip, ceplerindeki son kuruşlan "otobüs bileti'ne dönuştürüp Ankara'nın yolunu tuttular. Meslektaşlann üstünedökü- len ölü toprağı az da olsa da- ğıldı. Söküğünü dikemeyen terzi örneği, "kan kusup kızılcık şerbeti içtik" demeye ^lışmış medya emekçileri uzun süredir ilk kez seslerini yükselttiler. Ankara'da Çalışma ve Sos- yaJ Güvenlik Bakanı'ndan Ban- Bir Değil, Çok Eksildik kalar Denetleme ve Düzenle- me Üst Kurulu'na, TBMM'de temsil edilen çeşitli partilerin grup yöneticilerine kadar siya- setçiler bu kez habercilere de- meç vermedilen onlann sorun- lannı dinlediler. Gazetecilerin çalışma koşul- lannı düzenleyen bir yasa var 212sayılıyasa. 27 Mayıs 1960'tan hemen sonra çıkanlmış; çıktığı günler- de gazete patronlannın yürü- yüş yapmalanna, boykota kal- kışmalanna filan yol açan, de- mokratik içerikli bir yasa. 0 gün bugün, medya pat- ronlan tarafindan deline deline kevgire dönen 212 sayılı yasa, "gazefec/7//f"yapanlann tümü- nü kapsryor. Kimin gazeteci sa- yılacağını da tanımladığından, aslında çiğnenmesi, kevgire döndürülmesi için bir açık ka- pı da bırakmıyor. Ama medyanın tepelerini tu- tanlann kapı, baca dinledikleri yok. Yasanın açık hükmüne rağmen gazetecilerin büyük çoğunluğu 1475 sayılı İş Yasa- sı kapsamında çalıştınlryor; 212 sayılı yasanın tanımı en dar kapsamda yorumlanarak, se- kiz-on kişilik seçkin bir ekip dı- şındakiler, mesleğin gerektirdi- ği iş ve düşünce güvencesin- den yoksun bırakılıyor. Yukandaki son cümlenin so- nuçlan aslında pek vahim. Ga- zeteci, ancak 212 sayılı yasaya yaslanarak haberi dosdoğru, yorumu bağımsızca üretebilir. 8u yasanın güvencesinden yoksun gazeteci ise meslek geleceği iki dudağının arasın- dakilerin haber ve yorumdaki tercihlerini gözetmek zorunda. Gözetmeyen, birsabah kendi- ni kapı önünde buluveriyor. GMG şemsiyesi altında ke- netlenen medya emekçileri, Ankara'nın siyasetçilerine bu yasayı.anımsatmak için de git- tiler. Hafta sonuydu. Hafta tatili başlaymca yeniden Istanbul'a döndülerve kendilerini "kasım krizi" sonrasında yaşanandan daha şiddetli, daha hoyrat, da- ha acımasız bir "işten çıkarma dalgası"rwn içinde buldular. • • • Gazeteciler Meclisi Girişimi doğarken anlamlı bir slogan- la yola çıkmıştı. Bu örgütlen- meye uzak duran, etkınliklere katılmayan meslektaşlara sesleniliyordu: - Sen yoksan, bir eksiğiz!.. Dünden bu yana yeni ve bir önceki kadar sert bir işten çı- karma dalgası medya emek- çilerinin safiannda kol geziyor. Ankara'ya giden ya da gitme- yip arkadaşlannı uğuriamakla yetinen yüzlerce gazeteci bu- gün işsiz kaldı. Meslektaşlar arasındaki yoğun "e-posta trafiği" durup dinlenmeksizin yürek buran haberler taşıyor. Kışın ayazında, yazın kavu- rucu sıcağında haber taşıyan, taşınan haberieri işleyen, işle- nen haberieri sayfalara yer- leştiren; ülkenin dört bir kö- şesinden olup biteni haber- leştirip yurttaşlann anayasal birhakkını, "haber alma hak- kı"r\\ ete kemiğe büründüren gencecik gazeteciler meslek- lennin daha ilk basamaklann- da iken işsiz kalmanın şama- nnı suratlannda duydular, du- yuyorlar ve... Ve ah evet, du- yacaklar. "Medya amelesi"n\n elin- den başka iş gelmez. Bildik- leri haberciliktir, haberi işle- mektir, haberi yerieştirmektir. Bunu bilirier. Meslekten kopa- rıldıklannda sudan çıkmış ba- lıktan farksız, işsiz ve işlevsiz kalırlar. Yeni patlayan işsizlik dalga- sı ile epey eksildik. Bu yazı bilgisayann tuşlan- nı dövercesine yazılıyorsa; yazılırken "Ne işe yarayacak peki bu yazı" sorusu durma- dan soruluyor ve yanıt bulu- namıyorsa; yanıt bulamama, öfkeyi daha da katmerliyorsa; bu, işsiz kalma acısını sıkça tatmış, epey kapının ipini çe- kip epey kapıdan kovulmuş bir meslek ağabeyleri oiu- şumdandır. Söküğünü dikemeyen ter- zinin beceriksizliğini aşabil- menin yolunu yöntemini bul- mak zorundayız. "Nasıl" diye sormayın. Bilmiyorum. Bildiğim, bulmak zorunda oluşumuzdur... Bu meslek de, gencecik meslektaşlanm da bu duru- mu hak etmediler. Yığınsal işsizliğe yol açan kepazeliğin sorumlusu ise hiç degiller. POLtTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Her şeye karşın yaşam sürüyor... Umutla umutsuzluk bir arada, hüzünle sevinç kol kola... Alışveriş merkezlerindeki kalabalık on gün önce- kinden daha mı fazla? Yüzde yetmişlere varan indirim... "Peşin öde, etiketin yansını öde!" Taksi şoförü, "Işlerdurdu mu" dediğimizde, ba- şını sallayıp yanıt veriyon "Eh, idare ediyoruz!" Bakıyorum fazla konuşmak istemiyor... Üretiminden çok, tüketimi olan bir toplum... Raflarda, ithal malı maden sodasından çikola- taya dek ne ararsanız bulabiliyorsunuz!.. İthal malı vitaminler, kedi mamalan... Insanlar makarnaya, pirince, şekere hücum edi- yor... Istanbul bir dünya kenti... Feneryolu'ndan Dudulkı'ya, Etiler'den Ümrani- ye'ye dek uzanan varsılla yoksulun iç içe yaşadı- ğı biryumak... Hafîften yağmur çiseliyor... Bir başka taksiye biniyorum... Ftadyo, haberieri veriyor... "Lodosa dikkat!.." Neden dikkat?.. Istanbul'da sobalı evler tehlike saçıyor ölüm... Her lodosta, Istanbul varoşlannda bir iki aile ya- şamını yitiriyor... Işin ilginç yanı, bu tür ölümterAnadolu kasaba- lannda değil, Istanbul, Ankara ve tzmir gibi kentte- rin varoşlannda oluyor... Hava da karardı iyice... Eve geliyorum, televizyonu açıyorurn... Yalnızlık yağmura benziyor, bir televizyon kana- lında 'yalnızlık üzerine' bir program... Birden Necati Cumalı, Özdemir Asaf çıkryor karşıma... Dışanda ölgün sokak lambalan... Ünlüler, Diyarbakır'da Gaffar Okkan için futbol oynamışlar... Bir Diyarbakır akşamını düşünüyorum... Bu arada "Gaffar Okkan'ı kimler öldürdü" soru- su geliyoraklıma... Ardından Atilla Josefin dizeleriyle buluşuyo- rum: "Yoksulun karş/sında ûrkûntûden titrerzengin I Yoksul korkudan titrer zenginin karşısında I Çûn- kû aslolan şey korkudur hayatımızda I Ve düzen- bazlık, ama orada yeri yok umudun.' • • • Bizim ünlülerimizin GaffarOkkan'ı unutmamala- n, Gûneydoğu'ya terörün değil banşın, kardeşli- ğin egemen olmasını istemeleri elbet güzel bir şey!.. Diyarbakır Stadyumu'nu dolduran binlerce in- sanın, medyanın ünlüleriyle birkaç saat de olsa bir- likte olmaktan muttulukduymatan da bir gerçek!.. Ama!.. Salt futbolla mı Gûneydoğu'ya banş, kardeşlik ve özgürfük gelecekJ.. Devlet, Gaffar Okkan ve beş polisi kimlerin öl- dürdüğünü saptayamadığı Diyarbakır'da halka gü- ven verebiliyor mu? İşsizlik, açlık!.. Lise mezunu gençlerin doldurduğu kahveler, c- tuz bine yakın seyyar satıcı!.. Hakkâri'den Yüksekova'ya, BitJis'ten Sason'a dek yoksulluğun izleri on yıl, yirmi yıl önce nasılsa bugün de öyle... Sadece Hakkâri'de on bin aile, Sosyal Yardım- laşma ve Oayanışma Fonu'ndan aldıklan kuru er- zakla yaşamlannı sürdürüyor; hastalanan yurttaş- lar Iran'a gidip tedavı oluyor... Hakkâri Devlet Hastanesi'nde 1973 yılında üç doktor vardı, bugün de öyle!.. Zamanın o acımasızlığı, Türkiye'yi yönetenlerin vurdumduymaziığıyla örtüşünce, ortaya hüzün- lü bir fotoğraf çıkıyor... Diyarbakır'daki tetovole şov* televizyon kanal- lannda yayımlanıyor, ama hiç kimse şu soruyu sor- muyor "Gaffar Okkan'ı ve beş polisi hangi güçler kat- lettl? Silopi'de kaybolan Serdar Tanış ile Ebubekir Deniz nerede?" ••• Her şeye karşın yaşam sürüyor... Üretimden çok tüketimi olan birtoplum, Diyar- bakır'dan Istanbul'a dek ayakta kalmaya çalışı- yor... Birgecenin içinde hüznün sisi yoğunlaşırken Ga- latasaray'ın Kocaelispor'a 3-2 yenılmesıne sinir- lenen taraftar, spor yazan Ali Sami AJkış'a polis- lerin yanında saldınrken şöyle dıyebiliyor "Seni delik deşik ederim!.." öfkeli taraftara kimse dokunamıyor!.. Yeni bir haftaya başlıyoruzl.. MGK toplandı, Tahtakate'de döviz piyasası 'dal- galı kur'a alışıyor... Bazı eczanelerde Fransa'dan ithal edilen 'kuduz aşısı' yokmuş!.. Bebeklerin içtiği 'rezene' de bulunmuyormuş!.. "Bir kuduz salgını olursa şapa oturacağtz!" Şapmı? Biz şapa oturmaya alışkın değil miyiz? hikmetcetinkaya@cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhurryel k i t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkava ALACA BİR ÖFKE Ey benim ayduüık günlen bekleyen Türidyem!.. Ey beium ölûme allaş tutao halkjm!. Ey benim şafagm yolunu açan suskun akşamlann hüznÛDÜ yaşam bıçimı sanan insanım!.. Ey benim özgüriüklen Eıbakan Hoca'nın takkesınde arayan romantik aydınun.'.. Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 (34334)Ca9ak)ğlu-lstanbul Te): (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle