Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 EKİM 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR [email protected] 15
Istanbul'a ilk kez gelenAndrew Hill, Akbank Caz Festivali'nin konuğuydu
Sınırsızmüziğin
peşinden gidiyorYILMAZ GUNEY
Besteci, piyanist ve grup lideri Andrew
Hill, yanm asırlık uluslararası
ünü sağlayan özgün müziğiyle
bütûn bu özellikleri banndınyor.
Piyanoda Andrevv Hill, bas klar-
nette Marty Ehrlich, trompette
Ron Horton, tenor saksofonda
Aaron Stewart, bas gitarda
Scott Colley, davulda Nashe-
etWaits'ten oluşan grup, 11.
Akbank Caz Festivali kap-
samında CRR'de verdiği
konserle cazseverlerle
buluştu. Müziğini de-
ğişken olarak tamam-
layan Hill, sınırsız bir
müziğin peşinde olsa
da lünitleri olduğunu
söylüyor. Limitleri
olmazsa dağılacağını
ve istediklerini yapa-
mayacağını düşünü-
yor.
Gerçek bir yenilikçi
olan Andrew Hill'in
besteleri, 6O'lı yılla-
nn başlannda Blue
Note firması için
yaptığı ve caza ye-
ni bir soluk getiren kayıtlarda da gözlendiği
gibi, estetik ve entelektüel bir tutum sergili-
yor. Tekrarlan, asimetriyi, ahenksizlik ve ses-
sizliği kullanım tarzı, sanatçınrn etkilendiği-
ni söylediği Thelonious Monk, Bud Powell
ve Art Tatum gibi müzisyenlerin stiline hiç
benzemiyor.
- Caz serüveniniz nasıl başladı?
ANDREW HİLL - Gençken şanslı oldu-
ğum için tatillerde New York'a gidip gelme
firsatı buluyordum ve orada müthiş insanlar-
la karşılaştım. Daniel VVashington ve Char-
lie Parker ile çalma şansı buldum; aynca
Johny Hardmann la ilk günlerimde. Sonra
Chicago jazz yapanlar Chicago şehrine ilgi
duymaya başladılar ve oraya geliyorlardı.
Onlarla da çaldım, bu bana yeni şeyler öğ-
retti.
'Mfizisyenin görevi sihri bulmaktır'
- Cazın popüler olduğu dönemlerde mü-
zik yapmak önemli bir şans olsa gerek...
HİLL - Biz kolej'de caz yapmaya başla-
dık ve o zamanlar bu çok popüler bir müzik
türü idi bizim için. Bu müzik içimde bir şey-
ler uyandınyordu, çünkü müzik gençseniz
sizin için etiket değildir. Müzik insanın çev-
resinde olan atmosferi yansıtır, caz bu neden-
le beni bir mıknatıs gibi çekti. Ve bu müzik
yalnızca siyahlar için değildi, çok değişik
çevrelerde de ilgi uyandınyordu.
- Geçirdiğiniz süreç, müziğinizde nasıl
değişimlere yol açtı?
HİLL - Zaman insana çok şey katıyor ve
değişik senelerden geçmek, örneğin 70'lerin,
80'lerin, 90'lann arasında farkı görmek size
çok şey katıyor. Insan açık görüşlü ve dene-
yimli. Ayru zamanda cazın popüler bir mü-
zik olmasından çıkıp zamanla büyük bir kül-
tür akımı oluşuna tanık olmamı sağladı.
- Müzik akımlannın birbirine karışma-
sı hakkmda neler düşünüyorsunuz?
HİLL - Bu konuda fikir yürütmeyi sevmi-
yorum, çünkü aramızda genç ve çok yetenek-
li müzisyenler var. Bu 'fusion'a iyi bir so-
nuç vereceğini hissedersem katılmayı da is-
terim. Benden önce gelenler olduğu gibi,
benden sonra da gelenler olacak, bu yaşamın
bir kuralı. Müzik dinleyenler bazı şeyleri mü-
zik yapanlardan bile daha iyi duyabılır, bir
müzisyenin esas görevi sihirli şeyler bulup
onlan dinleyicilerine sunmaktır.
-Sizce Amerika'da cazın tarzı kentten
kente belirgin farkblıklar gösteriyor mu?
HILL- Evet, bazı farklılıklar var ve mü-
zisyenlerin arasındaki ilişkiler caza çok bü-
yük zenginlikler getiriyor. Artık çok daha ki-
şisel, orijinal caz yapan müzisyenler de var,
bu çok iyi. New York'ta çok iyi gruplar var,
o kadar çok yeni müzisyen var ki.. Artık caz
yüzeysellikten çıkarak daha entelektüel, da-
ha derin bir form aldı.
Cala, Handan İpekçlnin fllmlyle
Gençlik ve
Sinema Şenliği
bugün başlıyor
Kültür Servisi - Gençliğin sinema aracılığı ile
kendini ifade etmesi için olanaklar yaratmak;
ülkemizde ıhmal edilmiş bir alan olan gençlik
filmlerinden farklı kültürlerin ürünü ilginç
örneklen genç izleyicilerle buluşturarak,
sinema eğıtimine destek olmak ve dünya gençleri
arasında köprüler kurmak amacı ile
tstanbul Bilgi Üniversitesi, Istanbul Fransız Kültür
Merkezi, Uluslararası Cannes Film Festivali
"Cannes Junior" ve tstanbul Büyükşehir
Belediyesi işbirlıği ile Pi Prodüksiyon Halkla
ilişkiler (PPR) tarafından "Uluslararası Gençlik
ve Sinema Şenliği" başhklı uluslararası bir
etkınlık gerçekleştirılecek.
"I. Uluslararası Gençlik ve Sinema Şenliği"
etkinlikleri, projenın sunuluş "Gala"sı, gençlik
jürisinin seçımi, liselerde "Sinema Günleri", lise
öğrencıleri arası "Kısa Film Proje Yarışması ve
Senaryo Atölyesi" ve "Uluslararası Gençlik
Filmleri Yarışması" etaplanndan oluşuyor.
BûyûkAdam Ktiçfik Aşk
Şenliğin sunuluşu, bugün Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda, Antalya Altın Portakal Film
Festivali'nde beş ödül kazanan, Handan
Ipekçi'nin yönettiği, başrollerinı Şükran Güngör,
Füsun Demirel, Yüdız Kenter ile küçük oyuncu
DUan Erçetin'in üstlendiği "Büyük Adam
Küçük Aşk" filminin "gala"sı ile yapılacak.
PPR'nin "Cannes Junior"la imzaladığı protokol
gereği, festivalin "Uluslararası Gençlik Filmleri
Yarışması" bölümünde yer alan filmler, 13-17
yaş grubundan gençlerin oluşturacağı on kişilik
bir gençlik jürisi tarafmdan değerlendirilecek.
Jüri. Fransızca öğretim veren Anadolu liseleri ile
Fransız liseleri öğrencıleri arasuıdan belirlendi.
Jüri üyelerinin seçimı, Cannes Junior'un diğer
ülkelerde uyguladığı sistem gereği, bir "Film
Eleştirisi Yarışması" aracılığı ile yapıldı.
"Himalaya" adlı Fransız filmini konu alan
eleştıri yanşmasına gönderilen metinler, Reha
Erdem, Alin Taşçiyan, Vecdi Sayar ile Thierry
Hugot ve yardımcısı Saadet Ersin'den oluşan bir
seçicı kurul tarafından yapıldı.
Liselerın öğretmen ve öğrencilerine yönelik
konferans, semmer ve film gösterileri, 2 Kasım
2001-26 Nisan 2002 tarihleri arasında çeşitli
liselerde ve Istanbul Bilgi Üniversitesi'nde yer
alacak. Istanbul liselerinde öğrenim gören
öğrencıler arasında açılacak Kısa Film Proje
Yanşması'na en çok 10 dakika uzunluğunda,
vıdeo ile gerçekleştirilecek projeler katılabilecek.
Gençler, en fazla üci sayfalık film öyküsü ve
yaratıcılannı (yönetmen, -farklı bir kişiyse-
kameraman, varsa oyuncular) tanıtan bir "teknik
fış"i ıçermesi gereken projede, filmin yönetmenin
kendi kamerası ile çekilip çekilemeyeceğini -video
kamera ihtıyacı- belirtecekler. Projelerin son
başvuru tarihi 4 Ocak 2002 olacak. Yanşmamn
değerlendirme Kurulu'nda, Barış Pirhasan. Ümit
Ünal. Öktem Başol ve İlker Canikligil ile Vecdi
Sayar görev alacak. Etkinlik çerçevesinde, Ocak
2OO2"de, 8'i yanşmalı bölümde, 8'i yanşma dışı
16 uzun metrajlı ve 10 kısa metrajlı, toplam 26
filmin katılacağı "Cannes Junior-Türkiye,
l luslararası Gençlik Filmleri Yarışması"
düzenlenecek.
Uygarlıklannbileşkesi: El GrecoAYŞE EMEL MESCt
Uludağın başı yine dumanlandı. Ahmet
HamdiTanpınar'ın "Bursa'da Zaman" şiiri-
ni okurken düşünüyorum. Zaman çok çabuk
akıyor, Dünya'nm yakın bir bölgesinde ölümü
bekliyenler için ise zaman "an"larda donmuş
gibi. Bir süredir Bursa'dayım. Bursa Devlet Ti-
yatrosu'nda Dario Fo ve Franca Rame'nin
"Kadın Oyunları"nı sahneye koyuyorum.
Prova bitişinde riyatrodan aynlırken, 1977'de
Varna'dan Bursa'ya göçen Devlet Tiyatrosu sa-
natçısı, şair dostum Hafize Gün'ün Ahmet
Hamdi'ye nazire diyebileceğim mısralan dü-
şüyorusuma; "Sel gibi akan caddelerde/ Ko-
ca şairin gözleri sözleri/ Gün ışığı mısrala-
nnda/ Kurtulamıyorum güzelliklerin yasın-
dan/Yeşilliği kaybetme korkusundan/ Güzel
Bursa'mın sokaklarında".
Vakit gece. Kapıdan girerken "Burada evi-
nizdesiniz" yazısıyla karşılandığınız, ahşabın
ve kitabın sıcaklığını buluşturan bir mekânda,
Bursa Kitap-evi'nin av-
lusundaki açık hava res-
toranındayun. Çocukla-
nn kitaplan diledikleri
gibi kanştınp resim ya-
pabildikleri "Çocuk
Odası"ndan toplantı sa-
lonlanna dek, mevcut
piyasa kurallannın çok
dışına taşan bir incelik-
le kotanlmış gerçek bir
"kitap evi" burası. Mil-
li Mücadele yıllannda,
Atatürk'ün silah arka-
daşlanndan Nuri Kara-
canın ailesiyle yaşadığı
bu konak, yaşam stan-
dartlan, aileyi evden ta-
şınmaya zorlayınca ge-
çirdiği büyük yangına
dek erkek öğrenci yurdu
olarak kullanılmış, yan-
gından sonra terk edilmiş ve harabe durumday-
mış. 1996 yılında mımari özellikleri ve yapı ni-
telikleri korunarak yeniden üışa edilmiş ve Bur-
sa külrür dokusuna "kitap evi" işleviyle yeni-
den kazandınlmış.
El Greco ve Toledo'nun Gizi
Masalarda yanan mumlann titreyen alevlerin-
de yüzler uzuyor. Işık-gölge oyunlan hüzünle
vakan buluşturan ifadeler, maskeler yarahyor.
El Greco'nun resimlerindeki gizemli yüzlere
dönüşüyoruz mum ışığında. Elimde, biraz ön-
ce içeriden aldığım "El Greco ya da Tole-
do'nun Gizi" adlı kitap...
îspanyollann "El Greco (Yunanlı)" adını
taktığı Domenikos Theotokopoulos, 1541'de
o sırada Venedik Cumhuriyeti'ne bağlı olan Gi-
rit'in Kandiya şehrinde doğdu. Babası Vene-
dikliydi. 20 li yaşlannda, Girit'te El Greco'dan
"ressam" diye söz edildiği biliniyor ve genç
adamın hayatınm bu evresinde Venedik'e gitti-
ği sanılıyor. Roma'daki San Luca Akademi-
si'nin 1572 tarihli kayıtlannda adına rastlanan
sanatçı, 1577'den itibaren Toledo'ya yerleşir ve
1614'te burada ölür.
El Greco'nun ölümsüz tablolannda sanatçı-
mn ve kentin gizemini buluşturan, Bizans etki-
lerindenArap-Islam uygarhğına, Rönesans Ital-
yası'ndan pagan kültürüne, gizli-açık Musevi
inançlanndan (El Greco, Toledo'nun Yahudi
mahallesinde yaşıyordu) Hıristiyan Ispanya'ya
dek çok genış kapsamlı bir külrür yelpazesiydi
aslında.
Eisenstein, El Greco'yu modern fiün kurgu-
sunun öncüleri arasında sayar ve bu göriişünü
sanatçının en ilginç eserlerinden "Toledo'nun
Görünüşü"nü ömek vererek gerekçelendirir.
Bu tablo, Toledo'nun aşağı yukan bir kilomet-
re kadar doğudan genel görünüşünü yansıtır.
Ama tepenin üstündeki Don JuanTavera Has-
tanesi'nin boyutlan küçültülmüş ve resmin ba-
kış noktasından görühneyen ön cephesiyle tab-
loya sokuhnuştur. Tablonun ön planındaki bir
delikanlı ise eünde kentin planını tutmaktadır.
Greco oğluna, bu planın üzerine şunlan yazma-
sını söylemiştir: "Don Juan Tavera Hastane-
si bir maket biçimine sokmak zorunda ka-
lınmıştır; çünkü hastane yalnızca Visagra
Kapısı'nı gözden saklamakla kalmıyor, ay-
nca kubbesi öylesine yükseliyordu ki kente
tümüyle egemen oluyordu. Böylece maket
olarak alınıp yerine taşınınca, yapının her-
mızda duran yine de Toledo şehridir, El Gre-
co'nun Toledo'su..."
Minyatûr sanatı
Einsenstein, bizim minyatûr sanatçılanmı-
zm, örneğin Matrakçı Nasuh'un katıldıklan
seferlerde çizdikleri kent görüntülerini veya Is-
tanbul minyatürlerini montaj sanatı açısından
nasıl değerlendirirdi acaba? Tablonun parçala-
rını ayn ayn, kendi bağımsızlıklan içinde ele
alıp, kuşbakışı planla cephe görüntüsünü yeni
bir kurgu içinde birleştirmek ve gerçekliğin sa-
nat prizmasından süzühnüş, oldukça modern
sayılabilecek bir görüntüsünü sunmak, minya-
tûr sanatımızın da temel özellıklerinden birini
oluşturuyor. Akdeniz'in doğusundaki Girit'ten
Matrakçı Nasuh'un öldüğü yıllarda (1564), Ak-
deniz'in bahsına doğru yolculuğuna başlayan El
Greco 'nun bu ilginç tablosunda bir minyatûr esi-
ni olup ohnadığını benim bilmeme olanak yok;
ama sanatçıyı modern Batı sanatının erken ön-
cüleri arasına sokan temel etkenın, Akdeniz dün-
yasının o çağdaki kayna-
şan çok kültürlülüğü oldu-
ğu kuşku götürmez.
hangi bir bölümünden önce ön yüzünü gös-
termem gerekriğini düşündüm; yapının ge-
ri kalan bölümünün kentle ilişkisi planda
görülecektir..." (1)) Eisenstein şu sonuca vanr:
"Uzamın içindeki hiçbir gerçek noktadan
Toledo'nun bu görüntüsü elde edilemez. Bu
görüntü parçalan monte edilmiş bir komp-
leks, montaj yoluyla oluşturulmuş bir bile-
şik tasvirdir. Doğal halleriyle birbirlerine ve-
ya seyirciye sırtlarını dönen nesnelerin tek
tek 'fotoğraflan çekilmiş ve manzaraya katıl-
mışhr'(2). Bu tabloda bir tek bakış açısı de-
ğil, ayn ayn noktalardan elde edilmiş görün-
tülerin montajı söz konusudur ama karşı-
'Uygarüklar Çatış-
ması' mı dediniz?
Eisenstein, filmde du-
yum eşleşmeleri ve
renk-ses kurgusu bağla-
mmda ele aldığı El Gre-
co'nun eserleriyle "can-
te hondo" adı verilen
müzik türü arasında da
tam bir eşdeğerlilik ol-
duğunu söyler. Manuel
de Falla'ya göre "can-
te hondo" Bizans, Arap
ve Çüıgene müziklerini
buluşturan bir bireşün-
dir. Uzun ve kederli yüz-
leri, gerçekçi kişiliklerle
onlarm içlerinden fışkı-
ran görüleri bir arada res-
mettiği montaj örneği
tablolan, tüm dinginlik-
leri içindeki bedensel ge-
rilimleriyle "tevekkül
ve coşkuyu yansıtan"
figürleriyle bu sıra dışı
sanatçıyı Batı dünyasına
yeniden hatırlatan yazar-
lardan biri olan Maurice
Barres şöyle diyor:
"Katolik düşünce ile
kanşmış tslam düşün-
cesinden kimi eleman-
ları kendi bünyesinde
bir araya getiren ve He-
len so\nndan gelen biriydi Greco. Bu me-
lez kandan plastik bir dil yarattı böylece"
(3). El Greco, bu bağdaştırmacı ve bıreşimci
özellikleriyle günümüzün "sözde uygarlık
çatışmalan"na da iyi bir yanıt oluşturuyor.
Kültürel ve sanatsal mayalanmalar garip üs-
tünlük iddialarmdan değil, "öteki"nin farkı-
na varmaktan ve yauıız kalmamaktan geçer.
(li Eugenio Barba, \icola Saverese, Anatomıe de
VAkteur, 1985. s. 177.
(2) SergeyM. Eisenstein, Film Duyumu. Çev: Nijat
Özön, PayelYay, Istanbul 1984, s. 96-99.
(5) Maurice Barres, El Grecoya da Toledo 'nun Gi-
zi, Çev.: Kaya Özsezgin, ImgeYay. Ankara, 1997. s. 175.
Jackson'ın eski
albümleri piyasada
• Kültür Servisi - Michael
Jackson'ın eski albümlerinden
birkaçı sanatçının müzikteki 30.
yıldönümü nedenı ile yeniden
satışa sunulacak. Içerisinde yeni
kitapçıklar, şarkı sözleri ve yeni
resimler bulunacak 'OfTThe
Wall\ 'Thriller', 'Bad' ve
'Dangerous' albümleri bugün
yeniden dinleyenlerine ulaşacak.
Cher-Spears
ortaklığı sona erdi
• Kültür Servisi - Cher,
Britney Spears'ın televizyonda
yayımlanacak konserinde
gerçekleştireceği performansını
iptal etti. Ünlü sanatçı
önümüzdeki ay gerçekleşecek
konserde Spears ile birlikte
sahneyi paylaşacaktı. Aynı
tarihlerde iş için Avrupa
yolculuğuna çıkacak olan Cher
bu durumdan dolayı çok üzgün
olduğunu, çünkü bunu çok
istedığıni açıkladı. Ünlü star bu
proje için yaklaşık 1 yıldır
Britney ile görüşüyordu.
Galeri Oda'da Bir
Odada Sekiz Naif
• Kültür Ser\isi - Teşvikiye
Galeri Oda'da bugün 'Bir Odada
Sekiz Naif adlı sergi açılıyor. 3
Kasun'a dek sürecek sergide,
Emin Başaranbilek, Şebnem
Çamdalı, Hıkmet Karabucak,
Nihal Sıralar, Esra Sirman,
Selçuk Togul, Ismail Yalçm,
Bengisu Yıldınm'ın resimleri yer
alacak. Bir ekol ya da akım
olmayan 'naif sanat, akademik
kurallarla değerlendirilemeyen,
kendi mantığı için yaklaşıhrıası
gereken bir sanat anlayışı.
Sergi, pazar ve pazartesi günleri
dışında hergün 12.00-19.00
saatleri arasında izlenebilecek.
(259 64 69)
Minogue kardeşler
düet yapacak
• Kültür Ser\isi - Dannii
Minogue, ablası Kylie Minogue
ile birhkte düet
gerçekleştireceğini açıkladı.
Geçen haftalarda müzik
kariyerine dönüş yapan Dannii-
Kylie Minogue, özel bir
televızyon programmda, aldıklan
bu karan açıkladılar. Dannii
Minogue'un Riva ile birlikte
gerçekleştirdiği yeni single'ı
"Who Do You Love Now" 19
Kasım'da piyasaya sürülecek.
üluslarapası İstanbul
Bienali Tokyo'da
• Külrür Servisi - Istanbul'da
22 ülkeden 63 sanatçıyı bir araya
getiren, 'Egokaç: Gelecek
Oluşum için Ego'dan Kaçış'
konulu 7. Uluslararası Istanbul
Bienali'nin küratörlüğünü
üstlenenYuko Hasegawa,
bienalin küçük bir bölümünü
Japonya'ya taşıdı. 'Ego Fugal:
From the 7. International Istanbul
Biennial / Ego' adıyla 5 Ekim'de
Tokyo Opera City Art Gallery'de
açılan sergiye, Istanbul
Bienali'ndeki sanatçılardan Ömer
Ali Kazma, Hüseyin Çağlayan,
Francis Alys, Maja Bayevic,
Evgen Bavcar, Chris
Cunningham, David Noonan &
Simon Trevaks, Odani Motohiko,
Philippe Parreno, Sone Yutaka,
Magnus VVallin. Apichatpong
Weersasethakul ve Jane & Louise
Wılson davet edıldi.
'Bay Knepp' Ankana'da
• Kültür Servisi - Aksanat
Prodüksiyon Tiyatrosu, Ankara
Sanat Tiyatrosu'nda 16-21 Ekim
tarihleri arasında Jorge
Goldenberg'in 'Bay Knepp' adlı
oyununu sahneleyecek. Işıl
Kasapoğlu'nun yönettiği oyunda,
bir insanın hayatındaki çok
önemli birini kaybedince yaşadığı
ruh hali \e yaşadığı baskılara
direnmesi konu ediliyor. (AST7
0312 417 76 76)