23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmeni: fbrahim Yıldız • Sp- rumlu Müdür Fikret II- kiz # Haber Merke- zi Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özlem Yüzak # Kultür Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılp- Belge Edibe Buğra 9 Yurt Habeılen Mehmet Faraç 9 Avrupa Temsılcısı Güraj Öz Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, tbrahim Yİldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No 125,Kat4.Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks 4195027 9 Iznur Temsılcısı Serdar Krak, H Zıya Blv 1352S23Tel 4411220. Faks 4419117 9AdanaTemsücısı Çeön Yitenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel. 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Mudürû Üstün Akmcn 9 Koordınator Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bülent Yener 91dare Höseyin Gürer 9 Satış Farilet Kuza MEDY \ C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Müdur Gûlbia Frduran • Koordınator Reba Işıtman # Genel MudurYardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - S139580-5138460-61 Faks 51İS463 \ayımla>an \e Basan: ^ enı Gun Haber Ajanü. Basın \e Turkocağı Cad 39 41 Cağaloglu 34314 lslanbul PK 246 ayıncılık \ Ş Sırkecı 34435 Utanbul Tel Faks (0 2121511 85 www cumhunyet com.tr 29 OCAK 2001 Imsak: 5.40 Güneş: 7.11 Öğle: 12.24 tkindi: 14.59 Akşam: 17.25 Yatsı: 18.48 Modada cinsîyettep kamştı• Haber Merkezi - Modacılar 2001-2002 sonbahar kış kreasyonunu sergilemeye başladı. Jean Paul Gaultiers'in Paris'te önümüzdeki kışın erkek modasını sergilediği defıle birbirinden çarpıcı * görüntûlere sahne oldu. Gaultıers'ın özellikle erkek mankenlere giydirdiği kadın çamaşırlan ve pantolon ûzerindeki tül etekler ügi çekti. TObinkas hastası • ANKARA (ANKA)- Kas Hastalıklan Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özdemir, kas hastahklannın yurttaşlar tarafından bilinmediğini, bu nedenle tedavılerinin yanlış yerlerde arandığım söyledi. Türkıye'de en az 70 bin kas hastası bulunduğuna dıkkat çeken Coşkun Özdemir, kas hastalıklannın önemli bır kısmının iyileşmeyen, tedavisi şu an için miimkün olmayan hastalıklar olduğunu belirtti. tartarata ekibi' • ARDAHAN(AA>- Ardahan'da, 25. Mekanize Piyade Tugay Komutanhğı'nca, olası çiğ felaketlerine karşı "çığ altında kurtarma ekibi" oluşturuldu. 25. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Tuncay Çakan, vatani görevini yapan erbaş ve erlerden oluşan ekibin, meydana gelebilecek bir çığ faciasında kurtanna operasyonunda görev alacağını söyledi. Lodosadfckat • ANKARA (AA)- Orta Akdeniz üzerinden gelen ılık ve yağışlı hava, hafta başında da etkisini sûrdürecek. Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgıye göre, Marmara'nın batısı, kıyı Ege, Batı Akdeniz kıyılan yağışlı geçecek. Yağışlar, yağmur ve yer yer sağanak şeklinde olacak. Bugün ve yann yurdun ıç ve doğu kesimlennde yer yer sis de görülecek. Önümüzdeki iki gün içinde Marmara ve Ege'de kuvvetli lodos beklenıyor. 126yaşmda • ROSEÜU(AA)- Dünyanın en yaşlı insanı olduğuna inanılan Dominikli kadın Elizabeth Israel, 126. doğum gününü Dominik Devlet Başkanı Vemon Shaw, Başbakan Pierre Charles ve kabine üyelerüıin de katıldığı partiyle kutladı. 27 Ocakl875'tebalıkçı kenti Portsmouth'ta doğan Israel, uzun yaşamını doğal gıdalar yemesine borçlu olduğunu söyledi. Sonyıllarda artanyabancı oyuncu transferi,futbolculann birbirleriyle anlaşmalarını da güçleştiriyor FUTBOLUN DÎLÎÇOKDENtZDERİNSU Her ne kadar 'Futbolun dili bir' dense de kimi zaman ilk 11 'ı. kimi zaman da ilk 18'i oluşturan futbolcular anlaşmakta zorluk çekerler. Çoğu kez, yaşanılan ülkenin dilinın ağır bastığı söylense de transferin her geçen gün biraz daha serbestleşmesi, takımların soyunma odalannı yabancı dil merkezine çevirmiş durumda. Dünya dili îngilizce ağır bassa da Fransızca, Ispanyolca. Rumence, Rusça. Bulgarca, hatta hatta Afrika yerel dıllen artık sıkça kullanılır oldu. Bir de bunlara Türkçeyı az bilen gurbetçiler eklendı mi. takımlar zengin bır dil bınkımıyle karşı karşı kalıyorlar. Ömeklerin büyük bölümü dört büyüklerden. Işte Fenerbahçe... Lazetiç ve Mirkoviç Yugoslav, Uche Nijerya, Revivo Israıl, Rapaiç Hırvatistan, Andersson îsveç. Johnson da Gana'dan futbol temsılcilen. Kendi diHerinı kullanıyorlar. Serhat, AH ve Mustafa Almanya'dan, yeni olan Deniz de Isvıçre'den gelenler. Onlar da sıkıştıklannda geldiklen ülkenin dilini kullanıyorlar. Teknik direktör Mustafa Denizli ise zaman zaman ortak dil olarak Ingilizceyi kullanıyor. Türkçe de eklenince takrmda kullamlan dil sayısı 10'ubuluyor. Beşıktaş ve Trabzonspor da farklı değil. Trabzonspor'da Lehçe -Polonya dili- (Ivan), Almanca (Löbe), Bulgarca (Yanchev), Makedonca (Nikolovski, Jarko, Milosevski), Flamence (Lange); Beşıktaş'ta ıse Fransızca (Nouma), Çekce (Karhan), Rusca (Khekstov), Almanca (Mûnch), Hausaca (Sborunmu, Nijerya), Italyanca (Scala) kullanılan diller. Son yıllann tartışmasız yıldızı Gaîatasaray, bu konuda biraz daha şanslı. San Kırmızıhlarda yabancı olarak Rumen teknik direktör Lueescu, Rumen futbolcular Hagi, Popescu ve Brezilyah JardeL Capone, Marcio var. Yani Rumence ve Portekizce, takımdaki diğer diller. Rumen futbolculann uzun süredir takımda yer aldığı da düşünülürse Galatasaray'ın Türk futbolculannın az da olsa Rumence anlayabildiklerini tahmin etmek zor değil... Futbolculann, özellikle Afrikalı isimlerin sinirli anlarda seri bir şekilde kendi dillerini kullanarak kızgınlıklannı ifade etmeleri ise berabennde 'Acabane edi' sorusunu getiriyor... Yurtdışında tedavi amaçlı klinikler hizmet vermeye başladı Kacbîlayabşverişhastası GÜRKANATA ERZURUM - Kredi kartlannın yaygmlaşması ve hipermarketlerin artmasıyla birlikte ahşvenş, önüne geçilemez bır hastahk haline geldi. Bu hastalığın özellikle kadınlarda yoğun olarak görüldüğüne dikkat çeken uzmanlar, bazı ülkelerde tedavi amaçlı klinikler açıldığını belirttıler. Atatürk Ünıversıtesı îktisadi ve Idari Bilimleri Fakültesi öğretım üyesi Prof. ^^^^^^^ Dr. Recai Çınar, ahşveriş hastalannın, gereksinımlen olmasa bile sık aralıklarla alışverişe çıktıklannı ifade etti. Plastikpara Çınar, u Bu kişiler aynı sigara tirvakikri gibi büyük marketlere gider, buradan bazen çok gereksiz şevler ahrlar. Bunu yapmazlarsa huzursuz ohır, huysuzlaşırlar" dedi. Çınar, çılgmlık haline gelen ahşveriş hastahğınm büyük marketlerin açılmasıyla Türkıye'de de önemli oranda arttığını bıldırdi. Özellikle "plastik para" olarak nitelenen kredı kartlannın • Uzmanlar, aile bütçesine büyük ölçüde zarar veren hastalığın artmasında kredi kartlan, hipermarketler, amacından sapan ve tahrik eden reklamlann büyük rol oynadığını belirtiyor. yaygınlaşmasmm da hastalığın artmasında büyük bır etken olduğunu belirten Çınar, "Teknolojik gelişmeler ve stresle birlikte ahş>eriş bilinçsiz yapüıyor. Amacından sapan ve tahrik eden reklamlar da bu hastalann sayısını arttınyor. Bu arada 'tüketıcıvı koruma derneklen'nin üzerine önemli görevler düşüyor" dıye konuştu. Otokontrol önemli Araştırmalara göre ahşverişin genellikle 12.00 ile 17.00 saatleri arasmda yapıldığını belirten Çınar, ahşveriş hastalannın önemli m^mmmm,_ çoğunluğunu kadınlann oluşturduğunu söyledi. Hastalann boşu boşuna aile bütçesine zarar mmmverdiğini ve mutlaka tedavi edilmeleri gerektiğmi ifade eden Çınar, ABD ve Avrupa'nın bazı ülkelerinde ahşveriş hastalan (Shopping Symptom) için özel klinikler açıldığına dıkkat çekti. Çınar, ahşveriş hastahğımn önlenmesinde aile ıçi otokontrolün öneminin de büyük olduğunu söyledi. DÜZGÜN CUMLELER Kl/RMAMN D1ŞINDA NE SÖYLEDlK Kİ HAYATTA L Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu Arkeoloji çalışmalan Atatürk'le başladı e-posta : tan (5 prizma. net. tr SAVAŞKÜRKLÜ ADANA- Ankara Üni- versıtesı Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi De- kan Yardımcısı, Prof. Dr AykutÇmaroğju, Kurtu- luş Sa\aşı"mn ardından cumhuriyetin kurulma- sıyla birlikte, Mustafa Kemal Atatürk'ün. tari- hin aydınlanması için ar- keolojık kazılann başla- masına önderlik ettiğini söyledi. Çukurova Üniversite- sı'nce düzenlenen, "Ata- türk'ün Eski EseriereBa- loşT konulu konferansta, konuşan Ankara Üniver- sıtesi Dil ve Tarih-Coğ- rafya Fakültesi Dekan Yardvmcısı, Protohıstor- ya ve Önasya Arkeoloji- sı Anabüim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çınaroğ- lu, dünyada ve Türkiye'de kazı araştırmalanna baş- lanmasından ilk müze ku- rulmasma kadar çeşitli konularda bilgi verdi. Türkiye'de bılimsel an- lamda ilk arkeoloji çalış- malannın Atatürk'ün is- teği ile başladığını anla- tan Prof. Dr. Çınaroğlu şunlan söyledi: "1923'te Topkapı Sa- rayı'nın Türk tarihini yansıtan bir müze haline dönüştürüfanesiniisteyen büyük önder, tarihe ta- nıklıkeden ve şimdilerde dünyanın ilgisini çeken birçoktarihjyapmın gün ışğnıa çıkanfanası için ar- keoloji kazüannın başla- masını istedL" Yabancı futbolcular takımlann soyunma odalannı dil merkezlerine çevirdi. Dil sorunu futbolculan olduğu kadar teknik direktörleri de etkiliyor. Pascal Nouma. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Bir Ornek, Ne 'Ornek'L (O yazılann, çeşitli çevrelerde, olumlu olumsuz yankılanması, olağan sayılmamalı mı? Media'mız- da 'racon', asıl gündemin gargaraya getirilmesı; ka- muoyunun, 'leğen örtüsü 'tartışmalanyla; bilemedin, 'televole' dedikodulanyla, oyalanmasıdır. Yankılann bazılan telâşı, bazılan endişeyi, bazılan küstahlığı ifade ediyor; ama bazılan da, olayı daha da açıkla- mak, bilinenleri netleştırmek gayretini taşıyor ki, Mustafa Yıldınm'ın (Ankara) mektubu bunlardan birisi: 'Le Nouvel Observateur'ün Sırbistan'daki 'geüeyan' ile ilgili çalışmasının, Yugoslavya 'operas- yonu'nun sadece 'son iki yılını' ele almış oldu- ğuna işaret ederek; NED'in ('Ulusal Demokrasi Fonu') oradaki eski 'operasyonlan' hakkında ay- dınlatıcı bilgi veriyor: llgileneceğınizden, hiç şüp- hem yok!...) Aşama aşama, 'operasyon'... Tesbit/1. "...Yugoslavya Operasyonu için NED prp/e raportanna göre, -resmî olarak- harcanan pa- ranın dökümü, yıllara göre şöyledir: 1990/162.117 doiar, 1991/82.406 dolar, 1992/101.779 dolar, 1993/270.734 dolar, 1994/688.458 dolar, 1995- 96/37.287pound, 651.652dolar, 1997/736.324 do- lar, 1998/735.480 dolar, 1999/729.160 dolar..." Değeriendirme/ "...ABD yönetimince, 1983'fe çıkanlanyasaylakurulan 'National Endowementfor Democracy / Ulusal Demokrasi Fonu'nun operas- yonlan, 'Comecon' (eski 'Doğu Bloku') ülkelennde 'gizliden'yürûtülmeyebaşlanmıştır. 'Comecon' dı- şındaki "sosyalisf ülkelerde de 'gizliliğe' uyulması, normal. Yugoslavya'da 1990'dan sonra açığa çı- kan bu 'komplo' -Amerikalıların deyimiyle, 'Overt/Operation' (Açık Operasyon)- için NED adiı 'resmi' fondan harcanan paralann, yıllar için- deki artşının, bir anlamı olmalı: Operasyonun aşa- malan, her ûlkedeki uygulamaya paralel gidıyor." "... 1. Aşama: Kamuoyu oluşturuculara -bizdekiad- landırmayla 'aydınlara'- konferanslar. Bu aşamada 'bireysel ılişkıler' degelişiyor olmalı. 12. Aşama: 'In- san Hakları Cemiyetleri'n/n kurulması I 3. Aşama: Amerikalılann sözde bılimsel adlandımnasıyla 'Pub- lic Democracy', yânı 'Kamuoyu Oluşturma1 - açıkçası kitlelerin zihinlerinın denetim altına alınma- sı için, yoğun propagandaya geçilmesi. 14. Aşama: 'Bağımsız' sendikalann kurulması. 15. Aşama: Ye- ni media araçlannın -radyo, gazete, dergi- devreye sokulması. 'Avrupa Biriiği' ruhuna bağlı, 'Helsin- ki Yurttaşlan', 'Ortak Zemin' gibi cemiyetlerin şu- belerinin; kadın, gençlik veyardım cemiyetlerinin ku- rulması. I 6. Aşama: İlgili ülkede, 'geleneksel' ku- rumlannyıpratılması; toplumsal özgüvenin, yolsuz- luk propagandasıyla yıpratılarak, halkın çaresizliğe itilmesi. 17. Aşama: 'Yeni' siyasalpartilerin, 'kitleta- banı'n/n o/uşfuru/mas/ /. 8. Aşama: Demokratik 'se- çım darbesi'..." "...bu aşama/ardan sonra, ilgili ülkenin insanlan, her şeyi kendilehnin kotardığı inancıyla, coşkuya kapılmada serbestt/r/erartık, fakat..." Nlye halktan saklamyor ki? "...Yugoslavya'da/fl örgütlerin, aydınlann, bu pa- ralan halktan saklamalannı, bir an için olağan kar- şılayalım, ama Türkiye gibi hür ve demokrat bir ül- kede, neden saklansın ki? Amerika'lı 'dostlann' do- lahanyla 'sivil toplumculuk' taslayan vakıflar, demek- ler, 'ortak çalışmalannı' gizlemıyohar; bazılan 'atöl- ye' (vvorkshop) dedikleh çalışmalann, NED, IRI, NDI ya da CIPE tarafından 'finanse edildiğini' söy- lüyorlardı; fakat çoğunluğu bunu niye saklıyor? Di- yelim ki bunlar halktan çekiniyor. Peki, 'şeffaflık' taf- rasından geçilmeyen 'aydın' (!) ne yapıyor? Finans- manı gizliyor! Tıpkı demokrasiyi, ahlâkı, insan hak- lannı, Amerika'dan öğrenmeye muhtaç olduğunu, gızledığı gibi. Işte bu 'Project Democracy'ye ('De- mokrasi Tasanmı'naJ uymuyor. Amerikan devleti- nın parasıy/a gerçekleştırilen bu operasyonun ama- cı, 'açık pazar' ve 'ahlâklı şeffaf toplum'dur, 'gizlili- ği' kaldırmaz..." "...kaldı ki ABD kuruluşlannın, yaptıklan harca- malann gizlisi ve saklısı da yok: Amerikan Tem- silciler Meclisi'nin komisyonlanna, ya da alt/ko- misyonlanna başvuran herkese, bu bilgiler veri- lir. Ne dolarlar, ne de pound, sterling gizlidir. Giz- li olan operasyonun kişi/kişiye olan ilişkiteridir. Aynca, halktan gızlenen bılgıyı ortaya koymanın öne- mi, kişisel kaygılan aşabilmeli diyebilmelıyiz..." zagreb'de. bir tarlhte... "...Yugoslavya 'Operasyonu'nun, bölgesel gü- venlik ve stratejik hedeflerini, buraya sığdıramayız; ama küçük bir ömek vermek isterim. II. Dünya Sa- vaşı öncesi, Zagreb'de Siemens'e ait bir elektrik motoru fabrikası vardır; bu fabnkada, güçlü birsen- dika örgütlüdür; sendikanın lideri Rade Konçar, Nazi işgaline karşı, yeraltı direnişini örgütler. Konçar, genç yaşta Naziler tarafından kurşuna dizilir, onun yerini T'rto alır..." "...Savaştan sonra Siemens'fen arta kalan fab- rika geliştirilir: Yüksek gerilim sistemleri teçhizatının yanı sıra, 'beyaz eşya'; ve hatta, elekirikli lokomo- tifüreten, büyük bir sanayi kompleksi oluşur. Busa- nayi kompleksinin içinde, bir teknik araştırma ens- titûsü de kurulur; sanayi kompleksine, 'Rade Kon- çar' adı verilir. 1980'lsrden sonra, 'Sistem' bozul- maya (bu bozulmayı iç nedenleıie birlikte, aynca gö- rüşmekte yarar var) başlar. Rade Konçar Şirketi de, bundan zarar görürse de çökmez: Küçük biryöne- tim iyileştihlmesiyle, yeniden Avrupa 'devleri' ara- sına girmeye adaydır..." "...'project democracy'den sonra, Hırvatistan kopar. Rade Konçar Şirketi, birkaç parçaya bö- lünür. 'Özelleştirme' başlar, şirketi elli yıl sonra, Siemens alır; sonuçta Rade Konçar, Batı Avru- pa firmalan için 'rakip' olmaktan çıkaıi Üçüncü Dünya ülkeleri de artık Batı firmalannın insafı- na kalır. Tıpkt Macaristan'da/c/ ünlu Ganz firrnası- nın, Italyan karteli Ansaldo'nun eline düştükten sonra, Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazanndan 'si- linmesi' gibi. Adına bir de Ansaldo eklenen, yûzyıl- lık Ganz, Italyanlardan izin almadan ihaleye bıle gi- remiyor artık..." "...bu arada, Zagreb'deki şirket merkezinin önûndeki Rade Konçar heykeli duruyor mu? Bil- miyorum!.." http^/www.prizma.net.tr/AILHAN http^Avww.bilgiyayınevi.com.trVailhan Faks/0-212/26019 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle