Katalog

SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 2001 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI f ' Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manısa Aydın Derrizlı Zonguldak ÇB Y PB Y Y Y Y Y PB 1b 16 17 13 17 16 16 16 20 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas Antalya HB PB PB PB PB PB PB S Y 1/ 19 12 12 9 10 10 8 18 Adana Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkân Van PB PB A A A A S S 1/ 17 11 12 12 11 2 2 Kars -5 Marmara'nın batısı, kı> Ege ıle Batı Akdenız k- yılan yağmur ve yer yer sağanak yağışlı dığer yefier parçaiı az bulutlu geçecek. Yurdun ıç ve doğu kesmlennde yer yersısgorulecek Hava acaMığı artmaya devam edecek. Ruzgâr, guney yonlerden hafif ara sıra orta kuvvette, yurdun bat kesımlennde yer yer kuvvetlıce esecek Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB ÇB ÇB PB PB 1 2 2 6 5 7 7 7 Berlın PB 6 Münih PB 6 Zürih Budapeşte Madrid Vjyana Belgrad Sofya Roma Atina K Y K K ÇB Y ÇB 4 9 4 4 7 12 17 ÇB 3 Şam MosKova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire HB A PB PB PB PB PB A 2 4 -9 0 3 -2 3 19 A 14 : Sısh f"~\ Bulutlu k Çok bulutlu •fc Yağmuriu c\7~) Sulu kar k Gök gurûttülü 'Fransa kendisine zararvenr • Baştarafi 1. Sayfada mutlaka anlaşılacak. Umarını çok geç olmaz. tldB ifişkUerimizde derin '• yaraJar açacakbr. Bunu kimse istemez. ama böy- le kötü bir niyet olduk- L tan sonra ilişkilerin za- '•' rargönnemesidebekle- ~, nemez" görüşiinü dile getirdi." k Fransa Ulusal Mecli- 4 si'nde sözde soykınm -t yasasının kabul edilme- *•• sinin ardından Fransız fîrmanın kazandığı ca- sus uydu ihalesinin iptal edildiğini anımsatan Gürel, toplam 150 mil- yar dolar değerindeki savunma ihalelerine ka- tılan diğer Fransız fir- malannın durumunun r- da gözden geçirilebile- ceğine işaret etti. ->.•' Gürel, "Madem bize kötü niyetii davranıyor- sunuz, biz de sizin çıkar- lanruzı zedeleriz demi- ; yoruz; ama aüşveriş, ^ dosüuk karşıhku iyi ni- yet ile olur. Bu olmazsa Fransızlar da bundan büyük zarar görecektir" ,<- diye konuştu. Batı'da bazı çevrele- rin, sözde soykırımı gündeme getirerek "Türkiye ilc kapanmış bir hesaJbuT peşinde . koştuklanna dıkkat çe- ken Gürel, "Türki- i. ye'nin tarihini insanlık suçu ile karalamak kte- •"- yenler, kendi işledikleri f* tasanlıksuçunuhafîfkt- mek ve yüreklerini ra- hatlatmak istiyorlar" dedi. Gürel. Türkiye'yi soykınmla suçla>an ül- kelerin, Avrupa'nın or- tasında 200 bın Boşnak soykınma tabı tutulur- ken "lallannı kıpırdat- madıklannı" vurguladı. 'Fransa ıkiyüzlü' Sözde Ermenı soykı- nmını kabul eden Fran- sa Ulusal Meclisi'nin çok kısa süre önce Fran- sız ordusunun Ceza- yir'de işlediğı katliam- lan "Tarih, tarihçilere bırakılmalıdır" görü- şüyle gündeme almadı- ğına işaret eden Gürel, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Karşı tarafta bir çif- te standart değil ildyüz- lülük söz konusu. Asun- da soykınm bir Baülı kavramı ve işidir. Yeni bir iştir. Asya'da, Afri- ka'da, Latin Ameri- ka'da soykınm tanımı- na uygun olaylann ar- kasında hep Batılı sö- mürgeci devîetier vardır. Fransızlar, Yunanlar, Alman işgaline girdiğin- de Musevileri kendi el- leriyle Nazi yönetimine teslinı etmişlerdir. Yahu- di soykmmında, Ahnan- lann olduğu kadar tüm Avrupalıların da suçu vardır." Soykınm tanımım bu suçu işleyen Batıhlann geliştirdiğinı ve buna göre soykınmın din, dil veya etnik farklılığı ne- deniyle bir insan gnıbu- nun sistematik olarak yok edilmesi eylemi olarak kabul edildiğini vurgulayan Gürel, şun- lan söyledi: "Osmanlı'vı böyle bir suçlamayla karalayabi- lecek veri, hiçbirinin elinde yoktur. Ne Enne- rtHere karşı ne başka bir gruba karşı böyle bir ey- lem yapılmıştır. 1915 yt- lında OsmanlTnın vapü- ğı. savaş halinde kendi devletini arkadan vu- ran. katliama girişen un- surlan tehcir etmek ol- muştur. tstanbul'daki Ermenilere bir şey yapü- mamıştır. Dahası, tehcir sırasında Ermeniler za- rar gördüğü için Os- manlı yönetimi pek çok kişiyi sorumlu tutup ce- zalandırmışür." Mecliste silah1 kavgası 4 Akhmızı ekmekle ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-TBMM Ge- nel Kurulu"nda içtüzük değişıkliğinin görüşme- leri sırasında yaşanan tar- tışmalarda MHP'lı mil- letvekillennın "'silahgös- terdiğr savı, FP ve MHP arasmdaki ka\gayı bü- yüttü. MHP Grup Baş- kanvekili Mehmet Şan- dır. u Biz aklımızı pe>nir ekmekle mi yedik. Muha- lefet, bitme noktasına gel- diğjiçin hırçınlaştı" dedı. TBMM Genel Kuru- lu'nda geçen hafta içtü- zük değişiklığı üzerinde- ki görüşmeler sırasında MHPveDSP"limillet\e- killerinin 'sahte o>' kul- lanmasıyla başlayan tar- tışma. MHP'li millerve- killerinin kavga sırasın- da "silah gösterdiği'' sav- lanyla yeni bir boyut ka- zandı. MHP Grup Baş- kanvekili Mehmet Şan- dır, görüşmeler sırasında kent dışında olduğunu. ancak bu savlan kabul et- melerinin mümkün ol- madığım söyledi. "Ö>1e bir şey ohır mu? Akhmı- n peynir ekmekle mi ye- dik" diyen Şandır, asıl muhalefetin tav nnın eleştirilmesi gerektığinı savundu. Milletvekıllerinin TB- MM Genel Kurulu'na si- lahla girmesinin müm- kün olmadığını anlatan Şandır,"Biz bunu konuş- mayı bilegerek görmüyo- peynir yemedik9 nız. "Silahsız geleceksi- nız' demek, bir miDetve- kiline hakarettir" dedi. Ka\ ga sırasında ön saf- larda yer alan MHP'li Cemal Enginyurt ise, kendısinin kavgacılan ayırmaya çalıştığını sa- vundu. FP'lilerin savlan- nı kanıtlamak zorunda olduklannı kaydeden En- ginyurt, "İspat etmezler- se müftcridirler (ifdra atan). MHP'ye çirkince saldırarak itibar kazana- caklannı zannediyoıiar. Hiçbir MHP milletveküi, genel kurula silahh gel- memiştir" dedi. Yoğun gündem TBMM Genel Kuru- lu'nu, bu hafta da tartış- malı ve yoğun bir gün- dem bekliyor. tktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında "sahte oy" kul- lanımı nedeniyle kavga- ya neden olan içtüzük de- ğişikliği önerisi üzerin- deki görüşmelere devam edilmesi bekkniyor. Da- nışma Kurulu'nun bugün toplanarak Elektrik Piya- sası Yasa Tasansı'nı da öne çekebıleceği bildiril- di.ÇokUlusluBanşGü- cü Anlaşması'mnekpro- tokollerinin onaylanma- sına ilişkin iki ayn tasan da öncelikle ele alınacak. Bireysel emeklilikle ilgi- li yasa tasansının da ön- celikli olarak görüşülme- sı bekleniyor. Hizbıdlah sıkışıyor• Baştarafi 1. Sayfada yen bir PKK'liyi defalarca iş- kence yaparak sorgulamıştır. Yıhnaz Gökçe adh örgüt men- subunu ise kendısinin yapüğı bir organizasyonlakaçırarakÇınar ilçesi Karabudak köyü Pembe- viran mezrasuıda samklardan Mehmet Mustafa Kınay'a ait evde işkence ile sorgulayıp ök- dürmüş, sorguda ölen Yılmaz Gökçe'ye ait eve girerek örgûte ait dokümanlaria bir ktsam eş- yatyı çabrustir." Gökçe "nin cesedine ise Bat- man'da yakalanan Hizbullahçı Şeyhmuz Kınay'ın yer göster- mesi sonucu ulaşıldı. Kent genelınde güvenlik güç- lerinin nokta operasyonlan da sürüyor. Gözaltına alınan yak- laşık 500 kişiden örgüt bağlan- tısı olduğu tahmin edilen 100'ünün sorgusunun sürdüğü, diğerlerinin de kimlik tespitin- den sonra serbest bırakıldığı öğrenildi. Bu arada saldun anın- dan bu yana sürekli ev baskın- lan düzenleyen polis, telsiz ha- berleşmelerini, dinlemeleri ön- lemek amacıyla gizli frekans- tan yapmaya başladı. Nizamettin Gökçe'nin Diyar- bakır Emniyeti'ndeki sorgusu sı- rasında Hizbullah'a ait iki hücre evinin adresini vermesi üzerine güvenlik güçleri, Şehitlik sem- tindeki bu iki eve operasyon dü- zenledi. Operasyonlardan bir so- nuç ahnamadığı öğrenildi. Olay yerindeki silahlar Okkan ve arkadaşlannın şehit edilmesinin ardından olay yeri- ne Hizbullahçılar tarafindan bı- rakıldığı bıldirilen silah ve mü- himmat da oldukça dikkat çeki- ci nitelikte. Gaflfar Okkan'la 15 Ocak'ta yaptığımız görüşmede örgütün, militanlanna yakalan- mama emri verdiğini, polisle ça- tışmaya girmesi için askeri ka- natta yer alan herkesin standart olarak "1 Kalaşnikof, 1 Maka- rofi 3 el bombası vekütüldük'' ta- şımasını zorunlu hale getırdığı- ni açıklamıştı. Olay yerinde ya- pılan incelemelerde de "1 Kalaş- nikof, 1 Makarof, 3 panamamış elbombası ve 1 dekütüMük" bu- lunması dikkat çekti. Bu geliş- menin "bir rasdanü mı olduğu, yoksa örgütün bilinçli bir tercih- İe mi Okkan'm açıkladığı stan- dart mühimmaö bıraknğı" tar- tışılıyor. Diyarbakır 4 No'lu DGM Ye- dek Hâkimliği, saldırı sonrası Emniyet Müdürlüğü kameralan tarafindan çekilen olay yeri gö- rüntülerinin, 'soruşturmanuı giz- Bnği ve selameti açısmdan" tele- vizyon kanallannda gösterilme- sinin 2845 sayılı yasa uyannca yasaklanmasına karar verdi. İki poüs açığa alındı Öte yandan görüntülerin dün akşam televizyon kanallannda yayımlanması nedeniyle Emni- yet Müdürlüğü Foto- Film Mer- kezi'nde görevli 2 polıs memu- ru açığa alındı. îsimleri açıklan- mayan görevli polis memurlan- nın, olay sonrası çektıklen gö- rüntüleri bir televizyon kanalına verdikleri gerekçesiyle açığa alındıklan öğrenildi. Korkmaz Haktanır^dan boykot KADtM LAÇİN LONDRA- lngiltere'de gün- lerdir karşılıklı tartışmalara y- ol açan "Soykmın Kurbanian- m Anma Günû", Türkiye'nin bütün itirazlanna rağmen Er- meni temsilcilerin de katılımıy- la ülkenin 23 değişik şehrinde gerçekleştirildi. En görkemli anma töreni ise Avam Kamara- sı yakımndaki Westminister Hall'-de yapıldı. Londra Büyü- kelçisi Korkmaz Haktanır an- ma programına katılmadığı halde, BBC-2 TV kanalı tara- findan katılmış gibi gösterildi. Haktanır'm daha önce "kaüla- cağmı" bildirmesi üzerine bu hatanm yapıldığı öğrenildi. Son anda vazgeçti Haktanır, konferanstan bır- kaç gün öncesine kadar toplan- tıya katılacağun açıklamıştı, fa- kat son anda Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan gelen talimat doğrul- tusunda katılmaktan vazgeçtiği bildiriliyor. Türkiye, törene, Türk der- nekleri temsilcileriyle Ermeni teröristlerince şehit edilen Türk diplomatlann yakınlanndan bi- rinin de davet edilmesini istedi. Ingiltere bu isteği reddetti. Londra Büyükelçimiz Kork- maz Haktanır bunun üzerine tö- rene katılmadığmı söyledi. Charies da kaüMı 27 Ocak Soykınmı Kurban- lannı Anma Günü, Londra'da- ki Westminister City Hall'de yapıldı. Törene Veliaht Prens Charies, Ingiltere Başbakanı Tony Blair, milletvekilleri ve Yahudi soykırımının yanı sıra Bosna, Ermeni ve Ruanda'daki katliamlan temsilen davetliler katıldı. îngiltCTe, törene 1915 'te soy- kınma tanık obnuş iki kişinin de bulunduğu 17 Ermeni tem- silcisini davet etti. Törene Kuzey Irak'tan Kürt temsilcilerinin de davet edildi- Londra'da düzenlenen etkinlikte soykınm kurbanlan yakılan mumlarla anıku. (Fotoğraf: REUTERS) ği bildiriliyor. Kürtlerin, Sad- dam'ın 1988 yılmda Halepçe şehrini gaz bombalanyla yok etmesine atfen çağnldığı öğre- nildi. Soykırun kınandı Anma günü etkinlığı, BBC- 2'den naklen yayımlanırken başta Yahudi soykırımı olmak üzere 20'nci yüzyılın tanık ol- duğu katliamlar dile getirildi. Hükümet ve muhalefetiyle In- giltere, geçen yüzyıl olaylann- dan en lanetlisinin soykınmlar olduğu konusunda hemfikir. Geçen çarşamba günü parla- mentodaki açık görüşmede. parlamenterler oybirliği ile soy- kınmlan kınadıklannı bildir- mişlerdi. Ingiltere'nin kurnazlığı, di- ğer ülkeler gibi "Ermeni Tasa- nsı" şeklinde tepki çekecek özel bir tasan hazırlamamış ol- ması. Her ne kadar 73 dolayın- da milletvekilinin imzaladığı ve 1915 Ermeni katliamını kı- nayan bir deklarasyon varsa da Blair hükümeti soykınma uğra- mış bütün halklara sahip çıktı. Yahudi, Bosnalı, Kosovalı, Er- meni, Kürt ve Ruandalı temsil- cileri toplantılanna çağırdı. In- giltere geçen yüzyılın en büyük savaş kışkırtıcısı, yayılmacısı ve sömürgecisi olduğunu her defasında unuturcasına hüma- nistliğe soyundu. Törene katılan temsilcilerin kısa konuşmalannın ardmdan kürsüye gelen Tony Blair "Ge- çen yüzyılsoykmmlar açısından insanhğm >üz karası olarak ka- pandı. ancak halen dürrvanm değişik bölgelerinde soykinmcı anla>iş ve davranışlar \ar; ırkçı, ilkel millij etçi ve faşist akımlar buhınuyor" dedi. 56. anmatoplantısırun açılışı, Prens Charles'ın lngiliz halkı adına bir mum yakmasıyla baş- ladı. Ermeni meselesi konusun- da Ingiltere, her zamanki Churchillkurnazlığını gösterdi. Ermeni temsüciler Geçen hafta Ankara'yı ziya- ret eden lngiliz Bakan Hughes, "Soykınmı Anma Günü'nde Yahudi so\ kınmı öncesinde Er- meni konusuna kesinnkle giril- meyecek" de r ken, dün Lond- ra'daki Soykınmı Anma Gü- nü'ne 17 Ermeni temsilcinin davet edilmesi Türkiye'yi ra- hatsız etti. Türkiye bu anma gününü pro- testo etti. Geçen hafta lngiliz basınında lngiliz Içişlen Ba- kanlığı kaynaklanna atfen Er- menilerin de törene dahil edile- ceği yolundaki haberler üzerine Türkiye'nin Londra Büyükelçı- si Korkmaz Haktanır, bir mek- tup yazarak Içişleri Bakanlı- ğı' ndan bu konuya açıklık getir- mesini istedi. 'Yolsiızhığa karşı sözleşme9 onay bekliyor... ANKARA (AA) - Avrupa Konseyi tarafindan 2 yıl önce hazırlanan "Yolsuzluğa Dair Ceza Hukuku Sözleşmesi", he- nüz 14 ülke imzalamadığı için yürürlüğe giremedi. Türkiye hazırlıklannı sürdürüyor. Dışişleri Bakanı tsmailCem, FP îstanbul Milletvekili Nazh Ihcak'ın soru önergesini yazılı olarak yanıtlarken sözleşmenin 27 Ocak 1999 tarihinde imzaya açıldığını, ancak yürürlüğe gir- mesi için 14 ülke tarafindan onaylanmasının gerektiğini anımsattı. Cem, sözleşmeyi he- nüz Fürvatistan, Çek Cumhuri- yeti, Danimarka, Macaristan, Slovakya, Slovenya ve Make- donya'mn onayladığını kaydet- ti. Cem, Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya Federal Cumhuriyeti, Yunanistan, Izlanda, Irlanda, Italya, Letonya, Litvanya, Lük- semburg, Malta, Moldova, Hol- landa, Norveç, Polonya, Porte- kiz, Romanya, Rusya Federas- yonu, Isveç, Ukrayna, Ingiltere, aynca Avrupa Konseyi dışında ABD ve Bosna-Hersek'in de sözleşmeyi imzaladığını, ancak onay işlemlerini tamamlayama- dıklannı ifade etti. 1999'da faaüyete geçti Sözleşme uyannca Yolsuzlu- ğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) oluşturulduğunu ve 1 Mayıs 1999 tarihinde faaliyet göstermeye başladığını kayde- den Cem, bu oluşuma Belçika, Bulgaristan, Güney Kıbns Rum Yönetimi, Danimarka, Eston- ya, Finlandiya, Fransa, Gürcis- tan, Almanya Federal Cumhu- riyeti, Yunanistan, Macaristan, Izlanda, Irlanda, Letonya, Lit- vanya, Lüksemburg, Polonya. Romanya, Slovakya, Slovenya, îspanya, Isveç, Makedonya, In- giltere, ABD ve Bosna-Her- sek'in üye olduğunu bildirdi. Türkiye'nin "Yolsuzluğa Da- ir Ceza Hukuku Sözkşmesi"nın hazırhklanna başından ben ka- tıldığını belırten Cem, "Hükü- metimiz bu sözleşmenin savun- duğu ilke ve öngördüğü hüküm- leri benimsemiştir" dedi. Sözleşmenin, riişvet ve yol- suzlukla etkin ve kapsamlı bir mücadele amacıyla ve âkit ta- raflar arasında bu mücadele çerçevesinde etkili bir işbirliği- nin yapılması için ceza hukuku- nun genel ilkelen ıçınde alın- ması gereklı önlemleri tespit et- tiğinı belirten Cem, şunlan kay- detti: "Sözleşmenin onay aşamasın- dan önce ulusal me% zuaümızda bazıdeğjşiknkler \apılması gere- kebilecektir. Özellikle yabancı kamu görevnlerine riişvet, özel sektörde rüş\et, uluslararası ku- ruhış memuıianna rüşvet, tüzel- kişikrin cezai sorumlulugu gibi sözleşmenin muhtelif maddele- rinde işlenen hususlâra ilişkin çeşitli yasalarumzda yapılacak dcğisikliklcr, sözleşmeyle öngö- riilen düzenlemelerin iç huku- kumuza uyumunu sağlayacak. Sözleşmenin iç hukukumuza aktanmı, onay aşamasmdan sonra olacaktır. Ancak iç huku- kumuzda yapılması beklenen değişiklikler gerçekleştirilene kadar sözleşmenin ülkemiz tara- findan da imzalanması. rüşvet ve yolsuzlukla mücadele karar- lılığımıyı gösterecek önemli ve gerekli bir adımdır." Cem, ımza ışlemleri için Dı- şişleri Bakanlığı eşgüdümünde başlatılan çahşmalann sonuç- landınlmak üzere olduğunu vurgulayarak Adalet. Içişleri ve Maliye bakanlıklan ile Senna- ye Piyasası Kurulu ve Rekabet Kurulu ıle iletişim ıçınde olduk- lannı bildirdi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafi 1. Sayfada 1 - Fransa, Ermenistan'laTürkiye arasında iyi iliş- kilerin olanaksızlaşacağı zeminler hazıriarken Er- menistan'la Azerbaycan'ı yakınlaştırmaya çalışıyor. İki ülkenin Avrupa Konseyi'ne üyeliği olumlu bir adım. Ancak, bu adımın aynı zamanda Türkiye'yi Kafkaslar'da yalnızlaştırma politikasına da hizmet ettiğini görüyoruz. Aliyev, Koçaryan'la yan yana geldi ve ortak bir basıntoplantısı düzenledi. BuradaTürkiye'yehak- sızlık yapıldığını açıkça ifade etti. Koçaryan ise gözlerden kaçan bir tümce kullandı: "Türkiye'den toprak talebi için hukuki zemin yok!" Kaderin cilvesine bakın; Ermenistan, Azerbay- can topraklarınin yüzde 20'sini işgal etmiş, pişkin pişkin oturuyor. Bu ülkenin devlet başkanı birson- raki adımlan için ipucu veriyor! Önümüzdeki dönem Kafkaslar'da bir dizi kof kas politikası görebiliriz. 2- Fransız partamenterierin tarihte olupbitenler- le ilgili ne kadar bilgi sahibi olduğunu, hafta için- deki televizyon programında gördük. Fransa'da 450 bin dolayında Ermeni var, onlann lobisi etkili oldu. Fransız parlamenterler bilgi sahibi olmadık- ları tarihsel bir olayla ilgili oybiriiğiyle yasa çıkardı- lar. Rakamsal karşılaştırma gücü göstermez, ama anımsatalım; bu ülkedeki Türk sayısı da 300 bin dolayında. 3- Fransa'ya iç tepkiler devam ediyor. Fransa temsilciliklerinin önüne siyah çelenkten yeşil hıya- ra kadar hertüriü tepki malzemesi konuyor. Bu ara- da Ermenistan da Türkiye'nin çevresindeki ülke- lere temsılciler gönderip çember oluşturmaya ça- lışıyor. Geçen hafta Ermeni heyetlerinden biri Gü- ney Kıbrıs'a, öteki iran'a gitti. Kıbns'ta şu mesaj verildi: "Düşmanımız ortaktır!" Evimizde bağırmanın kendimizi tatmin etmekten öte yaran yok. Türkiye'nin de başta komşulanmız ve Orta Asya ülkeleri olmak üzere benzer bilgilen- dırmeler yapması, kamuoyu oluşturması, Fran- sa'nın ikiyüzlülüğünü yüzüne vurması gerekmiyor mu? Izmir'de Fransa Konsoloslugu'nun önüne hıyar koyarak kimı ne yenne koyuyoruz! Auschwitz kampı 4- Tarih boyunca, "uluslararası alanda entrika varsa senaryosu benden" diyen Ingiltere usul usul sahne alıyor. Önceki gün Londra'da yapılan "Soykınmı anma gününe" Ermenüer de çağnldı. Türkiye» bt«u en- gellemek için d«pkxnatik girişimlerde bulundu. In- gilizlerin yanıtı tam kendilerine göreydi. Türkiye'ye, "Yok canım, nereden çıkanyorsunuz, Envenileri bugüne sokmayacağız" dediler. Ermenilere, "Ye- rinizaynldı, önden buyunjn" dediler. Tarihçilerimize biraz söz hakkı verilirse ya da on- lar söze girmek için kıpırdarlarsa yüzyılın başında Ermenılerin kullanımına ilişkin lngiliz politikalan da gündeme gelecektir! 5- Almanya gelişmeleri kenardan izliyor. Türki- ye'nin soykırımla suçlanması, başta Almanlar ol- mak üzere tüm Avrupa'nın vicdanını ayrıca rahat- latacak. Bu durumda Almanlar, "Bakın, tek soykı- nmcı biz değiliz, bizden önce yapan vardı" diye- cekler. Almanya'da Ermenılerin kendisini daha iyi anlat- ması için planlar yapılıyor. Uluslararası bir sergi, gösterim gibi... Aynntılannı önümüzdeki yazılarda işleriz. 6- Rastlantı bu ya, 2. Dünya Savaşı'nda Polon- ya'da kurulan ünlü Nazi kampı Auschvvitz'in kur- banlannı anma günü. Fransız iddialannın ayyuka çıktığı sürece rastladı. 27 Ocak 1945'te kampa gi- rilmiş, 4 milyonluk soykınm tüm çıplaklığıyla dün- yaya duyurulmuştu. Müze haline getırilen bu kampı 1990'lann başın- da saatlerce dolaşmış, insan yakma fınnlanndan gazla toplu öldürüm odalanna kadar her yeri içim sızlayarak izlemiştim. Dünyanın dört bir yanından kendi içindeki böl- gelere kadar pek çok yerde soykınma girişen Av- rupa, 21. yüzyılın başında bunu kusacağı coğraf- ya anyor! ankcum@ttnet.net.tr İllıaıı Baş yaşaıımıı yitircli • Baştarafi 1. Sayfada Bilgiç'le birlikte Corlu ADD Şubesi'nce ön- ceki gün düzenlenen "Uğur Mumcu"yu an- ma toplatısına konuş- macı olarak katıldı. Bilge Bilgiç'ten sonra mikrofona gelen Ilhan Baş, konuşması sıra- sında fenalaşmaya baş- ladı. Baş'a ılk müdaha- leyı salonda dinleyici olarak bulunan üç dok- tor yaptı. Daha sonra Corlu Devlet Hastane- si'ne kaldırılan Ilhan Baş. burada yapılan tüm müdahalelere rağ- men kurtanlamadı. Baş. yarın Istanbul Radyosu önünde saat 10.30'dadüzenlenecek törenin ardından Le- vent Camısi'nde öğle- yin kılınacak cenaze namazrndan sonra top- rağa verilecek. Başkimdir? 1956 yıhnda Kara Harp Okulu'ndan me- zun olan Ilhan Baş, 27 Mayıs askeri müdaha- lesinde aktif görev al- dı. Baş, 21 Mayıs 1963'te Albay Talat Aydemir'in liderliğin- de gerçekleştirilmek istenen, ancak başan- sız olan ikinci müda- hale girişiminde ise Ankara Radyosu'nu bir süre teslim alan ve ilk bildiriyi okuyan ki- şiydi. Girişimin başa- nsız olmasmrn ardın- dan Aydemir ile bir- likte idamla yargıla- nan Ilhan Baş, 1967'deaffedildi. 1968yıhndaTRT'ye program uzmanı ola- rak giren Baş, TRT Ya- yın Denetleme Kurulu Başkanı olarak 1999'da emekli oldu. 1984yılında"SedatSi- mavi Kitle İletişim Odülü" nü kazanan Baş, evli ve bir kız ço- cukbabasıydı.