14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2001 PA2ARTESİ O L A Y L A K V E (xOKLJ!j.LIİ<.K [email protected] Seçilmîş Rektör Olmak... Prof.Dr.CihanDURA • • lkemızıngırdığidarbo- U ğazdan çıkmakta zor- landığı ve gıderek tı- kanma noktasına gel- diği günlen yaşamak- tayız. 1980'liyıllardan önce, artık anımsamak dahi isteme- diğimız o felaketli yıllann temelınde, "ülke hazinesiniıı 70 sente muhtaç oJ- masTnın yattığı artık biliniyor. Böy- le bır zemin üzerinde terör ve çatış- ma ortamı yeşermıştı. Sonuçta kur- tancı olarak ülke yönetimine el ko- yan Sılahlı Kuvvetler, zorlu önlem- ler alma yoluna girdığinde, üniversi- telerimize ağır bir fatura çıktığı ha- tırlardadır.. Universıtelerin politika- ya bulaştığı, ülke çocuklannı kamp- lara ayırdığı şeklinde yorumlarla, YÖK Yasası üniversite öğretim üye- lerinın görüşlerini açıklamalannı da- hi yasak kapsamına almıştır. Geçen 10 yılı aşkın sürede YÖK Yasası' nda bu yönde fazla bir değişiklik olduğu söylenemez. Üniversitelerin ülke sorunlanna eğilmesi, çözüm üretmesi, kafa yor- ması, yasa gücü ile engellenmiş, üni- versitelerbilinçli olarak sistem dışın- da bırakılmıştır. Kanımca, üniversi- telerin kamuoyunda gücünü yirirme- si ve prestij kaybı, kendi sorunlan ile çoğu zaman özdeşleşen toplum sorun- lan üzerinde yorum yapan, çözüm önerileri sunan, hatta zaman zaman ülke halkına ve yöneticilerine uyan mesajlan yayımlayan üniversitelerin giderek sessizleşmesi ile başlamıştır. Akademik uğraşın gereği olan, soru- na bilimsel destekli çözüm alternatif- leri ürermek işlevi üniversite duvar- ları arasına hapsedilmiş, sadece aka- demik (eğitim amaçlı özerklik anla- yışh) konular için üniversite özerkli- ğıne izin verilmiştir. Buna karşın, top- lum çıkarlannı doğrudan ilgilendi- ren olaylara çözüm ürerimi üniversi- tenin sorunu olmaktan çıkanlmıştır. Profesyonel işi, mal-malzeme üreti- mi olan kesimin sivil toplum örgütü, çalışanlann örgütleri, ülke önündeki sorunlar için gazete ilanlan verir, ba- sın toplantısı yapabilirken, üniversi- telerin görüş bildirmesi acaba hâlâ sakmcalı mı karşılanacaktır? 10 yıllık süreç, demokratikleşme açısuıdan neler getirmiştir? Konuşan Türkiye özlemi gerçek ise bazı kesim- lerin konuşması, işlevi sorun çözmek olanlann konuşamaması aldatmaca- nın bir yüzü müdür? Demokratik düzen özlemini, en çok vatan haınleri, karanlık emelleri için araç olarak kullanma amacı ile dile getiriyorlar. Ülkemiz insanı, siyasile- rin hiç hoşuna gitmese de onlann seç- tikleri, sonradan pişmanlık duyduk- lan Cumhurbaşkanımıza demokra- tik tavırlan nedeni ile sahip çıkıyor, güven duyduğunu belirtiyor. Ülke- nin şımdıJd politikacılan, TBMM'den başka yerde alternatif aramanın yan- lışlığına sığınarak iktidarda kalıp men- faat dağıtma sistemı şeklinde işlettik- leri ve adına demokratik düzen dedik- leri sömürüyü sürdürme çabalannda inat ediyorlar. Hızlı davranmanın, iş üretmenin (yasa çıkarmak da birüre- tim türüdür), açık kapatmannı, zara- nn bir yerinden dönmenin zamam değil midir? Tıp fakültesi kökenli, klinisyen bir öğretim üyesi olmam nedeni ile sos- yal ve ekonomık konular uğraş ala- mm dışındadır. Ancak sade bir va- tandaş olarak, gazete bilgisi ile dahi, ülkenin sosyal patlamanın eşiğinde ol- du|unu görüyor, kendi öz yaşamım- da duyumsuyorum. Gazete sütunla- nnda her gün köşe yazarlan, sosyal bilimciler, kaosa gıden yolun döne- meçleri olarak: Ekonomik kriz, fi- nansal yeönezlik. güven yitiıni ve halk ayaklanması şeklinde aşamalan sıra- lıyorlar. Ülkemizin, bu aşamalann neresinde olduğunu algılamak için âlim olmaya gerek yoktur. Müflis bir esnafin, ülke başbakanının ayaklan önüne yazar kasa fırlatması basit bir gazete haberi midir? Sizce Cumhur- başkanı'nm anayasayı nrlatmasından daha önemli bir olay değil midir? Çıkış yohı üetüeri Üniversitelere, öncelikle de seçmiş olmakla övündüğümüz rektörlere dü- şen bir görev vardı: Ülkenin en aydın kesimi olarak bilinen, işlevi sorunla- ra çözüm ürermek olan kişilerin tem- silcileri olarak, içine düştüğümüz çık- mazda, ülkemiz çıkarlan doğrultu- sunda siyasal iradeye doğru yolu, çı- kış yolunu gösterecek iletîleri (mesaj- lan) vermektir. Sistem tıkanmıştır di- yerek. umutsuzluk çığırtkanlığı yapan- lara karşı durarak, Türk halkına, sis- temin niçin tıkandığını, tıkanmadan çıkışın olduğunu anlatmahdır. Han- gi düzeyde olursa olsun, kendi çıka- nnı ülke çıkarlan önüne koyan, siya- si irade adına saklanacak, mevcut hor- tum mekanizmalı sömürü düzenini, demokratik hak ve seçilmişlerin üs- tünlüğü gibi göstermeye kalkanlara karşı durmalıdır. Mevcut sistemin (demokratik si- yasal sistem olması gerekirken) tanı- mı için en iyi örnek, "müsteşar şofö- rünÛB de şoförii bulunmasrdır. Üni- versitelerin seçilmiş rektörlerinın, yu- kanda behrttiğim ülke sonmlannın çı- kış yollanna çözüm üretecek düzenek- leri (mekanızmalan) kendi üniversi- telerinde çalıştırmak sorumluluğu vardır. Aynca, devlet savurganhğuun boyutlannı halka anlatmak, devlet personeli kadrolannın akraba, yandaş pazarlaması ile dağıtılması sonucu, ör- neğin hastanelerde sağlık hizmetinin aksadığını açıklamak, hastane ücret- lerini reel değerlerinin çok alhnda tu- tarak, ucuz politika yolunu seçenleri halka teşhır etmek, can derdıne düş- müş vatandaşmı, bağış kıskacına ite- rek, dolaylı vergilendinne yolunu açanlann bu basit hesaplannı ortaya sermektir. Rektörierimiz seçUmişük- lerinin hakkmı vermelidiıier. Demok- rasi ve hukuk düzenine sonuna ka- dar sahip çıkan, atanmalannda imza- sı bulun&n bircıunhurbaşkanının bu- lunmamsL sadece onlann değil bepi- mizin şansıdır. Ülkenin adımını attığı ekonomik krizi, üniversite hocalan çok uzun yıllardır yaşıyorlar. Halkın tepki ver- meye başladığı şu günlerde, suskun duran üniversite kadrolan, er geç ha- reketlenecek ve tepkisini ortaya ko- yacakhr. Bu noktaya gelindiğinde, çeşitli örgütlerınkıne benzer tepki koyma şeklinde olmayacağı açıktır. Beklenilen işi yavaşlatma, derse gir- meme şeklinde eylemler ile karşılaş- mamızdır. Halkın sokak eylemleri, güvenlik güçlen ile karşılaşmalanna neden olmaktadır. Bu durumda, siya- si kadrolar, emirlerindeki güvenlik güçlerini, dirlik \ e düzenin sağlanma- sı için seçmenlerine karşı kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Benzer du- rum, bu kez, üniversitelerin çalışma- sından birinci derecede sorumlu olan rektörlerimizi, kendi kadrolan ve seç- menleri ile karşı karşıya getirmiş ola- caktır. Üniversite hocası, memur değildir. Yöneticiliği, meslek olarak seçme- miştir, gücü bilimsel erkindedir. Üni- versitesine rektör olarak seçilme özel- liklerini, bilimsel kişiliği yamna ek- lemiş bir kimse yücedir. seçkindir, ülkesinin menfaatlannı koruma yolun- da hiçbir makam ya da güç karşısın- da geri adnn atmaz. Mevcut sisteme uyum sağlamak, onun savunucusu olmak yenne. halkıru aydınlatma, ül- ke sorunlanna çözüm üretme görevi- ni her ne pahasına olursa olsun sür- dürmelidir. Önce, Türkiye vatandaşı olarak. sonra üniversite öğretim üyesi ola- rak, kendi başına hareket etme, kötü sonuçlan elle rutulur duruma gelmiş gidişe direnme hakkımı tabii ki kul- lanabilinm. Ancak, kamuoyu önün- de, tüm rektörlerimize bu çağnyı yap- mak gereksinimini duydum. Bu çağ- nyı, uyan niteliğinde değil, bir dilek, bir umut, üniversıtelerde yeni bir do- ğuşun bekleyişi olarak yapıyorum. Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hükumet, kısa adı Yurt- Kur olan Yükseköğrenim KrediveYurtlarKurumu'nun — — üniversıteye devri için yasa tasarısını 6 Haziran 2000 ta- rih, 2962 sayıyla TBMM'ye gönderdi. Bu tasarı yasalaşırsa 1961 'de Milli Biriik Komite- si döneminde kurulan, o za- mandan bu yana yükseköğ- renim gençliğinin yurtve kre- di sorununu çözmeye çalışan Yurt- Kur, taşınır-taşınmaz mallanyla bır- likte üniversıteye devredilecek. Ku- rum, 74 il, 55 ilçedekı 188 yurtta yak- laşık 100 bini kız olmak üzere 180 bınden fazla yükseköğrenim genç- liğinin barınmasını sağlıyor. Yıne üniversite öğrencilerinin eğitimine katkı için binlerce öğrenciye 1961'den beri öğrenim kredisi, 1985'ten bu yana da katkı kredısı vermektedir. Aynca bölge müdür- lukleri ve müdürteri aracılığryla baş- ta spor, sanat olmak üzere çeşitli alanlarda sosyal etkinliklerdüzen- lemektedir. Birgörevin üniversite tarafından yapılması, ilk anda insanda o ışın daha demokratik, daha bilimsel ya- pılaeağı ızlenimini venyor. Neacı kı uygulama her zaman öyle olmuyor. Kurumlaşmış gerçek üniversıteler- de yapılan iş daha nitelikli olurken kurumlaşamamış üniversıtelerde kötü olabiliyor. 12 Eylül 1980'den sonra öğret- men yetiştirme ışı Milli Eğitim Ba- kanlığı'ndan bütünüyle alındı, üni- versiteye verıldi. Bu uygulama, ya- rarlannın yanı sıra birçok eksiklik ve sıkıntıyı da birlikte getirdi. Bu olum- suzluklar bugün de sürüyor. Milli Eği- ARADABIR MUSTAFA GAZALÇI Eğit-Der Gen. Bşk, CHP PM Üyesi Yupt-Kur Devredileceğine... tim Bakanlığı öğretmen yetıştirme- de birçok eksikliğine karşın dene- yim kazanmıştı. Bu işi üniversitey- le birlikte yapacağına ya da öğret- menlığin kimi bölümlerıni devrede- ceğınetümünü YÖK'e bıraktı. Da- ha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı'nm öğretmen yetiştirmeyle ılgıli hiçbir söz hakkı kalmadı. Devirden son- ra kaldırdığı Öğretmen Okullan Ge- nel Müduriüğu'nü yeniden kurarak üniversıteyle ışbirliği yollarını ara- dı. Yurt-Kur'u da benzer bir tehlike beklıyor. Çok iyi niyetlerle açtığımız kurumlan fazla tartışmadan tepki üzerine kapatıyor ya da devrediyo- ruz. Pıreyı yok edeceğımize yor- ganı yakıyoruz. Köy Enstitüleri, öğ- retmen okullan, yüksek köy ensti- tüleri, eğitim enstitüleri gibi siyasal ya da duygusal nedenlerle kapa- tıp sonradan aradığımız birçok ku- rum var. Kımi dostlar değişik düşünse bi- le, bundan 40 yıl önce yüce duy- gularla kurulan Yurt-Kur da böyle olmasın istiyoruz. İş işten geçtik- ten sonra keşke şöyle olsaydı, de- meyelim. Bunu önlemenin yolu da hükümetin, Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın kapalı kapıiar arkasında ka- rar almaktan vazgeçip önemli konuları, adım — atmadan önce ilgililer- le, uzmanlaria tartışıp karara varmasıdır. _ Milli Eğitim Bakanlı- ğı'na bağlı Yurt-Kur J un da birçok yanlışı, eksi- ği olabilir. Bu eksikleri gidermenin yolu, ku- rumun görevlerini "Biz yapamıyomz, siz da- ha iyi yaparsınız" diyerek devret- mek değildir. Gerçekten de Yurt-Kur, belki büt- çesinin yetersizliğinden, belki iş- letme eksikliğinden üstlendiği gö- revi tam olarak yerine getiremedi. Yükseköğrenim gençliğini, tüm ge- reksinimi karşılayan çağdaş yurt- lara kavuşturamadı. Verdiği kredi- ler yetersız kaldı. Zaman zaman genel müdüriük ve yurtlarda belir- li görüşteki kişilerin kadrolaşması oldu. özellikle 12 Eylül 1980 önce- sinde birçok yurtta demokrat öğ- renciler bannamadı. Kimileri dö- vüldü, bıçaklandı, hatta yaşamın- dan oldu. Bunların örneklerini ya- şadık. öte yandan, Yurt-Kur'un yoksul üniversite gençliğine birçok olumlu hizmeti de oldu. Üstelik Yurt-Kur'un yapısı, işleyişi daha demokratik duruma sokulabilir. Milli Eğitim Bakanlığı'nm, aile- sinden ayn yerde okuyan ilk ve or- taöğretim öğrencilerinin de yurt so- rununu çözmesi gerekir. Bugüne değin bunu yapamadığı için bir- çok köy ve kasaba çocuğu ya özel yurtlara ya da pansiyonlu olduğu için imam-hatip liselerine gitmek zorunda kaldı. Yurt-Kur bu görevi neden üstlenmesin?.. 'Mali Milat' Uygulanmalı YnL DOÇ. Dr. Fanik GİJÇLİJ Abant hzet Baysal Üniversitesi S on zamanlarda özellikle ANAP Genel Başkanı Sayın Mesut Yıl- maz'ın dıle getirdiği ve eski Ma- liye Bakanı Sayın ZekeriyaTemi- zd' in "maü mOat n ı sisteme soktuğu gerek- çesiyle eleştirilmesi ile kendilerine "sKH top- lum kunıluşlan'' adnn takan işadamlan Ûe bazı sendika temsilcilennın oluşturduğu kuruluşun "krizden çıkış için maU milaün ertdeomesini'' ısteyen açıkJamalan ger- çekleri yansıtmamaktadır. Sn. Genelkurmay Başkanımızın bir günlük gazeteye verdiği demecınde dıle getirdiği gibi dün "harvu- rup harman savurarak"' gününü gün eden- lerve asla vergi vermeyenler, bugün kazanç- lannın azalmasını bahane edip *maKmiafın ertelenmesini ve vergilerin azaltılmasını sa\ r unmaktadırlar. Şurasını unutmamak gerekir ki bugün yaşadığımız söylenen bunalımın (krizin) en temel nedeni, vergi toplamak yerine kamu harcamalannnı borçlanarak karşılanması- dır. Kara para sahipleri vergi vermeyenler, ama uhısal getirin >*aklaşık yüzde sekseni- ne d koyanlar, bugün yüksek sesle adil ol- mavun vefazlavergiden şjkâyet etmeye baş- lamıslardır. Vergi sıstemımızın adil olma- dığı tartışılamayacak kadar açıktır. Hem de öylesine açıktır ki devlete bugüne ka- dar kunış vergi vermemiş şirketler, Ata- türk'ün Kurtuluş Savaşı yıllannda kurdu- ğu ulusal sanayi kuruluşlannı arsa parası- na alarak kapatmışlar ve devlete ödedıkle- ri bedeli de devlet bankasından sağladık- lan kredilerle elde etmişlerdir. Bugün bu firmalar bir asgari ücretü kadar bik vergi ödememektedirler. Son yırmi vılda kamusal gelirlen beş ku- nış vergi vermeden mal edinenlenn en bü- yük korkusu olmuştur, maB milat Tüm çığ- hklar ona yönelik. Kazandığı paranın he- sabmı vermekten korkmayan ınsanlann mali milattan korkacak bır durumlan olma- ması gerekmez mi? Kanımca ülkemızde ya- şanan bunalınnn, insanlann sofrasmdan eksüen ekmeğin sorumlusu olan bu "hor- tumcu tavfaa" şimdi Zekeriya Temizel" i bi- le "sosyaKst" ilan etmeye kalkmaktadırlar. Sayın Zekeriya Temizerın sosyalıst olma- dığı açıktır. Kaldı ki 'maH milat'ın sosya- list düşünceyle de yakından uzaktan ilgısı yoktur. Sadece kapitalist sistem ıçinde ın- sanlann kazandıklan parannı vergisinı ıs- teyen bir sistemdir nîali milat. Zekenya Temizel'e saldn-anlar, acaba kime nıçın sözcülük yapma gereği duymaktadırlar. Bunalımdan çıkmak istiyorsak, üretimi arttırmamız, adil bir vergi sistemı kur- mamız ve son yirmi yıldır hazinemizı, yani bizi soyanlardan hesap sormamız gerekır. Eaı önemlisi de mali milat olarak bilinen uy- gulamanın bir an önce uygulamaya sokul- ması gerekir. iyi niyetinden kuşku duy- madığun sıvil toplum örgütlerine düşen görev de bu olmalıdır. Yoksa mali milattan korkanlar, yani ver- gisiz kazanç sahipleri aynı tarzda yaşamaya devam ettüderi sürece bizi IMF kredılerinin kurtarması bile mümkün olamayacaktır. Cumhuriyet'in notu: Yaugönderenler, ev ve iş telefonlannı da eklesinler lütfen.. İLHAN SELÇUK Yüzbaşı Selahattin'in Romanı Vözbaşı Stlahattio'in Romam yalnız kendisınin değil, bir kuşağın romanıdır Bu romanda deger yargılanyla bnlıkte çöken Osmanlı Imparatorlugu yenne yeni bır ımparatorluk kurmak ısteyenlenn dramı ve de\letın çöküşûnü durdurmak ısteyen bır asker kuşagının fedakâıük destanı yer alır BASKI Cu Çağ Pazariama A Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulûbû '34334)Cagaloğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96 mhuriyeî ap kulübü OSMANLI MADALYALARI ve NİŞANLARI Metin Erüreten'ın belgelere da\anan bu görkemlı yapitı çıktı. Resımler orijınal renklı - metınler Türkçe ve İngilizce İsteme admi: 4ynaiı Pasaj \o: 1 Beyoğlu-lst Tei o :ı:-:s: v: >/ - v:/: 245 so % - 0532-472 6083 E-mail: metineruretetı ta ixir.com Türk Tabiplen Bırliğı Şanlıurfa Tabip Odası Büyük Kongre Delegesi Dr. BOZAN ERDEM'İ 9.11.2001 tarihinde trafik kazasında kaybettık. Başımız sağolsun. Türk Tabiplen Birtiği Merkez Konseyi 52 GUN OLDU ARİF HİK.MET ERKlN 1953'ten sonsuza "TOHL'MLAR DÜŞTL' TOPRAĞA DOKUNDUM YEŞİL YAPR.\ĞA KURBAN OLAM. KURBAN OLAM S E N I Y A R A D . < L N T O P R . \ Ğ A " PEKİHERŞEY ANLATTIĞIN GİBİ Mt GERÇEKTEN ORDMARSA EĞER BİR SELAM DA BtZDEN HEPSÎNE HANGlStNİ SAYALIM ÖYLE ÇOK Kİ YOLDAŞLAR DENİZE ULAŞ'A MAHİR'E HÜSEYÎN'E Annen, kardeşlenn. ogullann. : GELENEKSEL KERMESİMİZ j I bu yıl farklı bir ortamda... '. '— "CEYLAN " INTERCONTINENTAL OTELİ11 özenle harıriadığımız eiişlerimizi ve hediyeliklerimizi görmeniz için sizleri bekliyoruz. FAKIRLERI KORUMA DERNEGI 14 KAS1M 2001 ÇARŞAMBA BOSPHORÜS BALO SALONU SAAT: 10.30 ILAR !Pazariama. reklam ve medya dunyasının çalışanları ıçın hazırladığımız meslekı eğitim programına ılgınç konular ve konuşmaalarla yıne okulda devam edıyoruz. IA/\ ile Okulda ünr Crun adını verdığımız bu proaramda kontenjantmız sınırlı olduğundan. başvurularınızı oncelık sırasına gore kabul edeceâız Yapacağınız tek şey aşacjtdakı numaralardan bir günluk üniversite kaydınızı yaptırarak derse yetışmek IAA ile Okulda Bir 6ün / 1 77 Kasım 2001 Cumartesi 9.00-10:00 Kayıt I.Vers 10:00- 11:15 "A\orko Yaratmak ve Yaşatmak" Ahmet Durul I Evyap ZVers 1M5- 13:00 "B>ir Pazariama Klasicji: Konumlandırma' Prof. Dr. Selime Sezgin / I.T.O İşletme Fakültesi 3. Vers 1WO- 15:15 "A\üş+erı llişkileri Yönetimi" Ali Saydam I 3ersay Stratejik lle+işim Danışmanlığı H. Vers 15*5 - 11:00 "Yaratıcı /Aedya Uyaulamaları" Neslihan Olcay I Universal tA üaşvurular \f\f\ Turkıye 3olamu Sekreterlığı Tel OZtZ 325 37 && Faks 0 2/2 325 37 91 Elektronık-posta laaturkeychapisuperonlınecom 11 Kasım 2001 Cumartesi ITU Yabancı Vıller Yüksek Okulu - Kaçka (Eskı t^açka Maden Fakültesi) 3u ılan Cumhuriyet (sazetesı nın katkılartyla sızlere ula$ttrılmtştır tEKlAMOUK DCINEfil TUtKtYE MARMARA ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ M Ü S E M I GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ "KASIM" 2001 EĞİTİM PROGRAMLARI \ ı:ı KM:K (.ıı.isı İKMI: A I O L M . L I R İ - RESİM-DESEN BAŞLAMA TARİHİ: 20.11.2001 GÜNLER : SALI - PERŞEMBE 1. PROCRAM SAATLERİ: 13.30 / 17J0 2. PROGRAM SAATLERİ: 15.30 / I7J0 3. PROGRAM SAATLERİ: 18.00 / 2030 Rcsim, Desen Atölyelerinde açılacak programlar, uygulamalı çalışmalar yanında teorik dersler ve konuk öğretim Üyelerinin katılımı ile destekleniyor. AtOlyeler en az 10 kişinin muracaat etmesi durumunda açılacaktır. Başvuru Adresi: Marmara Oniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kuçukçamhca Cad. Acıbadem-Kadıköy Tel :(0216)326 26 67(Dahili 102-H6)-Nazlı Tolu Faks:(0216)33918 83 Kayıt için Gerekenler: tki fotojrıf, hüviyel fotokopisi (öğrena, öğretim el<mara vtya devlel memuru iıe kimlik fotokopiıi) No< Bu iltn Mırman OnivtrMlesi Döoef Sermaye lşl«me»i ttrıfindın verilmiftir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle