17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5OCAK2001CUMA HABERLER DimADA BUGUN ALt SİRMEN ' 3. Binyıl Nasıl Olacak? PARİS - Geçen yüzyılın sondan bir önceki gü- nü, hemen hemen bütün Fransız gazetelerinin manşeti aynıydı: "2000, yüzyılın en sıcakyılı oldu." 31 Aralık'ta Fransızlara geieneksel konuşması- nı yapan Jacques Chirac da, çevre sorunlanna dikkat çekiyor; kirlenmenin, sera etkisinin göz önünde bulundurulmasını, buna karşı önlemlerin alınması gerektiğini, egoist davranışların kötü so- nuçlar vereceğini, belki de geçen yılki büyük fırtı- na ile deli dana sorununun, doğa ile insan ilişkile- rindeki yanlışlığımızdan doğduğunu söylüyordu. . Chirac'ın konuşması, politikacıların sorunun önemini anladıklarının işareti olması açısından önemlidir. Yoksa bilim adamlan sorunun çoktan farkında- lar, hem de yüzyılı aşkın bir süreden beri... Çok kişiye garip gelecek ama, karbon gazının yarattığı sera etkisi dolayısıyla dünyanın ısınma tehlikesini ilk dile getiren kişi, 1903 yılında Nobel ÖdülD'nü de kazanmış olan Isveçli kimyager Svante Atenhius olmuştu, hem de 1896 da. Ama dönemin koşulları dolayısıyla fazla ciddiye alınmamıştı. Aradan geçen zaman içinde tehlikenin ciddi bo- yutlan ortaya çıktı. Haroun Terzieff gibi kimi bilim adamlannın olayı hafifseyen savlannın geçersiz ol- duğu kanıtlandı. • • • Evet dünya ısınıyor, tayfunlann boyırtlan büyü- yor, polıtikacılar bile sorunun ciddiyetini artık açık- ça dile getirir oldular. Birçok gazetede, dergide, bilimsel verilere da- yanarak 21. yüzyıl senaryoları yazılıyor. Yalnızca sera etkisini göz önünde bulunduran senaryolar bile atmosferin ısınması, kutuplardaki buzullann erimeye başlaması. okyanuslann sula- nnın yükselmesi sonucunda, birçok yerin sular al- tında kalacağını, Bangladeş ve Hollanda gıbi ül- kelerin büyük toprak kaybı tehlikeleriyle karşılaşa- caklan, bunun yanı sıra Gulf Stream'ın ısınma so- nucu meydana gelen koşullar sonucunda yok ola- cağını söylüyorlar. Gulf Stream'in ısıtıcı ve iklim dengeleyici etkile- ri yok olunca Batı Avrupa'daki iklimin büyük ölçü- de değişmesi öngörülüyor. Bu değişikliğin aynı za- manda karbon gazının artmasına ve sera etkisinin daha da yoğunlaşmasına yol açacağı belitiliyor. Tekrar vurgulamak isterim, bunlar yalnızca sera etkisi ile ilgili.. ozon tabakasının delinmesi, Ama- zon ormanlannın yok olması gibi etkenler bu se- naryolarda yer almıyor. Ve ileri sürülen tehlikelerin ilk belirtileri ve sonuç- lannın 21. yüzyılda kendisini göstereceği belirtili- Ulkemizde, Türkçeye çevrilmiş olan "Zamanın Kısa Tarihi" adlı yapıtıyla tanınan Stephen Haw- king ise bu binyılın sonuna vanlmadan, 2800'lü yıl- larda, dünyanın, üzerinde hayat bulunmayan bir gezegen olabileceğini söylüyor. • • • Bütün bu değişim, insanın, smır tanımaz egoiz- mi ve kâr tutkusuyla doğanın dengesiyle tehlikeli biçimde oynamasından doğuyor. fnsanlık 20. yüzyılı, topyekûn nükleer savaş yü- zünden, bir anda yok olma tehlıkesinin korukusuy- la geçirdi ve hiç değilse şimdilik bunu atlattı. Önümüzdeki yüzyılda da aynı tehlikenin yaşan- mayacağını söyleyebiliriz. Ama üzerinde yaşadığımız gezegenin, yavaş- tan başlayan ve ivmesi hızlanan bir şekilde yaşan- maz hale gelmesi tehlikesi önümüzdeki en büyük tenlike. Insanoğlu, ya aklını başına alarak gerekeni ya- pacak ya da doymaz hırsının kurbanı olacak. Şimdilik birinci olasılığı güçlendirecek belirtilere rastlamıyoruz, Ne Rio'da boş lafların ötesinde bir çözüm çıktı, nedeCenevre'de... Herkes tehlikeyi artık görüyor, ama sermayenin sınır tanımaz açlığı gerekeni yapmaya yanaşmıyor. "Ya hüfcümet/er?" demeyin! Unutmayın! Daha önce de söylemiştik, artık ik- tidariar ulus devletlerin elinden büyük şirketlere geçmektedir. Kamu yaran, insanlığın ortak çıkarı gibi kavram- lar küreselleşme karşısında geçerliliklerini yitirmek- tedirler. Insanoğlunun ortak çıkarlarını koruması ile kü- reselleşmenin aynı doğrultuda geliştiğini söyle- mek güçtür. Bu durumda ne olacak? Ya insanoğlu başka bir ekonominin, üretimin ve paylaşımın-dönemini açacak ya da küreselleşirken yok olacak. Bizden söylemesi. Yenilikçilerden CHP'ye ziyaret Baykal'dan Gül'e 'yardım' önerisi ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-CHPGe- nel Başkanı Deniz Bay- kal, FP Milletvekili Ab- duDahGül'ün parti için- deki çahşmalanm ya- kından izlediğini belir- terek "Daha önce ben- zer çalışmalar yapmış biri olarak size \ardim- cı olabilirim" dedi. FP Kayseri Milletve- kili Abdullah Gül, par- tisinin milletvekilleri Abdüüatif Şener, Ab- dülkadir Aksu, Azmi Ateş ve Akif Gûlle ile birlikte CHP Genel Başkanı Deniz Baykal' ı ziyaret etti. Abdullah Gül konuşmasında, CHP'yi Türk siyasi ha- yatının en önemli un- surlanndan, Baykal" ı da Türk siyasetinin dene- yimli liderlerinden biri olarak niteledi. Türk si- yasi yaşamındaki en önemli eksikliklerden birinin. siyasi partiler arasındaki kopukluk ol- duğuna dikkat çeken Gül, ziyaretlerini hem bu eksikliği gidermek hem de ülke meseleleri- ni tartışmak için yaptık- lannı belirtti. Baykal da çok gergin ve kutuplaşmah bir top- luma doğru gidildiğine işaret ederken "Her an her şey olabflir w dedi. Baykal ve Gül, gaze- tecilere yaptıklan açık- lamalardan sonra yakla- şık 2 saat süren bir gö- rüşmede bulundular. Gül, görüşmenin ardın- dan gazetecilerin soru- larını yanıtlarken CHP'yi ziyaretinin FP'den kopmanın bir işareti olmadığını söy- ledi. Şişli Ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne Gültekin Koç tarafından gerçekleştirilen saldında dinamit lokumu kullanıldı X-ray gizi lıâlâ çözülemeditstanbul Haber Servisi - Şişli Ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne, Gültekin Koç adlı "cank bomba" tara'fından gerçekleştirilen saldında dinamit lo- kumu kullanıldığı belirlendi. Eylem- cinin gövdesine sardığı dinamitler ve fünye ile x-ray cihazından nasıl geç- tiği henüz belirlenemedi. Başbakan Bülent Ecevit, polisin öncelikle ken- disini koruması gerektiğine dikkat çe- kerken Emniyet Genel Müdürlü- ğü'nce yayımlanan genelgede ise em- niyet birimleri benzer eylemlere kar- şı uyanldı. Başbakanlık'a gelişinde gazeteci- lerin intihar saldınsıyla ilgili sorula- rııu yanıtlayan Başbakan Ecevit, ola- ya çok üzüldüğünü belirtti. Ecevit, "Bizim polisimiz vatandaşı korumak için çaba sarf ediyor, ama anlaşılan kendini korumakta ihmalkâr davra- • Eylemle ilgili araştırmalar sürerken eylemcinin, gövdesine sardığı dinamitler ve fünye ile x-ray cihazından nasıl geçtiği henüz belirlenemedi. Ecevit, polisin önce kendisini koruması gerektiğini söyledi. Canlı bomba Koç'un af yasasından yararlandığı ve bu nedenle hakkındaki arama kaydının kaldınldığı ortaya çıktı. myor. Oysa önceükle kendisini koru- ması gerekir" dedi. Genelgeyle uyan Emniyet Genel Müdürlüğü, Şişli Il- çe Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik bombalı saldınnın ardından, bir ay içerisinde 4. genelgesini yayımlaya- rak saldınlar konusunda daha duyar- lı olunmasını istedi. tçişleri Bakanlı- ğı Müsteşar Yardımcısı'nm imzasıy- la dün 81 il valiliğine gönderilen ge- nelgede, DHKP-C ve TtKKO örgüt- lerinin, cezaevleri operasyonunun ar- dından bombalı ve silahh saldınya ağırlık verdiği vurgulanarak emniyet teşküatına bağh tüm birimlerin, as- keri kuruluş ve tesislerin açık hedef alındığı ifade edüdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağ- lı müfettişler, dün sabah saatlennden itibaren Şişli Ilçe Emniyet Müdürlü- ğü'ne gelerek incelemelerine başladı. Uzmanlarca yapılan incelemede, Gültekin Koç'un gövdesine sardığı dinamit lokumlanyla eylemi gerçek- leştirdiği belirlendi. Şişli Etfal Hastanesi'nde tedavi al- tma alınan bekçi Hayati Bala ile Sa- bahat Kısakol adlı yurttaşın vücutla- nna saplanan metal parçalannm ame- liyatla çıkanldığı belirtildi. Gözlerin- deki yırtılmalar nedeniyle Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakülte- si Hastanesi Göz Servisi'ne sevk edi- len polis memurlan Mehmet Ergü- der ve Yavuz Meydan, Dr. AkifÖzda- marbaşkanlığındaki bir ekip tarafın- dan ameliyat edildi. Bombacı af kapsamında Sakarya Üniversitesı Inşaat Mü- hendisliğiFakültesi'ni 3. sınıftanterk eden Gültekin Koç'un, 1996 yılında Kadıköy'deki 1 Mayıs olaylanna ka- tıldığı için gözaltına alındığı ve Istan- bul DGM'ce "Yasadışı örgüt üyeleri- ne yardım ve yatakhk etmek" suçun- dan 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarp- tınldığı için arandığı belirlendi. Koç'un, şartlı salıverme yasasından yararlandığı, bu yasa kapsamında da hakkındakı arama kaydının kaldınldı- ğı ortaya çıktı. Koç'un îstanbul Emniyet Müdür- lüğü'nden 1997 yılında pasaport aldı- ğı ortaya çıktı. Istanbul polisinin, ge- çen yıl haziran ayında Koç ve ailesi- nin kaldığı Esenler'deki eve gittiği ve Koç'un babasının polislere oğlunun Isviçre'de oldugunu söylediği kayde- dildi. intihar saldınsında parçalanarak ölen Gültekin Koç'un cenazesi, Istan- bul Esenler'de bulunan Atışalanı Ke- mer Mezarhğı'nda toprağa verildi. İntihar saldınsında yaşamını yitiren Naci Canan Tuncer için tören düzenlendi Şehit polis toprağa verilditstanbul Haber Servisi - Mecidiyeköy'deki Şişli Il- çe Emniyet Müdürlü- ğü' nün dördüncü katında gerçekleştirilen bombalı in- tihar saldınsında şehit olan polis memuru Naci Canan Tuncer (40), dün yapılan resmi törenin ardından Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi. Törene çok sayıda astsubayın resmi üniformalanyla katılmalan dikkat çekti. Yasadışı DHKP-C örgütü üyesı Gültekin Koç'un Şiş- li Ilçe Emniyet Müdürlü- ğü'nün dördüncü katma çı- karak gerçekleştirdiği inti- har saldınsında yaşamını yitiren Tuncer için Vatan Caddesi'nde bulunan Istan- bul Emniyet Müdürlü- ğü'nde tören düzenlendi. Törene şehit polisin yakın- larij Emniyet Genel Müdü- rü TuranGenç, tstanbul Va- lisi Erol Çakır. Istanbul Şehit polis memuru Nari Canan Tuncer, yapnan resmi törenin ardmdan Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi. Emniyet Müdürü Kazun Abanoz, 3. Kolordu ve Batı Garnızon Ko- mutanı Korgeneral Hüseyin Gök- su, Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Eyüp Engin Hoş, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Al- bay Halil Ibrahim Tüysüz, Istan- bul Cumhunyet Savcısı Ferzan Çi- tid ile Istanbul emniyet personelı katıldı. Emniyet Müdürü Turan Genç, törende yaptığı konuşmadadevie- ti ve milleti parçalamak isteyen şer güçlerin devletin tüm kurumlan- nı, özellikle güvenlik güçlerini he- def aldığını belirterek "Ancak Türk polisi her zaman Türk milk- tinin hizmetinde olacakür. Cum- huriyetin korunmasındaki müca- detemiz sürecektir" dedi. Istanbul Emniyet Müdürü Ka- zım Abanoz da, şehitlerin müca- delelerine güç %ereceğini belirte- rek "Ancak unutulmamahdır ki, bu ne ilk ne son şehidimiz olacak- ür" dedi. Şehit polisin Türk bayrağına sa- nlı tabutu başuıda sinir krizleri ge- çiren Tuncer'in yakınlan, polisler tarafindan sakinleştirilmeye çah- şıldı. Tuncer'in cenazesi daha son- ra cenaze aracına konularak Fatih Camii'ne götürüldü. Burada kılı- nan öğle namazının ardından Tun- cer'in cenazesi Edirnekapı Şehit- liği'nde toprağa verildi. Prof. Dr. özcan Köknel 'Canlı bombaların ruh sağlığı bozuk' • Prof. Özcan Köknel, toplumdan dışlanmış ve kimlik arayışı içinde olan kişilerin, verilen eğitim doğrultusunda kendilerini canlı bomba olarak kullandıklannı söyledi. Istanbul Haber Servisi - Psikiyatr Özcan Köknel. intihar saldınsında bulunan kişilerin ruh sağlıklannm yerinde obnadığını belirterek "Genç yaşlanndan itibaren dûnyayı kendine ve içinde banndığı alt kültüre düşman görenler saygmhk kazanmak adına kendilerini ölüme atarlar" dedi. Şişli Emniyet Müdürlüğü'ne önceki gün yapılan ve DHKP-C örgütünün üstlendiği intihar saldınsını değerlendiren Psikiyatr Özcan Köknel, toplumdan dışlanmış ve kimlik arayışı içinde olan kişilerin, verilen eğitim doğrultusunda kendilerini 'canlı bomba' olarak kullandıklannı söyledi. Cezaevlerinde İntihar saldınsında 'hedefteki adam' olan Tannverdi, Sanyer Emniyet Müdürlüğü'ne atandı Istanbul Emııiyeti'nde görev yeri değişimi Istanbul HaberServisi - tstan- bul Emniyet Müdürlüğü bünye- sinde görev yapan 6 ilçe emni- yet müdürü ile 6 şube müdürü- nün görev yerlerinde değişiklik yapıldı. Binasında yaşanan inti- har saldınsında, koruma polisi şehit olan "hedefteki adam" Şiş- li tlçe Emniyet Müdürü Selçuk Tannverdi, Sanyer Ilçe Emni- yet Müdürlüğü'ne getirildi. Tan- nverdi'nin patlamadan 9 saat sonra Sanyer'e atanması dikkat çektı. Istanbul Emniyet Müdürlüğü Basın Protokol ve Halkla llişki- ler Şube Müdürlüğü'nden yapı- lan açıklamaya göre, 3 Ocak 2001 tarihi saat 11.00 itibanyla 6 ilçe emniyet müdürü ile 6 şu- be müdürünün görev yerlerinde değişiklik yapıldı. Atamalarda, önceki gün binası bombalı sal- dınya uğrayan Şişli Ilçe Emni- yet Müdürü Selçuk Tannverdi, Sanyer Ilçe Emniyet Müdürlü- ğü'ne atandı. Değişiklikle Üm- raniye tlçe Emniyet Müdürü Bahri Varlı Bayrampaşa tlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, Bay- rampaşa tlçe Emniyet Müdürü Hasan Kaynar Ümranıye tlçe Emniyet Müdürlüğü'ne, Sanyer Ilçe Emniyet Müdürü Süleyman Ekki Beşiktaş tlçe Emniyet Mü- dürlüğü'ne, Beşiktaş Ilçe Emni- yet Müdürü Y. Güngör Şahin Şişli tlçe Emniyet Müdürlü- ğü'ne, Pendik Ilçe Emniyet Mü- dür Vekili Erdin Katan Havali- manı Şube Müdürlüğü'ne, Te- rörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kadir Akbıytk S. Gökçen Havalimanı Şube Mü- dür Vekilliği'ne, Ulaştırma Şu- be Müdürü Necdet Kudutürk Pendik İlçe Emniyet Müdürlü- ğü'ne, Atatürk Havalimanı Şu- be Müdürü Ozgür Daye Ruhsat ve Tebligat tşleri Şube Müdür- lüğü'ne, Ruhsat ve Tebligat tş- leri Şube Müdürü Mehmet Ka- raduman Bölge Trafik Denetle- me Şube Müdürlügü'ne, Bölge Trafik Denetleme Şube Müdü- rü tlhami Oztürk-Tunzm Şube Müdürlüğü'ne, Turizm Şube Müdür Vekili Rahmi Yıhnaz da Turizm Şube Müdür Yardnncı- hğı'na getirildi. Çevik Kuvvet'e saldırı sorgusu DGM'den 5 tutuklama tstanbul Haber Servisi - Gazıosmanpaşa'da 2 polisin şehit olmasıyla sonuçlanan Çevik Kuvvet otobüsüne yönelik silah- h saldınyı gerçekleştirdikleri iddiasıyla tstanbul DGM'ye sevkedüen 15 kişiden 10'u serbest bırakıhrken Zeynel Kara- taş.Serafettin Yar,ErbilKral,ÖzieınEkerve ÖzgûrEker, a ya- sadışı örgüt üyesiobnak" suçundan tutuklandı. Istanbul'da gö- zaltına alınan ve Tokat'a götürülen Ümh Al'm sorgusu ise To- kat Jandarma Komutanlığrnda süriiyor. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıkla- mada ise bu kişilerle birlikte 1 Kalaşnikof marka tüfek, çeşit- li çapta 6 tabanca, 8 şarjör, 2 daktilo, çok miktarda plastik el- diven, örgüte ait 2 bin 200 dolar ve 2 bin 500 mark, 15 örgüt imzalı bagış makbuzu nuıı eie geçırildigi öne sürüldü. 1 SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislardyahoo.com Elinde taşla Rlistinli çocuk- larta birlikte direnen bir yaşlı adamın fotoğrafı geçenlerde gazetelerde yer aldı. Filistinli bir Hıristiyan ailenin çocuğu olarak 1935 yılında Kudüs'te doğan Edward Said'di bu. Edward Said, Filistin halkının acılarla dolu tarihinin Batı dünyasında- ki en önemli tanıklarındaçjdı. Said, New York Columbia Üni- versitesi'nde edebiyat profesö- rü olarak çalışıyor. Said, Batı'da Filistinlilerin haklannı savunan önde gelen aydınlardan birisi. Bunun acısı- nı da çekmiş, nedenlerini de bi- limsel bir gözle yorumlamış önemli bir bilim adamı. Said, 'Aynntı' yayınlarından çıkan 'Entelektüel' başlıklı makalele- rinden oluşan derlemesinde, aydınlar üzerine düşüncelerini açıklıyordu. Günümüz tartışmalanna da ışık tutan bu düşünceleri, dik- katle okuyorum. Bazı bölümle- rini de sizlerle paylaşmak iste- dim. Ortadoğu'da, topraklann- Edward Said'in 'Entelektüel'i da boy veren bağnazlık üzerine söyledikleri ne kadar evrensel: "Birentelektüelin ahlakı ve ilke- leri, düşünce ve eylemi tekyön- de götüren tek bir yakıt kayna- ğı olan bir motoria işleyen bir türlü kapalı dişli muhafazası oluşturmamalıdır. Entelektüel etrafta dolaşmak, ayakta dunıp otoriteye cevap verebileceği bir mekâna sahip olmakzorun- dadır. Bugünün dünyasında otoriteye sorgusuz sualsiz bo- yun eğmek, aktif ve ahlaklı bir entelektüel hayatın karşısında- kı en büyük tehditlerden biridir çünkü." Edward Said bu tehditlere boyun eğmeden nasıl ayakta kalınabileceğini de şöyle açık- lıyor: "Bu tehdide tek başına karşı koymak güçtür. Hem inançlannla tutariı olmak hem aynı zamanda serpilecek, dü- şünce değiştirecek, yeni şeyler keşfedecek veya bir zamanlar kenara attığın şeyleri yeniden keşfedecek kadarözgürkalma- nın biryolunu bulmak daha da güçtür. Bir entelektüel olmanın en çetin yanı, yazdıkların ve yaptığın müdahaleleraracılığıy- la vazettiğin şeyi, bir kurvma, bir sistemin ya da yönetimin emhyle harekete geçen bir ro- bota dönüşüp katılaşmadan temsil etmektir." Said, bunu başarmanın mümkün ama zor oldugunu be- lirtiyor. "Hem bunu hem de te- tikte durup iradeni gevşetme- meyi başarabilmiş olmanın tek yolu, bir entelektüel olarak eli- nizden geldiğince iyi ve aktif bir biçimde gerçeği temsil etmek ile bir haminin ya da otoritenin sizi yönlendirmesine pasif bir biçimde izin vermek arasında seçim yapmanın sizin elinizde oldugunu kendinize hatırtatma- nızdır." Sonunu ise şöyle bağlıyor: "Laik entelektüel için 'o' tann- lar hep iflas eder. * Aydının iki ateş arasında kal- masını da çok güzel açıklar Sa- id bir başka makalesinde: "Os- car VVildeVn kendisi için kul- landığı tanımı ödünç alırsak, ta- nınmış entelektüeller yaşadık- lan dönemle simgesel bir ilişki içindedirier her zaman; halkın kafasında sürmekte olan bir mücadele ya da savaşmakta olan bir toplulukyaranna sefer- ber edilecek bir başanyı, ûnü ve şöhreti temsil ederier. öte yandan toplum içindeki bazı hi- z/p/er erlfe/ektüe/ı yan/ış taraf- ta gördükleri zaman (buna me- se/a /r/anda'da sık sık rastlan- mıştır, ama komünistlerte anti- komünistlerin birbirine girdiği Soğuk Savaşyıllannda Batı'nın büyük kentlerinde de bu tür bir şey olmuştur)ya da diğergrup- lar saldınya geçmek için sefer- ber olduklanzaman, içinde bu- lunduklan toplumun rezaletleri- nin ceremesi genellikle yine bu tanınmış entelektüellere çıkar- tılmıştır." Edward Said'in ve Michel Foucault'nun entelektüeller üzerine yazdıklannı bugün oku- mak, bu sıkışıkTürkiye ortamın- da okumak, konunun ne kadar evrensel oldugunu gösteriyor. Biraz da rahatlama sağlıyor. ••* Türkiye cinnetin eşiğinde ya- şıyor. 23 yaşında bir genç, öfke ve çılgınlık içinde kendisiyie bir- likte başka insanlan da havaya uçuruyor. Her şeyi zorla hallet- meye karartı bir yönetme irade- si, bu eylemleri gerekçe göste- rerek kendisine meşruiyet ya- ratmaya çalışıyor. Bildirisiyle "Ben yaptım" diyen "örgüt", bu iradeye bombalaria destek sagliyor. Zor zoru, şiddet şid- deti çağınyor. Durup düşünme zamanı. Prof. Dr. Özcan Köknel. kendilenni yakan tutukluve s.icif.A hükümlülerin, • - • - gördükleri saldırganlığı kendilerine yönelttiklerini belırten Köknel, intihar saldınlannın da, hem dışandakini hem de kişinin kendisini yok ederek saygınlığa ulaşma amacı taşıdığını ifade etti. Köknel, küçük yaşlarda beslenme ve korunma içgüdülennin engellenmesiyle ortaya çıkan saldırganlığın sosyal, ekonomik ve toplumsal olaylarla büyüdüğünü anlattı. Gençlik dönemlerinde süreklı olarak engellenen kişilerin saldırganlık dürtülerini kullandıklanna dikkat çeken Köknel. her 100 gençten 10 ya da <" 15'inderuhsal hastalıklann görüldüğünü vurguladi. Mezhebe, etnik kökene ya da siyasete dayanan alt kültüre girişin de özellikle genç yaşlarda oldugunu dile getiren Köknel, kimlik arayışı içindeki gencin, kimliği kendisine verenin 'kulu kölesi" olacağına dikkat çekti. Köknel, "Verilen eğitimde genç, kendi alt kühürünün her şeyden üstün ve tüm dünyanın kendisine düşman oiduğuna inandınlır. Böylece beyin yikaması gerçekleşmiş olur. Bu eğitimin ardindan içindeki şiddet duygulannı sürtkli olarak besleyen genç için artık bir kişiyi bile öklürmek saygmhk kazanmak anlamına geBr" dıye konuştu. Köknel, kişinin bağh bulunduğu alt kültürden, öldürülme korkusuyla, ekonomik çıkarları gereği ya da kişıliğinin kaynağı olduğu için aynlamadığına da dikkat çekti. Yurtdışında yakalanan teröristlerin uyusturucu madde kullandıklannı itiraf ettiklerini söyleyen Köknel, intihar saldınsında bulunanlann eğitimlerinde de madde verilmiş olabileceğini vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle