18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ŞUBAT 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMIDE KRIZ AB-Türidye I tstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi'nce Göztepe kampusunda düzenlenen Avrupa Birliği Semineri'nde konuşan Tûrkıye Ekonomik ve Sosyal EtüdlerVakfi(TESEV) Direktörü, emekli büyükelçi Özdem Sanberk, AB'nin, Tûrkiye'yi içine almak yerine, Türkiye'nin istikrarh. AB ile gerginlik yaşamayan, sorunlannı kendisi çözen, meselelerini Avrupa'ya yansıtmayan bir ülke olmasını istediğini söyledi. h ç sektörü umutsuz • tstanbul Haber Servisi - Türkıye İlaç Sanayii Derneği qISD) tarafindan düzenlenen ve AB açısından ilaç sektörünün tartışıldığı toplantı Dedeman Oteli'nde yapıldı. Türk ilaç sanayicileri, Avrupa Birliği'ne (AB) giriş sürecinde, sektörün durumunun hiç de iç açıcı olmadığını vurguladılar. Ikinci Susurluk beraatett! • İstanbul Haber Servisi-'Çete oluşturarak arazi ihalesıne müdahale etmek' suçundan yargılanan Susurluk çetesi üyesi, eski özel timci Ayhan Çarkın'ın da aralannda bulunduğu 9 sanık. suçun unsurlan oluşraadığı gerekçesiyle beraat ettı. tstanbul 1 No'lu DGM'deki duruşmaya sanıklardan Yılmaz Gülümser ile Abdülkadir Ünal katıldı. Ayhan Çarkın, Susurluk davasında 4 yıl ağır hapis cezası almıştı. Yeni Asya'ya kapatma • İstanbul Haber Servisi - istanbul 3 No'lu DGM, Yeni Asya gazetesinin, 'Bu da yetmezse' başlıklı yazıda 'halkm din yoluyla kin ve düşmanlığa alenen tahrik edildiği' gerekçesiyle 7 gün süreyle kapatılmasmı kararlaştırdı. Aynca yazar Ali Ferşadoğlu'na 1 yıl 8 ay hapis ve 152 milyon lOObinlirapara, Yazıişleri Müdürü Mustafa Döküler'e de 1 milyar 992 milyon lira ağıı para cezası verildi. DHKP/C davası I tstanbul Haber Servisi - Emınönü Belediyesi'nde görevli zabıta memuru Gönül Kjral'ın da aralannda bulunduğu 6'sı tutuklu 21 kişinin DHKP/C örgütüne üyelik, yardım ve yataklık iddiasıyla yargılanmalanna başlandı. istanbul 5 No'lu DGM'deki duruşmada Gönül Kıral, belediyede 18 yıldan beri çahştığuu belirterek örgütle ilgisinin olmadığını söyledi. Kıral'ın tahliyesine karar veren mahkeme heyeti oturumu erteledi. Beyaz Saray yönetimi 'Krizin aşılmasının anahtan Ankara'nm elinde' dedi ABD'den yarcbma retFUATKOZLUKLU VVASHINGTON - Türk hükü- metinin mali krize çözüm bulma görüşmelerinin ardmdan aldığı "dalgah döviz kuruna" geçiş ka- ran ve sonrasında yaşanan kaos, Uluslararası Para Fonu'nun yanı sıra Bush yönetimi tarafindan da yakın takibe alındı. Ankara'da çarşamba günü 13 saat süren krize çözüm bulma top- lantısının başlamasından birkaç saat sonra Uluslararası Para Fonu tcra Kurulu da IMF Başkanı Horst Köhler'ın çağnsıyla "ad- len" toplandı. IMF Birinci Baş- kan Yardımcısı Stanley Fischer'in başkanlığında "olağanüstü gûn- demk" bır araya gelen fon yöne- ticüeri, dört saatı aşan toplantı bo- yunca Ankara'da hükümetin eko- nomi kurmaylanyla telefon gö- rüşmesi yaptılar. Devalüasyon an- lamına gelen " dalgah döviz kuru- na" geçişin Türkıye tarafindan is- tendiğini söyleyen IMF yetkilile- ri, Ankara'da saatler çarşamba ge- ce yansını gösterirken hükümetin istemine "krizin büvümemesi" için "yeşil ışık" yakıldığinı belirttiler. 'Reformlan görelmı' Türk hükümetinin IMF'den önceki akşam "ek mali yardım'' talebinde bu- lunduğu, bunun Bush yönetimine ile- tildiği ve Beyaz Saray'dan da "Banka- ahk sektöründe reform adunlan aühn- ca\-a kadarbekteyip getişmelere göre ka- rariaşannz" yanıtı venldığı belırlendi. Cumhuriyet'e konuşan bir IMF üst düzey yetkilisi, Türkiye'nin ek yardım talebinin ABD yönetimine anında ile- tildiğını. ancak Beyaz Saray'ın "Anka- ra'daki gelişmeleri hükümetin atacağı adunlan bir süre izleyelim. Kendilerine shaaistikrarvedüzenlemderkonusun- da baskı yapmak kaçmılmaz hale geklL Krizin aşdmasının anahtan Anka- Financial Times gazetesi, Ecevit - Sezer gerginliğini okuıianna bu karikatûrle yansıttı. Fitch Kredi notu duşuruldu ANKARA(AA)-Tür- kiye'de yaşanan ekono- mik krizin ardmdan, dünyanın önde gelen kredi derecelendirme (rating) kuruluşu Fitch Ibca, Duff and Phelps, Türkiye'nin uzun vadeli TL cinsinden kredi notu- nu BB'den B arüya dü- şürdü. Fitch, Türkiye'nin eksi BB olan uzun vade- li yabancı para cinsinden kredi notunu da olumsuz izlemeye aldı. Fitch'ten yapılan açık- lamada, "Türkiye'nin bûtûn kredi notiannm duşürme eğiiimi üe izte- meye ahndığr bildirildi. ra'nın etinde" diyerek geri çevirdiğini söyledi. Beyaz Saray'ın konuyla ilgili olarak bugün bir açıklama yapması bekleniyor. Ankara'nın aldığı karar, ABD baş- kentinde, "Türkiye'nin enflasyonu dü- şünneyi hedefleyen ekonomik reform programını en az 2 yılhk bir süreçte ha- yata geçiremeyeceğr şeklınde değer- lendirilıyor. IMF Başkanı Horst Köh- ler, IMF'nin "Türkiye doruğu" sonra- sında bir açıklama yaptı ve Türk hükü- metinin meydana gelen gelişmeler kar- şısında. "döviz kurunu dalgalanmaya bırakma" karan almasını destekledık- lerini ilan etti. Adının açıklanmaması koşuluyla Cumhuriyet'e bilgi veren bir IMF yet- kilisi, Türkiye'nin kriz öncesinde uygu- ladığı ekonomik programın geniş bir program olduğunu ve 11 milyar dolar- lık bir krediyi kapsadığını anımsattı. IMF yetkilisi, "Bu miktann 5 müyar dolanAnkara'>'agönderQmişti.6mih l ar dolan dabundan sonrayapdacakpazar- bğmardmdan verflebflecek. Türkiye'nin asü çözüme kavuşturması gereken so- runu potitik sistemi" dedı. Aynı İMF yetkilisi, Türkiye'nin içine düştüğü kri- zi de şöyle tahlil etti: "Türkiye'nin 30 milyar dolar tutannda içinin boşalül- masmdan doğan bir kamu bankalan kamburu var. Bu kambur. yönetim me- kanizmasuıda birinci dereceden denebi- lecek konumda söz sahibi siyasetçüerile aralannda medya patronlannın da bu- lunduğu grubun yokuztuklarmdan otuşmuştur. Ankara hükümeti, çoğu si- vasi avantalardan kaynaklanan bu yüktenacüenkurtulmakzorunda. Kriz birkaç günfln ürünü değfl." ABD Haane Bakanı Amerikan Hazıne Bakanı PaulO'Ne- UL ülkesinin, Türk hükümetinin dövizi dalgalanmaya bırakma karannı tümüy- le desteklediğini açıkladı. ABD'nin, Türkiye'ye yönelik IMF desteginin ar- kasında olmaya devam edeceğini de vurgulayan O'Neill, "IMF tarafindan dadesteklenen Türkiye'nin izlediği eko- nomikprogram, geçen yıl makroekono- mik ve yapısal açıdan birçok önemli he- defe ulaşmışür. Inanryonız ki ahnan ka- rariar, Türkrye'de istikrarh büyüme ve eııflasyonımdüşüriumesikinmcvcutze- mini güçlendirecektir" dıye konuştu. Batıklara aktanlan paraların, anayasaya aykın olarak halkın cebinden alındığı belirtildi Yıırttaş: BDDK'den davacıyım• Aydınlar öncülüğündeki bir grup yurttaş, batık bankalan kurtarmak için fona aktanlan paradan kendi payına düşen kısmı alabilmek için tek tek dava açıyor. Davacılar arasında bulunan gazetemiz yazan Işıl Ozgentürk, mahkemede, 'Bizler paralanmızın belli bir zümreye aktanlmasını kabul etmiyoruz' dedi. tstanbul Haber Servisi - Ay- dınlann öncülüğüyle yurttaşlar, batık bankalan kurtarmak için Hazine'den Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) akta- nlan 6.1 milyar dolardan, ken- di payına düşen 58 milyon 500 bin lirayı gen almak için tek tek davaaçıyor. Gazetemiz yazan Işd Ozgentürk'ün açtığı dava- nın ilk oturumu dün yapıldı. Ozgentürk, Yazarımız Işıl Özgentürk'ün BDDK aleyhine açtığı davanın ilk oturumu dün yapıldı. Uygur, şöyle devam etti: "Dev- let, başından denetimi yapnu- yor. Bankalann içi boşâlüknk- tan sonra Haane'deld, yani hal- ka ait paralan eksilterek batan bankalara aktanyor. Daha son- ra yeni vergilerie Hazine'den ek- sflen para, tekrar halktan ahnı- yor. Halkm paralannm banka- lara aktanlabUmesi için bireyle- rin bağış yaptığma dair iradele- rinin olması gerckir. Bizün böy- le bir irademiz yok. Cebimizden aunan paranın iadesini istiyo- ruz." 'Para bûtçede kalsaydıJ' Işıl Ozgentürk ise bankalara aktanlan 61 milyar dolar, Tür- kiye nüfusuna bölündüğünde yurttaş başına 58 milyon lira düştüğünü belirterek "tlk ba- kışta küçümsenebOecek bu pa- ra bütçede kalsaydı her gün sa- ydanartansokakçocuklaruun en az bin tanesi asla sokak co- cuğu otmayacak, eğttimeyatın- lan para artacakn. Pek çok iş olanağı sağlandığmdan işsizük''Batan bankalara BDDK aracıhğryla aktanlan paralar, cel katıldı. BDDK avukatı Yücel, sun- lenenkaynaklanndan sağlandığını kay- endişesi ortadan kalkacakü" dedi. anayasaya aykın olarak yurttaşlann ceplerinden ahnıyor. Bizler paralanmı- zın belli bir zümreye aktanlmasuu ka- bul etmiyoruz" dedi. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkeme- sı'nde Bankacılık Düzenleme ve De- netleme Kurumu (BDDK) aleyhine açılan davanın dünkü oturuma Işıl Öz- gentürk, aynı davayı açan yurttaşlardan Flgen tşbir, BDDK avukatı Yonca Yü- duğu cevap dilekçesinde, dava devlete karşı açılmış bir dava olduğu için ida- re mahkemesmde görülmesi, davalı BDDK'nin ikâmetinin de Ankara ol- ması nedeniyle yetkisizlik karan veril- mesini istedi. Yücel, batık bankalara aktanlan paralarla "yurttaşlann mal- varhğında azalma oimadığuu" öne sür- dü. Yücel, Hazine'den TMSF aktanlan paralann, fonun yönetmeliğinde belir- detti. Duruşma, dosyadaki eksiklerin tamamlanması için ertelendi. Özgentürk'ün avukatı Cihat Uygur duruşmadan sonra yaptığı açıklamada, batık bankalara para aktanlmasının na- sıl bir amaca yönelik olduğu konusun- da kesinlik olmadığına dikkat çekti. Uygur, batık bankalann zararlannın karşılanmasının, batmış bankaya hayat vermek anlamına geldiğini ifade etti. Yurttaş Figen Işbir de davanm tek tek birey girişımi ve yurttaşlık bilin- cinin ortaya konuhnası olduğunu vur- gulayarak şunlan söyledi: "Devlet, 'vatandaş mağdur edibne- yecek, batık bankalann zarannı dev- let ödeyecektir' diyor. Ben nasıl merak etmem. Devtetin ödeyeceği para benim param. Davacrvım. Hesap sormak is- teyen herkes dava açabiür" dedı. Uygulanan reçetelerle ekonomiler düze çıkanlmıyor, mali krize sürükleniyor IMF gittiği her ülkeyi batırıyorEkonomi Servisi - Ulusla- rarası Para Fonu'nun (IMF) gelişmekte olan ülkelere da- yattığı ekonomi programlan- nın sonıı mali krizlerle sonuç- landı. Özellikle zor durum- daki ülkelere müdahale ko- nusunda yetersiz kalan IMF, uyguladığı reçetelerle bu ül- kelerin ekonomilerini düze çıkarmaktansa onlan dış borç sarmalma sokup krize neden oluyor. IMF güdümlü ekonomik programlann uygulandığı ki- mi ülkelerde yaşanan geliş- meler şöyle: MEKStKA (1994-95): Yüksek enflasyon ve rezerv- lerin erimesi nedeniyle IMF'den kredi aldı. Sonuç olarak ülkede pek çok işyeri kapandı, yoğun ışten çıkar- malar yaşandı. IMF progra- mma karşın ülkede gelir ada- letsizliği sürüyor ve yoksul- luk gün geçtikçe artıyor. ENDONEZYA (1997-98): Endonezya para biriminde keskin değer kaybı yaşanıyor \e ülke dış borç sarmalmdan çıkmaya çalışıyor. Bu dö- nemde Endonezya Borsası da tepetaklak durumda. Hükü- met, IMF'den yardım alabil- mek için kimi bankalan ka- patmayı kabul ediyor. Ancak ülkedeki enflasyon oranının tırmanışı sürüyor. Bir yandan da işten çıkarmalar ve iflas- lar artıyor. GÜNEY KORE (1997-98): Güney Kore, yaşanan yolsuz- luklar ve ülkenin para biri- mindeki değer kaybı nede- niyle IMF'den yardım istiyor. IMF'nin yardımına karşın ül- kede işten çıkarmalar sürdü. Fatura emekçi kesimine çıka- nldı. TAYLAND ve MALEZYA (1997-98): Spekülatıf serma- ye hareketlerinin kurbanı olan iki ülke de IMF yardım- lanna karşın hâlâ belini doğ- rultamadı. Ülkede gelir farkı uçurumu gün geçtikçe artı- yor. RUSYA (1998): Borçlarmı ödemediği için moratoryum ilan eden Rusya da IMF'den kredi aldı. Ancak hâlâ ülke ekonomi- si istikrara kavuşmuş değil. Rusya'da yolsuzluklar ve ka- yıt dışı ekonomi etkinliğini sürdürüyor. BREZtLYA (1999): Brezil- ya'da uygulanan IMF gü- dümlü döviz kuru politikası, ülkedeki gelir adaletsizliğini engelleyemedi. Uygulanan IMF politikalan sadece Bre- zilya'dan alacağı olan ABD'li bankalann yaranna oldu. DUZYAZI ORHAN BtRGİT Bconomide Makas DeğiştiPilirken.. Hükümetin dövizi dalgalanmaya bırakan yeni karan ile özetlenebilecekyeni ekonomi programı- nın, bu kararlan alanlar için de beklenmeyen bir şey olduğunu anlamak için, dün öğle saatlerinde önce ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal ile Merkez Bankası Başkanı Gazi ErçeCin, daha sonra da Ecevit ile Bahçeli ve Yılmaz"ın yaptıklan açıklamalann içeriğinden de ortaya çı- kıyor. Dün sabaha karşı sonuçlanan toplantı sonun- da ulaşılan sonuçlann, enflasyonla savaşım prog- ramının yeniden yazılacağını söyleyen ekonomi uzmanlanna hak verdirtecek bu açıklamala nn en olumlu yanı, Merkez Bankası'nın yıllardan beri çe- şitli hükümetler tarafindan söylenilen, ama birtür- lü yaşama geçirilemeyen özerkliğinin bu kez ha- zırlanacak bir yasa ile sağlanacağı konusundaki bağıt olmalı. Bu bağıtın sözle kalmayacağı, döviz fıyatlannın dalgalanmasında asıl sözü Merkez Bankası'nın piyasa koşullanna dikkat ederek söylemesi ge- rektiğinin ilk işareti, bana göre dün Erçel ile önal tarafindan yapılan yazılı açıkiamasının altında po- litik sorumluluğu üstlenen hükümetin ilgili bakanı ile eşdeger biçimde Merkez Bankası Başkanı'nın da imzasının bulunmasına özen gösterilmesiyle verilmektedir. Bunun yanı sıra IMF'nin Turkiye Ma- sası Şefi Cottarelli'nin çalışma ofisi de bundan önceki gelişlennde alışıldığı gibi Hazine Müste- şarlığı'nda değil, Merkez Bankası'nda düzenlen- miştir. önceki gün alınan ve ekonomiden anlayanlar- ca bir tür kısmi ya da örtülü devalüasyon olarak tanımlanan bu yeni kararlar, kimilerinin ilen sürdü- ğü gibi Çankaya doruğundaki tatsız kavganın ürü- nü müdür? Yoksa uzun süreden ben uyguianmak- ta olan ekonomik polıtikanın dıbe vuruşunun ne- den olduğu kaçmılmaz sonuç mudur? Soğukkanlılıkla yapılacak irdelerne, ikinci şıkkın ağır bastığını ortaya koyacaktır. Önceki günkü Çankaya krizi, hastalığı ortaya çıkartan beklen- medik bir soğukalgınlığı olarak görülmeli, Merkez Bankası'ndan dün sabah yapılan açıklamada ile- ri sunildüğü gibi "79 Şubat günü ortaya çıkan si- yasi gergınliğın, piyasa katılımcılannın programa güvenlerini kaybetmelerine ve panık halinde ban- kadan döviz talep etmelerine neden olmuştur" gerekçesinin yeterince inandıncı olmadığı bilin- melidir. 19 Şubat olayı, uygulanan ekonomi politikası- nın dibe vuruşunu göstemneye araç olmuş olabi- lir. Nitekim Başbakan Ecevit de dün bu görüşü güçlendirecek turden sözler söylemiş. Hükümet, özellikle Sayın Başbakan ile Bahçeli ve Yılmaz üç- lüsü, göreve başladıklan zaman arkalannda olu- şan asıl güçlü desteğın bugün adına "sivil inisiya- tif" dediğimiz kesim olduğunu unutmamalıdır.Ni- tekim o günlerde Hükümet Başkanı, bu kesimden "Sosyal ve Ekonomik Konsey" olarak söz ediyor ve onlann toplumsal mutabakatt ile enflasyon ca- navan ile savaşımın başarılacağına ınandığını sık sık söylüyordu. Zamanla bu sözler unutuldu.Sosyal ve Ekono- mik Konsey'in önce etkisini yitinnesıne, daha son- ra da dağılmasına seyirci kalındı. Bu hükümetin enflasyon rakamlannı indirme ça- balannda ulaştığı sonucun yanında, özellikle ça- lışanlardan isteyip aldığı özveriler karşısında on- lara ne verdiğı, daha doğrusu ne vermek istediği- ni sorgulamadı. Henüz vakit geçmediyse, öncelikle koalisyonu oluşturan üç genel başkan birlikte yapacaklan bir iç muhasebe ile bu konudaki ihmalleri ve sorum- lulannı ortaya çıkartmalıdır. Sürekli işten çıkartmalann giderek çoğaldığı özel sektörün yanı sıra kamu kesimindeki çalışanlann mavi yakalılar kesimi, yenilenmesi zamanı gelen toplusozleşmeleri ile ilgili kuşkulann içindedir. Kamu kesıminde memur ya da hizmetli olarak isimlendireceğimiz beyaz yakalılara tanınması özellikle DSP tarafindan vaat edilmiş olan grevli, toplusözleşmeli sendika kurma hakkı, bugünkü budanmış biçiminden bir türlü kurtanlamamıştır Oysa daha geçen günlerde, koalisyonun en li- beral partisi olan Anavatan'ın çalışma sorunlann- dan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı da bu ko- nudaki yapıcı tutumlannın bir hükümet karan ola- rak ne zaman parlamentoya getınlecek yasa de- ğişikliğine yol açacağını, bu kesim haklı olarak beklemektedir. Dün, Başbakan ve iki yardımcısının ortak açık- lamalannda ücretlilerin alınan kararlardan zarar göımemesi için gerekli özenin gösterileceği, yok- sullukla mücadeleye önem verileceği türünden sözlerin bir an önce içerik kazanması, bu alanda koalisyon hükümetinin neyi, nasıl yapacağı orta- ya konulurken, "Sivil Inisiyatif Kunılu" ile mutaba- kat sağlanmaya çalışılmalıdır. 19 Şubat olayının ortaya koyduğu bir başka yadsınmaz sonuç, enflasyonla savaşımdan etki- lenmede en önde yer alan geniş halk kesiminin birpatlama noktasına geldiğinin, özellikle ilgililer- ce bilinmesidir. öyle bir ortamdaki insana, söz gelimi son olayda zaman ve zemin açısından yap- tığınız değehendirmeleri bile anlatmakta zorluk çekiyorsanız, bileceksiniz ki, yolsuzluklaha yaptı- ğınız mücade/ede siyasi iktidar olarak yeterince başanlı olmadığınız izlenimi egemendir. Niye başanlı olamadığınızın nedenlerini araştı- rarak, size yönelik kuşkulan gidermeniz için henüz yeterii zaman varken, harekete geçmeyi becere- mezseniz, hiç beklemediğiniz bir zamanda gelebilecek ikinci dalga, gerçek bir sosyal pat- lamaya neden olabilir. Faks: 0212-6770762 E-mail:obirgit(a e-kolay net Dış borç stoku 102 katrifyon ANKARA (Cumhuri- yetBürosu) -Hükümetin, 1 yılı aşkın süredir baskı altında tuttuğu kurlan serbest bırakmasıyla dü- zeltici bir devalüasyon yaşanması ve piyasanın seyrine göre de daha da yükselmesi ya da belli bir düzeyde oturması beklenen kuriann, Tür- kiye'nin dış borç stoku üzennde de etkısı olacak. Toplam dış borç stoku, 2000 yılının üçüncü çey- reğı itıbanyla 106.9 mil- yar dolar olan Türki- ye'nin, önceki gün 687 bin liralık kur üzenndcn 73.4 katrilyon lira olan dış borcu, dün kurlann ortalama 963 bin liraya ulaşmasıyla 102.9 katril- yon liraya ulaştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle