Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2001 SAU
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Keşke Yapsalardı
Pazar günkü Milliyet'te "Figaro'nun Kürtdü-
ğünü" başlığıyla yayımlanan dostum Mine Kı-
rıkkanat'ın haberini kahkahayla okudum. Dün
de kimi gazetelerimizdeki, Fas'ın El Said Lima-
nı'ndan kalkan ve cumartesi günü Kuzey Deni-
zi'nde seyreden Panama bandıralı Elpa adlı,
kum gemisine Paris'in alarmı üzerine yapılan
operasyonu da yine gözlerimden yaşlar gelirce-
sine gülerek okudum.
isterseniz, önce Elpa'dan başlayalım:
Fransız yetkililer Elpa gemisinin yine göçmen
taşıdığı paranoyası ile ortalığı birbirine katmış-
lar. AJarmageçirilen Hollandamakamlan, gemi-
yi sahil koruma botlan ve helikopterier aracılı-
ğıyla, Rotterdam Limanı'nın 12 mil açığında dur-
duımuşlar. Bu arada Belçika ve İngiltere de alar-
ma geçmiş.
Ama sonunda geminin kum ve su taşıdığı,
içinde hiçbir göçmen olmadığı çıkmış ortaya.
Olay Fransa'nın paranoyasından doğuyor.
Fransızların tavn, geçenlerde Cote d'Azur kı-
yılannda karaya oturan ve 908 Iraklı Kürt mül-
teciyi taşıyan East Sea gemisini, Türk makam-
lannın yönlendirdiği yolunda polisin ima yollu
açıklamalan ve nihayet Mine'nin haberinde yer
alan, Le Figaro'nun haberi üzerine başlayan pa-
niöin sonucu.
îddialara göre East Sea gemisine, Türk hü-
cum botlan açık denize kadar refakat etmişler.
Le Figaro, bunu bir yönlendirme olarak nite-
liyor.
• - • • •
, Fransızlar şimdi telaşta. lleri sürdükleri sav,
Türkiye'nin Ermeni soykırım tasansı üzerine,
Fransa'ya bu yolla misilleme yaptığı.
Bir polis örgütünün elinde hiçbir inandıncı de-
lil olmadan böyle bir savı ima etmesi, ciddi bir
gazetenin de bu iftiraları haber yapması, acına-
cak olduğu kadar güldürücüdür de.
Dikkatbuyurunuz! MültecilerTürkiye'den de-
ğil Iraktan gidiyorlar.
Şimdi haberi dikkatle okuduğumuzda görü-
yoruz ki iddiaya göre, East Sea gemisi Lazkiye
Limanı'ndan demir aldıktan sonra, Türk hücum-
botlan tarafından izlenmiş. Sonra da bunlarTürk
karasularına girmeyip açık denize yönelince iz-
lemeye son verilmiş.
Izleme olayı doğru da olsa, önemli değil. Türk
makamlan, haklı olarak geminin kendi karasu-
lanna girmesini istememiş, bu yüzden de gemi-
yi, kendi karasulanna girmeyeceği kesinleşin-
ceye kadar takip etmiş olabilirier. Tıpkı Hollan-
dalıların içinde kaçak göçmen olduğu kuşkusu-
na kapıldıkları Panama bandıralı Elpa gemisine
yaptıkları gibi...
Ama herhalde Türk hücüm botlan, taa Cote
d'Azure'e kadar yol göstermediler mülteci ge-
Insan, geçmişte yaşananlan düşündükçe
kendi kendine "Keşke de yapsalardı" diyor.
•••
Unutmayalım 16 Mart 1988 Halepçe olayı
üzerine, Irak'tan Türkiye'ye yüz binleıie ifade
edilen Kürt göçmen geldL
O zamanlar, popülist Özal iktidan, aynı za-
manda oy hesaplanyla büyük bir yanlış yaptı.
Yanlış, bu insanlann alınması değildi. Ama
Türkiye sınır kapılannı açmadan büyükelçilikle-
ri aracılığıyla bütün dünyaya "kendisinin zaten
güç durumda olduğunu, bütün ülkelerin gele-
cek olanlann ne kadannı kabule hazır oldukla-
nnı açıklamasını" istemeliydi.
O yapılmadı ve tıpkı Körfez Savaşt sonrası
göçmenlerinde olduğu gibi, Türkiye bütün ola-
naklannı seferber ederek bu insanlan banndınp
beslemesine karşın bir de Batı basını tarafından
ağır töhmet altına sokuldu.
O zaman bir Fransız diplomat dostumla yap-
tığımıztartışmayı hatırlıyorum. Kendisine, ''Tür-
kiye'nin güç durumda olduğunu, neden daha
büyük olanaklara sahip olan ülkelerin, örneğin
Madam Mitterrand aracılığıyla konuyla ilgile-
nen Fransa 'nın bu insanlann bir bölümüne ku-
cak açmadığını" sorduğumda bin dereden su
getiriyordu.
Sevgili okurlar, o yüz binlerin arasından geliş-
miş Batı ülkeleri tarafından kendi ülkelerine ka-
bul edilenlerin sayısı bini bile bulmamıştı.
Batı, insanseverlik konusunda ders veriyon
Türkiye'den zor durumda olan bu insanlan ka-
bul etmesini istiyor.
Amakendisi kılını bile kıpırdatmıyorya da da-
ha doğrusu, bu bahtsız insanlann kendi toprak-
lanna gelmemesi için elinden geleni yapıyor.
Yakında bu tür gemileri açık denizlerde batır-
dıklan haberi gelirse kimse şaşırmasın!.
Önerge bugün görüsülecek
Hükümet, Aydın
gensorusunda rahat
> ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Genel Kurulu'nda,
FP'nin MHP'li Bayın-
dırlık ve Iskân Bakanı
, Koray Aydın hakkında
| verdiğigensoruönerge-
i sininöngörüşmeleribu-
J gün yapılacak.
r
Görüşmelerde, MHP
ile sık sık çaüşan vepar-
ti içi toplantılarda Ko-
ray Aydın'ı hedef alan
, ANAP, yaşanan ekono-
mik krizi "ürmandır-
mamak" için MHP ile
"zomnludayanışma'va
girecek.
BazıANAPmillerve-
kıllerinin ise geçen ya-
sama yılında, Başbakan
Yardımcısı Mesut Yü-
maz hakkındaki Meclis
soruşturmalannda mu-
halefetle birlikte hare-
ket eden MHP'ye tavır
koyarak oylamalara ka-
tılmayabileceği, ancak
bunun sonucu etkile-
meyeceği ifade ediiiyor.
MHP'li bir bakan
hakkmda ilk kez "gen-
soru" önergesi verilir-
ken ANAP yönetimi,
parti içi toplantılarda,
"partizanlıkyapmakve
yoisuzhıklara göz yutn-
ınakla" suçladığı Koray
Aydın hakkındaki gen-
soru görüşmelerinde ise
"hükümet krizi çıkar-
mama" karan aldı.
ANAP yöneticileri,
gensorunun "sorun-
suz" atlatılacağını dile
getirdiler.
Gerginlik nedeniyle geçen hafta yanm kalan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı tamamlandı
MGKVle uzlaşma ıııesajıANKARA (Cumhuriy€tBûrosu)-Geçen haf-
ta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Baş-
bakan Bûlent Ecevit arasında yaşanan gerginlik
nedeniyle yanda kalan Milli Güvenlik Kurulu
(MGK) toplantısı dün tamamlandı. Toplantıya
katılan sivil ve asker üyelerin geçen hafta yaşa-
nanJara doğrudan değinmeden "uzlaşı'' mesajı
verdikleri MGK toplantısının, "çizgi dışına çık-
madan" tamamlandığı bildirildi. Topiantıda.
Doğu ve Güneydoğu'da bazı illerdeki olağanüs-
tü hal durumunun uzatılması kararlaştınldı. Baş-
bakan Ecevit, toplantının verimli geçtiğini be-
lirterek Türk Uzay Kurumu kurulmasının karar-
laştınldığını söyledi.
Geçen hafta yapılamayan MGK toplantısı dün
tamamlandı. Toplantıya Sezer, Ecevit, Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Krvnkoğ-
ta. kuvvet komutanlan, Jandarma Genel Komu-
tanı Orgeneral Aytaç Yabnan ve üye bakanlarka-
tıldı. Cumhurbaşkanı Sezer ile girdiği tartışma
nedeniyle gerginliği arttırdığı belirtilen Başba-
kan Yardımcısı Özkan ile diğer Başbakan yar-
dınıcılan Devlet Bahçeü ve Mesut Yılmaz da
toplantıya katıldı.
Edinilen bilgilere göre, MGK toplantısmda
geçen hafta yaşanan olaylara değinılmedi. Top-
lantıya katılan bir üyenın "Çizgi dışına çtloima-
dı" dediği, tavırlannın saygı çerçevesinde oldu-
ğu ve iki liderin "banşuğr bildirildi.
Toplantının ılımlı bir havada geçmesinde
ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı
Yılmaz'ın yapnğı konuşmanın etkisi olduğu ifa-
de edildi. Yılmaz'ın, Sezer-Ecevit arasında ya-
şanan bunalıma dogrudan değinmediği, ancak
geçen hafta yaşanan ekonomik bunalıma atıfta
bulunarak "Türkiye olarakABüe çokönemii bir
süredyaşıyoruz. Türkiyeiçin başkaşansyok.Bu
konuda başanh olmak için, uzlaşı için bir arada
cahşmalıyız" mesajını verdiği belirtildi.
Toplantıya katılan diğer üyelerin de yaptıkla-
n kısa konuşmalarda, Türkiye'nin geçmekte ol-
duğu zor dönemde tüm kurumlann koordineli
şekilde çalışmalannın önemine değinildi. Ge-
nelkurmay Başkanı Kıvnkoğlu'nun da bu kap-
samda yaptığı konuşmada, Sezer ve Ecevit'e
"uzlaşma teuaninde* bulunduğu bildirildi.
Toplantının ardından Başbakanlık'a girişinde
sorulan yanıtlayan Ecevit, çok verimli ve yarar-
h bir toplantı olduğunu söyledi. Ecevit, toplan-
ü gündeminin gizli olduğunu belirterek hava-
uzay çalışmalan hakkında bilgı verildiğini, Türk
Uzay Kurumu kurulmasının kararlaştınldığını
dile getirdi. Toplantının ardından yapılan yazı-
lı açıklamada, ülke genelindeki güvenlik ve asa-
yiş dunımu ile bunu etkileyen iç ve dış gelişme-
lerin gözden geçirildiği kaydedildi. Halen 4 il-
de devam eden olağanüstü hal uygulamasının da
değerlendirildiği belirtilen açıklamada. "30
Mart 2001 tarihindengeçerii olmak üzere,Divar-
baJor, Hakkâri, ŞunakveTunceli illerinde bu uy-
golamanm 4 ay daha uzaülması uygun buluna-
rak bu görüşün Bakanlar Kuruluna bildirilme-
ane karar verilmiştir'' denildı.
Açıklamada, Türkiye'nin güverüiğini yakın-
dan ilgilendiren dış politik gelişmeler ile hazır-
hklan süren Ulusal Program'ın güvenlikle ilgi-
li bölümlerinin de gözden geçırildıği kaydedil-
di ve "Türkiye'de hava-uzay çahşmalan konu-
sunda kurula bügi sunulmuş, uza\dan etkin bir
şekilde yararlaıulması bakunından abnması ge-
reken tedbirier üzerinde durulmaşnırr>
ifadesi
kullanıldı.
Satıslar azaldı
Kıbns'ta
döviz
yükseldi
LEFKOŞA(AA)-
Kuzey Kıbns Türk
Cumhuriyeti'nde ABD
Dolan 800 bin TLÜen
ahnırken 950 bin ile 1
milyon 100 bin TL
arasında satılıyor. Mark,
373 bin TUden alınıp
450 bin ile 515 bin TL
arasında değişen
fiyatlardan satılıyor.
KKTC'de en çok
kullanılan yabancı para
olan Ingiliz Sterlini ise 1
milyon 150 bin TDdan
alınırken 1 milyon 300
bin ile 1 milyon 600 bin
TDden satılıyor.
KKTC'de işlem gören
Rum parası "Kıbns
Lirası" da 1 milyon 200
bin TUden alınıp 1
milyon 700 bin TTJden
satılıyor. Çok az satış -
yapnklannı söyleyen
döviz bürosu sahipleri,
ellerinde yeterli Türk
parası olmadığım
belirtiyorlar.
tĞNELtFIRÇA ZAFERTEMOÇtN
Merkez Bankası'nın uygulamaya koyduğu kararlar değerlendirildi
a ikınci zirveANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hazine Müsteşarlığı ve
Merkez Bankası yetkilileri ile
piyasa yapıcısı 19 banka yöne-
tecisi dün akşam Merkez Ban-
kası Sosyal Tesisleri'nde bir
araya geldi. Topiantıda, dün
Merkez Bankası'nın piyasayı
fonlamaya yönelik
uygulamaya koy-
duğu kararlann
yansımalan değer-
lendirildi.
Hükümet, banka-
lardaki likidite sıkı-
şıklığı nedeniyle
doruk noktasına
ulaşan bunalımı at-
latrnak için mali
sektör temsilcile-
riyle dün ikinci top-
lantısmı yaptı. Ha-
zine Müsteşar Ve-
kili Ferfaat Emil,
Müsteşar Yardım-
cısı Hakan Özyü-
dız, Merkez Bankası Başkan
Yardımcısı Süreyya Serdengeç-
ti ve piyasa yapıcı bankalann
temsilcilerinin katıldığı Piyasa
Yapıcılığı Danışma Kurulu
Toplantısı yaklaşık 3 saat sürdü.
Toplantı çıkışında bir açıklama
yapan Ferhat Emil, "Gayetgü-
zel ve verimli bir toplantı oMu"
dedi. Toplantı su^smda Merkez
Bankası'nın dün yaptığı uygu-
lamalarla ilgili piyasa yapıcı
bankalara gerekli açıklamalar-
da bulunduklannı anlatan Emil,
"Karşıhkh görûş anşverişi okhı"
diye konuştu. Bankacılann da
Program ve kaynak arayışı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hükü-
met, Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) bir-
likte yürüttüğü ekonomik programın çökü-
şüne karşın yeni bir program ve yeni kay-
nak arayışını sürdürüyor.
Uzmanlar, böyle bir ortamda yeni bir
programm temeÜerinin sağhkh oluşturul-
masuıın olanaksız olduğunu vurgulayarak
IMF'yle yeni bir taahütler zincirine gnil-
memesi gerektiğini belirtiyorlar. IMF heye-
ti, Türkiye'deki çalışmaknnı sürdürürken
kasımbunalımında 7.5milyardolarhkekre-
zerv oianağı kapsammda Türkiye'ye kul-
landınlacak kısa vadeli kredi dilimlerinin
öne çekilmesi tartışılıyor. IMF ve Dünya
Bankası'ndan gelen bankacılık sektörüyle
ilgili uzman grup. Türkiye'deki kamu ban-
kalan başta olmak üzere bankacılık sektö-
rünün nakit bunalımıyla başlayan yapısal
bozukluğu ele alacak. Dünya Bankası Ma-
li Sektör Grubu Başkanı LaütRainabaşkan-
lığındaki heyet, dün BDDK'de çalışma yap-
tı. özellikle kamu bankalanmn nakit soru-
nu üzerinde durulurken piyasada faizleri
yükseltici etkinin larüması için kamu ban-
kalan tek fon yönetimi catısı ahında topla-
nıyor. IMF Türkiye Masası Şefı Carlo Cot-
tareOi ise Ankara'datemaslannı sürdürüyor.
kendilerine gelişmelerle ve ge-
lecekle ilgili görüşlerini aktar-
dığını kaydeden Emil, "El bir-
tiği ile şu anda yaşadjğmnz du-
runılan karşıukh birlikte aşaca-
ğnnız konujundaki inancımızı
tazekdik" diye konuştu.
BDDK Başkanı Zekeriya Te-
mizel Hazine Müs-
teşan SdçukDemi-
ralpin istifasıyla il-
gili olarak "Selçuk
Demiralp her şeyi
yapo. Insan hatasuv
dan kaynaklanan
bir sorun yaratma-
dL Böyle bir progra-
mı vürüten bir insan
olarak görevden çe-
kümesinin uygun
olacağını düşünmüş
ounalı" dedı. Zeke-
riya Temizel, "Ban-
kalar, krizin sorum-
hısu değil mağduru-
dur"dedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Halkbank'tan faiz arttırımı
Esnafa
büyük darbe
ANKARA (Cumhuriyet Bürosı) - Hal k
Bankası, dünden geçerli olmak üz;re sana-
yi, ticari, fon, kooperatif, bankacıli kartla-
n ve bireysel kredilere uygulanac<k gecik-
me-temenüt faizlerini yüzde 100(eçıkar-
dı.
Edinilen bilgiye göre, Halk Bancası G e -
nel Müdürü Yenal Ansen imzası ileilgili b i -
rimlere gönderilen mektupta, 19 Şüıat tari-
hinden iribaren sermaye ve para riyasala-
nnda yaşanan gelişmeler kapsanıiLJa m e v -
duat, repo ve interbank faiz oranlamda aşı-
n artışlar olduğu haürlatıldı. Bunuj için n a -
kit akışında aksamaya yer vermenek a m a -
cıyla dünden itibaren sanayi, ticari fon. k o -
operatif, bankacılık kartlan ve biresel k r e -
dilere ait vadesi geldiğı halde, vaderinde
ödenmeyen bütün kredi alacakJanıa ı vade-
lerinde ödenmediği için şubelere nadedileı»
kredi karö borçlan da dahil) vadej ukibe»
uygulanacak gecikme-temerrüt fan yüzde
1000 olarak belirlendi. ' •>
Genel mektupta, kredi müşterilene\
naf sanatkâr kefalet kooperatiflerin; .ÎÛ
rinde kredi borçlannın ödenmesi dıam\
da, yürürlükteki kredi faız oranlanm ayg
lanacağı, vadelerinde ödememe dunmunû
ise belirlenen gecikme faizinin uygıiaıaca-
ğı da ifade edildi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Kedi Ke-
falet Kooperatifleri Merkez Birliğ;ffin bu-
gün konuya ilişkin bir deklarasyoryayım-
laması bekleniyor.
Ekonomik bunalım
Üretim yüzde
90 azaldı
EkoBonriServisi-Hükümetin piyısayı sa-
kinleştirme çabalanna karşın elconcmik kri-
zin reel sektörde yarattğı hasür şıcdiden
görünmeye başladı. Konya'da s o n bıhafta-
da üretim azaiması yüzde 90'lam hılurkea
çalışanlann yüzde 35'inın işin-e deson ve-
rildi. îçel'de son 3 yıldırağır ekoncmik bu-
nalırmn etkisiyle biner biıerkepenkieri indi-
ren esnaf, son olaylarla umudhjnu yitirme
noktasına geldi. Habur Sınır Kspısı nda ise
yaklaşık 3 bin şoför. mazot almayank piya-
sanın duruhııası için Irakın kuz«eyirde bek-
liyor.
Konya Sanayi Odası'nın (K.SO) yaptığı
araştmnaya göre Konya'da kade^meli olarak
yüzde 90'lara varan üretim azaiması meyda-
na geldi. Üretimi tamamen dur&iitan firma-
ların oranı ise yüzde 6 oiarak t»elirienirken
yüzde 30-35 civannda işçinin i^ine son ve-
rildi.
oralcalislar@yahoo.com
Gazeteciler Meclisi Girişimi'nden (G-
MG) bir gaıp meslektaşımız Istan-
bul'dan Ankara'ya gitti. GMG'nin bu
kez gündemi, basında işten çıkarmaJar.
Yüzterce gazeteci arkadaşımız, doğru
dürüst hiçbir yasal hakkı verilmeden
işinden atıldı. Basın çalışanlannın hak-
lannı gözetmek için 27 Mayıs 1960'tan
sonradeğiştirilen ve212 sayılı kanun di-
ye anılan kanun hükümleri, birçok ba-
sın kuruluşu tarafından uygulanmıyor.
Bazj gazeteciterin hiçbiry^al güvence-
si bulunmuyor.
Görsel ve yazılı medyanın uzun za-
mandan beri bir kriz yaşadığı biliniyor-
öu. Şimdi bu kriz, yüzferce insanın iş-
ten çıkanlmasıyla kendini hissettiriyor.
Sabah ve atv grubunda ilk kriz patlak
vendiginde ve Dinç Bitgin gazeteyı bı-
rakıp tekrar döndüğünde, Başbakan
Bülent Ecevit bu dörtüşü şöyle açıkla-
mıştı: "Yüzlercebasın erhekçisinidüşü-
nerekbu dönüşe destek olduk."Ancak
Bilgin'in dönüşü, yüzlerce basın emek-
çjsinin işten çıkanlmasını da beraberin-
degetindi.
îkitelli'de Asn Saadet Bitiyor mu?
Günlerdirmedya dünyası basında iş-
ten çıkarma haberteriyle çalkalanıyor.
Dün büyük gazetelerin ekteri de kaüdı-
nldı. Tabii o eklerde çalışanlar da işsiz
kaldılar. Aslında Türk basınının uzun za-
mandan beri saçma sapan bir sistem
içinde bulunduğu bir gerçek. Bir taraf-
ta 50 bin dolarlara varan yazar ve yö-
netid maaşlanndan söz ediiiyor, öte
yandan muhabirler ise 200 milyon gibi
düşük paralara çalıştınlıyor. Renkler,
promosyonlar, gösteriş ve şatafat Türk
medyasının terriel görüntüsü haline dö-
nüşmüştü.
Istanbul'da gazetecilik yapan iki
Amerikalı; Catherine Collins (Chica-
go Tribune) ve Douglas Frarrtz (The
New Yor1< Times), Türk basınına ilişkin
ilginç gözlemlerde bulunuyoriar. Geçen
haftaki Aktüel dergisinde yer alan söy-
leşıde, iki ülke gazeteleri arasında farkı
şöyle belirtiyorlar "Çok daha önemli
farkisehaberileyorumarasındakiden-
ge. Amerikan gazeteleri daha çok ha-
bere dayanır. Özellikle en iyilerindema-
kaleier daha uzun ve oldukça detaylı-
dır. Köşe yazarian da önemlidir, ancak
Türk gazetelerindeki gibi sayıca fazla
ve meşhur değiHer."
Collins ve Frarrtz, aradaki farkı ilginç
bir ömekte sürdürüyoriar "Geçen cu-
ma günü The New York Times ve Sa-
bahtakiköşeyazartannısaydık. The Ti-
mes, 132 sayfaiık haber içinde 9 köşe
yazanna sahipken Sabah'ın 30 sayfa-
sında 20 köşe yazan vardı... Amerikan
gazeteleri ünlerini muhabiriik gücüne
borçluduriar. Köşeyazarian haberin iş-
lenişinizenginleştirir, ancak ikincilöne-
me sahiptirier. Türkiye'de ise tersi söz
konusu; köşe yazarian gazetelerin en
önemli öğesini oluşturuyor."
İki Amerikalı gazeteci, köşe yazarla-
nna yönelen ilgiyi ve onlann aşın güçJü
kişiterhalegeJmesini şöyle yorumluyor-
lar "Köşe yazarian üzerinde yoğunla-
şan ilgi, gazetecinin görevinin çarprtıl-
masınınyanısıramuhabirtere vehabe-
re verilen değeri de azattıyor. Türki-
ye'dekieniyigazeteterdebilemuhabir-
lere düşükücret ödeniyor. Köşe yazar-
lanna 10 bin dolargibi yüksek ücretier
ödenirkenmuhabirlerayda 1000dolar-
dan daha az maaşa çalışıyor. Bu, mu-
habirierin rolünün değenni düşürüyor
ve çoğunluMadabaşanholanlannmes-
lekte bannmaması anlamına geliyor."
Amerikalı gazeteciler insafiı davran-
mışlar. Aradaki fark bire on gibi masum
birsınırda degil. FarklılıkJar bire yüzlere,
bire binlere vanyor. Bir gazeteciye ne-
den 30-50 bin dolarmaaş verilir? Birkö-
şe yaası veya bir yöneticilik bu kadar
parayı nasıl gerekli kılar? Gazetelerçok
mu kâr ediyorlar? Etmediklenni biliyo-
ruz. Birçok büyük gazete, degerinin aJ-
tında fiyatlara satılıyor.
O zaman bu değirmenin suyu nere-
den geliyor? Bu, gazeteciler, patronlar
ve kendi gazöesi için ne anlama geli-
yor? Bu pana-te gazeteolik yapılmaz,
ancak nüfuz tcareti \^e iş takibi yapılır.
Bu kadarparaalan bir insan, hangi ger-
çegin peşindc<oşabil -ir? Işte bu neden-
te, çok para aan garetecıler, ülkedeki
baskıcı sistemn bir psrçası haline gel-
diler. Zaman zaman Genetkurmay baş-
kanı, içişleri bckanı, s^vcı, yargıç, pdis
oldular. Yargılayıp ma|-«kûm ettiler. Ger-
çekteri halktar gizlediî^r.
Sabah kahvaltisını F^aristeyaptp öğ-
teyin Ankara'yc başba#-anla yerneğe gi-
den bir nüfuzlı adamlar ekolü oluştu.
Patronlanyla ö;e) uçakcdanda tavla oyna-
dılar, bakanlartehdit erttıler. Işte bugün
bu sistem iflaj etti. Amcak her zaman
olduğu gibi, ka)ak yirve basın emekçi-
lerinin başına Datlıyor. Önce onlan ko-
vuyoriar.
Bundan sona ne ofcscak? Kendileri-
ni kanunlann, hükürn etlerin üstünde
göfBn, yeri geince kori<udan en yalan
haberleri marşete çe=ken bu yalancı
medyanın yaJancı pef-»livanlan ne ola-
cak?