Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5OCAK2001CUMA
HABERLER
DimADA BUGUN
ALt SİRMEN '
3. Binyıl Nasıl Olacak?
PARİS - Geçen yüzyılın sondan bir önceki gü-
nü, hemen hemen bütün Fransız gazetelerinin
manşeti aynıydı: "2000, yüzyılın en sıcakyılı oldu."
31 Aralık'ta Fransızlara geieneksel konuşması-
nı yapan Jacques Chirac da, çevre sorunlanna
dikkat çekiyor; kirlenmenin, sera etkisinin göz
önünde bulundurulmasını, buna karşı önlemlerin
alınması gerektiğini, egoist davranışların kötü so-
nuçlar vereceğini, belki de geçen yılki büyük fırtı-
na ile deli dana sorununun, doğa ile insan ilişkile-
rindeki yanlışlığımızdan doğduğunu söylüyordu.
. Chirac'ın konuşması, politikacıların sorunun
önemini anladıklarının işareti olması açısından
önemlidir.
Yoksa bilim adamlan sorunun çoktan farkında-
lar, hem de yüzyılı aşkın bir süreden beri...
Çok kişiye garip gelecek ama, karbon gazının
yarattığı sera etkisi dolayısıyla dünyanın ısınma
tehlikesini ilk dile getiren kişi, 1903 yılında Nobel
ÖdülD'nü de kazanmış olan Isveçli kimyager
Svante Atenhius olmuştu, hem de 1896 da.
Ama dönemin koşulları dolayısıyla fazla ciddiye
alınmamıştı.
Aradan geçen zaman içinde tehlikenin ciddi bo-
yutlan ortaya çıktı. Haroun Terzieff gibi kimi bilim
adamlannın olayı hafifseyen savlannın geçersiz ol-
duğu kanıtlandı.
• • •
Evet dünya ısınıyor, tayfunlann boyırtlan büyü-
yor, polıtikacılar bile sorunun ciddiyetini artık açık-
ça dile getirir oldular.
Birçok gazetede, dergide, bilimsel verilere da-
yanarak 21. yüzyıl senaryoları yazılıyor.
Yalnızca sera etkisini göz önünde bulunduran
senaryolar bile atmosferin ısınması, kutuplardaki
buzullann erimeye başlaması. okyanuslann sula-
nnın yükselmesi sonucunda, birçok yerin sular al-
tında kalacağını, Bangladeş ve Hollanda gıbi ül-
kelerin büyük toprak kaybı tehlikeleriyle karşılaşa-
caklan, bunun yanı sıra Gulf Stream'ın ısınma so-
nucu meydana gelen koşullar sonucunda yok ola-
cağını söylüyorlar.
Gulf Stream'in ısıtıcı ve iklim dengeleyici etkile-
ri yok olunca Batı Avrupa'daki iklimin büyük ölçü-
de değişmesi öngörülüyor. Bu değişikliğin aynı za-
manda karbon gazının artmasına ve sera etkisinin
daha da yoğunlaşmasına yol açacağı belitiliyor.
Tekrar vurgulamak isterim, bunlar yalnızca sera
etkisi ile ilgili.. ozon tabakasının delinmesi, Ama-
zon ormanlannın yok olması gibi etkenler bu se-
naryolarda yer almıyor.
Ve ileri sürülen tehlikelerin ilk belirtileri ve sonuç-
lannın 21. yüzyılda kendisini göstereceği belirtili-
Ulkemizde, Türkçeye çevrilmiş olan "Zamanın
Kısa Tarihi" adlı yapıtıyla tanınan Stephen Haw-
king ise bu binyılın sonuna vanlmadan, 2800'lü yıl-
larda, dünyanın, üzerinde hayat bulunmayan bir
gezegen olabileceğini söylüyor.
• • •
Bütün bu değişim, insanın, smır tanımaz egoiz-
mi ve kâr tutkusuyla doğanın dengesiyle tehlikeli
biçimde oynamasından doğuyor.
fnsanlık 20. yüzyılı, topyekûn nükleer savaş yü-
zünden, bir anda yok olma tehlıkesinin korukusuy-
la geçirdi ve hiç değilse şimdilik bunu atlattı.
Önümüzdeki yüzyılda da aynı tehlikenin yaşan-
mayacağını söyleyebiliriz.
Ama üzerinde yaşadığımız gezegenin, yavaş-
tan başlayan ve ivmesi hızlanan bir şekilde yaşan-
maz hale gelmesi tehlikesi önümüzdeki en büyük
tenlike.
Insanoğlu, ya aklını başına alarak gerekeni ya-
pacak ya da doymaz hırsının kurbanı olacak.
Şimdilik birinci olasılığı güçlendirecek belirtilere
rastlamıyoruz,
Ne Rio'da boş lafların ötesinde bir çözüm çıktı,
nedeCenevre'de...
Herkes tehlikeyi artık görüyor, ama sermayenin
sınır tanımaz açlığı gerekeni yapmaya yanaşmıyor.
"Ya hüfcümet/er?" demeyin!
Unutmayın! Daha önce de söylemiştik, artık ik-
tidariar ulus devletlerin elinden büyük şirketlere
geçmektedir.
Kamu yaran, insanlığın ortak çıkarı gibi kavram-
lar küreselleşme karşısında geçerliliklerini yitirmek-
tedirler.
Insanoğlunun ortak çıkarlarını koruması ile kü-
reselleşmenin aynı doğrultuda geliştiğini söyle-
mek güçtür.
Bu durumda ne olacak?
Ya insanoğlu başka bir ekonominin, üretimin ve
paylaşımın-dönemini açacak ya da küreselleşirken
yok olacak.
Bizden söylemesi.
Yenilikçilerden CHP'ye ziyaret
Baykal'dan Gül'e
'yardım' önerisi
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-CHPGe-
nel Başkanı Deniz Bay-
kal, FP Milletvekili Ab-
duDahGül'ün parti için-
deki çahşmalanm ya-
kından izlediğini belir-
terek "Daha önce ben-
zer çalışmalar yapmış
biri olarak size \ardim-
cı olabilirim" dedi.
FP Kayseri Milletve-
kili Abdullah Gül, par-
tisinin milletvekilleri
Abdüüatif Şener, Ab-
dülkadir Aksu, Azmi
Ateş ve Akif Gûlle ile
birlikte CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal' ı
ziyaret etti. Abdullah
Gül konuşmasında,
CHP'yi Türk siyasi ha-
yatının en önemli un-
surlanndan, Baykal" ı da
Türk siyasetinin dene-
yimli liderlerinden biri
olarak niteledi. Türk si-
yasi yaşamındaki en
önemli eksikliklerden
birinin. siyasi partiler
arasındaki kopukluk ol-
duğuna dikkat çeken
Gül, ziyaretlerini hem
bu eksikliği gidermek
hem de ülke meseleleri-
ni tartışmak için yaptık-
lannı belirtti.
Baykal da çok gergin
ve kutuplaşmah bir top-
luma doğru gidildiğine
işaret ederken "Her an
her şey olabflir
w
dedi.
Baykal ve Gül, gaze-
tecilere yaptıklan açık-
lamalardan sonra yakla-
şık 2 saat süren bir gö-
rüşmede bulundular.
Gül, görüşmenin ardın-
dan gazetecilerin soru-
larını yanıtlarken
CHP'yi ziyaretinin
FP'den kopmanın bir
işareti olmadığını söy-
ledi.
Şişli Ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne Gültekin Koç tarafından gerçekleştirilen saldında dinamit lokumu kullanıldı
X-ray gizi lıâlâ çözülemeditstanbul Haber Servisi - Şişli Ilçe
Emniyet Müdürlüğü'ne, Gültekin
Koç adlı "cank bomba" tara'fından
gerçekleştirilen saldında dinamit lo-
kumu kullanıldığı belirlendi. Eylem-
cinin gövdesine sardığı dinamitler ve
fünye ile x-ray cihazından nasıl geç-
tiği henüz belirlenemedi. Başbakan
Bülent Ecevit, polisin öncelikle ken-
disini koruması gerektiğine dikkat çe-
kerken Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nce yayımlanan genelgede ise em-
niyet birimleri benzer eylemlere kar-
şı uyanldı.
Başbakanlık'a gelişinde gazeteci-
lerin intihar saldınsıyla ilgili sorula-
rııu yanıtlayan Başbakan Ecevit, ola-
ya çok üzüldüğünü belirtti. Ecevit,
"Bizim polisimiz vatandaşı korumak
için çaba sarf ediyor, ama anlaşılan
kendini korumakta ihmalkâr davra-
• Eylemle ilgili araştırmalar sürerken eylemcinin, gövdesine sardığı dinamitler ve fünye
ile x-ray cihazından nasıl geçtiği henüz belirlenemedi. Ecevit, polisin önce kendisini
koruması gerektiğini söyledi. Canlı bomba Koç'un af yasasından yararlandığı ve bu
nedenle hakkındaki arama kaydının kaldınldığı ortaya çıktı.
myor. Oysa önceükle kendisini koru-
ması gerekir" dedi.
Genelgeyle uyan
Emniyet Genel Müdürlüğü, Şişli Il-
çe Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik
bombalı saldınnın ardından, bir ay
içerisinde 4. genelgesini yayımlaya-
rak saldınlar konusunda daha duyar-
lı olunmasını istedi. tçişleri Bakanlı-
ğı Müsteşar Yardımcısı'nm imzasıy-
la dün 81 il valiliğine gönderilen ge-
nelgede, DHKP-C ve TtKKO örgüt-
lerinin, cezaevleri operasyonunun ar-
dından bombalı ve silahh saldınya
ağırlık verdiği vurgulanarak emniyet
teşküatına bağh tüm birimlerin, as-
keri kuruluş ve tesislerin açık hedef
alındığı ifade edüdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağ-
lı müfettişler, dün sabah saatlennden
itibaren Şişli Ilçe Emniyet Müdürlü-
ğü'ne gelerek incelemelerine başladı.
Uzmanlarca yapılan incelemede,
Gültekin Koç'un gövdesine sardığı
dinamit lokumlanyla eylemi gerçek-
leştirdiği belirlendi.
Şişli Etfal Hastanesi'nde tedavi al-
tma alınan bekçi Hayati Bala ile Sa-
bahat Kısakol adlı yurttaşın vücutla-
nna saplanan metal parçalannm ame-
liyatla çıkanldığı belirtildi. Gözlerin-
deki yırtılmalar nedeniyle Istanbul
Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakülte-
si Hastanesi Göz Servisi'ne sevk edi-
len polis memurlan Mehmet Ergü-
der ve Yavuz Meydan, Dr. AkifÖzda-
marbaşkanlığındaki bir ekip tarafın-
dan ameliyat edildi.
Bombacı af kapsamında
Sakarya Üniversitesı Inşaat Mü-
hendisliğiFakültesi'ni 3. sınıftanterk
eden Gültekin Koç'un, 1996 yılında
Kadıköy'deki 1 Mayıs olaylanna ka-
tıldığı için gözaltına alındığı ve Istan-
bul DGM'ce "Yasadışı örgüt üyeleri-
ne yardım ve yatakhk etmek" suçun-
dan 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarp-
tınldığı için arandığı belirlendi.
Koç'un, şartlı salıverme yasasından
yararlandığı, bu yasa kapsamında da
hakkındakı arama kaydının kaldınldı-
ğı ortaya çıktı.
Koç'un îstanbul Emniyet Müdür-
lüğü'nden 1997 yılında pasaport aldı-
ğı ortaya çıktı. Istanbul polisinin, ge-
çen yıl haziran ayında Koç ve ailesi-
nin kaldığı Esenler'deki eve gittiği ve
Koç'un babasının polislere oğlunun
Isviçre'de oldugunu söylediği kayde-
dildi.
intihar saldınsında parçalanarak
ölen Gültekin Koç'un cenazesi, Istan-
bul Esenler'de bulunan Atışalanı Ke-
mer Mezarhğı'nda toprağa verildi.
İntihar saldınsında yaşamını yitiren Naci Canan Tuncer için tören düzenlendi
Şehit polis toprağa verilditstanbul Haber Servisi -
Mecidiyeköy'deki Şişli Il-
çe Emniyet Müdürlü-
ğü' nün dördüncü katında
gerçekleştirilen bombalı in-
tihar saldınsında şehit olan
polis memuru Naci Canan
Tuncer (40), dün yapılan
resmi törenin ardından
Edirnekapı Şehitliği'nde
toprağa verildi. Törene çok
sayıda astsubayın resmi
üniformalanyla katılmalan
dikkat çekti.
Yasadışı DHKP-C örgütü
üyesı Gültekin Koç'un Şiş-
li Ilçe Emniyet Müdürlü-
ğü'nün dördüncü katma çı-
karak gerçekleştirdiği inti-
har saldınsında yaşamını
yitiren Tuncer için Vatan
Caddesi'nde bulunan Istan-
bul Emniyet Müdürlü-
ğü'nde tören düzenlendi.
Törene şehit polisin yakın-
larij Emniyet Genel Müdü-
rü TuranGenç, tstanbul Va-
lisi Erol Çakır. Istanbul
Şehit polis memuru Nari Canan Tuncer, yapnan resmi törenin ardmdan Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi.
Emniyet Müdürü Kazun Abanoz,
3. Kolordu ve Batı Garnızon Ko-
mutanı Korgeneral Hüseyin Gök-
su, Jandarma Bölge Komutanı
Tuğgeneral Eyüp Engin Hoş, İl
Jandarma Komutanı Kıdemli Al-
bay Halil Ibrahim Tüysüz, Istan-
bul Cumhunyet Savcısı Ferzan Çi-
tid ile Istanbul emniyet personelı
katıldı.
Emniyet Müdürü Turan Genç,
törende yaptığı konuşmadadevie-
ti ve milleti parçalamak isteyen şer
güçlerin devletin tüm kurumlan-
nı, özellikle güvenlik güçlerini he-
def aldığını belirterek "Ancak
Türk polisi her zaman Türk milk-
tinin hizmetinde olacakür. Cum-
huriyetin korunmasındaki müca-
detemiz sürecektir" dedi.
Istanbul Emniyet Müdürü Ka-
zım Abanoz da, şehitlerin müca-
delelerine güç %ereceğini belirte-
rek "Ancak unutulmamahdır ki,
bu ne ilk ne son şehidimiz olacak-
ür" dedi.
Şehit polisin Türk bayrağına sa-
nlı tabutu başuıda sinir krizleri ge-
çiren Tuncer'in yakınlan, polisler
tarafindan sakinleştirilmeye çah-
şıldı. Tuncer'in cenazesi daha son-
ra cenaze aracına konularak Fatih
Camii'ne götürüldü. Burada kılı-
nan öğle namazının ardından Tun-
cer'in cenazesi Edirnekapı Şehit-
liği'nde toprağa verildi.
Prof. Dr. özcan Köknel
'Canlı bombaların
ruh sağlığı bozuk'
• Prof. Özcan Köknel, toplumdan
dışlanmış ve kimlik arayışı içinde olan
kişilerin, verilen eğitim doğrultusunda
kendilerini canlı bomba olarak
kullandıklannı söyledi.
Istanbul Haber Servisi -
Psikiyatr Özcan Köknel.
intihar saldınsında
bulunan kişilerin ruh
sağlıklannm yerinde
obnadığını belirterek
"Genç yaşlanndan
itibaren dûnyayı kendine
ve içinde banndığı alt
kültüre düşman
görenler saygmhk
kazanmak adına
kendilerini ölüme
atarlar" dedi.
Şişli Emniyet
Müdürlüğü'ne önceki
gün yapılan ve DHKP-C
örgütünün üstlendiği
intihar saldınsını
değerlendiren Psikiyatr
Özcan Köknel,
toplumdan dışlanmış ve
kimlik arayışı içinde
olan kişilerin, verilen
eğitim doğrultusunda
kendilerini 'canlı
bomba' olarak
kullandıklannı söyledi.
Cezaevlerinde
İntihar saldınsında 'hedefteki adam' olan Tannverdi, Sanyer Emniyet Müdürlüğü'ne atandı
Istanbul Emııiyeti'nde görev yeri değişimi
Istanbul HaberServisi - tstan-
bul Emniyet Müdürlüğü bünye-
sinde görev yapan 6 ilçe emni-
yet müdürü ile 6 şube müdürü-
nün görev yerlerinde değişiklik
yapıldı. Binasında yaşanan inti-
har saldınsında, koruma polisi
şehit olan "hedefteki adam" Şiş-
li tlçe Emniyet Müdürü Selçuk
Tannverdi, Sanyer Ilçe Emni-
yet Müdürlüğü'ne getirildi. Tan-
nverdi'nin patlamadan 9 saat
sonra Sanyer'e atanması dikkat
çektı.
Istanbul Emniyet Müdürlüğü
Basın Protokol ve Halkla llişki-
ler Şube Müdürlüğü'nden yapı-
lan açıklamaya göre, 3 Ocak
2001 tarihi saat 11.00 itibanyla
6 ilçe emniyet müdürü ile 6 şu-
be müdürünün görev yerlerinde
değişiklik yapıldı. Atamalarda,
önceki gün binası bombalı sal-
dınya uğrayan Şişli Ilçe Emni-
yet Müdürü Selçuk Tannverdi,
Sanyer Ilçe Emniyet Müdürlü-
ğü'ne atandı. Değişiklikle Üm-
raniye tlçe Emniyet Müdürü
Bahri Varlı Bayrampaşa tlçe
Emniyet Müdürlüğü'ne, Bay-
rampaşa tlçe Emniyet Müdürü
Hasan Kaynar Ümranıye tlçe
Emniyet Müdürlüğü'ne, Sanyer
Ilçe Emniyet Müdürü Süleyman
Ekki Beşiktaş tlçe Emniyet Mü-
dürlüğü'ne, Beşiktaş Ilçe Emni-
yet Müdürü Y. Güngör Şahin
Şişli tlçe Emniyet Müdürlü-
ğü'ne, Pendik Ilçe Emniyet Mü-
dür Vekili Erdin Katan Havali-
manı Şube Müdürlüğü'ne, Te-
rörle Mücadele Şube Müdür
Yardımcısı Kadir Akbıytk S.
Gökçen Havalimanı Şube Mü-
dür Vekilliği'ne, Ulaştırma Şu-
be Müdürü Necdet Kudutürk
Pendik İlçe Emniyet Müdürlü-
ğü'ne, Atatürk Havalimanı Şu-
be Müdürü Ozgür Daye Ruhsat
ve Tebligat tşleri Şube Müdür-
lüğü'ne, Ruhsat ve Tebligat tş-
leri Şube Müdürü Mehmet Ka-
raduman Bölge Trafik Denetle-
me Şube Müdürlügü'ne, Bölge
Trafik Denetleme Şube Müdü-
rü tlhami Oztürk-Tunzm Şube
Müdürlüğü'ne, Turizm Şube
Müdür Vekili Rahmi Yıhnaz da
Turizm Şube Müdür Yardnncı-
hğı'na getirildi.
Çevik Kuvvet'e saldırı sorgusu
DGM'den 5 tutuklama
tstanbul Haber Servisi - Gazıosmanpaşa'da 2 polisin şehit
olmasıyla sonuçlanan Çevik Kuvvet otobüsüne yönelik silah-
h saldınyı gerçekleştirdikleri iddiasıyla tstanbul DGM'ye
sevkedüen 15 kişiden 10'u serbest bırakıhrken Zeynel Kara-
taş.Serafettin Yar,ErbilKral,ÖzieınEkerve ÖzgûrEker, a
ya-
sadışı örgüt üyesiobnak" suçundan tutuklandı. Istanbul'da gö-
zaltına alınan ve Tokat'a götürülen Ümh Al'm sorgusu ise To-
kat Jandarma Komutanlığrnda süriiyor.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden yapılan açıkla-
mada ise bu kişilerle birlikte 1 Kalaşnikof marka tüfek, çeşit-
li çapta 6 tabanca, 8 şarjör, 2 daktilo, çok miktarda plastik el-
diven, örgüte ait 2 bin 200 dolar ve 2 bin 500 mark, 15 örgüt
imzalı bagış makbuzu nuıı eie geçırildigi öne sürüldü.
1
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislardyahoo.com
Elinde taşla Rlistinli çocuk-
larta birlikte direnen bir yaşlı
adamın fotoğrafı geçenlerde
gazetelerde yer aldı. Filistinli bir
Hıristiyan ailenin çocuğu olarak
1935 yılında Kudüs'te doğan
Edward Said'di bu. Edward
Said, Filistin halkının acılarla
dolu tarihinin Batı dünyasında-
ki en önemli tanıklarındaçjdı.
Said, New York Columbia Üni-
versitesi'nde edebiyat profesö-
rü olarak çalışıyor.
Said, Batı'da Filistinlilerin
haklannı savunan önde gelen
aydınlardan birisi. Bunun acısı-
nı da çekmiş, nedenlerini de bi-
limsel bir gözle yorumlamış
önemli bir bilim adamı. Said,
'Aynntı' yayınlarından çıkan
'Entelektüel' başlıklı makalele-
rinden oluşan derlemesinde,
aydınlar üzerine düşüncelerini
açıklıyordu.
Günümüz tartışmalanna da
ışık tutan bu düşünceleri, dik-
katle okuyorum. Bazı bölümle-
rini de sizlerle paylaşmak iste-
dim. Ortadoğu'da, topraklann-
Edward Said'in 'Entelektüel'i
da boy veren bağnazlık üzerine
söyledikleri ne kadar evrensel:
"Birentelektüelin ahlakı ve ilke-
leri, düşünce ve eylemi tekyön-
de götüren tek bir yakıt kayna-
ğı olan bir motoria işleyen bir
türlü kapalı dişli muhafazası
oluşturmamalıdır. Entelektüel
etrafta dolaşmak, ayakta dunıp
otoriteye cevap verebileceği
bir mekâna sahip olmakzorun-
dadır. Bugünün dünyasında
otoriteye sorgusuz sualsiz bo-
yun eğmek, aktif ve ahlaklı bir
entelektüel hayatın karşısında-
kı en büyük tehditlerden biridir
çünkü."
Edward Said bu tehditlere
boyun eğmeden nasıl ayakta
kalınabileceğini de şöyle açık-
lıyor: "Bu tehdide tek başına
karşı koymak güçtür. Hem
inançlannla tutariı olmak hem
aynı zamanda serpilecek, dü-
şünce değiştirecek, yeni şeyler
keşfedecek veya bir zamanlar
kenara attığın şeyleri yeniden
keşfedecek kadarözgürkalma-
nın biryolunu bulmak daha da
güçtür. Bir entelektüel olmanın
en çetin yanı, yazdıkların ve
yaptığın müdahaleleraracılığıy-
la vazettiğin şeyi, bir kurvma,
bir sistemin ya da yönetimin
emhyle harekete geçen bir ro-
bota dönüşüp katılaşmadan
temsil etmektir."
Said, bunu başarmanın
mümkün ama zor oldugunu be-
lirtiyor. "Hem bunu hem de te-
tikte durup iradeni gevşetme-
meyi başarabilmiş olmanın tek
yolu, bir entelektüel olarak eli-
nizden geldiğince iyi ve aktif bir
biçimde gerçeği temsil etmek
ile bir haminin ya da otoritenin
sizi yönlendirmesine pasif bir
biçimde izin vermek arasında
seçim yapmanın sizin elinizde
oldugunu kendinize hatırtatma-
nızdır."
Sonunu ise şöyle bağlıyor:
"Laik entelektüel için 'o' tann-
lar hep iflas eder. *
Aydının iki ateş arasında kal-
masını da çok güzel açıklar Sa-
id bir başka makalesinde: "Os-
car VVildeVn kendisi için kul-
landığı tanımı ödünç alırsak, ta-
nınmış entelektüeller yaşadık-
lan dönemle simgesel bir ilişki
içindedirier her zaman; halkın
kafasında sürmekte olan bir
mücadele ya da savaşmakta
olan bir toplulukyaranna sefer-
ber edilecek bir başanyı, ûnü
ve şöhreti temsil ederier. öte
yandan toplum içindeki bazı hi-
z/p/er erlfe/ektüe/ı yan/ış taraf-
ta gördükleri zaman (buna me-
se/a /r/anda'da sık sık rastlan-
mıştır, ama komünistlerte anti-
komünistlerin birbirine girdiği
Soğuk Savaşyıllannda Batı'nın
büyük kentlerinde de bu tür bir
şey olmuştur)ya da diğergrup-
lar saldınya geçmek için sefer-
ber olduklanzaman, içinde bu-
lunduklan toplumun rezaletleri-
nin ceremesi genellikle yine bu
tanınmış entelektüellere çıkar-
tılmıştır."
Edward Said'in ve Michel
Foucault'nun entelektüeller
üzerine yazdıklannı bugün oku-
mak, bu sıkışıkTürkiye ortamın-
da okumak, konunun ne kadar
evrensel oldugunu gösteriyor.
Biraz da rahatlama sağlıyor.
••*
Türkiye cinnetin eşiğinde ya-
şıyor. 23 yaşında bir genç, öfke
ve çılgınlık içinde kendisiyie bir-
likte başka insanlan da havaya
uçuruyor. Her şeyi zorla hallet-
meye karartı bir yönetme irade-
si, bu eylemleri gerekçe göste-
rerek kendisine meşruiyet ya-
ratmaya çalışıyor. Bildirisiyle
"Ben yaptım" diyen "örgüt", bu
iradeye bombalaria destek
sagliyor. Zor zoru, şiddet şid-
deti çağınyor. Durup düşünme
zamanı.
Prof. Dr. Özcan Köknel.
kendilenni yakan
tutukluve s.icif.A
hükümlülerin, • - • -
gördükleri saldırganlığı
kendilerine
yönelttiklerini belırten
Köknel, intihar
saldınlannın da, hem
dışandakini hem de
kişinin kendisini yok
ederek saygınlığa
ulaşma amacı taşıdığını
ifade etti.
Köknel, küçük yaşlarda
beslenme ve korunma
içgüdülennin
engellenmesiyle ortaya
çıkan saldırganlığın
sosyal, ekonomik ve
toplumsal olaylarla
büyüdüğünü anlattı.
Gençlik dönemlerinde
süreklı olarak
engellenen kişilerin
saldırganlık dürtülerini
kullandıklanna dikkat
çeken Köknel. her 100
gençten 10 ya da <"
15'inderuhsal
hastalıklann
görüldüğünü vurguladi.
Mezhebe, etnik kökene
ya da siyasete dayanan
alt kültüre girişin de
özellikle genç yaşlarda
oldugunu dile getiren
Köknel, kimlik arayışı
içindeki gencin, kimliği
kendisine verenin
'kulu kölesi" olacağına
dikkat çekti. Köknel,
"Verilen eğitimde genç,
kendi alt kühürünün her
şeyden üstün ve tüm
dünyanın kendisine
düşman oiduğuna
inandınlır.
Böylece beyin yikaması
gerçekleşmiş olur. Bu
eğitimin ardindan
içindeki şiddet
duygulannı sürtkli
olarak besleyen genç için
artık bir kişiyi bile
öklürmek saygmhk
kazanmak anlamına
geBr" dıye konuştu.
Köknel, kişinin bağh
bulunduğu alt kültürden,
öldürülme korkusuyla,
ekonomik çıkarları
gereği ya da kişıliğinin
kaynağı olduğu için
aynlamadığına da dikkat
çekti.
Yurtdışında yakalanan
teröristlerin uyusturucu
madde kullandıklannı
itiraf ettiklerini söyleyen
Köknel, intihar
saldınsında bulunanlann
eğitimlerinde de madde
verilmiş olabileceğini
vurguladı.