Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
l LJJA kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Fevzi Karakoç, yağlıboya yapıtlarını okunmamış tabletlere benzetiyor
oprağın altındaki yaşanmışlıklar
NENAÇALİDtS
Ressam Fevzi Karakoç, yeni ser-
gisindeki yapıtlannda Anadolu top-
raklan üstünde yaşayan kültûrleri
ve göç esnasında büyük rol oynayan
atın insan yaşamındaki serüvenini
yansıtıyor. Otuz üç yağlıboya, dört
özgün baskı çahşmasından oluşan
sergide sanatçmın durağanlığını.
sessizliğini kimi zaman da yaşadı-
ğı gerilimleri ifade eden bordo ve gn
renkler egemen. Sergi, 3 Şubat ta-
rihine kadar TEM Sanat Galeri-
si'nde yer alacak. Yülarca yaptğı öz-
gûn baskılan yağlıboyanın cazibe-
sine kapılarak terk ettiğini açıkça
belirten sanatçı, yapıtlarını okun-
mamış tabletlere benzetiyor.
- Bu sergiyi gerçekleştirme fikri
nasıl oluştu?
FEVZİ KARAKOÇ - Her sergi-
ye göre ayn birkonsept oluşturmu-
yorum. Çalışmalanm sürekli devam
ettiği için belli bir konseptim zaten
var. Bu konsept kendi içinde resim-
sel değişime gidiyor. Tamamen ta-
ban tabana zıt konular seçmiyorum.
Bu, yaşam biçimim haline geldiği
için kendi duygu, düşünce ve felse-
femi oluşturuyorum. Oluşmuş fel-
sefelerin resim içinde serüvenleri
devam ediyor. Serüvenler resimle-
rin kompozisyonlannda, renklerin-
de ışıklannda ve resimsel anlatım-
lannda bir fark oluşturuyor. Sergi-
nin içerik bakımından resimsel di-
linde bir değişiklik yaptım.
'Resim özgün bir yaprt olmalT
- Nedir bu değişiklik?
KARAKOÇ - Zamanla resimle-
rimde bir yalmlaşmaya gittim. De-
taylardan, fazlahklardan mümkün
olduğu kadar anndınp yalın bir ha-
le dönüştürmek, çok azla birçok şe-
yi anlatma yöntemi anyorum. Res-
me anlam koymaktan yana değilim,
çünkü resmin esiri oluyorum. Resim
u sergide Anadolu topraklarındaki
yaşanmışlıklan ortaya çıkarmak istedim.
Yaşayan medeniyetlerin yaşamlan,
mutsuzluklan, hüzünleri bu topraklann altında
kaldı. Yapıtlanm bu yaşanmış medeniyetlerin
bırakmışlıklan, toprak altındaki katmanlardan
çıkanlmış tabletler gibi. Onlan görsel olarak
oluşturup çıkanyorum, izleyici de tabletleri
yavaş yavaş keşfetmeye başlıyor.'
özgün bir yapıt olmah. Onu özgür
bırakıp kurallan içinde veya ele-
manlan ile oynadığınız zaman da-
ha resim oluyor, öbûr tûrlü bir an-
latım yüklenmiş oluyor.
- Çahşmalannıza özgün baskı ile
başlayıp sonra da yağhboyaya yö-
nelmenizüı nedeni nedir?
KARAKOÇ - Resim başlangıcun
özgün baskıya dayanıyor. Sonra yağ-
lıboya dilini seçtim, bana yeni bir ka-
pı açtı. Anlatım olanağı daha fazla.
Özgün baskıda dolaylı bir anlatıma
gidiyorsunuz. Resimde doğrudan
bir anlatım var, iyiyi kötüyü o anda
görüyorsunuz.
- Gri ve bordo tonlan neden ağır-
hkh?
KARAKOÇ - Griler ve bordolar
özellikle seçilmiş renkler. Figürsel
veya işlevsel minimalizme giderken
renklerde de biraz minimalizme git-
tim. Gri hem zor hem de kolay an-
latımı getiren bir renk. Renk ve ışık
patlamalanmla çok iyi bir uyum sağ-
lıyor. Konu icabı hareket edip dura-
ğanlığı, sessizliği ifade ediyor. Ses-
sizliğin içinde bağıran renkler. Bor-
do, gerilimi ifade ediyor. Resimle-
rimin alt katmanlannda bir nevi ka-
zı yapmak istedim. Anadolu'da ya-
şanmışlıklar çok fazla. Bunlar üst
üste katmanlan oluşturuyor. Bu kat-
manlan kazdığımızda farklı kültür-
lere rastlıyoruz. Biraz da resimde
belirtmek istediğim buydu.
- SerginLrin teması nedir'.'
KARAKOÇ-Bu sergide Anado-
lu topraklarındaki yaşanmışlıklan
ortaya çıkarmak istedim. Yaşanmış-
lık derken insan açısından ele almak-
tan söz ediyorum. Yaşayan mede-
niyetlerin yaşamlan, mutsuzlukla-
n, hüzünleri bu topraklann altmda
kaldı. Bize bıraktıklan sadece ka-
hntılar, bunlan anlatmak istedim.
Serüven taşıyıcıian
- Neden atlar?
KARAKOÇ - Atı insanla ilişkili
olduğu için seçtim. Insana baktığı-
nızda yanında en fazla atı görürsü-
nüz, biraz da göçebeliğin sembolü.
At, bu sergide bir nevi serüven ta-
şıyıcısı rolünde. Günümüzde at,
fonksiyonunu yitirmiş olabilir ama
nostaljik olarak baktığınızda bu
duygusahk açısından bir yerlerde ya-
şıyor.
- Resimkrinizde nasd bir kurgu
var?
KARAKOÇ - Bir nevi gelenek-
sel Türk resminden de çıkış var.
Genel kurgu olarak baktığımda pers-
pektif kullanmıyorum; önde, arka-
da motiflerim yok. Bunlar minya-
türde ve halıda da var. Doğu kültü-
rünün temelinde bu vardır. Belki
Müslümanhğın getirdiği bir sonuç
olabilir bu. Minyatürebakıldığmda
ön-arkayoktur. Insanlar hep aynı se-
viyede veya aynı mesafede dizil-
miş, onun getirdiği bir mantik da var.
O mantık, çağdaş resimle de örtü-
şüyor. Günümüzdeki çağdaş resim-
de de sanatçı çok özgür düşünebi-
liyor. içinde yer alan atlar motif et-
kisi yaratıyor, orada yeni bir şey ya-
kalayabüir miyim hissi vardı. Bun-
da da başanh olduğumu sanıyo-
rum. Farklı kültürlerden evrensel
bir şey yakalamak çabası var, o da
olduğu zaman iyi bir şey oluyor.
Evrensel kültüre farklı bir tat kata-
bilirsek ayncalığımız olabilir. Re-
simlerin altında bir gizem var, bu-
na da baktıkça ipucu yakalayıp bel-
ki de resmi daha kolay yakalayabi-
liyorlar.
- Yapıttaruuzı 'okunmamış tab-
letlere' benzetiyorsunuz-.
KARAKOÇ - Yapıtlanm bu ya-
şanmış medeniyetlerin bırakmış-
lıklan, toprak altındaki katmanlar-
dan çıkanlmış tabletler gibi. Onla-
n görsel olarak oluşturup çıkanyo-
rum, fakat bunlan okumak için de
izleyiciyle köprü kurmak gerekli. İz-
leyici uzun zaman resimlere baktık-
ça yavaş yavaş o tabletler üzerinde-
ki çözümlemelere doğru gidiyor,
gittikçe de o tabletleri yavaş yavaş
keşfetmeye başlıyor.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Birüerinin bizeihfiyaa olmah
ü> un, ince duyarhhklann nasıl yaşandığını sergiliyor.
Insanın en yakıcı sorunlanndan biri-
si budur. "Bana künin ihtiyacı var?
Yoksa ben künseninihtiyacıolmayan, ise
yaramazın biri miyim?" Insanlann doğ-
ru ya da yanlış pek çok şeyi, bu soru-
nun kendisi için gerekli olan yanıtım
vermek için yaptığını bilmeliyiz.
"Aynhş" oyununda Zuhal Oteay ile
Hahık Bflginer, bu soruya Tom Kempins-
Id'nin verdiği yanıü sahneliyorlar. "Oyun
Atölyesi'' bu oyunuyla iki kişilik bir oyu-
nun nasıl zenginleştiğini, insanı nasıl
düşündürdüğünü, ince duyarhlıklann
nasıl yaşandığını sergiliyor.
Bacaklan bir sinir hastahğı nedeniy-
le tutmayan tiyatro oyuncusu Sarah,
evindeki telefondan bir oyun yazanm
anyor. Aranıa nedeni de yazann bir oyu-
nundakı benzer bir karakteri oynaması-
na izin vermesini istemek. Böyle başla-
yan telefon bağlantısı, ikisi arasındaki
birbirini tanıma sürecinin de başlangı-
cı oluyor.
Yazar, agorafobisi nedeniyle evinden
çıkamıyor. Ingiltere'de yaşıyor, evinde
oturup televizyon izliyor, bir yandan da
bir şeyler atıştırmaktan kilo almış. Ken-
dinden -neredeyse- nefret ediyor, yıllar-
dır bir şey yazamamış. Artık kimsenin
kendine ihtiyacı olmadığını düşünüyor.
Oyundaki yazar Joe, şaşılacak derece-
de oyunun yazan Tom Kempinski'ye
benziyor. O da böyle bir süreç yaşamış.
Tiyatro oyuncusu Sarah, geçmişteki
parlak tiyatro kariyerini ne yazık ki ba-
caklannı hareketsiz kılan sinir hastah-
ğı nedeniyle yanda bırakmak zorunda
kaknış. Şimdi tam da kendi durumun-
daki bir oyun karakterini oynayarak ye-
nıden "kendisine ihtiyaç duyulan birisi"
olmaya çalışıyor.
"Artik kendilerine ihtiyaç duyulma-
yan" bir tiyatro yazan ile bir tiyatro
oyuncusu, birbirleriyle ilişkilerinde kar-
şıhklı bir "ihtiyaç tahterevallisi" oluştu-
ruyorlar.
İnsanın en yakıcı sorunu olan "Ben ne
işe yanyorum". "Kim benim farkım-
da". "Benim değerim ne" sorulannın
nasıl büyük bir önem taşıdığını oyun
boyunca görüyoruz. Gündelik hayatın
hayhuyu içinde belirsizleşen içsel so-
runlanmız birden karşımıza bir olayla çı-
kıverdiği zaman nasıl da şaşınp kalıyo-
ruz.
"Aynhş", görülmesi, düşünülmesi, tar-
tışılması gereken önemli bir oyun.
Işıl Kasapoğlu'nun sahneye koyuşu
son derece başanh. Oyun boyunca bir
ikon gibi duran, başanya adım adım ula-
şan boksörün heykelciği azmin simge-
si ohnuş.
Dekor, kostümler, müzik oyunun ba-
şansını bütünlüyor.
Zuhal Olcay'ın performansı olağa-
nüstü. Bacaklan tutmayan, ama tiyatro
için yanan bir oyuncunun içinde zeki, esp-
rili, hayata sımsıkı sanlmış New York-
lu kadını karşınızda görüyorsunuz.
Haluk Bilginer büyük usta. Oyunun her
anını değerlendiren, yumuşak çizgiler-
le bir ruh durumundan ötekine geçebi-
len, her sözcüğün, her hareketin ta ken-
disini veren büyük bir oyunculuğu kar-
şınızda, içinizde görüyorsunuz.
Bu muhteşem ikilinin daha önceki
oyunlan da, "Dolu Dûşün, Boş Konuş"
da önemli birer tiyatro olayıydı.
Işıl Kasapoğlu şöyle diyor: "En kuv-
vetli biz okhığumuz için (!) yardım alma-
ya bile utanır, bunu onursuzluk olarak
algdanz. Oysa ne kadar çok ihtiyacımız
var bizi dinlemenize. sizlerie paylaşmak
için çabaladığımız şu tiyatro metinkri-
ne eğilmenize, bizi seyretmenize, koru-
manıza» Bize ne kadar çok ihtiyacınız
var!_"
E
Çağdaş sanat dergisi Art-ist'in tanıtımında, yurtdışındaki sergilerde yer alan video işleri gösterildi
Avrupa Çağdaş Sanat Bienali Manifesta 3
Kültür Servisi - Halil Alündere ve Vahit Tu-
na'nın yılda iki kez yayımladıklan ve ocak
ayında üçüncü sayısı çıkan, çağdaş sanat der-
gisi Art-ist'in yeni sayısı Dulcinea Art Gallery'de
tanıtıldı. Tanıtımda, yurtdışındaki sergilerde
yer alan video işlerinden örneklere yer verildi.
Üçüncü sayısında 'Avrupa Çağdaş Sanat Bi-
enah' Manifesta 3'ü dosya konusu olarak seçen
Art-ist, 'SuurSendromuve SavunmaMekaniz-
malarT konseptini farklı yorumuyla sunuyor.
Son sayıda, Manifesta 3 'ün açılışında bir per-
formans gerçekleştiren Brener- Schurz ikilisi-
nin Serkan Özkaya ile yaptıklan söyleşi ve
'Doğu-Baü' başlıkh metınleri yer alıyor. Seç-
kinin yeni sayısının başlıklanndan bazılannı ise
Tabela SergÜeri, KaraiMer Bienali, Erken Ba-
har ve Önenneler sergileri oluşturuyor.
Güncel sanat oluşumlannı yakından izleyen
Art-ist'in son sayısına katkıda bulunan yazar-
lar ise;Hûseyin B. Alptekin, Christina Perel-
b, Erden Kosova, Ahmet Ortaçdağ, Serkan Öz-
kaya, Kamil Şenol. Esra AliçaMişoğlu. Orhan
Cem Çetin, Ferhat Ozgür, Alesander Brener,
Barbara Schurz, Emre Koyuncuoğlu, Sanne
Kofod Olsen ve Jenny liu.
Derginin editörlüğünü internet üzerinden ya-
pan Halil Altındere, zaten küçük bir kitle tara-
findan izlenen dergi üzerine şimdiye kadar böy-
le bir tanıtımın yapılmamasını eksiklik olarak
nitelendiriyor."Sadece tstanbul'dakiyadaTûr-
ldye'deld sanan değiL uluslararası sanaü da ele
ahnaya çahşıvoruz. Dar biralana ojnuyonız, Tür-
Idj'e'deki dergiler dahaçokklasikve modern sa-
nat üzerineyken, bizse riskli bir guişimde bu-
lunarakgüncel sanatla uğraşmayı seçtik. Ve bu
tamomla daha büyük Idtielere ulaşmak istiyo-
ruz."
Türkiye'de çağdaş sanatın kitleselleşememe-
sini bir sorun olarak gören Altındere, çağdaş
sanatın, gündelik hayatın dönüşümlerinin bir
yansıması olarak izleyiciyle birebir iletişim kur-
duğunu düşünüyor. Çağdaş sanatın Türkiye'de
yaygınlaşmasının yeni olduğunu ve bir boşlu-
ğu doldurmaktan çok, zaten içinde bulunduk-
lan sanatsal ortamı payiaşmak istediklerini vur-
guluyor." 1995te gerçekkştirikn 'Genç Etkin-
lik' projesinde Ok kez yeni bir kuşağuı yapüğı
işlerîe böyle bir IdÜenin varhğı ve izfeyicisinin
oktuğu anlaşıkü. Bienallerin de katkısıyla bu üre-
timin teorik açıhmını yapacak \a\ ııı organlan-
nın olmaması, var oian yazarlann da tarûşma
ptatformu bulamamasujcnerasyon olarak ken-
di yayın organunızı çıkarmamıza yol açtı."
Derginin grafik tasanmcısıVahit Tunaise der-
ginin iki yıl önce sadece bir düşünceyken, ser-
gilere ilginin az olduğu bir ülkede, dergiyi oku-
yacak insanlann da az olacağını bildikleri hal-
de, bu riski göze aldıklannı söylüyor. "Art-ist,
diğer dergiler gibi \ıırtdışındaki bir derginin
Türkçeye uyarlanmış hali değiL Tasanm açısın-
dan da derginin kendi içinde kurumsal bir çiz-
gisi oluştu. Tasanmda. çizghi bdirginJeştirip
bundan sonraki sa>ılann nasıl gelişeceğini gör-
meye çahşıyorum."
Reklam almayan dergi, amatör ruhunu ko-
ruyarak ve derginin konseptini her sayıda da-
ha da genişleterek yoluna devam etmeyi amaç-
lıyor. Derginin hedefleri içinde ise disiplinle-
rarası bir dergi obnak; dans, tiyatro, fotoğraf,
enstalasyon ve video sanatının yanı sıra son-
raki sayılarda müzik ve sinemaya da yer ver-
mek düşüncesi yer alıyor. 'Önermeler/Arguments' sergisinden.
Genco Erkal'la Can Yiicel şiinleri
B Kültür Servisi- Iş Sanat gösterileri arasında
yer alan 'Şair ve Müzik' dizisi usta şair Can
Yücel'le devam ediyor. Cumartesi günü saat
19.30'da 'Can Şiiri' Genco Erkal ile yaşam
buluyor. Yücel'in eserlerinden bestelenmiş
örnekler Orfeon Korosu tarafindan
seslendirilecek.
IVterhaba Atina, Here Istanbul'
saUşa sunuldu
• Kültür Servisi - Pamukbank>
ın Tarih Vakfı
ile Türk-Yunan ilişkilerine katkıda bulunmak
ve iki ülke arasındaki dostluğu vurgulamak
amacıyla hayata geçirdiği kapsamlı bir projenin
çıkış noktasını oluşturan "Merhaba Atina, Here
Istanbul" adlı albüm / kitap satışa sunuldu.
Metinleri fotoğraf tarihçisi Engin Özendes
tarafından kaleme alınan, Türkçe, Yunanca ve
Ingilızce olarak üç dilde hazırlanan kitapta,
Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlan Ismail Cem
ile George A. Papandreu'nun birer sunuş
yazılan bulunuyor. Kitapta Türkiye'den Ara
Güler. Arif Aşçı, Cem Turgay, Izzet Keribar ve
Sinan Koçaslan'ın, Yunanistan'dan Nikos
Economopoulos. Niki Typaldou, Nicos
Desyllas, Allkis X. Xanthakis ve Stathis
Efstathiadis'in fotoğraflan yer alıyor.
Dünya çizerleri çağdaş eğitimi
sorguluyor
• Kültür Servisi -
Pek çok şeyin hızla
değiştiği dünyada,
eğitim sorunlanna
mizahi bir açıdan
eleştirel ve cesur
yaklaşımlar, dünya
çizerlerinin
gözüyle 7-28 Şubat
tarihleri arasında
Schneidertempel
Sanat Merkezi'nde
sergilenecek.
Dünyanın pek çok
yerinden katılan
karikatürcüler
'yeni bir >iizyılın başında eğitim sorunlan'na
mizahi bir açıdan baktılar. Schneidertempel
Sanat Merkezi'nde sergilenecek olan bu
çizimler Eskişehir Anadolu Üniversitesi
bünyesinde kurulacak olan Dünya Eğitim
Karikatürleri Müzesi'nin de ilk arşiv
malzemesini oluşturacak.
Viyana Nefesli Çalgılar
Dörtlüsü'nün başkent konseri
• ANKARA (AA) - Viyanalı Enstrümantal
Solistlerin Nefesli Çalgılar Dörtlüsü (Wind
Instrument Quartet of Viennese
Intrumentalsolists), dördüncü Türkiye konser
turuna, yann Ankara'da başlayacak.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser
Salonu'nda verilecek konserde, Rudolf
Gildelhumer flüt, Konrad Monsberger trompet,
Helmut Ascherl trombon ve piyano,
Karl Eichinger de piyano çalacak. Dörtlü,
Haydn. Mozart, Schubert, Frenzel, Arban,
Armitage, Batik, Gulda, J. Strauss'un
yapıtlanm seslendirecek. Avusturya'da, aynca,
Güney Afrika, Amerika ve tüm Avrupa'da
konserler veren grubun,' Vienna Virtuosi' adlı
bir de albümü bulunuyor. Konser biletleri,
Ankara Caz Derneği, Sevda Cenap And Vakfı
ile Dost Müzik Center'da satılacak.
Collection'da pulr para ve
çeşrüi objeler
• Kültür Servisi -
Üç ayda bir çıkan
Collection
dergisinin 2. sayısı
yayımlandı.
Derginin bu
sayısında pul, para,
efemera ve çeşitli
obje koleksiyonlan
ile ilgili yazılar.
araştırmalar ve
tavsiyeler yer alıyor.
2. sayıda aynca
Zühtü Bayar'ın 'Osmanlı Sikkelerinde Süsleme
Sanatı', Nilgün Tugaykan'ın 'Kurtuluş Savaşı
Propaganda Kartlan', Gökhan Akçura'nın
'Sabri Mahir Kimdir?', Uğur Göktaş'ın
'Karagöz Oyunlan ve Karagöz Tasvirleri
Koleksiyonculuğu' başlıkh yazılan yer alıyor.
Denizbank'tan Dsmanlı
Dünyasından Yansımalar'
• Kültür Servisi - Necdet Sakaoğlu ve Nuri
Akbayar'ın hazırladığı 'Osmanlı Dünyasından
Yansımalar' kitabı Denizbank tarafindan
'Creative Yaymcılık'a yayımlatıldı.
Türkçe ve îngilizce olarak basılan kitapta
tarih aynasındaki yansımalar olarak ele ahnan
konular arasında; saray, toplum ve devlet
gelenekleri, yüzlerce yıl aksatıhnayan
görkemli törenler, çarşı pazar denetimleri,
Babıâli, yeniçeriler, iaşe ve ulaşım sistemleri,
zindanlar gibi Osmanlı'nın yetennce
bilinmeyen günlük saray ve toplum yaşamı
kesitleri bulunuyor.