23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetkntivaz Sahibi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve '•'ayımcılık A.Ş'yi temsilen Cumhuriyet Vakfı adma İLHAN SELÇUK Genel YayınYönetmeru: İbrahim Yıldız 0 Yazıışlen Müdürü: Saiim Alpaslan • Sorumlu Müdür: Fikret İlkiz • Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomı: Özlem Y'ü- zak • Kültıır Egenıen Berköz 0 Spor: Abdülka- dir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah \azıcı 0 Bilgi-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri. Mehmet Faraç 0 Avrupa Temsılcisı: Gürav Öz Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Ba?- kan), Emre Kongar (Danışman ı, Orhan Erinç. Hikmet Çetio- kaya. Şükran Soner. İbrahim Yıİdız, Orhan Bursalı. Musta- fa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbaş Atatıirk Bulvan Ncv 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara fe] 4195020 C hatl. Faks 4195O2 7 0tzmırTemsilcisi Serdar Kıak, H Zıya Bl\. 1352 S. 2 3 Tel: 4411220, Faks: 44191 P0Adafıa Temsüeısı:ÇetinYiğenoğlıı. inönüCd. 119S.No:lKat:l. Tel-363 12 ll.Faks. 363 12 15 Muessese Nfüdürü: Erol Erkut 0 Koordınatör: Ahmer Korulsan 0 Mu- hasebe Bülent Yener0 tdare. Hüsevin Gürer 0 Satış Fazilet Kuza REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel Mûdür Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman 9 Genel MüdürYrd.: Se\da Çoban • F;nansman Müdürii: Çeün Erduran Tel 0212 514 (T 53 - 513 S4 60-61. Faki- 0212 513 84 63 Yayunla.ran: Yenj Gün Haber Aıansı Basan \e Yayınctlık A.Ş. Baskı: Sabah Yavîn Türkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Istanbul PK 246 • Sırkecı 34435 Istanbul k A Ş Tel. (U 2)2)51205 05(20 batı Faks (0 212) 513 85 95 12KASIM2001 tmsak:5.I0 Güneş:6.41 Ögle: 11.55 Ikındi: 14.31 Ak$am: 16.57 Yatsı: 18.21 Kalp hastalığı riski • ADANA(AA)-Kalp- damar hastalıklannın. camak zevkine düşkün clan ve daha çok kırmızı ete dayalı ve kebap türü yiyecek tikerme alışkanlığı bulunan Adana. Hatay, Şanlıurfa ve Gaziantepte görülme Siklığının her geçen gün arttığı bildinldi. 4 bin bîletie konseri kapattı • BELGRAD(AA)- Sırbistan"da bir kişi, hayranı olduğu ve "evlenmek istediği" Sırp şarkıcının konseri için satılan 4 bin bileti, 20 bin 451 Euro ödeyerek satın aldı. Fonet ajansının haberine göre. Goca Trzan adlı kadın şarkıcı böylece, Belgrad'da bulunan Sava konser salonundaki konserini, tüm biletleri satm alan hayranı için verdi. Ajans, şarkıcuıın salonda tek kişi görünce çok şaşırdığını ve önce konser vermek istemediğini, daha sonra ajansının kendisini ikna etmesi üzerine konseri vermeyi kabul ettiğini bildirdi. Kızkalesi'nin ABD'li haypanı • StLİFKE(AA)- ABD'li Barbara Patsen, 10 yıl önce gezmeye geldığı tçel'in Kızkalesi beldesinin denizi ve doğal güzelliğine hayran kahnca bir daha geri dönmedı. Kızkalesi'nin gönüllü turizm elçısi Patsen, "Kızkalesi Konuşuyor" adlı Îngilizce-Türkçe gazete çıkanyor, interaette tanıtımını yapıyor. "Tüm Avrupa'yı ve Amerika'yı dolaştım; ama Kızkalesi'ne hayran kaldım" diyen Patsen, 10 yıl önce yerleştiği beldede çok sıcak dostluklar kurduğunu söyledi. Almanya'da karnaval dönemi • BERLİN(AA)- Almanya'da her yıl düzenlenen ve "5. Mevsim" olarak adlandınlan karnaval dönemi başladı. Köln, Düsseldorf ve Mainz gibi kentlerde dondurucu soğuğa karşın. binlerce kişi sokaklarda eğlenerek kamavalı karşıladı. Karnaval, 11 Şubat 2002 tarihinde "Rosenmontag" (Pembe pazartesi) adı verilen günde düzenlenecek büyük resmi geçitle doruk noktasına ulaşacak ve 13 Şubat Çarşamba günü "Aschermirrvvoch " (Kül çarşambası) ile sona erecek. Bild'ten Istanbul'a davet • BERLJN(AA)- Almanya'da yayımlanan Bild gazetesi, okurlarını Istanbul'a alışveriş yapmaya davet etti. Istanbul'un ucuz konaklama ve güzel dinlenme yerlerine sahip olduğunu belirten gazete, kentte çeşitlilik açısından zengin pazarlarda alışveriş yapılabileceğini ve Avrupa 'nın en güzel güneş batışının burada izlenebileceğini kaydetti. Gazete, Istanbul'da gün batırnı ve Kapalı Çarşı fotoğraflannı yayımladı, kentin tarihi ve tarihi eserleri hakkında bilgi verdi. 20yddır TepebaşVnda coşku, sevgi, birikim dolugünkryaşanan KitapFuarı kapandı, geriyebir çığlıkkaldı: Bubirikimiöldürmeyin!ZEYNEP ORAL TÜYAP Kıtap Fuan sona erdi. Yirmı yıldır, Tepebaşı'nda kasım ayının ilk yansında sekız gün bo- yunca yaşanan coşku dolu, sevgi do- lu, binkım dolu, merak dolu günler yine yaşandı. Ama bu kez, bütün bunlar buruklukla. hüzünle yaşandı. Çünkü Kıtap Fuan son kez Tepeba- şı'ndaki bu mekânda gerçekleşmiş- tı. Bundan böyle yalnız kitap fuan değil, tüm sanat fuarlan da Beylik- düzü'ne taşınacaktı. Çünkü burası Is- tanbul Anakent Belediyesi'nin ara- zisıydı. Ve Belediye burayı geri alı- yordu. Bu gerçeğı TÜYAP yönetıcilen çoktan kabullenıp açıklamışlardı. Ancak yayınevlerinin. yazarlann ya- kınmalan dinmek bilmıyordu. Yakın- maktan öte, neredeyse ısyana dönü- şen tepkı ise okurlardan geliyordu. Bir hafta boyunca hemen hemen her gün Kitap Fuan'ndaydım. Okurlar, inatla aynı şeyi söylüyordu: "Kitap ve sanat nıariannı İstânbuTun mer- kezinden. Tepebası'ndan BeyKkdü- zü'netaşımak. fuariann öJümü oJurJ" Okurlar, bu düşünceyi farklı söz- cüklerle dile getirirken, mesafe, kent- teki ulaşım gerçekleri. trafık sorun- lannın yanı sıra bırikimlerin, sürek- lılığın önemini vurguluyor. psıkolo- jik boyuta ve şimdiki mekânın için- den dışanya, dışandan da genış bır çevreye yayüan, yaşam biçimiyle bütünlenen özelliklerine dıkkati çe- kiyordu. Bu mekândakı kıtap fuan yaşamla ıç içeydi. Sürekliük deyın- ce orada bir an içüı duralun. Sürek- liliğin hiç mi hiç önemsenmediği bir toplumda yaşıyoruz. Toplumsal bel- leğimızi engellemek, yok saymak için her koşul var. Işte bir örnek: 1930'lu yıllarda Tepebaşfnda Dram ve Komedi Tiyatrolan vardı. 1958'de Komedi Tiyatrosu yıkıldı. Dram Tiyatrosu, Türkıye 'de eşi ben- zen bulunmayan. Italyan sahneli, neredeyse mücevher nıtelığınde bir tiyatro yapısıydı. Temsıllenn yanı sıra Şehir Tıyatrosu'nun yönetimi de buradaydı. 1969'da yapının eskılığı göz önün- de tutularak burası boşaltıldı. Daha o zamandan başlanarak, bu küçük ama muhteşem yapının tiyatro mü- zesıne dönüştürülmesi kavgası venl- meye başlandı. Ama arazi "çok de- ğerfiydr\.. Yani, müzeye, tiyatroya bıraküamayacak, daha çok, daha çok para getirebilecek değerdeydi... Spe- külasyonlar aldı başuıı gittı... Yıl 1970. Günlerden 17 Nisan... Bir yangın... Dram Tıyatrosu bilin- meyen nedenlerle yandı. Ama hâlâ ayaktaydı, hâlâ kurtanlabilırdı. Yıl 1971. Ğecelerden 3 Kasım... Bilin- meyen nedenlerle bir yangın daha! Bu kez Dram Tiyatrosu'ndan geri- ye yalnız küller ve dört kalas kaldı... O dört kalasın arasuıa Şehir Tiyat- rosu'nun marangozhanesi kuruldu. Yıl 1974. Muhsin Ertuğrulun önderliğinde Beklan Algan' m çaba- sıyla, marangozhane "DenemcSah- nesi"ne dönüştürüldü. (Benım yaz- dığım, Beklan Algan'ın yönettiği "AdsızOyun''la açılan Deneme Sah- nesi, iki-üç yıl bu mekânda etkinli- ğım sürdürecekti.) 1981-2001-TÜ- YAP ve fuarlar dönemi. Bu listeye baktığımda süreklüiği ancak yakmakla, yıkmakla ve yok et- mekle sağladığımızı görüyorum. TÜYAP Başkanı Bülent Ünal di- le getirdiğim tepkilere katılmadığı- nı, fuarlann Beyükdüzü'ne taşınma- suıa ilişkin endışeli olmadığını be- ürtse de, fuar boyunca ben o aynlık hüznünü yaşadım. Sadece yazar ve yayınevlen yönetıcılerinm değıl, okurlann da o hüznü yaşadıklanna tanık oldum. Farkü yayınevlerinin standlan arasuıda dolaşırken, kitap- la özlem gidermek... Indinmli satış- lardan yararlanmak... Dost kitapla- ra rastlamanm sevıncinı duymak, anımsamanın keyfıni çıkarmak... Ye- ni kitaplan keşfetmek... Seçim yap- mak... Yıllardır okuduğunuz kitap- lann yazarlanyla buluşmak, yeni- lerle tanışmak... Onlan dinlemek, onlarla başkalanyla. kendinizle tar- tışmak... Imzaya gelen okurlarla soh- bet etmek... Birpanelden öteki açık oturuma koşmak... Daha okunacak ne çok kitap olduğunun bilincinde, seçım anlannı değerlendirmek... Ve bütün bunlardan tat almak... Bunlarla kendini geliştirmek, bun- larla yani ve kıtaplar ve yazarlar ara- cılığıyla dırenebilmek, yalana, dola- na, talana. pısliğe ve çirkeflığe, dep- resyona ve umutsuzluğa dırenebil- mek... Bu yıl da 300 bin kışinin Te- pebaşı'nda yaşadıklanydı bunlar. Büiyorum, Tepebaşı kitap fuannı, kitap fuan Tepebaşı'nı çok özleyeceL Çirkin Böcek Balosuu Buz Cstünde Tatil" gnıbunun "Celebration" adh yeni gösterisinin galası Cene\Te'de >apıldı. Maskeli patenciler, gösterinin "Çirkin Böcek Balosu" adh bölümünü renkü la\-afetkr içinde sergilediler. Gösteri- sinin, insanlann mutluluklannı göster- melerini sağlayan bir fantezi keşfı olduğu belirtilryor. (Fotoğraf: AP) KUMAR TUTKUNLARINA TÜRKÇE SAYFALAR Internet ortamında poker tZMtR (AA) - Türkiye'de, ku- marhanelerin kapatılmasından ve meraklılannm oyun içm değişik ülkelere seyahat etmesinden son- ra, şimdi de internet ortamında ku- mar oynanmaya başlandı. Çeşıtli ınternet sitelerinden der- lenen bilgilere göre, Türkiye'de ya- sak olan kumarhanelerin yerine, internet sitelerinde kumar oyna- nıyor. Kredi kartınm yam sıra aç- tınlan "casiııo'" hesabına para ya- tu^rak kumar oynamak ısteyen- lere çeşitli seçenekler sunan web sıtelennde, ısteyenlercanlı o>oın- lara da katüabiliyor. Kumar merakhlan için "Mack jack", "poker" ve "rufct" gibi masası masa oyunlannın yam sıra sanal ortamda kol çekme makineleriy- le de o>oın oynanabiliyor. Kumar sitelerinde 20'den fazla oyun da yer alıyor. Birçok yabancı site, Türkçe hazırladıklan oyıın sayfa- lanyla Türkiye'den de müşteri buhnaya çahşıyor. Onhne casino'larda o> r uncular ile casino arasındaki para işlem- lerini, güvenilırbirüçüncü şirket kontrol ediyor. "EfcctronicFinan- dalServices" (EFS) adı venlen or- ganizasyon, casino ile kumar oy- nayanlar arasmda her tür kambi- yo ışleminin ve para alışverişi- nın yapılabildiği güvenli hesap ortamı oluşturuyor. Patara'da bu yıl denize ulaşan yavrularm sayısı ikiye katlandı Carettalar çoğahyor BÜLENT ECE\İT ANTALYA - Türkiye'nin en iyi korunan kumsalı konumunda bulunan 19 kilometre uzunluğundaki Patara sahilinde, bu yû denize ulaşan yavru carerta carettalann sayısı geçen yıla oranla ikıye katlanarak I020'ye ulaştı. Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyelen Prof. Dr. Mehmet Öz ve Doç. Dr. Ali Erdoğan, caretta carettalann yumurtlama mevsimi olan mayıs-eylül aylan arasmda ÇevTe Bakanlığı Ozel Çe\Te Koruma Kunımu ve Akdeniz Ünıversitesi Biyolojik Çeşitlilik Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi (AK-BİYOM) desteğiyle bir proje gerçekleştirdi. Serdar Düşen, Aziz Aslan, Hakan Sert, Mustafa Yavuz ve M. Rızvan Tunç'un da görev aldığı projede Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi'ndekı denizkaplumbağalannın popülasyonlan izlendi. Doç. Dr. Ali Erdoğan, ergin dişi kaplumbağalann yuvalı ve yuvasız çıkış sayısı, yuva başma bırakılan yumurta sayısı. çıkan yavru sayısı ile tilki, yengeç, domuz, sansar gibi canlılann, yumurta ve yavrulara verdikleri zarar derecelerini araştırdıklannı belirtti. 2000 yılında zarara uğrayan yuva oranı yüzde 63iken2001yıhndabu oranın yüzde 32'ye düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, "Değişik sayıda yavru çıkan yuva oranı geçen yd yüzde 22 J 5 iken, bu yıl bu oran yüzde 75.47 oldu. Geçen vıl denize kadar canlı olarak ulaşabilen yavru sayısı 601 "dL Bu vıl ise bu sayı 1020'yeçıkü' 1 dedi. Araşnrma ekıbi hazu-ladığı raporda, Patara Kumsalfnda denizkaplumbağalannın daha iyi korunabilmesi için önerilerini de sualadı: - Tel ızgara örtü uygulaması onümüzdeki mev simlerde de devam etmeü - Patara Kumsalı'nın güneydoğusundoki kayalıktan itibaren yuvalanmanm yoğun olduğu ilk 350 metrekarelik alan kaplumbağalar için üreme ve eğitim sahası olarak avTihnalı. - Kumsalda göreviendirüen bekçilerin gece ve gündüz daha etkin görev yapmalan sağlanmalı. - Yuvalama bandı içinde bulunan şemsiye ve şezlonglar gece, denız su çizgisinden geriye (yaklaşık 70 metre) çekilmelidir. - Kumsalda atlarla ve motorlu araçlarla dolaşıunası mutlaka engellenmelidir. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Fâlih Rıfkı Bey, Her Şeyi Söylemiş ANTALYA Almanların en sevdiğiyöre ANTAL\A(A.\)-.An- talya, Alman turistin vazgeçemediği tatil yö- relennden biri oldu. Yö- rede, bu yıl ocak-ekim döneminde 1 milyon 852 bin Alman tatil yap- tı. Antalya Havalima- m'ndan, 10 ayda, 4 mil- yon 57 bin 139ruristgı- riş yaparken turistlerin yüzde 86'smı Avrupa ül- kelerinden gelenler oluş- turdu. Turizmin başlıca konuklan olan Ahnan- lar da toplam turist sa- yısı içerisinde yüzde 45'lik, Avrupalı turist sayısı içerisinde ise yüz- de 50'lik bir pay aldı. Antalya'ya havayoluyla 10 aylık dönemde 1 mil- yon 852 bin 145 Alman turist geldi. Antalya'ya gelen tu- ristlerin yüzde lO'unu da Ruslar oluşturdu. Yö- rede bu yıl 405 bin Rus turist tatil yaph. Yörede, bu yıl tatil yapan diğer ülke vatandaşlannın sa- yılan da şöyle: Avusturyalılar 234 bin, Belçikalılar 120 bin, Fransızlar 132 bin, îsra- illiler 125 bin, Ingilizler 105 bin, Hollandahlar 274 bin, Isviçreliler 65 bin, Danimarkalılar 64 bin, Norveçliler 53 bin, Polonyahlar 98 bin, İs- veçliler 115 bin, Itaryan- lar 45 bin, Ükraynahlar 25 bin. e-posta:tan(â prizma.net.tr Biraz da çekinerek, Fâlih Rıfkı Bey'e, Musta- fa Kemal Paşa'nın, sağlığında hangi liderleri takdir ettiğini sormuştum. Sorduğum anda, pişman oldum. 'Soğuk Savaş'ın en civcivli dönemi, 'Zen- ciler Birbirine Benzemez'i. 'Dünya'da yaymlatabi- lir miyim, diye uğraşıyorum. Şimdi kimbilir, ne zan- nedecek? Hayır, hiçbirşey zannetmedi, gözünü kırp- madan cevap vermişti:'-... Roosevvett i ve Lenin'ü". Doğrusu, böyle bir cevap beklemiyordum. Meğer. 'Çankaya'da, gözümden kaçmış, açık açık belir- tiyormuş: "... devrinin liderleri arasmda, tek samimi dost- luk hissettiği adam, Amerikan demokrasisinin ba- şındaki Roosevvett olmuştur. (...) Bolşevik lider- lerinden yalnız Lenin'i, Rus Ihtilâli millî kurtuluş davâlannı tuttuğu, hertürlü, Emperyalizmi red- dettiği ve Rusya içindeki milletlere hürriyet ver- diği müddetçe sevmiştir. Stalin'i hiç sevmemiş fakat küçümsememiştir. Mussolini 'yi küçümser- di..." (Çankaya, cılt 2, s.530). Fark etmemiş olamazsınız: Gâzi, o mertebe 'sol- cu'dur ki Lenin'i bile, ancak 1/ 'Millî kurtuluş da- valarını tuttuğu', 2/'Her türlü Emperyalizm'i reddettiği, 3/'Rusya içindeki milletlere hürri- yet verdiği' sürece sevmiştir. Bu 'çekincelerin' nedenini, Fâlih Bey, sonra size anlatacaktır; fakat Gâzi'nin sözlerinin gerisinden Galiyef'in hayali ge- çiyor, bunu göremediniz mi? 'Şark'ı (doğu'yu) açıkça tercfh ediyordu... Evet, Karabekir Kâzım Paşa'ya uzun mektu- bunda, 'Bolşevikliği sınırda tutmak'tan söz etmiştir; bunda haklıydı, haklıydı da, bunu onun 'Sağcılığına' ya da 'Solculuk düşmanlığına' bağ- lamak, haksızdır: Gâzi, Emperyalizm'e düşman- dı, üstelik bunun, 'soldan' da gelebileceğini, kestirebilecek kadar, akıllı ve gerçekçi!.. Yok- sa, TBMM'nin o karanlık ilk celselerinden birin- de, şöyle söyler miydi? "... önce kendi kuvvetimize ehemmiyet veriyo- ruz. Fakat kendi kuvvetimize, düşmanlanmızın çokluğunu dikkate alarak, kuvvet ilâve etmek bir fânzadır. (buraya dikkat!) bu suretle bittabi, Şark'tan gelmesi muhtemel olan müsbet kuvvetlere iltifat edeceğiz; ancak bu noktada iki ciheti birbirinden tefrik etmek lâzımdır. Biri Bolşevik olmak, diğe- ri Bolşevik Rusya ile ittifak etmek! Biz Hey'et-i lcrâiye, Bolşevik Rusya ile ittifak etmekten bah- sediyoruz..." (29 Mayıs 1920, TBMM'de 'gizli otu- rum') 'Ulusal Demokratik Devrim' ihtilâlcisi. 'Sos- yalist iddialı birdevrim'e başka türlü, nasıl baka- bilirdi? O lider ki. siyasi 'fırkaların' hakikatte han- gi esas üzerine kurulduğunu, pekâlâ bilir, üstelik sırası gelince bunu. halkına açık açık söyleyecek- tir: "...şunu arz edeyim ki öteki ülkelerde partiler, 'behemahal' iktisâdi maksatlar üzerine teessüs etmiş ve etmektedir; çünkü o memleketlerde, çeşitli sınıflarvardır. Birsınıfın çıkarlarını korumak için oluşturulmuş siyasi birpartiye karşı, diğer bir sınıfın çıkarlannı korumak amacıyla, birparti ku- rulur. Bupek tabiidirl..." (Balıkesir. 7 Şubat 1923. Söylev ve Demeçleri, cilt 2. s. 97) Meclis'e 'Halk Zümresi'nin kuruluşunu tebliğ ederken söyledikleri, herhangi birSosyalist -hat- ta Komünist parti- IkJerinin söyleyecekterinden, aşa- ğı kalmamıştı: 'TBMM Hükümeti, hayatını ve bağımsızlığını kurtarmayı tek gaye bildiği halkı, Emperyalizm ve Kapitalizm tahakküm ve zulmünden kurtararak, yönetim egemenliğinin gerçek sahibi kılmakla, amacına ulaşacağı inancındadır. "(13 Eylül 1920) Böyle düpedüz solcu ve solda bir liderin, Bolşe- viklerle ittifakı kabul etse de, 'Bolşevikliği sınırda tutmak' istemesi, acaba nedendir? Bunu hiç dü- şündünüz mü? 'Uyduluk' önerilmls meÇer... Fâlih Rrfkı Bey, hiçbirtereddüde mahal kalma- yacakbıraçıklıkla-Rusya'da 'ö/zzaf'yaşadı- ğına dayanarak,- işin aslını ve esasını anlatıyor. Bir göz atar mısınız? "... öğle yemeği vakti idi. Biri kısa sakallı, biri tı- raşlı, iki Rusça konuşan; sonra, göğsünde büyük ihtilâl nişanlanndan birinin rozeti bulunan ve Türk- çe konuşan, üçüncü adam. Hepsı birbirinden dikkatli ve beyaz ceketli, dört garson da. hizmet ediyordu. Bir garson bile çok olduğuna göre, bunların kontrol polisleri olduğunu tahmin et- miştim. Sözü şöyle açtılar; '-...sizin partınizde sağlar ve sollar vardır. Biz bir gün, sağlar'ın hâkim olmayacağını bilemeyiz. Bunlara güvenemeyiz de!..' '-...bizim partideyalnız Mustafa Kemal vardır ve onunla beraber olanlar.' yollu söze başlaya- rak; Mustafa Kemal 'in Rusya ile Türkiye emni- yetlerini bir tuttuğunu, hatta bir gün Ismet Pa- şa ile beraberken: '-...politikamız bir daha bu iki milleti, karşı karşıya getirmemektir' dediğini, pek samimi anlatmaya koyuldum. Anlattıklanmın hep- si doğrv idi. Sovyetler Birliği bizden yüz çevir- medikçe, bizim Sovyetler Birliği'ni şüpheye düşürecek herhangi bir harekette bulunma- mız veya harekete katılmamız ihtimali olma- dığını bilirdim. Maksadım, eğer bunlar Sta- lin'in adamları ise, onun kulağına en doğru haberlerin gitmesi idi. Şurası da var ki o za- mana kadar Moskova'dan, dostluktan başka bir şey görmemiştik. Sözcü: '-...hayır, dedi. Meselâ Müşir Fevzi Paşa'ya Ba- kû'yu vaad etseler ve bu tâ 'viz üzerinden, aley- himize bir ittifak arasalar, Fevzi Paşa bunu red- detmez!...' Bizde böyle biraynlışma olmayacağına dair, uzun boylu ve boşuna dil döktüm. Nihayet tarihi söz, ağzından çıktı: '-...Türkiye, bir Emperyalist harbinden bi- zim için ya set, ya sıçrama yeri vazifesini gö- rür; onu mu görür, bunu mu görür; sözler, şa- hıslar ve andlaşmalar bizi inandırmaz: ancak rejim beraberliği ile emin olabiliriz...' Bu söze dikkat edin: o zamanlar peyk kuruluş- ları yoktu. Derin bir iç kınklığı ile Istanbul 'a dön- düm..." (Çankaya, cilt 2, s. 667/668) Gâzi solcuydu ama, solculuğun ona buna uy- duluk etmek anlamına gelmediğini, en iyi bi- lenlerdendi: 'Bolşevikliğin sınırda tutulması'nın ne- deni budur. e-mail:tilahan(o isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle