Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27ŞUBAT2001SAU
14 I U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN
Nâzuıı Fükmet ve iki oyımGünlerdir ekonomik krizle yatı-
yor, ekonomik krizle kalkıyoruz. Bol
bol laf üretiliyor. Ortada ne hesap
veren var, ne istifa eden. Kabine, kır-
mızı koltuklann cazibesinden ken-
dinı alarruyor bır türlü. Fatura yine bi-
ze çıktı. Toplum olarak yediğimiz
kazığı sindırmenın yollannı anyo-
ruz şimdı.
Knz patlak vermeden önce nere-
de kalmıştık diye düşünüyorum. Yol-
suzluk gibi konular iyice sıradanlaş-
tığı için onlan bir küme olarak atlı-
yorum ve Nâzun Hikmet meselemi-
ze geliyorum. Yani, Kültür Bakanı Is-
temihan TaJay'ın girişimiyle şairimi-
zin yurttaşlık hakkının geri verilme-
sı içın hazırlanan kararnameye MHP
kanadırun göstenüği tepkiye. Okuduk-
lanma ınanamıyorum: "Nâzım için af-
fin altina imza atarsam. Şeyh Sait
için d'e atmam laam.." "O zaman
Merve Kavakçı 'yı neden vatandaşhk-
tan çjkardık. Mademö>le ideotoji ser-
best, biri mürteci ise öteki de komü-
nist" "tmralı Adası'nı mezarhk ya-
paiun. Türkiye'de nesli tükenen ko-
münistleri buraya koyalım. Bütün
dünyaya ilan verelim. Abdullah Öca-
lan da turistkre bilet kessin." "Otma-
yacakduayaamindenmez." Meclıs'in
düzeyini ortaya koyan inciler dizi-
si... Böyle bır dönemde en iyisi ra-
hat bırakalım Nâzım Hikmet'i yattı-
ğı yerde.
Zaten Atilla Coşkun'un Cumhuri-
yet'te çıkan yazısında belirttiği gibi
"NâzrnıHflanet,dünyagözündeTürk
şairidir, Türk yurttaşı olmamış, ne
yazar ki?"
Diişün Sahnesi
Şu günlerde, izleyebildiğim kada-
nyla, Istanbul'da iki tiyatroda Nâzım
Hikmet'le buluşuyor seyirci. Devlet
Tiyatrosu sanatçısı MümtazSevinç'in
Beyoğlu'nda kurmuş olduğu küçücük
Düşün Sahnesi'nde, sanatçı, Banu
• "Ben, Stanislavski'nin, Meyerhold'un, Vahtangof un
Tairof'un ellerinden taze çıkmış, dumanı üstünde buram
buram hayat, devrim, güzellik, kahramanlık, iyilik, akıl,
zekâ kokan oyunlar seyrettim... Bütün bunlan seyredersin
de karşında birbirinden geniş ufuklar açılmaz mı? Halkın
için, halklar için, insan için umutlu, aydınlık, ileriye,
haklıya, doğruya, güzele, hürriyete çağıran eserler yazmak
için yanıp tutuşmaz mısın?"
R'nin Nâzım Hikmet'in aşk şiirle-
rinden yaptığı kolajı, MahmutGök-
göz'ün rejisi ve Nurettin Ozsuca'nın
müzikleri eşlığınde yorumluyor. "Bir
Çift Sözümüz Var, Aşka Dair" Nâ-
zım'ın düşünce dünyasmda bir yayı-
lım, onun zihninde oluşan resimlerin
sözlere dökülüşü. Mümtaz Sevinç'in
dingjn okuma biçimi, şairin geçmi-
şe yaptığı yolculukta Piraye, Münev-
ver ve Vera'ya yazdığı şiirlerde bi-
reysel ve toplumsal aşkın bütünleş-
mesinin altmı çiziyor.
Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda
kuruluşunun 10. yılı nedenıyle Nâ-
zım Hikmet'in "Ivan lvanoviç Var
nııydı Yok muydu?" adlı oyunu, Ke-
nan Işık'ın rejisiyle oynanıyor. Şairin
1956'dayazrnışolduğuoyun, Türki-
ye'de ilk kez 1991'de ZeKha Berk-
soy'un sanat yönetmeni olduğu dö-
nemde yine Bakırköy Belediye Tiyat-
rosu'nda ve yine Kenan Işık tarafm-
dan sahnelennüşti.
Oyunun başlannda şöyle der Kas-
ketli; "Mayakovski'ye göre, bffiyor-
sunuz, insanlar 1978 yıfanda pireteri
(tahtakurusu?) ancak hayvanat bah-
çelerinde seyredecek, Bir piyesin ya-
zanna göreyse yatnız pireler değil,
öküze benzemek için şişen kurbağa-
lar, aslan postu giyen eşekkr filan an-
cak 1999 yıfanda düşecek hayvanat
bahçelerine. Demek ki bu piyeste sey-
redeceğiniz işler, 1999 yıhnda, saydV
ğumz memleketlerde arûk geçmez."
1999 yıh soyut, soyut olduğu kadar
da sanatçı sorumluluğu üstüne an-
lamlı bir saptama. Oyun, evrensel bir
tema üzerine oturduğu için, kurgusun-
daki zaaflara rağmen bugün de söy-
leyecek sözü olan bir yapıt olarak ele
almabılir. Güncelliği, öncelikle in-
san unsurunu sorgulayan bir çahş-
ma olmasıyla bağlantılı. Nâzım Hik-
met, bu oyununda salt börokrasi çar-
kını ve bürokratlan eleştirmiyor, sis-
temi oluşturan insan unsunıyla hesap-
laşıyor ve hangi sistemde olursa ol-
sun eğer bir yozlaşma söz konusuy-
sa bu yozlaşma o sistemi yok edecek-
tir temel noktasından hareket ediyor.
Oyunda söz konusu hesaplaşmanrn
eksen kişileri, bir tesviyeciyken se-
vildiği için yönetime getirilen Pet-
rof ve onun içindeki gûçlü olma ar-
zusunu kamçılayan Ivan lvanoviç
olarak belirleniyor. Ivan îvanoviç,
Petrof un yanında veya karşısında
yer alan bir kişi değildir. O, bir tut-
kudur, bir ihtirastır, bir hrrs dalgası-
dır. Bu bağlamda, oyunda Petrof ta
yaşam bulan kışkırtıcı arzulann in-
sanı esir alış sûreci işleniyor. Kenan
Işık, bu süreci biraz da metindeki
ipuçlanndan yola çıkarak dışavurum-
cu bir yorumla ele almış. İvan lvano-
viç karakterini çoğaltmış. Gençada-
mm onu adeta sarmalayan Ivan lva-
noviç'lerle kendine ve çevresine ya-
bancılaşması, yer yer güldürû unsu-
runun da altı çizilerek aktanlıyor se-
yirciye, ama zaman zaman oyuncu-
luklarda komik olmak uğruna tonla-
nn dozu yükseliyor, gülünç ve abar-
tı arasrndaki sırur aşılıyor. Yaşadığı
çelişkileri, değişimleri yumuşak ge-
çişlerle veren Petrof rolûnde Ragıp
Savaş'tan Anna Nikolayevna rolünde
Meral Çetinkayaya kadar bu çalış-
mada yer alan tüm sanatçılar, iyi bir
ekip oyunculuğu sergiliyorlar. Ali
Yenal'ın sahne ve Murat Ipek'in ışık
tasanmı, Nâzım Hikmet'in metnini
ve Kenan lşık'ın teatral bir anlatıma
yönelik yorumunu destekleyen unsur-
lar.
Sergi, 24Mart'a kadar Yapı KrediKültürMerkezi'nde
ParamparçaAşklar-Köpekler, A. GonzakzInarritu.
Oscaradayı
fllmlerfestivalde
Kültür Servisi-20.
Uluslararası Istanbul
Film Festıvali'nin
programında Oscar'a
aday gösterilen dört
film yer alıyor. Bu
filmlerden ikisi.
Yabancı Dilde En İyi
Film Oscar'ı dalında
"Amores Perras /
Paramparça Aşklar-
Köpekler" ve
"Everbody Famous!/
Herkes Meşhur".
Meksikah Alejandro
Gonzales Inarritu'nun
filmı "Paramparça
Aşklar-Köpekler",
festıvalın "Dünya
Sinemasınm Genç
Yıldızlan" bölümünde
gösterilecek.
Yabancı Dilde En İyi
Film Oscar'ınm öteki
adayı Dominique
Deruddere'in filmi
"Herkes Meşhur! /
Everbody Famous"
ise Belçika adına
'Altm Lale' için
yanşacak. "Amores
Perros", bir süre önce
dağıtılan Altm Küre
ödüllerinin de aday
listesindeydi.
Aynı listede bir
başka festival filmi
"DCentoPassi/Yüz
Adnn" da vardı.
Yılm başanlı
fılmlerinden Cameron
Crowe imzalı "Almost
Famous / Şöhrete
Bir Adun" da,
'Kurgu' ve 'Senaryo'
dallannda Akademi
ödüllerine aday oldu.
Crowe'un filmi,
En iyi Mûzikal
Komedi dalında
Altın Küre ödülünü
kazanmış, En İyi
Yardımcı Kadın
Oyuncu dalmda aday
olan iki oyuncusundan
genç Kate Hudson'a da
(dığeri Frances
McDormand) bir
Altın Küre getirmişti.
20. Uluslararası
Istanbul Film
Festivali'nin
dördüncü Oscar adayı
filmi ise, "Çağımızm
Aynası Sinema: İnsan
Haklan" bölümündeki
"LongNight's
Journej Into Day /
UzunGeceden
Gündüze". Adıyla bir
Eugene O'Nefl oyununu
çağnştıran, Deborah
Hoffman ve Frances
Reid'in yönettiği film,
'Uzun Metrajb
Belgesel' dalmda
yanşıyor. Festivalin
'Sanatlar ve Sinema'
bölümünde yer alan
Todd Robinson'ın
filmi 'Amargosa" da
geçen yıl aynı
kategoride Oscar
adayı olmuştu.
Kuşla Gelen KartlarKültür Servisi - 1985 Eki-
mı'nde aramızdan aynlan şair-
ressam Metin Eloğhı'nun kart-
postallan 'Kuşla Gelen Kartlar'
adı alhnda 24 Mart'a dek Yapı
Kredi Kültür Merkezi Sermet
Çifter Araştırma Kürüphane-
d'nde sergüenıyor.
Metin Eloğlu'nun kartpostal-
lan, aynca sergiyle aynı adı ta-
şıyan bir kitapta toplandı. Sa-
müı Rifet'ın yazdığı IVİetinEloğ-
hı İçin Kartpostal ArkasOnKı-
sa Metin'in eşhk etnğı kitap, Ya-
pı Kredi Yayınları tarafından ya-
yımlandı. Yasamı boyunca re-
simden hiç kopmamakla birlik-
te her zaman şiiri resmin önün-
de rutan Eloğlu, daha çok geçi-
mini saglamak için resim yapü.
Ressamlığını; gazete çizerliği,
süslemecilik gibi kimi yan iş-
lerde kullandı çoğunlukla.
Samih Rifat. 'Metin Eloğlu
İçin Kartpostal Arkası On Me-
tin'de şöyle diyor "Posta kart-
lan boyardı, biraz eşe dosta j"ol-
lamak, vermek. biraz da satip
üç beş kuruş kazanmak için sa-
nınm. Nasüsatardı, neretere da-
• Türkşiirinin
uçan şairi Metin
Eloğlu'nun
kartpostallan kuşlarla,
Samih Rifat'ın
metinleri de anılarla,
fotoğraflarla,
yaşanmışlıklardan arda
kalan sözlerle geliyor.
ğrördı bümryorum. Karton üs-
tüne, oldukça kahn bir yağhbo-
yaytayapdmış,kimizamanfigür-
lü ama çoğunlukla soyut resün-
ierdi bunlar. Srvamalar, leke is-
rifleri. çok katiıbo\ a içinden ka-
zuna>1acıkarünuş biçimler^ Bi-
Hyorum. bukarüardan başkala-
rmda da var, çok kimsede var.
Biliyorum, evterin duvarlann-
dan çok çanşma masalarmda,
çekmecekrde, ldtaplıklarda. in-
sanlann yabnzfak köşelerinde,
sessizlikköşelerindeduruvorbu
kartiar. Ve bir ozan/ressam Me-
tin Eloğlu, Yemen'den öte bir
yer'denbugüne.birflerine kart-
lar gönderiyor durmadan."
YAZI ODASI
SELtM tLERİ
Sarıyer
O zamanlar, kırk-kırk beş yıl önce, ulaşım bu-
günkü gibi hızlı olmadığından, bizşehırde, şeh-
rin içinde oturanlar için, Sanyer"e gitmek, ade-
ta bir dünya seyahatine çıkmaktı.
Bir iki kez Sanyer'in sulanna gidilmişti. Kes-
tane Suyu, Hünkâr Suyu gibi adlar kaîmış ak-
lımda.
Bir kez de çoluk çocuk bütün mahalle San-
yer'e pikniğe gitmiştik. Bir otobüs tutulmuş, sa-
bahtan yola çıkılmıştı. Ama işte hepsi o kadar.
Araya Sanyer'siz yıllar giriyor.
Boğaziçi'nin bu çok eski yerieşme alanına ge-
ri dönüşüm son beş-on yıla rastlıyor. Sanyer'de
geçmiş günlerin güzel, iç içe köyler duygusu bı-
rakan Boğaziçi peyzajından Sanyer çok şükür
bir şeyleri hâlâ barındırıyor.
Önce semtin adı, hoş bir hikâyesi varmış: Bu-
raya Mısıriı zenginler gelir, yer içer, çil çil attın öder-
lermiş. Bu yüzden burası için "san lira yer" den-
meye başlanmış; aradan lira düşünce, Sanyer
ortaya çıkmış.
öyle mi, değil mi; gerçek olan, Sanyer*e Bi-
zans döneminden başlayarak Istanbul halkının
ilgi göstermesi.
Sanyer'e geldiniz mi, mevsimler birbirine ka-
nşmaya başlar. Yazın en sıcak gününde, ferah-
latıcı birrüzgârardınızatakılabilir. Sogukkış gü-
nünde, denizden ince, neredeyse ılıman biresin-
ti. Sonra hırçınlaşan deniz, sonra yine bir bahar
duygusu. Semt, zaten güzel havasryla öteden
beri şifa verinmiş.
Burası aslında öbek öbek görüntüleriyte bir-
çok resim sunar. Balıkçılann bannağı, teknele-
rin yola çıkışı, geri dönüşü, denize açılmak öz-
lemini ve denizden dönmek düşüncesini her an
hatıriatır.
Martılar hâlâ denizden beslenebilmekte. Şiş-
li'nin martılan gibi apartman damlannda hayat
mücadelesi vermiyoriar.
Burada hep deniz var, hâlâ doğa var, yeşerti
var, üstelik kış ortasında!
Alçakgönüllü balıkçı kahveleri, balık lokanta-
lan bugünün Sanyeri'ne başka semtlerden ge-
len için uğrak yerieri. Çarşısında börekçisi, mu-
hallebicisi, dondurmacısı çocukluğumdan bir
şeyler fısıldayıp duruyor.
Sonra evler. Sanyer de lüks konutlar ftrtına-
sından nasibini almadı değil. Ne var ki, geçmi-
şin emek dökülmüş ahşap dünyası kıyıda kö-
şede varlığını koruyor. Şöyle dolaşın, Sanyer'de
güzel ahşap evler, incelikli taş yapılar, kâgir ev-
ler karşınıza çıkacak...
Boğaziçi iskelelerinin çoğunu yok ettik. San-
yer'inki neyse yerlı yerinde. Yine vapurlar yana-
şıyor, yine vapurlar kalkıyor.
Semt oldum bittim balıkçılann semtiymiş. Vak-
tiyle bir de bahçevanlar varmış. Evliya Çelebi
birbirinden güzel bahçelerden söz açar.
Bahçeler kaybolmuş. Balıkçılann dünyası, biz-
lerdenfzi büsbütün kirletmedJkçe nefes afabfB-
yor.
Boğaziçi'nin deniz kıyısı camilerinden biri de
Sanyer'de. Orada denize bakarak nice zaman-
lann yakanşlannı söylüyor.
Sanyer'in balıkçılar çarşısı eskiden meydan-
daydı. Şimdi o meydan bir gezinti yeri oldu. He-
le hafta sonlan iyice kalabalık. Deniz havası al-
maya gelenler, orada bir aşağı bir yukan dola-
şıp duruyortar.
Balıkçılar çarşısına uğramadan dönmeyelim
Sanyer'den.
Istanbul, elbette bir balık kültürü şehriydi. El-
lilerde altmışlarda yazılmış romanlara, öykülere
göz atın, şehrin değişik toplumsal zümrelerin-
de balık kültüründen işaretler yakalarsınız. Ba-
lık, zenginin olduğu kadar, fakirin de sofrasında
bereketli yemekti. Bu romanlarda, öykülerde,
daracık sokaklı mahalle araları hep balık kızart-
ması kokar. Şimdi öyle değil. Balık orta hallinin
sofrasına bile arada bir uğruyor.
Sonbahar yapraklı Sanyer'de doğaya az bu-
çuk yakın bır gün, bir öğleden sonra, bir akşam
üzeri bizi tazelendirdi. Denizi kokladık. Sokak-
lanndan geçtik, denizine baktık. Deniz umutlar
getirdi.
Sanyer, Boğaziçi'nin Rumeli kıyisında, günün
yorgunlugunu, günlerin çalışıp didinmesini san-
ki bir anda sildi.
Şimdilik hoşça kal Sanyer.
Gütenberg Galaksisi'ne Gezî
Olivier Ödüüeri verildiKültür Servisi - Tiyatro dünya-
sının en prestijli ödüllerinden 'La-
urence Oüvier Ödülleri', 23 Şu-
bat'ta Londra'daki Lyceum Tiyat-
rosu'nda düzenlenen bir törenle
sahıplerini buldu..
Julie Walters, Arthur Miller'm
'AI1 MySons' adlı oyunundakı per-
formansıyla Jesska Lange ve He-
len Mirren ile rekabetinde galip
gelerek 'en iyi kadın oyuncu' da-
lında 'Laurence Olivier Ödülü'ne
layık görüldü. Oyunda, 1940'lann
Amerika'sında, bir uçak fabrikatö-
rünün kansmı canlandıran ve töre-
ne katılamayan Walters, bir mesaj
göndererek ödülü kirazlı bir pas-
tanın üzerindeki kocaman ve en
lezzetli kiraz olarak tanımladı. Wal-
ters, gelecek ay 'Oscar ÖdüHe-
ri'nde 'en iyiyardımcı kadın oyun-
cu' olarak yanşacak.
Törende, 'AüMySons' dörtödül-
le en çok ödül alan oyun oldu, Ho-
vvard Davies 'en iyi yönetmen' se-
çilirken VVTDiam Dudley 'en iyi sah-
ne tasanmı' ve Ben Daniels 'en iyi
yardnna erkek oyuncu ödülü' nü
aldı. Stephen Sondheim'ın, 'Mer-
rih VVe Roll Along at the Donmar
VVarehouse' adlı müzıkalı Lord
Llovd VVebber'ın 'The Beautiful
Game'ini geride bırakarak üç ödül
kazandı. 'Enryimüzikal". 'eniyiakt-
ris'-Samantha Spiro. 'eniyiaktör'-
Daniel E\ans.'En i\i komedi' da-
lında ödül kazanan 'Stones In Hfa
Pockets'taki rolüyle ConletfaHiDs
'en iyi aktör' seçilirken 'DoDy's
VV'est's Krtchen'daki rolüyle PaÛM-
ne Flanagan 'en iyiyardımcı kadm
oyuncu' seçildi.
JuKa Ormond. Helen Mirren,
Ben Ehon. Trevor Nunn ve Aman-
da Donohue'da ödül törenine katı-
lan isimler arasındaydı. 'En iyi ye-
ni oyun' dalmda BBC'nin verdiği
ödül Joe Penhall'in 'Blue/Oran-
ge'ına gıtti. 'The Royal Opera'nın
sahneledıği 'The Greek Passion'
'eniyiyeniopera' ödülüne değer gö-
rülürken 'en iyi kostüm tasanmı
ödülü'. 'RememberofThings' ile
ABson Chhty'e verildi.
KÜLTÜR SANAT
YAYINCIUK
Sall 2001, saat 18:30 ..
1550-1600
Montaigne-Denemeler
Bodin-Toplum Esenliği
Üzerine Altı Kitap
Konuşmacüar: Cenıal Bâli Akal
Ahmet Oktav
Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesı
Istıklal Cad. No.285. Kat 1, Beyoğlu
ANKARA ASLİYE 24. HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
1999/373
Davacı Ergazi Bektaş tarafından davalı Bırgül Bektaş aleyhıne açüan Tenfız davası-
nın 6 2.2001 gûnlü oturumunda venlen ara karar uyannca; Bütün araştırmalara rağmen
davalının tebligata yarar açık adresı tespit edilemeyıp dava dilekçesi ve duruşma günü
kendısuıe tebliğ edılemedığmden, davalı Bırgul Bektâş'ın 28 3 2001 günü saat: 99.35'te
Ankara 24. Ashye Hukuk Mahkemesrnın duruşma salonunda hazır olması veya kendi-
sini bır vekille temsıl ettinnesı, aksı takdirde HÛMK'nın 213 ve 377 maddeleri uyann-
ca yokluğunda yargılamalara devam edılip bıtınleceğı hususu, duruşma günü dava dı-
lekçesı ve saati yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Keyfıyetın yasal olarak
ilanına. Basın- 9778