13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA + CUMHURİYET 12 KASIM 2001 PAZARTESİ HABERLER WAD'dan Bakan Tiipk'e tepki • ANKARA (Cumhuriyet) - Tutuklu Aıleleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD). AdalefBakanlığı tarafrndan çektırildıği bildınlen Abdullah Öcalan'ın hücre fotoğraflanna tepki gösterdi. Bu fotoğraflann "Adalet Bakanlığı'nın hücrelerin aslında karşı çıkılmayacak yerler gibi göstermeye yönelik bir yanıltmacası olduğunu" ilen süren TAYAD'lı aüeler, "tmralı'daki hücrenin fotoğraflannı gazetelerde yayımlatan Adalet Bakanlığı bütün hücrelerin fotoğraflannı yayımlatsın" dedi. 300 kifi CHP'ye katHdı • İstanbul Haber Servisi - CHP Fatıh llçe Örgütü, 300 kişinın partiye üye olması nedeniyle Fatih Gül Düğün Salonu'nda bir tören düzenledi. Törene katılan CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, krizin sorumlusunun iktidar olduğunu söyleyerek tHP'nin, Türkiye'nin ikinci kurtuluş hareketını Anadoludan, halkJa başlattığını belirtti. Atahan yarıı toprağa verftyor • ANTCARA (Cumhuriyet Bürosu) - Teda\ ı gördüğü hastanede önceki gün yaşamını yitiren DSP Hatay Milletvekili Namık Kemal Atahan için bugün saat 12.00'de TBMM önünde tören yapılacak. Atahan, yarın Hatay'da toprağa verilecek. Hasan Kundakçı aranmıyor • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü, Kıbns'ta 1996 yılında meydana gelen olaylarda Türk bayrağını ındirmek isteyen bir kişinin ölmesi nedeniyle Emekli Korgeneral Hasan Kundakçf run kırnuzı bültenle arandığı haberlerinin dogruyu yansıtmadığını bildirdi. •ÖPÜmcehAğrnda tutddama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hayali ihracat ve kara para aklama olaylannın ortaya çıkanldığı "Örümcek Ağı" operasyonu kapsamında gözaltına alınan tekstilci Erol Kohen'in mali müşaviri ve 20'ye yakın şirketinin mali koordinatörlüğünü yapan Nail Tahsüdaroğlu Ankara DGM'de tutuklandı. Çiller: Sandık getirilsin • İstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, dün Fırat Kültür Merkezi'nde yapılan DYP tstanbul Ü Gençlık Kollan 1. Olağan Kongresi'ne katıldı. Çiller çağdaş, demokratik ve üreten bir Türkiye için halkın sesinin artık duyulması gerektiğini belirterek "Sandık halkın önüne getirilsin" dedi. Gülen'in şeriat davası bugün • ANKARA (ANKA)- Şenata dayah din devleti kurmak amacıyla gizli örgüt oluşturduğu ve yönettiği gerekçesiyle, Fethulah Gülen'in 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargüanmasına bugün devam edilecek. Ankara 2 No'lu DGM'de yapılacak duruşmada "Işık Tarikatı" isimli istihbarat raporunu haarlayanlardan Emniyet Müdürü Osman Ak tanık olarak dinlenecek. 7.2'lik Düzce depreminde hayatta kalanlar hâlâ prefabrik konutlarda Soğuktaüçüncüyü• Düzce ve Kaynaşlı'da hak sahibi olmayan yüzlerce kişi de boş alanlarda kurduklan çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. RUJHATAVŞAR BOLÜ / DÜZCE - Mar- mara depreminin ardından ikinci kez yıkım yaşayan Bo- lu ve Düzce'de ağır hasann izleri aradan geçen 2 yıla karşın halen silinemedi. 12 Kasım 1999 günü saat 18.57'de meydana gelen ve merkez üssü Duzce'nin Kay- naşlı ilçesi olan 7.2 büyük- lüğündeki depremi yaşayan 41 bin depremzede üçüncü kışa da prefabrike konutlar- da giriyor. Hak sahibi olma- yan yüzlerce kişi boş alan- İarda kurduklan çadu-larda yaşam mücadelesi veriyor. Düzce ve Bolulular, 17 Ağustos 1999'da Marmara Bölgesi'nde büyük yıkıma neden olan 7.4'lük depre- min şaskınlığını atamadan 12 Kasım'da 7.2 büyüklü- ğündeki depremle bir kez daha sarsılmışlardı. 50 bln konutta hasar 894 kişinin yaşamını yitir- diği, 4 bin 948 kişinin yara- landığı depremde Bolu ve Düzce'de 50 binden fazla konut, işyeri ve kamu bina- sı hasar gördü. Ilk olarak depremzedelerin barınma sorunu çözübneye çalışıldı ve yurttaslara Kızılay çadır- lan dağıtıldı. Bolu'da kuru- lan 12 çadırkent Ağustos 2000'de kaldınldı. Bunun üzerine 15 bin depremzede prefabrike konutlara yerleş- tirildı. 21 Ocak2001 günü ise 1458 kalıcı konutun anah- tar teslim töreni yapıldı. Ancak anah- tarlan teslim edilmesine karşın yurt- taşlar altyapı eksiklikleri nedeniyle konutlanna yerleşemedı. Birçok hak sahibi ise anahtar sahibi bile olamadı. Halen daha 12 prefabrike aianda 1500'ü Abant îzzet Baysal Cniversıtesi öğ- rencisi olan 13 bin depremzede yaşı- Ölenlerin anısına anıt BOLU (Cumhuriyet) - 12 Kasım dep- reminin yıldönümü olan bugün deprem- de yaşamını yitirenler Bolu ve Düzce"de çeşitli etkniliklerle anılacak. Bolu'da yaşamını yitiren 48 kişinin anı- sına kalıcı konutlann bulunduğu aianda yaptınlan Deprem Anıtı ve Müzesi'nin açı- lışı Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancı- oglu'nun katılımıyla yapılacak. Müzede 12 Kasım 1999'da çeküen yak- laşık 500 kare fotoğraftan oluşan "12 Ka- smı Depremi" sergisi de açılacak. Depremin meydana geldiği saat 18.57'de ise Bolu ve Düzce'de bir dakikalık saygı duruşu yapılacak. Düzce'de DEP-DER öncülüğünde dernek binasmdan Tekel bi- nası önüne kadar depremezedeler mum- lar ve meşalelerle yürüyecek. yor. Depremde yıkılan SSK Bolu II Müdürlügü, SSKHastanesi, Bağ-Kur II Müdürlüğü ve iki öğrenci yurdunun yerine yenisi yapılamadı. DÜZCe • 980 kişinin yaşamını yitir- diği, 3 bin 836 kişinin yaralandığı Düz- ce de de yaklaşık 20 bin işyeri ve ko- nut ağır, 15 bin konut ve işyeri orta, 13 bin konut ve işyeri hafif hasar gör- dü. Depremin ardından Düzcelilerin yıllardır dile getirdikleri talepleri ye- rine getirildi ve kentleri il statüsüne ka- vuşturuldu. Ancak bu da sorunun çö- zümü için yeterli olmadı. Depremin ar- dından kurulan 13 bin 148 çadır, ko- nut sorunu çözülmeden bu yılın ağus- Depremin izlerini üzerinde taşıyor DUZCE(AA)-Düzce'de, 12 Kasım depreminde evleri yı- kılan ve üzerine kaynar su dö- külmesi sonucu yanan 4 ya- şuıdaki Mekk Balkan, dep- remin izlerini 2 yıldır üzerin- de taşıyor. 12 Kasım depreminde, Gür- cü Mahallesi'nde 3 katlı apart- manın alt katında oturan Bal- kan ailesinin küçük kızı Me- lek'in vücudu, henüz 2 yaşın- dayken yıkılan evlerinde, üze- rine devrilen kaynar sudan ta- mamen yandı. Depremin üze- rinden 2 yıl geçmesine rağmen Balkan ailesi, kızlannı teda- • Düzce'de 12 Kasım depreminde üzerine kaynar su dökülmesi sonucu yanan 4 yaşındaki Melek iki yıldır dışanya çıkmıyor. vi ettiremedi. Anne Nezaket Balkan, 12 Kasım akşamı eşi ve çocuklanyla otururken dep- rem olduğunu belirterek fela- ket gecesini şöyle anlattı: "Orurma odasuıdaki sobanm üzerinde bulunan kaynar su devrildi. Elektrikkr kesildi- ğinden, oğhun Murat'ı kuca- ğmıaaldınıved^amaçıküm. Eşûnindekızımızıaldığınısa* nryordum. Dışarrya kmm ol- madan çıküğını gördünt. Evi- miz yıküdığı için içeriye gire- medik. İkinci depremde,km- nun bulunduğu orurma oda- sınm kapısı açıku. Eşiınle bir- okte içeriye girdigimizde, la- zımın ateşin üzerinde olduğu- nu ve üzerine kaynar suyun döküldüğünü gördük." Kızlannı, eşi Ercan Balkan ileAbant ÎzzetBaysal Üniver- sitesi Araştırma Hastanesi'ne götürdüklerini bildiren Neza- ket Balkan acılannı şöyle di- le getirdi: "Buradaki iDc mü- dahalenin ardmdan lanmm Ankara'ya götürdük. 3 ay te- davi gördü,ancakeleri açıbna- dL Depremden sonra uzun sü- re çadırda kakuk. Şimdi Kia Prefabrike konutlannda kira- cı olarak otunryoruz.Melek,2 yridırgeceleriııyııyamıyor. Ya- nan yerlerininsürekKkasındı- ğnu söylüyor. Deprem sırasın- dayaşadıklannıağiayarakan- latrvor. Hiç kimseden yanbm görmedflc ParasdtaınktzBm- zm tedavisini yapüramadık." tos ayında kaldınldı. 28 bin depremzedenin prefabrike konutlarda kaldığı kentte ya- püması planlanan 10 bin 500 kalıcı konuttan da sadece 6 bin 138"i tamamlanabildi. Ancak bu konutlann da açık- lanan projelere uygun yapıl- madığı iddialan depremzede- leri tedirgin etri ve birçoğu ta- şınmadı. Düzce Depremzedeler Demeğı (DEP-DER) Başka- nı Ayşegül Şenol, 7 bin kalı- cı konut için 4 kez kura çe- kildiğini ifade ederek u Buna rağmen evine oturan aile sa- yısı çok az. Altyapı ile UgUi bir lasım işlerin bitirilmemiş olması nedeniyle konut alan- laruıda okul, nastane, yol gi- bi sos\al alanlann inşaab ta- mamlanamadı. Müteahhit- ler de iflas edipişi btraknğıiçin 2,8,12 ve 13. bölge inşaatla- rnun ne zaman biteceği beOi değfl" diye konuştu. Düzce ve çevTesindeki boş alanlarda 150 çadırda 700 kişinin ya- şam mücadelesi verdiğini vurgulayan Şenol, başta işsiz- lik olmak üzere eğitim ve sağlık konulannda da büyük aksaklıklar yaşandığını be- lirtti. En büyük sorun ısınma Depremzedeler ise en çok ısınma sorunun çözülmeme- sinden yakınıyor. Borazanlar Mahallesi'ndeki Hollanda Kiliseler Birliği'nin kurduğu prefabrike evde yaşayan dep- remzede Ayşe Karaman, Kriz Merkezi'nin 12 prefabrike evden 6'sında soba yakma yasağı karan almasını adalet- sızlik olarak niteleyerek "Ay- da yaklaşık 100 miryon üra elektrik parasını nasd ödeye- ceğiz? Ben yasağa rağmen soba kurdum. Sobayüzünden beni çıkarürlarsa çadır kurar, çadırda yaşarun" diye ko- nuştu. Depremzede Kamile Ozmen ise soba yasağının kaldınlma- ması halinde tüp yardımı yapılması gerektiğini savundu. Bolu Belediye Başkanı YükseJCey- lan ise depremin ardından kent plan- lamasında yapılan yanhşlıklan gör- düklerinı ve bunlardan ders aldıklannı belirterek "Deprem öncesinde 5-6 ka- ta kadar olan yapüaşma izni, belediye meclisi ka- ranyla 3 kata indirildi ve Türîdye'de bir ilk olarak kentin her yerinin zemin haritası çıkanldı" dedi. Devletin deprem son- rasında depremzede esna- fa 108 kalıcı işyeri yapı- lacağı sözünü nıtmadığı- nı anımsatan Ceylan, w Bolu esnafi prefabrike işyerlerinde bir kış geçir- dî Umarun bu işyerleri- nin ihalesi kısa zamanda yapıhr" diye konuştu. Bölgedeki en büyük sorunun orta hasarlı bi- nalar olduğunu vurgula- yan Ceylan, depremin ar- dından belediyenin 5 tril- yon lira zarar ettiğini açıkladı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Fotoğrafçı Fevzi Hakan Kü- tükçüoğlu, resim çektirmeye gelen mankene yılışıkça ses- leniyor: "Haydi bakalım iyi kız ol, soyun..." Manken soyunu- yor, Kütükçüoğlu bir perdenin ardına çekiliyor ve mankenin soyunmasını bekliyormuş gibi yapıyor. Sonradan anlaşılıyor ki Kütük- çüoğlu bu arada bütün manken- lerin çıplak görüntülerini onla- nn haberi olmadan video kame- rayaalıyor. Çok uzun süre man- kenler, Fevzi Hakan Kütükçü- oğlu'nafotoğrafçektirmek ama- cıyla sıraya giriyorlar. • • • Günlerdir gazetelerimizin ve de özellikle TV kanallarımızın üzerinde önemle durduğu bu haberi, istesek de istemesek de bizler de okuyor ve izliyoruz. Bu arada ülkemizdeki manken- leri, onlann tepkilerini, çıplaklı- ğa yaklaşımlarını da öğrenmiş oluyoruz. Örneğin manken Ay- su Baceoğlu, "/// ki annem var" diyerek tepkisini ifade edi- yor. Emine Ün ise bu olaydan 'Çirkin Kamera Tuzağı' sonra şu prensipleri edinmiş: 1. Çekime yalnız gitmek yok. 2. Gece yalnız çıkmak yok. Kütükçüoğlu'nun yaptıklan- nı mesleki açıdan tartışabilir mi- yiz? Tabii ki tartışamayız. Yap- tığı tam anlamıyia rezalet. Üs- tefik, yılışık hali onu iyice itici bir duruma sokuyor. • • • Biz gazeteciler. bu adamın ahlaksızlığı üzerine çok şey söy- leyebiliriz, yazabiliriz. Manken- lerin, biradamı belleyip sürek- li ona gidip soyunmalannın ar- kasındayatan psikolojiyi detar- tışabiliriz. Fakat bütün bunlar- dan daha tehlikeli ve yıkıcı olan medyanın tutumunu tartışama- yız, tartışsak bile bir şey değiş- mez. Biz bunu hep yapıyoruz. Bir mankenin ya da bir kadının ba- şına birşey gelmesin; eğereli- mizde onun erotik, iç gıcıklayı- cı ne kadar fotoğrafı varsa bir yanş halinde yayımlıyoruz. Son- ra onun adına yorumlara baş- lıyoruz. Mankenlerin ne kadan bundan inciniyor, ne kadan memnun oluyor, onu da kestir- mek çok zor. Bu sayede adının daha çok duyulması ve daha fazla iş teklifi almalan gündeme geliyor olabilir. Bundan mutlu- luk duyabilirler. • • • Daha önce yine bir şantaj ka- seti gündeme gelmişti ve gün- lerce bir mankenin sevişme sahneleri gazetelerimizin veTV kanallarımızın gündeminden düşmemişti. Şimdi de Emine Ün'le başlayan pornografik ya- yın nerede duracak, onu merak ediyorum. Türkiye garip bir paradoks- lar ülkesi. Ahlak ve etikten bu kadar çok söz edilen bir baş- ka ülke var mı, merak ediyorum. Herkes birer ahlak ve etik za- bıtası. Onlaryetmezse devletin zabıtası harekete geçiyor. Fa- kat bütün bu ahlak ve etik gü- rültülerinin arasında en çok ah- lak ve etik ihlali de bu ülkede yapılıyor. Hakan Kütükçüoğlu'nun ah- laksızlığı üzerine yayın yapan biz medya mensupları, Emine Ün'ün erotik görüntülerini ya- yımlarken ahlak propagandası yapmaya neden gerek görü- yoruz? Bu bir paradoks degil mi? Mankenlerin cinsel yaşamı ve sevgilileri üzerine uzman rol- lerinde gezinen adamlann son- ra birer siyasi köşe yazarına dönüşmesi, hangi mesleki man- tığın bir parçası sayılabilir? Soruları uzatabiliriz. Bütün bu soruları uzatmanın biryara- rı olmayacağını da biliriz. Çün- kü bu tür yayınların izleyici ve okuyucu sayısını arttırdığını dü- şünen medya yıldızlan. bu dün- yanın egemenidirler. Söylesen ne yazar, söylemesen ne ya- zar... • • • Fakat bir gerçeği daha görü- yoruz: Medya da Türkiye gibi kötü yönetiliyor. Türkiye nasıl if- las ettiyse, medya da iflas etti. Gazeteciler. bir işsizler ordusu halinde sokaklarda dolaşıyor- lar. Çok izlendiği sanılan gö- rüntüler, medyaya olan güven- sizliğin de asıl nedeni haline dönüştüler. Mankenlerin, gazetecilerin, fotoğrafçıların, siyasetçilerin tüm davranışlannın ahlaken ku- sursuz olması tabii ki hiçbir za- man beklenemez. Fakat bu ka- dar birbirine benzeyen ve bu ka- dar aşağıya doğru yuvarlanan bir birlikteliği hiç yaşamamış olduğumuz da bir gerçek. Hakan Fevzi Kütükçüoğ- lu'nun kameralara yansıyan yı- lışık fotoğrafı, bir yanlışlığı, bir aykınlığı simgelemiyor. Düşüşe geçen bir sistemin, düşüşe ge- çen terdhlerin ne durumda ol- duğunu birfotoğraf karesi ola- rak gözümüzün içine sokuyor. Hepimiz "çirkin kamera tuzağı'rvn bireroyuncusu haline geldik. Kütükçüoğlu'ndan ne farkımız var? 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Berin Nadi Uzun mu Yaşadı?.. Berin Nadi 91 yaşında aramızdan ayrıldı. Insan yaşamı bir cetvelle ölçülseydi onun "uzun yaşadığı" söylenebilirdi. Ama "hayat cetvelle ölçülmez". Hayat, bir insanın "neler için yaşadığı", "yaşa- mına nelerie anlam kattığı", "hayatında neleriyap- tığı", "neleriyapmaktan sakındığı", "ondan geri- ye kalanlann neler olduğu" ile ölçülür. Berin Nadi, hayatını "kendisinden geriye kala- cakları" hesaplayarak yaşamadı. Istediklerini yaparak, istemediklerini yapmaya- rak yaşadı. Böyle yaşamak sanıldığından daha zordur, da- ha büyük çaba, daha çok özgüven gerektirir. Neşeli, şakacı, sırasında alaycı bir dışavurumu sorunlannın çözümü için yöntem yapmıştı. Düşündüklerini söylerdi ama söylemedikleri da- ha çoktu. Uzun düşünenlerdendi. Ama uzun yaşayanlardan değildi. Berin Nadi doğal yaşayanlardandı. Doğasını sak- lamadan yaşadı. Içinden gelenleri boğmadı. Baş- ka türfü olmaya çalışmadı. Nasılsa öyle oldu. Ya- şamındaki hesapları değer verdikleriyle ilgiliydi. Değer verdiklerinin başında "Cumhuriyet" var- dı. "Cumhuriyet", hem Türkiye Cumhuriyeti idi, hem de Cumhuriyet gazetesi. Onun için bu ikısi bir bütündü. Son yıllannın heyecanlannı bu tutkuyla yaşıyor- du. Tutku? Evet, tutku. Gerçek tutku. Gerçek heye- can. Yaşanan gerçek an. Ve Atatürk. "Atatürk" derken Berin Nadi'nin se- si başka bir vurguyu yaşıyordu. 91 yaşındaydı. "Atatürk" diyordu, "ona gitme- miz gerekiyor". Berin Nadi, kısa yaşayanlardandır. Böyle tutkuyla yaşayanlar, böyle heyecanla ya- şayanlar, "nedenyaşamakta olduğunu bilenler" kı- sa yaşamışlardır. Yaşlanma fizik becerileri kısıtlar, eskisi gibi ko- şamazsınız, gözlükle daha iyi görürsünüz. belki kulaklannız ağır işitir ama kimyasal yetileriniz iyi ise eskisinden daha çok bilirsiniz. Eskisinden daha iyi düşünürsünüz, analizleriniz daha doğrudur. Coğ- rafyanız bozulmuştur ama tarihiniz zenginleşmiş- tir. Zamanınızı daha iyi kullanmayı öğrenmiş ola- bilirsiniz. Gerçek bir yaşam sürdüren herkes kısa yaşamış- tır. "Neler için yaşadığını bilmek". "Yaşamına anlam katmak". "Hayatında neler yaptığını düşünmek". "Neleri neden yapmadığını bilmek". "Kendisinden geriye kalacakları değeriendir- mek". Bunları yapabilenler kısa yaşayanlardır. Bunlan düşünmeyenler, bunlan bilmeyenler, yap- mayanlar "uzun yaşamışlardır". Insan için zamanın yıllaha ölçümü kadar anlam- sız, yanlış bir ışlem yoktur. Insan için zaman, işlevle, anlamla, kalanlaölçül- melidir. Yaşamasıyla yaşamaması arasında fark görme- yenler "uzun yaşamaktadır". Sıradan bir yaşam bile "gereksiz" sayılmaz. Ama insanlara zarar verenlerin yaşamı, bu zara- n bilerek verenlerin yaşamı "gereksiz derecede uzun"Ğur. Bunlar, başta oksijen olmak üzere dün- yanın doğal kaynaklarını hak etmeden tüketmek- tedir. Berin Nadi güzel yaşadı. Istediği gibi yaşadı. Istediği kadar mı yaşadı? Bunu bilemeyiz. Ama Berin Nadi kısa yaşadı. Daha uzun yaşa- maya fizik güçleri yetmedi. Beyni ve yüreği ise çok güçlüydü, bu gücü sonuna kadar yaşadı. Insan yaşarken ne yaptığını ne oranda düşünür- se, kalanlar da onu o oranda düşünür. Bir kez daha doğrulanıyor: Hayat, ona verdiklerimizi bize geri verir. Başka bir alacağımız da yoktur, vereceğimiz de. Mutluluk bu hesapta eşit olmaktan başka nedir ki? Onu hep sevgiyle yaşamımıza katacağız. e-mail: erdalatak </ superonline.com Faks:0 212-513 90 98 Kamuda AB standardı elektronik haberleşme A.NKARA (ANKA) - Kamu kurumlarının sanal âlemden yarar- lanması yönünden, di- ğer ülkelerle karşılaşh- nldığında geri bir nok- tada bulunduğu istatis- tiklerle belirlenen Tür- kiye. bu sorunu aşmak üzere atağa geçti. Baş- bakanlık tarafindan ko- ordine edilen ve Avru- pa Birliği'nce de des- teklenen bir projeyle, bütün kamu kurum ve kuruluşlannın, birbi- riyle internet bağlantı- sı kurması ve açık bil- gilerinin kamuoyuna sunulması hedefleni- yor. Başbakanlığın koor- dinatörlüğünde yürü- tülen projede ilk hedef 2003 yılına kadar Tür- kiye 'deki bütün okul- lann internete bağlan- ması ve öğretmenlerle öğrencilerin eğitilme- si olarak belirlendi. Is- tanbul'un bu çalışma- lann yapılacağı pilot il olarak seçildiğı proje- de, çalışmalann kısa sürede diğer illere doğ- ru kaydınlması hedef- leniyor. Projenin gerçekleş- mesiyle, bütün kamu kurum ve kuruluşlan Avrupa Birliği standart- lannda bilgi üretimin- de bulunacak, elektro- nik ortamda haberleşe- bilecek ve "şeffafhk" kazanacak. Kurumla- nn "gizfi ohnayan" bil- gileri de ilgili olanla- nn hizmetine sunula- cak ve devlet kamuya verdiği hizmeti elekt- ronik ortamda sağlaya- cak. Vergi ve tapu ile ki- mi hastane işlemleri de internet üzerinden ya- pılabüecek. E-çevre, e- ricaret, e- sağlık, e-sos- yal güvenlik, e-güven- lik gibi hedeflere ulaş- mak da projenin hedef- leri arasında bulunu- yor. Projeye son biçimi verilmek ve takvimlen- dirme yapmak üzere, bu ay sonunda, projede yer alan bütün kurum- ların katılımıyla geniş bir toplantı yapılacak. Proje için bütçeden 9 trilyon lira aynlırken, AB'dende600bınEu- ro tutannda destek sağ- landı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle