25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET SOCAK2001CUMA OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr Akçal umuz ve Yeraltı Kaynakları Prof. Dr. Ahmet ERC AN O smanlı,BirinciPetrol Savaşı'nı kazansa idi,. petrol ve doğalgaz yataklarının işletici- si Almanya olacak- tı, yitirdiği için kar- şıtyayılmacılar (mgiltere, Fransa, Ital- ya) edinimine gitti. Ege Denizi'nin varlıklı petrol ve jeotermal yataklan adalar ise kurulduğundan beri Türk topraklannda genişleyen Yunanlılara gitti, sorun bitti. Kalanın üzerine, üe- ride hesaplaşmaküzere... Ege'de zin- cirlerle sanlmış dar bir suparçasmdan başka mavi Ege, artık öksüz. Türkiye Akdeniz sarmahnda son çare Kıbns, tut tutabilirsen güçlü yayılmacılara karşı. Curnhuriyetimizi kurduktan son- raBüyük Atatfirk, çevresine arkadaş- lannı topluyor ve şunu söylüyor "Bey- fcr, yedi düşmana karşı savaşükve ba- ğımq/hgımi7i yeniden kazandık. An- cak,ekmommnzigeSştinnezsekbağpn- sphgmır?ı sürdürmek olaa değDdir." Bunun üzerine "Ne yapabm" diye soruyorlar. Atatürk, "Gidin Dünya BankasTndan düşükfaizHkredk Ingfl- tere,Almanya, ABD'denborç iste>in" demiyor! Diyorki: "Güngeçinneden, Türkiye'nin yerara kaynaklaruun dö- kümünügetirin. Onlan işleteüm, sata- kmveTürkinsarunıgefişrnişüIketerdü- zeyinde en gönençü bir yaşam öiçütü- ne eriştiretim." Çanakkale'de, bağımsızlık savaşın- dabilgınlennı, uygulayımcılarmı (mü- hendisler), hekımlerinı, aydınlarını yi- tiren öyle bir ortamda, yeraltı kaynak- larının bütçesi ortaya seriliyor. Soru- yorlar. "PekihangisinitşletEtim?'' Söy- lüyor Ata: "En lasa sürede hangisi pa- ny» dönüşür ve hangisi daha çok ka- zandınrsa ona yöneleHm." u Peki han- gfci" dıye soruluyor. Ata yamthyor: "Albn vepetrol''. Onun verdiği itkı ile 104 altmyatağı ve Türkiye'nin en var- etim Üyesi ı petrol yatağı bulunuyor, i. Ne yazık kı Ata bunu göre- miyor. Atatürk zamanında 1 TL; 1-2 dolar, 6 Alman Markı alıyor. Şımdi 1 dolar 675.000 TL. ve 1 Alman Markı 308.000 TL alıyor Türk'ün ve Tür- kiye'nin ne yaparak kalkınacağına, IMF ve AB karar veriyor. Nereden nereye? Sen kusura bakma Atam, du- rumumuzu size utanarak bildiriyo- rum. Yüzüne bakmaya yüzümüz yok, onun için sana saygı duruşlannda ba- şımızı öne eğiyoruz, o ışık saçan göz- lerinize bakacağımıza Toptuntsaldurum: 2000 yıhnda gün- de 2500 kişinın doğduğu, 1150 kişı- nin öldüğü, ortalama erkeklerin 67, kadınlann 71 yıl yaşadığı, yıllık nü- fus arrışının yüzde 1.41 oldugu, nüfu- sunyüzde 30'unun 0-14, yüzde 65'inin 15-64, yüzde 5'inin 65+ yaş arası, 14.5 miryon kişinin öğrenci oldugu, toplumun yüzde 20'sinin okuma yaz- ma bümediği bir Türkiye. 21 milyon- luk işgücünde, işsizlik oranının yüz- de 8.5 oldugu, genel işsizlik oranının yüzde 17.4, 1999'da ışsizler ordusu- na her yıl 2.5 milyon kişinin katıldı- ğı, öğrcncilerin yüzde 98'i temel eğı- tim, yüzde 6O'ı orta, yüzde 28'ı yük- sek egitim gördüğü, egitim görengenç- lerin yüzde 32'sinin işsiz oldugu, ge- lir dağılımının aşın dengesiz, üretim ve gelir dengesizliği büyük olan bir yurt. Hastanelerde 170 bin yatak sa- yısı, 80 bin hekimi olan ülkemiz. 15. yüzyılda kurulmuş ABD'de ulusal ge- lir 32.000 dolar/kişi, tkinci Dünya Sa- vaşı'nı görmüş Japonya'da45.000 do- lar/kişi, bizden 19. yüzyılda aynlmış ve 1945'te topraklarında Alman çiz- mesi görmüş Yunanistan'da 15.000 dolar/kişi, 77 yıldır savaş görmemiş Türkiye'de 2.850 dolar/kişi ve bunun- la övünen siyasetçiler. Akçal (ekonomik) bütçe: Akçal du- rumuna bakıldığında; yaşam pahalı- lığı (enflasyon) yüzde 35, büyüme oranı yüzde 7, dış satım geliri 28 mil- yar dolar, dış alım gideri 50 milyar dolar, bütçe açığı 22 milyar dolar, iç borcu 37, dış borcu 164 milyar dolar- dır. Büyüme hızlan ticarette yüzde 10.6 iken inşaatta yüzde 2, konut edin- mede yüzde -1.1 artmıştır. 28 milyar dolarlık gelirin, 30'u dışsatım, 2.6'sı bavul ticareti, 5'i yabancı gezgınci (tunst), 4.5'i işçi dövizi, 2.5'i faiz, 11 'i diğer kaynaklardır. 65 milyar ge- lırin 50'si dışahm (4.5 milyan sıgara), 6'sı faiz, 2'si Türkgezginci, 7'sı ise di- ğer giderlerdir. 2000 yılı gelir-gider ay- nhğı 21-22 milyar dolardır. Yani Tür- kiye her yıl 22 milyar dolar borç alıp dengeyi tutturmakzorundadır. Ne var ki bu gelır-gider açığı geçmiş yıllar- dakatlanarakbüyümüştür. Türkiye'nin 2000 yüı toplam ıç-dış borcu 235 mil- yar dolara varmıştır. Toplum kesıtle- ri içinde gelir dağıhmı insanlık dışı- dır. Türkiye genelinde yüzde 20'lik bölümünü oluşturan en altta yer alan kişüerin ulusal gelirden aldığı pay yal- nızca yüzde 5, alt orta kümedeki ki- şiler yüzde 9, orta kümedekiler yüz- de 13, üst orta kümedekiler yüzde 19 ve üst kümedekiler yüzde 54'tür. Toplumumuzunyüzde 10'uaç, yüz- de 45'i açlık sınınnda yaşamaktadır. Dört kişilik bir aıleyı en alt düzeyde geçindirebilecek gelir 850 dolarken en az ücret 135 dolardır. Insanlanmı- zın çoğunun geliri günde 1 dolar da- hi değildir. Türk ınsanını, sınır boyla- nnda, Italya önlennde terk edilmiş ge- müerde, Ban Avrupa ülkeleri kaçak iş- çi kamplannda yakalanmasının nede- ni, buülkeyi ülke yapan insanlann ge- çınememesi, geleceğe umutsuz ola- rak bakması değıl mıdir? Kim ülke- sınden kurtulmak için başka ülkeye kaçmaya yeltenir? Büyük Atatürk'ün gösterdiğı hedefler bu mudur? Kal- kınmak için akçalıntemeli üretim art- tınlmalıdır. Üretmeyen, üretimi art- tırmayan ülke akçal yönden kalkına- maz. Özelleştirme geliri yeni yatı- nmlara dönüştürülmelidir. Ancak, ulu- sal egemenlik ve ulus devlet nitelik- lerinden ödün verilmeden dünyaulus- lar topluluğunun eşit haklar edinmiş onurlu bir üyesi gibi davranılması, anayasal düzenin gereğidir. Devletle- rarası ilişkiler ve işbirlikleri, bagım- sızhğın ortadan kaldınlması ve ulusal egemenlikten vazgeçilmesi anlamına gelmemelidir. Erk (enerji) bütçe»: 2000 yıluıda Türkiye'de su ve ısü kaynaklı elektrik üretimi; 122 milyar kilovat saat, bu- nun 35 milyar kilovat saati su köken- li (yüzde 29), 87 milyar kilovat saati (yüzde 71) ısıl (kömür), taşyağı (pet- rol), doğalgaz (kızguıyer) kökenlidir. GAP'ta su kökenlı elektrik üretimin- de Karakaya'nın payı yüzde 60, Ata- türk'ün yüzde 40'ür. Su kökenli üre- tımin birim maliyeti 6 sent/kilovat sa- atur. 1 kilovat elektriküretmekiçinkul- lanılanpetrol 250 lt/kwa elektrik üret- menin ederi; sukullanarak 6 sent, pet- rol kullanarak 60 sent, doğalgaz kul- lanarak52 senttir. Diğerbır deyişle yer- li sukaynaklannı kullanmak 10 kat da- ha ucuzdur. 2000 yılı içinde Türki- ye'de kişi başına düşen enerji 1900 ki- lovat saat, kışi başına enerji üretim tu- tarı ise 114 dolardır. Yıllık erke öde- nen para 7-8 milyar dolardır. Türkiye'nintaşyağı(petrol)bütçesi: Ülkemizdekı karutlanmış taşyağı var- hğı 161 milyon tondur. 1948'den be- ri bunun 115 milyon tonu çıkanlıp tü- ketilmıştır. Kalan 46 milyon tondur. Bugüne dekyapılan jeofizik çalışma- lar sonucunda bugün için ülkemızın ' toplam üretilebilir taşyağı birikiminın yaklaşık 46 milyon ton, doğalgaz bı- rikimi ise 10 milyon metreküp olarak belirlenmiştir. Başka bir deyişle top- lam taşyağı birikimimiz yalnızca Ûd yıllık taşyağı tüketimimize eşittir. Türkiye'nin yıllık taşyağı tüketimi 28-29 milyon ton, doğalgaz tüketimi ise 12 ila 15 milyar m3 'tür. Bununpa- rasal karşıhğı 5.5-6 milyar dolar do- layındadır. Bu oran, ulusal yıllık geli- rin yüzde 2-2.5'idir. 1948'den 2000' e değin Türkiye'nin ürettiği toplam iş- lenmemiş taşyağı 115 milyon tondur. Yühk üretimi ise 3.6 milyon tondur. Her yıl Türkiye'nin taşyağı dışahm gereksİBmesi 24.4 milyontondur. Top- lam tüketimde yerli üretimınpayı yüz- de 12-13; dışalım payı ise yüzde 87- 88'dir. Türkiye'de birincil erk (enerji) üretiminde taşyağının payı j'üzde 46 gibi çok yüksektır. Taşyağı tüketimi- nin yüzde 89'u, doğalgaz tüketiminin yüzde 94'ü dışalımla karşılanmakta- dır. Kısacası, Türkıye akaryakıt bakı- mından yüzde 90-95 dışa bağımhdır. Türkiye'de tüketilen işlenmemiş taş- yağının yüzde 26^ını erk üretim ve çev- rim işinde, yüzde 24'üne yakınını ise sanayi işindekullanıyorlar. Türkiye'de birincil erk üretiminde taşyağının pa- yı yüzde 46 gibi çok yüksektir. Dün- yada kışi başıaa tüketim 0 83 ton/yıl iken Türkiye de 0.53 ton/yıl ile orta- lama gerisindedir. TPAO'nun 1992 yı- lında 182 milyon ABD Dolan eşde- ğerinde olan yurtıçı yatınmlan 1997 sonu ile 58 milyon ABD Dolan dola- yına düşmüştür. Ülkemizde jeolojik ve jeofizik ça- lışmalar ile arama ve üretim delgileri yerine göre yüzde 85-90 kadanm ger- çekleştiren TPAO'nun kaynak bulma- daki zorluklan nedeniyle yurtiçi yatı- nmlanmızın oldukça genledıği gö- rülmektedır. Türkiye'de 1 ton taşya- ğı işletmek için 50 dolarlık arama ya- tınmı yapılmaktadır. (6.7 dolar/varil 1 varil işlenmemiş taşyağı 22 dolar / 2000) Türkiye'de 1 vanl taşyağı üret- mek için arama giderlen 6-7 dolardır. (1 varil taşyağı 22-28 dolardır.) Gele- cek yazımda kömür üzennde duraca- ğım. s E «5 *-$cc - u S 8. •- c c O "tİ ıu •y I Tarihsel Bir Anı... M. Necdet DOLUNAY Y ıllaröncegüzelbir eylülgünüKüçük Çamlıca'da bir dostu ziyarete gıtmiştik. Kapıyı açan ev sahıbı ne- şeyle: "Hoşgeldinizçokse- vindik, bugün halamla eniştem de gelecek" dedı. Ben, Kızıltoprak'ta doğ- muşum. Çocukluğumda, ilkbaharda çok defa Çam- lıca'nm yamaçlanndakı mıs gibi kokan Osmanlı çileğı tarlasından çılek ye- miştik. Sohbete daldık. Kapı ça- lındı ve ev sahıbi, gelen çiffi "haJamveeniştem' 1 di- ye tanıttı bize. llen yaşta, umur görmüş (devlet hız- metinde bilgıli, deneyım- li) bir çift... Havadan su- dan konuşuyorduk. Nasıl oldu anımsamıyorum. pa- ra, altın derken bey heye- canla: "Alünlan aldık, Kara- denizsahillerine indik. Bi- zeRuslar bir nıotor temin ettiler, karanhkta saaöer- ce denizle mücadeleden sonra motorun kaptanı, 'tşte Anadolu burası' di- yerek bid geceyansı sabi- îe bırakb. Bu bilmediği- miz arazide bata çıka kör ışıklı bir kulübe bulduk. Kapryı çaldık. Tann misa- firi olduğumu/u sö\ ledik, kabul edildik.' Yorgunsu- nuz' dedive yere bir hasır yaydt Duvardan iki rrusır ko- pardu 'Allah rahatlık ver- sin' dedi Biz iki arkadaş mısıria- n yedik vedeğişe de^şe al- tmianbaşmuzmattmaala- rak uyuduk. Sabah oldu. Adamtn evinde yattık, mısııiannı yedik, suyunu içtik. Tam bir bahşiş vermeye haar- lanırken elimi cebime at- üm ki kö>lüdahaatik dav- ranarak bileğime sanldı ve'Bey, bey "dedi,'Bızim de bu çorbada tuzumuz bulunsun." Çamlıca'dan aynhrken ev sahibıne eniştesıninadı- nı sordum Hayretle 'Ta- mmaduıız ını?' dıye yü- zümebaktı. Meğer bu zat Yusuf Ke- mal Temurşenk beyefen- di imiş. Ben bümediğime, o sırada tanımadığıma çok üzüldüm. Tarihimizden, kurtuluş yıllanmızdan küçük, ama değerli bir anı. PENCERE DincHer Postmodern Oldular... . Post, çok anlamlı bir sözcük... llk elde akla hayvan postu gelir, zavallı hayvanı öldürüp derisini yüzdün mü, kışın insanı sıcacık tutan bir kürk elde edersin. Eskiden kadınlar kürk giymeye çok meraklı idi- ler, hem de ne kürk.. Astragan.. Samur.. Vızon.. Kakum... Kadınlar hayvanseverlerin korkusundan artık kürklerini rahatça giyemiyorlar. Ya devlet adamları?.. Osmanlı'daadı üstünde "sadaret /cüricü"vardı; "Ve kürküm ye" lafı nereden kaynaklandı?.. • Post ile kürk hısım akrabadır, kürkü sırtına gi- yersin, postu altına serersin. Postun üstüne oturdun mu ne olursun?.. Şeyh!.. "Post kavgası" deyişi ile "Ye kürküm ye" öğü- dü sarmallaşır; bu arada iş zora düşerse "postu deldirme" neyap yap "postu kurtarmaya bak!.." Çoğu zaman samur kürkü giyip postun üstün- de oturan da hayvandır... Hem dene hayvan!.. -A/ .,"''' Bir de Hatız Post var.. Alaturkanın büyük ustalanndan Mehmet Çe- lebi'ye neden Hafız Post denmiş?.. Söylenceye göre sanatçının vücudu çok kıllıy- mış, bu yüzden Hafız Post demişler; en ünlü ya- pıtı bugün de dillerde dolaşıyor. Gelse o şuh meclise, Nazı tegafül eylese... Hahz'ın postu, demek ki bedenindeymiş, yüre- ğinde değil!.. Kimi zaman çok kıllı adamlar hor gö- rülün - Ulan ayı!.. Oysa çoğu hayvanın, insan kılıklıdan çok daha iyi oldugu tecrübeyle sabit değil mi?.. • Post'un bir de Frenkçe'de işlevi var; önüne kon- duğu sözcükte "sonrası" anlamını oluşturuyor. Postmodem/sme = modernizm sonrası.. Batı'nın 'Aydınlanma Devrimi'nden sonraki ara- yışı -şöyle ya da böyle- günümüzün gündemini oluşturuyor; bizde de sıcak tartışmalara yol açı- yor; politikaya bile girdi; '28 Şubat'a ne ad taktı- lar: - Postmodem darhe!.. '*' ' " Yakışıyor!.. Çünkü 28 Şubat'la biriikteNecmettin Erbakan'ın altından postgidince, Fazilet Partisi'nde post kav- gası başladı; dinciler samur kürkü giyebilmek için birbirlerini yiyoriar. ' Dinciler modern olamadılar; postmodem ol- makta birbirleriyle yanş ediyoriar. 28 Şubat hedefini vurdu. Eşim, babamız; Onurun sembolü MUSTAFA TUTU'VU (1949-5Ocak1999) Aramızdan ayrılışının 2. yılında giderek artan bir sevgi ve özlemle anıyoruz. AYTEN - ULAŞ - ONUR CTCAK2OO1 heartof duLclnea EATARTDRINKSOUND D) Cato: B-* Oeak aooi, dulclna* eaf«, 21ı00 All»on Harfca: Mınısffy o) Sound readent Dı i*-ıooe«kaaet, dulekMa caM, U M cttıco _, , :•;•••• Bntısh Zotöc,-, Councıl fc^^l . 1p3lr!K mtTV—tZT-* Sac Zerafet ve sağlık ne güzel Fazla kflolanruz için KtLOKONTROL MERKEZt 19 Mayıs CĞ No. 8 ŞışlıllSTANBUL Tel:(0212)2120707(pbx) Faks (0212)212 68 35 Basın trafık kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALEVANAKÖÂ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle