24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ HABERLER Kayıplar bulımsun' • İstanbuJ Haber Servisi - Sılopi 'de kaybolan HADEP'li Ebubekir Deniz ve Serdar Tanış'ın bulunması için HADEP Beyoğlu llçe Örgütü binasında bir araya gelen yaklaşık bin kişi devletin kayıplann bulunması konusunda çaba göstermesini istedi. Polis, grubun basın açıklamasına ızin , vermezken topluluk, "Kayıplar bulunsun", "Banşa uzanan eller kınlsın" ve 'HADEP halktır, halk burada" sloganlan attıktan sonra dağıldı. 'Eurogold' • İZMİR(AA)- Eurogold Madencilik AŞ yetkilılerinin Bergama ilçesine bağh Tepeköy'e yaptıklan ziyarette gerginlik yaşandı. Eurogold Madencilik AŞ Halkla Ilişkiler Müdürü Hayrı Öğüt, köylüler ile göriişmek amacıyla dün şirket Genel Müdürü Sabri Karahan, Maden Müdürü lsmet Sivri ile halkla ılişkiler görevlileri Hasan Çiftehan ve Nurettin Turgut'un yer aldığı 3 araçhk bir konvoy ile Tepeköy'de bir köy kahvesine gittiklerini söyledi. Oğüt, bazı köylülerin sözlü sataşmasına tnaruz kaldıklanm ıddia etti. v-« = <» Soykımm iddiaları • LONDRAÇAA)- lngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen 'Ermeni Katliamı Iddialan ve GerçekJer' adlı konferansta konuşan Profesör Türkkaya Ataöv, Türkiye'nin pek çok ülke parlamentosu tarafindan alınabilecek Ermeni soykınmına ilişkin kararlan iptal ettirmek için bir yol bulması gerektiğini bildirdi. Ataöv, bunun başanlmasından sonra Etmenilerin deneyebilecekleri yolun kalmayacağını belirtti. Kayıpgencin I cesedi bufundu • KIZILTEPE(AA)- Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 15 gün önce kaybolan gencin cesedi bulundu. Yumurcak köyünden ilçe merkezine gelen ve bir daha haber ahnamayan 28 yaşındaki Fanık Solhan'ın cesedi, dün ilçeye 5 kilometre uzaklıktaki Sürekli köyü yakınlannda boş arazide bulundu. Kızıltepe Devlet Hastanesi'ne kaldınlan ve otopsi yapılan Solhan'ın. başına 3 kurşun sıkılarak öldürüldüğü öğrenildi. Ameliyattan bitkisel hayata • Haber Merkezi - Afyon'un Çay ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde oturan 20 yaşındaki Bülent Toy, rahatsızlanarak Çay Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Apandisit teşhisi konulan ve başhekim tarafindan amelivat edilen Toy, ameliyattan sonra tenalaştı ve bitkisel hayata gırdi. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldınlan Toy'a doktorlar beyin ölümü teşhisi koydu. 12 Eylül davalannın yargıç, savcı, avukat ve gazetecileri 'Birtat Lokantası'nda bir araya geldi Kadrotamam,saınklar yok• Geceye katılan hukukçular "12 Eylül sıkıyönetim mahkemelerinde bile şimdiki devlet güvenlik mahkemelerinden daha demokratik, daha hukuka uygun yargılama yapıldığı" görüşünde birleştiler. HATİCE TU1VCER 12 Eylül 1980 ve Selimiye Kış- lası... Anımsandığında acılann bü- yüklüğüyle ürperten tarih ve yer... Her acmın soğuğunda, insan sığı- nacağı küçücük de olsa bir yer bu- lur ya, sıkıyönetim mahkemelen- ne düşenlerin sığınağı da kışlamn ana giriş kapısının hemen çaprazın- daki "Birtat Lokantası''ydı. Avu- katlar, tutuklu yakınlan. duruşma- lan zorlu koşullar ve engellemeler altında izleyen gazeteciler, 12 Ey- lül yargılamalan sırasında İhsan Usta'mn küçük "Birtat Lokanta- a"nda soluklandılar. Hatta savcı- lar ve yargıçlar bile... Yirmi biryıl sonra 12 Eylül yar- gılamalannm avukatlan, savcılan, yargıçlan, gazetecileri, "BirtatLo- kantası"nda bir araya geldiler. Ih- san Usta ve bir oğlu hayatını kay- betmiş, şimdi Birtat'ı küçük oğlu MuratSolmazişleriyor. Eski dost- lannı aynı sıcaklıla karşıladı. Gece, Avukat AliRızaDizdar'ın okuduğu bir şiirle başladı: "Ço- cuklar anılan dinlerler /Anılar biz- leri çeker içeri / Anılar bizleri bil- seler/Bir biz vanz/Tozlu kanlı Se- limiye'de / Sevdamızı bozmadık / Acılann, öfkeleri / Temiz bir pen- cereden dünyaya merhaba biriik- te". 12 Eylül askeri darbesi sonrası yargılamalar sırasında bu lokan- tada çok şey paylaşmışlardı. Diz- dar, Kadir Tandoğan, Ahmet Sa- ner'in idamlanndan sonra burada acılann en büyüğünü yaşamıştı. Avukat, yargıç ve savcılar bir araya gelince "adaletve yargı" so- runlan gecenin temel konusu oldu yine de. 12 Eylül'ün sıkıyönetim mahkemelerinin bile şimdiki dev- let güvenlik mahkemelerinin işle- yişi yanında daha hukuka uygun ve * — ™ ^ ~ " — ^ ^ — ' ^ ™ > ^ , . u ı l fstanbul süayönetim mahkemelerini yıllarca izleyen gazeteciler de iddia, savunma, yargıdan oluşan sacayağına katıldılar. Gazeteciler, 12 Eylül'ün gazete kapatan, gazeteci yargılayan politikalanna karşın doğru bilgi alıp halkı doğru bilgilendirmek için yoğun çaba harcadılar. GazeteciJer, hukukçulan o gece de sorulanyla rahat bıraknıadılar. 12 Eylül 'den aklımızda kalan satırbaşları DENİZ TEZTEL 12 Eylül 1980... Türkiye'de en karanlık dönemin başlangıcı... Birüerce seçmeni olan partilerin kapa- tılması... Parlamentonun feshi... Binlerce üyesi olan sendikalann kapatılması... De- mokratik kitle örgütlerinin kapılanna ki- lit vurulması... Demokrasinin ve hukukun tatili... Sıkı- yönetim mahkemelerinin göreve başlama- sı... Sendikacısından öğrencisine. avukatın- dan doktoruna, öğretmeninden hukukçu- suna, büyükelçisinden eğitimcisine, bele- diye başkanından milletvekiline kadar top- lumun her kesiminden binlerce gözaltı, binlerce tutuklama... 210 bin dava açıldı, 230 bin kişi yargılandı, 49 idam, 300 ki- şinin kuşkulu ölümü, 171 kişinin işkence- den öldüğünün belgelenmesi, 39 ton ga- zete ve derginin imhası, 30 bin kişinin sa- kıncalı olduğu için işten atılması, 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkanlması... Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgene- ral Kenan Evren' in "Asmayahm da besleye- KmmT sözleri... Yasalann sıkıyönetime uy- gun "hukukdışuıa" çıkanlması... Herşeyin yasaya uygun, "demokrasi adına" ama de- mokrasiye aykın oluşu... Bunlar 12 Eylül askeri darbesi sonrasın- da aklımızda kalanlardan satır başlan... Ve fstanbui sıkıyönetim mahkemelerinde- ki duruşmalan izleyen birgazeteci olarak yar- gılamalarla ilgili ilk aklıma gelenler: Her- ra Selimiye Kışlası'nın giriş kapısının bu- lunduğu sokaktaki bir kebapçıda bir araya gelen, o dönemin sıkıntılannı yaşamış avu- katlar, yargıçlar ve gazeteciler bunlan hatır- lamadı... ' "*"'— '"''' Cuma gecesi uzundu... Ve gece boyunca yemeğe katılan herkes o günlere ilişkin anı- lannı anlattı. Anılarda nedense hep güzel şey- ler vardı... Kimi yargıçlar sıkıyönetim gün- lerinde odalanna gelen gazetecilerle nasıl soh- • Demokrasinin ve hukukun tatil edildiği 12 Eylül döneminde 210 bin dava açıldı, 230 bin kişi yargılandı.49 kişi idam edildi, 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkanldı. kesin potansiyel suçlu olarak görüldüğü da- valar; tek tip elbise giymeyi reddedip atlet ve külotla duruşmaya gelen sanıklar; 4 ki- şinin yasamını yitirdiği ölüm oruçlan; dert- lerini anlatmak isteyen ancak duruşma sa- lonlanndan atılan avukatlar, sanıklar; mah- keme önlerinde dövülen tutuklu yakınlan, duruşma salonlannda dövülen sanıklar... Ancak yıllar sonra, daha doğrusu 21 yıl son- bet ettıklerini, nasıl çay kahve içtiklerini an- lattı... Kimi avukatlar ve gazeteciler sıkıyö- netim mahkemesinin yargıçlannın nasıl "adil" kararlar verdiğini anlattı... Kimi avu- katlar da dosyalann fotokopilerini nasıl "zor- lanmadan" aldıklannı anlattı... Kimi savcılar, yargıçlar karşılanndakı sa- nıklann çok nitelikli olduğunu, dünya ve Türkiye gündeminı çok iyı bildiklerini an- lattı... Bazı yargıçlar da verilen cezaiann dosyalardaki "delillere" dayandığını anlat- tı... Yemeğe katılan hemen herkes günümüz- deki yargılamalann hukuka uygun yapıl- madığını. uzun sürdüğünü. DGM'Ierin' yanlışkarar verdiğini konuştu... Günümüz yargıçlanyla ilgili en ciddi eleştin ise gü- nümüzde avukatlık yapaneski biryargıç- tan geldi: "Hâkimlerin işi çok ama az ça- hşr*orlar." Ve herkes "o güzelgünleri" yâd etti... Uzun yıllar birbirini görmeyen bizlerin bir araya geldiği o gece keyiflı geçti... Türkiye'nin en karanlık döneminin acı- lanndan ve sıkıntılanndan "dostluklar" doğmuştu... Bir araya gelenler, demokrasinin, huku- kun bir daha tatile girmemesi, en sıkıntı- lı karanlık dönemlerin yaşanmaması için konuşmadan, sessiz sedasız birbirlerine söz vermiş gibiydiler... Hepimiz o günlerin acılannı, sılontıla- rmı unutmuş gibiydik. Peki buna hakkımız var mıydı? Genel kurulda Türkiye îşçi Partisi desteklenirken referandum hakkı da savunuldu Işçîler sel gibi DISK'e akıyordu NERMİNAKSIN* ...Bugünlere gelişim, bütün bu olaylan fıilen yaşayışım, bende gençlik hayalleri- min dışında bir kişilik oluşturdu. Avukat olmuştum. 1966 Malatya Kongresi'nde parti içi aynşmalara tanık olmuştum ve 1967'de DlSKkurulmuştu. DİSK'in kunı- luşu işçi hareketinin iyice yoğunlaştığı dö- nemlerdir. Kurulusu ile birlikte DlSK bün- yesine işçiler sel gibi akmışlardır. Çünkü DlSK, işçilerin diledikleri sendikalan öz- gürce secmeleri amacıyla referandum hak- kını. işyerine girerken'üst aratmamayı sa- vunuyordu. Ben, Lastik-lş Sendikası avukatı olarak 3. îş Mahkemesi karan ile ilk referandu- mun uygulandığı Lastik-fş Sendikası' nda- ki işçilerin "sansendikacılar''akarşı çıkış- lanndaki coşkuyu, dayanışmayı ve onlann yanındaki aydın sosyalistlerle dostluklan- nı yaşadım. DlSK. 1968'deki 2. Genel Kurulu'nda al- dığı kararlarla TlP'i desteklediğini açıkla- dı. DlSK bünyesindeki sendikalarda, fab- rikalarda müthiş bir örgütlenme ve hak arama çahşmalan başlamıştı. Artık işçiler işyerlerindeki yemekhanelerde yemek yi- yorlardı. Işte bu dönemlerde işçi sının ha- reketi, sosyalistler, ilericilerortaktarihimi- ze birçok kitlesel direniş ve mücadele yaz- mışlardn". Unutulmayacak olan KAVEL direnişi, Saraçhane mitingi, 1965 Zongul- dak direnişi, 1968 Derby Lastik Fabrikası işgali, Demirdöküm işgali, GAMAK; 15- 16 Haziran olaylan ile yer yerinden oyna- mıştır... *(TlP kurucu ve yöneticîlerinden-avu- kat) SÜRECEK Ftipiprotestosu İnsan Haklan Derneği (tHD) Istanbul Şubesi uyeleri, dört ayı askuı süredir açtak grevi ve ölüm orucu e>)emi vapan tunıkhı ve hükümlüler ile Adaİet Bakanbğı'nın ortak bir noktada anlaşabilmesi istenıi ile oturma eylemi düzenledL Geniş güvenlik önlemlerinin abndığı derneğin önünde jaklaşık 5 daldka sessizce oturan topluluk, eylemi aDaşkrla bitirdL Bu arada, dün Ankarada Yüksel Caddesi'nde F tipi cezaevierini protesto edeceklerini büdiren bir grup mahkûm yakını, daha sonra Güvenpark'taki YKM Mağazası'tun önüne geldL Buradan Atatûrk Bulvan'na gecen, biri tekerlekli sandalyede 5 kişilik grup. cadde üzerine oturarak bir süre trafiği engelfcdL PbMs, birbirine kenedenen mahkûm yakınlannı gözamnaaldL TAHBUL SüBESi demokratik olduğu geceye katılan hukukçulann ortak noktası oldu. Dönemin yargıçlanndan Tuğrul- lab Yıldınm "Adalete, demokrasi- ye, hukuka uygun kararlar verme- ye çahşıyorduk" derken hiç ölüm cezası vermedığini de anımsattı. Askeri Yargıtay seçimleri su^asm- da "hiç ölüm cezası vermemekie" eleştirilmişti. Emekli olduktan sonra avukatlık yapan Yıldınm. DGM'lerde yargı- lamalann uzun sürdüğünü ve 8- 8.5 yıl tutuklu kalan müvekkili ol- duğunu anımsatıp geç gelen ada- leti eleştirdi. Banş Derneği Davası yargıçlann- dan Tank Kale, davayı değerlendı- rirken "O dönem farkhydL Bugün böyle bir dava açılsa gülerler" dedi. "Yargılama sırasında savıınmalan 45 dakikayla neden kjsıtiadjklan" so- rulduğunda ıse Kale, günümüzle kı- yaslayarak yanıt verdi: "Bugün hiçbff DGM'dehicbir yar- gıç45 dakika savunma hakkı *ermi- yor. Art niyetyoktu. KısıÜama değil- dir. Tutukluluk halinin dc\ amı ka- ranna muhalefet şerhi kffvmuştum. Üsteiik tehlikelizamandı, bizi bir an- da sinek gibi ezebilirlerdi'" 'Hukuktek^ Yargıca, Banş Derneği davasında yargılanan mıllervekillerinin avu- katı olan Hasip Kaplan'dan destek geldi: tf Sıkr>önetimde\BpDğunsa- vunmayı hiçbir DGM'de yapama- dun" 12 Mart yargılamalannda da bu- lunan emekli yargıç Gültekin Tu- ran da "yargıya uygun kararlar ver- düderini" savundu. Yargıç ve savcılann ortak görüşü "12Ejlül'de ıstisna dışında' adale- ti teceİü ettirmeye'' çalıştıklanydı. Dönemin savcılanndan lsmetŞen- türk şimdi bir arada oturmalannın çok özel bir durum olmadığını şu söz- lerle açıklamaya çalıştı: "Marango- zun yapöğı kürsüde farkh yerierde oturiıyorduk sadece. Ama hukuk tek_" 'Yargıcın görevi yasayı uygulamak1 DlSK davasına yarbay rütbesiyle giren Aydın Kalpakçı,TCY'nın 141. maddesı kalktığı ıçın bugün böyle bir davanın mümkün olmadığını söyledi. Kalpakçı davayı şöyle an- lattı: "Yargran göreviyasayıyorum- layıp uygulamaknr. O tarihteemek- çüerin kurduğu demokratik ve ya- sal bir teşldlat Böyle bir yasal kuru- hışun kapaülması \v onun üzerinden açılan da\aya bakmak kolay değiL Yargıcıyıpraar. 141 "i uygulamakzo- rundaydık ve uyguladık. TCY'nin 141 ve 142. maddelerinin kakhnl- ması nedeni> k-dava beraatla sonuç- landı. Askeri Yargıtay'da dava de- ğeriendirilemedL'' Kalpakçı, DlSK'in en zorlandığı dava olduğunu belirtmeden geçe- miyor ve devam ediyor: "Hepsi en üst düzev de bilinçli kişilerdL Huku- ka da uygun ohnahydır Böylesine ağır günlerden sonra ocakbası lokantasından dostça bir ge- cenin açıkJamasını şöyle yaptı Kal- pakçı: * Yargrcın bir avnkaüa düşman ol- ması mümkün değil. Hukukta üçlü sacayağı \ardır. İddia. savunma.yar- gLAvukatyargmnı birparçası,one- denle mesleki açıdan da bir diyalog olması şartür." 12 Eylül mahkemelerinde 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. Sa- nıklar yoktu o gece... Hukukun sa- cayağını oluşturanlann bazılan bir- lıkteydi. ama henüz 12 Eylül huku- kunun açtığı yaralar kapanmadı... ANKARA DGM SAVCISI TALAT ŞALK: Tahkikatlar belki de 'askeri darbeyi' önledi ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Enerji ihalelerindeki usulsüzlükleri mercek altına alan Beyaz Enerji soruşturma- sını yürüten Ankara DGM Sav- cısı Talat Şalk, "1991-1995 se- nesinde önemli tahkikatlar ol- du. Terör, bölücü örgütler... Bu tahkikatlar Türkiye'de belld de askeri darbe gebnesini önledi" dedi. Edirne Kültür ve Yardımlaş- ma Derneği'nce Çevre Bakanı FevziAytekûı ile Ajtıkara DGM Savcısı Şalk'a dün düzenlenen törenle onur üyesi plaketi ve belgesi verildi. Plaketini der- nek başkanı An" Şemsi'den alan ÇevTe Bakanı Aytekin, Tekir- dağ, Edirne ve Kırklareli kültür ve dayanışma derneklerinin mut- laka vakıf adı altında toplan- ması gerektiğini kaydetti. Aytekin, bu amaçla Trakya'da büyük bir yemek düzenlenme- sini, bu yemekten elde edilecek gelirin vakfm kuruluşunda kul- lanılmasını önerdi. Ankara DGM Savcısı Talat Şalk da törende yaptığı konuş- mada, Trakya insanlarının "metnleketiiçinçahşma" özel- liğinin bulunduğunu söyledi. Şalk, yurt sevgisinin daha ilko- kuldayken aşılandığına da dik- kat çekti. DGM'de eski DGM Başsavcısı Nusret Demiral ile çahştığını anımsatan Talat Şalk şöyle konuştu: "Matador, Beyaz Enerji gibi önemli tahkikatlar aldun. 1991- 1995 senesinde önemli tahM- kadar oldu. Terör, bölücü örgüt- ler... Bu tahkikatlar Türkiye'de belki de askeri darbe gelmesi- ni önledi." Şalk, bu soruştur- malar sırasında Edirnelilerin kendisine destek verdiğini be- lirterek herkese teşekkür etti. Törende, Çevre Bakanlığı Müsteşan Güney ÇaJarer, es- ki DGM Başsavcısı Nusret De- miral, eski Devlet Bakanı Şe- ref Ercan da onur kurulu üye- si ödülü ve belgelerine değer gö- rülenler arasmda yer aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle