18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19ŞUBAT2001 PAZARTESİ HABERLER Ismail Cem üzbon'da • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Ismail Cem. Portekiz'egitti. Cem, Lızbon'dakı temaslannın ardından ttalya'ya geçecek. Dışişlen Bakanlığı kaynaklan, Cem'ın öncekı gün ABD Büyükelçısi Robert Pearson ile görüşmesinde ABD Dışişleri Bakanı Colin Povvell'in Ortadoğu'ya yapacağı ziyarete Türkiye'yı ekleyip ekJemeyeceğıni sormadığını, Cem-Powell buluşmasının 27 Şubat"ta Brüksel'dekı NATO toplantısında gerçekleşeceğını belirttiler. Devlet Bahçeli'nin gezisi süpüyor • AŞKABAT(AA)- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Türkmenistan'da, Halk Maslahatı (Halk Meclısı) oturumuna katıldı. Bahçelı, meclis oturumuna katılmadan önce, Türk inşaat şirketi "POLlMEKS" tarafıridan yapılan Özgürlük Anıtı'na, Türkınenıstan Devlet Başkanı Türkmenbaşı ıle bırlikte çelenk koydu. Bahçeli daha sonra, Halk Maslahatf nın yapılacağı Ruhıyat Köşkü'ne gıtti. Bahçeli burada yaptığı konuşmada, iki ülke arasındakı samımı ilişkilerin köklerinin asırlar öncesine kadar gittiğini belirtti. Tunca Toskay yurdadöndü • İstanbul Habcr Servisi -Güney Afrıka Cumhuriyeti'ne resmı ziyarette bulunan Devlet Bakanı Tunca Toskay ve beraberindekı ışadamlan heyeti. yurda döndü. Atatürk Havalimanf nda açıklama yapan Toskay. Türkiye ile Güney Afrika Cumhuriyetı arasındaki ekonomik ilişkilerin bundan sonra hız kazanacağını söyledı. 15milyon H İstanbul Habcr Servisi - Tez-Koop-Iş Sendikası'nın önceki gün gerçekleştırilen Başkanlar Kurulu'nun sonuç bildınsı yayımlandı. Sendika Yönetım Kurulu adına Genel Başkan Sadık Özben'in yayımladığı bildiride. Türkiye"de işsiz sayısının 15 mılyona ulaştığını, son 7 ay içinde işten çıkanlanlann sayısının da 120 bini bulduğubelirtildi. Muhalifler, parti meclisi öncesi bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapacak CHP'de gerflmı aıtıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP'de partiden ıhraçların görüşüle- ceği parti meclısı (PM) toplantısı ön- cesınde parti ıçı muhalefet ve genel merkez arasındakı genlım giderek tır- manıyor. Muhalıf PM üyeleri, bugün bir araya gelerek değerlendirme top- lantısı yapacaklar. Ihracı istenen PM üyesi Mehmet MoğuJtay. kendisinin "profesyonel politikacı" olmakla suç- landığını \nrgularken "Alı Topuz pro- fesyonel değil, genel başkan değil, ben mi profesyonetim" dedı. CHP'de kongre sürecini kontrol al- tına almak amacıyla parti tüzüğünün 13. maddesine dayanılarak yapılan "yığma üye" kayıtlan, görevden alma- lar ve eşzamanlı olarak sağ kesime ve- rilen mesajlar partiyi böldü. Genel mer- • Mehmet Moğultay'ın ihracının görüşüleceği PM öncesinde muhalefet ve genel merkez arasındaki gerilim tırmanıyor. Muhalif üyeler, PM toplantısında 'yığma üye kayıtlan' ve görevden almalan görüşmek üzere önerge vermeyi planlıyor. Moğultay, profesyonel politikacı suçlamalanna, 'Baykal profesyonel değil mi' diyerek yanıt verdi. kez yönetiminın örgütteki uygulamala- n ve ideolojik yaklaşımını eleştiren par- ti içi muhalefet gruplan, tepkilerini yükseltmeye başladı. PM'nin yann ya- pılacak toplantısı öncesinde muhalif üyeler de strateji belirlemek amacıyla bugün bir araya gelecekler. Muhalif üyeler, 13. maddeye dayanı- larak yapılan üye kayıtlan ve görevden almalan görüşmek üzere parti meclisi- nin gündeminin değiştirilmesi için önerge verecek. Son günlerde yürütü- len tartışmalarla parrinin nske sokul- duğuna dikkat çeken muhalif üyeler, CHP'nin değer gördüğü kesimlerde bi- le partiye olan inancın sarsılmaya baş- ladığını vurguladılar. 'Kavgayı biz başlatmadık' Ihracı istenen Mehmet Moğultay, partideki kavganın kendilennden kay- naklanmadığını belirterek "Eğer yöne- tim bu uygulamalan yapmasaydı kav- gaolmayacakn"dedi. İstanbul'da 9 bin kişinin 13. madde ile aday üyelik süre- cini geçirmeden doğrudan üye yapıldı- ğını söyleyen Moğultay, "Ü başkanı. ge- nel başkan, yöneticiler profesyonel po- litikacı değil de ben mi profesyonel po- litikacıyım" diye konuştu. Moğultay, ortada bir tüzük ihlali bulunduğuna ışa- ret ederek istisnai bir maddenin hak ola- rak kullanılamayacağını vurguladı. "ifa ;e- artiiçi demokrasiyüriiyüşü CHP Genel Merkezi'nce dışlan- dıklan gerekçeshle eski Bursa İl Başkanı Kemal Ekinci'nin de ara- lannda bulundnğu bir gnıp CHP'li Bursa-Ankara arasuıda "Parti İçi Demokrasi Yüriiyü- şiTne başladL CHP Merkez Ka- rar Yürütme Kurulu'nca bir süre önce görevinden alınan EkincL,yü- rûyüşten önce gazetecilere yapbğı acıklamada. partide bir düzensiz- lik yaşandtgıiu ve "genel merkez taranndan örgiit kmmlanna gj- düdiği için parti yaptsmın bozuldu- ğunu~ saMindu. Bursa'dan başlat- üklan 4 günlük yürüyüşün, 21 Şu- bat Çarşamba günü Ankara'da sona ereceğini ifade eden Eltinci, partililerle buükte önce Anıtka- bir'i ziyaret edeceklerini, daha sonra da CHP Genel MerkezTne, içeriği yürüyüş sırasıoda kesinleş- tirUecek bir mektup bırakacakla- nnıbüdirdi. "Parti İçi Demokra- si Yürüyüşü"ne kanlan yaklaşık 200 Idşiİik gnıp, Ekinci'nin açık- lamasının ardından, Ankara'ya doğru yürûyüşe geçti. Yürüyüşe katuanİar, uzerierine "Demokrasi, Önce Partide'', "Örgflt Yürüyor, Hesap Sonıyor", "Ülkede Demok- rasi İçin Partide Demokrasi", "Şeyhler Dışan, De\Tİmciler İçe- ri", "Menderes, Kesici, Diker, Par- ti Bfter" yazüı önlükkr giydiler. (FotoğrafAA) Hükümet uzlastı Ulusal Program MGK'deANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu)-Türkiye'nin AB "yolha- ritasuıı" oluşturacak Ulusal Program (UP) taslağı MGK gündemine geliyor. MGK şubat ayı olağan top- lantısı Cumhurbaşkanı Ahmet NecdetSezer başkanhğında bu- gün gerçekleşririlecek. Çanka- ya Köşkü'ndeki toplantı saat 09.30'da başlayacak. Kurul toplantısında geçen bir aylık döneme ait güvenJik ve istihbarat raporlan ışığında ül- ke bütünlüğüne, anayasal reji- me yönelık yasadışı faalıyetler- le mücadelede elde edilen so- nuçlar değerlendirilecek. Top- lantıda Ortadoğu banş süreci, diğer bölgesel gelişmeler ıle ., soykınmı ıddialan ele alınacak. Jüırulda gündeme gelecek önemli bir diğer konuyu çalış- malan son aşamasına gelen UP oluşturacak. AB Genel Sekre- teri Volkan Vural'ın son lider- ler zirvesınin ardından hazırla- dığı yeni UP taslağı üzerinde hükümet ortaklannın yaptıkla- n görüşmelerde büyük ölçüde uzlaşma sağladıkJan belirtili- yor. Toplantıda aynca bazı Av- rupa ülkelerinin istihbarat teş- kilatlannın terör örgütü PKK ile temaslan ve destek vaatleri de ele alınacak. Sağdaki yeni parti hazırlığına da, DYP ve DTP'nin çağnlanna da açık kapı bıraktı Demirel: îşarete değil, ateşe bakarım ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Eski Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'in bir yandan Demokrat Türki- ye Partisı'ne (DTP), diğer yandan es- ki ANAP ve DYP'lılerin yeni parti ha- zırlığına göz kırpan yaklaşımı. DYP'de tepkıyle karşılandı'. DYP Ge- nel Başkan Yardımcısı Hasan Ekin- ci'nin "Bir bilen oldun, bir bölen ol- ma" diye seslendiğı Süleyman Demi- rel. "partilerin işaretine değil, içinde- ki ateşe baktığını" söyledi. DYP yönericileri ile geçen hafla yap- tığı görüşmede siyasete donüşü konu- sunda "Gün o!a harman ola" sözleriy- le açık kapı bırakan Demirel, DTP il başkanlanyla görüşmesinde de "Birçı- kış muflaka bulunur. Benim alacağım karar. sizin performansınıza bağfa" de- mıştı.Demirel. DTP've dönük iletilen- nı. başkanlık dıvanı üyelenyle görüş- mesinde "İnanmryorsaıuzolmaz.lnaıu- yorsanız vanm. 3 ayı rvi değerlendirme- li. Keser döner sap döner, gün gelir her- kes döner" sözleri) le sürdürdü. 'Siyaset üstüyüm' Demirel, dün gazetecilerin sorulan üzerine "Ben siyaset üsrüyüm. Siyaset- te 1 hafta çok uzun bir süredirdiyorum, çünkü öyledir. Bu da benim sözüm de- ğil, Harold Wilson'a aittir" diye konuş- tu. "DTP sizin işaretinize mi balayor" sorusuna Demirel, "Partiişaretieoonaz. İşaretlere bağh değOdir. Kendi içindeki ateşe bağbdu"'' yanıtını verdi. Sezer y e DDK eleştirisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Devlet Denet- leme Kurulu'na batık bankalarla ilgili işlemle- ri denetleme görevi vermesi, Sülejinan Denü- rel'üı tepkisine neden oldu. Demirel, DDK'nin yetkisiyle ilgili şu görüşleri dile getirdi: ''Dev- let Denedeme Kurulu, bir anayasal kuruluştur. Ben görev yapöğun süre içinde bu kurumun anavasadaki görevlerini nasd >< orumladıysaın, öyle yaptim. Benim zamanımda 70 kadar tef- tiş.vapddLBuraporiartaranmdantasdikedil- dikten sonra hükümete intikal ettirilmiştir." Gazetecilerin "Yeğeninizin 'baltalan bile- dim' sözünden ne anhyorsunuz" sorusu üzeri- ne Demirel, "Siz ne anhvorsanız, odur" dedi. Sükyman Demirel 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Hak Etmeden Olmak... Yaşadığımız hayatın en adaletsiz ışlerinden birisidir "hak etmeden sahip olmak." Bu durum öyle bir haksızlık yaratır ki "haketmeden alan"a fark etmediği bir özdeğer kaybı yükler, hak edip de alamayanlara ise haklı bir öfke kazandınr. O- nun için de bir toplumun insanlanna kazandın- lacak ilk erdemlerden birisidir, "sahip olmak için hak etmenin doğruluğunu öğretmek." Nâzım Hikmet'e vatandaşlığının geri veril- mesiyle ilgili tartışmalan izlemek de "hak etme- den sahip olmak" konusunda önemli bir örnek oluşturuyor. Nâzım Hikmet'in vatandaşlığını geri vermek. Nâzım Hikmet'in mezannı getirmek. Acaba bunlan yapmaya ne zaman hak ka- zandık? Nâzım Hikmet, bu topluma daha doğru, da- ha adaletli, daha iyi biryaşam kazandırmak için seçtiği düşünceleri doğrultusunda şiir yazdı, tiyatro oyunlan yazdı, sanat alanında uğraş ver- di. Seçtiği yolda ödün vermedi, başına gelen- leri göğüsledi, yıllar boyu hapis yattı, hayatına kastedildiğini öğrendiği zaman da yurtdışına kaçtı. Sovyetler Biriiği'ne gitti, orada öldü, gö- müldü. Şimdi bu toplum Nâzım Hikmet'i hak ediyor mu? Bu toplum dediğimiz zaman, bunun içinde insanlar da var, siyasal örgütler de var, iş dün- yası da var, sivil toplum örgütleri de var, devlet de var. Bu toplum, bu toplumun insanlan, ör- gütleri, kuruluşlan, devleti Nâzım Hikmet'e geç- mişte haksızlık yapıldığını mı kabul ediyor? Or- tada böyle bir şey yok. Tersine, bugün bile, en hafifinden "sol düşünce" soğuk karşılanmıyor mu? Toplum çoğunluğu dünden bugüne daha da sağa kaymıyor mu? Hatta çağdaş sağdan giderek çağ dışı sağa kayma eğilimi göstermi- yor mu? Bir referandum yapılsa Nâzım Hikmet'in va- tandaşlığı kabul görürmü, mezarının getirilme- si onaylanır mı? öyleyse, neden bu toplumun hak etmediği- ne sahip olması için bu çabayı harcıyorsunuz? Bırakınız, Nâzım Hikmet, gıttiği yerde, gö- müldüğü yerde rahatsız edilmeden kalsın. O, bir dünya vatandaşıdır. Doğrusu da Nâzım Hikmet'in bir dünya va- tandaşı olmasıdır. Sahip çıkmak da birisinin mezannı getirmek- le, vatandaşlık vermekle olmaz. Nâzım'ın şiirierini okul kitaplarına koyabiliyor musunuz? Nâzım'ın sanatını özgürce tartışabiliyor mu- sunuz? Düşünce özgürlüğünün önündeki engeiJeri kaldırabiypr musunuz? • Her tünu düşncenin tehdit altından kurtarıl- masını sağlayabiliyor musunuz? Hayır, bunları yapamıyorsunuz. Bunlan yapamadığınız sürece de Nâzım'ı hak etmiyorsunuz. Hak etmeden sahip olduğunuz hiçbir şeyin de değerini bilmiyorsunuz. Tıpkı bir insanın hak etmeden sahip olduğu şeylerin değerini bilmediği gibi. Tıpkı hak edilmemiş bir mırasın har vurup harman savurulduğu gibi. Toplumlar da insanlar gibi sonunda hak et- tiklerine kavuşurlar. Bu topraklar üzerinde nice insan ziyan edil- memiş midir? Değeri bilinmeyen nice duygu, nice düşün- ce heba edilmemiş midir? Bu bir uygariık sorunudur, bu bir gelişmişlik sorunudur. Bu toplum bugün bile Atatürk'ü anlayabil- miş midir? Bu toplum Tevfik Fikret'in neler söylediğini bilmekte midir? Toplum da insanlardan oluşmaktadır, soyut bir kavram değildir. Bir toplum verilenle alınandan ibaret değildir. O toplumda seçenekler, seçimler, istekler var- dır. O toplumda, o toplumun insanlarında so- rumluluklar da vardır, sorumsuzluklar da. Ken- dini sorgulamak da vardır, yan gelıp yatmak da. Hak ettiğini elde etme çabası da vardır, hak etmediğinin üstüne konmak da. Her şey, ınsan- lann seçimlerine bağlıdır. Bir toplumu da o toplumun insanlarını da so- aımluluklarından soyutlayamazsınız. Birtoplumda yaşayan herkesin sorumluluğu vardır, herkes o toplumun durumundan sorum- ludur. Bu toplum Nâzım Hikmet'i hak etmemekte- dir. Bu tartışmalara da hiç gerek yoktur e-mail:erdalatak(a superonline.com SrFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Burhan Arpad'ın Cumhuriyet gaze- tesinde çıkan yazılarında bir İstanbul tadı bulurdum. Keyifle okuduğum, me- rakla izlediğim yazarlardan birisiydı. Kendisinı tanımadım. Gazeteci oldu- âunu biliyordum o kadar. Bırde eski bir Istanbullu olduğunu. Doğan Kitap'tan çıkan "Bir İstanbul Var Idı" adlı kıtabı- nı görünce ilgiyle kanştırmaya başla- dım. Arpad, kendi yaşadığı Istanbul'u an- latıyordu. Bir gazeteci gözlemcılığıyle, bir romancı kıvraklığıyla. Hepsınden önemlisi, tanıklığıydı. Osmanlı Istan- bulu üzerine ilginç saptamalan vardı: "Osmanlı Türklerinın Istanbulu'nda, kentplanı diye bir şeyyoktu. Mahalle- lerde konutlar, camiler, mezartıklartâm bir kargaşa durumundaydı. İstanbul için ilkplan benzerterini, Osmanlı ordu- lannı yeni bir düzene koymak için gel- miş olan Prusyalı Mareşal Von Molt- ke'nin çalışmalan sırasında göruyo- ruz." Arpad, bu planlamanın da şehrin ya- pısının ancak bir kısmını değiştirebildi- Burhan Arpad ve istanbul ğıne dikkat çeker "Oplan da daha çok asker kışlalan açısından bir düzen ge- tirmiştir. Eski İstanbul, hele 20. yüzyıl başlannın bitişik düzende tahta evcik- ler Istanbul'u, kalfalann iki katlı yapıla- n yan yana sıralamasıyla oluşmuş se- vimsiz, gözü tırmalayan bir bannaklar yığınıydı." Burhan Arpad, o evleri hiç sevmedı- ğini, o dönemin sokaklannı hiç sevme- diğını söyler ve bugünün Istanbulu'yla karşılaştınnca ilginç sonuçlara vanr: "Yağmurla kanşmış o tahta evlerin Is- tanbulu'nu hiç sevmedim. Çocuklu- ğum, ilk gençlik yıllanm, o sokaklarda geçtiği halde. Hele kentin denizle bir çukur semtlerinden Aksaray ve Küçü- pazar'a hiç ısınamadım. Darsokaklan, kış yaz vıcık vıcık çamurtu o semtlere günübırtiğıne ya da gece yansı yatısı- na konukgidince hastalanır, başım ağ- nrdı." Aradan 50 yıl geçtikten sonra o so- kaklan bile arayacağı hiç aklınagelme- mıştır: "O daracık sokaklann, iki katlı tahta evlenn avuç ıçı arsasında, şımdi sekiz on katlı beton yapılar var. O so- kaklar şimdi güneşe büsbütün kapalı. Bunaltıcı yaz günlerinde hiçbir esinti ulaşmıyor. İki katlı tahta evlerin üç beş kişi banndıran toprağında yükselmiş beton yığınlannda 40-50 kışi tıkış tıkış yaşıyor. O tahta evlerin çoğunda birar- ka bahçe yeşili, hatta fıskıyeli havuz- cuklann derinlıği, arka pencerelere ası- lı saka, florya, kanarya şakıyan kuş ka- feslen asılıydı. Pencerelenn önünde fesleğen, küpe, karanfil, sardunya sak- sılan vardı." O dönemin kendıne ozgü bir mahal- le yapısı, kahveleri sokak aralan da ay- rı ve farklı bir kültürü yansıtıyordu: "Gü- nümüz Istanbulu yan sokaklannın be- ton bannaklanna tıkılmış insanlar, do- ğadan öylesine uzaklaşmış ki ne yeşil çiçeklerin renk cümbüşû ne de kuş cı- vıltılan var! Kara suratlı, eski tahta ev- leryan sokaklannda çeşmebaşı dedi- kodulan, mahalle kahvesi yerinlikleri, semt tulumbacı reısinin yazlan karpuz sergileri, çıkmaz sokaklarda ya da ca- mi avlusunda alı al, moru mor çift kale ayaktopu tekmeleyen çocuklann se- vinç çığlıklan vardı. Mahallenin çarşı yerinde, Geyikli çayevinde borulu gra- mofonlarda çalınan plaklardan yükse- len İstanbul şarkılan vardı." Burhan Arpad, 1979 yılında, ünlü tı- yatro oyuncusu, komedyen Muam- mer Karaca'nın ölümü üzerine yazdık- lannda da Istanbul'un farklı bir geçmi- şine yolculuk yapıyor "Muammer Ka- raca'nın tiyatroculuğu, yanmyûzytldan çoksürdü. Onun Türk komedyeni ola- rak güçlü yen, güldürülere politik yer- giyi ustalıkla getirebildiğiyıllardan baş- lar... Muammer Karaca'nın 'Cibali Ka- rakolu' üç bin kez oynandı. Bu tûrde bir başka başansı da 'Senatör'dür. ...Muammer Karaca, eski Istan- bul'un efendi külhanbeyi şakacılığının usta birörneğiydi. Heryanıyla. Ses to- nu, bakışı, davranışlan, çapkınlıklan, gerektığinde saygılı olabilmesiyle. ..Ka- raca Tıyatrosu'nun perdesi, yirmi yıl hep alkışlarla kapandı. Fakatgünün bi- rinde önce seyirci eridi. Beyoğlu tü- kenmiş, Galata'nın yan sokaklan bü- tün çamuru ve pisliğiyle Beyoğlu'nu sarmıştı. Sonra tiyatro salonu elden çıktı, topluluk dağıldı. O çok sevdiği ve övündügü villa da vergicilerin eline düştü. Istanbul'un yetiştirdiği büyük komedyen Muammer Karaca Ruşen öldü. Nisan sonlannın güneşlı bir gü- nünde." 1994 yılında yitirdiğimiz Burhan Ar- pad'ın İstanbul yazılanna dalıp gittim. Onunla birlikte İstanbul sokaklannda dolaşıp geçmişe yolculuğa çıktım. Bu kargaşa ve umutsuzluk ortamında fe- na olmuyor. BAŞSACLICI Dilimizin uzun soluklu yaratıcılanndan, üyemiz ORHAN ASENA'yi, şair-yazar NEBAHAT ALTIOK'U ve şair-yazar ISMAİL GENÇTÜRKÜ yitirdik. Üzüntülüyüz. Bütün yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz. TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle