23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKİM 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA AFGANISTAN'DA SAVAŞ ABD'nin operasyonuna bizzat katılan Ingiltere, adeta yüzyılın özlemini gidermenin bahanesini buldu Ingiltere 'özlem'gideriyor• Intikam operasyonunda ABD'ye sadece destek vermeyip 'işgale' de ordusuyla bizzat katılan IngiJtere, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlannda da hemen 'her bahaneyle' Afganistan'a girmiş, iktidarîar devirip iktidarlar kurmuştu... OKTAY EKİNCİ New York'taki 11 Eylül katliamını "cezalandırmak" ve bundan sorum- lu tutulan Usame bin Ladin'i yakala- mak adına Afganistan'a saldıran ABD güçlerinin en yakın destekçisı tngiliz ordusu... 1990'lardaki "Körfez" operasyo- nunda da Saddam'a karşı ABD'nin yine en kararlı destekçisi olan îngiliz hükümeti, bu kez Afganistan'da uçak- lanyla da yetinmeyip "karada işgal" güçlerine en geniş katkıyı sağlıyor... Bu "kutsal" ittifakın, gerçekten sa- dece "terorizme" karşı bir "insanlık görevi" olarak mı; yoksa yine özellik- le lngilizlerin Afganistan'a karşı "ta- rihsel ilgilerinden" mı kaynaklandı- ğını görebilmek için ise çok değil, "200 yıl" geriye gidip arşivleri şöyle bir kanştırmak yetiyor... Örneğin, ABD'nin henüz kendini bu denli "yeryûzü egemeni" olarak gö- rebileceğinin hiç akla bile gelmediği yıllarda, yani 1800'lerin başlannda Afganistan'da yine "tngilizler" var... Osmanlrdan sonra en büyük tslam devletinin "Afgan fmparatorluğu" olduğu 18. yüzyıhn ikınci yansında, ülkesine bu gücü sağlayan Ahmed Şah Dürrani, siyasi denetim alarunı Umman Denizi'ne kadar dayamıştı... Ne var ki ölümünden (1773) sonra "sülalesi" içinde başlayan iktidar kav- gası Afganistan'ı yeniden zayıflattı ve 18O3'te yönetime gelen Şah Şüca, tahtını korumak için "Ingilizlerle" iş- birliği yaptı... 200 yıl önceki bu "ittifak", yakın tNGİLİZ GENERAL VE 'ASYALILAR' - Geçmiş zaman olnr ki, bavalı bnc savaşnıa\a değer... geçmişteki "Taleban-ABD" ittifakı- na öylesine benziyordu ki Şah Şü- ca'nın Ingilizlere "sarılmasının" ne- deni, Napolyon'un Rusya ile birleşe- rekAfganistan'ı işgal etme tehlikesiy- di... Nitekim, yine aynı dönemde Dost Muhammed iktıdarı ele geçirdikten sonra Şah Şüca'yı yeniden tahta çıkar- mak üzere Hindistan'daki sömürge ordusuyla 1839'da Afganistan'a giren Ingilizler, üç yıl Kâbil'de kalarak hem Şüca'yı komdular, hem de Rusya'nın güneye (okyanusa) inmesine karşı ön- lem aldılar... Inglllzler saldırıyor lngilizlerin, bu tür "siyasi işgalci" olmanın ötesınde, Afganistan'ı "sava- şarak" işgal etme girişimleri de 1800'lerin son çeyreğinde gerçekleş- h... Afgan Emiri ŞirAli, Kâbil'de bir In- giliz heyetini kabul etmeyip, ardından Rus heyetiyle görüşmeler yapınca kı- zılca kıyamet koptu ve "gayda sesle- ri" yeniden Afganistan'da yankılan- maya başladı... Ingilizler 1881'de Kandahar'dan çekildikten sonra da Rusya ve Ingiltere bu kez "kendi ara- lannda" anlaşarak (şimdiki Rusya- ABD gibi...) Afganistan'ın "kendile- rine uygun" sınırlannı birlikte belir- lediler... Bu gibi gelişmelerin sonucunda, Af- ganistan'da giderek "etkin" hale ge- len "tngiliz alerjisinin" ılk radikal eylemi ise ülkeyi Ingiltere'ye karşı 1. Dünya Savaşı'na sokmak isteyenlere engel olan Habibullah Han'ın 1919'da öldürülmesiydi... Yehne geçen Emanullah, ünlü Ra- valpindi Antlaşması'yla sonuçlanan "bağımsızlık savaşını" başlatarak, Afganistan'uı dış işlerinde de özgûr obnasını sağlayan mücadelenin önde- ri oldu... Rusya'daki "Sovyet devrimini" (Bolşevik hükümetini) ilk tanıyan ül- ke de Emanullah yönetimindeki Afga- nistan'dı... 1928'de başlayan "iç savaşa" kadar yine Afganistan'da toplumsal ve kül- türel reformlan başlatıp özellikle "tu- tucu-dinci kesimlerin" gerici ve "tn- giliz yanlısı" etkinliklerine karşı tavır alan da aynı "bağımsızlıkçı" ulusal kadrolar oldular... Afganistan'ın Emanullah'tan sonra- kı Muhammed Nadir Şah (1929- 1933)veizleyen dönemde 1973'edek tam 40 yıl süren, oğlu Muhammed Zahir Şah dönemleri ise ülkenin siya- si tarihinde SSCB ile iyi komşuluk iliş- kıleri içinde, ancak "liberal" dönem olarak tanımlanıyor... 1973 'ten sonra hem SSCB 'den, hem de ABD'den "bağımsız" bir politika- yı hedefleyen Davut Han'ın 1978'de öldürülmesinin ardından kurulan Af- ganistan Demokrarik Cumhuriyeti de ülkeyi bugünkü kaos ortamına ge- tiren "Rusya destekli sol güçler" ve "ABD destekli sağ güçler" çatışma- sını engelleyemedi... Yüzyıtın özleml' Şimdi ise bir yandan ABD, yakın geçmişte Rusya'ya karşı "kendi des- teğiyle güçlendirdiği" sag-dincı güç- lerin siyasi örgütü olan Taleban dan 11 Eylül'deki saldınnın "intikamını" aürken, öbür yandan da Ingiltere ken- di sömürgeci geçmişindeki "Afganis- tan tutkusunu" sanki yeniden devre- ye sokuyor... Geleceğin tarihçileri, bugünlerdeki "işgali" nasıl yazar bilemeyiz... Ama görünen o ki ABD'nin bu operasyonu- na sadece destek vermekle yetinmeyip "bizzat katılan" tngiltere de adeta "yüzyılın özlemini" gidermenin ba- hanesini bulmuş oluyor... Terorizm ve finansman kaynaklanBAŞAK TARAKTAŞ 11 Eylül saldınlannın terör sorununu dünya gündemine taşımasıyla, uluslararası kamuoyu da- ha önce pek dıkkate almadığı bu tehlikeyi ince- den inceye incelemeye başladı. Fransız "Le No- uvel Economiste" dergisi, Eylül-Kasım sayısın- da terorizmin fınans kaynaklannı ele aldı. Dergi- ye göre terör örgütlerinin başlıca geçım kaynağı, kendilerine destek çıkan ülkelerin cömert yardım- lan dışında uyuşturucu kaçakçılığı, şantaj ve adam kaçırma. ABD Afganistan'ı bombalamaya başladığın- dan bu yana, dünya kamuoyu askeri harekâtların uzun vadede etkin olup olmayacağını tartışıyor. ABD savunma ve ekonomi dünyasının önde ge- len isimleri, terörist örgütlerin varlığını ortadan kaldırmak için örgütlerin maddi kaynaklannın dondurulması gerektiği konusunda anlaşıyor. Washington yönetimi, saldınlan izleyen iki hafta içinde terorizmin finansmanını araştırmak üzere bir komite kurulmasına ve ABD anayasasının ka- ra para aklama üzerindeki maddelerinin sıkılaşn- nlmasına karar verdi. Terorizmle mücadelede Av- rupa Birliği (AB) de geçen haftalarda bazı adım- lar attı. AB'nin 15 ekonomi bakanı, Konsey'de al- dıklan bir kararla terorizme gittiği tespit edilen kaynaklann dondurulmasında anlaşırken, parla- mento da üyeler arasında terorizme karşı işbirli- gi ve bilgi paylaşımı önerisini tartışıyor Terorizm; kara para aklama, yasadışı faaliyet- lerden elde edilen paralar ve birtakım koruyucu devletlerin yardımlanyla ayakta duruyor. Suudi asıllı terörist Usame bin Ladin'in serveti bu ko- nuda verilebilecek en iyi örnek. Taleban güçleri- nin 1996 Eylülü'nde ıktidara gelmesinin ardında uyuşturucu ticaretinden kazanıian paralar yatıyor. Öte yandan bölgede yapılan yasadışı faaliyetler Taleban'dan öncesine dayanıyor. Afganistan'da Îngiliz kolonileriyle başlayan uyuşturucu ticareti, Rus Kızılordusu'nun ülkede- ki denetimi sırasuıda iki katına çıktı. Ülkenin ku- zeyindeki Mesut güçleriyle çatışan Taleban yö- visleri politik nedenlerle Taleban'ın yasadışı fa- aliyetlerine göz yumdu. Bu şekilde uyuşturucu kaçakçılığı Taleban ekonomisinin yüzde 50'sini karşılar duruma geldi. Dünya uyuşturucu tüketiminin yüzde 80'i ve Avrupa'da uyuşturucu tüketiminin yüzde 9O'ı Af- ganıstan'dan sağlanır oldu. Birleşmiş Milletler (BM) Afgan ticaret ağına karşı uyuşturucuya kar- şı bir uluslararası kontrol programı (Pnucid) baş- ma" fikrini getirmesiyle uyuşturucu ticareti ağı Yemen, Somali ve Malezya'ya kadar genişledi. Yardım örgütlerl Terorizm; uyuşturucu ticaretinin yanı sıra Isla- mi yardım örgütleri, Islami yöntemle işleyen (fa- izsiz bankacılık) bankalar ve Jersey, Kıbns, Kay- man Adalan, Panama'dald off-shore şirketlerara- Kaynaklar nasıl kurutulabilir? A vrupa Parlamentosu milletvekillerinden ve Fransa'nın önde ge- /W len hukukçulanndan 46 yaşındakiJean- Pierre Thierrjç ülke- JLM. sınde ve Avrupa çapında kara para aklamaya karşı yürütülen pek çok soruşturmaya kahlmış ve bu konuda sayısız incelemelerde bultm- muş eski biryargıç. Thierry, karaparayla nasıl savaşılabileceğı konusun- daki görüşlerini şöyle açıklıyor: "Kara para aklamayla savaşmak için öncelikle özel ekonomi mah- kemeleri kurulmaü. Çeşitli ülkelerde yapdandınlacak bu mahke- meler arasında bilgi akışının sağlanacağı ve verilerin değiş-tokuş edileceği bir ağ kurulmab.Aynca çeşitli fınans çevreleri arasında ile- rişimi sağlayabilmek için Avrupa çapında bir organizasyon oluşru- rulmalı. Avrupa hukuk cephesi oluşrurulduktan sonra ABD ve As- ya cepheleriyle bağlanüya geçilmeli. Bunun yanı sıra politik hayata şerTaflıkprensibi getirilmeti ki hükûmetlerin yaptıklan para yardım- larının nereiere, kimlere, ne amaçla gittiği bilinebilsin. Hiçbir ülke, François Mitterrad'ın Ruanda hükümerine yapüğı gibi yardımlany- la bir soykırıma kaynak sağlamasın. Bu durum, terörist faaliyetler için de aynıdır." netimine kalan, Bah'nın kendisine açtığı yolu ge- nışletmek oldu. Altyapı, teknik eleman ve bilgi eksikliği nede- niyle Afganistan'uı doğal kaynaklannı değerlen- diremeyen Taleban güçleri, Kuzey Birlikleri'ne karşı yürüttüğü mücadele için uyuşturucu ticare- tinin yanı sıra silah, değerli taş ve yakıt kaçakçı- lığından kaynak sağladı. Suudi ve ABD gizli ser- lattı. Program kapsamında alınan önlemler sonra- sındaTaleban'uı dini lideri Molla Ömer 27 Tem- muz 2000'de bir fetva yayımlayarak haşhaş üreti- mini yasakladı. Ancak Omer'in ^girişimi ıktisadi nedenlere dayanıyordu. Molla Ömer, fazla üre- timle düşen talebi artürmak için arzı kısmayı plan- hyordu. Mısır Cihad Orgütü lideri Ayman el Ze- vahiri'nin, örgüte "cihadıAfganistan dışına yay- cıhğıyla para kazanıyor. Esasen Usame bin Ladin'in servetinin bir kıs- mı Vadi-el-Akik adh şirket üzerinden yapılan it- halat-ihracat işleri ile inşaatve kamu hizmetlerin- den kaynaklanıyor. Suudi terörist paravan şirketler aracılığıyla Ta- cikistan tanm sektöründe, Türkiye ormancılık sektöründe, Kenya ve Sudan'da da hayvancdık sektöründe kazanç sağlıyor. Bu kaynaklardan el- de edilen paralar Londra, Zürih, Cenevre ve Lük- semburg'da işletüiyor. Yenl kaynaklar Suudi Arabistan, Libya ve zengin Suudi aılele- ri uluslararası terorizmin en büyük destekçilerin- den olarak belirleniyor. 1991 'e kadar bu ülkeler Isiami Kurtuluş Cephesi ve ona bağlı Islami Kurtuluş Ordusu gibi terör örgütlerine alenen para yardımı yapıyordu. Ancak Körfez Krizi'nin arduıdan ABD'nin baskısı üzerine Suudi Arabis- tan ve Fas otoriteleri, söz konusu para döngüsü- ne müdahale ettiler. Ancak baltalanan kaynakla- nn yerine yenileri geldi: Yaygınlaşan yöntemler arasında adam kaçırma ve şantaj yoluyla para sız- dırma, Islami yardım şirketleri ve birtakım para- van şirketler yoluyla kara para aklama bulunuyor. Adam kaçırma ve şantaj yoluyla para sızdırma; Körfez Krizi sırasuıda bazı işadamlannı kaçırtma- lanyla başladı; zamanla terorizmin başhca para musluldarından biri haline geldi. Bunlara Avrupa ve ABD'deki göçmen sayısmın artmasıyla "din- dar" ya da "soydaşlardan" toplanan haraç da ek- lendi. BM'nin yaptığı araştırmaya göre yasadışı yollardan kazanıian para 100 milyar dolan bulu- yor. Yasadışı yollarla elde edilen bu paranın büyük bir kısmı da terorizme harcanıyor. Terörist örgüt- ler elde ettikleri paranın büyük bir kısmıyla silah ve lojistik alıyor, kalanı da teröristlerin eğitimine, beslenmesine ve "şehitlerin" ya da hapse giren- lerin ailelerine yardım olarak harcanıyor. TUNCELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2001 243 Da\ acı DSİ Genel Müdürlüğü vekıli Av. Mehmet Özmen tarafından davalı Alı Arğuç aleyhine mahkememızde açılmış bulunan kamulaştırma bedelinin tespıti ve tescil da- vasının yapılan açık yargılaması sırasında mahkememızın 17.09. 2001 tarihli duruş- masmda venlen ara karan gereğince: Davalı Alı Arğuç'a aıt Tunceli llı Merkez Atatürk Mahallesı Rostan Mevkıınde kain 139 ada 9 parsel nolu taşınmazın 4656 m2'si DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kamu- laştmlmış olup, ibraz edilen belgelerden kamulaşnrma bedelı konusunda taraflar anla- şamadıklanndan. kamulaştınlan taşınmazın bedelinin tespitı ile DSİ Genel Müdürlü- ğü adına tescıline karar venlmesı için 16.08.2001 tanhınde DSİ Genel Müdürlüğü ve- kilı Av. Mehmet Özmen tarafından Tunceli Aslıye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı ılanen duyurulur. 21.09.2001 Basın: 57746 FATİH 4. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1999 725 Karar No: 2001 244 Davacı Istanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından davalılar Kenan oğlu Sedat \a- risleri, Altan Sözeri, Aytaç Sözeri ve Armağan Sözerı aleyhine açılan tescil davasında, Mahkememizin 1999 725 esas, 2001,244 karar sayılı 17.4.2001 tarihli karan ile da- vanın kabulü ile Fatih ilçesı. Hobyar Mah. Yokuş Çeşme Sokak'ta kaın 1125 ada, 51 parsel sayılı taşınmazın tapuda Istanbul Üniversitesi adına tescıline. yasa yolu açık ol- mak üzere karar verilrruş olup, Davalılar Altan Sözeri, Aytaç Sözeri ve Armağan Sözeri'ye karann tebliği yerine geçmek üzere ılanen tebliğ olunur 9.10.2001 Basın: 58824 TUNCELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 200167 Davacı Songül Çelik vekili Av. Nazik Dizdaroğlu tarafından davalı Serkan Özbilen aleyhine mahkememızde açılmış bulunan babalık davasının tamnma ve tenfizi davası- nın yapılan açık yargılaması sırasında: Bütün aramalara rağmen adresı tespit edilemeyen da\alı Serkan Özbılen'e dava dı- lekçesı ve duruşma gününün ılanen tebliğine karar venlmış olup, duruşma günü olan 8.11.2001 günü saat 09.00'da dava dılekçesınin teblıgat yenne kaım olmak üzere ila- nen tebliğine. ılanm yayınlandığı tanhten itıbaren bu dava ile ılgilı ibraz etmek istedi- ğiniz belgeleri duruşma gününe kadar göndermeruz veya duruşmaya getirmeniz gerek- tiği, duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekıl tarafından temsil edilmedığiniz takdirde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği hususu tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 57740 OF KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000 72 Davacı Orman Genel Müdürlüğü tarafından Of Meyvalı Köyû, 140 ada, 22 parsel sayılı taşınmazın davalı adına yapılan tesbıtınm ıptalı ile orman olarak tesbitine karar venlmesı ıstemiyle açılan davanın yargılaması aşamasında davahnın ölü olması ve mi- rasçılannın da adreslerinin saptanamadığı nedenle ılanen tebliğ yoluna gidilmiştir. Bu kez duruşmanın 9.11. 2001 günü saat 9'a bırakıldığı, ölü davalı Ahmet Ünal'ın mirasçılan Fatma, Şakır, Necati, Yüksel, Asaf, Idil, Gülüzar, Ismet. Ayşegül, Refigül, Mustafa, Hatıce, Hümeyra. Ümmühan. Fatma. Halide, Sibel, Hasan, Hakan, Asiye, Ha- va, Emıne. Hatıme. Fatma. Emı. Müzeyyen Nur Ünal'ın anılan günde mahkemede ha- zır bulunarak veya bir vekılle kendilerini temsil ettirerek tüm belge ve delillerini sun- malan aksi halde yargılamaya yokluklannda devam edılerek karar verileceği hususu davalılara tebligat yerine geçmek üzere ilan olunur. Basın: 57672 BURDUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2001/46 TEDAŞ tarafindan davalı Fatma aleyhine açılan cebri tescil davasının sonunda, Bur- dur 1. Asliye Hukuk Mahkemesı, 12.7.2001 tarih. 2001 46-308 E.K. sayılı ilamı ile Burdur Konak Mah. Cilt: 5. Sayfa: 445, Ada: 331, Parsel: 10"da davalı Fatma'ya ait 6 27 oranındakı kaydın iptalı ile davacı ıdare adına tapu\ a tescıline karar verilmiş olup, da\alı Fatma'nın adresi meçhul olduğundan mahkememızce venlen işbu karar davalı Fatma'ya tebliğ yenne kaım olmak üzere ılanen tebliğ oiunur. 2.10.2001 Basın: 57625 BURDUR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2001'209 Davacı Fatma Küçük tarafindan davalı Ibrahim Bülbül aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasınm yapılan duruşmasında. davalı lbrahim Bülbül'ün adresi meçhul oldu- ğundan, duruşma günü olan 05.11.2001 günü saat 9.50 Burdur 1. Aslıye Hukuk Mah- kemesi'nde hazır bulunması. aksi halde HUMK'nin 509 ve 510. maddeleri geregince yokiugunda karar verileceği hususuu tebliğ olunur. 2.10.2001 Basın: 57624
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle