Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT2001 PAZARTESİ
HABERLER
Ismail Cem
üzbon'da
• ANKARA
(Cumhurhet Bürosu) -
Dışişleri Bakanı Ismail
Cem. Portekiz'egitti.
Cem, Lızbon'dakı
temaslannın ardından
ttalya'ya geçecek.
Dışişlen Bakanlığı
kaynaklan, Cem'ın öncekı
gün ABD Büyükelçısi
Robert Pearson ile
görüşmesinde ABD
Dışişleri Bakanı Colin
Povvell'in Ortadoğu'ya
yapacağı ziyarete
Türkiye'yı ekleyip
ekJemeyeceğıni
sormadığını, Cem-Powell
buluşmasının 27 Şubat"ta
Brüksel'dekı NATO
toplantısında
gerçekleşeceğını
belirttiler.
Devlet Bahçeli'nin
gezisi süpüyor
• AŞKABAT(AA)-
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Devlet Bahçeli,
Türkmenistan'da, Halk
Maslahatı (Halk Meclısı)
oturumuna katıldı.
Bahçelı, meclis
oturumuna katılmadan
önce, Türk inşaat şirketi
"POLlMEKS" tarafıridan
yapılan Özgürlük
Anıtı'na, Türkınenıstan
Devlet Başkanı
Türkmenbaşı ıle bırlikte
çelenk koydu. Bahçeli
daha sonra, Halk
Maslahatf nın yapılacağı
Ruhıyat Köşkü'ne gıtti.
Bahçeli burada yaptığı
konuşmada, iki ülke
arasındakı samımı
ilişkilerin köklerinin
asırlar öncesine kadar
gittiğini belirtti.
Tunca Toskay
yurdadöndü
• İstanbul Habcr Servisi
-Güney Afrıka
Cumhuriyeti'ne resmı
ziyarette bulunan Devlet
Bakanı Tunca Toskay ve
beraberindekı ışadamlan
heyeti. yurda döndü.
Atatürk Havalimanf nda
açıklama yapan Toskay.
Türkiye ile Güney Afrika
Cumhuriyetı arasındaki
ekonomik ilişkilerin
bundan sonra hız
kazanacağını söyledı.
15milyon
H İstanbul Habcr Servisi -
Tez-Koop-Iş
Sendikası'nın önceki gün
gerçekleştırilen Başkanlar
Kurulu'nun sonuç bildınsı
yayımlandı. Sendika
Yönetım Kurulu adına
Genel Başkan Sadık
Özben'in yayımladığı
bildiride. Türkiye"de işsiz
sayısının 15 mılyona
ulaştığını, son 7 ay içinde
işten çıkanlanlann
sayısının da 120 bini
bulduğubelirtildi.
Muhalifler, parti meclisi öncesi bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacak
CHP'de gerflmı aıtıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP'de partiden ıhraçların görüşüle-
ceği parti meclısı (PM) toplantısı ön-
cesınde parti ıçı muhalefet ve genel
merkez arasındakı genlım giderek tır-
manıyor. Muhalıf PM üyeleri, bugün
bir araya gelerek değerlendirme top-
lantısı yapacaklar. Ihracı istenen PM
üyesi Mehmet MoğuJtay. kendisinin
"profesyonel politikacı" olmakla suç-
landığını \nrgularken "Alı Topuz pro-
fesyonel değil, genel başkan değil, ben
mi profesyonetim" dedı.
CHP'de kongre sürecini kontrol al-
tına almak amacıyla parti tüzüğünün
13. maddesine dayanılarak yapılan
"yığma üye" kayıtlan, görevden alma-
lar ve eşzamanlı olarak sağ kesime ve-
rilen mesajlar partiyi böldü. Genel mer-
• Mehmet Moğultay'ın ihracının
görüşüleceği PM öncesinde muhalefet ve
genel merkez arasındaki gerilim tırmanıyor.
Muhalif üyeler, PM toplantısında 'yığma üye
kayıtlan' ve görevden almalan görüşmek
üzere önerge vermeyi planlıyor. Moğultay,
profesyonel politikacı suçlamalanna, 'Baykal
profesyonel değil mi' diyerek yanıt verdi.
kez yönetiminın örgütteki uygulamala-
n ve ideolojik yaklaşımını eleştiren par-
ti içi muhalefet gruplan, tepkilerini
yükseltmeye başladı. PM'nin yann ya-
pılacak toplantısı öncesinde muhalif
üyeler de strateji belirlemek amacıyla
bugün bir araya gelecekler.
Muhalif üyeler, 13. maddeye dayanı-
larak yapılan üye kayıtlan ve görevden
almalan görüşmek üzere parti meclisi-
nin gündeminin değiştirilmesi için
önerge verecek. Son günlerde yürütü-
len tartışmalarla parrinin nske sokul-
duğuna dikkat çeken muhalif üyeler,
CHP'nin değer gördüğü kesimlerde bi-
le partiye olan inancın sarsılmaya baş-
ladığını vurguladılar.
'Kavgayı biz başlatmadık'
Ihracı istenen Mehmet Moğultay,
partideki kavganın kendilennden kay-
naklanmadığını belirterek "Eğer yöne-
tim bu uygulamalan yapmasaydı kav-
gaolmayacakn"dedi. İstanbul'da 9 bin
kişinin 13. madde ile aday üyelik süre-
cini geçirmeden doğrudan üye yapıldı-
ğını söyleyen Moğultay, "Ü başkanı. ge-
nel başkan, yöneticiler profesyonel po-
litikacı değil de ben mi profesyonel po-
litikacıyım" diye konuştu. Moğultay,
ortada bir tüzük ihlali bulunduğuna ışa-
ret ederek istisnai bir maddenin hak ola-
rak kullanılamayacağını vurguladı.
"ifa ;e-
artiiçi demokrasiyüriiyüşü
CHP Genel Merkezi'nce dışlan-
dıklan gerekçeshle eski Bursa İl
Başkanı Kemal Ekinci'nin de ara-
lannda bulundnğu bir gnıp
CHP'li Bursa-Ankara arasuıda
"Parti İçi Demokrasi Yüriiyü-
şiTne başladL CHP Merkez Ka-
rar Yürütme Kurulu'nca bir süre
önce görevinden alınan EkincL,yü-
rûyüşten önce gazetecilere yapbğı
acıklamada. partide bir düzensiz-
lik yaşandtgıiu ve "genel merkez
taranndan örgiit kmmlanna gj-
düdiği için parti yaptsmın bozuldu-
ğunu~ saMindu. Bursa'dan başlat-
üklan 4 günlük yürüyüşün, 21 Şu-
bat Çarşamba günü Ankara'da
sona ereceğini ifade eden Eltinci,
partililerle buükte önce Anıtka-
bir'i ziyaret edeceklerini, daha
sonra da CHP Genel MerkezTne,
içeriği yürüyüş sırasıoda kesinleş-
tirUecek bir mektup bırakacakla-
nnıbüdirdi. "Parti İçi Demokra-
si Yürüyüşü"ne kanlan yaklaşık
200 Idşiİik gnıp, Ekinci'nin açık-
lamasının ardından, Ankara'ya
doğru yürûyüşe geçti. Yürüyüşe
katuanİar, uzerierine "Demokrasi,
Önce Partide'', "Örgflt Yürüyor,
Hesap Sonıyor", "Ülkede Demok-
rasi İçin Partide Demokrasi",
"Şeyhler Dışan, De\Tİmciler İçe-
ri", "Menderes, Kesici, Diker, Par-
ti Bfter" yazüı önlükkr giydiler.
(FotoğrafAA)
Hükümet uzlastı
Ulusal
Program
MGK'deANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu)-Türkiye'nin AB "yolha-
ritasuıı" oluşturacak Ulusal
Program (UP) taslağı MGK
gündemine geliyor.
MGK şubat ayı olağan top-
lantısı Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer başkanhğında bu-
gün gerçekleşririlecek. Çanka-
ya Köşkü'ndeki toplantı saat
09.30'da başlayacak.
Kurul toplantısında geçen bir
aylık döneme ait güvenJik ve
istihbarat raporlan ışığında ül-
ke bütünlüğüne, anayasal reji-
me yönelık yasadışı faalıyetler-
le mücadelede elde edilen so-
nuçlar değerlendirilecek. Top-
lantıda Ortadoğu banş süreci,
diğer bölgesel gelişmeler ıle
., soykınmı ıddialan ele alınacak.
Jüırulda gündeme gelecek
önemli bir diğer konuyu çalış-
malan son aşamasına gelen UP
oluşturacak. AB Genel Sekre-
teri Volkan Vural'ın son lider-
ler zirvesınin ardından hazırla-
dığı yeni UP taslağı üzerinde
hükümet ortaklannın yaptıkla-
n görüşmelerde büyük ölçüde
uzlaşma sağladıkJan belirtili-
yor. Toplantıda aynca bazı Av-
rupa ülkelerinin istihbarat teş-
kilatlannın terör örgütü
PKK ile temaslan ve destek
vaatleri de ele alınacak.
Sağdaki yeni parti hazırlığına da, DYP ve DTP'nin çağnlanna da açık kapı bıraktı
Demirel: îşarete değil, ateşe bakarım
ANKARA (Cumhumet Bürosu) -
Eski Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in bir yandan Demokrat Türki-
ye Partisı'ne (DTP), diğer yandan es-
ki ANAP ve DYP'lılerin yeni parti ha-
zırlığına göz kırpan yaklaşımı.
DYP'de tepkıyle karşılandı'. DYP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Hasan Ekin-
ci'nin "Bir bilen oldun, bir bölen ol-
ma" diye seslendiğı Süleyman Demi-
rel. "partilerin işaretine değil, içinde-
ki ateşe baktığını" söyledi.
DYP yönericileri ile geçen hafla yap-
tığı görüşmede siyasete donüşü konu-
sunda "Gün o!a harman ola" sözleriy-
le açık kapı bırakan Demirel, DTP il
başkanlanyla görüşmesinde de "Birçı-
kış muflaka bulunur. Benim alacağım
karar. sizin performansınıza bağfa" de-
mıştı.Demirel. DTP've dönük iletilen-
nı. başkanlık dıvanı üyelenyle görüş-
mesinde "İnanmryorsaıuzolmaz.lnaıu-
yorsanız vanm. 3 ayı rvi değerlendirme-
li. Keser döner sap döner, gün gelir her-
kes döner" sözleri) le sürdürdü.
'Siyaset üstüyüm'
Demirel, dün gazetecilerin sorulan
üzerine "Ben siyaset üsrüyüm. Siyaset-
te 1 hafta çok uzun bir süredirdiyorum,
çünkü öyledir. Bu da benim sözüm de-
ğil, Harold Wilson'a aittir" diye konuş-
tu. "DTP sizin işaretinize mi balayor"
sorusuna Demirel, "Partiişaretieoonaz.
İşaretlere bağh değOdir. Kendi içindeki
ateşe bağbdu"'' yanıtını verdi.
Sezer
y
e DDK eleştirisi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Devlet Denet-
leme Kurulu'na batık bankalarla ilgili işlemle-
ri denetleme görevi vermesi, Sülejinan Denü-
rel'üı tepkisine neden oldu. Demirel, DDK'nin
yetkisiyle ilgili şu görüşleri dile getirdi: ''Dev-
let Denedeme Kurulu, bir anayasal kuruluştur.
Ben görev yapöğun süre içinde bu kurumun
anavasadaki görevlerini nasd ><
orumladıysaın,
öyle yaptim. Benim zamanımda 70 kadar tef-
tiş.vapddLBuraporiartaranmdantasdikedil-
dikten sonra hükümete intikal ettirilmiştir."
Gazetecilerin "Yeğeninizin 'baltalan bile-
dim' sözünden ne anhyorsunuz" sorusu üzeri-
ne Demirel, "Siz ne anhvorsanız, odur" dedi. Sükyman Demirel
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Hak Etmeden
Olmak...
Yaşadığımız hayatın en adaletsiz ışlerinden
birisidir "hak etmeden sahip olmak." Bu durum
öyle bir haksızlık yaratır ki "haketmeden alan"a
fark etmediği bir özdeğer kaybı yükler, hak edip
de alamayanlara ise haklı bir öfke kazandınr. O-
nun için de bir toplumun insanlanna kazandın-
lacak ilk erdemlerden birisidir, "sahip olmak için
hak etmenin doğruluğunu öğretmek."
Nâzım Hikmet'e vatandaşlığının geri veril-
mesiyle ilgili tartışmalan izlemek de "hak etme-
den sahip olmak" konusunda önemli bir örnek
oluşturuyor.
Nâzım Hikmet'in vatandaşlığını geri vermek.
Nâzım Hikmet'in mezannı getirmek.
Acaba bunlan yapmaya ne zaman hak ka-
zandık?
Nâzım Hikmet, bu topluma daha doğru, da-
ha adaletli, daha iyi biryaşam kazandırmak için
seçtiği düşünceleri doğrultusunda şiir yazdı,
tiyatro oyunlan yazdı, sanat alanında uğraş ver-
di. Seçtiği yolda ödün vermedi, başına gelen-
leri göğüsledi, yıllar boyu hapis yattı, hayatına
kastedildiğini öğrendiği zaman da yurtdışına
kaçtı. Sovyetler Biriiği'ne gitti, orada öldü, gö-
müldü.
Şimdi bu toplum Nâzım Hikmet'i hak ediyor
mu?
Bu toplum dediğimiz zaman, bunun içinde
insanlar da var, siyasal örgütler de var, iş dün-
yası da var, sivil toplum örgütleri de var, devlet
de var. Bu toplum, bu toplumun insanlan, ör-
gütleri, kuruluşlan, devleti Nâzım Hikmet'e geç-
mişte haksızlık yapıldığını mı kabul ediyor? Or-
tada böyle bir şey yok. Tersine, bugün bile, en
hafifinden "sol düşünce" soğuk karşılanmıyor
mu? Toplum çoğunluğu dünden bugüne daha
da sağa kaymıyor mu? Hatta çağdaş sağdan
giderek çağ dışı sağa kayma eğilimi göstermi-
yor mu?
Bir referandum yapılsa Nâzım Hikmet'in va-
tandaşlığı kabul görürmü, mezarının getirilme-
si onaylanır mı?
öyleyse, neden bu toplumun hak etmediği-
ne sahip olması için bu çabayı harcıyorsunuz?
Bırakınız, Nâzım Hikmet, gıttiği yerde, gö-
müldüğü yerde rahatsız edilmeden kalsın.
O, bir dünya vatandaşıdır.
Doğrusu da Nâzım Hikmet'in bir dünya va-
tandaşı olmasıdır.
Sahip çıkmak da birisinin mezannı getirmek-
le, vatandaşlık vermekle olmaz.
Nâzım'ın şiirierini okul kitaplarına koyabiliyor
musunuz?
Nâzım'ın sanatını özgürce tartışabiliyor mu-
sunuz?
Düşünce özgürlüğünün önündeki engeiJeri
kaldırabiypr musunuz? •
Her tünu düşncenin tehdit altından kurtarıl-
masını sağlayabiliyor musunuz?
Hayır, bunları yapamıyorsunuz.
Bunlan yapamadığınız sürece de Nâzım'ı hak
etmiyorsunuz.
Hak etmeden sahip olduğunuz hiçbir şeyin
de değerini bilmiyorsunuz.
Tıpkı bir insanın hak etmeden sahip olduğu
şeylerin değerini bilmediği gibi.
Tıpkı hak edilmemiş bir mırasın har vurup
harman savurulduğu gibi.
Toplumlar da insanlar gibi sonunda hak et-
tiklerine kavuşurlar.
Bu topraklar üzerinde nice insan ziyan edil-
memiş midir?
Değeri bilinmeyen nice duygu, nice düşün-
ce heba edilmemiş midir?
Bu bir uygariık sorunudur, bu bir gelişmişlik
sorunudur.
Bu toplum bugün bile Atatürk'ü anlayabil-
miş midir?
Bu toplum Tevfik Fikret'in neler söylediğini
bilmekte midir?
Toplum da insanlardan oluşmaktadır, soyut
bir kavram değildir.
Bir toplum verilenle alınandan ibaret değildir.
O toplumda seçenekler, seçimler, istekler var-
dır. O toplumda, o toplumun insanlarında so-
rumluluklar da vardır, sorumsuzluklar da. Ken-
dini sorgulamak da vardır, yan gelıp yatmak
da. Hak ettiğini elde etme çabası da vardır, hak
etmediğinin üstüne konmak da. Her şey, ınsan-
lann seçimlerine bağlıdır.
Bir toplumu da o toplumun insanlarını da so-
aımluluklarından soyutlayamazsınız.
Birtoplumda yaşayan herkesin sorumluluğu
vardır, herkes o toplumun durumundan sorum-
ludur.
Bu toplum Nâzım Hikmet'i hak etmemekte-
dir.
Bu tartışmalara da hiç gerek yoktur
e-mail:erdalatak(a superonline.com
SrFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Burhan Arpad'ın Cumhuriyet gaze-
tesinde çıkan yazılarında bir İstanbul
tadı bulurdum. Keyifle okuduğum, me-
rakla izlediğim yazarlardan birisiydı.
Kendisinı tanımadım. Gazeteci oldu-
âunu biliyordum o kadar. Bırde eski bir
Istanbullu olduğunu. Doğan Kitap'tan
çıkan "Bir İstanbul Var Idı" adlı kıtabı-
nı görünce ilgiyle kanştırmaya başla-
dım.
Arpad, kendi yaşadığı Istanbul'u an-
latıyordu. Bir gazeteci gözlemcılığıyle,
bir romancı kıvraklığıyla. Hepsınden
önemlisi, tanıklığıydı. Osmanlı Istan-
bulu üzerine ilginç saptamalan vardı:
"Osmanlı Türklerinın Istanbulu'nda,
kentplanı diye bir şeyyoktu. Mahalle-
lerde konutlar, camiler, mezartıklartâm
bir kargaşa durumundaydı. İstanbul
için ilkplan benzerterini, Osmanlı ordu-
lannı yeni bir düzene koymak için gel-
miş olan Prusyalı Mareşal Von Molt-
ke'nin çalışmalan sırasında göruyo-
ruz."
Arpad, bu planlamanın da şehrin ya-
pısının ancak bir kısmını değiştirebildi-
Burhan Arpad ve istanbul
ğıne dikkat çeker "Oplan da daha çok
asker kışlalan açısından bir düzen ge-
tirmiştir. Eski İstanbul, hele 20. yüzyıl
başlannın bitişik düzende tahta evcik-
ler Istanbul'u, kalfalann iki katlı yapıla-
n yan yana sıralamasıyla oluşmuş se-
vimsiz, gözü tırmalayan bir bannaklar
yığınıydı."
Burhan Arpad, o evleri hiç sevmedı-
ğini, o dönemin sokaklannı hiç sevme-
diğını söyler ve bugünün Istanbulu'yla
karşılaştınnca ilginç sonuçlara vanr:
"Yağmurla kanşmış o tahta evlerin Is-
tanbulu'nu hiç sevmedim. Çocuklu-
ğum, ilk gençlik yıllanm, o sokaklarda
geçtiği halde. Hele kentin denizle bir
çukur semtlerinden Aksaray ve Küçü-
pazar'a hiç ısınamadım. Darsokaklan,
kış yaz vıcık vıcık çamurtu o semtlere
günübırtiğıne ya da gece yansı yatısı-
na konukgidince hastalanır, başım ağ-
nrdı."
Aradan 50 yıl geçtikten sonra o so-
kaklan bile arayacağı hiç aklınagelme-
mıştır: "O daracık sokaklann, iki katlı
tahta evlenn avuç ıçı arsasında, şımdi
sekiz on katlı beton yapılar var. O so-
kaklar şimdi güneşe büsbütün kapalı.
Bunaltıcı yaz günlerinde hiçbir esinti
ulaşmıyor. İki katlı tahta evlerin üç beş
kişi banndıran toprağında yükselmiş
beton yığınlannda 40-50 kışi tıkış tıkış
yaşıyor. O tahta evlerin çoğunda birar-
ka bahçe yeşili, hatta fıskıyeli havuz-
cuklann derinlıği, arka pencerelere ası-
lı saka, florya, kanarya şakıyan kuş ka-
feslen asılıydı. Pencerelenn önünde
fesleğen, küpe, karanfil, sardunya sak-
sılan vardı."
O dönemin kendıne ozgü bir mahal-
le yapısı, kahveleri sokak aralan da ay-
rı ve farklı bir kültürü yansıtıyordu: "Gü-
nümüz Istanbulu yan sokaklannın be-
ton bannaklanna tıkılmış insanlar, do-
ğadan öylesine uzaklaşmış ki ne yeşil
çiçeklerin renk cümbüşû ne de kuş cı-
vıltılan var! Kara suratlı, eski tahta ev-
leryan sokaklannda çeşmebaşı dedi-
kodulan, mahalle kahvesi yerinlikleri,
semt tulumbacı reısinin yazlan karpuz
sergileri, çıkmaz sokaklarda ya da ca-
mi avlusunda alı al, moru mor çift kale
ayaktopu tekmeleyen çocuklann se-
vinç çığlıklan vardı. Mahallenin çarşı
yerinde, Geyikli çayevinde borulu gra-
mofonlarda çalınan plaklardan yükse-
len İstanbul şarkılan vardı."
Burhan Arpad, 1979 yılında, ünlü tı-
yatro oyuncusu, komedyen Muam-
mer Karaca'nın ölümü üzerine yazdık-
lannda da Istanbul'un farklı bir geçmi-
şine yolculuk yapıyor "Muammer Ka-
raca'nın tiyatroculuğu, yanmyûzytldan
çoksürdü. Onun Türk komedyeni ola-
rak güçlü yen, güldürülere politik yer-
giyi ustalıkla getirebildiğiyıllardan baş-
lar... Muammer Karaca'nın 'Cibali Ka-
rakolu' üç bin kez oynandı. Bu tûrde bir
başka başansı da 'Senatör'dür.
...Muammer Karaca, eski Istan-
bul'un efendi külhanbeyi şakacılığının
usta birörneğiydi. Heryanıyla. Ses to-
nu, bakışı, davranışlan, çapkınlıklan,
gerektığinde saygılı olabilmesiyle. ..Ka-
raca Tıyatrosu'nun perdesi, yirmi yıl
hep alkışlarla kapandı. Fakatgünün bi-
rinde önce seyirci eridi. Beyoğlu tü-
kenmiş, Galata'nın yan sokaklan bü-
tün çamuru ve pisliğiyle Beyoğlu'nu
sarmıştı. Sonra tiyatro salonu elden
çıktı, topluluk dağıldı. O çok sevdiği ve
övündügü villa da vergicilerin eline
düştü. Istanbul'un yetiştirdiği büyük
komedyen Muammer Karaca Ruşen
öldü. Nisan sonlannın güneşlı bir gü-
nünde."
1994 yılında yitirdiğimiz Burhan Ar-
pad'ın İstanbul yazılanna dalıp gittim.
Onunla birlikte İstanbul sokaklannda
dolaşıp geçmişe yolculuğa çıktım. Bu
kargaşa ve umutsuzluk ortamında fe-
na olmuyor.
BAŞSACLICI
Dilimizin uzun soluklu yaratıcılanndan,
üyemiz
ORHAN ASENA'yi,
şair-yazar
NEBAHAT ALTIOK'U
ve
şair-yazar
ISMAİL GENÇTÜRKÜ
yitirdik. Üzüntülüyüz.
Bütün yakınlarına ve sevenlerine
başsağlığı dileriz.
TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI