18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2001 SAU HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Keşke Yapsalardı Pazar günkü Milliyet'te "Figaro'nun Kürtdü- ğünü" başlığıyla yayımlanan dostum Mine Kı- rıkkanat'ın haberini kahkahayla okudum. Dün de kimi gazetelerimizdeki, Fas'ın El Said Lima- nı'ndan kalkan ve cumartesi günü Kuzey Deni- zi'nde seyreden Panama bandıralı Elpa adlı, kum gemisine Paris'in alarmı üzerine yapılan operasyonu da yine gözlerimden yaşlar gelirce- sine gülerek okudum. isterseniz, önce Elpa'dan başlayalım: Fransız yetkililer Elpa gemisinin yine göçmen taşıdığı paranoyası ile ortalığı birbirine katmış- lar. AJarmageçirilen Hollandamakamlan, gemi- yi sahil koruma botlan ve helikopterier aracılı- ğıyla, Rotterdam Limanı'nın 12 mil açığında dur- duımuşlar. Bu arada Belçika ve İngiltere de alar- ma geçmiş. Ama sonunda geminin kum ve su taşıdığı, içinde hiçbir göçmen olmadığı çıkmış ortaya. Olay Fransa'nın paranoyasından doğuyor. Fransızların tavn, geçenlerde Cote d'Azur kı- yılannda karaya oturan ve 908 Iraklı Kürt mül- teciyi taşıyan East Sea gemisini, Türk makam- lannın yönlendirdiği yolunda polisin ima yollu açıklamalan ve nihayet Mine'nin haberinde yer alan, Le Figaro'nun haberi üzerine başlayan pa- niöin sonucu. îddialara göre East Sea gemisine, Türk hü- cum botlan açık denize kadar refakat etmişler. Le Figaro, bunu bir yönlendirme olarak nite- liyor. • - • • • , Fransızlar şimdi telaşta. lleri sürdükleri sav, Türkiye'nin Ermeni soykırım tasansı üzerine, Fransa'ya bu yolla misilleme yaptığı. Bir polis örgütünün elinde hiçbir inandıncı de- lil olmadan böyle bir savı ima etmesi, ciddi bir gazetenin de bu iftiraları haber yapması, acına- cak olduğu kadar güldürücüdür de. Dikkatbuyurunuz! MültecilerTürkiye'den de- ğil Iraktan gidiyorlar. Şimdi haberi dikkatle okuduğumuzda görü- yoruz ki iddiaya göre, East Sea gemisi Lazkiye Limanı'ndan demir aldıktan sonra, Türk hücum- botlan tarafından izlenmiş. Sonra da bunlarTürk karasularına girmeyip açık denize yönelince iz- lemeye son verilmiş. Izleme olayı doğru da olsa, önemli değil. Türk makamlan, haklı olarak geminin kendi karasu- lanna girmesini istememiş, bu yüzden de gemi- yi, kendi karasulanna girmeyeceği kesinleşin- ceye kadar takip etmiş olabilirier. Tıpkı Hollan- dalıların içinde kaçak göçmen olduğu kuşkusu- na kapıldıkları Panama bandıralı Elpa gemisine yaptıkları gibi... Ama herhalde Türk hücüm botlan, taa Cote d'Azure'e kadar yol göstermediler mülteci ge- Insan, geçmişte yaşananlan düşündükçe kendi kendine "Keşke de yapsalardı" diyor. ••• Unutmayalım 16 Mart 1988 Halepçe olayı üzerine, Irak'tan Türkiye'ye yüz binleıie ifade edilen Kürt göçmen geldL O zamanlar, popülist Özal iktidan, aynı za- manda oy hesaplanyla büyük bir yanlış yaptı. Yanlış, bu insanlann alınması değildi. Ama Türkiye sınır kapılannı açmadan büyükelçilikle- ri aracılığıyla bütün dünyaya "kendisinin zaten güç durumda olduğunu, bütün ülkelerin gele- cek olanlann ne kadannı kabule hazır oldukla- nnı açıklamasını" istemeliydi. O yapılmadı ve tıpkı Körfez Savaşt sonrası göçmenlerinde olduğu gibi, Türkiye bütün ola- naklannı seferber ederek bu insanlan banndınp beslemesine karşın bir de Batı basını tarafından ağır töhmet altına sokuldu. O zaman bir Fransız diplomat dostumla yap- tığımıztartışmayı hatırlıyorum. Kendisine, ''Tür- kiye'nin güç durumda olduğunu, neden daha büyük olanaklara sahip olan ülkelerin, örneğin Madam Mitterrand aracılığıyla konuyla ilgile- nen Fransa 'nın bu insanlann bir bölümüne ku- cak açmadığını" sorduğumda bin dereden su getiriyordu. Sevgili okurlar, o yüz binlerin arasından geliş- miş Batı ülkeleri tarafından kendi ülkelerine ka- bul edilenlerin sayısı bini bile bulmamıştı. Batı, insanseverlik konusunda ders veriyon Türkiye'den zor durumda olan bu insanlan ka- bul etmesini istiyor. Amakendisi kılını bile kıpırdatmıyorya da da- ha doğrusu, bu bahtsız insanlann kendi toprak- lanna gelmemesi için elinden geleni yapıyor. Yakında bu tür gemileri açık denizlerde batır- dıklan haberi gelirse kimse şaşırmasın!. Önerge bugün görüsülecek Hükümet, Aydın gensorusunda rahat > ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda, FP'nin MHP'li Bayın- dırlık ve Iskân Bakanı , Koray Aydın hakkında | verdiğigensoruönerge- i sininöngörüşmeleribu- J gün yapılacak. r Görüşmelerde, MHP ile sık sık çaüşan vepar- ti içi toplantılarda Ko- ray Aydın'ı hedef alan , ANAP, yaşanan ekono- mik krizi "ürmandır- mamak" için MHP ile "zomnludayanışma'va girecek. BazıANAPmillerve- kıllerinin ise geçen ya- sama yılında, Başbakan Yardımcısı Mesut Yü- maz hakkındaki Meclis soruşturmalannda mu- halefetle birlikte hare- ket eden MHP'ye tavır koyarak oylamalara ka- tılmayabileceği, ancak bunun sonucu etkile- meyeceği ifade ediiiyor. MHP'li bir bakan hakkmda ilk kez "gen- soru" önergesi verilir- ken ANAP yönetimi, parti içi toplantılarda, "partizanlıkyapmakve yoisuzhıklara göz yutn- ınakla" suçladığı Koray Aydın hakkındaki gen- soru görüşmelerinde ise "hükümet krizi çıkar- mama" karan aldı. ANAP yöneticileri, gensorunun "sorun- suz" atlatılacağını dile getirdiler. Gerginlik nedeniyle geçen hafta yanm kalan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı tamamlandı MGKVle uzlaşma ıııesajıANKARA (Cumhuriy€tBûrosu)-Geçen haf- ta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Baş- bakan Bûlent Ecevit arasında yaşanan gerginlik nedeniyle yanda kalan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı dün tamamlandı. Toplantıya katılan sivil ve asker üyelerin geçen hafta yaşa- nanJara doğrudan değinmeden "uzlaşı'' mesajı verdikleri MGK toplantısının, "çizgi dışına çık- madan" tamamlandığı bildirildi. Topiantıda. Doğu ve Güneydoğu'da bazı illerdeki olağanüs- tü hal durumunun uzatılması kararlaştınldı. Baş- bakan Ecevit, toplantının verimli geçtiğini be- lirterek Türk Uzay Kurumu kurulmasının karar- laştınldığını söyledi. Geçen hafta yapılamayan MGK toplantısı dün tamamlandı. Toplantıya Sezer, Ecevit, Genel- kurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Krvnkoğ- ta. kuvvet komutanlan, Jandarma Genel Komu- tanı Orgeneral Aytaç Yabnan ve üye bakanlarka- tıldı. Cumhurbaşkanı Sezer ile girdiği tartışma nedeniyle gerginliği arttırdığı belirtilen Başba- kan Yardımcısı Özkan ile diğer Başbakan yar- dınıcılan Devlet Bahçeü ve Mesut Yılmaz da toplantıya katıldı. Edinilen bilgilere göre, MGK toplantısmda geçen hafta yaşanan olaylara değinılmedi. Top- lantıya katılan bir üyenın "Çizgi dışına çtloima- dı" dediği, tavırlannın saygı çerçevesinde oldu- ğu ve iki liderin "banşuğr bildirildi. Toplantının ılımlı bir havada geçmesinde ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Yılmaz'ın yapnğı konuşmanın etkisi olduğu ifa- de edildi. Yılmaz'ın, Sezer-Ecevit arasında ya- şanan bunalıma dogrudan değinmediği, ancak geçen hafta yaşanan ekonomik bunalıma atıfta bulunarak "Türkiye olarakABüe çokönemii bir süredyaşıyoruz. Türkiyeiçin başkaşansyok.Bu konuda başanh olmak için, uzlaşı için bir arada cahşmalıyız" mesajını verdiği belirtildi. Toplantıya katılan diğer üyelerin de yaptıkla- n kısa konuşmalarda, Türkiye'nin geçmekte ol- duğu zor dönemde tüm kurumlann koordineli şekilde çalışmalannın önemine değinildi. Ge- nelkurmay Başkanı Kıvnkoğlu'nun da bu kap- samda yaptığı konuşmada, Sezer ve Ecevit'e "uzlaşma teuaninde* bulunduğu bildirildi. Toplantının ardından Başbakanlık'a girişinde sorulan yanıtlayan Ecevit, çok verimli ve yarar- h bir toplantı olduğunu söyledi. Ecevit, toplan- ü gündeminin gizli olduğunu belirterek hava- uzay çalışmalan hakkında bilgı verildiğini, Türk Uzay Kurumu kurulmasının kararlaştınldığını dile getirdi. Toplantının ardından yapılan yazı- lı açıklamada, ülke genelindeki güvenlik ve asa- yiş dunımu ile bunu etkileyen iç ve dış gelişme- lerin gözden geçirildiği kaydedildi. Halen 4 il- de devam eden olağanüstü hal uygulamasının da değerlendirildiği belirtilen açıklamada. "30 Mart 2001 tarihindengeçerii olmak üzere,Divar- baJor, Hakkâri, ŞunakveTunceli illerinde bu uy- golamanm 4 ay daha uzaülması uygun buluna- rak bu görüşün Bakanlar Kuruluna bildirilme- ane karar verilmiştir'' denildı. Açıklamada, Türkiye'nin güverüiğini yakın- dan ilgilendiren dış politik gelişmeler ile hazır- hklan süren Ulusal Program'ın güvenlikle ilgi- li bölümlerinin de gözden geçırildıği kaydedil- di ve "Türkiye'de hava-uzay çahşmalan konu- sunda kurula bügi sunulmuş, uza\dan etkin bir şekilde yararlaıulması bakunından abnması ge- reken tedbirier üzerinde durulmaşnırr> ifadesi kullanıldı. Satıslar azaldı Kıbns'ta döviz yükseldi LEFKOŞA(AA)- Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde ABD Dolan 800 bin TLÜen ahnırken 950 bin ile 1 milyon 100 bin TL arasında satılıyor. Mark, 373 bin TUden alınıp 450 bin ile 515 bin TL arasında değişen fiyatlardan satılıyor. KKTC'de en çok kullanılan yabancı para olan Ingiliz Sterlini ise 1 milyon 150 bin TDdan alınırken 1 milyon 300 bin ile 1 milyon 600 bin TDden satılıyor. KKTC'de işlem gören Rum parası "Kıbns Lirası" da 1 milyon 200 bin TUden alınıp 1 milyon 700 bin TTJden satılıyor. Çok az satış - yapnklannı söyleyen döviz bürosu sahipleri, ellerinde yeterli Türk parası olmadığım belirtiyorlar. tĞNELtFIRÇA ZAFERTEMOÇtN Merkez Bankası'nın uygulamaya koyduğu kararlar değerlendirildi a ikınci zirveANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası yetkilileri ile piyasa yapıcısı 19 banka yöne- tecisi dün akşam Merkez Ban- kası Sosyal Tesisleri'nde bir araya geldi. Topiantıda, dün Merkez Bankası'nın piyasayı fonlamaya yönelik uygulamaya koy- duğu kararlann yansımalan değer- lendirildi. Hükümet, banka- lardaki likidite sıkı- şıklığı nedeniyle doruk noktasına ulaşan bunalımı at- latrnak için mali sektör temsilcile- riyle dün ikinci top- lantısmı yaptı. Ha- zine Müsteşar Ve- kili Ferfaat Emil, Müsteşar Yardım- cısı Hakan Özyü- dız, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Süreyya Serdengeç- ti ve piyasa yapıcı bankalann temsilcilerinin katıldığı Piyasa Yapıcılığı Danışma Kurulu Toplantısı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantı çıkışında bir açıklama yapan Ferhat Emil, "Gayetgü- zel ve verimli bir toplantı oMu" dedi. Toplantı su^smda Merkez Bankası'nın dün yaptığı uygu- lamalarla ilgili piyasa yapıcı bankalara gerekli açıklamalar- da bulunduklannı anlatan Emil, "Karşıhkh görûş anşverişi okhı" diye konuştu. Bankacılann da Program ve kaynak arayışı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Hükü- met, Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) bir- likte yürüttüğü ekonomik programın çökü- şüne karşın yeni bir program ve yeni kay- nak arayışını sürdürüyor. Uzmanlar, böyle bir ortamda yeni bir programm temeÜerinin sağhkh oluşturul- masuıın olanaksız olduğunu vurgulayarak IMF'yle yeni bir taahütler zincirine gnil- memesi gerektiğini belirtiyorlar. IMF heye- ti, Türkiye'deki çalışmaknnı sürdürürken kasımbunalımında 7.5milyardolarhkekre- zerv oianağı kapsammda Türkiye'ye kul- landınlacak kısa vadeli kredi dilimlerinin öne çekilmesi tartışılıyor. IMF ve Dünya Bankası'ndan gelen bankacılık sektörüyle ilgili uzman grup. Türkiye'deki kamu ban- kalan başta olmak üzere bankacılık sektö- rünün nakit bunalımıyla başlayan yapısal bozukluğu ele alacak. Dünya Bankası Ma- li Sektör Grubu Başkanı LaütRainabaşkan- lığındaki heyet, dün BDDK'de çalışma yap- tı. özellikle kamu bankalanmn nakit soru- nu üzerinde durulurken piyasada faizleri yükseltici etkinin larüması için kamu ban- kalan tek fon yönetimi catısı ahında topla- nıyor. IMF Türkiye Masası Şefı Carlo Cot- tareOi ise Ankara'datemaslannı sürdürüyor. kendilerine gelişmelerle ve ge- lecekle ilgili görüşlerini aktar- dığını kaydeden Emil, "El bir- tiği ile şu anda yaşadjğmnz du- runılan karşıukh birlikte aşaca- ğnnız konujundaki inancımızı tazekdik" diye konuştu. BDDK Başkanı Zekeriya Te- mizel Hazine Müs- teşan SdçukDemi- ralpin istifasıyla il- gili olarak "Selçuk Demiralp her şeyi yapo. Insan hatasuv dan kaynaklanan bir sorun yaratma- dL Böyle bir progra- mı vürüten bir insan olarak görevden çe- kümesinin uygun olacağını düşünmüş ounalı" dedı. Zeke- riya Temizel, "Ban- kalar, krizin sorum- hısu değil mağduru- dur"dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Halkbank'tan faiz arttırımı Esnafa büyük darbe ANKARA (Cumhuriyet Bürosı) - Hal k Bankası, dünden geçerli olmak üz;re sana- yi, ticari, fon, kooperatif, bankacıli kartla- n ve bireysel kredilere uygulanac<k gecik- me-temenüt faizlerini yüzde 100(eçıkar- dı. Edinilen bilgiye göre, Halk Bancası G e - nel Müdürü Yenal Ansen imzası ileilgili b i - rimlere gönderilen mektupta, 19 Şüıat tari- hinden iribaren sermaye ve para riyasala- nnda yaşanan gelişmeler kapsanıiLJa m e v - duat, repo ve interbank faiz oranlamda aşı- n artışlar olduğu haürlatıldı. Bunuj için n a - kit akışında aksamaya yer vermenek a m a - cıyla dünden itibaren sanayi, ticari fon. k o - operatif, bankacılık kartlan ve biresel k r e - dilere ait vadesi geldiğı halde, vaderinde ödenmeyen bütün kredi alacakJanıa ı vade- lerinde ödenmediği için şubelere nadedileı» kredi karö borçlan da dahil) vadej ukibe» uygulanacak gecikme-temerrüt fan yüzde 1000 olarak belirlendi. ' •> Genel mektupta, kredi müşterilene\ naf sanatkâr kefalet kooperatiflerin; .ÎÛ rinde kredi borçlannın ödenmesi dıam\ da, yürürlükteki kredi faız oranlanm ayg lanacağı, vadelerinde ödememe dunmunû ise belirlenen gecikme faizinin uygıiaıaca- ğı da ifade edildi. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Kedi Ke- falet Kooperatifleri Merkez Birliğ;ffin bu- gün konuya ilişkin bir deklarasyoryayım- laması bekleniyor. Ekonomik bunalım Üretim yüzde 90 azaldı EkoBonriServisi-Hükümetin piyısayı sa- kinleştirme çabalanna karşın elconcmik kri- zin reel sektörde yarattğı hasür şıcdiden görünmeye başladı. Konya'da s o n bıhafta- da üretim azaiması yüzde 90'lam hılurkea çalışanlann yüzde 35'inın işin-e deson ve- rildi. îçel'de son 3 yıldırağır ekoncmik bu- nalırmn etkisiyle biner biıerkepenkieri indi- ren esnaf, son olaylarla umudhjnu yitirme noktasına geldi. Habur Sınır Kspısı nda ise yaklaşık 3 bin şoför. mazot almayank piya- sanın duruhııası için Irakın kuz«eyirde bek- liyor. Konya Sanayi Odası'nın (K.SO) yaptığı araştmnaya göre Konya'da kade^meli olarak yüzde 90'lara varan üretim azaiması meyda- na geldi. Üretimi tamamen dur&iitan firma- ların oranı ise yüzde 6 oiarak t»elirienirken yüzde 30-35 civannda işçinin i^ine son ve- rildi. [email protected] Gazeteciler Meclisi Girişimi'nden (G- MG) bir gaıp meslektaşımız Istan- bul'dan Ankara'ya gitti. GMG'nin bu kez gündemi, basında işten çıkarmaJar. Yüzterce gazeteci arkadaşımız, doğru dürüst hiçbir yasal hakkı verilmeden işinden atıldı. Basın çalışanlannın hak- lannı gözetmek için 27 Mayıs 1960'tan sonradeğiştirilen ve212 sayılı kanun di- ye anılan kanun hükümleri, birçok ba- sın kuruluşu tarafından uygulanmıyor. Bazj gazeteciterin hiçbiry^al güvence- si bulunmuyor. Görsel ve yazılı medyanın uzun za- mandan beri bir kriz yaşadığı biliniyor- öu. Şimdi bu kriz, yüzferce insanın iş- ten çıkanlmasıyla kendini hissettiriyor. Sabah ve atv grubunda ilk kriz patlak vendiginde ve Dinç Bitgin gazeteyı bı- rakıp tekrar döndüğünde, Başbakan Bülent Ecevit bu dörtüşü şöyle açıkla- mıştı: "Yüzlercebasın erhekçisinidüşü- nerekbu dönüşe destek olduk."Ancak Bilgin'in dönüşü, yüzlerce basın emek- çjsinin işten çıkanlmasını da beraberin- degetindi. îkitelli'de Asn Saadet Bitiyor mu? Günlerdirmedya dünyası basında iş- ten çıkarma haberteriyle çalkalanıyor. Dün büyük gazetelerin ekteri de kaüdı- nldı. Tabii o eklerde çalışanlar da işsiz kaldılar. Aslında Türk basınının uzun za- mandan beri saçma sapan bir sistem içinde bulunduğu bir gerçek. Bir taraf- ta 50 bin dolarlara varan yazar ve yö- netid maaşlanndan söz ediiiyor, öte yandan muhabirler ise 200 milyon gibi düşük paralara çalıştınlıyor. Renkler, promosyonlar, gösteriş ve şatafat Türk medyasının terriel görüntüsü haline dö- nüşmüştü. Istanbul'da gazetecilik yapan iki Amerikalı; Catherine Collins (Chica- go Tribune) ve Douglas Frarrtz (The New Yor1< Times), Türk basınına ilişkin ilginç gözlemlerde bulunuyoriar. Geçen haftaki Aktüel dergisinde yer alan söy- leşıde, iki ülke gazeteleri arasında farkı şöyle belirtiyorlar "Çok daha önemli farkisehaberileyorumarasındakiden- ge. Amerikan gazeteleri daha çok ha- bere dayanır. Özellikle en iyilerindema- kaleier daha uzun ve oldukça detaylı- dır. Köşe yazarian da önemlidir, ancak Türk gazetelerindeki gibi sayıca fazla ve meşhur değiHer." Collins ve Frarrtz, aradaki farkı ilginç bir ömekte sürdürüyoriar "Geçen cu- ma günü The New York Times ve Sa- bahtakiköşeyazartannısaydık. The Ti- mes, 132 sayfaiık haber içinde 9 köşe yazanna sahipken Sabah'ın 30 sayfa- sında 20 köşe yazan vardı... Amerikan gazeteleri ünlerini muhabiriik gücüne borçluduriar. Köşeyazarian haberin iş- lenişinizenginleştirir, ancak ikincilöne- me sahiptirier. Türkiye'de ise tersi söz konusu; köşe yazarian gazetelerin en önemli öğesini oluşturuyor." İki Amerikalı gazeteci, köşe yazarla- nna yönelen ilgiyi ve onlann aşın güçJü kişiterhalegeJmesini şöyle yorumluyor- lar "Köşe yazarian üzerinde yoğunla- şan ilgi, gazetecinin görevinin çarprtıl- masınınyanısıramuhabirtere vehabe- re verilen değeri de azattıyor. Türki- ye'dekieniyigazeteterdebilemuhabir- lere düşükücret ödeniyor. Köşe yazar- lanna 10 bin dolargibi yüksek ücretier ödenirkenmuhabirlerayda 1000dolar- dan daha az maaşa çalışıyor. Bu, mu- habirierin rolünün değenni düşürüyor ve çoğunluMadabaşanholanlannmes- lekte bannmaması anlamına geliyor." Amerikalı gazeteciler insafiı davran- mışlar. Aradaki fark bire on gibi masum birsınırda degil. FarklılıkJar bire yüzlere, bire binlere vanyor. Bir gazeteciye ne- den 30-50 bin dolarmaaş verilir? Birkö- şe yaası veya bir yöneticilik bu kadar parayı nasıl gerekli kılar? Gazetelerçok mu kâr ediyorlar? Etmediklenni biliyo- ruz. Birçok büyük gazete, degerinin aJ- tında fiyatlara satılıyor. O zaman bu değirmenin suyu nere- den geliyor? Bu, gazeteciler, patronlar ve kendi gazöesi için ne anlama geli- yor? Bu pana-te gazeteolik yapılmaz, ancak nüfuz tcareti \^e iş takibi yapılır. Bu kadarparaalan bir insan, hangi ger- çegin peşindc<oşabil -ir? Işte bu neden- te, çok para aan garetecıler, ülkedeki baskıcı sistemn bir psrçası haline gel- diler. Zaman zaman Genetkurmay baş- kanı, içişleri bckanı, s^vcı, yargıç, pdis oldular. Yargılayıp ma|-«kûm ettiler. Ger- çekteri halktar gizlediî^r. Sabah kahvaltisını F^aristeyaptp öğ- teyin Ankara'yc başba#-anla yerneğe gi- den bir nüfuzlı adamlar ekolü oluştu. Patronlanyla ö;e) uçakcdanda tavla oyna- dılar, bakanlartehdit erttıler. Işte bugün bu sistem iflaj etti. Amcak her zaman olduğu gibi, ka)ak yirve basın emekçi- lerinin başına Datlıyor. Önce onlan ko- vuyoriar. Bundan sona ne ofcscak? Kendileri- ni kanunlann, hükürn etlerin üstünde göfBn, yeri geince kori<udan en yalan haberleri marşete çe=ken bu yalancı medyanın yaJancı pef-»livanlan ne ola- cak?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle