24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2001 RAZARTESİ 8 Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi GenelYayınYönetmeni- Ibrahim Yıldız 0 Yaznşlen Müdürii SaUm Atpaslan • Sorumlu Müdür: Fikret Ükiz • Haber Merkezı Müdürü: HakanKara Isühbarat Cengiz YıMuım • Ekonomı ÖzfcmYüzak • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sarai Karaören 0 Duzeltme Abdullab Yancı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge. Edibe Buğra 0 Yurt Haber- len: Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsücısı. Göray Oz Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erüıç, Hik- met Çetinkaya. Şükran Soo- er, İbrahim Yıldız, Orhan Bursah, JVlustafa Balbay, HakanKara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatûrk Bulvan No: 125,Kat 4,BakaaUklar-AnkaraTel. 4195020(7hat), Faks: 4195027 0 Lzmır Temsılcısı Serdar Kmk, H Zıya Blv. 1352 S 2/3 Tel-4411220 Faks 4419117 0 Adana Tem- sılcısı. Çetin Yiğenoğiu, Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel. 363 12 11,Faks:363 12 15 Müessese Müdürü: Erol Erkut 0 Koordınatör: Atunet Korulsan 0 Mu- hasebe Bülcnt Yener0 Idare Hüseyin Gürer 0 Satış: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yöneum Kurulu Başkanı - Genel Mûdûr CiRrin Erduru • Koonhnatön Rdu Ifrtnua • Genel MüdürYardımcisı SevdaÇefcan Tel 514 07 53 - 513 95 80-51384#W1, Faks. 5138463 Ya>tmla>an ve Basan: V enı Gun Haber Ajansı Basın ve Yavmcılık A Ş Türkocagı Cad 39 41 Cağaloglu UVJ4 Istanbul PK 246 - Sİrkecı 34435 lstanbul Tel (0(212)51205 05 (20hat) Faks (0212)51385 95 www.cumhuriyet.com.tr 19 ŞUBAT 2001 lmsak:5.19 Güneş: 6.47 Öğle: 12.25 îkindi: 15.20 Akşam: 17.51 Yatsı: 19.12 Asparagasın sonu özür YÖK'te yeni rüzgâr • Baştarafı 1. Sayfada ken gösterildiği bir fo- toğraf, Bild yönetiminin kötû niyetle hareket etti- ğinin kanıtı olarak nite- lendı. FotoğTaf, Jürgen Trit- tin'in 1994yıhndaGöt- tingen'de çatışmalann çjktığı bir mitinge katıl- dığını belgeliyordu. Söz konusu mitingde solcu gruplann evini arayan emniyet güçleri ve dö- nemin sağcı hükümeti protesto ediliyordu. O dönemde Niedersachsen eyaletinın bir milletve- kili olan Trittin, yüzûn- de hafif bir tebessümle maskeli göstericilerin yaru sıra yürüyordu. Fotoğrafta • maskeli göstericilerden birinin demir çubuk. diğennin sopa taşıdığı, sorumlu redakförün ilgisini çek- mişti. Bu keşiften herke- sin haberdar edilmesı amacıyla, suç aletleri kırmızı oklarla işaret edilmiş, üzerlerine "de- mir çubuk" ve "sopa" ibareleri yazılmıştı. Böylece bu aynntının dikkatsiz okurun gözün- den kaçması önlenmişti. Polis kayıtlanna göre bu mitingde taşlar, şişeler havada uçuşmuş, göste- ricilerle emniyet güçleri arasında arbede yaşan- mış, ikisi ağır olmak üzere yüzlerce kişı yara- lanmıştı. Bild Zeıtung, fotoğrafin altına düştü- ğü bir soruyla "Bakan Trittin'in bu gösteride ne işi vardı" dıye hesap so- nıyordu. Ancak SAT 1 adlı te- levizyon kanalının video kayıtlanndan alınan bu fotoğrafin aslında, de- mir çubukla sopanın yer almadığı görüldü. Fo- toğrafta yalnızca demir çubuk ve sopa yerine bir eldiven ve grubu çevre- leyen bir halat yer alı- yordu. Eldivenle halatm, demir çubuk ve sopaya dönüşmüş olması kafa- larda soru işaretleri uyandırdı: Tartışmalar Bild'de yer alan fotoğra- fin dikkatsizlik örneği mi yoksa maksatlı bir çarpıtma mı olduğu yö- nünde tartışma yarattı. Geçen günlerde Baş- bakan Gerhard Schrö- der'ın haftalık "Die Ze- it" gazetesinde Bild'in de bağh bulunduğu Springer Yayınevi'nin hükümeti yıpratma poli- tikası izlediği gerekçe- siyle suçladığı yazı son- rasma rastlayan foto- montaj, başbakanın hak- lı olabileceği yolundaki kuşkulan güçlendirdi. Fotoğrafin yayımlan- masından iki gün sonra Bild, gerçeği itiraf ede- rek okuyuculanndan özür diledi. Ama her ne- dense şiddet yanlısı ola- rak gösterilen Jürgen Trittin'den özür dileme- mekte ısrar etti. SPD Mechs Grubu Başkanı Peter Struck, Bild gaze- tesini saygısızlık ve özensizlikle suçlayarak tepki gösterdi. Yeşiller Partisi'nin eş- başkanlanndan Fritz Kuhn, Bild'in Trittin'e çamur attığını, onun şe- ref ve haysiyetiyle oyna- dığını ve ondan özürtfi- lenmesi gerektiğini söy- ledı. Alman Gazeteciler Birliği DJV de Bild ga- zetesini eleştirdi. DJV'nin Başkanı Si- egfried VVeischenberg, Bild'in basın kurallanna aykın davrandığına işa- ret ederek Springer Ya- yınevi'nin 60'h ve 70'li yıllarda öğrenci hareket- leri sırasında işlediği yüz karası tutumu anım- sattı ve Basın Konse- yi'nin Bild gazetesine "Yanlış ibareden dolayı ihtar vereceğini umuyo- rum" diye konuştu ve Bild'in GenelYayınYö- netmeni Kai Diekmann, bu baskılar karşısında boyun eğerek Jürgen Trittin'in şahsından da özür diledi. • Baştarafı 1. Sayfada Toplantıda, Gürüz'ün rededi- len diğer önerilen şöyle: Hukuk fakültesi «yılmag; Gürüz, Kadir ÜHas Üniversitesi'ne hukuk fakültesi açılmasını önerdi. Prof. Dr. Ramazan Arslan, "Ken- di hukuk fakülteJerimize öğretim üyesi bulanuyoruz, Oraya nere- den, nasl butocaksmız!* diye tep- ki gösterdi. Hukuktatisansüstüeğitim: Gü- rüz, "HukukeğfömmiABD'deol- dnğu güHfisansüstüeğföme çeke- Km ve Ssans eğHimini kakhralun. Böylece daha oitetiklj hukuk- çuiar yetişjr. ABD'de Kseden soo- ra 4 yılhk sosyal bffimler eğitimi verifiyor. Buradan ahnan üsans dipiomasuun ardmdan4yıltakhu- kukta üsanüstü eğitimi veriHyor. Usansüstü eğftünin ardından avukat,sava,bikim oJunabiliyor. Bizde de öyfeoisun" deyince, ge- nel kurul üyeleri, "Burası ABD değfl. Koşuilanmızfarkfa" yanıtı- nı verdi. Seçim kampanyalan Rektöriük seçimkri: Gürüz, "Üniversiteferde yapıian rektör- iük seçimlerinde, adaylar birbir- leri hakkında inanılmaz çiridn karalama kampaması başiatıyor. Oysa Avrupa ülkelerinde böyie bizdeki gibi seçimkr yok. Üniver- site böigesinde bulunan,içinde si- vil toplunı örgütlerinin de bulun- duğu mütevelli he> etkri, rektörü seçiyor. Bizde de öyie oJabüir" önerisini getirdi. Alpaslan Işıkh, Türkan Saylan, Aysel Çelikel, bu öne- riye "Karalama kampanyalan fle seçim arasmda bağlanü kuruhnamah. İnKçrsiteter, de- mokrasinin en çok vaşandıgı ku- rumlar olmak Karalama kam- panyalan, însan y^atm^ism kay- naklamyor. İspaaanmamış şeyle- ri gerçek kabul etmezseniz, kara- lama çabalan da sorun otanaz" diye karşı çıktı. Dekana soruşturma istemi: Gürüz, "DumlupuıarÜııiversate- si BOecik İkusadi ve İdari BiBm- ler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Ra- fet Evyapan, makam aracmı özd işlerinde kuDam\< or. Bu nedenle yönetim görevinden ayırma ceza- sı verümeli''dedi. Genel kurul üyeleri, "Makam aracmı kim özd işlerinde kuüan- nınvr ki? Keşke her konuda bu kadar duyarh oiabflsek. Daha so- mut suçlamalar obnah1 " diyerek konunun bir sonraki toplantıya ertelenmesini istediler. Altııı Ayı 6 Intimacy' ile Fransa'nın GÜNERYÜREKLİK BERLİN - Bu yıl en büyük ödül olan Al- tın Ayı'nın, konusu Ingiltere'de geçen Fran- sız yapmıı bir filme gitmesi, buna karşılık yanşmaya 4 fıhiîle birden katılan ABD'ye ise sadece bir Gümüş Ayı heykelciği veril- mesi, sinemaseverlerde "HoDywood'aelve- da" çağnşımı yaptırdı. Ferzan Özpetek'ın K CahiI Periler" adlı Italyan yapımı filmi tek bir ödül almadı. Ödüller genellikle tanınmamış filmlere ve isimlere gitti. AralanndaAlmanyaadınaFatihAkm'ın, Ingiltere'den Jacqueline Bisset'in, Brezil- ya'dan Hector Babenco'nun da (Örümcek Kadının Öpücüğü) bulunduğu, Amerikalı WuliamM.Mechanicbaşkanhğındakı 9ki- şilik uluslararası jüri, festivalin en büyük ödülü olan ve en iyi bir tek filme verilen Al- tın Ayı heykelciğini bu yıl Patrice Chere- au'nun Fransız yapımı "Intunacy" adlı fıl- mine verdi. Tamamı Ingiltere'de ve bu ül- kenin dilinde çekilen fılmde, özel hayatla- nnda çeşitli bireysel sıkıntılar, psikolojik bunalımlar yaşayan, fakat birbınnı hiç ta- nunayan iki kişı arasındaki seksle başlayan (gizlilik içindeki) ılışkı anlatıhyor. Aynı ya- pıt, tt En İyi Avrupa Filmi" de seçildi ve yö- netmenı Patnce Chereau, 50 bin marklık AGICOA- Mavi Melek ödülüne değer gö- rüldü. Öte yandan, "Intimacy"deki rolüy- le Kerry Fas'a "En İyi Kadm Oyuncu" ola- rak Gümüş Ayı ödülü verihnesi, buna kar- şuı bir Hollywood yıldızı olan Emma Thompson'a, MikeNickob'un kansere yak- lanan profesör bir kadının ölüm öyküsünü anlattığı to Wrr"(Akıl) adlı filmindeki ola- ğanüstü oyununa rağmen bir ödül gıtmeme- si sınema eleştırmenlerinı hem şaşkınlığa hem de festivalin geleceği konusunda dü- şünceye yöneltti. Böylece a Intimacy''ye bir altm, iki gümüş, üç ödül birden verilmesi Berlinale tarihinde bir "ük" olarak değer- tkinci büyük ödül olan "Jüri Büyük Ödülü" ise yönetmen (sağda) VVang Xiaoshuai'nin "Pekin Bisikleti" adh fümine verfldi ve bu fîlm de bir Gümüş Ayı heykelciği aldı. (Fotoğraflar: REUTERS) lendirildi ve "Amerika'ya rest" şeklinde yorumlandı. Ikınci büyük ödül olan "Jüri Büyük Ödü- lü" ise Wang Xiaoshuainın "Pekin Bisik- leti" adlı fılmıne verildı ve bu fılm de bir Gümüş Ayı heykelciği aldı. Aslında Yü- maz Güney fılmlerınden de çok alışık ol- duğumuz bir konuyu çok daha değişik ve Çin halkına özgü özellikleriyle işleyen Xi- aoshuai, Pekin gibi büyük bir kentte çalış- maya gelen taşralı fakir bir genç ile Pe- kin'de yaşayan fakir bir ailenin okula gıden genç çocuğunun bir bisiklet için verdikleri yaşam mücadelesini anlatıyor. Çin'e bir ödül de "En İyi Reji" dalında gitti ve Lin Cheng-Sheng, "Ai Ni Ai VVb (Betdnut Be- auty)" adlı filmiyle Gümüş Ayı ödülü aldı. Tayvanlı yönetmen bu yeni filminde birbi- rinden farklı karakterlere sahip iki genç ara- sındaki aşk öyküsünü, günümüz Tayva- m 'nın sorunlannı yansıtacak bıçimde anla- tıyor. Bu yılki "Jüri Özel Ödülü" ise Lone Scherfig'in Danimarka yapımı "Italiensk for Begyndere" (Yeni Başlayanlar İçin Ital- yanca) adlı filmine verildi. Bir kadının ilk kez reji yaptığı, "yeni bir Dogma fîiın" ola- rak nitelenen bu yapıt Danimarka'da kasa rekorlan kırmıştı. Fihn Gümüş Ayı ödülü- nün yam sıra Katolik ve Protestan Kilise- leri ile Uluslararası Film Eleştirmenleri'nin en iyi film ödüllerini de kazandı. "En İyi Erkek Oyuncu" ödülü de Steven Soderbergh'in "Trafic" adlı ABD yapımı filmiyle Bennido del Toro'ya verildi. Alfred-Bauer-Ödülü de (Gümüş Ayı) "La Cienaga" (Batak) adlı filmiyle Arjan- tinli rejisör Lucreda Martel'e verildi. Jose Luis Garci'nin Ispanya yapımı filmi "You're the one"daki (Geçmişten Bir Öy- kü) görüntü çalışmasıyla RaulPerezCube- m, "olağanüsrü kişisel başan" ödülü aldı. 22 yıldır bu festivali yöneten Hollywo- od hayranı Moritz de Hadetoın görevine son verilmesiyle yeni dönemde Almanya başta olmak üzere Avrupa ve Doğu Avru- pa filmlerine daha fazla ağırlık verileceği yorumlan yapılıyor. SÖYLEŞİ ATT LA ILHAN ABD'nin, 'Ulusal Istihbarat Konse- yi' / 'National Intelligence Coun- cil'in; uzmanlarla baş başa verip, 1999 sonbaharından bu yana hazıriadığı o ra- por 'Global Trends 2015' / 2015 Gidi- şat'ta, acaba Türkiye için neler öngö- rülmüş? Bu projeksiyon, tek tek, elbet- te her Türk yurttaşını ilgilendiriyor ama, onu gereğince değeriendirebilmek için önce 1997 Mayısı'nda devreye girmiş, 'ABD'nin Yeni Bir Yüzyıl İçin Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde, Türkiye hak- kında neler düşündüğünü, gözden ge- çirmek icab etmez mi? Önceden neJer düşündüğünü bileceğiz ki, sonradan düşündüklerine, daha iyi bir anlam ve- rebilelim: öyle mi? O 'Strateji'de, Türkiye'nin yeri Gü- neydoğu Avrupa Böigesinde, 'Sis- tem' hesabına oynadığı role göre de- ğeriendirilmişti; basbayağı 'sorumluluk taşıyan', 'baba' bir rol verilmiş. Bakar mısınız, neler diyorlardı: "...Avrupa'nın Güneydoğusu'na yö- nelik, çok önemli tehditler mevcuttu. 'Kıbns meselesi', 'Ege'deki, Türk/Yu- nan Anlaşmazlığı' ve 'Türkiye'nin Av- rupa ile Münasebetleri'; 'bölgesel Is- tikrar' ile Avrupa'nın.politik ve güvenlik yapısının evrimi sürecinde, çok ciddi neticeler ortâya koymaktadır. Bu se- beple, ilk etaptaki hedefimiz; yıllardır süregelen Türk/Yunan çekişmesine son vererek, bölgede istikran sağla- mak ve Kıbns Sorunu'nu çözüme ka- vuşturmaktır. Demokratik, laik, istik- rariı ve Batı 'ya yönelmiş Türkiye, ABD'nin çabalarına verdiği destekle; Bosna 'da Niş'te, Iran ve hak dahil ol- mak üzere, Ortadoğu'da; istikrann sağ- lanmasına katkıda bulunmuştur. Bat ile olan daimi ilişkileri ve dünyanın en hassas bölgelerinden biri olan Orta- doğu'daki stratejik amaçlarımıza Türkiye'nin verdiği destek, gerçek- 'Global Trends, 2015../ ten çok büyük önem taşımaktadır. Türkiye'nin NATO ve Avrupa dahilin- deki âktif ve yapıcı rolüne destek ver- meye devam edeceğiz..." (a.g.e. s. 36) Açık seçik ve net! Türkiye, ABD'nin 'dünyanın en hasass bölgelerinden bi- ri olan Ortadoğu'dakistratejikamaçla- nna destek verdiği' ve 'Batı ile daimiiliş- kilerine dikkat ettiği' ölçüde, bölgedeki 'aktif ve yapıcı rolüne' destek bulacak- tır. Bu 'stratejik amaçlann' başında da, 'Kıbns Meselesi n/n, 'Ege'deki Türk/Yunan AnlasmazJığı'nın ve Tür- kiye'nin AB ile Münasebetleri'nin 'çö- zümlenmesi' gelmektedir. Ama dikkat! "Çözüm Türkiye'nin, ulusal stratejik çıkarlanna göre değil; ABD'nin, 'has- sas Ortadoğu'daki stratejik amaçla- nna göre hesaplanıyor." Işte, 1999da hazırtanan öteki rapor- daki, Türkiye değerlendirmesini; arada geçen zaman zarfında, yaşanan geliş- me sürecine göre yapmak gerekiyor; fa- kat, önce onu görmek lazım! Bu ne 'kötümserllk' böyle? "... 'değişen siyasi dinamikler, kim- likler arası çatışmalar, ırkçılık, din ve sivil toplumdaki değişmeler; Türki- ye 'nin iç gündemini oluşturacak: An- kara kendisini, bölgedeki düşmanlany- la, toplu imha silahlan; enerjide, politik ve ekonomik sorunlar ve su kaynaklan gibi sorunlaha baş başa bulacak!'..." böyle diyen rapor, her alanda yaşayaca- ğı sorunlaryüzünden, Avrupa Birliği'ne katılmasının imkânsız hale geleceğini belirtjyor "... 'AB üyeleri, Türkiye'nin üyeliğine, sadece ekonomik perfor- mansına göre değil; bu çatşmalar ve politik sorunlarla dolu gündemin al- tandan nasıl kalkacağına göre, karar verecek, Türkiye'nin başansında kıs- tas (kriter) a/ özel sektörün başansı, b/ Batı'yla bütünleşmesi olacak'..." "...raporda aynca Türkiye'nin tarihin- den, konumu ve çıkaıian nedeniyle; Ku- zey'afe Kafkasya ve Orta Asya ülkele- ri; ve Güney'de doğulu komşulan Su- riye, Irak ve Iran'la yakınlaşabileceği söyleniyor; fakat ardından ekleniyor: '...çok azı hariç, bu devletler yönetim sorunlarıyla uğraşmak zorunda kala- caklar' denilerek, Türkiye 'ye adeta in- ce bir uyarıda bulunuluyor, arkasından deniliyorki:'... Türkiye sadece kendi sı- nırlan içindeki politik, kültürel ve kimlik sorunlarıyla boğuşmakla kalmayacak sınırtannda gerçekleşen gerginlikler de, bu ülkeyi etkileyecek'..." (Aydınlık, 31 Arahk 2090) Aradaki müthiş fark, gizlenir gibi mi? Önceki Strateji'de, 'Bat ile daimi ilişki- leri' ve 'ABD'nin bölgedeki stratejik amaçlanna verdiğiaktifveyapıcı destek' sayesinde, kendisine destek vaat edilen Türkiye, bu defa, hem içerde hem dı- şarda uğraşmak zorunda kalacağı sorunlarla baş başa bırakılıyor; üste- lik başansı dat açıkça şarta bağlan- mış olarak: a/ Özel Sektör'ün başan- sı ^âni 'Özelleştirme') b/ Batı'yla bü- tünleşme (yâni, 'Küreselleşme'). Peki ne oldu da VVashington birden- bire 'eski, sâdıkvegüvenilir müttefiki'ne böyle şüpheyle bakmaya; altından kalk- mak zorunda olduğu ağır bir gündemi - hiç kuşkusuzABD'nin stratejik amaç ve hedeflerine göre- halledebilmesine bağ- lamaya başladı? Ne mi oldu? Olanı hep beraber yaşadık: gelip geçen yönetim- lerin nane ruhu gibi uçucu olmasına rağ- men; Türkiye adım adım, ulusal çı- karlannın; Batı'nın, 'Mütareke Dev- ri'ni hatırlatan taleplerine, direnme- si gerektirdiğini, anlamaya başlıyor o yüzden de ne PKK sorunu bitiyor ne Ermeni sorunu; önüne gelen 'müt- tefik' Ankara'yı 'ılımlı Islâm'a saygı- sızlık etmekle ya da insan haklannı çiğnemekle suçluyor; asıl ilginç ve şaşırtıcı olanı, Komprador ve Mason (liman) burjuvazisi; 'ecnebi dille öğ- retimin ürünü' aydınlar ve benzerle- ri, yerden mantar gibi fışkıran 'sivil toplum örgütleri', 'vakıflar', ya da 'dernekler' aracılığıyla; sokağa dö- külerek, bu 'ecnebi takımı' ile iş, güç ve ağız birliği yapıyor. Türklye'yl ml anlatıyor, yoksa? Meğerse bu olacakları, daha o ilk 'strateji'yi yazdıkları sırada belli et- mişler de, biz anlayamamışız; bir zah- met, şu paragrafı okur musunuz? "...Pazarekonomisinigeliştirmeyeyö- nelik faaliyet ve çabalarda (Buraya dik- kat!) özel firmalar ve kuruluşlar müttefı- kimizdir. Işçisendikalannda, insan hak- lan gruplannda, çevre yanlısı kuniluşlar- da, ticaret odalannda ve seçim gözlem- cileri arasında; 'demokrasinin geliştiril- mesi' bakımından 'doğaJ' parinerierimiz vardır. Dolayısıyla, 'demokratikleştirme- yi' geliştirme çabalarmızı ('project de- mocracy'yi hatırladınız m\l)yabancıhü- kümetleryanında, özel ve hükümet/dı- şı gruplar vasıtasıyla da sürdürmemiz gerekmektedir..." (a.g.e. s. 33) Hayret! Adeta son on yılın Türkiye'sin- de yaşadıklanmızı anlatıyor: acar ve atak 'sivil toplum kurvluşlan'nı, 'vakrflar'\, 'in- san haklannı koruma demekleri'm filan! http://www.prizma.net.tr/AILHAN http://www.bilgiyayınevi.cam.trJailnan Faks/0-212/2601988 G U N D B I M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Ancak konuya salt 9O'lı yıllaf gözüyte bakarsak, noksanlı olur. 2000'li yıllardayız, yeni koşullara gö- re yeni politikalar gelişiyor. Konuyu kişiler, örgütler ve coğrafyalar bazında ele alalım... öcaJan'ın yargılanması sürecinde taraftarlan, akıllanna ilk Nelson Mandeta'yı getirmişter, "adım adım büyütürûz" diye düşünmüşlerdi. Olmadı, öcalan, Imrali'da adım adnn küçülüyor. Bu görü- nüm örgütün yayın organlanna da yansımış du- rumda. Orgüt bu gerçekten yola çıkarak yeni lider çıkarabilir mi? Bu yönde arayışlann olduğu dikka- ti çekiyor. PKK, Avrupa çalışmasının içeriğini tümüyle de- ğiştirmişgörünüyor. "KurtuluşSavaşı... Silahlımü- cadele... TC saldınlanna karşı direniş" yok; Ana- dolu'da tümüyle ayn bir ulus olduğunu kabul ettir- me, bunun altyapısını hazırlama var. Avrupa kaynaklı haberleri satırbaşlanyla aktara- lım: - Almanya'da Kürt Dernekleri Federasyonu (YEKKOM) bu ülkede Kürtlerin ayn bir azınlık ola- rak kabul edilmesi için çalışma başlartı. Bu adım tutarsa, devamında okullarda Kürtçe eğitim, Kürt- çe radyo ve benzerleri gelecek. - Yine Almanya'da Kürt Veliler Birliği adı altında ayn bir oluşum hazırlığı var. Eğitimın önemini ör- güt de gördüğü için, buradan ayn bir halka açmak istiyor. - PKK, Hollanda'nın Lahey Belediyesi'ne başvu- ruda bulundu, 'Yaşayan etnik dilleryasası' çerçe- vesinde Kürtçe dil eğrtimi istedi. - Isveç'te Uppsala Üniversitesi'nde 4 aylık süre- lerfe Türkiye'de Kürtçe öğretmenliği'eğrtimi ve- riliyor. - PKK geçen ay Lozan'da bir toplantı düzenle- di, şu karar alındı: "Kürt halkının dili ve kültürünün geliştirilmesi." Yeni dönemde karşımıza çıkacak 'kültürel hak- lar' isteminin altyapısının oluşturulmakta olduğu- nu görüyoruzJ Paris Koçaryan'ı ağırlarken... Terörörgütünün 1980'lerden 2000'e değişimine baktığımızda ilginç yapıtaşlan dikkati çekiyor. PKK başlangıçta, Marksist-Leninist bir örgüt olduğunu vurgulardı. Zamanla ticaretle de tanıştı. Marks'ın sonundaki 's' düştü. İyi mark kazanan bir sürece girdi... Lenin kısmı için daha değişik bir durum söz ko- nusu. PKK baktı ki Güneydoğu'da din olgusu et- ken, dünyada da kaynağını Leninizmden aJdığını söyleyen sistemler çöküyor, giderek imamlan da kullanmaya başladı. Din, Lenin'in önüne geçti. Bu yöntemle de kısa sürede başanya ulaşama- yacağı anlaşılınca, Türkiye üzerine planı olanlar katında durum şu oldu: Din-lenin... Yerine ne geJsin? Ermeni iddialan. 199O'lı yıllarda, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstermeyen katlarda, içinde Van'ın da bu- lunduğu Güneydoğu bölgemize ayn bir renk veri- lir, üzerine "Kûrdistan" yazıhrdı. Şimdi aynı renkteki bölümlere "Enmenistan" ya- zılıyor! Salt bu değişim bile, Kafkaslar'dan Mezo- potamya'ya bölge halklanyla nasıl oynandığını gösteriyor. öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş yıldönümünde, Fransa'nın Paris'te Koçaryan'ı ağıhamakta olma- sı ne ilginç rastlantıydı! Konunun bu yanı çok dramatik seyrediyor, ayn bir yazı konusu... Terör örgütünün etkin olmaya çalıştığı bölgede- ki durumu ise şöyle: Kûzey Irak'ta Barzani ve Talabani'yi etkisi altı- na almak, sadece kendisinin kontrol edeceği bir bölge oluşturmak. Burada silahlı eğitime devam et- mek. Güneydoğu'da tam demokrasi istemek. Sadece Güneydoğu'ya değil, tüm Türkiye'ye tam demokrasi gelsin istiyoruz. Ama demokrasi a- maç değil, araç haline getirilirse bunun ülke için- de kimseye yaran olmaz. PKK ve bu örgütü pusula olarak belleyenler, ka- falannda hâlâ şu soruya net yanıt veremediler - Sırtımızı Anadolu'ya mı dayayalım, dışanya mı? ankcum@ttnetnet.tr TEL4Ş ıhalesinde kuşkulu ahııılar ANKARA - Türkiye Elektrik lletim AŞ'nin (TEAŞ), "Beyaz Enerjr operasyonu kapsamında- ki trilyonlarca liralık kuş- kulu ihalelennde şaşırtıcı işlemler saptandı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu, bü- rokratlan Ankara DGM Savcıhğı'nca soruşturu- lanTEAŞ'ınl999yılına ilişkin teftişini geçen ay- larda sonuçlandırdı. Bu- na göre, kurumun 1999 yılında gerçekleşen alım tutan 1998'e göre yüzde 122 oranında artarak 1 katrilyon 25 trilyon lira olarak gerçekleşti. Ba- kanhk teftiş kurulu ve YDK'nin usulsüz gördü- ğü bazı alımlarla ilgili saptamalar şöyle: YEŞtLHISAR-KON- YA İLET\M HATTI: Teftiş kurulu raporunda, iletim ihalelennde kurum aleyhine 386 milyar 468 milyonluk fark belirledi. Uygulanan ihale yöntemi eleştırilirken rekabetin ve kurum açısından en ucuz fıyatla işin ihale edilme- sinin önlendiği kaydedil- di. Suıırh sayıda olan fir- malann, "Nasdoisabirip ahrnn" yaklaşımıyla re- kabetten çok "en yüksek frvadanaalatobüeceğinin hesabma yönekliği n , fir- malann işleri bölüşme- siyle kurumun önüne gel- melerinin önlenemeyece- ği bildirildi. FAZLADAN ALIM: Soma santralının kömür gereksinimini karşılamak üzere açılan ihalede, ilk komisyon tarafından 2 kez "kömürlerin kuUanı- lamayacak dıınımda ol- duğu" açıkça belirtildi. KESİCtLER: Kurum, gereksinimi olan 45 adet kesici iş makinesini, -dev1etpotitikası"gerek- çesiyle Bosna-Hersek'te- ki Energoinvest firması- na yaptırdı. ÇtN'DEN ALINAN KABLO: Kurumun, 1995 yılında Çin'dekiTi- anjin fırmasından aldığı çelik bantlar 4 yıl sonra soruşturma konusu oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle