17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA l LJJA [email protected] 15 Fevzi Karakoç, yağlıboya yapıtlarını okunmamış tabletlere benzetiyor oprağın altındaki yaşanmışlıklar NENAÇALİDtS Ressam Fevzi Karakoç, yeni ser- gisindeki yapıtlannda Anadolu top- raklan üstünde yaşayan kültûrleri ve göç esnasında büyük rol oynayan atın insan yaşamındaki serüvenini yansıtıyor. Otuz üç yağlıboya, dört özgün baskı çahşmasından oluşan sergide sanatçmın durağanlığını. sessizliğini kimi zaman da yaşadı- ğı gerilimleri ifade eden bordo ve gn renkler egemen. Sergi, 3 Şubat ta- rihine kadar TEM Sanat Galeri- si'nde yer alacak. Yülarca yaptğı öz- gûn baskılan yağlıboyanın cazibe- sine kapılarak terk ettiğini açıkça belirten sanatçı, yapıtlarını okun- mamış tabletlere benzetiyor. - Bu sergiyi gerçekleştirme fikri nasıl oluştu? FEVZİ KARAKOÇ - Her sergi- ye göre ayn birkonsept oluşturmu- yorum. Çalışmalanm sürekli devam ettiği için belli bir konseptim zaten var. Bu konsept kendi içinde resim- sel değişime gidiyor. Tamamen ta- ban tabana zıt konular seçmiyorum. Bu, yaşam biçimim haline geldiği için kendi duygu, düşünce ve felse- femi oluşturuyorum. Oluşmuş fel- sefelerin resim içinde serüvenleri devam ediyor. Serüvenler resimle- rin kompozisyonlannda, renklerin- de ışıklannda ve resimsel anlatım- lannda bir fark oluşturuyor. Sergi- nin içerik bakımından resimsel di- linde bir değişiklik yaptım. 'Resim özgün bir yaprt olmalT - Nedir bu değişiklik? KARAKOÇ - Zamanla resimle- rimde bir yalmlaşmaya gittim. De- taylardan, fazlahklardan mümkün olduğu kadar anndınp yalın bir ha- le dönüştürmek, çok azla birçok şe- yi anlatma yöntemi anyorum. Res- me anlam koymaktan yana değilim, çünkü resmin esiri oluyorum. Resim u sergide Anadolu topraklarındaki yaşanmışlıklan ortaya çıkarmak istedim. Yaşayan medeniyetlerin yaşamlan, mutsuzluklan, hüzünleri bu topraklann altında kaldı. Yapıtlanm bu yaşanmış medeniyetlerin bırakmışlıklan, toprak altındaki katmanlardan çıkanlmış tabletler gibi. Onlan görsel olarak oluşturup çıkanyorum, izleyici de tabletleri yavaş yavaş keşfetmeye başlıyor.' özgün bir yapıt olmah. Onu özgür bırakıp kurallan içinde veya ele- manlan ile oynadığınız zaman da- ha resim oluyor, öbûr tûrlü bir an- latım yüklenmiş oluyor. - Çahşmalannıza özgün baskı ile başlayıp sonra da yağhboyaya yö- nelmenizüı nedeni nedir? KARAKOÇ - Resim başlangıcun özgün baskıya dayanıyor. Sonra yağ- lıboya dilini seçtim, bana yeni bir ka- pı açtı. Anlatım olanağı daha fazla. Özgün baskıda dolaylı bir anlatıma gidiyorsunuz. Resimde doğrudan bir anlatım var, iyiyi kötüyü o anda görüyorsunuz. - Gri ve bordo tonlan neden ağır- hkh? KARAKOÇ - Griler ve bordolar özellikle seçilmiş renkler. Figürsel veya işlevsel minimalizme giderken renklerde de biraz minimalizme git- tim. Gri hem zor hem de kolay an- latımı getiren bir renk. Renk ve ışık patlamalanmla çok iyi bir uyum sağ- lıyor. Konu icabı hareket edip dura- ğanlığı, sessizliği ifade ediyor. Ses- sizliğin içinde bağıran renkler. Bor- do, gerilimi ifade ediyor. Resimle- rimin alt katmanlannda bir nevi ka- zı yapmak istedim. Anadolu'da ya- şanmışlıklar çok fazla. Bunlar üst üste katmanlan oluşturuyor. Bu kat- manlan kazdığımızda farklı kültür- lere rastlıyoruz. Biraz da resimde belirtmek istediğim buydu. - SerginLrin teması nedir'.' KARAKOÇ-Bu sergide Anado- lu topraklarındaki yaşanmışlıklan ortaya çıkarmak istedim. Yaşanmış- lık derken insan açısından ele almak- tan söz ediyorum. Yaşayan mede- niyetlerin yaşamlan, mutsuzlukla- n, hüzünleri bu topraklann altmda kaldı. Bize bıraktıklan sadece ka- hntılar, bunlan anlatmak istedim. Serüven taşıyıcıian - Neden atlar? KARAKOÇ - Atı insanla ilişkili olduğu için seçtim. Insana baktığı- nızda yanında en fazla atı görürsü- nüz, biraz da göçebeliğin sembolü. At, bu sergide bir nevi serüven ta- şıyıcısı rolünde. Günümüzde at, fonksiyonunu yitirmiş olabilir ama nostaljik olarak baktığınızda bu duygusahk açısından bir yerlerde ya- şıyor. - Resimkrinizde nasd bir kurgu var? KARAKOÇ - Bir nevi gelenek- sel Türk resminden de çıkış var. Genel kurgu olarak baktığımda pers- pektif kullanmıyorum; önde, arka- da motiflerim yok. Bunlar minya- türde ve halıda da var. Doğu kültü- rünün temelinde bu vardır. Belki Müslümanhğın getirdiği bir sonuç olabilir bu. Minyatürebakıldığmda ön-arkayoktur. Insanlar hep aynı se- viyede veya aynı mesafede dizil- miş, onun getirdiği bir mantik da var. O mantık, çağdaş resimle de örtü- şüyor. Günümüzdeki çağdaş resim- de de sanatçı çok özgür düşünebi- liyor. içinde yer alan atlar motif et- kisi yaratıyor, orada yeni bir şey ya- kalayabüir miyim hissi vardı. Bun- da da başanh olduğumu sanıyo- rum. Farklı kültürlerden evrensel bir şey yakalamak çabası var, o da olduğu zaman iyi bir şey oluyor. Evrensel kültüre farklı bir tat kata- bilirsek ayncalığımız olabilir. Re- simlerin altında bir gizem var, bu- na da baktıkça ipucu yakalayıp bel- ki de resmi daha kolay yakalayabi- liyorlar. - Yapıttaruuzı 'okunmamış tab- letlere' benzetiyorsunuz-. KARAKOÇ - Yapıtlanm bu ya- şanmış medeniyetlerin bırakmış- lıklan, toprak altındaki katmanlar- dan çıkanlmış tabletler gibi. Onla- n görsel olarak oluşturup çıkanyo- rum, fakat bunlan okumak için de izleyiciyle köprü kurmak gerekli. İz- leyici uzun zaman resimlere baktık- ça yavaş yavaş o tabletler üzerinde- ki çözümlemelere doğru gidiyor, gittikçe de o tabletleri yavaş yavaş keşfetmeye başlıyor. İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK Birüerinin bizeihfiyaa olmah ü> un, ince duyarhhklann nasıl yaşandığını sergiliyor. Insanın en yakıcı sorunlanndan biri- si budur. "Bana künin ihtiyacı var? Yoksa ben künseninihtiyacıolmayan, ise yaramazın biri miyim?" Insanlann doğ- ru ya da yanlış pek çok şeyi, bu soru- nun kendisi için gerekli olan yanıtım vermek için yaptığını bilmeliyiz. "Aynhş" oyununda Zuhal Oteay ile Hahık Bflginer, bu soruya Tom Kempins- Id'nin verdiği yanıü sahneliyorlar. "Oyun Atölyesi'' bu oyunuyla iki kişilik bir oyu- nun nasıl zenginleştiğini, insanı nasıl düşündürdüğünü, ince duyarhlıklann nasıl yaşandığını sergiliyor. Bacaklan bir sinir hastahğı nedeniy- le tutmayan tiyatro oyuncusu Sarah, evindeki telefondan bir oyun yazanm anyor. Aranıa nedeni de yazann bir oyu- nundakı benzer bir karakteri oynaması- na izin vermesini istemek. Böyle başla- yan telefon bağlantısı, ikisi arasındaki birbirini tanıma sürecinin de başlangı- cı oluyor. Yazar, agorafobisi nedeniyle evinden çıkamıyor. Ingiltere'de yaşıyor, evinde oturup televizyon izliyor, bir yandan da bir şeyler atıştırmaktan kilo almış. Ken- dinden -neredeyse- nefret ediyor, yıllar- dır bir şey yazamamış. Artık kimsenin kendine ihtiyacı olmadığını düşünüyor. Oyundaki yazar Joe, şaşılacak derece- de oyunun yazan Tom Kempinski'ye benziyor. O da böyle bir süreç yaşamış. Tiyatro oyuncusu Sarah, geçmişteki parlak tiyatro kariyerini ne yazık ki ba- caklannı hareketsiz kılan sinir hastah- ğı nedeniyle yanda bırakmak zorunda kaknış. Şimdi tam da kendi durumun- daki bir oyun karakterini oynayarak ye- nıden "kendisine ihtiyaç duyulan birisi" olmaya çalışıyor. "Artik kendilerine ihtiyaç duyulma- yan" bir tiyatro yazan ile bir tiyatro oyuncusu, birbirleriyle ilişkilerinde kar- şıhklı bir "ihtiyaç tahterevallisi" oluştu- ruyorlar. İnsanın en yakıcı sorunu olan "Ben ne işe yanyorum". "Kim benim farkım- da". "Benim değerim ne" sorulannın nasıl büyük bir önem taşıdığını oyun boyunca görüyoruz. Gündelik hayatın hayhuyu içinde belirsizleşen içsel so- runlanmız birden karşımıza bir olayla çı- kıverdiği zaman nasıl da şaşınp kalıyo- ruz. "Aynhş", görülmesi, düşünülmesi, tar- tışılması gereken önemli bir oyun. Işıl Kasapoğlu'nun sahneye koyuşu son derece başanh. Oyun boyunca bir ikon gibi duran, başanya adım adım ula- şan boksörün heykelciği azmin simge- si ohnuş. Dekor, kostümler, müzik oyunun ba- şansını bütünlüyor. Zuhal Olcay'ın performansı olağa- nüstü. Bacaklan tutmayan, ama tiyatro için yanan bir oyuncunun içinde zeki, esp- rili, hayata sımsıkı sanlmış New York- lu kadını karşınızda görüyorsunuz. Haluk Bilginer büyük usta. Oyunun her anını değerlendiren, yumuşak çizgiler- le bir ruh durumundan ötekine geçebi- len, her sözcüğün, her hareketin ta ken- disini veren büyük bir oyunculuğu kar- şınızda, içinizde görüyorsunuz. Bu muhteşem ikilinin daha önceki oyunlan da, "Dolu Dûşün, Boş Konuş" da önemli birer tiyatro olayıydı. Işıl Kasapoğlu şöyle diyor: "En kuv- vetli biz okhığumuz için (!) yardım alma- ya bile utanır, bunu onursuzluk olarak algdanz. Oysa ne kadar çok ihtiyacımız var bizi dinlemenize. sizlerie paylaşmak için çabaladığımız şu tiyatro metinkri- ne eğilmenize, bizi seyretmenize, koru- manıza» Bize ne kadar çok ihtiyacınız var!_" E Çağdaş sanat dergisi Art-ist'in tanıtımında, yurtdışındaki sergilerde yer alan video işleri gösterildi Avrupa Çağdaş Sanat Bienali Manifesta 3 Kültür Servisi - Halil Alündere ve Vahit Tu- na'nın yılda iki kez yayımladıklan ve ocak ayında üçüncü sayısı çıkan, çağdaş sanat der- gisi Art-ist'in yeni sayısı Dulcinea Art Gallery'de tanıtıldı. Tanıtımda, yurtdışındaki sergilerde yer alan video işlerinden örneklere yer verildi. Üçüncü sayısında 'Avrupa Çağdaş Sanat Bi- enah' Manifesta 3'ü dosya konusu olarak seçen Art-ist, 'SuurSendromuve SavunmaMekaniz- malarT konseptini farklı yorumuyla sunuyor. Son sayıda, Manifesta 3 'ün açılışında bir per- formans gerçekleştiren Brener- Schurz ikilisi- nin Serkan Özkaya ile yaptıklan söyleşi ve 'Doğu-Baü' başlıkh metınleri yer alıyor. Seç- kinin yeni sayısının başlıklanndan bazılannı ise Tabela SergÜeri, KaraiMer Bienali, Erken Ba- har ve Önenneler sergileri oluşturuyor. Güncel sanat oluşumlannı yakından izleyen Art-ist'in son sayısına katkıda bulunan yazar- lar ise;Hûseyin B. Alptekin, Christina Perel- b, Erden Kosova, Ahmet Ortaçdağ, Serkan Öz- kaya, Kamil Şenol. Esra AliçaMişoğlu. Orhan Cem Çetin, Ferhat Ozgür, Alesander Brener, Barbara Schurz, Emre Koyuncuoğlu, Sanne Kofod Olsen ve Jenny liu. Derginin editörlüğünü internet üzerinden ya- pan Halil Altındere, zaten küçük bir kitle tara- findan izlenen dergi üzerine şimdiye kadar böy- le bir tanıtımın yapılmamasını eksiklik olarak nitelendiriyor."Sadece tstanbul'dakiyadaTûr- ldye'deld sanan değiL uluslararası sanaü da ele ahnaya çahşıvoruz. Dar biralana ojnuyonız, Tür- Idj'e'deki dergiler dahaçokklasikve modern sa- nat üzerineyken, bizse riskli bir guişimde bu- lunarakgüncel sanatla uğraşmayı seçtik. Ve bu tamomla daha büyük Idtielere ulaşmak istiyo- ruz." Türkiye'de çağdaş sanatın kitleselleşememe- sini bir sorun olarak gören Altındere, çağdaş sanatın, gündelik hayatın dönüşümlerinin bir yansıması olarak izleyiciyle birebir iletişim kur- duğunu düşünüyor. Çağdaş sanatın Türkiye'de yaygınlaşmasının yeni olduğunu ve bir boşlu- ğu doldurmaktan çok, zaten içinde bulunduk- lan sanatsal ortamı payiaşmak istediklerini vur- guluyor." 1995te gerçekkştirikn 'Genç Etkin- lik' projesinde Ok kez yeni bir kuşağuı yapüğı işlerîe böyle bir IdÜenin varhğı ve izfeyicisinin oktuğu anlaşıkü. Bienallerin de katkısıyla bu üre- timin teorik açıhmını yapacak \a\ ııı organlan- nın olmaması, var oian yazarlann da tarûşma ptatformu bulamamasujcnerasyon olarak ken- di yayın organunızı çıkarmamıza yol açtı." Derginin grafik tasanmcısıVahit Tunaise der- ginin iki yıl önce sadece bir düşünceyken, ser- gilere ilginin az olduğu bir ülkede, dergiyi oku- yacak insanlann da az olacağını bildikleri hal- de, bu riski göze aldıklannı söylüyor. "Art-ist, diğer dergiler gibi \ıırtdışındaki bir derginin Türkçeye uyarlanmış hali değiL Tasanm açısın- dan da derginin kendi içinde kurumsal bir çiz- gisi oluştu. Tasanmda. çizghi bdirginJeştirip bundan sonraki sa>ılann nasıl gelişeceğini gör- meye çahşıyorum." Reklam almayan dergi, amatör ruhunu ko- ruyarak ve derginin konseptini her sayıda da- ha da genişleterek yoluna devam etmeyi amaç- lıyor. Derginin hedefleri içinde ise disiplinle- rarası bir dergi obnak; dans, tiyatro, fotoğraf, enstalasyon ve video sanatının yanı sıra son- raki sayılarda müzik ve sinemaya da yer ver- mek düşüncesi yer alıyor. 'Önermeler/Arguments' sergisinden. Genco Erkal'la Can Yiicel şiinleri B Kültür Servisi- Iş Sanat gösterileri arasında yer alan 'Şair ve Müzik' dizisi usta şair Can Yücel'le devam ediyor. Cumartesi günü saat 19.30'da 'Can Şiiri' Genco Erkal ile yaşam buluyor. Yücel'in eserlerinden bestelenmiş örnekler Orfeon Korosu tarafindan seslendirilecek. IVterhaba Atina, Here Istanbul' saUşa sunuldu • Kültür Servisi - Pamukbank> ın Tarih Vakfı ile Türk-Yunan ilişkilerine katkıda bulunmak ve iki ülke arasındaki dostluğu vurgulamak amacıyla hayata geçirdiği kapsamlı bir projenin çıkış noktasını oluşturan "Merhaba Atina, Here Istanbul" adlı albüm / kitap satışa sunuldu. Metinleri fotoğraf tarihçisi Engin Özendes tarafından kaleme alınan, Türkçe, Yunanca ve Ingilızce olarak üç dilde hazırlanan kitapta, Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlan Ismail Cem ile George A. Papandreu'nun birer sunuş yazılan bulunuyor. Kitapta Türkiye'den Ara Güler. Arif Aşçı, Cem Turgay, Izzet Keribar ve Sinan Koçaslan'ın, Yunanistan'dan Nikos Economopoulos. Niki Typaldou, Nicos Desyllas, Allkis X. Xanthakis ve Stathis Efstathiadis'in fotoğraflan yer alıyor. Dünya çizerleri çağdaş eğitimi sorguluyor • Kültür Servisi - Pek çok şeyin hızla değiştiği dünyada, eğitim sorunlanna mizahi bir açıdan eleştirel ve cesur yaklaşımlar, dünya çizerlerinin gözüyle 7-28 Şubat tarihleri arasında Schneidertempel Sanat Merkezi'nde sergilenecek. Dünyanın pek çok yerinden katılan karikatürcüler 'yeni bir >iizyılın başında eğitim sorunlan'na mizahi bir açıdan baktılar. Schneidertempel Sanat Merkezi'nde sergilenecek olan bu çizimler Eskişehir Anadolu Üniversitesi bünyesinde kurulacak olan Dünya Eğitim Karikatürleri Müzesi'nin de ilk arşiv malzemesini oluşturacak. Viyana Nefesli Çalgılar Dörtlüsü'nün başkent konseri • ANKARA (AA) - Viyanalı Enstrümantal Solistlerin Nefesli Çalgılar Dörtlüsü (Wind Instrument Quartet of Viennese Intrumentalsolists), dördüncü Türkiye konser turuna, yann Ankara'da başlayacak. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu'nda verilecek konserde, Rudolf Gildelhumer flüt, Konrad Monsberger trompet, Helmut Ascherl trombon ve piyano, Karl Eichinger de piyano çalacak. Dörtlü, Haydn. Mozart, Schubert, Frenzel, Arban, Armitage, Batik, Gulda, J. Strauss'un yapıtlanm seslendirecek. Avusturya'da, aynca, Güney Afrika, Amerika ve tüm Avrupa'da konserler veren grubun,' Vienna Virtuosi' adlı bir de albümü bulunuyor. Konser biletleri, Ankara Caz Derneği, Sevda Cenap And Vakfı ile Dost Müzik Center'da satılacak. Collection'da pulr para ve çeşrüi objeler • Kültür Servisi - Üç ayda bir çıkan Collection dergisinin 2. sayısı yayımlandı. Derginin bu sayısında pul, para, efemera ve çeşitli obje koleksiyonlan ile ilgili yazılar. araştırmalar ve tavsiyeler yer alıyor. 2. sayıda aynca Zühtü Bayar'ın 'Osmanlı Sikkelerinde Süsleme Sanatı', Nilgün Tugaykan'ın 'Kurtuluş Savaşı Propaganda Kartlan', Gökhan Akçura'nın 'Sabri Mahir Kimdir?', Uğur Göktaş'ın 'Karagöz Oyunlan ve Karagöz Tasvirleri Koleksiyonculuğu' başlıkh yazılan yer alıyor. Denizbank'tan Dsmanlı Dünyasından Yansımalar' • Kültür Servisi - Necdet Sakaoğlu ve Nuri Akbayar'ın hazırladığı 'Osmanlı Dünyasından Yansımalar' kitabı Denizbank tarafindan 'Creative Yaymcılık'a yayımlatıldı. Türkçe ve îngilizce olarak basılan kitapta tarih aynasındaki yansımalar olarak ele ahnan konular arasında; saray, toplum ve devlet gelenekleri, yüzlerce yıl aksatıhnayan görkemli törenler, çarşı pazar denetimleri, Babıâli, yeniçeriler, iaşe ve ulaşım sistemleri, zindanlar gibi Osmanlı'nın yetennce bilinmeyen günlük saray ve toplum yaşamı kesitleri bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle