18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Susurluk çetesince işlendiği ileri sürülen birçok suç henüz ortaya çıkanlamadı s.şey var Efe Ozal'ın yargılanması • tstanbul Haber Senisi -Turgut Özal'ın oğlu Efe Özal'ın da aralannda bulunduğu 11 kişinin, 'resmi evrak olan bonoda sahtecilik ve dolandıncılık yaptıklan' iddiasıyla yargılanmalanna devam edildi. Beyoğlu l. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklardan Efe Özal katılmadı. Sanıklann, Kanal 6 Radyo ve TV Yayıncılığı Ticaret AŞ ile ilgili olarak 3 ile 11 'er yıl arasında ağır hapis istemiyle yargılandıklan bildirildi. Duruşma ertelendi. Kısa... Kısa... • Şubat 2001 celbinde silah altma ahnacaklann Kurfoan Bayramı'nı aileleriyle geçirebilmelerini saglamak amacryla sevk tarihleri 12-13 Mart 2001 olarak değiştirildi • Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, tmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan'm günlük iaşe bedelinin 800 bin lira olduğunu bildirdi. • FP Konya Milfctvekfli Veysel Candan ve arkadaşlan tarafindan "SSK]nin bugünkü durumunun araşonlarak yeniden yapdandınlmasi için abnması gereken önkmkri befirlemek" amacryla verilen önerge, TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi. • Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kanal D Televizyonu'nun dün akşam ana haber bülteninde, eski Egebank'ın sahibi Yahya Murat Demirel hakkında vereceği haberin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verdi. • Türk Iabipkri Birliği Onel Sekteri Eriş Bilaloğlu, hekimlerin öztük haidannm iyfleştirttmesi amacıyla yann Maliye Bakanhğı'na yürüyeccğini açıkladı. • Vakıflara ait gayrimenkullerin kiralanrun 2001 yılında yüzde lOoranmda arttınlmasını öngören yasa tasansı dûn TBMM Başkanlığı'na sunuldu. • Yargrtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Komünist Parti'nin adı konusundaki yasaya aykınhğın giderilmesi için ihtar verilmcsi istemiyle Anayasa MahkemesTne başvurdu. • Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Şartlı Sahverme Yasası'ndan yararlanarak cezaevinden çıkan a\Tikat Eşber Yağmurdereli'nin tahliye karannın bozulabilmesi için Adalet Bakanlığı'na başvurduğu bildirildi. • Belediye-tş Sendikası, Tuzla tanker yangmında ölcn irfaiyeci Ceül Dağ ve İbrahim Koray'ı dün Fatih ttfaiye Parianda andL • Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, resmi temaslarda bulunmak üzere Macaristan'a gitti. • Bakırköy Befediyesi, tsviçre İnsani Yardun Kurulunun bağışladığı 53 müyar lirahk acfl kurtarma ve yardmı malzemesini teslim akh. • SODEVveTÜSES'in oiuşturduğu Sosyal Demokrasi Okulu'nda (SDO) dördüncü dönem dersleri yann düzenlenecek bir törenle başhyor. • Florya'da çantasını kaphrdiğı kapkaççılara karşı direnirken ağır yaralanan ve kaldınldığı hastancde 12 gün sonra yaşamını yitiren Demet Karaca toprağa verüdl • Skandalın 4. yılında 'Susurluk çetesi' tarafindan gerçekleştirüdiği iddia edilen ve hâlâ aydınlatılamayan eylemlerden bazılan şunlar: Yeşil kod adlı Mahmut Yıldınm'ın kaybolması ve Kürt işadamlannın öldürülmesi. tstanbul Haber Servisi - Karara bağlanan Susurluk davasında çete tarafindan işlendiği iddia edilen pek çok cinayet, kayıp ve bombalama eylemi karanlıkta kaldı. Çetenin en etkin ismi olarak bilinen "Yeşfl" kod adlı Mahmut Yüdmm'ın ise yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor. Susurluk çetesince gerçekleştirildiği iddia edilen ancak karanlıkta kalan eylemler şöyle: MtT görevüsi Tank Ümit'in kaybolması: MIT ile bir dönem ilişkisi olduğu belirtilen ve eski MİT Kontrterör Daire Başkam Mebmet Eymür'ün adamı olarak bilinen Tank Ümit'in Abdullah Çatu'nın emriyle Susurluk çetesi tarafindan kaçınldığı ileri sûrûldü. Tank Ümit'in kızı Hande BirincL mahkemede, "Babamı 3 milyon dolar karşıhğmda Abdullah Çatu'nın öldürdüğü duyumunu akhm" dedi. Mehmet Eymür de Ümit'in kaybolması ile ilgili Ibrahim Şahin ve ekibini suçlamıştı. Kürt işadamı ve yazarlann öldürülmesi: Susurluk Raporu'nda, aralannda Behçet Cantürk ve Savaş. Buldanın da bulunduğu ve bazılanrun uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlandığı Kürt işadamlan ile Namık Erdoğan gibi Kürt kökenli bürokrat ve aydınlann Susurluk çetesince kaçınlarak öldürüldüğü iddia ediliyor. Susurluk ile ilgili yayın ve raporlarda, bu cinayetlerin işlenmesinden kısa bir süre önce dönemin Başbakam Tansu Çffler'in basın toplantısmda yaptığı tt EHmizde PKK'ye yardım cden işadamlanmn listesi var. Yakında hesap soracağız" açıklamasına dikkat çekiliyor. Yazar Musa Anter, Medet Serhat Yöş, Metin Can ve Vedat Aydîn'm öldürülmesinden de bu çete sorumlu tutuluyor. Raporda aynca Özgür Gündem gazetesinin, gazeteyi finanse eden Behçet Cantürk'e gözdağı vermek için bombalandığı da öne sürülüyor. Yeşil'in kaybolması: Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde işlenen birçok cinayetin faili olarak gösterilen Yeşil'in yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor. En son eski ÎHD Baskanı Akm Birdal'a düzenlenen saldınyı azmettirerek gündeme gelen Yeşil hakkında Susurluk Raporu'nda MİT tarafindan çeşitli eylemlerde kullanıldığı ve Mesut Yılmaza Budapeşte'de yapılan saldınnın da gerisinde yer aldığı belirtiliyor. tĞNELl FIRÇA ZAFER TEMOÇtN 000001996 ••#••#••••••••••••#•••»•»»•••••#••#20010*000 00* Elkatmış, yargının resmin sadece bir karesini ortaya çıkardığını söyledi Beyin takmıı hâlâ SELAHATTÎN ŞAHİN NEVŞEHtR - TBMM tara- findan kurulan ve görevini ta- mamlayan Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı ve FP Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış, önceki gün sonuçla- nan Susurluk davasını, "Sade- ce resmin bir karesi ortaya pk- n. Esas beyin mekanizması or- taya çıkarülmadan Susurluk kesmfikle çözûme kavuşmaz" diye yorumladı. Istanbul 6 No'lu DGM'de Susurluk davası kapsamında yargılanan eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili tbrahim Şahin ile eski MİT görevlisi Korkut Eken'in 6'şar yıl ağır hapis cezasına çarptmlmasıyla ilgili görüşlerini açıklayan Mehmet Elkatmış, "Karar ge- dkmeK de oba Susurluk resmi- nin bir karesini oluşturur" de- di. Verilen karar ile Susurluk konusunun çözülmediğini ileri süren Elkatmış şöyle konuştu: "4 yddan beri devam eden bir davada karar verilmesi olumlu bir gelişme, ancak bu Susurluk'un her yönü ile orta- ya çıkartıldığı anlamına gel- mez. Bu Susurluk resminin sa- dece bir karesidir. Susurluk olayuun tamamen çözüme ka- vuşması için sanıklar tbrahim Şahin ve Korkut Eken'in de sa- vunmalannda dile getirdikleri gibi kendilerine o tür görevleri verenlerin ortaya çıkması gere- kir. Gerçekte bu görevi kimler vermiştir ve ne tür görevler ve- rilmiştir? Bana göre söz konu- su sanıklar sadece bir piyon- dur. Verilen görevleri yerine ge- tirdikr. Cerçekte bu görevi ve- ren beynin ortaya çıkaıtılması gerekirr Elkatmış, Susurluk olayı sonrasında ölüm listele- rinden söz edildiğini anımsata- rak şöyle devam etti: "Bu ölüm listelerini kimler oluşturdu? Bu listede kimler var? Bu listede olduğu ifade edilen bazı kişiler öldürüldü. Bu olaylann aydmlatüması ge- rekir. Aynca Susurluktald ka- zada bulunan araç içerisinde de ortaya çıkartdan kayıp si- lahlar konusu var. Bu da şu an- da behrsizliğini koruyor. Bun- lar halen kimlerin elinde ve hangi amaç doğrultusunda kuUamhyor? Bunlann da bir bir ortaya çıkarnlması gereknf FP milletvekili Mehmet Elkatmış. Yurttaş girisimi Cinmen'den Meclis'e çağn " -?<*- tstanbul Haber Servi- si- Sürekli Aydınlık için Yurttaşhk Girisimi Söz- cüsü Ergin Cinmen, Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın yargı önüne çıkanlmaması duru- munda "adalet" kavra- mının ciddi bir yara ala- cağım belirtti. Ağar ve Bucak'ın Su- surluk çetesinin göbe- ğinde yer aldığını belir- ten Ergin Cinmen, "Bu iki kişinin dokunubnaz- hklan derhal kaldınl- mah. MecKs bu konuyu yeniden gündeme alma- hdır. Ağar veBucak, yar- gı önüne çıkmazsa 'ada- let' kavramı ağır bir ya- ra alacaknr" dedi. 'Susurluk sürüyor' Bankalann içinin bo- şaltılması ve Güneydo- ğu'da faili meçhul cina- yetlerin yeniden başla- masının Susurluk çete- sinin faaliyetlerini sür- dürdüğünü gösterdiğini savunan Cinmen, savcı- lann Susurluk Rapo- ru'nda adı geçen ancak, yargı lanamayan kişiler hakkında soruşturma başlatması gerektiğini söyledi. ÖDP tarafindan yapı- lan açıklamada da, Su- surluk davasının sonucu "dağferedoğurdu" şek- linde eleştirilerek "Şiın- di sıra çetekrin si>-asi ve idari bağlannlannı açığa çıkarmaktadn-. Sadece orta derece çetecilerin ce- zalandıruması ile yetini- lemez. Tüm çete uygula- malanna cevaz veren si- yasive askeri iradeye hem BaşbakanhkTefrişKunı- lu'nun hem de Medis Araşorma Komisyo- nu'nun raporiannda işa- ret edfimiştir" denildi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR . [email protected] Türkiye Işçi Partisi (TİP) kuaı- lalı, tam 40 yıl olmuş. Mehmet Ali Aybar, Behice Boran. Şa- ban Yıldız çeşitli dönemlende bu partinin genel başkanlığını .yapmışlardı. Kısa bir dönem için de Mehmet Ali Aslan ge- nel başkanlıga seçilmişti. TİP, 1965 seçimlerinde 15 milletve- kili ile parlamentoya girmişti. Sonraki yıllarda partinin iki de senatörü olmuştu. Bu 40 yıl içinde neler yaşadık: TİP, Türkiye'deki değişimin önernli sembollerinden birisiy- di. Ülke sola açılıyordu. CHP de bu rüzgânn etkisiyte "Ortanın Solu" sloganını benimsemişti. Sonra neler mi oldu: TİP miting- leri saldınya uğradı. Polisin ve iktidann yönlendirdiği "millryet- çi" milftanlar, toplantılan bas- maya ve yeşeren demokrasi umudunu ezmeyegiriştiler. Ba- zen polis, bazen milliyetçiler, solculara bu ülkeyi dar edebil- mek için örgütlü bir saldırgan- lık gelıştirdiler. Bu saldırganlığı, yargı sistemi de destekledi. Savcılar, mahke- meler, bugün okunduğunda son derece masum sayılacak konuşmalar, yazılar hakkında davalar açıp mahkûmiyetler vermeye başladılar. Ülkücüler, Susurluk'un ve TİP'in 40 Yılı daha sonra Susuriukta ortaya çıkacak sürecin ilk "ölüm man- galan" olarak o dönemde piya- saya sürüldüler. 12 Mart 1971 askeri darbesi, bu sürecin önemli yükseliş nok- talanndan birisiydi. Işte bu dö- nemde solcular hapse atıldılar. Işkencelere uğradılar. TİP ka- patıldı, yöneticilen tutuklanıp mahkûm edildi. öğretmenlerin örgütü olan Türkiye Öğretmen- ler Sendikası (TÖS) Başkanı. Fakir Baykurt ve arkadaşlan da tutuklanıp askeri cezaevinin yolunu tuttular. O dönemde Susurluk ovası- nın yiğitleri oiacak ülkücüler ise yükseliyorlardı. 12 Mart askeri mahkemelerinin baştanıklan, adını bugün çpk duydugumuz Şevket Can Özbay gibi ülkü- cülerdi. Susurlukkahramanlan, TlP'lilerin susturulması görevi- ni yerine getirirken devlet ka- demeleri içinde, üniversite kür- süierinde hapse attırdıklan de- mokrat ve ilerici insanlann yeri- ne kariyer yapıyorlardı. Solcular hapis yatarken Teğ- men Doktor Necdet Güclü'yü öldürmekten sanık Osman Durmuş'lar, İbrahim Do- ğan'lar, Ali Güngör'ler himaye görüp teşvik ediliyorlardı. Ken- dilerini geleceğin iktidanna ha- zırlıyorlardı. Askeri darbenin so- na ermesiyle, 1970'lerin ortala- nndan itibaren sol yeniden güç toplamaya başladı. Kapatıian TİP açıldı, öğretmenlerTÖS ye- rine TÖB-DER'İ kurdular. Sos- yalistler ve sosyal-demokrasi Önemli bir güç oluşturdular. Susurluk çetesi bu dönemde yeniden ortaya sürülmeye baş- landı. Ünlü MlT'çi Mehmet Ey- mür, "Biz Abdullah ÇatJı'y? ve onun ekibini 12 Eylül öncesin- de kullanmıştık" dedi. Korkut Eken ise 12 Eylül öncesinin özel Harp Dairesi'nin Özel Bir- likler Komutanı'ydı. Abdullah Çattı'nın arkadaşıydı. Mehmet Ağar'ın da. Abdullah ÇatJı ve ar- kadaşlannın Abdi Ipekçi cina- yeti dahil birçok kritık cinayette etkin rol oynadıklan biliniyor. 12 Eylül 1980 askeri darbe- sinden sonra Türkiye Işçi Parti- si yeniden kapatıldı. yöneticile- ri tutuklandı. Genel Başkan Be- hice Boran, Avrupa'da sürgün- de yaşamını yitirdi. Susurlukçu- lar bu dönemde darbeci gene- rallerin emrindeydi. Yeşil pasa- portlaria yurtdışına gidip geli- yoriardı. "Vatan için kurşun sı- kıyorlardı." Susurluk, aslında son 50 yı- lın bir siyasi tercihiydi. Bu ne- denle karar sonrası Korkut Eken'in "Bize sahip çıkmıyor- lar" şeklindeki yakınması bir gerçeği ifade ediyor. Mehmet Ağar'ın "Fazla üstüme gelme- yin, bize emir verenleri açıkla- nm" anlamına gelen tehditleri de benzer bir gerçeğe dikkat çekiyor. Susurluk'un büyümesiyte, TİP'in, sosyalistlerin bu ülkede ezilmek istenmesi arasında dogrudan bir ilişki vardı. Solu ezenler, Susurluk çetesini bes- liyortardı. Solu düşman gören- ler Susuriuk'a yatınm yapıyor- lardı. Berat Günçıkan'la, Ali Er'in hazırtadığı TtP'in öyküsü- nü izlerken geçmiş günlere yol- culuk yaptm. TİP fotoğrafının içinde tanıdı- ğım ve şimdi yaşamayan arka- daşlanmın yüzlerine bakıyo- rum. Selahattin Uyar, Adana- lı sendikacıydı. Özgüriük ve adalet için mücadele eden bir sosyalist militandı. Geçen yıl yi- tirdik. ömrünün bir kısmını yurt- dışında sürgünde geçirdi. 16 Şubat 1969 günü Ada- na'da birlikteydik. ABD 6. Rlo- su'na karşı yasal bir miting ya- pacaktık. Biz Tarsustan gelme- den Selahattin'ler saldınya uğra- mışt. Henüz miting kürsüsünü hazıriamaya fırsat bulamadan pofisin gözü önünde ağızlan bu- runlan kan içinde kalana kadar Susurluk adaylan tarafindan dö- vülmüşlerdi. Adana'ya gittiği- mizde Demirel hükümeti tara- findan hazırlandığı betli olan bir saldın organize edilmişti. Çünkü aynı gün Istanbul'da da benzer bir mitinge benzer bir saldın dü- zenlemiş ve iki solcu, gericiler tarafindan öldürülmüştü. Aradan 32 yıl geçti. TİP'in ku- rulmasınm üzerinden 40 yıl geç- ti. Susurluk kazası sonrası açı- lan davada verilen karariar, bir uzun dönemin küçük bir hesa- bını içeriyor. Türkiye, bu geç- mtşle henüz ne yazık ki yüzleş- medi. TİP'in baskılaria geçen 40 yılıyla, büyüyen Susurluk çe- tesinin kaderi arasında büyük bir tersinden kader ortaklığı var. Yüzleşmemiz gerekiyor, kendi tarihimizle... GLOBALPOUTİKÜLTÜR ERGİN 11LDIZOGLL I. Bush Dönemi: Mutıafazakâr Restorasyon -1 Pazartesi günü, yenı ABD yönetiminin, "yalnız- ca Clinton döneminin değil 1960'larda gelişen liberal (ilerici - E.Y.) kültürün" etkilerini de silme- yi, adetamuhafazakâr birrestorasyon hedefledi- ğini yazmış, bu bağlamda, yönetimin kilit nokta- lanna ABD şirketlerinden gelen kadrolann yer- leştiğini, yönetimin radikal dinci gruplann toplum üzerindeki etkilerini güçlendirmeyi amaçlayan uy- gulamalara yöneldiğini vurgulamıştım. Bu restorasyon girişiminin üçüncü boyutunu, ABD savunma doktrininde ve sisteminde amaç- lanan köklü değişim oluşturuyordu. Clinton dönemi, soğuk savaşın ertesinde olu- şan tekkutuplu dünyanm giderek çok kutuplu bir dünyaya evrimleşmeye başlamasını engelleye- medi. Bu dönemde, hem diğer ulus devletlerin hem de dünya halklannın küreselleşmeye ve ABD hegemonyasına karşı muhalefeti de yükselmeye başladı. Clinton dönemi kapanırken ortaya ilginç birdu- rum çıkmıştı. ABD'nin teknolojik-askeri üstünlü- ğü güçlenmişti, ama uluslararası düzlemde siya- si girişimlerine taraftar bulmakta giderek zorlanı- yordu. II. Bush yönetimi ABD'nin hem küresel düzeyde askeri siyasi üstünlüğünün rakipsiz kal- masının, "yapısal" koşullannı yeniden oiuşturma- yı hedefliyor hem de dığer merkez ülkeleri tara- findan liderliğinin kolaylıkla kabullenildiği bir or- tama geri dönmeyi. II. Bush yönetiminin ulusal savunma ve dışpo- litika konseptinin hazırlanmasında dogrudan rol alan, Centre for International and Strategic Stu- dies, Rand Corporation. Heritage Foundation, konuyu popülerleştiren VVashington Tımes gibi günlük gazeteler, Natıonal Interest, Foreign Af- faires gibi yayın organları, National Institute for Public Policy gibi her dönem yönetimle içli-dışlı "thinkthank", bu alandaki kaygılannı 1990'lann ikinci yansında dile getirmiş, hatta 1997'de ha- zırlanan 'dört yıllık savunma değeriendirmesi'ne de yönetimde demokratlar olmasına rağmen damgasını vurmuştu. Bu savunma çevrelerinde egemen olan yakla- şımlar, ocakta yayımlanan bir Rand Corporation raporundan (A Bipartisan Report to the President Elect on Foreign Policy and National Security - Seçilmiş başkan için dış politika ve ulusal güven- lik üzerine iki partinin uzmanlannca hazırianmış rapor) hareketle şöyle özetlenebilir ABD kendi dışındaki büyük güçleri ve önemli yerel güçleri tek bir ulusiararası sistem altında entegre etmelidir. Düşman güçlerin krıtik bölge- lerde egemen olması engellenmeli, sorun çıkar- ma eğilimindekiler denetim altına alınmalıdır. Kü- reselleşmeye karşı tepki etkisizleştirilmeli, dene- tim altına alınmalıdır. Dünyada kitle tahrip silahlannın ve füzelerin sa- yısı azaltılmalı, ABD, hem kendini hem de bağla- şıklannı uluslararası terorizme ve diğer tehditlere karşı korumalıdır. ABD, silahlı güçlerini dönüştü- rerek üstünlüğünü korumalı, bağlaşıklanyla aske- ri işbirliğini geliştirmeli, onlan askeri kapasiteleri- ni arttırmaya teşvik etmelidir. Uluslararası güvenlik ortamı denetlenmeli ve küçük sorunların büyük sorunlara dönüşmesi en- gellenmelidir. II. Bush yönetimi, geçen hafta ulusal savunma sistemini gözden geçirmeye yönelik köklü bir ça- lışma başlattı ve orduya aynlacak yeni kaynakla- nn ancak bu çalışma bittikten sonra saptanaca- • ğını açıkladı (VVashington Post 10/02). Gelen ha- berler bu degerlendirmenin hızla tamamlanaca- ğını gösteriyor. Yönetimin kadrolanndan, sürmekte olan tartış- malardan hareketle, bu degerlendirmenin sonuç- lan üzerine bir yaklaşım oluşturulabilir. örneğin, Savunma Sekreten Rumsfeld'in, Ulusal Füze Sa- vunma Kalkanı sistemınden yana olduğu, nükle- er silahlara ilişkin, halen geçerli uluslararası an- laşmalann artık eskidiğıne inandığı biliniyor. Devlet Bakanı Colin PovveH'a yardımcı olarak atanması beklenen Richard Armitage de (Re- agan döneminde Iran-Contra skandalıra adı ka- rışan Armitage, önce yönetimin orduyla ilişkileri- ni koordine etmek üzere atanacaktı, ancak Vıet- namlı bir kadınla uygunsuz fotoğraflan ortaya çı- kınca adı geri çekildi -In These Times) "State Department" tarafindan yayımlanan US Foreign Policy Aganda dergisinde "Ulusal Füze Savunma Kalkam'nın adının, Bağlaşıklar Füze Savunma Sistemi'ne çevnlmesi gerektiğini" (Ey- lül 2000) ifade etmiş, böylece, bu sistemi geçmiş- teki, "nükleer şemsiyenin" yerine ikame etmeyi düşündüklerini de ima etmişti. Nitekim, Rumsfeld, önceki hafta sonu Münih Konferansı''nda bu öneriyi Avrupa Birliği ülkeleri- ne sundu (International Herald Tribune 5/02). ABD ordusunun dönüştürülmesine ilişkin raporun hazırlanması da '70'lerden bu yana başkanlara danışmanlık yapmış olan ve radikal. hatta Pen- tagon'la uyuşmayan görüşleriyle bilinen Andrew Marshall'a verildi. Marshall soğuk savaş döneminin "sanayi ça- ğı" tipi savunma örgütienmesinden "bıigi çağı" örgütlenmesine geçmek gerektiğine inanıyor; bu- nun için de yeni teknolojilere daha uyumlu, deni- zaşın üslere gerek bırakmayan, hareketli füze platformlanna, denizattılara, uzun menzilli savaş uçaklanna dayalı, çok çabuk hareket edebilen bir orduyla, Avrupa'dan daha çok Asya'ya odakla- nan bir politika öneriyor (VVashington Post 9/02). ABD'nin daha aktif bir savunma politikası izle- mesi, bunun için "özel kuvvetlenni" daha yoğun kullanması (IHT 08/02), soğuk savaşın dengeye yönelik sistemlerinın yerine, taarruz amaçlı füze sistemlerine yönelmesi gerektiğine (VVashington Post) ilişkin görüşlerin de yeni yönetimdeetkin ol- duğu anlaşılıyor. Geçen yıl yayımlanan, Marshall'ın yaklaşımıy- la da uyumlu, Vısion 2020 adlı ve uzayn denet- lenmesini tasarlayan raporu, geçen hafta bir Uzay Harekât Dairesi'nm kurulduğuna ilişkin açıklama- ları, ilk kez uzay savaşlarını (ve Çin'i) konu alan bir savaş oyunu düzenlendiğine ilişkin haberieri (International Herald Tribune - 30/01) gcz önüne alınca, yönetimin, tek kutuplu bir dünyaya ve mut- lak ABD hegemonyasına ulaşabilmek icin, uzay silahlannın geliştirilmesine odaklanmış. küresel düzeyde bütünsel ve kalıcı bir üstünlüğü amaç- ladığı söylenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle