Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 ŞUBAT 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
U.
Beyoğlu 19. yuzyüda yenıden şekiUenirkenflkinşa edflen yapdardan biri olan Narmanh Han'm konuta çevrilmesine karşı çıkan Cihangjr GûzeOeştirme DemeğL duruma seyirci kahnayacağmı bfldirdL
Narmanh Han apartman olacakİstanbul Haber Servisi - Beyoğ-
lu"nun 170 yıllık tarihi işhanı Nar-
manlı Han, konuta çevrilerek yok
edilmek isteniyor.
Aslına uygun olarak yalmzca ön
cephesi yeniden inşa edılip Beyoğ-
lu'nun mimarisine uygun cephele-
re sahip bir "apartman" haline ge-
lecek hanm altına da 3 kat otopark
yapılacak. 170 yıllık Narmanh
Han'a sahip çıkılmasmı isteyen
semt dernekleri başkanlan, Beyoğ-
lu Belediye Başkam Kadir Top-
baş'la görûşerek kendisinden proje-
ye onay vermemesini istediler.
Narmanh Han, Beyoğlu 19. yüz-
yılda yeniden şekillenirken ilk inşa
• 170 yıllık Narmanlı Han için semt denıekleri başkanlan, Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir
Topbaş'la görûşerek hana sahip çıkmasını, projeye onay vermemesini istediler.
edilen yapılardan biri. Han, bugün-
kü Rus Konsolosluğu olarak kulla-
nılan yapı inşa edilmeden önce el-
çilik binası olarak kullanıldı. Klasik
stilde yapılmış. Han içindeki mey-
dancık, bahçe, bınayı çevreleyen ya-
pınuı caddeyle ilişkisi ile Beyoğ-
İu'nda örneği görülmeyen bir cep-
he ve mekân düzenine sahip. Han
için ûretilen proje kapsammda, ha-
nın sadece ön cephesi korunacak,
bina yıkılarak üzerine 4 kat inşa edi-
lecek ve altına da 3 kat otopark ya-
pılacak.
Anıtlar Kurulu'ndan onay alan ön
projeye imza atanlar arasında ken-
disi de mimar olan Beyoğlu Beledi-
ye Başkanı Kadir Topbaş da bulu-
nuyor. Projenin hayata geçirilme-
mesi için harekete geçen Cihangir
Güzelleştirme Derneği Başkanı Tû-
lay Konur, ÇEKÜL Vakfı Başkanı
Betül Sözen, Galata Derneği Başka-
nı Ferhat Şenatalar, Ayaspaşa Çev-
re Koruma ve Güzelleştirme Deme-
ği Başkanı GüberenTansel ve Insan
Yerleşimleri Derneği Başkanı Kor-
han Gûmûş, Belediye Başkanı Top-
baş ile görûştüler. Duruma seyirci
kalmayacaklarmı vurgulayan sivil
inisiyatifler, "Beyoğlu'nda ilkesel
bir karar alntak gerekiyor. tstildal
Caddesi ile bu caddeyi suuriayan ve
ohışturanbinalar,sadececepheözel-
likleri ile değfl, mekânsalgörûntük-
ri ile de caddenin kimliğinı ve imajı-
nıohıştururiar"dediler. Buneden-
le Narmanlı Han'da da korunması
beklenenin, dış cephe özellikleri ya-
nı sıra hanın daha da göçlü kurğu-
ladığı açık pasaj niteliği, avlusu ile
mekânsal özellikleri olduğunu sa-
vunan sivil inisiyatifler, şöyle de-
vam ettiler:
"Bu şeldlde korunnrsa hanın
maddi değeri de artar. Proje hazır-
lanırken yeteıü bitimsel çahşma ya-
pdmadL Han, 1. derecede koruma
alanına giriyor. Anıtlar Kurulu ka-
rannm durdurdurulması için dava
açacağız."
'Proje şimdilik durdunüdu'
Belediye Başkanı Topbaş da pro-
jenin şimdilik dondurulduğunu be-
lirterek, tarihi yapılardaki koruma
amaçlı projelere belediyelerin de
katılması, müdahale yetkisi ohnası
gerektiğini söyledi.
Medeni Yasa Tasarısı
Kadınlardan her
şeye karşın destek
İstanbulHaberServi-
si - tstanbul Kadın Ku-
ruluşlan Birliğı, bazı
çekınce ve kaygılan
saklı kalmak koşuluyla,
"Medeni Yasa Tasan-
sı"nı desteklediklerini
bildirdiler. Kadın Kuru-
luşlan Birliği, TBMM
Adalet Komisyonu'nda
göriişülürken tasannın
bütünlüğünü bozacak
değişıkliklerin yapıl-
maması yönûnde, mil-
letvekillerini uyardı.
İstanbul Kadın Kuru-
luşlan Birliği, Taksim
Savoy Otel'de yaptığı
toplantıda, Medeni Yasa
tasansına destek verdi.
Birlik koordınatörü Prof.
Dr. Neda Arat, "17 Şu-
batl926tarihindekabul
edilen vehukukdevrimi-
nin simgesi olan Tiirk
Medeni Yasası, medeni
haklardan yarartanma-
da, borçlara ehil olmada
ve haklan kullanmada
kadın erkek eşhnğini be-
nimsemiştir. Bu nedenle,
çağdaşlığa açılan kapıve
demokratikleşmenin ilk
adımı olarak nftelenir"
dedi. Aradan geçen 75
yıl içinde yaşanan deği-
şiklikler sonucu, yasanın
yetersiz hale geldiğini
belirten Prof. Arat, Me-
deni Yasa'nın özûne do-
kunulmadan, değişime
uygun olarak değıştinl-
mesinin zorunlu olduğu-
nu anlath. Arat, çekince-
lerini ise şöyle sıraladı:
• 1926'da Mahmut
Esat Bozkurt'un yazdı-
ğı ve 1923'ün devrimci
ruhunu taşıyan genel
gerekçe bu tasanda da
aynen yer almalıdır.
• Tasanda durubirdil
kullanılmıştır. Bunun
eleştirilmesine karşıyız.
• Bazı MHP millet-
vekillerinin, aile reisi-
nin erkek olmamasının,
Türk aile yapısını boza-
cağı yönündeki yakla-
şımlannı reddediyoruz.
• Tasanda 17 olarak
yer alan evlilik yaşının,
18 olmasını tercih edi-
yoruz.
Medeni Kanun'un yıldönümü
'Kul olma' dan
'yurttaş olma'ya
tstanbulHaber Servi-
si - Türk Medeni Kanu-
nu ile Türk kadının
"kul ofana" anlayışın-
dan "yurttaş ohna" an-
layışma ulaştığı belirti-
lerek kadının hak ettiği
saygın yere gelmesi için
yasal düzenlemelerin,
günümüz koşullanna
bir an önce uyarlanma-
sı istendi.
CHP İstanbul 11 Ka-
dın Kollan, Ortaköy
Afife Jale Kültür Mer-
kezi'nde, "Medeni Ka-
nun'un kabulünün 75.
yıldonümü" konulu bir
panel düzenledi. Panel-
de konuşan gazeteci-
yazar Ruhat MengL
Medeni Kanun'un
önemli eksiklikler içer-
diğinibelirterek"Çıka-
nldığı dönem için flerid
hükümler getiren yasa,
artıkeskidTdedi.
CHP Kadın Kollan
Genel Başkanı ve Mer-
kez Yürütme Kurulu
üyesi Gürdal Okuducu
da kadının "kul" ohna
anlayışmın, yerini
"yurttaş'' olmaanlayı-
şına bırakmasında, Me-
deni Kanun'un büyük
rol oynadığını ifade et-
ti. Okuyucu, devrim ya-
sası niteliğindeki Me-
deni Kanun'da değişik-
lik yapılmasuıın kaçı-
nılmaz olduğunu vur-
guladı. Tiyatro ve sine-
ma sanatçısı Gfilsen
Tuncer ise toplumsal
yaşamın düzenleyicile-
ri olarak yasalann du-
rağan değil, gelişen bir
yapıya oturruhnalan
gerektiğini belirtti.
CHP Kadın Kollan
İstanbul II Başkanı
Döndü Babacan yaptığı
yazılı açıklamada, hu-
kuk düzenınin temeli-
nin Medeni Kanun ol-
duğunu ifade ederek bu
kanunun kadın-erkek
eşitliğinin, kadının hak
ve özgürlüklerinin, de-
ğişimin ihtiyaçlanna
göre yeniden düzenlen-
mesinin bir zorunluluk
olduğunu vurguladı.
MTPten Ecer'e Hemiz' raporu
YÖK Genel Kurulu, hakkında irtica eğilimli olduğu iddialan nedeniyle soruşturma
açılan Niğde Üniversitesi rektör adayını kendi oylamasında da 1. sıraya yerleştirdi
EBRUTOKTAR
ANKARA - Yükseköğretim Kurulu'nda
(YÖK) Niğde Ünıversıtesı'ndeki seçimde
ilk 3'e giren rektör adaylan sıralaması de-
ğiştirümedi. Daha önce irtica eğıhmh oldu-
ğu iddialan üzerine izlemeye aldığı, ardın-
dan rektör vekili yaptığı Prof. Dr. Ferhat E-
cer'i kendi oylamasında da 1. yapan YÖK
Genel Kurulu, yeni üyeleriyle hararetlı tar-
tışmalar yaşadı.
3.5 saat süren YÖK Genel Kurulu, Niğ-
de Üniversitesi'ndeki seçim sonucunda ilk
6'ya giren rektör adaylan sayısını 3 'e indir-
dı. Ancak üniversite seçiminde ilk 3'e giren
aday sayısı YÖK Genel Kurulu'ndaki oyla-
mada da değjşmedi. Prof. Dr. Ferhat Ecer,
20 genel kurul üyesinden 18'inin oyunu al-
dı. Eski MHP Genel Başkan Yardımcısı
Prof. Dr. Eyûp Aktepe 2, Prof. Dr. Nedim
Çetin 3. oldu.
Toplantıda, Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
detSezer tarafından atanan Prof. Dr. Alpas-
lan Işıkta, Prof. Dr. AysdÇefikel ve Prof. Dr.
Tûrkan Saylan, eleştirilerini ve önerilerini
sıraladılar. İlk kez genel kurulda eleştıriler-
le karşılaşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz, soğukkanlı yanıtlar vermeye çalış-
tı. Prof. Dr. Türkan Saylan, adaylar hakkın-
daki iddialara dikkat çekerek oy kullanmak
için objektif ve güvenilır ölçütlere gereksi-
nim olduğunu söyledi.
Gürüz, adaylar hakkında bilgi verdi. Da-
ha önce irtica eğilimli olduğu gerekçesiyle
izlemeye alınan Ecer hakkında yapılan so-
ruşturmalarda hiçbir bulguya rastlamadık-
lannı söyledi. Gürüz, Ecer hakkında MÎT'ın
de temiz raporu' verdiğini vurguladı.
Bu sözler üzerine söz alan Prof. Dr. Tür-
kan Saylan, Niğde Onivershesi gibi pek çok
üniversitenin ülkücü ve faşist kadrolarla do-
lu olduğunu vurgulayarak YÖK Başkanı Gü-
rüz'ün bunlarla da mücadele etmesını istedi.
Prof. Dr. Alpaslan Işıklı da "Nasıl Müslü-
manhk istismar ediliyorsa, Türk miDiyetçiliği
de istismar edîhyor. Hiç Idmse diğerinden da-
ha miUiyetçi olduğunu iddia edemez" dedı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz,
kendisinin su katıhnamış bir Türk milliyet-
çisi olduğunu, ama aşm görüşlerle her za-
man mücadele ettiğini savundu.
B
ugünsokakta,
polisin veya
itfaiyenin
numarasını bilmeyen birinin
bile ezbere bildiği 118'de
çalışan kadınlann en
gencinin 17 yılhk deneyimi
var. Özellikle gece
24.00'ten sonra 'ilginç'
abonelerin başvurduğu bu
servisi, matematik
problemini çözmek veya
yemek tarifi almak için
arayan öğrenciler de var.
118'in 'biünmeyen' kadmknı
MUNEVVEROSKAY
Türk Telekom'un Bilinme-
yen Numaralar servisine hemen
hemen hepınizin işi düşmüştür.
Kiminiz verilen hizmetten
memnun kalmamış, kiminiz de
minnet duygusuyla telefonu ka-
patmış olabilirsiniz. Ancak şu
da bir gerçek ki bugün sokakta
polisin veya itfaiyenin numara-
sını bilmeyenin bile aklının bir
köşesinde 118'in yazılı olduğu-
dur.
Biz de herkesin ezbere bildi-
ği, ancak çahşanlannın ve yaşa-
dıklan sonınlann tanınmadığı
bu servisi ziyaret ettik.
Istanbul'un Avrupa yakasıy-
la birlikte Kırklareli, Tekirdağ
ve Edirne'ye de hizmet veren
Gayrettepe'deki 118 Servi-
si'nde çalışanlann tamamı ka-
dın. Şu anda 297 kadın opera-
törün bulunduğu 118'de, top-
lam üç vardiya ve 24 saat çalı-
şılıyor. Bir operatörün günde
500-600 aboneye hizmet verdi-
ği bu serviste, en gencinin 17
yıllık deneyimi var.
"Neden hep kadınlar çahşt-
yor" sorusunu yönelttiğimiz
Operatörlü Servisler Müdürü
ŞükranFırat, "Herhaldekadaı-
lar daha sabn-h, çünkü burası
gerçekten sabn* isteyen bir işye-
ri" diyor.
Operatörlerin yaşadığı en bü-
yük sorunlardan biri, "gizii nu-
mara" uyansının bulunduğu
abone telefonlannın ısrarla is-
tenmesi. Ikinci büyük sorun ise
adres konusunda yaşanıyor.
Üçüncüsü ise en kötüsü bizce,
memnun ohnayan abonelerden
gelen "küfürler".
118'i matematik problemini
çözmek için arayanlarla, yemek
tarifi isteyen üniversite öğrenci-
leri, hatta sırf "bir ses" duymak
için arayan "daimi" aboneler de
var. Böyle olunca, operatörle-
rin başına ilginç olaylar da ge-
liyor. NurayGüngörmüş 22 yıl-
du çalışıyor. Binanın Tahtaka-
le'de olduğu günlerden bir anı-
sını anlatıyor:
"Bir abone, adnu, soyadmı,
semtini bilmediği yalmzca ara-
basmm plakasını bildiği birinin
telefonunuistedi Bu bügiyie bul-
mamızuı mümkün ounadığını
söykdim, ancak 'Hayır, senin
görevin, bulacaksın' diye ısrar
etti. Kapaop yine aradı. 'Mas-
lak'taki Trafik Şubesi'ne gıdin
belki oradan çıkanrsınız' deyin-
ce, 'Hayır gidemem sen öğre-
neceksin' yanıünı aldım. Peki
deyip telefonu açık bıraktım,
'Ben Sirkeci'deyim, Maslak'a
gidip jeleceğim bekleyin' de-
dim. Uç-dört dakika beklettim
ve nefes nefese şu yanıû verdim:
'Gittim baktım, böyle bir kayıt
yok'. 'Peki' dedi ve kapatü."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Laiklik ve Hoşgörü
Geçen cumartesi gecesi, Hulki Cevizoğlu'nun
"Ceviz Kabuğu"r\da tarikatlar konusu tartışıldı.
Konu çok daha akademik düzeyde ele alınabilir
ve izleyenlerin dağarcıklanna bıraz daha fazla şey-
ler katılabilirdi. Fakat işin içine siyasetçiler gırin-
ce, ister istemez farklı yönlere gidiliyor.
Programa katılanlar arasında olan Sayın Kor-
kut Özal, farklı özellikleri ve farklı nitelikleri olan
bir siyasetçi. Inanılmayacak kadar hızla "manev-
ra yapıyor" ve hızla duruma hâkim olabiliyor. Fa-
kat "nalıncı keseri" gibi, hep "kendineyontuyor".
Zaten hangımız öyle değiliz ki...
Bu programın ayrıntılanna girmeyeceğim. Za-
ten meraklılan, oturup izlemişlerdir. Fakat şu ka-
dannı söyleyeyim ki iyi bir programdı. Eğer bu ko-
nularda çok kitap devirmiş olan arkadaşım Ön-
der Güngör'ün ikide bir lafı kesilmeseydi, izleyen-
lerin bilgi dağarcığına biraz daha fazla şeyler kat-
malan mümkün olabilirdi. (Önder Güngör, Bilgi
Ünıversrtesi'nin "Türk Devrim Tarihi" hocalarından
biridir).
•••
Tartışmalann tam "sard/rdığ/" bir noktada, Sa-
yın özal, o inandıncı üslubuyla, "Bakınız, Osman-
lı Imparatoriuğuzaten laik birdevlettı", demez mi.
"Zira; yüzyıllarca tebaasına din ve vicdan özgür-
lüğü tanımıştı".
Buyrun bakalım...
Laiklikle din ve vicdan özgüriüğünün ayrı ayn
şeyler olduğu ve asla kanştınlmaması gerektiğini
yıllardır yazar çizeriz. Cumhuriyetımızin kuruldu-
ğu dönemden berı, bu konuda kaleme alınmış ya
da tercüme edilmiş tüm ciddi çalışmalarda bu
noktanın attı çizılerek defalarca ve defalarca vur-
gulanır. Ama bizim "muhteremler" bunu anlamaz-
lar, ya da daha doğrusu anlamazlıktan gelirler.
(Sayın Özal'la birlikte katıldığımız birkaç toplantı-
da, bu konuda kendilerini iknaya çalıştım. Doğ-
rusu başardığımı sanıyordum. Ama anlaşılan be-
cerememişım.)
Laiklik genel olarak, "din ve devlet işlerinin bir-
birinden aynlması" olarak tanımlanır. Aslında bu
tanım, hiç kuşkusuz yanlış değildir. Fakat eksık-
tirve "içiboş" bırtanımdır. Devlet işlerinin, din ış-
lerinden nasıl aynlacağı sorusu, yanıtsız kalmak-
tadır.
• Aynı şeyleri, yüzlerce kez yazdım ve dıle getir-
dim. Fakat öyle anlaşılıyor ki bu işi sürdüreceğız.
Laiklik, "Birtoplumda yönetenlerin, yasalanya-
panlann; yönetimin ilkelerini, yasalan yaparken,
kutsal kaynaklara değil, insan aklına ve günün
gereklenne başvurması" demektır.
Laiklığın çok kanştınldığı uç kavram vardır. Bun-
lar, "hoşgörü", "din ve vicdan özgüriüğü've "se-
kularizm - çağdaşlaşma" kavramlarıdır.
Hoşgörü ya da "tolerans"; bir kışının ya da bir
toplumun, "farklılıklara"sevecen bir bıçımde "ta-
hammületmesi - katlanması" demektir.
Farklılık dedığımiz zaman; "inanç", "değeriâr
sistemi", "ırk", "dil"., "din", "yaşambıçimi"vb. âk-
la gelmelidir. Hoşgörülü kişi, bu farklılıklara seve-
cen bir bıçimde katlanır. Yani öyle, "lanet olsun"
gibisinden katlanmaz.
•••
"Din ve vicdan özgüriüğü", hoşgörünün "ku-
rumlaşması veyaptınmlara bağlanması" demek-
tir. Hoşgörü, "öznel - subjektıf" bir duygudur. Bu-
na karşılık "Din ve vicdan özgüriüğü", "nesnel -
objektif" bir "dunımdur". Hoşgörülü olmak ya da
olmamak, kişınin kendine bağlıdır. Oysa kı eğer
bir toplumda din ve vicdan özgüriüğü varsa, ın-
sanlar tsteseler de, ıstemeseler de "farklılığa" kat-
lanmak zorun da kalıriar.
Laiklik ve din ve vicdan özgüriüğü, elbette ıç
içe geçmiş kavramlardır. Fakat aynı şey değiller-
dir.
örneğin, Osmanlı Imparatoriuğu hiç tartışma-
sız biçimde, bir "din devleti" ıdi.'Salt 1517'de
Sultan Selim'in son Abbasi Halifesini Istanbul'a
getınp hılafet makamını devraldığı için değil, ilk ku-
rulduğu andan itibaren bir din devleti idi.
Çoğu kez biçimsel de olsa, Şeyhülislam fetva-
sı olmaksızın geçerli olmayan "şer'iyasalann" ya-
nı sıra, geniş bir "örfihukuk" uygulaması vardı. Ve
çok farklı uluslar, banş içinde yüzyıllarca bir ara-
da yaşayabilmişlerdı. Fakat bu hoşgörü ortamı,
Osmanlı Imparatoriuğu'nu laik bir devlet yapmaz.
Bunun tam tersi de söz konusu olabilır. Örne-
ğin Hhier Almanyası, hiç kuşkusuz laik bir top-
lum idi. Fakat ne o günlerin Alman toplumu, ne
debugünlerin Almantoplumu, "farklılıklara" hoş-
görülü yanaşamamaktadır.
••• ' '
"Sekularizm"; Almanca, ingilizce vb. gibi Ang-
lo-sakson dillerinde, laikliK yerine kullanılan bir
sözcüktür. Fakat laiklik değil, hocamız Niyazi
Berkes'in ısraria vurguladığı gibi, "çağdaşlık"de-
mektir. "Sekuler" çağdaş, "sekulanzm" çağdaş-
lık...
Günümüzün gelişmiş toplumlannda "din" ku-
rumunun, siyasal talepleri kalmamış olduğu için,
laiklik sekularizm aynı anlama gelebilirter. Fakat
bizim gibi toplumlairda, din kurumunun "siyasal
talepleri" olduğu için, bu iki kavramı bırbırınden
ayırmamız gerekir.
Yann öbürgün bir başka "muhterem", Osman-
lı Imparatoriuğu "sekuler bir devlet idiydi" derse,
o zaman bu kavramı da genişliğine ele alınz...
TÜRKİYE SOSYAL EKONOMİK
SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKFI
Türkiye'nin Sosyal Yapısı
ve
Politikaya Etkileri
Konuşmacılar
Dr. Necat ERDER
Prof. Dr. Emre KONGAR
Prof. Dr. Kemali SAYBAŞILI
Yer İstanbul Dedeman Oteli, Balo Salonu
Tarih:17Şubat2001,
Saat: 13.30-18.00