Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2001 PA2ARTESİ
O L A Y L A K V E (xOKLJ!j.LIİ<.K olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
Seçilmîş Rektör Olmak...
Prof.Dr.CihanDURA
• • lkemızıngırdığidarbo-
U
ğazdan çıkmakta zor-
landığı ve gıderek tı-
kanma noktasına gel-
diği günlen yaşamak-
tayız. 1980'liyıllardan
önce, artık anımsamak dahi isteme-
diğimız o felaketli yıllann temelınde,
"ülke hazinesiniıı 70 sente muhtaç oJ-
masTnın yattığı artık biliniyor. Böy-
le bır zemin üzerinde terör ve çatış-
ma ortamı yeşermıştı. Sonuçta kur-
tancı olarak ülke yönetimine el ko-
yan Sılahlı Kuvvetler, zorlu önlem-
ler alma yoluna girdığinde, üniversi-
telerimize ağır bir fatura çıktığı ha-
tırlardadır.. Universıtelerin politika-
ya bulaştığı, ülke çocuklannı kamp-
lara ayırdığı şeklinde yorumlarla,
YÖK Yasası üniversite öğretim üye-
lerinın görüşlerini açıklamalannı da-
hi yasak kapsamına almıştır. Geçen
10 yılı aşkın sürede YÖK Yasası' nda
bu yönde fazla bir değişiklik olduğu
söylenemez.
Üniversitelerin ülke sorunlanna
eğilmesi, çözüm üretmesi, kafa yor-
ması, yasa gücü ile engellenmiş, üni-
versitelerbilinçli olarak sistem dışın-
da bırakılmıştır. Kanımca, üniversi-
telerin kamuoyunda gücünü yirirme-
si ve prestij kaybı, kendi sorunlan ile
çoğu zaman özdeşleşen toplum sorun-
lan üzerinde yorum yapan, çözüm
önerileri sunan, hatta zaman zaman
ülke halkına ve yöneticilerine uyan
mesajlan yayımlayan üniversitelerin
giderek sessizleşmesi ile başlamıştır.
Akademik uğraşın gereği olan, soru-
na bilimsel destekli çözüm alternatif-
leri ürermek işlevi üniversite duvar-
ları arasına hapsedilmiş, sadece aka-
demik (eğitim amaçlı özerklik anla-
yışh) konular için üniversite özerkli-
ğıne izin verilmiştir. Buna karşın, top-
lum çıkarlannı doğrudan ilgilendi-
ren olaylara çözüm ürerimi üniversi-
tenin sorunu olmaktan çıkanlmıştır.
Profesyonel işi, mal-malzeme üreti-
mi olan kesimin sivil toplum örgütü,
çalışanlann örgütleri, ülke önündeki
sorunlar için gazete ilanlan verir, ba-
sın toplantısı yapabilirken, üniversi-
telerin görüş bildirmesi acaba hâlâ
sakmcalı mı karşılanacaktır?
10 yıllık süreç, demokratikleşme
açısuıdan neler getirmiştir? Konuşan
Türkiye özlemi gerçek ise bazı kesim-
lerin konuşması, işlevi sorun çözmek
olanlann konuşamaması aldatmaca-
nın bir yüzü müdür?
Demokratik düzen özlemini, en çok
vatan haınleri, karanlık emelleri için
araç olarak kullanma amacı ile dile
getiriyorlar. Ülkemiz insanı, siyasile-
rin hiç hoşuna gitmese de onlann seç-
tikleri, sonradan pişmanlık duyduk-
lan Cumhurbaşkanımıza demokra-
tik tavırlan nedeni ile sahip çıkıyor,
güven duyduğunu belirtiyor. Ülke-
nin şımdıJd politikacılan, TBMM'den
başka yerde alternatif aramanın yan-
lışlığına sığınarak iktidarda kalıp men-
faat dağıtma sistemı şeklinde işlettik-
leri ve adına demokratik düzen dedik-
leri sömürüyü sürdürme çabalannda
inat ediyorlar. Hızlı davranmanın, iş
üretmenin (yasa çıkarmak da birüre-
tim türüdür), açık kapatmannı, zara-
nn bir yerinden dönmenin zamam
değil midir?
Tıp fakültesi kökenli, klinisyen bir
öğretim üyesi olmam nedeni ile sos-
yal ve ekonomık konular uğraş ala-
mm dışındadır. Ancak sade bir va-
tandaş olarak, gazete bilgisi ile dahi,
ülkenin sosyal patlamanın eşiğinde ol-
du|unu görüyor, kendi öz yaşamım-
da duyumsuyorum. Gazete sütunla-
nnda her gün köşe yazarlan, sosyal
bilimciler, kaosa gıden yolun döne-
meçleri olarak: Ekonomik kriz, fi-
nansal yeönezlik. güven yitiıni ve halk
ayaklanması şeklinde aşamalan sıra-
lıyorlar. Ülkemizin, bu aşamalann
neresinde olduğunu algılamak için
âlim olmaya gerek yoktur. Müflis bir
esnafin, ülke başbakanının ayaklan
önüne yazar kasa fırlatması basit bir
gazete haberi midir? Sizce Cumhur-
başkanı'nm anayasayı nrlatmasından
daha önemli bir olay değil midir?
Çıkış yohı üetüeri
Üniversitelere, öncelikle de seçmiş
olmakla övündüğümüz rektörlere dü-
şen bir görev vardı: Ülkenin en aydın
kesimi olarak bilinen, işlevi sorunla-
ra çözüm ürermek olan kişilerin tem-
silcileri olarak, içine düştüğümüz çık-
mazda, ülkemiz çıkarlan doğrultu-
sunda siyasal iradeye doğru yolu, çı-
kış yolunu gösterecek iletîleri (mesaj-
lan) vermektir. Sistem tıkanmıştır di-
yerek. umutsuzluk çığırtkanlığı yapan-
lara karşı durarak, Türk halkına, sis-
temin niçin tıkandığını, tıkanmadan
çıkışın olduğunu anlatmahdır. Han-
gi düzeyde olursa olsun, kendi çıka-
nnı ülke çıkarlan önüne koyan, siya-
si irade adına saklanacak, mevcut hor-
tum mekanizmalı sömürü düzenini,
demokratik hak ve seçilmişlerin üs-
tünlüğü gibi göstermeye kalkanlara
karşı durmalıdır.
Mevcut sistemin (demokratik si-
yasal sistem olması gerekirken) tanı-
mı için en iyi örnek, "müsteşar şofö-
rünÛB de şoförii bulunmasrdır. Üni-
versitelerin seçilmiş rektörlerinın, yu-
kanda behrttiğim ülke sonmlannın çı-
kış yollanna çözüm üretecek düzenek-
leri (mekanızmalan) kendi üniversi-
telerinde çalıştırmak sorumluluğu
vardır. Aynca, devlet savurganhğuun
boyutlannı halka anlatmak, devlet
personeli kadrolannın akraba, yandaş
pazarlaması ile dağıtılması sonucu, ör-
neğin hastanelerde sağlık hizmetinin
aksadığını açıklamak, hastane ücret-
lerini reel değerlerinin çok alhnda tu-
tarak, ucuz politika yolunu seçenleri
halka teşhır etmek, can derdıne düş-
müş vatandaşmı, bağış kıskacına ite-
rek, dolaylı vergilendinne yolunu
açanlann bu basit hesaplannı ortaya
sermektir. Rektörierimiz seçUmişük-
lerinin hakkmı vermelidiıier. Demok-
rasi ve hukuk düzenine sonuna ka-
dar sahip çıkan, atanmalannda imza-
sı bulun&n bircıunhurbaşkanının bu-
lunmamsL sadece onlann değil bepi-
mizin şansıdır.
Ülkenin adımını attığı ekonomik
krizi, üniversite hocalan çok uzun
yıllardır yaşıyorlar. Halkın tepki ver-
meye başladığı şu günlerde, suskun
duran üniversite kadrolan, er geç ha-
reketlenecek ve tepkisini ortaya ko-
yacakhr. Bu noktaya gelindiğinde,
çeşitli örgütlerınkıne benzer tepki
koyma şeklinde olmayacağı açıktır.
Beklenilen işi yavaşlatma, derse gir-
meme şeklinde eylemler ile karşılaş-
mamızdır. Halkın sokak eylemleri,
güvenlik güçlen ile karşılaşmalanna
neden olmaktadır. Bu durumda, siya-
si kadrolar, emirlerindeki güvenlik
güçlerini, dirlik \ e düzenin sağlanma-
sı için seçmenlerine karşı kullanmak
zorunda kalmaktadırlar. Benzer du-
rum, bu kez, üniversitelerin çalışma-
sından birinci derecede sorumlu olan
rektörlerimizi, kendi kadrolan ve seç-
menleri ile karşı karşıya getirmiş ola-
caktır.
Üniversite hocası, memur değildir.
Yöneticiliği, meslek olarak seçme-
miştir, gücü bilimsel erkindedir. Üni-
versitesine rektör olarak seçilme özel-
liklerini, bilimsel kişiliği yamna ek-
lemiş bir kimse yücedir. seçkindir,
ülkesinin menfaatlannı koruma yolun-
da hiçbir makam ya da güç karşısın-
da geri adnn atmaz. Mevcut sisteme
uyum sağlamak, onun savunucusu
olmak yenne. halkıru aydınlatma, ül-
ke sorunlanna çözüm üretme görevi-
ni her ne pahasına olursa olsun sür-
dürmelidir.
Önce, Türkiye vatandaşı olarak.
sonra üniversite öğretim üyesi ola-
rak, kendi başına hareket etme, kötü
sonuçlan elle rutulur duruma gelmiş
gidişe direnme hakkımı tabii ki kul-
lanabilinm. Ancak, kamuoyu önün-
de, tüm rektörlerimize bu çağnyı yap-
mak gereksinimini duydum. Bu çağ-
nyı, uyan niteliğinde değil, bir dilek,
bir umut, üniversıtelerde yeni bir do-
ğuşun bekleyişi olarak yapıyorum.
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Hükumet, kısa adı Yurt-
Kur olan Yükseköğrenim
KrediveYurtlarKurumu'nun — —
üniversıteye devri için yasa
tasarısını 6 Haziran 2000 ta-
rih, 2962 sayıyla TBMM'ye
gönderdi.
Bu tasarı yasalaşırsa
1961 'de Milli Biriik Komite-
si döneminde kurulan, o za-
mandan bu yana yükseköğ-
renim gençliğinin yurtve kre-
di sorununu çözmeye çalışan Yurt-
Kur, taşınır-taşınmaz mallanyla bır-
likte üniversıteye devredilecek. Ku-
rum, 74 il, 55 ilçedekı 188 yurtta yak-
laşık 100 bini kız olmak üzere 180
bınden fazla yükseköğrenim genç-
liğinin barınmasını sağlıyor. Yıne
üniversite öğrencilerinin eğitimine
katkı için binlerce öğrenciye
1961'den beri öğrenim kredisi,
1985'ten bu yana da katkı kredısı
vermektedir. Aynca bölge müdür-
lukleri ve müdürteri aracılığryla baş-
ta spor, sanat olmak üzere çeşitli
alanlarda sosyal etkinliklerdüzen-
lemektedir.
Birgörevin üniversite tarafından
yapılması, ilk anda insanda o ışın
daha demokratik, daha bilimsel ya-
pılaeağı ızlenimini venyor. Neacı kı
uygulama her zaman öyle olmuyor.
Kurumlaşmış gerçek üniversıteler-
de yapılan iş daha nitelikli olurken
kurumlaşamamış üniversıtelerde
kötü olabiliyor.
12 Eylül 1980'den sonra öğret-
men yetiştirme ışı Milli Eğitim Ba-
kanlığı'ndan bütünüyle alındı, üni-
versiteye verıldi. Bu uygulama, ya-
rarlannın yanı sıra birçok eksiklik ve
sıkıntıyı da birlikte getirdi. Bu olum-
suzluklar bugün de sürüyor. Milli Eği-
ARADABIR
MUSTAFA GAZALÇI
Eğit-Der Gen. Bşk, CHP PM Üyesi
Yupt-Kur
Devredileceğine...
tim Bakanlığı öğretmen yetıştirme-
de birçok eksikliğine karşın dene-
yim kazanmıştı. Bu işi üniversitey-
le birlikte yapacağına ya da öğret-
menlığin kimi bölümlerıni devrede-
ceğınetümünü YÖK'e bıraktı. Da-
ha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı'nm
öğretmen yetiştirmeyle ılgıli hiçbir
söz hakkı kalmadı. Devirden son-
ra kaldırdığı Öğretmen Okullan Ge-
nel Müduriüğu'nü yeniden kurarak
üniversıteyle ışbirliği yollarını ara-
dı.
Yurt-Kur'u da benzer bir tehlike
beklıyor. Çok iyi niyetlerle açtığımız
kurumlan fazla tartışmadan tepki
üzerine kapatıyor ya da devrediyo-
ruz. Pıreyı yok edeceğımize yor-
ganı yakıyoruz. Köy Enstitüleri, öğ-
retmen okullan, yüksek köy ensti-
tüleri, eğitim enstitüleri gibi siyasal
ya da duygusal nedenlerle kapa-
tıp sonradan aradığımız birçok ku-
rum var.
Kımi dostlar değişik düşünse bi-
le, bundan 40 yıl önce yüce duy-
gularla kurulan Yurt-Kur da böyle
olmasın istiyoruz. İş işten geçtik-
ten sonra keşke şöyle olsaydı, de-
meyelim. Bunu önlemenin yolu da
hükümetin, Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın kapalı kapıiar arkasında ka-
rar almaktan vazgeçip
önemli konuları, adım
— atmadan önce ilgililer-
le, uzmanlaria tartışıp
karara varmasıdır.
_ Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'na bağlı Yurt-Kur
J
un
da birçok yanlışı, eksi-
ği olabilir. Bu eksikleri
gidermenin yolu, ku-
rumun görevlerini "Biz
yapamıyomz, siz da-
ha iyi yaparsınız" diyerek devret-
mek değildir.
Gerçekten de Yurt-Kur, belki büt-
çesinin yetersizliğinden, belki iş-
letme eksikliğinden üstlendiği gö-
revi tam olarak yerine getiremedi.
Yükseköğrenim gençliğini, tüm ge-
reksinimi karşılayan çağdaş yurt-
lara kavuşturamadı. Verdiği kredi-
ler yetersız kaldı. Zaman zaman
genel müdüriük ve yurtlarda belir-
li görüşteki kişilerin kadrolaşması
oldu. özellikle 12 Eylül 1980 önce-
sinde birçok yurtta demokrat öğ-
renciler bannamadı. Kimileri dö-
vüldü, bıçaklandı, hatta yaşamın-
dan oldu. Bunların örneklerini ya-
şadık. öte yandan, Yurt-Kur'un
yoksul üniversite gençliğine birçok
olumlu hizmeti de oldu. Üstelik
Yurt-Kur'un yapısı, işleyişi daha
demokratik duruma sokulabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nm, aile-
sinden ayn yerde okuyan ilk ve or-
taöğretim öğrencilerinin de yurt so-
rununu çözmesi gerekir. Bugüne
değin bunu yapamadığı için bir-
çok köy ve kasaba çocuğu ya özel
yurtlara ya da pansiyonlu olduğu
için imam-hatip liselerine gitmek
zorunda kaldı. Yurt-Kur bu görevi
neden üstlenmesin?..
'Mali Milat' Uygulanmalı
YnL DOÇ. Dr. Fanik GİJÇLİJ Abant hzet Baysal Üniversitesi
S
on zamanlarda özellikle ANAP
Genel Başkanı Sayın Mesut Yıl-
maz'ın dıle getirdiği ve eski Ma-
liye Bakanı Sayın ZekeriyaTemi-
zd' in "maü mOat
n
ı sisteme soktuğu gerek-
çesiyle eleştirilmesi ile kendilerine "sKH top-
lum kunıluşlan'' adnn takan işadamlan Ûe
bazı sendika temsilcilennın oluşturduğu
kuruluşun "krizden çıkış için maU milaün
ertdeomesini'' ısteyen açıkJamalan ger-
çekleri yansıtmamaktadır. Sn. Genelkurmay
Başkanımızın bir günlük gazeteye verdiği
demecınde dıle getirdiği gibi dün "harvu-
rup harman savurarak"' gününü gün eden-
lerve asla vergi vermeyenler, bugün kazanç-
lannın azalmasını bahane edip *maKmiafın
ertelenmesini ve vergilerin azaltılmasını
sa\
r
unmaktadırlar.
Şurasını unutmamak gerekir ki bugün
yaşadığımız söylenen bunalımın (krizin) en
temel nedeni, vergi toplamak yerine kamu
harcamalannnı borçlanarak karşılanması-
dır. Kara para sahipleri vergi vermeyenler,
ama uhısal getirin >*aklaşık yüzde sekseni-
ne d koyanlar, bugün yüksek sesle adil ol-
mavun vefazlavergiden şjkâyet etmeye baş-
lamıslardır. Vergi sıstemımızın adil olma-
dığı tartışılamayacak kadar açıktır. Hem
de öylesine açıktır ki devlete bugüne ka-
dar kunış vergi vermemiş şirketler, Ata-
türk'ün Kurtuluş Savaşı yıllannda kurdu-
ğu ulusal sanayi kuruluşlannı arsa parası-
na alarak kapatmışlar ve devlete ödedıkle-
ri bedeli de devlet bankasından sağladık-
lan kredilerle elde etmişlerdir. Bugün bu
firmalar bir asgari ücretü kadar bik vergi
ödememektedirler.
Son yırmi vılda kamusal gelirlen beş ku-
nış vergi vermeden mal edinenlenn en bü-
yük korkusu olmuştur, maB milat Tüm çığ-
hklar ona yönelik. Kazandığı paranın he-
sabmı vermekten korkmayan ınsanlann
mali milattan korkacak bır durumlan olma-
ması gerekmez mi? Kanımca ülkemızde ya-
şanan bunalınnn, insanlann sofrasmdan
eksüen ekmeğin sorumlusu olan bu "hor-
tumcu tavfaa" şimdi Zekeriya Temizel" i bi-
le "sosyaKst" ilan etmeye kalkmaktadırlar.
Sayın Zekeriya Temizerın sosyalıst olma-
dığı açıktır. Kaldı ki 'maH milat'ın sosya-
list düşünceyle de yakından uzaktan ilgısı
yoktur. Sadece kapitalist sistem ıçinde ın-
sanlann kazandıklan parannı vergisinı ıs-
teyen bir sistemdir nîali milat. Zekenya
Temizel'e saldn-anlar, acaba kime nıçın
sözcülük yapma gereği duymaktadırlar.
Bunalımdan çıkmak istiyorsak, üretimi
arttırmamız, adil bir vergi sistemı kur-
mamız ve son yirmi yıldır hazinemizı, yani
bizi soyanlardan hesap sormamız gerekır.
Eaı önemlisi de mali milat olarak bilinen uy-
gulamanın bir an önce uygulamaya sokul-
ması gerekir. iyi niyetinden kuşku duy-
madığun sıvil toplum örgütlerine düşen
görev de bu olmalıdır.
Yoksa mali milattan korkanlar, yani ver-
gisiz kazanç sahipleri aynı tarzda yaşamaya
devam ettüderi sürece bizi IMF kredılerinin
kurtarması bile mümkün olamayacaktır.
Cumhuriyet'in notu: Yaugönderenler,
ev ve iş telefonlannı da eklesinler lütfen..
İLHAN SELÇUK
Yüzbaşı Selahattin'in Romanı
Vözbaşı Stlahattio'in Romam yalnız kendisınin değil, bir
kuşağın romanıdır Bu romanda deger yargılanyla bnlıkte çöken
Osmanlı Imparatorlugu yenne yeni bır ımparatorluk kurmak
ısteyenlenn dramı ve de\letın çöküşûnü durdurmak ısteyen bır
asker kuşagının fedakâıük destanı yer alır
BASKI
Cu Çağ Pazariama A Ş. Turkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulûbû '34334)Cagaloğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96
mhuriyeî
ap kulübü
OSMANLI
MADALYALARI ve NİŞANLARI
Metin Erüreten'ın belgelere da\anan bu görkemlı
yapitı çıktı. Resımler orijınal renklı - metınler
Türkçe ve İngilizce
İsteme admi: 4ynaiı Pasaj \o: 1 Beyoğlu-lst
Tei o :ı:-:s: v: >/ - v:/: 245 so % - 0532-472 6083
E-mail: metineruretetı ta ixir.com
Türk Tabiplen Bırliğı
Şanlıurfa Tabip Odası Büyük Kongre Delegesi
Dr. BOZAN
ERDEM'İ
9.11.2001 tarihinde trafik kazasında kaybettık.
Başımız sağolsun.
Türk Tabiplen Birtiği Merkez Konseyi
52 GUN OLDU
ARİF HİK.MET ERKlN
1953'ten sonsuza
"TOHL'MLAR DÜŞTL' TOPRAĞA
DOKUNDUM YEŞİL YAPR.\ĞA
KURBAN OLAM. KURBAN OLAM
S E N I Y A R A D . < L N T O P R . \ Ğ A "
PEKİHERŞEY ANLATTIĞIN GİBİ Mt GERÇEKTEN
ORDMARSA EĞER BİR SELAM DA BtZDEN HEPSÎNE
HANGlStNİ SAYALIM ÖYLE ÇOK Kİ YOLDAŞLAR
DENİZE ULAŞ'A MAHİR'E HÜSEYÎN'E
Annen, kardeşlenn. ogullann.
: GELENEKSEL KERMESİMİZ j
I bu yıl farklı bir ortamda... '.
'— "CEYLAN "
INTERCONTINENTAL
OTELİ11
özenle harıriadığımız eiişlerimizi ve
hediyeliklerimizi görmeniz için sizleri bekliyoruz.
FAKIRLERI KORUMA DERNEGI
14 KAS1M 2001 ÇARŞAMBA
BOSPHORÜS BALO SALONU
SAAT: 10.30
ILAR
!Pazariama. reklam ve medya dunyasının çalışanları ıçın hazırladığımız meslekı eğitim programına
ılgınç konular ve konuşmaalarla yıne okulda devam edıyoruz. IA/\ ile Okulda ünr Crun adını
verdığımız bu proaramda kontenjantmız sınırlı olduğundan. başvurularınızı oncelık sırasına gore
kabul edeceâız Yapacağınız tek şey aşacjtdakı numaralardan bir günluk üniversite kaydınızı
yaptırarak derse yetışmek
IAA ile Okulda Bir 6ün / 1
77 Kasım 2001 Cumartesi
9.00-10:00 Kayıt
I.Vers 10:00- 11:15
"A\orko Yaratmak ve Yaşatmak"
Ahmet Durul I Evyap
ZVers 1M5- 13:00
"B>ir Pazariama Klasicji:
Konumlandırma'
Prof. Dr. Selime Sezgin / I.T.O İşletme
Fakültesi
3. Vers 1WO- 15:15
"A\üş+erı llişkileri Yönetimi"
Ali Saydam I 3ersay Stratejik
lle+işim Danışmanlığı
H. Vers 15*5 - 11:00
"Yaratıcı /Aedya Uyaulamaları"
Neslihan Olcay I Universal tA
üaşvurular \f\f\ Turkıye 3olamu Sekreterlığı
Tel OZtZ 325 37 && Faks 0 2/2 325 37 91
Elektronık-posta laaturkeychapisuperonlınecom
11 Kasım 2001 Cumartesi
ITU Yabancı Vıller Yüksek Okulu - Kaçka
(Eskı t^açka Maden Fakültesi)
3u ılan Cumhuriyet (sazetesı nın katkılartyla sızlere ula$ttrılmtştır
tEKlAMOUK
DCINEfil
TUtKtYE
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ
M Ü S E M
I
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
"KASIM" 2001 EĞİTİM PROGRAMLARI
\ ı:ı KM:K (.ıı.isı İKMI: A I O L M . L I R İ
- RESİM-DESEN
BAŞLAMA TARİHİ: 20.11.2001
GÜNLER : SALI - PERŞEMBE
1. PROCRAM SAATLERİ: 13.30 / 17J0
2. PROGRAM SAATLERİ: 15.30 / I7J0
3. PROGRAM SAATLERİ: 18.00 / 2030
Rcsim, Desen Atölyelerinde açılacak programlar, uygulamalı
çalışmalar yanında teorik dersler ve konuk öğretim Üyelerinin
katılımı ile destekleniyor.
AtOlyeler en az 10 kişinin muracaat etmesi durumunda açılacaktır.
Başvuru Adresi:
Marmara Oniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Kuçukçamhca Cad. Acıbadem-Kadıköy
Tel :(0216)326 26 67(Dahili 102-H6)-Nazlı Tolu
Faks:(0216)33918 83
Kayıt için Gerekenler:
tki fotojrıf, hüviyel fotokopisi (öğrena, öğretim el<mara vtya
devlel memuru iıe kimlik fotokopiıi)
No< Bu iltn Mırman OnivtrMlesi Döoef Sermaye lşl«me»i ttrıfindın verilmiftir