28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27ŞUBAT2001SAU 14 I U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN Nâzuıı Fükmet ve iki oyımGünlerdir ekonomik krizle yatı- yor, ekonomik krizle kalkıyoruz. Bol bol laf üretiliyor. Ortada ne hesap veren var, ne istifa eden. Kabine, kır- mızı koltuklann cazibesinden ken- dinı alarruyor bır türlü. Fatura yine bi- ze çıktı. Toplum olarak yediğimiz kazığı sindırmenın yollannı anyo- ruz şimdı. Knz patlak vermeden önce nere- de kalmıştık diye düşünüyorum. Yol- suzluk gibi konular iyice sıradanlaş- tığı için onlan bir küme olarak atlı- yorum ve Nâzun Hikmet meselemi- ze geliyorum. Yani, Kültür Bakanı Is- temihan TaJay'ın girişimiyle şairimi- zin yurttaşlık hakkının geri verilme- sı içın hazırlanan kararnameye MHP kanadırun göstenüği tepkiye. Okuduk- lanma ınanamıyorum: "Nâzım için af- fin altina imza atarsam. Şeyh Sait için d'e atmam laam.." "O zaman Merve Kavakçı 'yı neden vatandaşhk- tan çjkardık. Mademö>le ideotoji ser- best, biri mürteci ise öteki de komü- nist" "tmralı Adası'nı mezarhk ya- paiun. Türkiye'de nesli tükenen ko- münistleri buraya koyalım. Bütün dünyaya ilan verelim. Abdullah Öca- lan da turistkre bilet kessin." "Otma- yacakduayaamindenmez." Meclıs'in düzeyini ortaya koyan inciler dizi- si... Böyle bır dönemde en iyisi ra- hat bırakalım Nâzım Hikmet'i yattı- ğı yerde. Zaten Atilla Coşkun'un Cumhuri- yet'te çıkan yazısında belirttiği gibi "NâzrnıHflanet,dünyagözündeTürk şairidir, Türk yurttaşı olmamış, ne yazar ki?" Diişün Sahnesi Şu günlerde, izleyebildiğim kada- nyla, Istanbul'da iki tiyatroda Nâzım Hikmet'le buluşuyor seyirci. Devlet Tiyatrosu sanatçısı MümtazSevinç'in Beyoğlu'nda kurmuş olduğu küçücük Düşün Sahnesi'nde, sanatçı, Banu • "Ben, Stanislavski'nin, Meyerhold'un, Vahtangof un Tairof'un ellerinden taze çıkmış, dumanı üstünde buram buram hayat, devrim, güzellik, kahramanlık, iyilik, akıl, zekâ kokan oyunlar seyrettim... Bütün bunlan seyredersin de karşında birbirinden geniş ufuklar açılmaz mı? Halkın için, halklar için, insan için umutlu, aydınlık, ileriye, haklıya, doğruya, güzele, hürriyete çağıran eserler yazmak için yanıp tutuşmaz mısın?" R'nin Nâzım Hikmet'in aşk şiirle- rinden yaptığı kolajı, MahmutGök- göz'ün rejisi ve Nurettin Ozsuca'nın müzikleri eşlığınde yorumluyor. "Bir Çift Sözümüz Var, Aşka Dair" Nâ- zım'ın düşünce dünyasmda bir yayı- lım, onun zihninde oluşan resimlerin sözlere dökülüşü. Mümtaz Sevinç'in dingjn okuma biçimi, şairin geçmi- şe yaptığı yolculukta Piraye, Münev- ver ve Vera'ya yazdığı şiirlerde bi- reysel ve toplumsal aşkın bütünleş- mesinin altmı çiziyor. Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda kuruluşunun 10. yılı nedenıyle Nâ- zım Hikmet'in "Ivan lvanoviç Var nııydı Yok muydu?" adlı oyunu, Ke- nan Işık'ın rejisiyle oynanıyor. Şairin 1956'dayazrnışolduğuoyun, Türki- ye'de ilk kez 1991'de ZeKha Berk- soy'un sanat yönetmeni olduğu dö- nemde yine Bakırköy Belediye Tiyat- rosu'nda ve yine Kenan Işık tarafm- dan sahnelennüşti. Oyunun başlannda şöyle der Kas- ketli; "Mayakovski'ye göre, bffiyor- sunuz, insanlar 1978 yıfanda pireteri (tahtakurusu?) ancak hayvanat bah- çelerinde seyredecek, Bir piyesin ya- zanna göreyse yatnız pireler değil, öküze benzemek için şişen kurbağa- lar, aslan postu giyen eşekkr filan an- cak 1999 yıfanda düşecek hayvanat bahçelerine. Demek ki bu piyeste sey- redeceğiniz işler, 1999 yıhnda, saydV ğumz memleketlerde arûk geçmez." 1999 yıh soyut, soyut olduğu kadar da sanatçı sorumluluğu üstüne an- lamlı bir saptama. Oyun, evrensel bir tema üzerine oturduğu için, kurgusun- daki zaaflara rağmen bugün de söy- leyecek sözü olan bir yapıt olarak ele almabılir. Güncelliği, öncelikle in- san unsurunu sorgulayan bir çahş- ma olmasıyla bağlantılı. Nâzım Hik- met, bu oyununda salt börokrasi çar- kını ve bürokratlan eleştirmiyor, sis- temi oluşturan insan unsunıyla hesap- laşıyor ve hangi sistemde olursa ol- sun eğer bir yozlaşma söz konusuy- sa bu yozlaşma o sistemi yok edecek- tir temel noktasından hareket ediyor. Oyunda söz konusu hesaplaşmanrn eksen kişileri, bir tesviyeciyken se- vildiği için yönetime getirilen Pet- rof ve onun içindeki gûçlü olma ar- zusunu kamçılayan Ivan lvanoviç olarak belirleniyor. Ivan îvanoviç, Petrof un yanında veya karşısında yer alan bir kişi değildir. O, bir tut- kudur, bir ihtirastır, bir hrrs dalgası- dır. Bu bağlamda, oyunda Petrof ta yaşam bulan kışkırtıcı arzulann in- sanı esir alış sûreci işleniyor. Kenan Işık, bu süreci biraz da metindeki ipuçlanndan yola çıkarak dışavurum- cu bir yorumla ele almış. İvan lvano- viç karakterini çoğaltmış. Gençada- mm onu adeta sarmalayan Ivan lva- noviç'lerle kendine ve çevresine ya- bancılaşması, yer yer güldürû unsu- runun da altı çizilerek aktanlıyor se- yirciye, ama zaman zaman oyuncu- luklarda komik olmak uğruna tonla- nn dozu yükseliyor, gülünç ve abar- tı arasrndaki sırur aşılıyor. Yaşadığı çelişkileri, değişimleri yumuşak ge- çişlerle veren Petrof rolûnde Ragıp Savaş'tan Anna Nikolayevna rolünde Meral Çetinkayaya kadar bu çalış- mada yer alan tüm sanatçılar, iyi bir ekip oyunculuğu sergiliyorlar. Ali Yenal'ın sahne ve Murat Ipek'in ışık tasanmı, Nâzım Hikmet'in metnini ve Kenan lşık'ın teatral bir anlatıma yönelik yorumunu destekleyen unsur- lar. Sergi, 24Mart'a kadar Yapı KrediKültürMerkezi'nde ParamparçaAşklar-Köpekler, A. GonzakzInarritu. Oscaradayı fllmlerfestivalde Kültür Servisi-20. Uluslararası Istanbul Film Festıvali'nin programında Oscar'a aday gösterilen dört film yer alıyor. Bu filmlerden ikisi. Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ı dalında "Amores Perras / Paramparça Aşklar- Köpekler" ve "Everbody Famous!/ Herkes Meşhur". Meksikah Alejandro Gonzales Inarritu'nun filmı "Paramparça Aşklar-Köpekler", festıvalın "Dünya Sinemasınm Genç Yıldızlan" bölümünde gösterilecek. Yabancı Dilde En İyi Film Oscar'ınm öteki adayı Dominique Deruddere'in filmi "Herkes Meşhur! / Everbody Famous" ise Belçika adına 'Altm Lale' için yanşacak. "Amores Perros", bir süre önce dağıtılan Altm Küre ödüllerinin de aday listesindeydi. Aynı listede bir başka festival filmi "DCentoPassi/Yüz Adnn" da vardı. Yılm başanlı fılmlerinden Cameron Crowe imzalı "Almost Famous / Şöhrete Bir Adun" da, 'Kurgu' ve 'Senaryo' dallannda Akademi ödüllerine aday oldu. Crowe'un filmi, En iyi Mûzikal Komedi dalında Altın Küre ödülünü kazanmış, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalmda aday olan iki oyuncusundan genç Kate Hudson'a da (dığeri Frances McDormand) bir Altın Küre getirmişti. 20. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nin dördüncü Oscar adayı filmi ise, "Çağımızm Aynası Sinema: İnsan Haklan" bölümündeki "LongNight's Journej Into Day / UzunGeceden Gündüze". Adıyla bir Eugene O'Nefl oyununu çağnştıran, Deborah Hoffman ve Frances Reid'in yönettiği film, 'Uzun Metrajb Belgesel' dalmda yanşıyor. Festivalin 'Sanatlar ve Sinema' bölümünde yer alan Todd Robinson'ın filmi 'Amargosa" da geçen yıl aynı kategoride Oscar adayı olmuştu. Kuşla Gelen KartlarKültür Servisi - 1985 Eki- mı'nde aramızdan aynlan şair- ressam Metin Eloğhı'nun kart- postallan 'Kuşla Gelen Kartlar' adı alhnda 24 Mart'a dek Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Araştırma Kürüphane- d'nde sergüenıyor. Metin Eloğlu'nun kartpostal- lan, aynca sergiyle aynı adı ta- şıyan bir kitapta toplandı. Sa- müı Rifet'ın yazdığı IVİetinEloğ- hı İçin Kartpostal ArkasOnKı- sa Metin'in eşhk etnğı kitap, Ya- pı Kredi Yayınları tarafından ya- yımlandı. Yasamı boyunca re- simden hiç kopmamakla birlik- te her zaman şiiri resmin önün- de rutan Eloğlu, daha çok geçi- mini saglamak için resim yapü. Ressamlığını; gazete çizerliği, süslemecilik gibi kimi yan iş- lerde kullandı çoğunlukla. Samih Rifat. 'Metin Eloğlu İçin Kartpostal Arkası On Me- tin'de şöyle diyor "Posta kart- lan boyardı, biraz eşe dosta j"ol- lamak, vermek. biraz da satip üç beş kuruş kazanmak için sa- nınm. Nasüsatardı, neretere da- • Türkşiirinin uçan şairi Metin Eloğlu'nun kartpostallan kuşlarla, Samih Rifat'ın metinleri de anılarla, fotoğraflarla, yaşanmışlıklardan arda kalan sözlerle geliyor. ğrördı bümryorum. Karton üs- tüne, oldukça kahn bir yağhbo- yaytayapdmış,kimizamanfigür- lü ama çoğunlukla soyut resün- ierdi bunlar. Srvamalar, leke is- rifleri. çok katiıbo\ a içinden ka- zuna>1acıkarünuş biçimler^ Bi- Hyorum. bukarüardan başkala- rmda da var, çok kimsede var. Biliyorum, evterin duvarlann- dan çok çanşma masalarmda, çekmecekrde, ldtaplıklarda. in- sanlann yabnzfak köşelerinde, sessizlikköşelerindeduruvorbu kartiar. Ve bir ozan/ressam Me- tin Eloğlu, Yemen'den öte bir yer'denbugüne.birflerine kart- lar gönderiyor durmadan." YAZI ODASI SELtM tLERİ Sarıyer O zamanlar, kırk-kırk beş yıl önce, ulaşım bu- günkü gibi hızlı olmadığından, bizşehırde, şeh- rin içinde oturanlar için, Sanyer"e gitmek, ade- ta bir dünya seyahatine çıkmaktı. Bir iki kez Sanyer'in sulanna gidilmişti. Kes- tane Suyu, Hünkâr Suyu gibi adlar kaîmış ak- lımda. Bir kez de çoluk çocuk bütün mahalle San- yer'e pikniğe gitmiştik. Bir otobüs tutulmuş, sa- bahtan yola çıkılmıştı. Ama işte hepsi o kadar. Araya Sanyer'siz yıllar giriyor. Boğaziçi'nin bu çok eski yerieşme alanına ge- ri dönüşüm son beş-on yıla rastlıyor. Sanyer'de geçmiş günlerin güzel, iç içe köyler duygusu bı- rakan Boğaziçi peyzajından Sanyer çok şükür bir şeyleri hâlâ barındırıyor. Önce semtin adı, hoş bir hikâyesi varmış: Bu- raya Mısıriı zenginler gelir, yer içer, çil çil attın öder- lermiş. Bu yüzden burası için "san lira yer" den- meye başlanmış; aradan lira düşünce, Sanyer ortaya çıkmış. öyle mi, değil mi; gerçek olan, Sanyer*e Bi- zans döneminden başlayarak Istanbul halkının ilgi göstermesi. Sanyer'e geldiniz mi, mevsimler birbirine ka- nşmaya başlar. Yazın en sıcak gününde, ferah- latıcı birrüzgârardınızatakılabilir. Sogukkış gü- nünde, denizden ince, neredeyse ılıman biresin- ti. Sonra hırçınlaşan deniz, sonra yine bir bahar duygusu. Semt, zaten güzel havasryla öteden beri şifa verinmiş. Burası aslında öbek öbek görüntüleriyte bir- çok resim sunar. Balıkçılann bannağı, teknele- rin yola çıkışı, geri dönüşü, denize açılmak öz- lemini ve denizden dönmek düşüncesini her an hatıriatır. Martılar hâlâ denizden beslenebilmekte. Şiş- li'nin martılan gibi apartman damlannda hayat mücadelesi vermiyoriar. Burada hep deniz var, hâlâ doğa var, yeşerti var, üstelik kış ortasında! Alçakgönüllü balıkçı kahveleri, balık lokanta- lan bugünün Sanyeri'ne başka semtlerden ge- len için uğrak yerieri. Çarşısında börekçisi, mu- hallebicisi, dondurmacısı çocukluğumdan bir şeyler fısıldayıp duruyor. Sonra evler. Sanyer de lüks konutlar ftrtına- sından nasibini almadı değil. Ne var ki, geçmi- şin emek dökülmüş ahşap dünyası kıyıda kö- şede varlığını koruyor. Şöyle dolaşın, Sanyer'de güzel ahşap evler, incelikli taş yapılar, kâgir ev- ler karşınıza çıkacak... Boğaziçi iskelelerinin çoğunu yok ettik. San- yer'inki neyse yerlı yerinde. Yine vapurlar yana- şıyor, yine vapurlar kalkıyor. Semt oldum bittim balıkçılann semtiymiş. Vak- tiyle bir de bahçevanlar varmış. Evliya Çelebi birbirinden güzel bahçelerden söz açar. Bahçeler kaybolmuş. Balıkçılann dünyası, biz- lerdenfzi büsbütün kirletmedJkçe nefes afabfB- yor. Boğaziçi'nin deniz kıyısı camilerinden biri de Sanyer'de. Orada denize bakarak nice zaman- lann yakanşlannı söylüyor. Sanyer'in balıkçılar çarşısı eskiden meydan- daydı. Şimdi o meydan bir gezinti yeri oldu. He- le hafta sonlan iyice kalabalık. Deniz havası al- maya gelenler, orada bir aşağı bir yukan dola- şıp duruyortar. Balıkçılar çarşısına uğramadan dönmeyelim Sanyer'den. Istanbul, elbette bir balık kültürü şehriydi. El- lilerde altmışlarda yazılmış romanlara, öykülere göz atın, şehrin değişik toplumsal zümrelerin- de balık kültüründen işaretler yakalarsınız. Ba- lık, zenginin olduğu kadar, fakirin de sofrasında bereketli yemekti. Bu romanlarda, öykülerde, daracık sokaklı mahalle araları hep balık kızart- ması kokar. Şimdi öyle değil. Balık orta hallinin sofrasına bile arada bir uğruyor. Sonbahar yapraklı Sanyer'de doğaya az bu- çuk yakın bır gün, bir öğleden sonra, bir akşam üzeri bizi tazelendirdi. Denizi kokladık. Sokak- lanndan geçtik, denizine baktık. Deniz umutlar getirdi. Sanyer, Boğaziçi'nin Rumeli kıyisında, günün yorgunlugunu, günlerin çalışıp didinmesini san- ki bir anda sildi. Şimdilik hoşça kal Sanyer. Gütenberg Galaksisi'ne Gezî Olivier Ödüüeri verildiKültür Servisi - Tiyatro dünya- sının en prestijli ödüllerinden 'La- urence Oüvier Ödülleri', 23 Şu- bat'ta Londra'daki Lyceum Tiyat- rosu'nda düzenlenen bir törenle sahıplerini buldu.. Julie Walters, Arthur Miller'm 'AI1 MySons' adlı oyunundakı per- formansıyla Jesska Lange ve He- len Mirren ile rekabetinde galip gelerek 'en iyi kadın oyuncu' da- lında 'Laurence Olivier Ödülü'ne layık görüldü. Oyunda, 1940'lann Amerika'sında, bir uçak fabrikatö- rünün kansmı canlandıran ve töre- ne katılamayan Walters, bir mesaj göndererek ödülü kirazlı bir pas- tanın üzerindeki kocaman ve en lezzetli kiraz olarak tanımladı. Wal- ters, gelecek ay 'Oscar ÖdüHe- ri'nde 'en iyiyardımcı kadın oyun- cu' olarak yanşacak. Törende, 'AüMySons' dörtödül- le en çok ödül alan oyun oldu, Ho- vvard Davies 'en iyi yönetmen' se- çilirken VVTDiam Dudley 'en iyi sah- ne tasanmı' ve Ben Daniels 'en iyi yardnna erkek oyuncu ödülü' nü aldı. Stephen Sondheim'ın, 'Mer- rih VVe Roll Along at the Donmar VVarehouse' adlı müzıkalı Lord Llovd VVebber'ın 'The Beautiful Game'ini geride bırakarak üç ödül kazandı. 'Enryimüzikal". 'eniyiakt- ris'-Samantha Spiro. 'eniyiaktör'- Daniel E\ans.'En i\i komedi' da- lında ödül kazanan 'Stones In Hfa Pockets'taki rolüyle ConletfaHiDs 'en iyi aktör' seçilirken 'DoDy's VV'est's Krtchen'daki rolüyle PaÛM- ne Flanagan 'en iyiyardımcı kadm oyuncu' seçildi. JuKa Ormond. Helen Mirren, Ben Ehon. Trevor Nunn ve Aman- da Donohue'da ödül törenine katı- lan isimler arasındaydı. 'En iyi ye- ni oyun' dalmda BBC'nin verdiği ödül Joe Penhall'in 'Blue/Oran- ge'ına gıtti. 'The Royal Opera'nın sahneledıği 'The Greek Passion' 'eniyiyeniopera' ödülüne değer gö- rülürken 'en iyi kostüm tasanmı ödülü'. 'RememberofThings' ile ABson Chhty'e verildi. KÜLTÜR SANAT YAYINCIUK Sall 2001, saat 18:30 .. 1550-1600 Montaigne-Denemeler Bodin-Toplum Esenliği Üzerine Altı Kitap Konuşmacüar: Cenıal Bâli Akal Ahmet Oktav Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesı Istıklal Cad. No.285. Kat 1, Beyoğlu ANKARA ASLİYE 24. HUKUK MAHKEMESt'NDEN 1999/373 Davacı Ergazi Bektaş tarafından davalı Bırgül Bektaş aleyhıne açüan Tenfız davası- nın 6 2.2001 gûnlü oturumunda venlen ara karar uyannca; Bütün araştırmalara rağmen davalının tebligata yarar açık adresı tespit edilemeyıp dava dilekçesi ve duruşma günü kendısuıe tebliğ edılemedığmden, davalı Bırgul Bektâş'ın 28 3 2001 günü saat: 99.35'te Ankara 24. Ashye Hukuk Mahkemesrnın duruşma salonunda hazır olması veya kendi- sini bır vekille temsıl ettinnesı, aksı takdirde HÛMK'nın 213 ve 377 maddeleri uyann- ca yokluğunda yargılamalara devam edılip bıtınleceğı hususu, duruşma günü dava dı- lekçesı ve saati yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Keyfıyetın yasal olarak ilanına. Basın- 9778
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle