Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Alman halkının büyük kısmı, ülkelerinin dahafazlagöçmeni 'taştyamayacağmı'düşünüyor
ARTIKGEMÎDOLDUGÜRSELKÖKSAL
FRANKFURT - "Artık gemi dol-
du~-" 60'lı yıllarda kendi ihtiyaçla-
nndan dolayı başlattığı işçi göçûne
kapılannı açan Almanya'nın 70'li
yıllann başındaki politika değişik-
liğini, zamanın Başbakanı Heimut
Schmidt bu sözlerle ilan ediyordu.
Sosyal demokrasınin tarihi liderle-
rinden Schmidt'in bu sözleri sade-
ce ülkeye işçi göçünün resmen dur-
durulduğunun işareti değildi, aynı
zamanda bu süre içinde göçen ya-
bancı işçiler ve ailelerinin Alman-
ya'da "yük" olarak görûldüğû yo-
îundaki yaklaşımlan kuvvetlendiri-
yordu.
Almanya'ya yönelik göçün 40
yıllık geçmişi bu konuda "kurt" po-
litikacının halkın büyük kısmına
tercüman olduğunu gösteren örnek-
lerle dolu.
• "Institut fîir Demoskopie Allensbach"ın (IfDA) gerçekleştirdiği son kamuoyu araştırmasının
sonuçlanna göre Alman halkının büyük çoğunluğu yabancılar hakkında önyargılı. Halkın yüzde
68'i "Gemi artık doldu" diyor. Bu oran Hıristiyan Birlik partilerinin taraftarlan arasında yüzde
79'u bulurken sosyal demokrat, liberal ve sosyalist partilerin (SPD, FDP ve PDS) taraftarlannın
yüzde 6O'ı Almanya'nın artık daha fazla göçü kaldıramayacağını düşünüyor.
Nitekim araştırma kuruluşu "Ins-
titut fiir Demoskopie ADensbach"ın
(IfDA) gerçekleştirdiği son kamu-
oyu araştınnasının sonuçlan da bu
değerlendirmeyi doğruluyor.
Buna göre halkın büyük kısmı, ül-
kelerinin daha fazla göçmeni "taşı-
yamayacak" durumda olduğunu ve
en kısa zamanda Almanya'ya yöne-
lik göçün yasayla düzene sokulma-
sı gerektiğini düşünüyor. Araştırma-
da halkın yaklaşık üçte ikisi göç-
men nüfusunun artmasına karşı ol-
duğunu açıklamış.
Araştırma sonuçlannı değerlen-
diren gözlemciler bir yanda Alman-
ya'da toplam nüfusun yüzde 9'unu
bulan yaklaşık 7.4 milyon göçmen
ve gelecekte bu ülkeye yerleşmeye
hazırlandıklanna inanılan yüzbin-
lerce yabancıyla ilgili tartışmalann
halkı daha uzun süre meşgul edece-
ğine işaret ederken, diğer yandan da
bu konunun önümüzdeki seçim
kampanyalannın ana temalanndan
biri olmaya devam edeceğini hatır-
latıyor. Aşın sağ ve ırkçı şiddetin
bu durumdan beslenerek "gelişme-
sini" sürdürebileceğine kesin gö-
züyle bakılıyor.
IfDA'nın araştırmasından çıkan
bir diğer sonuç ise büyük politik
partilerin taraftarlannın göç ve göç-
menlerkonusunda genellikle benzer
yaklaşımlara sahip olduklan.
Araştırmanın Alman halkının bü-
yük çoğunluğunun yabancılar üze-
rine görüşleri konusundaki "önyar-
güan" doğrulayan sonuçlarmdan
bazılan şöyle:
Halkın yûzde 68'i
Halkın yüzde 68'i "Gemi artık
doldu" diyor. Bu oran Hıristiyan
Birlik partilerinin (CDU ve CSU)
taraftarlan arasında yüzde 79'u bu-
lurken, sosyal demokrat, liberal ve
sosyalist partilerin (SPD, FDP ve
YESİLLER PARTİSİ MİLLETVEKİLİ CLAUDIA ROTH:
Türldye politikamız değişmez
• Claudia Roth Yeşiller
Partisi yönetimine gelmesi
durumunda, Türkiye
politikasında değişikliğe
gitmeyeceklerini söyleyerek
ekonomik olarak güçsüz
yörelere yapılabilecek
kalkınma projelerinin
olduğunu belirtti.
GÖNÜL KENTER ENGEMANN
FRANKFURT - Schröder kabi-
nesıne bakan olarak geçen Renate
Kühnast'ın yerine parti eşbaşkan-
hğına aday gösterilen Birlik 90/
Yeşiller Partisi Milletvekili ve
' Jvteclis Insan Haklan Komisyonu
Başkanı Claudia Roth,Ayvaz Gök-
demir'e açtığj ve kazandığı tazmi-
nat davasının sonucunda, kamu-
oyuna ciddi bir mesaj verebildiği-
ni belirtti. Roth, Gökdemir'in turu-
munu böylece yanıtsız bırakmadı-
ğını hatırlattı.
Claudia Roth, kendisinin yöneti-
me gelmesi durumunda, Yeşiller
Partisi'nin Türkiye politikasında
önemli bir değişiklik olmayacağını
kaydetti. Roth, Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtladı.
'Üyeük kapüan açık'
- Partinian başkanhğma getirfl-
menize kesin gözüyle bakılıyor. Si-
zinbaşkanhğinızda, Türkiye pouti-
kasmda değişiklikler olacak mı?
- Hayır. Fakat hemen hatırlatmak
isterim, henüz seçilmedim. Bu bi-
raz daha zaman alacak. Birlik
90A
r
eşiller'in Türkiye politikasın-
da, eğer seçilirsem benim başkan-
lığım esnasında da bir değişiklik ol-
mayacak. Türkiye'nin Avrupa Bir-
liği'ne üye olması için çaba sarf
edeceğim. Türkiye'nin üyeliği ko-
nusunda her halükârda, bu zamana
kadar olduğu gibi. tüm kapılar açık
tutulacak. Aynca, yeni hükümetin
Türkiye politikası oldukça farklı.
Yeni hükümet Türkiye'nin AB'ye
üye olmasını onayhyor. Türkiye di-
ğer aday ülkelerle aynı kriterlere ta-
bi tutuluyor.
-tnsan haklan konusunda Türki-
ye'ye yönelik en son faatiyetkriniz
hangileri? Cezaevlerindeki ötüm
YeşüterPartisiMiletvekili«Medistnsan HaklanKomisyonu BaşkanıRoth,ApazGökdemir'eaçüğıdavttyı kazannuşü.
oruçlan ifc ilgili partinizin girişim-
lerioldumu?
- Insan Haklan Komisyonu Baş-
kanı olarak en son geçen kasım
ayında bir delegasyonla Türki-
ye'ye, aynı zamanda cezaevlerin-
deki durumlarla ilgili bir inceleme
gezisi yaptık. Burada ilk kez çok
kötü diyebileceğim tecrübeler ya-
şadım.
Bir kısım Türk medyası, siste-
matik olarak, dediğim her şeyin
tam tersini yansıttı. Bu kesim, sü-
rekli ve sistemli bir şekilde bir düş-
man imgesi yaratmayı denedi. Ay-
nı kesim basında, Türkiye'de in-
san haklannı ve azınlık haklannı
teminat altına alacak ve bu değer-
lerin toplumda ön plana alınması-
nı sağlayacak, demokratik bir sü-
rece geçilmesi için samimiyetle
çaba sarf eden insanlara sistema-
tik olarak kulaklann tıkandığmı ve
bu insanları kabul etmediklerini
gördüm. Cezaevlerindeki ölüm
oruçlanrun sürdüriUmesi, pek tabii
burada bir rol oynadı. Avrupa Ko-
misyonu'nun Türkiye'ye, cezaev-
lerindeki durum nedeniyle yönelt-
tiği eleştirileri yerinde ve haklı bu-
luyorum. Türkiye'de cezaevlerinin
yeniden nasıl düzenlenmesi veya
cezaevlerinin nasıl inşa edilmesi
gerektiği, tutuklulann sosyal hak-
lan dikkate alınarak esash bir bi-
çimde gözden geçirilmelidir. Fa-
kat bu "tecrit hûCTeteri" veya "tec-
rit tutukluluğu" anlamına gelme-
melidir.
- Parti başkanhğuıızda Türtdye
ve Türkler ile ilgili belirii bir prog-
ramınız olacak mı? Entegrasyon ve
göçk ilgili parti potitikanız nasıl de-
vam edecek?
'Güçtü rol ûstieneceğim'
- Bu konudaki parti politıkalan-
mız ancak güçlenebilir. Değişiklik
sözkonusu değil. Türkiye'deki insan
haklannın Almanya taranndan des-
teklenmesi söz konusu ise bunun
oraya satılacak tanklarla gerçekleş-
meyeceği kesüı. Böyle bir şey doğ-
ru bir yardım da değUdir. Ekonomik
olarak güçsüz yörelere yapılabile-
cek kalkınma projeleri mevcut; ör-
negin, Dıyarbakır için kanaüzasyon
ve su anndırma tesisleri söz konu-
su. Benzer projeler Türkiye'nin ge-
reksinim duyduğu diğer yöreleri için
de doğru ve önemli.
Bu yönde yogunlaşmak, tank sat-
maktan çok daha iyi olduğu gibi, in-
san haklannın da daha iyi güvence
altına alınmasını sağlayacakhr. Ay-
nı gerekçelerle Federal Almanya "da
da insan haklan konusuna, belki de
buraya büyükanne ve büyükbabala-
n gelmiş insanlann uyum sağlama-
sı konusuna da dil dersleri, eğitim
programlan, belki de yeni Vatandaş-
lık Yasası'ndaki bazı noktalanntek-
rar gözden geçirilmesi ve düzeltil-
mesi vs. açısından daha dikkatle ba-
kılmalı ve eğiünmelidir. Tüm bu ko-
nular, biraz dahaönemkazanacak ve
elimden gelirse daha güçlü bir rol
üstleneceğim.
Avrupa Çalışma ve Yaşam Koşullarını Iyileştirme Vakfı 'nın araştırması:
Çalışma koşullan kötüleşiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Avrupa'da, çalışma yaşamında gö-
rülen sorunlann giderek arttığı bil-
dirildi. Sorunlann başında, çalışma
koşullan ve bu koşullardan kaynak-
lanan sağlık problemleri gelirken 15
milyondan fazla insanm işyerinde-
ki taciz ve kötü muameleden şikâ-
yetçi olduğu saptandı.
Avrupa Birliği bünyesindeki Av-
rupa Çalışma ve Yaşam Koşullan-
m lyileştirme Vakfi'nın 'Çahşma
Koşullan 3. Avrupa AraşnrmasTnın
ilk sonuçlan, çalışma yaşamma da-
yalı sorunlarda artış olduğunu gös-
terdi. Avrupa Birliği'ne üye ülke-
lerde 21 bin 500 çalışanla yüz yüze
görüşülerek yapılan araştırmanm
ilk sonuçlanna göre Avrupa'da ça-
lışma yaşamının başlıca sorunlan
şöyle:
• Çalışma yaşamında karşılaşılan sorunlann başında çalışma
şartlanndan kaynaklanan sağlık sorunlannın geldiği belirtilen
raporda, 15 milyondan fazla insanın işyerinde taciz ve kötü
muameleden şikâyetçi olduğu belirtildi.
Sağlık ve çalışma:
Çalışanlann yüzde 30'u, içinde
bulunduklan koşullara dayah ola-
rak sağlıklanndan kaygı duyarken
en çok görülen şikâyetlerin başında
sırt ağnlan ve stres geliyor.
Çalışma Yoflunluflu:
Çalışma saatlerinin kısalmasına
rağmen, koşullann daha hızlı ve yo-
ğun çalışmayı gerektirmesi çalışma
yaşamındaki en büyük sorunlardan
biri olarak görülüyor. Araştırmaya
kaülanlann yüzde 50'den fazlası sü-
rekli zamanla yanşmak durumunda
olduklannı belirtiyor.
Taciz ve kötü muamele:
Işyerindeki taciz ve kötü muame-
leden, 15 milyondan fazla kişinin
şikâyetçi olduğu belirtilen araştır-
mada, birçok kişinin bu tür olayla-
n bildirmekten kaçındığına dikkat
çekiliyor.
Clnslyet Aynmcılıği:
Çalışma yaşamında görülen cin-
siyet aynmcılığı örnekleri arasında
aynı işi yapan kadın ve erkekler ara-
sındaki ücret ve çalışma saati fark-
lılıklan da bulunuyor.
ceçlcl işçller:
Çahştıklan yerde bir yılı doldur-
mayan çalışanlann yüzde 12'si ge-
çici sözleşmelere bağlı, yüzde 49'u
ise süresiz sözleşmelere bağlı bulu-
nuyor.
Kötü çalışma koşullan:
Araştırmaya katılanlann yüzde
37'si ağır yük taşıdıklannı, yüzde
47'si yorucu ve sağlık problemleri-
ne neden olacak biçimde çalıştıkla-
nnı, yüzde 29'u ise aşın gürültü or-
tamında çalıştıklannı bildirirken so-
nuçlar bu tür kötü koşullara geçici
işçiler ve erkeklerin daha çok ma-
ruz bu-akıldığmı gösteriyor.
PDS) taraftarlannm yüzde 60'ı Al-
manya'nın artık daha fazla göçü
kaldıramayacağını düşünüyor. Ye-
şiller arasında ise bu konuda tama-
men ters bir düşünce egemen du-
rumda. Birlik 90/Yeşiller Partisi ta-
raftarlannın yanya yakını (yüzde
48) Ahnanya'nm fazla zorlukla kar-
şılaşmadan daha büyük sayıda göç-
mene kapılannı açabileceğini düşü-
nüyor, aksi görüşte olanlann oranı
ise yüzde 31.
Araştırmanın bir diğer sonucu da,
halkın büyük bir kısmırun (yüzde 89)
ülkeye yönelik göçün kontrol altına
alınması gerektiği görüşünü paylaş-
ması. Bu durumun acil olarak bir göç
yasasıyla düzenlenmesi ve ülkeye
yönelik nüfus hareketinin bu yasa
kapsamında belirlenecek kotalara
göre gerçekleştirihnesini talep eden-
ler de çoğunluğu (yüzde 60) oluştu-
ruyor. Bu oran CDU ve CSU taraf-
tarlan arasında yüzde 64'ü, SPD'de
yüzde 66'yı bulurken, küçük partiler-
de de yüzde 55-61 arasında değişi-
yor.
"Yasayla göçün kontrol edilmesi''
derken ya da tespit edilmesi istenen
"kotalar"dan bahsederken halkın
büyük çoğunluğunun göçmen sayı-
sının durdurulup, şu andaki düzey-
de dondurulması (yüzde 3 5) ve azal-
tıbnasuTi (yüzde 47) anladıgını araş-
tmna sonuçlan gösteriyor. Yasayla
göçmen nüfusunun artmasını hedef-
leyenler ise sadece yüzde 8'de kalı-
yor. Bu konuda iktidar ve muhale-
fet partilerinin taraftarlan arasında
belirgin yaklaşım farklılıklan söz
konusu: CDU, CSU ve FDP taraftar-
lan yasanın göçü azaltması gerekti-
ğini savunurken, sosyal demokrat
ve yeşil görüştekilerin çoğunluğu
göçmen nüfusunun şu andaki düze-
yinin korunmasını doğru buluyor.
'Yönlendirici Alman kühûrfi'
IfDA araştırmasına katılanlar, Al-
manya'da yaşayan ve gelecekte bu
ülkeye göçecek göçmenlerden bek-
lentiler konusunda da genel görüş-
leri doğrulayan yaklaşım sergiliyor-
lar.
Çoğunluk, göçmenlerin mesleki
konumlan, Ahnanca öğrenme ko-
nusundaki gayretleri yanında politik
yaklaşımlan, iç piyasadaki gelişme-
ler ve entegrasyon gayretlerinin dik-
kate ahnmasuıa önem veriyor. ör-
neğin, araştırma sonuçlanna göre
halkın yüzde 83 'ü göçmenlerin her-
hangi bir "radikal" ya da "aşın"
parti ve gruplara üye olmaması ge-
rektiğini düşünüyor.
Araştırma ana muhalefet partisi
CDU'nun başlattığı "Yönkndirid
Ahnan kültürü" tartışmasında hal-
kın konumunu da yansıtıyor. Büyük
çoğunluk bu deyimi "sevimsiz'' bu-
lurken, tartışmayı başlatanlann bek-
lentilerini destekliyor. Ömeğin Al-
manya'da yaşayan yabancılann ken-
dilerini Alman kültürüne yöneltme-
leri gerektiğini düşünenler yüzde
61 'i bulurken, farklı kültürlerin eşit
düzeyde bir arada bulunması gerek-
tiğini savunanlar ise yüzde 27'de ka-
lıyor. Göçmenlerin Almanca öğren-
mesi gerektiğini düşünenlerin oranı
yüzde 93'ü, Ahnan toplumunun te-
mel değerlerini kabul etmelerini
bekleyenlerin oranı da yüzde 88'i
buluyor.
'Tophımun temel degerleri'
Bu arada söz konusu araştırmaya
katılanlann büyük çoğunluğunun
birleştiği ve anayasanın dayandığı
"Ahnan toplumunun temel değerte-
ri" ise şöyle sıralanıyor: Almanca
konuşma, zorunlu temel eğitim, fi-
kir ve ifade özgürlüğü, toplumsal
yaşanun Ahnan düşünür ve yazar-
lannın miraslanna dayanan kültürel
temellere dayanan yapısı, kadın ve
erkek eşitliği, ailenin yüceliği, çalış-
kanlık, politik katılım, yasa karşı-
sında eşitlik, özel mülkiyet hakkımn
korunması, Alman tarihinin hatır-
lanması ve bu tarihten dersler çıkar-
maya hazu" ohnak...
Söz konusu araştırmalann halkın
yaklaşımlannm belirlenmesi açısm-
dan önemli bir fonksiyonu yerine
getirdiğine işaret eden eleştirel göz-
lemciler, bu araştırmalann dayandı-
ğı anketlerdeki sorulann titizlikle
seçilmediğine ve böylece ciddi yan-
lış anlaşılmalara neden olunduğuna
işaret ediyorlar.
Buna örnek olarak farklı kültür-
lerden gelen insanlann politik gö-
rüşlerini "radikal" ve "aşjm" olarak
değerlendirmenin zorluklanna işa-
ret eden eleştirel kesimler, Ahnan
toplumunun temel değerlerine iliş-
kin açıklamanın, bazı eksikliklerle
modern dünyanın hemen her
köşesinde temel değer olarak tek-
rarlanabileceğini ileri sürüyorlar.
GEÇMÎŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Tebdil-i Mekânda
Ferahlık Varmış...
Eski genel yayın yönetmenlerini yazar yapma
modası var ya. Cumhuriyet bu konuda da med-
yadan farklıdır. Yalnız yazar değil, eğer Istanbul'da
oturuyorsa Cumhuriyet Vakfı Genel Müdürü de
yapartar.
• * •
İlk köşe yazımızda önce hesap verelim.
Adımlayayımlanan ilk "Cumhuriyet'ten Okuria-
ra" köşesinde (5 Eylül 1994) şunlan yazmışım:
"Cumhuriyet'te 31 yıl önce göreve başlamıştım.
Aynlık dönemini bir yana koyarsanız yaklaşık 20
yıllık bir süreç Cumhuriyet'le biriikte yaşanmış.
Ancak bugünkû konumum çok değişik.
Mesleğimizde üstlenilen görevler Horozlu ma-
ğazasından kiralanmış smokinler gibidir. Bir gün
teslim edersiniz. Önemli olan, bu süreçte herşe-
ye gazeteci olarak bakabilmek ve salt gazeteci
olarak kalabilmektir.
Smokini lekelerseniz geri verirken temizletirsi-
niz ama, bizim meslekte bulaşan kirieri temizle-
yecek hiçbir deterjan henüz bulunamamıştır. Ba-
zılannın yaptığı gibi yükselen değeriere sanlmak
da çare değildir.
Cumhuriyet, daha önce olduğu gibi bundan
sonra da bütün kurum ve kuruluştarta ilişkilerini
bağımsızlık kuralına uygun olarak sürdürecektir."
Bilançoyu çıkanp eksileri varsa yüzümüze vur-
mak hakkı sevgili Cumhuriyet okurlannın...
• • •
Peki bundan sonra ne yapacağım?
Onun sınırlannı da Cumhuriyet'in yayın ilkeleri
belirieyecek:
"Cumhuriyet ne hükümet ne de parti gazetesi-
dir. Cumhuriyet, yalnız Cumhuriyet'in bilimsel ve
yaygın anlatımıyla demokrasınin savunucusudur.
Cumhuriyet ve demokrasi fikirve esaslannıyıkma-
ya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir.
Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı
'Aydınlanma yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin
dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplum-
ca benimsenmesi için çaba gosterecektir.' İnsan
Haklan ve Temel Özgühükler Bildırgesi'ni demok-
rasinin evrensel anayasası olarak benimseyen
Cumhuriyet, ancak amaçlanna Atatürk'ün kurdu-
ğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı ve bü-
tünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sa-
yar."
• • •
Ama aklıma düşen sorular var.
Ya okurlara ait bu köşeyi babamın malıymış sa-
nırsam?
Yakın çevreme ya da bana yaran dokunacağını
sandığım kişilere yaranmak için kullanırsam?
Kural dtşına çıktığım zaman beni uyaracak ar-
kadaşlanmaduyacağım kızgınlığı korkudan içime
atar ve ilk fırsatta hıncımı çıkarmaya kalkışırsam?
Daha fazla kurcalamayayım.
Gazetecilik bilincim "sen yapmazsın " diyor ama,
"Medya dünyası bu. Belli mi olur" diyenler de ola-
bilir.
Onun hesabını da bu köşeyi devrederken ver-
meye çalışınm.
• • •
"Horoz ölmüş, gözü çöplükte kalmış" derier. Ki-
raf edeyim ki benim gözüm de muhabirlikte kaldı.
Gençlik günlerimin gazetecilik anlayışı yozlaşma-
saydı ve bu dönemde de muhabirlik yapabilsey-
dim, tebdil-i mekândaki değişiklik daha da ferah-
lık verirdi...
oerinc@cumhuriyetcom.tr.
Durmuş'un gözü gözümüzde
Gödetimiz artık
gözlükçülere emanet
Istanbul Haber Ser-
visi- Sağlık Bakanı Os-
man Durmuş bu kez
de gözünü gözümüze
dikti. Sağlık Baka-
nı'nın doğrudan deste-
ği ile "gözlükçülükya-
sasında değişiklik ya-
pılmasma ilişldn yasa
tasansı" ilgili komis-
yonlarda görüşülüyor.
Türkiye Oftalmoloji
Derneği Istanbul Şu-
besi genel sekreteri
Doç. Dr. Engin Yarkın
Bûrümcek, konu ile il-
gili olarak şunlan söy-
ledi:"Tasan komis-
yondan geçip Meclis'te
onaylamrsa pratisyen
hekimler de gözlük
muayenesi yapıp göz-
lük verebilecekler ve
göztükçükr de kontakt
lens imalat ve saüşı ya-
pabUecekler.
GözKikçülerile mes-
leki yetldleri olmayan
pratisyenler gözlük ve
kontaktlens muayene-
si adı alünda kendi çı-
kaıiannı düşünecek-
ler ve halkm göz sağh-
ğı da siyasi kadrolaş-
nıa ve haksız kazanç
sağlama uğruna göz
göre göre tehlikeye ab-
lacakn
dedi.
'BdnciBahar'mfcmedesi
'tküıci Bahar' adb televizyon dizisinde kuDanılan
kostûm ve aksesuvariar, Esİddji Müzavede Evi tara-
nndan saoşa sunuldu. Dizinin çekildiği Samatya'da
yapılan müzayedede Özkan Uğur'un canlandırdığı
Zabıta Secahattin'in üniforması ve takun elbisesi, 1
mflyar650 milyonKra ileenyüksekfîyata sanlan par-
ça oldu. Müzayedede elde edilen yaklaşık 20 mflyar
nranın Samatya'daki üç ilköğretim okuluna bağış-
lanacağı beürtüdL (Fotoğraf: VEDAT ARIK)