14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 ALLECRO EVtN tLYASOĞLU Tuşlann ardındaki gerçekGeçen hafta Istanbul 'da pıyanıstler haftasıy dı Meral Güneyman. Verda Erman gıbı uzun zamandır dınleme- dıklenmızın yanında Roland Batik, Hüseyin Sermet v e Gülsin Onay gı- bı pıyanıstlen de an arda dınledık Bazen çok rotnantık pıyano kon- çertolannı dınledıkten sonra pıyano- nunmekanızmasınıduşunurüm Bır- takım tahtalar, demırler, teller, tok- makJar Bestecılenn ımge gucu bu- tun bu katı malzemey ı nasıl da aşmış \e çahcılann yorum gucu onu nasıl da dıllendırmıştır 1 Bugun kısaca pı- yano olarak adlandırdığımız çalgı- nın asıl adı "yumuşak ve sert" anla- mındakı pıanoforte'dır Ve tellere vu- rulan tokmaklann mekanızmasına dayandığı ıçın voırmalı çalgı sınıfina gırer 18 yuzyıl başında Cristofo- ri'nın Floransa'da ılk kez yaptığı bu çalgı (kla\ sen \ e kla\ ıkord gıbı) on- cekı kla\yelı çalgılara gore ses oylu- munu yukseltıp alçaltma yeteneğıne sahıptır Işte bu ozellığı ıle romantık bestecılenn karmaşık duygulannı çok ıyı yansıtmış, zamanın gozdesı olmuştur Onlar da kendı ustalıklı yorumlanna gore mekanızmanın ge- lışmesıne yol açmışlardır îş Sanafuı bu yılkı açılış konsenn- de uç romantık konçertoyu peş peşe dınlerken çalgının hangı malzeme- den yapıldığını pek duşunmuyorduk artık Pıyanıstlenn parmak, bılek kol ve rum bedenlenyle yonlendırdı- ğı tuş basıncındakı çeşıtlı renklen ız- lıyorduk Verda Erman'ın Rachma- ninoftakı dolgun sonontesını. Hu- seyın Sermefın Brahms'dakı duyar- lı şıınnı. Gulsın Onay'ın Çaykovs- ki'dekı çocuksu neşesını dınledık Kendısı de pıyanıst olan orkestra şe- fı Alpaslan Ertüngealp'ın ozenlı yo- netımınde iDSO'nun başanlı eşlığı ıle Ertungealp. Çaykov skıdekı nt- mık tutarlılığı, Brahms'takı son de- rece olgun yaklaşımı ve Rachmanı- nof'takı tutkulu yonetımı ıle seçkın- leştı Hanı derler ya "Tıkır tüar bir HaydndinledinTdıye1 Işte Vıyana- lı bır bestecı-pıyarustten, Roland Ba- tik'ten tanhı bır Vıyanalı bestecıyı tıkır tıkır dınledık Haydn'ındoma- jor 1 numarah sonatında D. Scarlat- ti'ye, dolayısıyla klav sen soylemıne yakın bır tını duyurdu Avusrurya Kultur Ofısı'nın Yenıkoy'dekı o gu- zelım ortamına ne kadar yakışmıştı Haydn' Ardından Batık'ın kurduğu Bndges topluluğunun dığer uyele- ny le Debussy, Ravel \ e Gershvvin ıle caz dunyasına bır kopru kurduk Schabata'nın ksılofondakı ustahğı. PİYANÎSTLER HAFTASI - Emre Can Karayel (üstte-solda) Berlin'de Paulo-Salomon-Lindberglied yanşmasuıda en iyi piyano eşlikçisi ödülünü kazandı. Meral Güneyman (iistte-sağda). Hüseyin Sermet (altta- solda) ve Verda Erman (ahta-sağda) ise geçen hafta İstanbul'da dûilediğimiz iinlü pivanistlerimiz arasuıdaydı. \VerkTin kontrbası ıle beslenıyordu Caz ıle klasık muzığı bırleştıren bır başka pıyanıst de uzun zamandır dınleyemedığımız, Amenka'da ya- şayan Meral Guneyman'dı geçen hafta Gershuin'ın fa major pıyano konçertosunu Gürer Avkal vonetı- mındekı Borusan Fılarmonı Orkest- rası eşhğınde çalarken cazın uçucu havasına kapılıp abartılara kaçma- maya ozen gosterdı Yumuşacık tu- şesıenerjıkvedeneyımlıydı Bıs ola- rak seslendırdığı parçalarda caz renklen ağırlıktaydı Dolayısıyla bu daldakı hunennı de sergıledı pıya- nıstımız Ardından seslendınlen Prokofîj'ef'ın 7 senfoniM butun ın- celıklen gozetılerek yorumlandı Bestecının bale muzıklenndekı zera- fetı, çalgı topluluklan ara^ında dal- galaruyordu Ühan L snıanbaş uı *lş- te Sevgili Vholonsellerimiz" adlı ya- pıtı, onun son çahşmalanndan bın- sı O sıralarda ben de bestecıyle ılgı- h bır kıtap yazmakta olduğum ıçın bu yapıtın doğum surecını yakından yaşamıştım Usmanbaş, yıllann bın- kımını "yenj-romantik" bır dıle dok- muştu Yapıtı orkestranın dağarcığı- na kattığı ıçın Gurer Aykal'a teşek- kurler Bundan sonra bır kez daha çalınma firsatı olursa mutlaka daha başanlı tınlayacaktır Pıyanıst Emre Can Kararvel (1978), Berlın Guzel Sanatlar Yuk- iekokulu"nun 1989'dan ben duzen- ledığı Paulo-Salomon-Lındberg Jıed vanşmasında en ıyı pıyano eşlıkçısı odulunu kazandı Geçen yıl Freıburg Muzık Yuksekokulu"ndan mezun olan sanatçı, halen Pans'te Denis Pascal ıle çalişmakta Berin Nadi'yi yitirdik Adalar şaın Celal Sahir'ın kızı Be- rin Nadi, yırmıncı yuzyılın, Turkıye Cumhunyetı'nın \ e Cumhunyet ga- zetesı tanhının son tanıklanndan bı- nydı Cemal Reşit Rev ve Necil Kâ- zım Akses kıtaplanmı yazarken ba- na buyuk v ardımlan olmuştu Ozel- lıkle Osmanlı'dan Cumhunyet'e ge- çış donemındekı toplumun yenı ya- pılanmasını, Batılı anlamda fılızle- nen kultur sanat olaylannı anlatmış- tı Istanbul kadar Ankara'dakı sure- cı yaşamıştı Aydın kesımı dennle- mesıne tanıyordu Ozentılen \e abartılan> la her ıkı kentın "sosvete- si"nı ırdelıyordu Cemal Reşıt Rey ıle Yenıkoy yalılanndakı komşulu- ğunu, Nışantaşı konaklannın koz- mopoht yaşamını solumuştu Once MesutCemilın, ardından NadirNa- di'nın eşı olarak muzık dunyamızın ıçınde yoğrulmuştu 1920'lı yıllarda gundemde olan hanımlan şoyle an- latıyordu "Cemal Reşit Re\ 'in çev- resindekikr, her biri bir paşa kra. Ba- tı kültürihle eğililmiş, özenle % etişti- rilmişler. Duşize, Abidin Dino'nun kız kardeşi Ley la Hanım_. A>nca za- manın ünlü hanımlan: Pertev Pa- şa'nın kansı Nafa Hanım, Fazıl Ki- baruı kansı Mehrube Hanını. Splen- did Palace'ın sahibi Nazire Hanım, Hacı Bekir in kızı Saliha Hanım,Ru- şen Eşrefin hanımı~. Anaüz müzi- kal sınınnda ise her biri ona âşık ni- ce öğrencL Cemal Reşit'in ha>aüna hiçbiri girmedi. Eşi se\gihsi, her şe- yi nıüzikti onun." Ve Cemal Reşıt'ın kurduğu ılk orkestrayı anımsıyordu "GJoria sinemasmda arada bir kon- ser vıerirlerdi cuma geceleri. Ellerin- de ne doğru diinıst ça^ı vardı ne de salon. Nadır Be\. Cumhurivet'in o zamankj kritigi SelmiAndak'ayaza- cağı eleştirinin mutlaka olumlu >ön- de olmasuıı öğüdenü. Zıra ınsanlar övlesine zor koşullarda muzik yap- maktadn* ki ortaya çıkanı ancak al- kışlamak gerekir.'' Benn Nadı, artık unutulmaya başlayan bır donemın sımgesıydı evini@ boun.edu.tr EVRENSEL MÜZİĞİANADOLUYA TAŞIMAKİÇİN ÇABA HARCADI Hikmet Şimşek'm başardarı üstüne ÖNDERKLTAH\ALI Hikmet Şimşek ı yıtırmek Turk halkını de- nnden uzdu Olaym sanatçılar uzenndekı et- kısı ise çarpıcıdır, çunku son ellı yıl ıçınde karşılaşılan her guçluğu ancak onun yenebı- leceğı duşuncesıne ıyıce alışmıştık Muzık- le ılgılı sorunlanmızın arapsaçına donduğu bır donemde, Hikmet Hoca' nın \ okluğundan doğan boşluğu duyumsamamak olanaksız- dır Kısaca, geçmışe donerek soylersek 19501ı yıllarda Ankara Devlet Konservatman'nın etkınlıklennde, Erdek ŞenlıkJen ıle \ e Cum- hurbaşkanlığı Senfonı Orkestrasf nın gezıle- nyle e\Tensel muzığın Anadolu'ya taşınma- sında, "TRT Ankara Radvosu ÇoksesK Ko- rosu"ndan (1970) "Bursa Bölge De\1et Sen- foni Orkestrasrna (1999) dek çeşıtlı muzık kummlannın hızmete gırmesınde onun eme- ğını ve katkısını goruruz Lıste daha da uza- tılabılır "Peki, Şimşek biıtün bunlan nasıl başarabibniştir" sorusunun yanıtrnı buhnak ıçın son yıllarda yaptığı bır açıklamadan y o- la çıkalım "Doğa. her insana yetenek için bir kahp vermiştir; hiçbir insan bu kahbı büvütemez, ama her insan kahbmı doldurabilir. Doğa ba- na üstün bir muzik > eteneğj \ ermemiş, ikin- cisınıfkahbı lavık gormüş; bundan hiç gocun- madım ve uzuntu de dmmadım. Elden gel- digince ve bütün gücümle bu kahbı doldur- majagayretettim.'' Özeleştınnuı guçluğune karşın boyle bu- tanıyn ko> abılmesı, ustelık onu kamuya açık- lama buyukluğunu gostermesı, Şimşek ın başansını kolaylaştırmıştı Boylece aldığı eleştınlenn bazılan anlamını vıtırdı, bır bo- lumune karşı da rahatlıkla ve ınatla savoın- ma vapabıldı Başansının başka bır gızı de varmak ıstedığı amacı doğru ve zamamnda seçmesı, onun peşını bırakmamasıydı Şimşek, ıyı bır konuşma ustası>dı Bu ve- teneğı sayesınde çevTesındekılen, ozellıkle de devlet buyuklennı kendısıne ınandırdı ve ust makamlara vararlı ışler yaptırdı Kışıle- n etkılemek ıçın sergıledığı zekıce buluşla- ra bır ornek vereyım Lludağ Umversıtesı ıle Bursa Buyukşehır Beledıyesrmn 1997'de kurduğu senfonı or- kestrasının devletleştınlmesi ıçın Hikmet Şimşek 1998"de bu kurumun sanat sorumlu- luğuna getınlır Zaman yıtumeden çalışma- ya başlayan sanatçı. konuyu Kultur Bakan- lığrndakı yetkılılere açtığında, ekonomık sı- kıntı nedemyle tasannın başanya ulaşama- yacağını gorur Bunun uzenne konuştuğu kı- şılere "Bir jerine beş tane orkestranızın ol- masmıistemezmisiniz"dıyesorar Ardından vetkılılenn merakını gıdermek uzere şu açık- İamayı yapar Ozef bır yonetmelık hazırla- narak topluluğa "Bölge Devlet Senfoni Or- kestrası'* statusu venlecektır Boylece or- kestra, çıkardığı programlan Bursa çevTe- sındekı ıl ve ılçelere de taşımakla yukumJu kılınacaktır Bu açıklama ışlen kolav laştır- mıştır 3 Aralık 1999 dınletısıyle "Bursa Bol- ge Devlet Senfoni Orkestrası" hızmete gırer Şımşek'ın asıl başansı, onun yaptığı ozgun ışlere bakarak muzık uzenne duşunmeyı v e duşuncelenmızı eyleme geçırmeyı oğrendı- ğınıız zaman ortay a çıkacaktır Başannınılk belırtılenm gormeye başladık Bır senfonı korosundan soz edılıyor Sanınm onmuzde- kı gunlerde bu konuyu ışleyeceğız Çalış- kanlığı ıle dıkkatı çeken İZD0B, ıçınde bu- lunduğumuz mev sımde etkınlıklennı daha da hızlandırdı Sergılenecek yenı yapımlar Izmır'e coşku getırecektır Mutluluğumuzun doruk noktası ise geçen hafta gazetemızde okuduğumuzAfyonFestıvairdır Tamdaho- camızın ıstedığı gıbı çokseslı muzığı halkın ayağma goturen, ozellıkle de gençlığe yone- lık bır olay Boylesı etkmlıkler arttıkça onun yennı doldunnuş sayılacağız Saygıyla anı- yoruz nlü sanat tarihçisi Avusturyalı akademisyen Emst Gombrich Londra'daki evinde 92 yaşında öldü. Sanat üzerine yirmiden fazla çahşmaya imzaatan yazarın kendi alanındaki en önemli kitaplanndan biri 'Sanatın Öyküsü'ydü. Sanatın öykücüsü öldüLONDRA (AFP) - Son yıllann en onemlı sanat tanhçılennden bın olan Avusturyalı akademisyen Ernst Gombrich, Londra'dakı evinde 92 yaşında öldu Kendı alanındaki en onemlı kıtaplardan bın olan 'Sanatm Öyküsü'nun yazan Profesor Gombnch, 17 yıl once emeklı olana kadar Londra Warburg Enstıtusü'nun yönetıcılığını yapmıştı. Son ıkı yılı hastahğı nedemyle eve baglı olarak geçıren v e 3 Kasım Cumartesı gunü Londra"nın batısında bulunan Hamstead'dekı evinde yaşama veda eden yazar, sofıstıke ve müzısyen bır Yahudı aıleden gehyordu 1909 Vıyana doğumlu yazar 1934'te Warburg Enstıtusu'nde araştırma gorevlısı olarak çahşmaya başlayarak 1950 yılında 'Sanatın Öyküsü'nun ılk baskısını yayımladı. Dunya genelınde 6 mılyondan fazla satan kıtap 32 ayn dıle çevınldı Kapsamlı ve anteşılır bır uslubu olan kıtap sanatçılar arasında olduğu kadar sanatseverler ve halk arasında da genış ılgı gördü Londra Umversıtesı Warburg Enstttusu'nün sanat tanhı bolumünun başkam Nkholas Mann, sanat dunyasının buyuk bır kaybın aası ıçınde olduğunu soyledı Mann, çok zekı bir entelektuel olan Gombnch'ın, arkasında buyuk bır hayran topluluğu bıraktığını soyledı Gombnch, sanat uzenne 20'den fazla çahşmaya ımza atmıştı 'Sanatuı Oykusu', Türkçede Remzı Kıtabevı tarafindan yayımlandı ve bırçok baskı yaptı. GUZEIİN ARDINDA BERTAN ONARAN Sait MadenDaha bırçok sozunun yanında, Exupery'nın şu oz- deyışıne bayılınm 'Özledığın ınsanı kendınde oluşturmaya başla " Yaşarken, buyuk talıh, bunu gerçekleştırm/ş ınsan- lar tanıdım, dost oldum Sart Maden onlardan bındır. 1964 yılında Memet Fuat'ın benden Sartre'ın "Ba- udelaıre"\n\ ıstemesıyle başladı yoldaşlığımız, krtabın şıırlennı Saıt çevırdı kapağını tasarladı Yoldaşlık Gi- de ın "Dostoyevskrsınde Satre'ın "Sozcukler'ınde, "EdebıyatNedır"\nde, "Yabancı nın Açıklanması"nda surdu, buyuk keyıfle Daha sonra yakın ortak dostumuz Halıl Ibrahım Bahar'ınkesesındenyaşatılan "Soyut un mutfağı Sa- ıt'ın "beton ottaktar' arasındakı masasıydı Butun bu tatlı ılışkıler boyunca, Saıt'ın Exupery'nın ıstedığını en kusursuz, hem de alçakgonullu bıçımde yerıne getırdığıne tanık oldum Gıyımı saçı başı, dav- ranışları elını kolunu sesını kullanma bıçımı gerçekten "aksoyluca"yd\ Ozu sozu bırdı, bırtutarlılık anıtı gıbıy- dı Babası, "rastlantı- gereklılık" ıkılısıne uygun olarak Maden soyadını alırken en doğru seçımı yapmış doğ- rusu Saıt ozundekı maden"ı kusursuz çıkanp ışledı omur boyu Baudelaıre'den Lorca'ya, Neruda dan Aragon a, Octavıo Paz'dan Mayakovskı ye, Cendrars'tan adı sanı pek ışrtılmemış ozanlara bır kucak seçkın yaratı- cının turkulennı Turkçeleştırdı yıllardır, sabırla Bu ığne oyası suruyor Son kureselleştırme-somurgeleştırme bunalımı pat- lak verene dek, yıllann verdığı bınkımle deneyımle, hem kendı şıırlennı hem çevırdıklennı gonlune goreta- sarlayıp dızdınp bastırabılme aşamasına geçtı, bırkaç yıl once TUYAP Kıtap Şenljğı'nde "Çekırdek Yayın- lar"\n kuçucuk bolmesını gorduğumde gerçek bır se- vınç yaşamıştım tam da "lyı Şeyler Yayıncılık"m kar- şısındaydı ve Saıt'ınkıler, herkesı kıskandıracak duzey- deydı Exupery nın guzelım oğudu dogrultusunda aslında butun guzel sanat dallannın sonunda bızı asıl sanata, yaşama sanatına hazırlaması gerektığıne ınanınm Saıt bunun da canlı omeklennden bındır Yıllardır, her daldan sanatçı ve yazann tersıne meyhane ve ker- hanelerde kımse gormemıştır onu Krtaplannı adadığı "UçCan"ladızdıze eşını kızını,oğlunukucaklayıpya- zacagı ya da çevırecegı şıırlere yatırmıştır dınmsel ener- jısını Cumhurıyet, çok yennde bır gırışımle 'Ayın Şım"n\ seçmeyı Anf Oamar Usta'ya bırakmış, Adam Sanat'ın ekım sayısındaokuduğum Şıınn DıpSulannda"n\n bu seçımı haklı olarak kazandığını gorunce hem Saıt hem ınandığım ılkeler adına yurekten sevındım Demek kı alçakgonulluluk, tutarlılık, soyluluk da gunun bınnde, bıraz geç de olsa, değerlendınlıyor Bu yılkı kıtap şenlığınde, bır omrun bılgelığını kucak- lamak uzere bolmelerıne uğradığımda her zamankı çelebılığıyle kendı şıırlennı armağan ettı tutarlılık anıtı dedık ya krtaplann hıçbınnde yaşamoykusu ya da fo- toğrafı yok Yapıtın kendısı yetıyor Kendınıze armağan vemnek ıstıyorsanız Adam Sa- nat ta ya da Cumhunyet'te bulup bır kez daha okuyun o suzme balı Ben yalnız sonunu anımsatacağım Evet şımdı sıvn, sert taşlara surtunerek gıdeceksın Mağara gıbı bır yer burası Bıruğuttu var evet, ateşboceklen var, gözler var ara ara yanıp sonen Guç adım atıyonız yapışkan çamura bata çıka Ansızın ılerde kan rengı yapraklanyla yukselen bır ağaç, ve uzennde bıryığın insan yuzü, tek meyve Korkma, yolun sonuna az kaldı Şu burgacı aşınca kurtuluruz. - Neydı bu söz cük 7 -Acı> Evet, ozanın dennlemesıne duyduğu "acı"ya yakıl- mış en guzel ağıt 1 TÜYAP KİTAP FUARI'NDA BUCÜN A SALOMJ • 12.30- 14.00 Soyleşı 'Geştalt, Bireysel ve Grup Çanşmalan' Konuşmacı Nevzat Erkmen Duzenleyen Söz Yayın - Ojım Ajans • 14.00 - 15J0 Panel 'Siyasi Bijograflleıie Türkive Tarihi' Yoneten Sejü Öngider Konuşmacılar Rıdvan Akar, Ruşen Çakır, Kemaİ Can, Ayşe Duzkan Duzenleyen Avkın Yaymcıhk • 15J0 -1630 Soyleşı ve Dınletı 'Anadolu'dan Balkanlar'a Halk Türküleri' Konuşmacı Muammer Ketencoğlu, Rahmi Göçmen Duzenleyen Cumhurrvet Kitap Kuliibü • 1630-18.00 Panel 'ÇocukHaklan Sözkşmesi Açısından Çocuk Yaymlaruım Durumu' Yoneten Mustafa Ruhi Şirin Konuşmacılar Aytül Akal,\ecdetNeydim, Nur İçözü, Yarvaç Ural Duzenleyen Çocuk Vakfi • 18.00 - 20.00 Panel 'Yaratma Serüveninde Edebiyatçmın Yaşı Belirleyici Midir?' Yoneten FarukŞüyun Konuşmacılar AyiaKutiu, Tahsin Yücel, Selim 1leri, EKf Şafak Duzenleyen Dünya Kitap BSALONU • 1230 -14.00 Panel 'Gülmece ve Edebiyat' Yoneten Deniz Kavııkçuoğlu Konuşmacılar Cihan DemircL Lütfü Oflaz, Ramize Erer. AydmEngin Duzenleyen PENYazarlar Dİenıeği • 14.00 -1530 Panel 'Fakir'e Saygı, Ozyaşaım, Eserleri ve Sanatçı Kişiüği' Yoneten Bertan Onaran Konuşmacılar Mehmet Başaran, Birnur Şener Duzenleyen Papirüs Yayıncıhk. • 1530 -17.00 Konferans 'Doğu Asya ve Türkije'delktisadiBunahm' Konuşmacı AtiDa Sönmez Duzenleyen BilgiÜniversitesi • 17.00 -1830 Panel 'Edebiyatmuzda Orhan Kemal Gerçeği' Yoneten YüdınmKeskin Konuşmacılar Turkel Minibaş, Feridun Andaç, Tahsin YüceL, Adnan Öz\îüçıner Duzenleyen Tekin Yaymevi • 1830 -20.00 Şıır Dınletısı 'AğızdaKan Tadıyia Topraktan Gelen Şiir Edebiyaü' Konuşmacılar Nihat Behram, Adnan Özer Duzenleyen Everest Yayınlan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle