14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
&AYFA CUMHURİYET 4 KASIM 2001 PA2AR HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALt SÎRMEN Osman Coşkiil Sevgili, "Birgarip ölmüş diye/er/Üç gün sonra duya- ter/Soğuksu İleyuyalar/Öylegarip Osman Coş- küll" deyiverdim, ünlü atletimiz, örnek sporcu Osman Coşkül'ün ölümünü öğrendiğimde. O belki ailesi, sevenleri arasında verdi son ne- fesini; bende bu dizeleri çağnştıran, toplumsal il- gisizliğimiz oldu. Onun. gazetelerin köşesinde iki satırcıkla ge- çiştiriliveren ölüm haberini, Alp Yalman'ın ken- di beyefendi kişiliğini yansıtan üslubuyta yazdığı enfes yazısından öğrendim. Çocukluk ve ilkgençlik yıllanmın efsane atlet- lerinden, önde gelen kahramanlanndan biriydi Osman Coşkül. Ancak son bölümünü anımsadığım kırklı ve sonra da ellili yıllarda, Türkiye'de atletizm krtlespor- lan arasında yer alır. haftasonlarında özellikle ko- numu bugünkü gibi doğu-batı değil de kuzey-gü- ney ekseninde uzanan Fenerbahçe Stadı'nın tah- ta tribünlerinde yarışmalan izlemek için, binlerce kişi toplanırdı. O dönemlerde atletlerirniz, Balkan yarışlannda dereceler alırlar, bazen de dört ülke arasında bi- rinciliği elde ederlerdi. î Bunlann arasında, Galatasaray'dan büyüklerim ölan ve 1936'da Atina'da hilekâr starterin yine 100 metre karşılaşmasında görevlendirilmesi üzerine, koşmayı reddeden ve o sırada Olimpiyat Sta- dı'nda müsabakayı izleyen, zamanın başbakanı Inönü'nün talimatına rağmen direnen iki efsane- vi sprinter, Mehmet AIi Aybar ile Semih Türk- doğan'ı pistlerde göremedim. Yıllar sonra, Mehmet Ali Bey'den, 1965seçim- (erinin ardından TİP lideri olarak parlamentoya gir- diğinde, kuliste karşılaştığı Ismet Inönü'nün, ken- disini görür görmez "Sen o gün neden koşma- mıştın" diye sormasını dinlemiştim. Kırklı ellili yıllann atletleri arasında, o zamanlar dömi fon denen, yan uzun ve uzun mesafe ko- şucuları arasında özellikle üçü çok ünlüydü. 800- 1500'de -ki ayrıca 3000 ve 3000 engellide de ko- şarlardı- Cahit Önel ve Ekrem Koçak, 5000 ve 10.000'de Osman Coşkül. C. Önel Galatasaraylı. öbür ikisi ise Fenerbah- çeliydiler ve o zamanlar Galatasaray - Fenerbah- çe rekabeti atletizmde de geçerliydi. Ekrem Koçak ve Osman Coşkül'le Dolmabah- çe'de aynı pistte antrenman yapmışlığım da var- dır. Kırk tane 200 metre çektiği idmanında, bacak- ları güçlü Ekrem Koçak'ı şaşkınlık ve hayranlıkla izlediğimi, birbaşka gün desoyunma odasından elbise ve ayakkabılan çalınan Osman Coşkül'ün nasıl üzülüp stadı eşofmanla terk etmek zorun- da kaldığını anımsıyorum. • • • Sevgili, onlar çok elverişsiz, güç koşullar altın- dayetiştiler, spordan maddi birkazançları olma- dı, ama gerçek birer sporcuydular. Örneğin, yine ölümü toplumsal bir biganelikle karşılanan, 1948 LondraOlimpiyatlan'ndatarihi- mizde atletizm dalında bize tek madalyayı kazan- dıran Ruhi Sanalp, sporun felsefesini yapmış, müstesna bir adam, Yahya Kemal'in tabiriyle birrind idi. Onlara Avrupalı rakiplerinin olanaklan sağlan- saydı, nerelere varırlardı? Bunu düşünerek hayıflandıklannı sanmıyorum. Çünkü onlar için olimpiyat ruhu her şeyin üstün- deydi ve kazanmaktan da önemlisi, yanşa katıl- maktı. 1 Nitekim, Alp Yalman'ın da belirttiği gibi, Osman Coşkül, ileri yaşlarında gençlerin artık kendisine fark atmaya başladığı sırada da koşmayı sürdü- rerek bu ruhun canlı birtirnsali olmuştu. Olanaklan kısıtlı toplumun kahramanlanydılar onlar. O dönemi bir gün Aydın Boysan şöyle anlat- mıştı: - O zaman yoksul bir toplumduk, ama onuru- muz vardı. Bütün bu büyük aüetlerimizin anılan önünde say- ğıyla eğiliyorum. Esenyurt Belediyesi Gözaltmdakilerin sorgıısu • istanbulHaberSeni- $i - Esenyurt Belde Be- lediyesi'ndeki yolsuz- iuk iddiaianna ilişkin sonşturma çerçevesin- de gözalunda alınan Be- ledye Başkanı Dr. Gûr- büı Çapan'ın babası Mahmut Çapan'ın da araannda bulunduğu 7 kişnin sorgusu sürüyor. îstaıbulDGMCumhu- riyrt Savcıhğı'nın tali- tnaıyla gözaltına alınan Maımut Çapan, Bele- diy Fen tşleri Müdür Velıli EnginPDlat inşa- at eknikerleri Kamil Dudağıve Mustafa VoJ- cu,ahsildar FeritAi At- nsık. daha önceden araan Hasan Gündüz suruyor ile Yılmaz Aydın Zeke- riyaköy Jandarma Kara- kolu'nda tutuluyor. Esenyurt Belde Beledi- yesi'ndeki iddialarla il- güi Istanbul DGM Cum- huriyet Savcıhğı'nca id- dianame hazırlanarak Gürbüz Çapan ve 41 ki- şi hakkında dava açıl- mıştı. Istanbul 1 No'lu DGM'de geçenhafla gö- rülen davada 24 tutuk- lu sanıktan 15'i tahliye edilmişti. Kartal Ceza- evi'nde tutuklu bulunan Gürbüz Çapan, duruş- mada yaptığı savunma- da, hakkındaki iddiala- n reddederek çete değil çağdaş kent kurdukla- nnı belirtmişti. ftrvk Bayhan Star'a geçtı' • stanbul Haber Servisi - Kanal D Genel Müürii Faruk Bayhan, Star Grubu'na transfer olo. Yıllardır Kanal D Genel Müdürlüğü yapn Bayhan'ın, Uzanlar ile Doğan Grubu araında giderek büyüyen kavga sırasındaki trasferi dikkat çekti. Bayhan'ın transferinin ka-şayla ilgisi bulunmadığı, oldukça yüksek bir ücît karşılığında transfer olduğu öğrenildı. DİSKve KESK'in yapacağı işsizliğe, yolsuzluğa ve savaşa karşıAnkarayürüyüşüyann başhyor "foksulluk yollaradöktüİSX4NBLlVtZMİR(Cumhurr>et) - Türkiye Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu (DlSK) ve Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederas- yonunun (KESK) "İşsizHğe, Yoksul- luğa. Yolsuzluğave SavaşaKarşı" An- kara yürüyüşü, yann Türkiye'nin beş ilinden başlayacak. Küresel eşitlik, adalet ve banş istekleriyle gerçekleş- tirilecek olan yürüyüş. 9 Kasım'da "Emeğin Küresel Eylem Günü"nde Ankara'da kitlesel basın açıklaması ile sona erecek. DÎSK Genel Başkanı Sükyman Çelebi, "Türkiye"nin bu • Yann Türkiye'nin beş ilinden başlayacak yürüyüş, 9 Kasım'da "Emeğin Küresel Eylem Günü"nde Ankara'da basın açıklaması ile sona erecek. DİSK Genel Başkanı Çelebi, "Türkiye'nin bu halinden şikâyetçi olan herkesin eyleme geçme zamanı" dedi. halinden şikâyetçi olan herkesin eyle- me geçmesüün zamanı gelmiştir" de- di. DlSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı Sa- mi Evren dün KESK Genel Merke- zi'nde yaptıklan ortak basın toplan- tısında yürüyüşe ilişkin bilgi verdiler. Evren tarafından okunan basın açık- lamasında, DtSK'le bırlikte gerçek- leştirecekleri ve 5 Kasım Pazartesı başlayıp, 9 Kasım Cuma günü ta- mamlanacak olan "İşsizKğe, Yoksul- hığa, Yoisuzluğa ve Savaşa Karşı Kü- resel Eşitlik. Adalet ve Banş İçin An- kara Yürüyüşü"nün tüm hazırlıkla- nnın tamamlanmak üzere olduğu an- latıldı. Edirne, Denizli. Gaziantep. Samsun ve Dıyarbakır olmak üzere Türkiye'nin beş ilinden DİSK ve KESK üyesi toplam 600 kişinin An- kara"ya yürüyeceği belirtilen açıkla- mada, yürüyüş boyunca Emek Plat- formu tarafijıdan desteklenen kitlesel basın açıklamalan yapılacağı kayde- dildi. Açıklamada, Dünya Özgür İş- çi Sendikalan Konfederasyonu'nun (ICFTU) Dünya Ticaret Örgütü zir- vesinin toplanacağı 9 Kasım'ı "Eme- ğin Küresel Eylem Günü" ilan ettiği ammsatılarak aynı gün dünyannı dört biryanındaki emekçilergibi Ankara'da kitlesel basın açıklaması yapılacağı be- lirtildi. Emek Platformu İzmir Dönem Söz- cüsü Izmir Tabip Odası Başkanı Dr. Fatih Sürenkök de yerel eylem karar- larını açıkladı. Sürenkök, 9 Kasım günü Ankara'da yapılacak mitinge paralel olarak Izmir'de de bir basın açıklamasmın yapılacağını bildirdi. veremeyecek hesabım yok' Gürtuna: Rapor gerçek dışı Akhisar'da Atatürkçü Düşünce Derneği'nin düzenlediği miringde bir araya gelen üreticiler hükümete uyarıda bulundular. Tütün üreticisi hükümete dışa bağımlı politikadan vazgeçilmesi çağnsı yaptı Çiftçihakl istediOZAN YAYTVIAN AKHİSAR - Tütün üretıcisi, Tekel'in özelleştinlmesine kar- şı tepkisini alanlara yansıhyor. Dün Akhisar'da Atatürkçü Dü- şünce DerneğTnın (ADD) düzen- lediği miringde bir araya gelen üreticiler ve ADD üyeleri, hükü- mete uyanda bulundular. Üreticilerin yanı sıra Vüral Sa- vaş, ADD Genel Başkanı Halfl ıbrahim Şahin. ADD Ege Böl- ge Temsılcisi İhsanTa>ani. Ma- nisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sormaa Izmir Ziraat Odası Baş- kanı Reşit Kurşun. Türkiye Zı- raatçılar Derneği Genel Başka- nı tbrahimYetkin. Ziraat Mühen- dislen Odası Genel Başkanı Gü- rol Ergin ve çok sayıda ADD üyesinin kahlımıyla Cumhuri- yet Meydanı'nda gerçekleştiri- len miringde, "Atatürk biziefen- di yapü, hükümet köle", "CVIF defol,bumemlek«bcâm"sl()gan- lan atıldı. Burada konuşan Zira- at Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ergin, tüm hesaplann çiftçiyi yok etmek için yapıldı- ğını belırterek "2004 yıbna gel- diğinıizde zaten azolan destek de ortadan kalkacak, Öyle bir or- tamdayız ki taşlan bağladılar, köpekleri sakhlar. Borçlarkon- solide edilmedikçe çözüm yok" dedi. Türkıye'yesahipçıkılma- sı gerektiğini \airgulayan Ziraat- çılar Derneği Genel Başkanı Yet- B.4RIŞ IK)STER Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AB Mü- fit Gürtuna, Büvükşehir Beledıyesi'ndeki yolsuz- luklara ilişkin hazırlanan müfettiş raporlannın \e basma yansıyan bılgile- rin, gerçekleri yansıtma- dığını öne sürdü. Gürtu- na, "Hesabını veremeye- ceğim hicbir olay yoktıır" dedi. Mülkiye müfetrişleri ve hesap uzmanlarının ra- porlanna konu olan. yar- gıya intikal eden ve bası- na yansıyan yolsuzlukla- ra ilişkin sorularımızı ya- nıtlayan Gürtuna, "Bir müfeöişin a' dediğine.bir başka müfettiş b° diyor. Burada önemli olan, ra- poriann objektif değer- lendirmeler içennesi, ha- berlerin objektif olarak yaalması'* dedi. Gürtuna, Büyükşehir Belediyesi "ne yapılan ve yüksek mik- tarlar içeren bağışlara bi- le "ha>ir" dedıklenm sa- voınarak çok dikkatli ve tutumlu davrandıklannı, fazladan tek bir ampulün yanmasına bile göz yum- madıklannı öne sürdü. Istanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Ümit Ozerol da Büyük- şehir Belediye Meclısı 'nın 4. seçim dönemi kasım ayı olağan toplantısmda yaptığı açıklamada, Gür- tuna'nın. bütçe görüşme- len sırasında, meclis üye- lenne gerekli açıklama- lan yapacağını belirtti. .Ancak meclis üyeleri, en kısa sürede. bizzat Gürtu- na'nın meclise bilgı ver- mesini istediler. kın de "Dışa bağunb pojitikalar 20 yıDık süreçte geliştL Üretime ulusalçıkarlar çerçe\esinde bak- madıkça çözüm bulamayız. Hak verflmez ahmr. Bizbu hakkı ala- cağE"diyekonuştu. Türkiye'nin bağımsızlığuıı giderek yitirdiği- ne dikkat çeken ADD Ege Böl- ge Temsılcisi Tayani \e ADD Genel Başkanı Şahin de Atatürk Türkiyesi'nin duyarlı yurttaşla- n olarak bu duruma seyirci ka- lamayacaklannı söylediler. Enerji Yapı Yol-Sen. Kısıntı yapılacak alan kalmadı 2002 yılı bütçesinde öngörülen 7.1 katrilyonluk kısıtlama KÎT'lere yönelik olacak Tasarrufunfatumsı da işçiyeA>TC\RA(Cumhum«tBürosu)-2(X)2 yı- lı bütçesının, IMF'nin faiz dışı fazla koşu- lu doğrulfusunda 7.1 katnlyon liralık tasar- ruf öngörüsüyle oluşturulduğu öğrenıldi. Li- derlerin pazartesi günü yapacaklan zinede, bu tasarruflann hangı kalemlerden sağlana- cağını kararlaştuTnalan beklenıyor. Yapılan çahşmalarda bu kısıtlamalann bü- yük ölçüde kamu işçılerine yöne- lik olduğu belırtildi. KlTTere büt- çeden yapılan aktanmlann azaltıl- ması üzerinde çalışılıyor. fMF heyetiyle resmı görüşme- lerin pazartesi gününden itibaren — ^ ^ ^ başlaması bekleniyor. Görüşmelerde, 2002 yılı bütçesi çerçevesinde yapılacak kısıtla- malar, KDV indirimı, reel sektörü kurtarma adı altında hazırlanan taslaklar ile bankalar- la ilgili çalışmalar ve Türkiye 'nin gelecek yıl için ek kaynak gereksinimi ele alınacak. IMF heyetinin çalışmalan henüz tamamlanmış olan 10. gözden geçirmenin bıtirihnesine yönelik olacak. Alınan bilgiye göre liderlerin pazartesi günü yapılacak toplantıda önlerine gelecek 7.1 katnlyon liralık tasarruf sağlamaya yö- nelik kısıtlama taleplerinın esası şöyle: • IMF heyetiyle yapılacak görüşmelerde 2002 yılı bütçesi çerçevesinde yapılacak kısıtlamalar, KDV indirimi, reel sektörü kurtarma adı altında hazırlanan taslaklar ile bankalarla ilgili çalışmalar ve Türkiye'nin gelecek yıl için ek kaynak gereksinimi ele alınacak. Devletin küçültülmesi: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün makine, ekipman ve işçileri II Özel Idareleri'ne de\Tedilecek. Karayollan, Devlet Su Işlen, Orman Genel leri sayısı en az yanya indirilecek. KtT'krde Orpan: KİT'lerde çalışan per- sonel sayısının azaltıhnası, emekliliği ge- lenlerin emekli edilmesınden, ıkramiyele- rin 2003 yılına ertelenmesine kadar uzanan önlemlerle bütçeden bu kuruluşlara yapı- lan transferlerin payı azaltılacak. KlT'lere bütçeden aktanlan ödeneğin ulusal gelir içindekı yüzde 0.7 düzeyinde olan payı gelecek yıl yüzde 0.6'ya dü- şürülecek. Işletmeci KİT'lerin (Telekom dışmda) 2001 yılmda 741 trilyon lira beklenen zararla- nnın 2002"de 248.8 trilyon lira ——— kâra geçmesi hedefleniyor. Bu ge- lişme için, KlT ürünlerine maliyetleri yan- sıtacak ve enflasyon düzeyinde artışlar ya- pıhnası öngörülüyor. Işletmeci KlT'lerde- ki stok artışının büyük ölçüde suıırlandun- lacak olması da 2002 "de üretimde kısıtla- malara gidileceğini gösteriyor. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Enerji Yapı Yol Sendikası, 2002 yılı bütçesine yönelik değer- lendirmelerin, 1-2 ay son- ra geçersiz kalabileceği uyansında bulundu. Sa- vunma, faiz ve bayındır- lık dışında kısınn yapılma- yan alanın kalmadığını vıırgulayan sendika. *YSüi- çe rakanüan, son >ıllar- da tüm iktidariann aynı pothikalan uyguladığını göstermektedir''saptama- sında bulundu. KESK'e bağh Enerji Yapı Yol-Sen'ın 2002 yı- lı bütçesine ilişkin değer- lendirme ve saptamalan özetle şöyle: • Bütçe rakamlan, 2001 yılı örneğinde olduğu gi- bi, 1-2 ay sonra revize edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Oysa, bütçe- lerin 1 yıllık öngörülen kapsaması gerekir. Bu ra- karnlann 3-4 ay sonra de- ğişmesi, aynı zamanda ka- mu politikalannın değiş- mesi anlamı taşıdığından, toplumun tüm kesimleri için dengelerin kanşma- sma neden olur. • Demokratik yaşam- da. temel haklardan biri bütçe hakkıdır. Yurttaşla- nn nasıl bir eğitım, sosyal güvence. vergi politikası uygulanacağını bilme hak- kı vardır. Ancak bu hak. neo-lıberal politikalarla yok edilmekte ve bu bir meziyet sayılmaktadır. • 2002 yılı bütçesinde en büyük payı yüzde 43 ile faiz harcamalan aldı. Per- sonel gıderleri ıse yüzde 22 oranında pay alabildi. Son 10 yılda oluşturulan bütçelere bakıldığında, bütçe büyüklüklerinin ay- nı oranlaretrafında belir- lendiği görülür. • Bütçe büyükJükleri- nın değişmemesi, son yıl- larda hangi hükümet ik- tidarda olursa olsun, ay- nı ekonomik politikalar uygulandığınuı bir gös- tergesidir. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Avustralya asıllı virüs uzmanı doktor Jim VVelsfı, çeşitli ülkelerdeki mah- kûm oranını açıkladı. VVelsh, Londra'da Uluslararası Af Örgütü'nün tıbbi koor- dinatörü olarak çalışıyor. Her 100 bin kişiye düşen mahkûm sayısı açısın- dan ABD dünya birinciliğini elinde tu- tuyor. ABD'de her 100 bin kişiye 700 mahkûm düşüyor Bunu 664 mahkûm- la Rusya izliyor. Kanada 103, Finlan- diya 52. Çin 112, Moğolistan 247, Hin- distan39, Pakistan51. Mersin'de, Türkiye Insan Haklan Vak- fı'nın düzenlediği, Türk Tabipleri Birli- ği ve Norveç Tabipleri Birliği'nin des- teklediği bir kapalı toplantıda. "Ceza- evleri ve Sağlık" konusu tartışılıyor. Dünya çapında uzmanlann ve araştır- macılann katıldığı toplantıda cezaevin- deki evrensel ölçütlenn ne olması ge- rektiği çok farklı açılardan ele alınıyor. Türkıye'den ProfesörDr. lonna Ku- çuradi, Profesör Dr. Şahika Yüksel. Profesör Dr. Şebnem Korur Fincan- cı, Doçent Dr. Melek Görügenli, Do- çent Dr. Yasemin Özdek, Doçent Dr. Mahkûm Potansiyeli Yükselen Ulkeler Mrthat Sancar. Istanbul Barosu Baş- kanı Yücel Sayman, Türk Tabipleri Birliği Ikinci Başkanı Metin Bakkalcı. Ankara Tabip Odası Başkanı Ümit Er- kol'un da aralannda bulunduğu çok sa- yıda uzman ve araştırmacı da araştır- malarını sunuyorlar. • •_• Türkiye'nin mahkûm potansiyeli de bu toplantı sırasında gözden geçirili- yor. Türkiye'de 1997 rakamlarına gö- re 74 bin 500 tutuklu ve mahkûm bu- lunuyor. Nüfusun 62 milyon olduğu ka- bul edilirse, her 100 bin kişiye yakla- şık 120 tutuklu ve mahkûm düşüyor. Bu rakam 1992 yılında 31 bin 582, 1995 yılında ise 49 bin 895.0 dönem- lerdeki nüfus dıkkate alındığında 1992 yılında her 100 bin kişiye 55,1995 yı- lında ise her 100 bin kişiye 82 kişi dü- şüyordu. Bu rakamlara bakarak Türki- ye'de beş yıl içinde cezaevlerindeki tutuklu ve mahkûm sayısı, oran olarak iki mislinden fazla bir artış gösteriyor. ABD'de artış 1992 ile 2001 yılları arasında yüzde 38 civannda. Bazı ku- zey Avrupa ülkelerinde ise bu oranın düştüğü belirtildi. Sonuç olarak Türki- ye, cezaevindeki tutuklu ve mahkûm oranı bakımından en hızlı yükseliş gös- teren ülkelerden birisi. Tabii bu rakam- lann artmasındaki önemli faktörlerden birisi, devletin "terörist" diye niteledi- ği mahkûm sayısındaki artıştır. Bu yıl- larda ortalama 10 bin siyasi tutuklu ve mahkûm olduğunu biliyoruz. Bu 10 bin rakamı Türkiye'dekı hızlı artışın önem- li nedenlerinden birisi. Belki bir başka nedeni de Güneydo- ğu'daki şiddet ortamı nedeniyle yerini yurdunu terk etmek zorunda bırakılan milyonlarca insanın şehirhayatına uyum sağlamakta çektiği zorluk sayılabilir. Şehirlere çaresiz bir şekilde yığılan in- sanların yaşadığı ekonomik. kültürel ve sosyal uyumsuzluk suç oranını art- tıran etkenlerin başında geliyor. • • • Toplantı sırasında, Türkiye'de F tipi cezaevleriyle gündeme gelen tartış- malan ise Istanbul Barosu Başkanı Yü- cel Sayman anlattı. Yücel Sayman, F tipi cezaevlerinin biryönetmeliğinin bi- le hazırianmadan bu cezaevlerinin açıl- dığına dikkat çekti. Cezaevi reformla- n olarak sunulan uygulamalardan çar- pıcı örnekler verdi. Orneğin telefon ko- nuşmalan izniyle ilgili çıkanlan ve adı- na reform denen uygulamanın çarpık- lıklanna dikkat çekti. Yeni telefon reformu(!)na göre, bir tutuklu ve mahkûm haftada bir kez 10 dakikalığına bir akrabasıyta görüşme olanağına sahip. Tutuklu ve mahkûm konuşma hakkı olan yakın akrabaları- nın listesini cezaevi yönetimine vere- cek. Bu listenin, akrabası olduğunu bütün belgeleriyle kanıtlayacak. F tipi cezaevınde bu belgelemeyi nasıl sağ- layacak, o ayn bir sorun. Telefonla ko- nuşma yapmak isteyen kişi üç ceza- evi görevlisi eşliğinde ankesörlü tele- fonun başına gelecek, telefonu açtık- tan sonra kendi adını söyleyecek, kar- şısındakinin adını soracak ve net bir ce- vap aldıktan sonra konuşmasına baş- layabilecek. Yücel Sayman, ortak mekânlann kul- lanılması. tutuklu ve mahkûmlann bir- likte bulunmalan konusunda getirilen olağanüstü ktsrtlamalan da sözlerine ek- leyince, yaşanan sıkıntılardaha net bir şekilde ortaya çıktı. Halen ölüm oruç- lannın devam ettiği ve çok sayıda in- sanın yaşamını yitirdiği koşullarda ya- pılan bu toplantı birçok konunun eni- ne boyuna tartışılması bakımından bir olanaktı. • • • Bu toplantıda bir kez daha anladım ki, Batı ile üçüncü dünya ülkelerinin uzmanlan arasında ciddi bir bakış açı- sı farkı var. Öyle görünüyor ki insanlık, suç ve ceza kavramını daha çok tartı- şacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle