25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Alman halkının büyük kısmı, ülkelerinin dahafazlagöçmeni 'taştyamayacağmı'düşünüyor ARTIKGEMÎDOLDUGÜRSELKÖKSAL FRANKFURT - "Artık gemi dol- du~-" 60'lı yıllarda kendi ihtiyaçla- nndan dolayı başlattığı işçi göçûne kapılannı açan Almanya'nın 70'li yıllann başındaki politika değişik- liğini, zamanın Başbakanı Heimut Schmidt bu sözlerle ilan ediyordu. Sosyal demokrasınin tarihi liderle- rinden Schmidt'in bu sözleri sade- ce ülkeye işçi göçünün resmen dur- durulduğunun işareti değildi, aynı zamanda bu süre içinde göçen ya- bancı işçiler ve ailelerinin Alman- ya'da "yük" olarak görûldüğû yo- îundaki yaklaşımlan kuvvetlendiri- yordu. Almanya'ya yönelik göçün 40 yıllık geçmişi bu konuda "kurt" po- litikacının halkın büyük kısmına tercüman olduğunu gösteren örnek- lerle dolu. • "Institut fîir Demoskopie Allensbach"ın (IfDA) gerçekleştirdiği son kamuoyu araştırmasının sonuçlanna göre Alman halkının büyük çoğunluğu yabancılar hakkında önyargılı. Halkın yüzde 68'i "Gemi artık doldu" diyor. Bu oran Hıristiyan Birlik partilerinin taraftarlan arasında yüzde 79'u bulurken sosyal demokrat, liberal ve sosyalist partilerin (SPD, FDP ve PDS) taraftarlannın yüzde 6O'ı Almanya'nın artık daha fazla göçü kaldıramayacağını düşünüyor. Nitekim araştırma kuruluşu "Ins- titut fiir Demoskopie ADensbach"ın (IfDA) gerçekleştirdiği son kamu- oyu araştınnasının sonuçlan da bu değerlendirmeyi doğruluyor. Buna göre halkın büyük kısmı, ül- kelerinin daha fazla göçmeni "taşı- yamayacak" durumda olduğunu ve en kısa zamanda Almanya'ya yöne- lik göçün yasayla düzene sokulma- sı gerektiğini düşünüyor. Araştırma- da halkın yaklaşık üçte ikisi göç- men nüfusunun artmasına karşı ol- duğunu açıklamış. Araştırma sonuçlannı değerlen- diren gözlemciler bir yanda Alman- ya'da toplam nüfusun yüzde 9'unu bulan yaklaşık 7.4 milyon göçmen ve gelecekte bu ülkeye yerleşmeye hazırlandıklanna inanılan yüzbin- lerce yabancıyla ilgili tartışmalann halkı daha uzun süre meşgul edece- ğine işaret ederken, diğer yandan da bu konunun önümüzdeki seçim kampanyalannın ana temalanndan biri olmaya devam edeceğini hatır- latıyor. Aşın sağ ve ırkçı şiddetin bu durumdan beslenerek "gelişme- sini" sürdürebileceğine kesin gö- züyle bakılıyor. IfDA'nın araştırmasından çıkan bir diğer sonuç ise büyük politik partilerin taraftarlannın göç ve göç- menlerkonusunda genellikle benzer yaklaşımlara sahip olduklan. Araştırmanın Alman halkının bü- yük çoğunluğunun yabancılar üze- rine görüşleri konusundaki "önyar- güan" doğrulayan sonuçlarmdan bazılan şöyle: Halkın yûzde 68'i Halkın yüzde 68'i "Gemi artık doldu" diyor. Bu oran Hıristiyan Birlik partilerinin (CDU ve CSU) taraftarlan arasında yüzde 79'u bu- lurken, sosyal demokrat, liberal ve sosyalist partilerin (SPD, FDP ve YESİLLER PARTİSİ MİLLETVEKİLİ CLAUDIA ROTH: Türldye politikamız değişmez • Claudia Roth Yeşiller Partisi yönetimine gelmesi durumunda, Türkiye politikasında değişikliğe gitmeyeceklerini söyleyerek ekonomik olarak güçsüz yörelere yapılabilecek kalkınma projelerinin olduğunu belirtti. GÖNÜL KENTER ENGEMANN FRANKFURT - Schröder kabi- nesıne bakan olarak geçen Renate Kühnast'ın yerine parti eşbaşkan- hğına aday gösterilen Birlik 90/ Yeşiller Partisi Milletvekili ve ' Jvteclis Insan Haklan Komisyonu Başkanı Claudia Roth,Ayvaz Gök- demir'e açtığj ve kazandığı tazmi- nat davasının sonucunda, kamu- oyuna ciddi bir mesaj verebildiği- ni belirtti. Roth, Gökdemir'in turu- munu böylece yanıtsız bırakmadı- ğını hatırlattı. Claudia Roth, kendisinin yöneti- me gelmesi durumunda, Yeşiller Partisi'nin Türkiye politikasında önemli bir değişiklik olmayacağını kaydetti. Roth, Cumhuriyet'in so- rulannı yanıtladı. 'Üyeük kapüan açık' - Partinian başkanhğma getirfl- menize kesin gözüyle bakılıyor. Si- zinbaşkanhğinızda, Türkiye pouti- kasmda değişiklikler olacak mı? - Hayır. Fakat hemen hatırlatmak isterim, henüz seçilmedim. Bu bi- raz daha zaman alacak. Birlik 90A r eşiller'in Türkiye politikasın- da, eğer seçilirsem benim başkan- lığım esnasında da bir değişiklik ol- mayacak. Türkiye'nin Avrupa Bir- liği'ne üye olması için çaba sarf edeceğim. Türkiye'nin üyeliği ko- nusunda her halükârda, bu zamana kadar olduğu gibi. tüm kapılar açık tutulacak. Aynca, yeni hükümetin Türkiye politikası oldukça farklı. Yeni hükümet Türkiye'nin AB'ye üye olmasını onayhyor. Türkiye di- ğer aday ülkelerle aynı kriterlere ta- bi tutuluyor. -tnsan haklan konusunda Türki- ye'ye yönelik en son faatiyetkriniz hangileri? Cezaevlerindeki ötüm YeşüterPartisiMiletvekili«Medistnsan HaklanKomisyonu BaşkanıRoth,ApazGökdemir'eaçüğıdavttyı kazannuşü. oruçlan ifc ilgili partinizin girişim- lerioldumu? - Insan Haklan Komisyonu Baş- kanı olarak en son geçen kasım ayında bir delegasyonla Türki- ye'ye, aynı zamanda cezaevlerin- deki durumlarla ilgili bir inceleme gezisi yaptık. Burada ilk kez çok kötü diyebileceğim tecrübeler ya- şadım. Bir kısım Türk medyası, siste- matik olarak, dediğim her şeyin tam tersini yansıttı. Bu kesim, sü- rekli ve sistemli bir şekilde bir düş- man imgesi yaratmayı denedi. Ay- nı kesim basında, Türkiye'de in- san haklannı ve azınlık haklannı teminat altına alacak ve bu değer- lerin toplumda ön plana alınması- nı sağlayacak, demokratik bir sü- rece geçilmesi için samimiyetle çaba sarf eden insanlara sistema- tik olarak kulaklann tıkandığmı ve bu insanları kabul etmediklerini gördüm. Cezaevlerindeki ölüm oruçlanrun sürdüriUmesi, pek tabii burada bir rol oynadı. Avrupa Ko- misyonu'nun Türkiye'ye, cezaev- lerindeki durum nedeniyle yönelt- tiği eleştirileri yerinde ve haklı bu- luyorum. Türkiye'de cezaevlerinin yeniden nasıl düzenlenmesi veya cezaevlerinin nasıl inşa edilmesi gerektiği, tutuklulann sosyal hak- lan dikkate alınarak esash bir bi- çimde gözden geçirilmelidir. Fa- kat bu "tecrit hûCTeteri" veya "tec- rit tutukluluğu" anlamına gelme- melidir. - Parti başkanhğuıızda Türtdye ve Türkler ile ilgili belirii bir prog- ramınız olacak mı? Entegrasyon ve göçk ilgili parti potitikanız nasıl de- vam edecek? 'Güçtü rol ûstieneceğim' - Bu konudaki parti politıkalan- mız ancak güçlenebilir. Değişiklik sözkonusu değil. Türkiye'deki insan haklannın Almanya taranndan des- teklenmesi söz konusu ise bunun oraya satılacak tanklarla gerçekleş- meyeceği kesüı. Böyle bir şey doğ- ru bir yardım da değUdir. Ekonomik olarak güçsüz yörelere yapılabile- cek kalkınma projeleri mevcut; ör- negin, Dıyarbakır için kanaüzasyon ve su anndırma tesisleri söz konu- su. Benzer projeler Türkiye'nin ge- reksinim duyduğu diğer yöreleri için de doğru ve önemli. Bu yönde yogunlaşmak, tank sat- maktan çok daha iyi olduğu gibi, in- san haklannın da daha iyi güvence altına alınmasını sağlayacakhr. Ay- nı gerekçelerle Federal Almanya "da da insan haklan konusuna, belki de buraya büyükanne ve büyükbabala- n gelmiş insanlann uyum sağlama- sı konusuna da dil dersleri, eğitim programlan, belki de yeni Vatandaş- lık Yasası'ndaki bazı noktalanntek- rar gözden geçirilmesi ve düzeltil- mesi vs. açısından daha dikkatle ba- kılmalı ve eğiünmelidir. Tüm bu ko- nular, biraz dahaönemkazanacak ve elimden gelirse daha güçlü bir rol üstleneceğim. Avrupa Çalışma ve Yaşam Koşullarını Iyileştirme Vakfı 'nın araştırması: Çalışma koşullan kötüleşiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa'da, çalışma yaşamında gö- rülen sorunlann giderek arttığı bil- dirildi. Sorunlann başında, çalışma koşullan ve bu koşullardan kaynak- lanan sağlık problemleri gelirken 15 milyondan fazla insanm işyerinde- ki taciz ve kötü muameleden şikâ- yetçi olduğu saptandı. Avrupa Birliği bünyesindeki Av- rupa Çalışma ve Yaşam Koşullan- m lyileştirme Vakfi'nın 'Çahşma Koşullan 3. Avrupa AraşnrmasTnın ilk sonuçlan, çalışma yaşamma da- yalı sorunlarda artış olduğunu gös- terdi. Avrupa Birliği'ne üye ülke- lerde 21 bin 500 çalışanla yüz yüze görüşülerek yapılan araştırmanm ilk sonuçlanna göre Avrupa'da ça- lışma yaşamının başlıca sorunlan şöyle: • Çalışma yaşamında karşılaşılan sorunlann başında çalışma şartlanndan kaynaklanan sağlık sorunlannın geldiği belirtilen raporda, 15 milyondan fazla insanın işyerinde taciz ve kötü muameleden şikâyetçi olduğu belirtildi. Sağlık ve çalışma: Çalışanlann yüzde 30'u, içinde bulunduklan koşullara dayah ola- rak sağlıklanndan kaygı duyarken en çok görülen şikâyetlerin başında sırt ağnlan ve stres geliyor. Çalışma Yoflunluflu: Çalışma saatlerinin kısalmasına rağmen, koşullann daha hızlı ve yo- ğun çalışmayı gerektirmesi çalışma yaşamındaki en büyük sorunlardan biri olarak görülüyor. Araştırmaya kaülanlann yüzde 50'den fazlası sü- rekli zamanla yanşmak durumunda olduklannı belirtiyor. Taciz ve kötü muamele: Işyerindeki taciz ve kötü muame- leden, 15 milyondan fazla kişinin şikâyetçi olduğu belirtilen araştır- mada, birçok kişinin bu tür olayla- n bildirmekten kaçındığına dikkat çekiliyor. Clnslyet Aynmcılıği: Çalışma yaşamında görülen cin- siyet aynmcılığı örnekleri arasında aynı işi yapan kadın ve erkekler ara- sındaki ücret ve çalışma saati fark- lılıklan da bulunuyor. ceçlcl işçller: Çahştıklan yerde bir yılı doldur- mayan çalışanlann yüzde 12'si ge- çici sözleşmelere bağlı, yüzde 49'u ise süresiz sözleşmelere bağlı bulu- nuyor. Kötü çalışma koşullan: Araştırmaya katılanlann yüzde 37'si ağır yük taşıdıklannı, yüzde 47'si yorucu ve sağlık problemleri- ne neden olacak biçimde çalıştıkla- nnı, yüzde 29'u ise aşın gürültü or- tamında çalıştıklannı bildirirken so- nuçlar bu tür kötü koşullara geçici işçiler ve erkeklerin daha çok ma- ruz bu-akıldığmı gösteriyor. PDS) taraftarlannm yüzde 60'ı Al- manya'nın artık daha fazla göçü kaldıramayacağını düşünüyor. Ye- şiller arasında ise bu konuda tama- men ters bir düşünce egemen du- rumda. Birlik 90/Yeşiller Partisi ta- raftarlannın yanya yakını (yüzde 48) Ahnanya'nm fazla zorlukla kar- şılaşmadan daha büyük sayıda göç- mene kapılannı açabileceğini düşü- nüyor, aksi görüşte olanlann oranı ise yüzde 31. Araştırmanın bir diğer sonucu da, halkın büyük bir kısmırun (yüzde 89) ülkeye yönelik göçün kontrol altına alınması gerektiği görüşünü paylaş- ması. Bu durumun acil olarak bir göç yasasıyla düzenlenmesi ve ülkeye yönelik nüfus hareketinin bu yasa kapsamında belirlenecek kotalara göre gerçekleştirihnesini talep eden- ler de çoğunluğu (yüzde 60) oluştu- ruyor. Bu oran CDU ve CSU taraf- tarlan arasında yüzde 64'ü, SPD'de yüzde 66'yı bulurken, küçük partiler- de de yüzde 55-61 arasında değişi- yor. "Yasayla göçün kontrol edilmesi'' derken ya da tespit edilmesi istenen "kotalar"dan bahsederken halkın büyük çoğunluğunun göçmen sayı- sının durdurulup, şu andaki düzey- de dondurulması (yüzde 3 5) ve azal- tıbnasuTi (yüzde 47) anladıgını araş- tmna sonuçlan gösteriyor. Yasayla göçmen nüfusunun artmasını hedef- leyenler ise sadece yüzde 8'de kalı- yor. Bu konuda iktidar ve muhale- fet partilerinin taraftarlan arasında belirgin yaklaşım farklılıklan söz konusu: CDU, CSU ve FDP taraftar- lan yasanın göçü azaltması gerekti- ğini savunurken, sosyal demokrat ve yeşil görüştekilerin çoğunluğu göçmen nüfusunun şu andaki düze- yinin korunmasını doğru buluyor. 'Yönlendirici Alman kühûrfi' IfDA araştırmasına katılanlar, Al- manya'da yaşayan ve gelecekte bu ülkeye göçecek göçmenlerden bek- lentiler konusunda da genel görüş- leri doğrulayan yaklaşım sergiliyor- lar. Çoğunluk, göçmenlerin mesleki konumlan, Ahnanca öğrenme ko- nusundaki gayretleri yanında politik yaklaşımlan, iç piyasadaki gelişme- ler ve entegrasyon gayretlerinin dik- kate ahnmasuıa önem veriyor. ör- neğin, araştırma sonuçlanna göre halkın yüzde 83 'ü göçmenlerin her- hangi bir "radikal" ya da "aşın" parti ve gruplara üye olmaması ge- rektiğini düşünüyor. Araştırma ana muhalefet partisi CDU'nun başlattığı "Yönkndirid Ahnan kültürü" tartışmasında hal- kın konumunu da yansıtıyor. Büyük çoğunluk bu deyimi "sevimsiz'' bu- lurken, tartışmayı başlatanlann bek- lentilerini destekliyor. Ömeğin Al- manya'da yaşayan yabancılann ken- dilerini Alman kültürüne yöneltme- leri gerektiğini düşünenler yüzde 61 'i bulurken, farklı kültürlerin eşit düzeyde bir arada bulunması gerek- tiğini savunanlar ise yüzde 27'de ka- lıyor. Göçmenlerin Almanca öğren- mesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 93'ü, Ahnan toplumunun te- mel değerlerini kabul etmelerini bekleyenlerin oranı da yüzde 88'i buluyor. 'Tophımun temel degerleri' Bu arada söz konusu araştırmaya katılanlann büyük çoğunluğunun birleştiği ve anayasanın dayandığı "Ahnan toplumunun temel değerte- ri" ise şöyle sıralanıyor: Almanca konuşma, zorunlu temel eğitim, fi- kir ve ifade özgürlüğü, toplumsal yaşanun Ahnan düşünür ve yazar- lannın miraslanna dayanan kültürel temellere dayanan yapısı, kadın ve erkek eşitliği, ailenin yüceliği, çalış- kanlık, politik katılım, yasa karşı- sında eşitlik, özel mülkiyet hakkımn korunması, Alman tarihinin hatır- lanması ve bu tarihten dersler çıkar- maya hazu" ohnak... Söz konusu araştırmalann halkın yaklaşımlannm belirlenmesi açısm- dan önemli bir fonksiyonu yerine getirdiğine işaret eden eleştirel göz- lemciler, bu araştırmalann dayandı- ğı anketlerdeki sorulann titizlikle seçilmediğine ve böylece ciddi yan- lış anlaşılmalara neden olunduğuna işaret ediyorlar. Buna örnek olarak farklı kültür- lerden gelen insanlann politik gö- rüşlerini "radikal" ve "aşjm" olarak değerlendirmenin zorluklanna işa- ret eden eleştirel kesimler, Ahnan toplumunun temel değerlerine iliş- kin açıklamanın, bazı eksikliklerle modern dünyanın hemen her köşesinde temel değer olarak tek- rarlanabileceğini ileri sürüyorlar. GEÇMÎŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Tebdil-i Mekânda Ferahlık Varmış... Eski genel yayın yönetmenlerini yazar yapma modası var ya. Cumhuriyet bu konuda da med- yadan farklıdır. Yalnız yazar değil, eğer Istanbul'da oturuyorsa Cumhuriyet Vakfı Genel Müdürü de yapartar. • * • İlk köşe yazımızda önce hesap verelim. Adımlayayımlanan ilk "Cumhuriyet'ten Okuria- ra" köşesinde (5 Eylül 1994) şunlan yazmışım: "Cumhuriyet'te 31 yıl önce göreve başlamıştım. Aynlık dönemini bir yana koyarsanız yaklaşık 20 yıllık bir süreç Cumhuriyet'le biriikte yaşanmış. Ancak bugünkû konumum çok değişik. Mesleğimizde üstlenilen görevler Horozlu ma- ğazasından kiralanmış smokinler gibidir. Bir gün teslim edersiniz. Önemli olan, bu süreçte herşe- ye gazeteci olarak bakabilmek ve salt gazeteci olarak kalabilmektir. Smokini lekelerseniz geri verirken temizletirsi- niz ama, bizim meslekte bulaşan kirieri temizle- yecek hiçbir deterjan henüz bulunamamıştır. Ba- zılannın yaptığı gibi yükselen değeriere sanlmak da çare değildir. Cumhuriyet, daha önce olduğu gibi bundan sonra da bütün kurum ve kuruluştarta ilişkilerini bağımsızlık kuralına uygun olarak sürdürecektir." Bilançoyu çıkanp eksileri varsa yüzümüze vur- mak hakkı sevgili Cumhuriyet okurlannın... • • • Peki bundan sonra ne yapacağım? Onun sınırlannı da Cumhuriyet'in yayın ilkeleri belirieyecek: "Cumhuriyet ne hükümet ne de parti gazetesi- dir. Cumhuriyet, yalnız Cumhuriyet'in bilimsel ve yaygın anlatımıyla demokrasınin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikirve esaslannıyıkma- ya çalışan her kuvvete karşı mücadele edecektir. Cumhuriyet, Atatürk devrim ve ilkelerinin açtığı 'Aydınlanma yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplum- ca benimsenmesi için çaba gosterecektir.' İnsan Haklan ve Temel Özgühükler Bildırgesi'ni demok- rasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet, ancak amaçlanna Atatürk'ün kurdu- ğu Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığı ve bü- tünlüğü kapsamında ulaşılacağını temel ilke sa- yar." • • • Ama aklıma düşen sorular var. Ya okurlara ait bu köşeyi babamın malıymış sa- nırsam? Yakın çevreme ya da bana yaran dokunacağını sandığım kişilere yaranmak için kullanırsam? Kural dtşına çıktığım zaman beni uyaracak ar- kadaşlanmaduyacağım kızgınlığı korkudan içime atar ve ilk fırsatta hıncımı çıkarmaya kalkışırsam? Daha fazla kurcalamayayım. Gazetecilik bilincim "sen yapmazsın " diyor ama, "Medya dünyası bu. Belli mi olur" diyenler de ola- bilir. Onun hesabını da bu köşeyi devrederken ver- meye çalışınm. • • • "Horoz ölmüş, gözü çöplükte kalmış" derier. Ki- raf edeyim ki benim gözüm de muhabirlikte kaldı. Gençlik günlerimin gazetecilik anlayışı yozlaşma- saydı ve bu dönemde de muhabirlik yapabilsey- dim, tebdil-i mekândaki değişiklik daha da ferah- lık verirdi... oerinc@cumhuriyetcom.tr. Durmuş'un gözü gözümüzde Gödetimiz artık gözlükçülere emanet Istanbul Haber Ser- visi- Sağlık Bakanı Os- man Durmuş bu kez de gözünü gözümüze dikti. Sağlık Baka- nı'nın doğrudan deste- ği ile "gözlükçülükya- sasında değişiklik ya- pılmasma ilişldn yasa tasansı" ilgili komis- yonlarda görüşülüyor. Türkiye Oftalmoloji Derneği Istanbul Şu- besi genel sekreteri Doç. Dr. Engin Yarkın Bûrümcek, konu ile il- gili olarak şunlan söy- ledi:"Tasan komis- yondan geçip Meclis'te onaylamrsa pratisyen hekimler de gözlük muayenesi yapıp göz- lük verebilecekler ve göztükçükr de kontakt lens imalat ve saüşı ya- pabUecekler. GözKikçülerile mes- leki yetldleri olmayan pratisyenler gözlük ve kontaktlens muayene- si adı alünda kendi çı- kaıiannı düşünecek- ler ve halkm göz sağh- ğı da siyasi kadrolaş- nıa ve haksız kazanç sağlama uğruna göz göre göre tehlikeye ab- lacakn dedi. 'BdnciBahar'mfcmedesi 'tküıci Bahar' adb televizyon dizisinde kuDanılan kostûm ve aksesuvariar, Esİddji Müzavede Evi tara- nndan saoşa sunuldu. Dizinin çekildiği Samatya'da yapılan müzayedede Özkan Uğur'un canlandırdığı Zabıta Secahattin'in üniforması ve takun elbisesi, 1 mflyar650 milyonKra ileenyüksekfîyata sanlan par- ça oldu. Müzayedede elde edilen yaklaşık 20 mflyar nranın Samatya'daki üç ilköğretim okuluna bağış- lanacağı beürtüdL (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle