Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetkntivaz Sahibi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve
'•'ayımcılık A.Ş'yi temsilen Cumhuriyet Vakfı adma
İLHAN SELÇUK
Genel YayınYönetmeru: İbrahim
Yıldız 0 Yazıışlen Müdürü: Saiim
Alpaslan • Sorumlu Müdür:
Fikret İlkiz • Haber Merkezi
Müdürü: Hakan Kara
İstihbarat: Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomı: Özlem Y'ü-
zak • Kültıır Egenıen Berköz 0 Spor: Abdülka-
dir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0
Düzeltme: Abdullah \azıcı 0 Bilgi-Belge: Edibe
Buğra 0 Yurt Haberleri. Mehmet Faraç 0 Avrupa
Temsılcisı: Gürav Öz
Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Ba?-
kan), Emre Kongar (Danışman ı,
Orhan Erinç. Hikmet Çetio-
kaya. Şükran Soner. İbrahim
Yıİdız, Orhan Bursalı. Musta-
fa Balbav. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısr Mustafa Balbaş Atatıirk Bulvan Ncv
125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara fe] 4195020 C hatl.
Faks 4195O2
7
0tzmırTemsilcisi Serdar Kıak, H Zıya
Bl\. 1352 S. 2 3 Tel: 4411220, Faks: 44191 P0Adafıa
Temsüeısı:ÇetinYiğenoğlıı. inönüCd. 119S.No:lKat:l.
Tel-363 12 ll.Faks. 363 12 15
Muessese Nfüdürü: Erol
Erkut 0 Koordınatör:
Ahmer Korulsan 0 Mu-
hasebe Bülent Yener0
tdare. Hüsevin Gürer
0 Satış Fazilet Kuza
REKLAM: P.M. Ltd. Şti. • Genel
Mûdür Gülbin Erduran # Koordınatör
Reha Işıtman 9 Genel MüdürYrd.:
Se\da Çoban • F;nansman Müdürii:
Çeün Erduran Tel 0212 514 (T 53 -
513 S4 60-61. Faki- 0212 513 84 63
Yayunla.ran: Yenj Gün Haber Aıansı Basan \e Yayınctlık A.Ş. Baskı: Sabah Yavîn
Türkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Istanbul PK 246 • Sırkecı 34435 Istanbul
k A Ş Tel. (U 2)2)51205 05(20 batı
Faks (0 212) 513 85 95 12KASIM2001 tmsak:5.I0 Güneş:6.41 Ögle: 11.55 Ikındi: 14.31 Ak$am: 16.57
Yatsı: 18.21
Kalp hastalığı
riski
• ADANA(AA)-Kalp-
damar hastalıklannın.
camak zevkine düşkün
clan ve daha çok
kırmızı ete dayalı ve
kebap türü yiyecek
tikerme alışkanlığı
bulunan Adana. Hatay,
Şanlıurfa ve
Gaziantepte görülme
Siklığının her geçen gün
arttığı bildinldi.
4 bin bîletie
konseri kapattı
• BELGRAD(AA)-
Sırbistan"da bir kişi,
hayranı olduğu ve
"evlenmek istediği"
Sırp şarkıcının konseri
için satılan 4 bin bileti,
20 bin 451 Euro
ödeyerek satın aldı.
Fonet ajansının
haberine göre. Goca
Trzan adlı kadın şarkıcı
böylece, Belgrad'da
bulunan Sava konser
salonundaki konserini,
tüm biletleri satm alan
hayranı için verdi.
Ajans, şarkıcuıın
salonda tek kişi
görünce çok
şaşırdığını ve önce
konser vermek
istemediğini, daha
sonra ajansının
kendisini ikna etmesi
üzerine konseri
vermeyi kabul ettiğini
bildirdi.
Kızkalesi'nin
ABD'li haypanı
• StLİFKE(AA)-
ABD'li Barbara Patsen,
10 yıl önce gezmeye
geldığı tçel'in
Kızkalesi beldesinin
denizi ve doğal
güzelliğine hayran
kahnca bir daha geri
dönmedı. Kızkalesi'nin
gönüllü turizm elçısi
Patsen, "Kızkalesi
Konuşuyor" adlı
Îngilizce-Türkçe gazete
çıkanyor, interaette
tanıtımını yapıyor.
"Tüm Avrupa'yı ve
Amerika'yı dolaştım;
ama Kızkalesi'ne
hayran kaldım" diyen
Patsen, 10 yıl önce
yerleştiği beldede çok
sıcak dostluklar
kurduğunu söyledi.
Almanya'da
karnaval dönemi
• BERLİN(AA)-
Almanya'da her yıl
düzenlenen ve "5.
Mevsim" olarak
adlandınlan karnaval
dönemi başladı. Köln,
Düsseldorf ve Mainz
gibi kentlerde
dondurucu soğuğa
karşın. binlerce kişi
sokaklarda eğlenerek
kamavalı karşıladı.
Karnaval, 11 Şubat
2002 tarihinde
"Rosenmontag"
(Pembe pazartesi) adı
verilen günde
düzenlenecek büyük
resmi geçitle doruk
noktasına ulaşacak ve
13 Şubat Çarşamba
günü
"Aschermirrvvoch "
(Kül çarşambası) ile
sona erecek.
Bild'ten
Istanbul'a davet
• BERLJN(AA)-
Almanya'da
yayımlanan Bild
gazetesi, okurlarını
Istanbul'a alışveriş
yapmaya davet etti.
Istanbul'un ucuz
konaklama ve güzel
dinlenme yerlerine
sahip olduğunu belirten
gazete, kentte çeşitlilik
açısından zengin
pazarlarda alışveriş
yapılabileceğini ve
Avrupa 'nın en güzel
güneş batışının burada
izlenebileceğini
kaydetti. Gazete,
Istanbul'da gün batırnı
ve Kapalı Çarşı
fotoğraflannı
yayımladı, kentin tarihi
ve tarihi eserleri
hakkında bilgi verdi.
20yddır TepebaşVnda coşku, sevgi, birikim dolugünkryaşanan KitapFuarı kapandı, geriyebir çığlıkkaldı:
Bubirikimiöldürmeyin!ZEYNEP ORAL
TÜYAP Kıtap Fuan sona erdi.
Yirmı yıldır, Tepebaşı'nda kasım
ayının ilk yansında sekız gün bo-
yunca yaşanan coşku dolu, sevgi do-
lu, binkım dolu, merak dolu günler
yine yaşandı. Ama bu kez, bütün
bunlar buruklukla. hüzünle yaşandı.
Çünkü Kıtap Fuan son kez Tepeba-
şı'ndaki bu mekânda gerçekleşmiş-
tı. Bundan böyle yalnız kitap fuan
değil, tüm sanat fuarlan da Beylik-
düzü'ne taşınacaktı. Çünkü burası Is-
tanbul Anakent Belediyesi'nin ara-
zisıydı. Ve Belediye burayı geri alı-
yordu.
Bu gerçeğı TÜYAP yönetıcilen
çoktan kabullenıp açıklamışlardı.
Ancak yayınevlerinin. yazarlann ya-
kınmalan dinmek bilmıyordu. Yakın-
maktan öte, neredeyse ısyana dönü-
şen tepkı ise okurlardan geliyordu.
Bir hafta boyunca hemen hemen her
gün Kitap Fuan'ndaydım. Okurlar,
inatla aynı şeyi söylüyordu: "Kitap
ve sanat nıariannı İstânbuTun mer-
kezinden. Tepebası'ndan BeyKkdü-
zü'netaşımak. fuariann öJümü oJurJ"
Okurlar, bu düşünceyi farklı söz-
cüklerle dile getirirken, mesafe, kent-
teki ulaşım gerçekleri. trafık sorun-
lannın yanı sıra bırikimlerin, sürek-
lılığın önemini vurguluyor. psıkolo-
jik boyuta ve şimdiki mekânın için-
den dışanya, dışandan da genış bır
çevreye yayüan, yaşam biçimiyle
bütünlenen özelliklerine dıkkati çe-
kiyordu. Bu mekândakı kıtap fuan
yaşamla ıç içeydi. Sürekliük deyın-
ce orada bir an içüı duralun. Sürek-
liliğin hiç mi hiç önemsenmediği bir
toplumda yaşıyoruz. Toplumsal bel-
leğimızi engellemek, yok saymak
için her koşul var. Işte bir örnek:
1930'lu yıllarda Tepebaşfnda
Dram ve Komedi Tiyatrolan vardı.
1958'de Komedi Tiyatrosu yıkıldı.
Dram Tiyatrosu, Türkıye 'de eşi ben-
zen bulunmayan. Italyan sahneli,
neredeyse mücevher nıtelığınde bir
tiyatro yapısıydı. Temsıllenn yanı
sıra Şehir Tıyatrosu'nun yönetimi
de buradaydı.
1969'da yapının eskılığı göz önün-
de tutularak burası boşaltıldı. Daha
o zamandan başlanarak, bu küçük
ama muhteşem yapının tiyatro mü-
zesıne dönüştürülmesi kavgası venl-
meye başlandı. Ama arazi "çok de-
ğerfiydr\.. Yani, müzeye, tiyatroya
bıraküamayacak, daha çok, daha çok
para getirebilecek değerdeydi... Spe-
külasyonlar aldı başuıı gittı...
Yıl 1970. Günlerden 17 Nisan...
Bir yangın... Dram Tıyatrosu bilin-
meyen nedenlerle yandı. Ama hâlâ
ayaktaydı, hâlâ kurtanlabilırdı. Yıl
1971. Ğecelerden 3 Kasım... Bilin-
meyen nedenlerle bir yangın daha!
Bu kez Dram Tiyatrosu'ndan geri-
ye yalnız küller ve dört kalas kaldı...
O dört kalasın arasuıa Şehir Tiyat-
rosu'nun marangozhanesi kuruldu.
Yıl 1974. Muhsin Ertuğrulun
önderliğinde Beklan Algan' m çaba-
sıyla, marangozhane "DenemcSah-
nesi"ne dönüştürüldü. (Benım yaz-
dığım, Beklan Algan'ın yönettiği
"AdsızOyun''la açılan Deneme Sah-
nesi, iki-üç yıl bu mekânda etkinli-
ğım sürdürecekti.) 1981-2001-TÜ-
YAP ve fuarlar dönemi.
Bu listeye baktığımda süreklüiği
ancak yakmakla, yıkmakla ve yok et-
mekle sağladığımızı görüyorum.
TÜYAP Başkanı Bülent Ünal di-
le getirdiğim tepkilere katılmadığı-
nı, fuarlann Beyükdüzü'ne taşınma-
suıa ilişkin endışeli olmadığını be-
ürtse de, fuar boyunca ben o aynlık
hüznünü yaşadım. Sadece yazar ve
yayınevlen yönetıcılerinm değıl,
okurlann da o hüznü yaşadıklanna
tanık oldum. Farkü yayınevlerinin
standlan arasuıda dolaşırken, kitap-
la özlem gidermek... Indinmli satış-
lardan yararlanmak... Dost kitapla-
ra rastlamanm sevıncinı duymak,
anımsamanın keyfıni çıkarmak... Ye-
ni kitaplan keşfetmek... Seçim yap-
mak... Yıllardır okuduğunuz kitap-
lann yazarlanyla buluşmak, yeni-
lerle tanışmak... Onlan dinlemek,
onlarla başkalanyla. kendinizle tar-
tışmak... Imzaya gelen okurlarla soh-
bet etmek... Birpanelden öteki açık
oturuma koşmak... Daha okunacak
ne çok kitap olduğunun bilincinde,
seçım anlannı değerlendirmek...
Ve bütün bunlardan tat almak...
Bunlarla kendini geliştirmek, bun-
larla yani ve kıtaplar ve yazarlar ara-
cılığıyla dırenebilmek, yalana, dola-
na, talana. pısliğe ve çirkeflığe, dep-
resyona ve umutsuzluğa dırenebil-
mek... Bu yıl da 300 bin kışinin Te-
pebaşı'nda yaşadıklanydı bunlar.
Büiyorum, Tepebaşı kitap fuannı,
kitap fuan Tepebaşı'nı çok özleyeceL
Çirkin
Böcek
Balosuu
Buz Cstünde Tatil"
gnıbunun
"Celebration" adh
yeni gösterisinin galası
Cene\Te'de >apıldı.
Maskeli patenciler,
gösterinin "Çirkin
Böcek Balosu" adh
bölümünü renkü
la\-afetkr içinde
sergilediler. Gösteri-
sinin, insanlann
mutluluklannı göster-
melerini sağlayan bir
fantezi keşfı olduğu
belirtilryor.
(Fotoğraf: AP)
KUMAR TUTKUNLARINA TÜRKÇE SAYFALAR
Internet ortamında
poker
tZMtR (AA) - Türkiye'de, ku-
marhanelerin kapatılmasından ve
meraklılannm oyun içm değişik
ülkelere seyahat etmesinden son-
ra, şimdi de internet ortamında ku-
mar oynanmaya başlandı.
Çeşıtli ınternet sitelerinden der-
lenen bilgilere göre, Türkiye'de ya-
sak olan kumarhanelerin yerine,
internet sitelerinde kumar oyna-
nıyor. Kredi kartınm yam sıra aç-
tınlan "casiııo'" hesabına para ya-
tu^rak kumar oynamak ısteyen-
lere çeşitli seçenekler sunan web
sıtelennde, ısteyenlercanlı o>oın-
lara da katüabiliyor.
Kumar merakhlan için "Mack
jack", "poker" ve "rufct" gibi
masası
masa oyunlannın yam sıra sanal
ortamda kol çekme makineleriy-
le de o>oın oynanabiliyor. Kumar
sitelerinde 20'den fazla oyun da
yer alıyor. Birçok yabancı site,
Türkçe hazırladıklan oyıın sayfa-
lanyla Türkiye'den de müşteri
buhnaya çahşıyor.
Onhne casino'larda o>
r
uncular
ile casino arasındaki para işlem-
lerini, güvenilırbirüçüncü şirket
kontrol ediyor. "EfcctronicFinan-
dalServices" (EFS) adı venlen or-
ganizasyon, casino ile kumar oy-
nayanlar arasmda her tür kambi-
yo ışleminin ve para alışverişi-
nın yapılabildiği güvenli hesap
ortamı oluşturuyor.
Patara'da bu yıl denize ulaşan yavrularm sayısı ikiye katlandı
Carettalar çoğahyor
BÜLENT ECE\İT
ANTALYA - Türkiye'nin en iyi
korunan kumsalı konumunda
bulunan 19 kilometre
uzunluğundaki Patara sahilinde,
bu yû denize ulaşan yavru
carerta carettalann sayısı
geçen yıla oranla ikıye
katlanarak I020'ye ulaştı.
Akdeniz Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi
Biyoloji Bölümü öğretim
üyelen Prof. Dr. Mehmet Öz ve
Doç. Dr. Ali Erdoğan, caretta
carettalann yumurtlama
mevsimi olan mayıs-eylül
aylan arasmda ÇevTe Bakanlığı
Ozel Çe\Te Koruma Kunımu ve
Akdeniz Ünıversitesi
Biyolojik Çeşitlilik Araştırma,
Geliştirme ve Uygulama
Merkezi (AK-BİYOM)
desteğiyle bir proje
gerçekleştirdi. Serdar Düşen,
Aziz Aslan, Hakan Sert, Mustafa
Yavuz ve M. Rızvan Tunç'un da
görev aldığı projede Patara Özel
Çevre Koruma Bölgesi'ndekı
denizkaplumbağalannın
popülasyonlan izlendi.
Doç. Dr. Ali Erdoğan, ergin dişi
kaplumbağalann yuvalı ve
yuvasız çıkış sayısı, yuva başma
bırakılan yumurta sayısı. çıkan
yavru sayısı ile tilki, yengeç,
domuz, sansar gibi
canlılann,
yumurta ve
yavrulara verdikleri zarar
derecelerini araştırdıklannı
belirtti. 2000 yılında zarara
uğrayan yuva oranı yüzde
63iken2001yıhndabu
oranın yüzde 32'ye düştüğüne
dikkat çeken Erdoğan,
"Değişik sayıda yavru çıkan
yuva oranı geçen yd yüzde 22 J 5
iken, bu yıl bu oran yüzde 75.47
oldu. Geçen vıl denize kadar
canlı olarak ulaşabilen yavru
sayısı 601 "dL Bu vıl ise bu sayı
1020'yeçıkü'
1
dedi.
Araşnrma ekıbi hazu-ladığı
raporda, Patara Kumsalfnda
denizkaplumbağalannın daha
iyi korunabilmesi için
önerilerini de sualadı:
- Tel ızgara örtü uygulaması
onümüzdeki mev simlerde de
devam etmeü
- Patara Kumsalı'nın
güneydoğusundoki kayalıktan
itibaren yuvalanmanm yoğun
olduğu ilk 350 metrekarelik alan
kaplumbağalar için üreme ve
eğitim sahası olarak avTihnalı.
- Kumsalda göreviendirüen
bekçilerin gece ve gündüz daha
etkin görev yapmalan
sağlanmalı.
- Yuvalama bandı içinde
bulunan şemsiye ve şezlonglar
gece, denız su çizgisinden
geriye (yaklaşık 70 metre)
çekilmelidir.
- Kumsalda atlarla ve motorlu
araçlarla dolaşıunası mutlaka
engellenmelidir.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Fâlih Rıfkı Bey, Her Şeyi Söylemiş
ANTALYA
Almanların en
sevdiğiyöre
ANTAL\A(A.\)-.An-
talya, Alman turistin
vazgeçemediği tatil yö-
relennden biri oldu. Yö-
rede, bu yıl ocak-ekim
döneminde 1 milyon
852 bin Alman tatil yap-
tı. Antalya Havalima-
m'ndan, 10 ayda, 4 mil-
yon 57 bin 139ruristgı-
riş yaparken turistlerin
yüzde 86'smı Avrupa ül-
kelerinden gelenler oluş-
turdu. Turizmin başlıca
konuklan olan Ahnan-
lar da toplam turist sa-
yısı içerisinde yüzde
45'lik, Avrupalı turist
sayısı içerisinde ise yüz-
de 50'lik bir pay aldı.
Antalya'ya havayoluyla
10 aylık dönemde 1 mil-
yon 852 bin 145 Alman
turist geldi.
Antalya'ya gelen tu-
ristlerin yüzde lO'unu
da Ruslar oluşturdu. Yö-
rede bu yıl 405 bin Rus
turist tatil yaph. Yörede,
bu yıl tatil yapan diğer
ülke vatandaşlannın sa-
yılan da şöyle:
Avusturyalılar 234
bin, Belçikalılar 120 bin,
Fransızlar 132 bin, îsra-
illiler 125 bin, Ingilizler
105 bin, Hollandahlar
274 bin, Isviçreliler 65
bin, Danimarkalılar 64
bin, Norveçliler 53 bin,
Polonyahlar 98 bin, İs-
veçliler 115 bin, Itaryan-
lar 45 bin, Ükraynahlar
25 bin. e-posta:tan(â prizma.net.tr
Biraz da çekinerek, Fâlih Rıfkı Bey'e, Musta-
fa Kemal Paşa'nın, sağlığında hangi liderleri
takdir ettiğini sormuştum. Sorduğum anda, pişman
oldum. 'Soğuk Savaş'ın en civcivli dönemi, 'Zen-
ciler Birbirine Benzemez'i. 'Dünya'da yaymlatabi-
lir miyim, diye uğraşıyorum. Şimdi kimbilir, ne zan-
nedecek? Hayır, hiçbirşey zannetmedi, gözünü kırp-
madan cevap vermişti:'-... Roosevvett i ve Lenin'ü".
Doğrusu, böyle bir cevap beklemiyordum. Meğer.
'Çankaya'da, gözümden kaçmış, açık açık belir-
tiyormuş:
"... devrinin liderleri arasmda, tek samimi dost-
luk hissettiği adam, Amerikan demokrasisinin ba-
şındaki Roosevvett olmuştur. (...) Bolşevik lider-
lerinden yalnız Lenin'i, Rus Ihtilâli millî kurtuluş
davâlannı tuttuğu, hertürlü, Emperyalizmi red-
dettiği ve Rusya içindeki milletlere hürriyet ver-
diği müddetçe sevmiştir. Stalin'i hiç sevmemiş
fakat küçümsememiştir. Mussolini 'yi küçümser-
di..." (Çankaya, cılt 2, s.530).
Fark etmemiş olamazsınız: Gâzi, o mertebe 'sol-
cu'dur ki Lenin'i bile, ancak 1/ 'Millî kurtuluş da-
valarını tuttuğu', 2/'Her türlü Emperyalizm'i
reddettiği, 3/'Rusya içindeki milletlere hürri-
yet verdiği' sürece sevmiştir. Bu 'çekincelerin'
nedenini, Fâlih Bey, sonra size anlatacaktır; fakat
Gâzi'nin sözlerinin gerisinden Galiyef'in hayali ge-
çiyor, bunu göremediniz mi?
'Şark'ı (doğu'yu) açıkça tercfh ediyordu...
Evet, Karabekir Kâzım Paşa'ya uzun mektu-
bunda, 'Bolşevikliği sınırda tutmak'tan söz
etmiştir; bunda haklıydı, haklıydı da, bunu onun
'Sağcılığına' ya da 'Solculuk düşmanlığına' bağ-
lamak, haksızdır: Gâzi, Emperyalizm'e düşman-
dı, üstelik bunun, 'soldan' da gelebileceğini,
kestirebilecek kadar, akıllı ve gerçekçi!.. Yok-
sa, TBMM'nin o karanlık ilk celselerinden birin-
de, şöyle söyler miydi?
"... önce kendi kuvvetimize ehemmiyet veriyo-
ruz. Fakat kendi kuvvetimize, düşmanlanmızın
çokluğunu dikkate alarak, kuvvet ilâve etmek bir
fânzadır. (buraya dikkat!) bu suretle bittabi, Şark'tan
gelmesi muhtemel olan müsbet kuvvetlere iltifat
edeceğiz; ancak bu noktada iki ciheti birbirinden
tefrik etmek lâzımdır. Biri Bolşevik olmak, diğe-
ri Bolşevik Rusya ile ittifak etmek! Biz Hey'et-i
lcrâiye, Bolşevik Rusya ile ittifak etmekten bah-
sediyoruz..." (29 Mayıs 1920, TBMM'de 'gizli otu-
rum')
'Ulusal Demokratik Devrim' ihtilâlcisi. 'Sos-
yalist iddialı birdevrim'e başka türlü, nasıl baka-
bilirdi? O lider ki. siyasi 'fırkaların' hakikatte han-
gi esas üzerine kurulduğunu, pekâlâ bilir, üstelik
sırası gelince bunu. halkına açık açık söyleyecek-
tir:
"...şunu arz edeyim ki öteki ülkelerde partiler,
'behemahal' iktisâdi maksatlar üzerine teessüs
etmiş ve etmektedir; çünkü o memleketlerde,
çeşitli sınıflarvardır. Birsınıfın çıkarlarını korumak
için oluşturulmuş siyasi birpartiye karşı, diğer bir
sınıfın çıkarlannı korumak amacıyla, birparti ku-
rulur. Bupek tabiidirl..." (Balıkesir. 7 Şubat 1923.
Söylev ve Demeçleri, cilt 2. s. 97)
Meclis'e 'Halk Zümresi'nin kuruluşunu tebliğ
ederken söyledikleri, herhangi birSosyalist -hat-
ta Komünist parti- IkJerinin söyleyecekterinden, aşa-
ğı kalmamıştı:
'TBMM Hükümeti, hayatını ve bağımsızlığını
kurtarmayı tek gaye bildiği halkı, Emperyalizm ve
Kapitalizm tahakküm ve zulmünden kurtararak,
yönetim egemenliğinin gerçek sahibi kılmakla,
amacına ulaşacağı inancındadır. "(13 Eylül 1920)
Böyle düpedüz solcu ve solda bir liderin, Bolşe-
viklerle ittifakı kabul etse de, 'Bolşevikliği sınırda
tutmak' istemesi, acaba nedendir? Bunu hiç dü-
şündünüz mü?
'Uyduluk' önerilmls meÇer...
Fâlih Rrfkı Bey, hiçbirtereddüde mahal kalma-
yacakbıraçıklıkla-Rusya'da 'ö/zzaf'yaşadı-
ğına dayanarak,- işin aslını ve esasını anlatıyor. Bir
göz atar mısınız?
"... öğle yemeği vakti idi. Biri kısa sakallı, biri tı-
raşlı, iki Rusça konuşan; sonra, göğsünde büyük
ihtilâl nişanlanndan birinin rozeti bulunan ve Türk-
çe konuşan, üçüncü adam. Hepsı birbirinden
dikkatli ve beyaz ceketli, dört garson da. hizmet
ediyordu. Bir garson bile çok olduğuna göre,
bunların kontrol polisleri olduğunu tahmin et-
miştim. Sözü şöyle açtılar;
'-...sizin partınizde sağlar ve sollar vardır. Biz
bir gün, sağlar'ın hâkim olmayacağını bilemeyiz.
Bunlara güvenemeyiz de!..'
'-...bizim partideyalnız Mustafa Kemal vardır
ve onunla beraber olanlar.' yollu söze başlaya-
rak; Mustafa Kemal 'in Rusya ile Türkiye emni-
yetlerini bir tuttuğunu, hatta bir gün Ismet Pa-
şa ile beraberken: '-...politikamız bir daha bu iki
milleti, karşı karşıya getirmemektir' dediğini, pek
samimi anlatmaya koyuldum. Anlattıklanmın hep-
si doğrv idi. Sovyetler Birliği bizden yüz çevir-
medikçe, bizim Sovyetler Birliği'ni şüpheye
düşürecek herhangi bir harekette bulunma-
mız veya harekete katılmamız ihtimali olma-
dığını bilirdim. Maksadım, eğer bunlar Sta-
lin'in adamları ise, onun kulağına en doğru
haberlerin gitmesi idi. Şurası da var ki o za-
mana kadar Moskova'dan, dostluktan başka
bir şey görmemiştik. Sözcü:
'-...hayır, dedi. Meselâ Müşir Fevzi Paşa'ya Ba-
kû'yu vaad etseler ve bu tâ 'viz üzerinden, aley-
himize bir ittifak arasalar, Fevzi Paşa bunu red-
detmez!...'
Bizde böyle biraynlışma olmayacağına dair, uzun
boylu ve boşuna dil döktüm. Nihayet tarihi söz,
ağzından çıktı:
'-...Türkiye, bir Emperyalist harbinden bi-
zim için ya set, ya sıçrama yeri vazifesini gö-
rür; onu mu görür, bunu mu görür; sözler, şa-
hıslar ve andlaşmalar bizi inandırmaz: ancak
rejim beraberliği ile emin olabiliriz...'
Bu söze dikkat edin: o zamanlar peyk kuruluş-
ları yoktu. Derin bir iç kınklığı ile Istanbul 'a dön-
düm..." (Çankaya, cilt 2, s. 667/668)
Gâzi solcuydu ama, solculuğun ona buna uy-
duluk etmek anlamına gelmediğini, en iyi bi-
lenlerdendi: 'Bolşevikliğin sınırda tutulması'nın ne-
deni budur.
e-mail:tilahan(o isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88