Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19ŞUBAT2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
i U - K kultur@cumhuriyet.com.tr 15
SAHNEOEN AYŞEGÜL YÜKSEL
Hyatromuzun güzel insanı
Oyunlannda biçimlenen yaşamlar tüm
Türkiye'yi ve dünyayı kucaklar.
Laik Türkiye Cumhuriyeti 'nın en değerli ço-
cuklanndan birini, oyun yazan Dr. Orhan Ase-
na'yı geçen cuma günü sonsuzluğa uğurladık.
1950'lerden bu yana art arda oluşturduğu el-
liyi aşkın yapıtının yalnız özel ve ödenekli ti-
yatrolarda değil, Devlet Operası'nda da yapıl-
mış yüze yakın sahneleme çalışması, Asena'nın
ülkesine yaptığı sanat hizmetinin ve ülkesinin
insanlannın bağnna basılmışlığının açık bir gös-
tergesidir. Oyunlanyla, opera librettolanyla, fil-
me çekilmiş senaryolanyla topluma hizmet ver-
meyi sürdürecek...
Ama hepsi bu değil. Orhan Asena, "doktor"
olabilmenin önkoşulu olan "insan" olabilme
başansına ulaşmış kişilerden biridir. Türk top-
lumu içinde edindiği seçkin yer, yalnız sundu-
ğu nitelikli sanat ürünlerinin değil; çevresine
huzur ve sevgi akıtan, yumuşak, dingin, seve-
cen, dürûst, insan ve doktor kimliğinin üstünde
yükselir. Orhan Asena'ya yalnız saygı duyulmaz,
sevgi duyuluraynı zamanda...
Asena'nın oyunlannda biçimlenen yaşamlar
tüm Türkiye'yi ve tüm dünyayı kucaklar. Insa-
noğlunun toplumsal ve bireysel düzeydeki öz-
lemlerinin. ikilemlerinin, çatışmalannın oluştur-
duğu zengin ulusal ve evrensel malzemeyi de-
ğerlendirirken, yıllar boyunca nasıl yoğun araş-
tırma çahşmalan yaptığı, yapıtlan okundukça
ya da izlendikçe bır bir gözler önüne serilir. Gıl-
garruş Destanı'ndan Atçalı Kel Mehmet'e, Şi-
li'de Ailende'nin devrilmesinden Mithat Pa-
şa'nın Yıldız mahkemesinde yargılanmasına.
Van Gogh'dan Nâzım Hikmet'e uzanan bir yol-
• Orhan Asena'nın Türk toplumu
içinde edindiği seçkin yer,
yalnız sunduğu nitelikli sanat
ürünlerinin değil; çevresine huzur
ve sevgi akıtan, yumuşak, dingin,
sevecen, dürüst, insan ve doktor
kimliğinin üstünde yükselir.
da, yıllar boyunca bıkmadan, usanmadan sür-
dürdüğü araştırmalann ışığıyla yoğrulmuş, şa-
şılası bir üretim eylemi...
Anadolu tarihi ve söylencelerinden yola çıkar-
dığı oyunlannda, toplum sorumluluğu ve kuru-
lu düzene karşı çıkma olgulanru, kahramanla-
nn iç çatışmalanyla iç içe yansıtır. "Tannlar ve
Insanlar", "Tohum ve Toprak", "Hürrem Sıtf-
tan". "YaDevletBaşa YaKuzgunLeşe". "Simav-
nah Şeyh BedmJdin". "Atçaü Kei Mehmet"...
Çağdaş toplumumuzun kent, kasaba ve köy
ortamlannda gözlemlenmiş insanlannın ve top-
lumsal olgulann irdelendiği oyunlannda, birey-
sel ve toplumsal sorumluluk duygusu, törejerin
ve günü geçmiş toplumsal değerlerin tutsaklı-
ğında bunalmış bireylerin açmazlan, başkaldı-
nsı ve yenilgisi, kadının sorunlan da yer yer
öne çıkartılarak dile gelir. lşte "Korku", "Ya-
lan", "GeceninSonu", "FadikKız", "Ötömü Ya-
şamak"...
Şili'de 70'li yıllar başında yapılan ve etkile-
ri bugüne ulaşan karşıdevrimi dünyada ılk iş-
leyen yazar yine Orhan Asena'dır. "ŞiH'de Av"
ve"ÖlüKentinNabzı''...
Genellikle gerçekçi anlatım doğrultusunda
biçimlendirilmiş, kullanılan malzemenin nite-
liğine göre birkaç perde olarak yazılmış, ya da
çok tablolu, hızlı bir akış içinde oluşturulmuş
daha nice sahne yapıtı, Karagöz ve çocuk oyun-
lan, radyo oyunlan...
Elimizde Feridun Andaç'ın hazırladığı ve
"Aydınlanmanın Işığrnda Sanat İnsanlanmız:
OrhanAsena" başlıklı, makalelerden ve gerek-
li bilgilerden oluşan güzel bir kitap. Hülya Nut-
ku'nun Orhan Asena'nın oyunlannı inceleyen
boyutlu çalışması, çeşitli üniversitelerde hazır-
lanmış tezler var. Bu tür çahşmalann çoğalma-
sıyla, yazann Türk tarihine, toplumuna, insanı-
na yönelttiği, siyasal - sosyal - ekonomik bakış
açılarından süzülmüş özgürlükçü ve insancı ir-
delemeler değerlendirilecek...
Ankara'da Büyük Tiyatro'da Orhan Asena
için yapılan törende, kendisine Tamer Levent'in
genel müdürlüğü sırasında verilmiş, ama henüz
gerçekleştirilememiş bir sözün yerine getirile-
ceğinin muştusu almdı. Kültür Bakanı İstemi-
han Talay, Orhan Asena'nın tüm yapıtlannın
Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanması için
eyleme geçileceğuıı belirtti. Asena'nın bu ay-
ncalığı hak etmiş olduğu kesin.
Orhan Asena'yla güzel birlikteliklerimiz ol-
du. Türkmenistan'da yer sofrasına oturup "çöl
pikniğT yaptık. Moskova sokaklannı arşınladık,
nice tiyatro toplantısında söz birliği yaptık, jü-
rilerde birlikte çalıştık. Hepsinden "hoş bir se-
da"kaldı...
'îlahiKomedya' başlıklı sergidekiçalışmalarçağdaş insana ayna işlevigörüyor
Gündelik yaşamdaki cehennemAYŞEGÜL GÜÇHAN
"Popüler bir dil ile yazan Dan-
te"nin Türk popüier kültürüyle na-
sıl bir alakası varthr? (_.) Cehennem,
günümüz dünyasımn dünyevi yaşa-
mında nasıl tasvir edilebiür? Nedir
cehennem ile gündelik yaşam ara-
sındaJdflisld?KaranJık orman için-
de Dante'nin rehberi Vergilius iken
günümüzde kim bize rehbeıük ede-
cektir* diye soruyor Galen Urart'ta
23 Şubat 2001 tarihine değin açık ka-
lacak olan ve MürüvvetTürkyılrnaz,
Seza Paker, Elif Çelebi, Esra Ersen,
Neriman Polat ve Vahit Tuna'nın
kaöldığı llahi Komedya sergisinin kü-
ratörü Ali Akay (*).
1300 yılında başladığı varsayılan
yeraltı yolculuğunun şiirsel öykü-
südür llahi Komedya Dante AUghi-
eri'nin. Dokuz yaşrndayken Beatri-
ce'e âşık olan Dante, Beatrice'yle
ikinci kez on sekiz yaşındayken kar-
şılaşrr. Bu ikinci karşılaşma sonra-
sı, şainn çocukluk aşkı şiddetlenir;
ancak, ailelerin farklı politik görüş-
leri nedeniyle bır araya gelemezler
ve Floransalı bir şövalyeyle evlen-
dirilen Beatrice'in yirmi dört yaşın-
da ölümüyle Dante, yaşamınnı en
keskin acısını yaşar. Bu ölüm son-
rası Beatnce, Dante'nin yapıtının
temel motifi olur.
llahi Komedya'nın hem kahrama-
nı hem de anlatıcısı olan Dante'nin
yeraltı yolculuğunun rehberi, melek
Beatrice'in gönderdiği Latin ozan
Vergilius'tur. Vergilius, cehennem
ve Araf ta Dante'ye rehberlik eder;
ozanm cennet yolculuğunun rehbe-
ri ise Beatrice'tir.
Dante'nin yolculuğu
Dante'nin llahi Komedya'sı gra-
fiğe döküldüğünde, Hıristiyanlığın
cehennem, Araf ve cennet anlayı-
şıyla koşutluklar bulunur; yeraltı
yolculuğu yapan kişi önce bir iniş gra-
fiği izler ve cehennemin giriş kapı-
smdan huni biçimindeki cehenne-
min dış halkasına ulaşır. Buradan
bir iniş yolu izleyerek günahlann
büyüklüğü ölçüsünde büyük acılar
çeken ruhlarla karşılaşa karşılaşa
"dibe vurur". Ardından, annmak
için yeryüzünde kendisine dua ede-
cek birilerini bekleyen ruhlann ko-
nağı Araf a "çıkar". Üçüncü ve son
aşama, en yüksekteki arş-ı âlâ'daki
cennettir. Bu diagrama göre cehen-
nem, Araf ve cennetin koordinatla-
n yeraltı ile gökyüzü arasında yer alır.
Bu noktada Dante'nin yolculuğu-
nun bugün ne gibi bir anlam taşıdı-
ğı ve şiirin kişileştirimi olan Vergi-
lius ve kadının kişileştirimi olan Be-
atrice'in bugün nasıl, neye ve kime
rehberlik edebileceği sorulan akla ge-
lebilir. Cehennem, Araf ve cennetin
yeryüzünde denklikleri olup olma-
dığı, annmış bir cennet yaşamının
olası olup olmadığı sorulabilir. Bu
sorulan kuşkusuz, sergiye katılan
sanatçılar da sormuşlar ve oldukça
ilginç yanıtlar ortaya çıkrruş.
eraltı dünyasımn kapısı olan mezarlık görüntüleriyle açılışı yapılan serginin
bu noktasında, birbirini izleyen ve içerik olarak kesişen coğrafyalarla
ilişki kuran iki sanatçımn çahşmalan dikkat çekiyor. Bunlardan ilki
Seza Paker'in 'Cafe Basile Double Chance', ikincisi ise Mürüvvet
Türkyıbnaz'a ait 'Ayine-i Devran' (Zamanın Aynası).
Yeraltı dünyasımn kapısı
olan mezarlık görüntüleriy-
le açılışı yapılan serginin bu
noktasında, birbirini izleyen
ve içerik olarak kesişen coğ-
rafyalarla ilişki kuran iki sa-
natçımn çahşmalan dikkat
çekiyor. Bunlardan ilki Seza
Paker' in "Cafe Basile Doub-
le Chance" adlı 32 dialık ça-
lışması ve izleyicinin salt göl-
ge olarak görebildiği bir ho-
meless' ın bir Fransız kafesi-
ne dışandan bakışını konu
alıyor.
Dialarda izlenen kafeye ait
aynntılar olan kasa, kül tab-
lası, su şişeleri günlük yaşa-
ma ilişkin kimi kavramlara
göndermeler olarak algıla-
nabilir. Kafenin kasası bir
hesaplaşmayı düşündürür-
ken kırmızı su şişeleri bile bir
homeless için ulaşılmazdır ve su-
suzluk karşısında cehennemde akan
kan nehrinden farksızdır. Kırmızı
neon ışığı da bu cehennemi atmos-
feri oluşturmada pekiştirici bir öğe
gibi durmaktadır. Kırmızı ışığın ege-
menliğindeki kafede en gerçek öğe,
homeless'ın birden karşılaşıverdiği
ve onun yaşamınm aynlmaz parça-
lan olan çöp ve süpürgedir. Kafenin
duvannda yer alan Dufly'ye ait Ak-
deniz tablosunun llahi Komedya'nın
yazan Dante'nin ülkesi îtalya'yı,
birden beliriveren denizkızımn ise
Beatrice'i çağnştırması izleyiciye
ister istemez kafeye "dışandan" ba-
kan ve öte dünyada gölgesi bulunan
tek kişi olan homeless'm Dante ol-
duğunu söylüyor. Paker'de Dante te-
ması, sanatçımn Cafe Basile Doub-
le Chance'ini tümleyen iki fotoğraf-
ta da yinelenir. Bunlardan biri yer-
yüzü cenneti Miami plajlann-
da güneşlenenlerin yanı sıra
yerde yatmakta olan, diğeri ise
Paris'te bir kitapçıdan çıkmak-
ta olan entelektüelin yanmda
görünen homeless'ın fotoğraf-
landır.
Cografyayla ilişkili ikinci ça-
lışma ise Mürüvvet Türkyıl-
maz'a ait "Ajine-i Devran" (Za-
manuı Aynası). llahi Komed-
ya'nm dairelerden oluşan ya-
pısı ile seksek oyununun daire-
lerden oluşması arasmdaki bi-
çimsel benzerlikten hareket
eden Türkyıknaz, oyun eğreti-
lemesiyle yeraltrna inmeyip bir
yapısöküm gerçekleştirerek ce-
hennemin koordınatlannı de-
ğiştiriyor ve cehennemi yer-
yüzüne taşıyor. Bilinenin dı-
şmda işlevleri olan ve Ingilte-
re'de ortaya çıkan seksek, as-
lmda strateji oluşturmada yardrmcı
bir eğitim aracı olarak askeri eği-
timde kullanılan ve kilometrelerce
uzayabilen bir oyun. Bu oyun ger-
çek anlamda coğrafi değişimler gös-
teriyor ve her ülkenin; hatta her ken-
tin farklı bir seksek oyunu var. Türk-
yılmaz'm seçtiği ise yaşadığı kent Is-
tanbul'un "Ayine-i Devran" olarak
adlandınlan ve merkezinde Cehen-
nem adlı belirleyici bölümün yer al-
dığı seksek oyunu. Interaktifbirça-
lışma olan Ayine-i Devran, hem lla-
hi Komedya'ya hem de evrenin ya-
ratılışına ilişkin simgelerle yüklü.
Oyun, anlamlı bir biçimde yedi bö-
lümden oluşuyor ve oyunda taşını ce-
henneme en yakm atan oyuncu, oyu-
na öncelikli başlıyor. Oyunda "yan-
mamanm1
*bmncifcoşülu da taşı ce-
hennem sınırlan içine sektirmemek.
Schiller'in sanatın kökeninde gör-
düğü oyun, yaşamı eğretileyen ya-
pısıyla, şansa ve yanşmaya, öncelik-
li başlamaya yatkın özellikleriyle
Türkyılmaz'ın yapıtında yaşamın ta
kendisi gibi duruyor: Riskli, heye-
canlı ve zalim; kurallan olan, ancak
kurallara uyulduğunda bile dışında
kahna riski taşıyan; daha şanslı ola-
nın öncelikli başladığı, ancak şans
etkeninin bile her zaman yeterli ol-
madığı, hiçbir zaman tümüyle hesap-
lanamayan.
Bugünün homeless'ı
Seza Paker ve Mürüvvet Türkyıl-
maz'ın sergi genelinden aynlan ör-
tük anlamlan yeğleyen çalışmalan-
nın çağdaş insanın baktığında ken-
disini görebileceği bır ayna gibi ış-
lev gördüfü söylenebilir. Bugünün
homeless'ı ne şiir gereksinmektedir
ne de melek gibi bir kadın; ona ge-
reken herhangi birrehberdeğildir. Yi-
yecek, sıcak bir kafede bir fincan
kah\e, bannacak bir evdir gereksin-
diği. Herkesin potansiyel bir home-
less olduğu risk toplumunda, oyna-
nan oyunlar bile cehennemsi yaşa-
mın eğretilemesi değil midir? Bu-
günün evsiz-barksızının, kafedeki
1950'li yıllara ait bir piyango afişi-
nin (Double Chance) iddia ettiği gi-
bi, üstelik de "çifte" şansı var mıdır?
Biyodengenin bozuhnasmdan işsiz-
liğe: çarpık eğitim sisteminden enf-
lasyona; yükselen milliyetçilikten F
tipi cezaevine karşı çıkanlann vatan
haini ilan edilmelerine uzanan bir
skalayı göz önüne aldığrmızda Pa-
ker'in ve Türkyılmaz'ın çahşmalan
hiç de "aşın yorum" gibi gehniyor.
(*) Ali Akay, llahi Komedya, Ba-
sm Bülteni.
İş Sanat'ta BBC Solistleri' dizisi sürüyor
Viyolonselle Benyamin Sönmez
Kültür Servisi - Opera ve klasik
müzik dünyamızm genç
yetenekleri, Iş Sanat'ta
müzikseverlerle buluşuyor.
Eylül ayında BBC Filarmoni
Orkestrasrnın solistini seçen
Türkiye İş Bankası, bu
seçmelerde başanh bulunan 3
yetenekli genç müzisyeni,
müzikseverlerle tanıştırmak
amacıyla düzenlediği 'BBC
ri' dizisini genç
viyolonsel sanatçısı Benyamin
Sönmez ile sürdürüyor.
Genç sanatçı, konserinde
Bach'tan Piazzola'ya.
Mendebohn'dan Çaykovski'ye
viyolonsel sanatınrn önemli
eserlerini sunacak.
Sönmez'e bu konserde piyanist
Gubnira Takombayeva eşlik
edecek. Bılkent Üniversitesi
Müzik ve Sahne Sanatlan
Fakültesi'nin 'Genç
Yorumcular VTyolonsel
Yanşması'nda binncilik
ödülü alan Sönmez, geçen yıl
AJmanya'da 'HoJstein Müzik
FestivaM Orkestrası' ile
Hollanda ve Almanya'yı
kapsayan bir turneye katılarak
eleştirmenlerin dikkatini
çekmişti.
L_
60-70'li yılların müziği iki CD'
Anılarda kalan
melodiler
Kültür Servisi - Yapı
Kredi Yayınlan 6O'lı ve
70'li yıllann gözde 30
şarkısını iki CD'lik bir
çahşmada topladı. Ada
Müzik ve Ali Kocate-
pe'nin işbirliği ile ha-
zırlanan albümler 'Kaç
Yıl Geçti Aradan' ve
'TürkPop MüziğiTari-
hi/196(>-70'MYıfflar'ısim-
lerini taşıyor. Albümün
tanıtım gecesine Erol
Büyükburç, Erol Evgin,
Melike Demirağ. İsken-
der Doğan, Neco, Coş-
kun Demir, Ersan Er-
dura. Gülay, Banu, Ali
Rıza Binboğa, İzzet Öz,
Şanar Yurdatapan gibi
sanatçılar da katıldı.
Projenin yaratıcısı Ali
Kocatepe çalışma hak-
kında şunlan söyledi:
«90şarlalık6CD'likbir
(Aa\ düşünüyorthım. Fa-
kat ilk etapta bu kadan
yapılabildi Devamı ge-
lirse Türk pop müziği
tarihindeeksikkalanço-
ğu değerli arkadaşlan-
mızın besteleri ve yo-
rumlan yer alacak ve
bugünkü kuşaklara ula-
şacak.
Olaya bakış açım
şuydu: 60-70'li yıllann
şarküan45'likve33'lük
plaklarda bulunuyordu.
Onlan bugüne taşımak
istedim. Bu misyonu
yüklendinı."
Artı n/lezaftan muzayede
• Kültür Servisi - Artı Mezat Müzayede
kuruluşu bu akşam saat 21 .OO'de Hotel Ceylan
Inter Continental'de Türk resminin klasik.ve
çağdaş dönemlerinin ressamlannm özgün
eserlerini sarışa sunuyor. Müzayedede yer
alacak ressamlar arasında Ibrahim Çallı,
Hikmet Onat, Nuri lyem, Fikret Mualla, Narmk
Ismail, Şevket Dağ, Komet, Şeref Akdil,
Ibrahım Safi, Cihat Burak, Halil Paşa, Naci
Kalmukoğlu, Necdet Kalay, H. Cahit Derman,
Vecih Bereketoğlu, Diyarbakırlı Tahsin, Yalçın
Gökçebağ, Selim Turan, Nedim Günsür, Rafet
Başokçu. Ferruh Başağa. Bedri Rahmi
Eyuboğlu, Zeki Faik Izer, Turgut Zaim, llhami
Demırcı, Ali Çelebi, Cevat Dereli, Orhan
Peker, Şefik Bursalı, Edip Hakkı Köseoğlu,
Orhan Taylan. Mahmut Cuda, Şerif Renkgörür
ve Melik Aksel bulunuyor. 'Primus Inter Pares'
ibaresı ile satışa sunulacak eserlerin değeri 500
milyon ile 50 milyar arasında değişiyor.
Yapı Kredi Sigoıta'dan sanata
ve depremzedelere destek
• Kültür Servisi - Boğaziçi Üniversitesi'nde
gerçekleştirilecek olan 12 klasik müzik
konserine Yapı Kredi Sigorta sponsor oluyor.
Bu konserler dizisinin en büyük özelliği ise
sanatçılann ücret ahnamasıyla 12 depremzede
ünıversite öğrencisinin 3 yıl süreyle öğrenim
masraflannm karşılanacak olması. 20 Şubat-23
Mayıs tarihleri arasında yapılacak etkinlikler
zincirinde Pekinel kardeşler, Borusan Oda
Orkestrası, Akbank Oda Orkestrası, Alpaslan
Ertüngealp, Cem Mansur, Gülsin Onay,
Emre Şen, Emre Elivar, Selman Ada, Leyla
Pınar. Genco Erkal gibi topluluk ve
sanatçılar yer alacak.
Nemrut belgeselinin galası yarın
• Kültür Servisi - Anadolu'nun zengin kültür
tarihi içinde farklı bir yeri olan Kommagene
Uygarhğı ve Nemrut Dağı'nı farklı bir
anlatımla inceleyen "Nemrut Dağı: Tannlann
Tahtı" adlı belgesel, yann Harbiye Askeri
Müze Kültür Sitesi Büyük Salon'da yapılacak
galayla ilk kez izleyici karşısına çıkacak.
Çekimlerine 15 Ağustos'ta başlanan filmin
yönetmenliğini Tolga Örnek yaptı. Nemrut
Dağı'nda yapılan ilk arkeolojik çalışmalann,
savaş sahnelerinin dramatize edildiği filmde,.
MÖ 162 ile MS 72 arasında var obnuş
Kommagene Uygarhğı temel almıyor.
Belgesel, Nemrut Dağı'mn hikâyesini verirken
bir yandan da zamanının en güçlü iki
imparatorluğunun ortasında var ohna
mücadelesinde ilginç Doğu-Batı sentezi
oluşrurmaya çalışmış olan Kommagene'nin
renklı kralı Antiokhos'un hikâyesini de
sunuyor. Filmde yerli ve yabancı uzmanlarla
tarihi mekânlarda röportajlar ve ilk kez gün
ışığına çıkan elli yıllık kazı filmleri yer alıyor.
üç dergisî 3 yaşında
• Kültür Servisi - İki yıl önce edebiyat
dünyasına adım atan Uç dergisi, 10 Şubat'ta
üçüncü yaşmı kutladı. 10. sayısını çıkaran
dergide bu ay Hulki Aktunç, Gün Zileli, Sezai
Sanoğlu'nun yazılannın yanı sıra Fazıl Hüsnü
Dağlarca, küçük Iskender. Umay Umay, Ilhan
Berk gibi isimlenn şıirleri de yer alıyor.