Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMM; elektrik, bazı fonların tasfiyesi ve bireysel emeklilik tasanlannı ele alacak
6
IMF yasalan'na öneelikANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
TBMM Genel Kurulu'nda, bu hafta
da IMF'nin ıvedilikle çıkanlmasmı is-
tediğı yasa tasanlan görüşülecek.
DYP'nin verdiği gensoru önergesinin
gündeme alınıp alınmamasıyla ilgili
olarak yann yapılacak görüşmelerin
ardından, elektrik piyasası yasa tasa-
nsına devam edilecek. Bazı fonların
tasfiyesine ilişkin yasa tasansı ile bi-
reysel emeklilik yasa tasansımn bu
hafta görüşülmesi planlanırken bay-
rama dek avukatlık yasa tasansı ile fi-
kir ve sanat eserleri yasa tasansının da
temel yasa olarak görülüşüp çıkanla-
• Meclis Genel Kurulu'nda, bu hafta IMF'nin ivedilikle
çıkarılmasını istediği yasa tasanlan görüşülecek. DYP'nin gensoru
önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı da bu haftaki görüşmeler
arasında. Iktidar ortaklarının, söz konusu tasanlann bu hafta
tamamlanabilmesi için Meclis'in gece çalışmasını
önerecekleri belirtildi.
cağı bildirildi.
TBMM Genel Kurulu'nda, yann
DYP'nin ekonomik durum ile ilgili
olarak hükümet hakkında verdigi gen-
soru önergesinin gündeme alınıp alın-
mamasına ilişkin görüşmeler yapıla-
cak. FP'nin, Bayındırlık ve Iskân Ba-
kanı Koray Aydın hakkında geri çekti-
ği gensoru önergesini de yeniden
TBMM Başkanlığı'na sunması bekle-
niyor. Gensoru görüşmelerinin ardın-
dan elektrik piyasası yasa tasansı üze-
rindeki görüşmelere devam edilecek.
Bu tasannın bu hafta tamamlanma-
sı durumunda bazı fonların tasfiyesini
öngören yasa tasansı ile bireysel
emeklilik yasa tasansının da bu hafta
görüşülmesi bekleniyor. Tasan, isteğe
bağlı olarak özel bireysel emeklilik si-
gortasına ilişkin düzenlemeler getiri-
yor. 18 yaşını dolduran kişilerin başvu-
racağı bireysel emeklilik sigortası, 56
yaşmda emeklıliği öngörüyor.
Temel yasa olarak görüşülmesine ka-
rar verilen avukatlık yasa tasansı ile fi-
kir ve sanat eserleri yasa tasansının da
zaman kalması durumunda bu hafta ele
alınması bekleniyor. Iktidar ortaklan-
nın, söz konusu tasanlann bu hafta ta-
mamlanabilmesi için Meclis'in gece
çalışmasını önerecekleri belirtildi.
Papa'dan
Ermenistan'a
destek
Papa 2. Jean Paul
ROMA(AA)-Katolik
dünyasının ruhani önde-
n Papa 2. Jean Paul, kı-
sa zamanda Ermenis-
tan'a gitmeyi umduğunu
açıkladı.
Vatikan'ın San Pietro
Kilisesi'nde, Ermenile-
rin Hıristiyanlığı kabu-
lünün 1700. yıldönümü
nedeniyle dün sabah Ermeni usullerine göre bir
ayin düzenlenirken tarihte ilk kez böyle bir ayini
Papa yönetti. Papa 2. Jean Paul, ayin sonrasında
yaptığı konuşmada. bu yıl Ermenistan'a ziyaret-
te bulunmayı umduğunu belirtti. Papa, ayin son-
rasmdaki konuşmasında. "Ermeni halkının tari-
hinde şehitler dcğişmez bir unsurdur. Oralar, bir-
çok şehit kaıunm bulunduğu topraklardır" ifade-
sini kullandı. Papa, önceki günkü mesajmda da,
"soyknTm" ve "Türkiye ile Osmanh" ifadesini
kullanmazken "1915 yıllannda başlayan ve 8 yıl
süren şiddet, unutulmamasıgereken bir haüradır"
demişti.
EBK'de yolsuzluk
Et vurgununa
4 tutuklamaİstanbul HaberServi-
si - Et ve Bahk Kuru-
mu'ndan kamu kurum
ve kuruluşlanna verilen
etleri, ilgili yerlere tes-
lim edilmiş gibi göste-
rerek pıyasada sattıkla-
n öne sürülen 6 kişiden
4'ü tutuklandı.
İstanbul Asayiş Şube
Müdürlüğü'nden alı-
nan bilgiye göre, Et ve
Balık Kurumu Zeytin-
bunıu Kombinasfnda
dağıtım şoforlüğü ya-
pan 3 kişi, yasal olma-
yan yolla etler satıldık-
tan sonra menfaat te-
min eden, SSK istanbul
Eğıtim Hastanesi'nin 2
personeli ve özel bir şir-
ket adına bu hastanede
aşçılık yapan bir kişi
yakalandı. Aynca bu ki-
şilerin haksız kazançla
saün aldığı iki otomobi-
le de el konuldu.
Gözaltına alınan Ha-
san Hüseyin Özçeük,
Ahmet Şahin, Ümmet
Okutan, Bahadır Avcı,
Mümtaz Vurtbaşı ve
Gûrfoüz Sezgin. daha
sonra istanbul DGM
Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'nasevkedildi. Bura-
da nöbetçi savcı tarafin-
dan sorgulanan kişiler-
den Ümmet Okutan ve
Mümtaz Yurtbaşı ser-
best bırakılırken diğer 4
kişi, tutuklanma iste-
miyle Nöbetçi 4 No'lu
DGM Yedek Hâkimli-
ği'ne gönderildi. Hasan
Hüseyin Özçelik, Ah-
met Şahin, Bahadır Av-
cı ve Gürbüz Sezgin,
yeniden yapılan sorgu-
lannın ardmdan tutuk-
lanarak cezaevine götü-
rüldü.
/Slkatmış,
"Odönemin
başbakanı
Necmettin
Erbakan,
Susurluk kazası
için 'fasa Fıso' de-
di Saym Er-
bakan, bu işin bu
kadarönemli
olduğunu, bu
kadar büyük
boyutiu olduğunu
flk anda sezemedL
Basit bir olay gibi
gördû,işi
kavrayamadı.
Sonradan anladı,
ama sonra da 28
ŞubatgeldL
Bugûnherkes
kavnyorda,
üstüne gkJemiyor"
dedL
Susurluk Komisyonu Başkanı Elkatmış:
Erbakan işikavrayamadı
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
TBMM Susurluk Araştırma Komis-
yonu Başkanı Mehmet EBcaamş, ka-
patılan RP'nin yasaklı liden Necmet-
tin Erbakan'ın Susurluk'u kavraya-
madığını belırterek, "İlkaşamadabü-
yük bir olay olduğunu sezemedi, basit
bir olay gibi gördu. Sonra anladı, ama
28Şubatgekli'' dedi. Bağjmsız Elazıg
Mıllervekili Mehmet Ağar'ın doku-
nulmazhğının kaldınlması gerektiğj-
nı anlatan Elkatmış, Susurluk olayının
çözülmesini askerlerin engellediğini
ileri sürdü.
TBMM Susurluk Araştırma Ko-
misyonu Başkanı Mehmet Elkatmış,
dün TRT1 'de yayımlanan "Pazar Pa-
norama" programmda Susurluk kaza-
smı ve komisyonun çahşmalannı de-
ğerlendirdi. Ağar'mdokunulmazhğı-
nı kendilerinin 1998 yılında kaldır-
dıklannı, ancak şimdi dokunulmazlık
dosyasının 110. sıradan 117. sıraya
düştüğünü anunsatan Elkatmış,
"Ağar, ifade vermcye gehnemiştir. Ben
bu işin başı Ağar, demiyorum. Ama
önemli bir unsuru. Ona benzerçok ld-
şi var. Meclis, Ağar'm dokunulmazb-
ğmı kaldmp bir adım atabinr" diye
konuştu.
Elkatmış, "O dönemin başbakanı
Necmettin Erbakan, Susurluk kazası
için'fasa fıso' dedL Mesut Yıhnaz da,
bir ild ayda çözeceğini söytedi. Genel
bir siyasi irade eksikliği yok mu?" so-
rusu üzerine, "Var tabii Saym Erba-
kan, bu işin bu kadar önemli olduğu-
nu, bu kadar büyük boyutiu olduğu-
nu ilk anda sezemedi Basit bir olay gi-
bi gördü, işi kavrayamadi. Sonradan
anladı, ama sonra da 28 Şubat gekü.
Bugun herkes kavnyor da, üstüne gi-
demfyor" dedi.
Susurluk'un çözülememesinin bir
nedenin de 28 Şubat mantığı olduğu-
nu ileri süren Elkatmış, "Enerji me-
setesmde bugünkü asker olaya el koy-
du. Ozamanki askerengelliyordu. Ve-
H Küçük, Korkut Eken yargüanryor.
Eken,mahkûm oluyor. Veli Küçük'ün
de AbduDah Çatiı île aym günlerde 3
kezkonustuğutespitediByor'* diye ko-
nuştu. Elkatmış, 1980'li yıllarda aske-
ri yönetimin Susurluk *ta adı geçen ki-
şileri kullandığını ve yurtdışma gön-
derdiğini, ancak daha sonra bunlara
sahip çıkmadığını söyledi. Elkatmış,
"Bu msanlan kontrobâz, başıboş bn
ralarsamz herşeyi yapıyorlar. Çek, se-
netflıalemaryalanvar.Buişebulaşnuş
bazdan. Ben bu yöneticilerden 'Biz
hata yapük, bu insanlara sahip çıkma-
mız gerekirdi, ama yüzüstü bıraktık'
demelerini beklerdim. Çıkıp da doğru-
yu söyleyin, kandırmayın vatandaşı.
ŞimdiÇatiı'yıkimse tanımıvor. oysa ki
bir siyasipartmin kongresinde bik ça-
hşmış. 'Tövbe, tanımıyoruz' diyorlar.
Oysa Id hepsi tanryor" diye konuştu.
Elkatmış, kendısine tam yetkiy le bir
yıl vermeleri durumunda herşeyi or-
taya çıkarabileceğini söyledi.
Tantati:
Ekonomik
sorunun
nedenini
araştınn
ANKARA (Cumhuri-
yet Bûrosu) - Içışleri Ba-
îcanı Sadettin Tantan, ka-
panan. eksik kapasiteyle
çalışan işletmelerin yeni-
den açılması ve tam ka-
pasite üretime geçirilme-
leri amacıyla 81 il valisi-
ne almalan gereken ön-
lemleri içeren bir genel-
ge gönderdi. Tantan. ge-
nelgede, yapılacak çalış-
malann ekonomik canlı-
lık yaratacagı gibi emni-
yet ve asayişin sağlanma-
sına da katkısı olacağını
vurguladı.
Içişleri Bakanı Tantan,
valilere gönderdiği ge-
nelgede, küçük, orta ve
büyük işletmelerin çeşit-
lı nedenlerle tam kapasi-
teyle çalışamadıklan ve-
ya kapandıklan, işçilenn
de işlerini kaybettikleri-
ni kaydederek "Kapa-
nan işyerlerinin yeniden
açılması veya eksik kapa-
site ile çahşan işletmele-
rin tam kapasite ile üre-
time geçirilmesi, ekono-
mik canlılık yaratacagı,
işsizliği azaltacağı gibi
emniyet ve asayişin sağ-
lanmasınada katkısı ola-
caktir'' dedi.
Valilerden, sorumluluk
bölgelerinde özellikle
özelleştirilen ve özelleş-
tirilmesi planlanan işlet-
melerin eksik kapasite ile
çalışma ya da kapanma
nedenlerinin belirlenme-
si istendi. Genelgede,
"BcBrienen sorunlardan
mahalli nitdikte olanla-
nn çözümüne yönelik
tedbirlcr rvedUikle ahna-
caktır. Mahaüinde çözü-
lemeyen sorunlann gide-
riknesi yönünde gereki-
yorsa yeni modelleri de
kapsayacak şekilde öne-
riler gelistirilecektir*' de-
nildi. Genelgede, valilik-
lerce yapılacak bu çalış-
malann rapor halinde ba-
kanlığa iletilmesi istendi.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr
Cumhurbaşkanından söz
edeceğim ya da Tırmık okurla-
nnın aşina olduğu bir deyimle
"Çankaya Yargıcı "ndan... Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer bu ülke halkının büyük, ama
epey büyük bir kesimi ile tam
bir uyum içinde.
Ama aynı Ahmet Necdet Se-
zer, bu ülkenin siyaset esnafı-
nın büyük, ama epey büyük bir
kesimi ile, medya aristokrasisi-
nin büyük, ama epey büyük bir
kesimi ile, ekonomi ve güvenlik
burokrasisinin tepelerindekile-
rin büyük, ama epey büyük bir
kesimi ile gerçek bir kan uyuş-
mazlığı içinde...
Bu ölçüde somutlanmış, ka-
nıtlanmış, gitgide şiddetlenen
bir "kan uyuşmazlığr varsa, er-
geç dışa vurur, sonuçlar dogu-
rur.
Nitekim sırtlanlar dişlerini
göstermeye başladı bile.
Yamyam kabilesinde yam-
yamlığı reddedeni, ötekiler ya-
kaJayıp yemek ister. Kannlarını
doyurmak için degil. Yamyam-
liKdüzeni bozulmasın, başkala-
nna örnek olmasın, yamyamlığı
reddedenler yüreklenmesin,
seslerini yükseltmeye, örgütlen-
meye kalkışmasınlar diye...
Ah, Şu Çankaya Yargıcı...
Medyada Ahmet Necdet Se-
zer'in açığını yakalayıp bulma
yanşı bugünlerde iyiden iyiye hız
kazandı. Yaşamı galiba sanıldı-
ğından çok daha "düz" bir ada-
mın hukuksal açığını, para pul,
mal mülk işlerindeki bir yolsuz-
luğunu bulmak için kollarsıvan-
dı. Bulunamadıkça düzey dü-
şürülerek saldın üstüne saldın
yöneltiliyor.
Acaba neden?
Siyasetin, ekonominin, med-
yanın, bürokrasinin tepelerinde-
kilerle Çankaya'daki "yargıç"
arasındaki bu kan uyuşmazlığı
nereden kaynaklanıyor?
•••
Medyada dün Ahmet Necdet
Sezer'e söven, bugün onu
öven, yann yine sövdüğünde
hiç şaşırmayacağımız birtakım
kalem erbabını bir yana bıraka-
lım. Onlar Cumhurbaşkanı ken-
dileri gibi düşünmediği için sö-
vüyorlar, kendilerinin de "mü-
nasip" bulduğu bir karannı övü-
yorlar, yann yine onlann doğru-
lanna ters bir karar verirse du-
raksamadan sövecekler.
Bu doğal. Çünkü o adamca-
ğızlar için dünyada yalnızca
kendi doğrulan var ve olanca
çapsızlıklanna rağmen bağlan-
dıklan doğrulardan(!) yaşamlan
boyunca kuşku duymamışlar.
Kendileri gibi düşünmeyenlerin
ipini çekmeye her zaman hazır-
lar ve tetikteler.
Onlan geçelim.
••*
Peki ama halkın en güvendi-
ği kurum ve kişiler arasında açık
ara ile birinci olan, bugüne ka-
dar alışılagelmiş bütün "rtibarve
gûven" listelerini allak bullak e-
den Çankaya'daki "yargıç" ile
bürokrasinin, siyasetin ve eko-
nominin tepelerindekiler arasın-
da açılan ve günbegün derinle-
şen uçurumun başat etkeni ne
ola?
Galiba yanıt pek kısa ve yalın:
Hukuk!..
Ahmet Necdet Sezer, Çanka-
ya'ya çıkmadan önce ona zen-
gin bir hukuk birikimi ve kültürü
sağlayan "yargıçlık" mesleğini
Çankaya'da sürdürüyor ve bu
tutum sistemin siyasal, ekono-
mik ve bürokratik güçleri ile ça-
tışıyor.
Mustafa Kemal sağ olsa eli-
nin tersiyle süpüreceği kimi
"Atatürk esnaflan", çeşitli ata-
malarda onlann tercihlerini yeğ-
lemedi diye yağıp gürieyip onu
"tarikatçı" ilan ediyoriar. Ardın-
dan, Süleymaniye Camii'nin av-
lusunu tarikat mezartığına dö-
nüştürecek bir dümeni boşa çı-
kannca alkış tutuyorlar.
Yolladıklan kararnamelerin
Çankaya'da sadece ince siya-
set hesaplan süzgecine tabi tu-
tulmasına, hukuksal geçerlikle-
rinin irdelenmemesine alışan si-
yaset esnafı, kararnameler Çan-
kaya'dan dönünce rnide spaz-
mı geçiriyor.
Devletin en yüksek denetle-
me organı olan ve bugüne dek
varlığı hemen hiç fark edilmeyen
"Devlet Denetleme Kunılu" ha-
rekete geçirilince, "Pislikler te-
mizlensin ama, sadece bizim is-
tediğimiz kadar ve bizim öngör-
düğümüz çapta" diyenleri bir
telaş alıyor; Zekeriya Temi-
zel'den sonra bir de başımıza
Devlet Denetleme Kurulu mu çı-
kacak korkusu ile ağızlannı açı-
yorlar. Olup biteni Zekeriya Te-
mizel'in hiç tedirgin olmaksızın
karşıladığını görmezden gelip
Ahmet Necdet Sezer ile Zekeri-
ya Temizel arasına çomak sok-
manın ince hesaplanna dalıyor-
lar...
•••
Aslında çatışan, Ahmet Nec-
det Sezer ile siyaset, ekonomi
ve bürokrasi tepeleri değil.
Devlet için çete kurmayı da,
kanunsuzluğu da olağan sayan-
laria hukuk çatışıyor.
Hükümet etmeyi, kamu kay-
naklannı bildikleri gibi, soysuz
çıkariar için pervasızca kullan-
ma hakkı olarak kavrayanlarla
hukuk çatışıyor.
Devletin derinliklerindeki güç-
lerin uyumlu bir halkası olma-
yan Çankaya Yargıcı, hukuka
bağlılığını sürdürdükçe bu ça-
tışmalarsürecek, üstelik şiddet-
Ahmet Necdet Sezer'in kişili-
ğinin bu ülkede bir aynşma ek-
seni oluşturduğu, daha önce bu
köşede birkaç kez yazıldı.
Aslında aynştıran Sezer de-
ğil. Bu ülkede epey süredir ilk
kez aynşma "hukuktan yana ol-
mak - hukuku umursamamak"
eksenine oturdu.
Iyi oldu. Iyi oluyor. lyi olacak...
^ 4
Susurluk'u unutma!
Susurluk davasında 14
bürokrat, güvenlik
görevlisi mahkûm oldu.
Olayın siyaset uzantısı
ise, hâlâ TBMM
korumasında. Toplumsal
belleği son derece zayrf
bir ulus olduğumuzdan,
bu "siyaset ayağım" bazı
aynntılarla anımsatmak
istedik. TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu
raporundan bazı . . . . . .
bölümlerianımsatıyoruz: Mehmet Agar
"...Aranan bir silahlı eylemci ile bu
kişiyi yakalamak veya bulunduğu
yeri derhal güvenlik bihmlerine
bildirmekle görevli ve yükümlü olan
üst düzey bir emniyet mensubu ve
bir milletvekilinin aynı ortamda
biriikte olmalan ve bu birlikteliğin,
Abdullah Çaüı'nın gerçek kimliği
bilinerek uzun süreliyakın ilişkiler
içerisinde sürdürülmüş olması."
"Bu kişilerin her üçünün de
uzerinde ruhsatlı tabancalan,
yanlanndaki korumalann ayn ayn
zati silahlannın bulunmasına
rağmen aynca saldın, suikast ve
gizlice cinayet işlemekte
kullanılabilecek vahim nitelikte ve
sayıda silah ve mermilerle, 34 NUL
63 numaralı sahte plakalan ve
birçok sahte belgelen yanlannda
bulundurduklan nazara
alındığında, bu
kişilerin olaydaki
berabehiğinin basit bir
tatil gezisi veya başsağlığı
ziyareti ile izah edilmesi
inandıncı görülmemiştir.
Bu durum, adı geçen
kişilerin, yanlannda
koruma olarak
bulundurduklan kişilerte
biriikte yasalara aykın
silahlı bir eylem
hazıriığında bulunduğu
kanaatini oluşturmuştur."
"...Silah ve belgelerin
belirtilen tarihlerde Emniyet Genel
Müdürü olan Mehmet Ağar ve
Özel Harekât Daıre Başkan Vekili
olan Ibrahim Şahin 'in talimatlan ve
bilgileri dahilinde adı geçen kişilere
verildiği kanaati oluşmuştur."
"Çatlı'nın üzennde bulunan
belgeler, Çatlı ve Yaşar Öz adına
düzenlenen silah taşıma izin
belgelen ve hususiyeşil
pasaportlann da Ağar'ın emniyet
genel müdürü olduğu dönemlerde,
bilgisl ve talimatıyla düzenlendiği
anlaşılmıştır." "Ömer Lütfi Topal
cinayetınde zanlı olarak gözaltına
alınan polis memurian için Sedat
Edip Bucak, İstanbul Emniyet
Müdürü'ne defalarca telefon açarak
bu kişileri kurtarmaya ve
araştınmanın genişletilmesini
engellemeye yönelik girişimlerde
bulunmuştur."
Civcivlerin ölümü
TBMM'den sorulur!
TBMM Dilekçe Komisyonu,
ilginç başvurularla karşılaşıyor.
Bir fabrikanın hatalı yem çıkardığı
gerekçesiyle "civcivlerinin toplu
ölümünden" yakınan Çamsu
köylüsünün başvurusu üzerine
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'na
araştırma yaptınlıyor. Ancak
fabrikanın yalnızca "tuz oranı"
konusunda uyanldığı, köylünün
de 4 mahkemeden ancak birinde
lehine sonuç alabildiği
öğreniliyor. "Geçimsizliği'
gerekçesiyle Denizli
huzurevinden önce Afyon'a daha
sonra Uşak'a sürülen bir yurttaş
da, yeniden Denizli'ye dönme
istemini
komisyona iletiyor. Meclis, Uşak
ve Denizli sosyal hizmet
müdüriüklerine talimat vererek
kimsesiz yurttaşa kanat geriyor.
Ancak, çalışmalann hepsi dilekçi
lehine sonuçlanmayabiliyor.
Bulgaristan'dan göç ederek Türk
yurttaşlığına geçmek isteyen
ailede olduğu gibi.. Içişleri
Bakanlığı, ailenin, kaçak olarak
Türkiye'ye giriş yaptığını
komisyonun yazısıyla öğreniyor.
Ve ailenin yurtdışına çıkanlması
için İstanbul Valiliği'ne talimat
verildiği Meclis'e bildiriliyor.
Böylece vekilter, çözmeye
çalıştıklan bir dramın parçası
oluyor.
Pişkinsüt yanıt bekliyor...
TBMM Insan Haklannı
Inceleme
Komisyonu'nun, DSP
Aydın Milletvekili Sema
Pişkinsüt'ün başkanlığı
dönemınde hazıriadığı
"işkence raporian", kısa
bir süre sonra "fincancı
katıriannı ürküttü".
Pişkinsüt, bunun
bedelini komisyon
başkanlığından alınarak
ödedi. Ancak, raporları
"yoksayma" HikmetSamiTûrk
operasyonu bu kadarla
bitmedi. Adalet Bakanı Hikmet
Sami Tûrk, bir gazeteye yaptığı
açıklamada, 26 Eylül 1999'da
Ulucanlar Cezaevi'nde 10 tutuklu ve
hükümlünün ölümüyle sonuçlanan
olaylarla ilgili Pişkinsüt'ün
başkanlığı döneminde hazırlanan
raporun, "objektif olmadığını,
raporun görmeden, dinlenmeden,
duyumlar üzerine yazıldığım" ileri
sürdü. Bunun üzerine Pişkinsüt,
Türk'e bir dizi soru yöneltti. Işte,
Pişkinsüt'ün yanıt beklediği sorular:
"Adalet Bakanlığı, komisyon
raporunu inceledi mi? Incelediyse,
raporla ilgili bir değeriendirme
yapılıp sonucu yazılı bir
metin haline getirildi mi?
1993 yılından ben
Ulucanlar Cezaevi'nin dış
güvenlik birimlerinin de
katılımı ile detaylı bir
biçimde hiç aranmadığı,
aranamadığı; olaylar
sonrasında 10 tutuklu ve
hükümlünün öldüğü ve
bunun TBMM tarafından
görevlendirilmiş, tarafsız
bir
bilim kurulunda olaylara
ait otopsilerin,
fotoğraflann ve bant kayıtlannın
değerlendirilmesinde de oybirliği ile
ortaya konulduğu
gibi 'amacı aşan şiddet
uygulamalarının' bir sonucu olduğu;
yalan otopsilerin bilirkişi
raporiannda da belirtildiği gibi
Minnesota Otopsi Protokolü'ne
uygun yapılmadığı, ölenlerin
elbiselerinin kanştınlması başta
olmak üzere delil toplanması
konusunda gerekli hassasiyetin
gösterilmediği saptamalan,
konunun özûnü yansıtması
açısından yeterince objektif değil
midir?"
Kurt, keçi olursa...Türklerin sembolünün "bozkurt
olduğunu düşünen, her fırsatta
bozkurt işareti yapan, hatta
zaman zaman "aşka gelip
uluyan" MHP'liter, gazetelerde
çıkan bir haber üzerine
derinden sarsıldılar. Bir
tarihçinin, Türklerin sembolünün
bozkurt değil dağ keçisi
olduğunu açıklaması, ülkücü
çevrelerde tepkiyle karşılandı.
MHP'liler, "Bozkurt gibi asil bir
hayvan dururken sıradan bir
dağ keçisi nasıl Türklerin
sembolü olabilir?" diye isyan
etti. Bu tartışmalar arasında,
bazı MHP'liler birbirine takıldı:
"Elimizle bozkurt işareti
yapıyoruz. Bu
bozkurtluğumuzdan geliyor.
Eee, ara sıra da kafa
tokuşturuyoruz. Bu da
keçiliğimizden olsa gerek..."
Kurt-keçı tartışmalan bize DYP
liden Tansu Çilfer'ın bazı
sozlerini anımsattı. Çiller,
hükümetin yeni kurulduğu
dönemlerde, "ANASOL
dûşüncesinin 4 yıldır iktidarda
olduğunu" söyleyip şu
saptamada bulunmuştu:
"O zaman ANASOL-D'ydi,
şimdi D gitti, yerine M geldi.
Onlar da bir şey yapmıyor,
'mee, mee' diyerek dolanıp
duruyoriar..."
Vekil puroyu tüttürünce...
Elektrik Piyasası Yasa Tasansı
görüşmelerinde Meclis kulisi
yangın ihbanyla hareketlendi.
TBMM yerteşkesinde bulunan ve
hızla harekete geçen itfaiye
görevlilerinin araştırma yeri, ihbann
geldiği kulislerdi. Ankara'nın akşam
ayazından kapalı alana giren
görevliler yoğun bir dumanla
karşılaştı, ancak çevrede alev
yoktu. Kısa bir ınceleme itfaiyeyi
sonuca ulaştırdı:
Genel kurula ara verilince çok
sayıda milletvekili aynı anda puro
yakmış ve yoğun duman, ihbara
neden olmuştu.
Türey Köse, Ayşe Saym, Emine Kaplan, Bûlent Sanoğlu.
ankcum@ttnetnettr