23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28OCAK2001 PAZAR 8 HABERLERİN DEVAMI fÜİffti Istanbul Edime Y 13 Sinop PB 11 Y 12 Samsun PB 12 Kocaeli B Trabzon PB 11 Çanakkale Y 13 Giresun PB 11 Izmir Y 15 Ankara Manisa Y 13 Eskişehir Aydın Denizli Y 1 6 Konya Y 11 Sıvas Zonguldak PB 8 Antalya PB 14 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB S PB PB PB S S 12 14 6 9 4 6 -1 0 0Açık_ (£3 ^£_ Yurdun batı kesimleri çok bulutlu, Marma- ra'nın batısi ve kıyı Ege yağmurtu, yurdun iç ve doğu kesimleri yer yer sisli, diğer yerier parçalı bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı bütün yurtta ar- tacak. Rüzgâr güney ve batı yönlerden hafif, ara SUB orta kuvvette, yur- dun kuzeybatı kesim- lerinde zaman zaman kuvveSİ olarak esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K K K K K K K -1 -2 4 8 4 3 7 3 Beriin K 4 Moskova K 1 Budapeşte K 6 Aşkabat K 6 Madrid S 13 Astana B -12 Viyana K 6 Taskent B 4 Belgrad K 10 Bakû B 6 Sofya Roma JT 8 Bişkek K 3 Y 13 Tifiis B 5 Atina Y 14 Kahire B 20 Münih K 2 Zürih K 4 Şam Y 16 utlu s Çok bulutlu YağmuriJ Kartı Sulu kar > Gök gjratülü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada "dost" ülkeler olduğunu devlet biliyor. Elimizde yeterince tanık ve kanrt olmasına karşın örneğin Iran, önüne konulan dosyayı (örneğin Mum- cu cinayetinde olduğu gibi) tümüylereddediyor,iş- biriiğini geri çeviriyor. Içimizdeki Hizbullah'ın maddi ve manevi açıdan Tahran'dan desteklendiği yadsınabilir mi? Gaffar Okkan suikastında Iran parmağı yine söz konusu. Düne kadar kJmi Batılı devletler PKK'ye yardımcı oldu. Örnek Almanya: PKK'nin topraklannda dernek adlanyla şubeler açmasına karşı savaş başlattı; a- ma bir süre sonra PKK ile anlaşarak "şiddet hare- ketlerine başvurmaması koşutuyla terör öcgûtünün Almanya'da bannmasına gözyumdu". Gaffar Okkan suikastı, devlet yöneticilerine bir i- ki noktayı bir kez daha anımsattr. Güneydoğu insanıyla kaynaşmak, nutuk atmak- la olmuyor. Arada bir (gelen geçen başbakanlanmızın yaptı- ğı gibi) Diyarbakır'a uğrayıp bir alanda nutuk atmak- la halkla bütünleşme sağlanamıyor. Devletin her alanda kendilerine sahip çıkacağı duygusunu top- luma aşılamıyor. Gaffar Okkan gibi spor alanlanndan kebapçı lo- kantalanna kadar insanlaria biriikte olmak gerekiyor. Bugün görüldü ki, devleti temsil edenler halkla iç içe olduğu zaman, halk, devletin de o kişilerin de ar- kasında. Devlet-halk birteşimini sağlamak için halkın için- de halkla beraber yaşayacak, onlarta soluk alıp ve- recek yöneticilere gereksiniliyor. Hükümet; Gaffar Okkan'ın ölümüyle anımsattığı bu temel öğeleri acaba düşünecek mi? Yoksa, Gaffar Okkan'ın cenazetörenlerindeki gör- kemli ilgiyi "kişisal bir gösteri" diye tanımlayıp bu- güne değin olumsuz sonuçlar veren eski tutumunu sürdürecek mi? Göreceğiz! Kara tablo Birbirinin zıddı bir rapor ve bir araştırma ile içte ve dıştaki ekonomik değeriendirmelere Güncel'de de- ğindik. Dün ilginç yeni veriler çıktı önümüze. CHP Ekonomi Masası'nın "son birhaftayı" irde- leyen kamuoyu raporunda içinde bulunduğumuz koşullar bütün çıplaklığıyla yazıiı. "Son üç yılın iç borç ödemeleri' toplamı 76.3 mil- yar dolar; yani bûtçenin 'y\\\\k toplamının' yüzde 40'tna yakın" diye başlayan bölümde şunlaryer alı- yor "2001 yılında 23.0 milyar dolartık iç borçfaiz öde- mesi öngörülüyor. Türkiye'nin dış borcu, Hazine'nin iç borç stokunun iki katı. Dolar üzehnden reel faiz; ABD'de yüzde 3.0, Avrupa ve daponya'da yüzde' 2.0, Türkiye'de iseyüzde 25.0." Amman Başbakan duymasın; raporda "bu 'kara' tablo" diye başlayan bir de sonuç yazıyor "Daha çok vurgun, daha çok işsizlik, daha çok yoksullaş- ma, gelir dağılımında daha çok adaletsizlik demek- tir." Bu arada içerigiyle anlamlı, ne ki medyanın iltifat etmediği iki küçük haber göze çarpıyor Birincisi, 2000 yılının Ocak ayında Fazilet'in TB- MM'ye verdiği bir araştırma önergesi. Özellikle Hiz- bullah terör örgütü ile ilgili. Bir yıl sonra Ocak 2001 'de gündeme alınması için yapılan başvuruyu görüşmeye iktidann üç partişi gelmiyor. Ikinci olay: Hüsamettin Özkan'ın Başbakan'ın ne kadar yakını olduğunu, son yılların bütün krizle- rinin çözümünde arabulucu rolü oynadığı yazıldık- tan sonra, Adalet Komisyonu'nda bir madde üze- rinde DSP'li Erol Al'la Adalet Bakanı HST arasın- da çıkan tartışmaya değiniyor ve haber şöyle sona eriyor: "Al'ı bir türiü ikna edemeyince Bakan HST, gü- lümseyerek komisyonun DSP'li Başkanı Emin Ka- raa 'ya döndü ve... 'Hüsamettin Bey'i niye aramıyorsunuz?' dedi"... ... Daha başka olaylarda Özkan'ın niçin arandığını artık anlıyor musunuz? Tantan'dan 'silaha ambargo 'ya tepki Istanbul Haber Servi- â-Içişleri Bakanı Sadet- tin Tantan, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı, güvenlik güçlerinin silah kullanma yetkisini kısıt- layan karan eleştirdi. Saadettin Tantan, Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Krimi- noloji Araştırma Uygu- lama Merkezi ile Insan Haklan Araştırma Uy- gulama Merkezi'nce düzenlenen 'Çıkar Amaçiı Suç Örgütkri ve Kara Para Aklamayla Mücadele' konusundaki seminere katıldı. Tantan konuşmasın- da. "Bugünkü koşullar- da geçtiğuniz günkrdeki buteröristsaldınya kar- şı saldından sonra mı güvenlik güçleri silah kuUanacakn? Bunu on- lanntakdirinebırakryo- nım. Ülke gerçekleri dikkate ahnmadan, sa- dece ve sadece görev ve- rilen insanlann hayatia- n pahasına görev bekte- nemez" dedi. Bolu 'da kalıcı konutlar sahiplerini buldıı BOLU (Cumhuriyet) - Bolu'da yapılan bin 458 kalıcı konutun anahtan Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Ay- dın ile Başbakan Yar- dımcısı Devlet Bahçe- B'nin de katıldığı tören- le dağıüldı. Kaloriferte- sisinin tamamlanmama- sı nedeniyle depremze- deler anahtarlannı alıp prefabrikelerine geri döndüler. Yeni konutla- ra mayıs ayında yerleşi- leceği belirtildi. Koray Aydın, Bolu Devlet Hastanesi bulva- nnda inşa edilen bin 458 konutun anahtar teslim töreninde yaptığı ko- nuşmada, geçmişte Tür- kiye'de yaşanan olaylar- dan ders çıkanlmadığı- nı ve günü kurtarmaya yönelik adımlar atıldı- ğını kaydederek "Geç- mişte yaşanan felaket- lerdendersçıkarmama- nınbedelinidebusonfe- laketlerde hep beraber yaşadık" dedi. Bankalara özel mahkemeH Baştarafı 1. Sayfada suçun ortadan kalkıp kalkma- dığıru incelemek üzere bir hu- kuk komisyonunun da oluştu- rulduğu öğrenildi. Ekonominin izlenmesine iliş- kin ekonomik araştırmalar biri- mi, bankacılıkla ilgili bir birim ve bankalann izlenmesine yöne- lik veri tabanı ile bilgi sistemi oluşturmaya yönelik ayn bir bi- rim olmak üzere toplam 3 daire başkanlığı kuran BDDK, bu ya- pılanma için de EKinya Banka- sı'ndan da 20 milyon dolarlık kredi kullanıyor. Tüik bankacılık sistemini uluslararası normlara kavuşturmayı hedefleyen BD- DK, bu çerçevede kredi kulla- nımlannı sınırlayan iştiraklerle ilgili düzenleme ve risk yöneti- mi üzerinde çalışıyor. Bankala- nn risklerini kendi iç denetimle- riyle yönetebilmelerini sağlama- ya yönelik olarak Ağustos 2000 tarihinden bu yana sürdürülen risk yönetimtebliği çalışmasının son aşamaya geldiğı öğrenildi. Bankalar Birliği'nin değerlen- dirdiği ve 10 gün içerisinde yü- rürlüğe sokulması beklenen bu tebliğle, bankalann aldıklan risklerin bankayı batırmayacak düzeyde tutulması öngörülüyor. Yaklaşık 70-75 sayfahk geniş kapsamlı bir düzenlemeyi içere- cek olan risk yönetim tebliğiyle kredi, faiz, kur, ülke, reklam ris- ki gibi pek çok konuda düzenle- me öngörülüyor. Bankalar Yasası'na göre BD- DK, ancak bir bankanın serma- yesi tükendikten ve yükümlülük- lerini yerine getiremez duruma düştükten sonrabankaya el koya- biliyor. Bir bankanın sermayesi tükenmeden kötü aktiflerinin devralınması için yasa değişikli- ği yapılabileceği belirtiliyor. Fondaki 8 bankayı devralarak daha başta stok sorunlarla karşı karşıya kalan BDDK'nin, 1994 yılında batan TYT, Impexbank ve Marmarabank'm tasfiyesini de üstlenmek zorunda kaldığı or- taya çıktı. Bu 3 bankanın tasfiye işlemlerinin şimdiye kadar an- cak 5'te l'inin tamamlanabildi- ği öğrenildi. BDDK, çok sayıda dava ve if- las masasında tasfiye işleminin zorluğunu dikkate alarak özel mahkemelerkurulmasını istiyor. Adalet Bakanlığı'nın özel mah- keme ya da bir mahkemenin bu konuyla ilgili görevlendirilebil- mesi için yasal düzenleme ge- rektiği görüşü üzerine bir yasa tasansı hazırlandığı, daha sonra üzerinde değişiklikler yapıldığı, son gelinen aşamada ise yasa ge- rekip gerekmeyeceğinin belir- lenmesi için tasannın TBMM Adalet Komisyonu'na gönderi- leceği öğrenildi. Hazırlanan tasanda, özellikle bilirkişilerin kendilerine verilen dosyayı çok uzun süre beklete- rek davalann 7 yıllık zamanaşı- mına uğrayıp düşmesine neden olmalanrun da önüne geçilmek isteniyor. Bu çerçevede bilirkişi- lerin yapacaklan incelemelere bir süre getirilirken bu sürenin bir kez uzatıhnası, eğer bilirkişi raporunu yine de hazırlamazsa bu kişiden dosyannı aluıması öngörülüyor. BDDK, 4422 sa- yılı Çıkar Amaçiı Suç Örgütleri Yasası'na göre, çete oluşturarak bankanın içini boşaltmakla suç- lanan kişüer ya da kurumlarm banka borçlarını ödemeleri du- rumunda suçun ortadan kalkıp kalkmadığına ilişkin tartışmayı sonuçlandmnak için bir hukuk komisyonuna inceleme yaptın- yor. Özel fınans kurumlannın Ban- kalar Yasası'na göre cezai hü- kümler açısındannormal banka- larla aynı olduklan, ancak fona devredilmeleri ve kârpayı hesap- lannın güvencesi gibi durumun söz konusu oknadığı vurgulandı. BDDK'nin ÖFK'lerle ilgili de- netimleri yaptınrken sağlıklı ya- pıya kavuşturulmalan için ön- lemler üzerinde çalıştığı öğrenil- di. Bu konuya ilişkin somut dü- zenlemelerin önümüzdeki gün- lerde açıklanması bekleniyor. Davos'ta yeııi arayışlar... • Baştarafı 1. Sayfada DTÖ üzerinde etkili ola- cak güçlü bir "dûnya çev- re örgütû"nün kuruluş hazırlıklan yapıhyor. Davos Ekonomik Fo- rumu'na çağnlan 36 sivil örgütten birisi olan ve pazartesi günü Birleşmiş Milletler Çevre Progra- mı Başkanı Klaus Töp- fer'in de katılacağı "Do- ğa Riski" konulu panelın konuşmacısı olan Doğal JCaynaklan Savunma Konseyi (NRDC) Baş- kanı Frances Beincke, kurulacak Dünya Çevre Örgütü hakkında Cum- huriyet'e bilgi verdi. Ör- gütün çok etkili olabile- ceğini belirten Beincke, sivil toplum kuruluşlan- na her zaman büyük gö- revler düşeceğini kaydet- ti. Beincke, en büyük en- dişelerinin ise küresel- leşmenin insan haklan ve doğaya verdiği zarar olduğunu belirtti. Dünya genelinde sos- yal ve ekonomik konular arasuıda bir denge kurul- masının önemini vurgu- layan Beincke, "DTÖ politikalannı dengeleye- cek ve insan haklan ile çevre üzerindeki etkileri- ni ortadan kaldıracak güçlü bir mekanizmanın oluşturuhnas) şart Dûn- ya Çevre Örgütü'nün böyksi güçlü bir yapıya sahip olabilmesi için bi- Bmadamlan çahşmalan- m çok kapsamh bir şekü- de sürdürüyorlar" dedi. Beincke, ekolojik den- genin korunması için in- sanlann bilgilendirilme- lerinin her zaman önem- li olacağını belirterek kü- reselleşmenin sağladığı bilgi teknolojisinden ya- rarlanıhTiası ve sivil top- lum örgütlerinin bu ko- nuya ağırlık vermeleri gerektiğine dikkat çekti. Merkezi New York'ta e, iklim •deği- şikliği ile temiz enerji kaynaklannın arttınhna- sı alanında etkinliklerini sürdüren NRDC'nin sa- dece Amerika'da 400 bin üyesi bulunuyor. Toplantılar çerçeve- sinde bir konuşma yapan Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fîsc- her, küresel ekonominin büyüme hızında bir ya- vaşlama öngörüldüğünü söyledi. , - ... ,-ı „ Yılmaz: bveç'ten aıdayış bekliyoruz DAVOS (Cumhuriyet) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı MesutYümaz. Dünya Ekonomik Forumu toplantılan nedeniyle geldıgı Davos'ta Avrupa Birliği Dönem Başkanı îsveç'in Dışişle- ri Bakanı Anna lindh'le görüş- tü. Yılmaz, Lindh'le yaptığı gö- rüşmede Türkiye'nin hazırladığı Ulusal Program, Avrupa Savun- ma ve Güvenlik Kimliği (AGSK) ve Lindh'in Kıbns konusundaki açıklamalannın konuşulduğunu ifade etti. Lindh ise Türkiye ile AB arasuıda gündeme gelecek siyasi konulan 'öhlm cezası, ifa- de özgüriüğü, işkence ve Kürtk- rin diDerinikuflanabihnelerr ola- rak sıraladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Da- vos'taki temaslan kapsamuıda dün AB Dönem Başkanı îsveç'in Dışişleri Bakanı Anna Lindh ile görüştü. Ylmaz'ın Yunanistan Dışişleri Bakanı Vbrgo Papand- reu ile görüşmesi ertelendi. Yıl- maz, Isveç Dışişleri Bakanı Lindh ile yaptığı bu görüşmenin, Ankara'da yapmış olduğu görüş- menin devamı niteliğinde oldu- ğunu ve o günden bu yana yapı- lan çahşmalan anlatarak Ulusal Program'uı hazırlanmasının son aşamada olduğunu ifade ettiğini söyledi. Yılmaz, sözlerini söyle sürdürdü: "Diğer adaj' ülkeler için izlenen prosedüre uygun ola- rak Ulusal Program'ı, Çerçeve Yönetmehgi'nin, AB Konseyi ta- raûndan kabul edihnesini müte- akip vereceğünizi anlatüm. Bu konuda Türkiye'de bazı konular- dauzlaşmazorunluluğununorta- ya çıkbğnu ve bunun da İs\eç ta- rafmdan anlayışla karşüanmas>- m beklediğunizi söylednTL" Isveç Dışişleri Bakanı Lindh'in Kıbns sorunu ile ilgili olarak AB'nin, Kıbns sorununa müdahil olmaması gerektiği yö- nündeki demecini de dile getirdi- ğini belirten Yıbnaz, Avrupa Sa- vunma ve Güvenlik Kimliği ve bu kimlik çerçevesinde oluştu- rulması planlanan Acil Müdaha- le Gücü'nde, Türkiye'nin rolü- nün yeniden değerlendirilmesini beklediklerini söylediğini belirt- ti. Yılmaz, "Kendfleri, AB olarak kendi dönemlerinde yapacakla- nıu,amaasdNATO'nun nihaitu- tumununönem taşKhğınıifade et- tfler" diye konuştu. Yılmaz, bir gazetecinin Ulusal Program'da uzlaşma gerektiren konulann neler olduğunu sorma- sı üzerine, "Bunlar daha çok, st- yasi kriterterle ilgili sorunlar. Bu konuda siyasi iradenin olduğunu fakat zamanlama konusunda ba- zı unsurlann ortaya çıkağuu, bu nedenle ortaya çıkacak metnin zamanlama açısından beklentfle- rinden farklı olabileceğini kendi- lerine söyfedim. Bu konuda, ken- dilerini herhangi bir olumsuz sürprizle karşüaşmamalan için şundidenuyardım'' dedi. Lindh ise'Yümaz'la çokiyi bir görüşme' yaptıklannı belirterek "Türkrye ile AB arasmdaki or- takhk konusunu görüştük" dedi. Lindh, Türkiye ile ilgili Çerçeve YÖnetmeliği'nin muhtemelen şubat aymda görüşülerek karara bağlanacagını ve daha sonra Tür- kiye'nin tepkisinin bekleneceği- ni ifade etti ve şöyle devam etti: "Görüşmeler dahasonra ağutk- h olarak siyasi kriterler üzerine yoğunlaşacak. Türkiye, sh^âkri- terleri yerine getirmek için müm- kün olan gayreti gösterecektir. Si- >asi kriterler görüşmeter acLsın- danönemtL'' Gökdelenlerin gözü Fıılya'da Istanbul Haber Servisi- Beşiktaş Jimnastik Kulü- bü'nün (BJK), Istan- bul'dakı eski mesıre alan- lanndan Fulya Dere- si'ndeki açık spor tesisle- rinin yerine "iş ve tkaret merkezi'' yapma projesi, i- mar ve şehircılik açısından tartışma yarattı. Beşiktâş Belediye Baş- kanı Yusuf Namoğhı, ya- pılmak istenilen tesislerin, "gökdelenier" şeklinde ol- ması durumunda trafiğin ükanabileceğine dikkat çekerken Fulya Deresi'nin Istanbul için bir "yeşfl va- <fi" olarak korunması ge- rektiğini vurgulayan ÇeHk Gükrsoy, konunun hukuk- sal boyutunun üzerine git- mek gerektiğini söyledi. BJK'nin u kurabe gelir sağlamak" amacıyla Fulya Vadisi'nde tasarladığı yüksek yoğunluklu iş, ti- caret ve lüks konut komp- leksinin, "imar ve planla- ma hukuku ilkeleri" açı- sından da mimarlık ve şe- hircilik kurallanyla çelişti- ği belirtiliyor. tmar Yasa- sı'na ve genel şehircilik prensiplerine göre, her tür- lü tesis için öngörülecek projenin öncelikle o böl- gedeki nâzım ve uygula- ma imar planı kararlanna göre düzenlenmesi gerek- tiğini belirten Mimarlar Odası Genel Başkanı Ok- tay Eldnci, son yıllarda i- mar planı hedeflerine ba- kılmadan üretilen projele- re göre uygulama yapıl- masının giderek zorlaştı- ğına dikkat çekerek "Şiim- di de BJK aynı büim dışı davranışın örneğini sergi- lemekiâSyor" dedi. IstanbuFun tüm değer- lerinin kente karşı duyar- sız anlayışlann elinde hız- la yok olduğunu belirten Gülersoy da özetle şu gö- rüşlere yer verdi: "Burası Beşiktâş Spor Kulübü'ne, stat ya da spor teâsâ yap- malan için mi veribnis. Bir şarra tahsis,şartiı bağışsöz konusuysa bedelsiz ya da çok BCUZ verihniştir. Bu amayış, Tekirtlağ'dan Sa- raybornu'na kadar tek ye- şil alan olarak sadece Gfil- hane Parkı'nı bu*alar yeni nesQfcre." Etkînliklerde Ermeni imzası REŞATAKAR LONDRA - Ingiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen 'Soykmm An- maGünü'nde Ermeni temsilcileri de yerlerini alırken Türkiye'nin Lond- ra Büyükelçisi Korkmaz Haktanır, anma etkinliklere katılmadı. Tören- ler sırasında yaklaşık 300 Türk, pro- testo gösterisi yaptı. Fransa'nuı ön- de gelen gazetelerinden Le Figaro, Fransa'yı Ermeni nüfuzunun altmda kahnakla suçladı. Ikinci Dünya Savaşı sırasında Na- ziler tarafından soykınma tabi tutulan Yahudileri anmak için düzenlenen 'Soykınm Anma Günü' etkinlikleri, dün gece Ingiltere Parlamentosu'nda- ki Great Hall'da gerçekleştirildi. Et- kinliklere, aralannda Nazi soykın- mından etkilenen 400 Yahudinin de bulunduğu 2 bine yakın konuk katı- lu-ken sözde Ermeni soykınmı iddi- alannı gündeme getiren 20 kadar Er- meni temsilci de hazn- bulundu. Tö- Tenlere Ingiltere Başbakanı Tony Bla- ir, Ingiliz siyasi partilerinin temsilci- leri, Ingiltere Veliaht Prensi Charles, Ingiltere'deki dini cemaatlarin lider- lerleri ve 60 ülkenin büyükelçileri ka- tıldı. Törene katılmayan tek büyük el- çi ise Ermenilerin etkinlikleri istis- mar ettiğini belirten Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Korkmaz Hakta- mr oldu. Törenleri naklen yayunla- yan BBC-2'de Ermeni iddialanna y- er verilirken Büyükelçi Haktanır'uı, törenlere katıldığı söylendi. Törenle- rin yapıldığı binanın önünde topla- nan 300 kadar Türk, Ermeni temsil- cilerin de anma gününe katılmasmı protesto ettiler. "Türldye'ye çifte stan- dart uygulanryor" şeklinde slogan atan protestocu Türklere, güvenlik güçleri müdahale etmedi. Londra'da dün bir protesto göste- risi de anma töreni öncesinde parla- mento önünde gerçekleştirildi. Kıb- ns Türk Örgütleri Konseyi'ne bağh dernek yetkilileri, Ingiliz hükümeti- nin sözde Ermeni soykınm iddiala- nna boyun eğmesini pankartlarla protesto ettiler. Le Figaro'dan özeleştiri Fransa'mn önde gelen gazetelerin- den Le Figaro, Fransa'yı Ermeni nü- fuzunun etkisi altmda kalmak ve 'evinin önünün süpürmekyerine baş- kalanna ders vermekle' suçladı. Ga- zetenin önceki günkü sayısında Pas- cal Boniface imzasıyla yayımlanan makalede, "Tarih hakkında yasa <p- karmak parlamentonun görevi mi- dn-" sorusu yöneltildi. Makalede, Fransa'nın kendi top- raklan dışmda cereyan eden karma- şık bir tarihi olay hakkında yasa çı- kanrken Gezayir savaşı gibi İcendisi- ni doğrudan ilgilendiren olaylar hak- kında aynı şeyleri yapmayı reddetti- ğine dikkat çekildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada 50'ye yakın bilgi notu, grafik, istatistiksel döküm var. Mühendisler, profesörier, avukatJar, teknik eleman- lar içinde bulunduklan durumu sözden çok, bilgiyte, karşılaştırmalarla aktanmışlar. Durum, gerçekten va- him. Rakamlar, sorunun devlet çarkına kama gibi sap- lanmış, kanayan bir yara olduğunu ortaya koyuyor. Konunun gündemde daha sıcak yer etmesinin ne- deni, Başbakanlık'ta bu yaraya ilişkin ciddi bir çalış- ma yapılıyor olması. Şimdilik bu çalışmadan su sız- mıyor, biz içi sızlayanlara geçelim... Belge yoğunluğunu dikkate alarak mühendislerden başlayalım. TMMOB'nin çalışmasına göre 1/4'teki bir mühendis, Ocak 1991 'de 1 milyon 646 bin lira alryor- du. Bunun dolar karşılığı 646 idi. O yıl 4 kişilik bir ai- lenin asgari geçim tutan 1 mityon 961 bin liraydı. Ma- aşın geçimi karşılama oranı yüzde 99. Ocak 1996'da, maaş 30 milyon 573 bin lira (511 do- lar), 4 kişilik asgari geçim 43 milyon, maaştn bunu kar- şılama oranı yüzde 71. Kasım 2000'de, maaş 330 milyon lira (485 dolar), asgari geçim 580 milyon, maaşın bunu karşılama ora- nı yüzde 57. Devlet Su Işleri'nde çalışan bir grup mü- hendis biraz daha derine inip 50'li yıllardan bu yana yaşadıklan maaş erozyonunu dolar bazında aktanyor: 1950'de 3 bin 670 dolar, 1980'li yıllarda 1360 do- lar, 2000'de 440 dolar. Bir kamu çalışanının maaşının, görevi sırasında elin- de tuttuğu maddi olanakla karşılaştınlması sağlıksız- dır. Ancak Karayollan Genel Müdürlüğü'nden (KGM) bir grup mühendisin yaptığı çalışmayı bilgi olarak ak- taralım: Bir mühendise düşen aylık yatınm 38 milyar, mühendisin ortalama maaşı 302 milyon. Maaşın ya- tınm içindeki yeri yüzde 0.79. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 8. On kat fark var! Bu durumun yansıması olarak KGM, mühendis kay- bına uğruyor. 1994'te yıllık 681 programlı iş, 1138 mü- hendis vardı. 1997'de 1268 işe 1064 mühendis var- dı. 2000'de ilk kez mühendis sayısı binin altına düşe- rek 983'e indi. Mühendislerin kurumlara göre maaş- lannda da dengesizlik var. Merkez Bankası bir mühen- dise 1 milyar 456 milyon, Rekabet Kurulu, Tanm Kre- di Koop. 784 milyon, Hazine, TAEK, TRT, ÖİB 722 mil- yon, TEAŞ, TEDAŞ 537 milyon, lller Bankası 465 mil- yon, TCDD 428 milyon, KGM, DSİ, KHGM 302 mil- yon veriyor. Geçen günlerde bir kpnuşmada BOTAŞ'ın mühen- dislere 722 milyon verdiğini aktarmıştım. Bu kurum- dan da bordro ekJi iki sayfalık açıklama geldi. 14 yıllık başmühendisin maaş bordrosundabir dizi eklenti- kesintiden sonra net şu yazılıydr. 497 milyon 90 bin 787 lira. Bordronun en altında da bant şeklinde 4 kez şu tümce yazılı; Güie^üle harcayınc... ,,.,. ,ui^ Insana yatınm ~ Prof. Özkan Ünver üşenmemiş, 1982'den bu ya- na 17 meslek grubunun durumundaki iyileşmeyi, kö- tüleşmeyi tablolaştırmış. Bu meslek gruplannın maaş sıralamasındaki yerini de tabloya koymuş. Durumu kötüleşenlerin başında profesöfler ve araştırma gö- revlileri geliyor. 1982'de prof. birinci sıradaymış, bu- gün yedinci sırada. Araştırma görevlisi 14.'lükten 16,'lığa düşmüş. Kıdemli albay 4.'lükten 6.'lığa düş- müş. 20 yıldır sürekli son sırada olanlan ise ne yazık ki tahmin etmek güç değil: öğretmenler! Teknikerler de kendi durumlannı gösteren ayn bir tablo yapmışlar. KGM'deki tablo şöyle: 1 - Düz isçi (en yüksek) 1 milyar, 2- Genel müdür 872 mityon, 3- Düz işçi (en düşük) 691 milyon, 4- Genel müdür yardımcısı 534 milyon, 5- Bölge müdürü 500 milyon, 6- Daire başkanı (teknik) 499 milyon, 7- Daire başkanı (idari) 457 milyon, 8- Bölge müdür yardımcı- sı 386 milyon, 9- Şube müdürü (teknik) 382 milyon, 10- Başmühendis 352 milyon, 11- Şef (mühendis) 340 milyon, 12- Mühendis 302 milyon, 13- Şube mü- dürü (idari) 302 milyon, 14- Tekniker 263 milyon. Yer dariığı nedeniyle başta emekliler olmak üzere öteki alanlardaki yersizlikleri aktaramıyoruz. Bu tab- loda bir meslek grubunun ötekini geçmesinin, işçi- memur karşılaştırmasının bir anlamı yok. Kökten bir personel politikası çizmek gerekiyor. Bunu yaparken de bakış açısı şu olmalı: Insana yatınm, en verimli ve kalıcı yatınmdıri ankcum@ttnetnettr "...Eserler liderlerin ölümleriyle son bulmazlarsa tarihsel çizgide sürerler. Yeni kuşaklarca sürdürülürse çağdaş, güıtcel yaşam kazanırlar. Eserler liderierlc beraber gömülmez... Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya" Ve bizce liderler de eserieriyle beraber yaşamaya devam eder... Istanbul Siyasal Bilgiler Fakültesi'nın Kunıcu Dekanı, Büyük Atatürk Devrimcisi, Sevgili Hocamız Prof. Dr. TARIK ZAFER TUNAYA da eserieriyle, öğrencileriyle, az gelişmişlikle savaşan tüm beyinlerde yaşamaya devam ediyor... Bu büyük insanı ölümünün 10. yılında da mezan başında amyoruz. Tüm sevenleri davetlidir. ISTANBUL SÎYASAL BILGILER FAKÜLTESt MEZUNLAR DERNEĞİ Tarih: 29 Ocak 2001 Pazartesi Yer: Aşiyan Mezariığı/Bebek Saat: 1030 BUDAPEŞTE **** 3-7 Mart / 7-11 «an 4OS,YUNANİSTAN 3-9 Mart 475, PRAG 3-7 «an/7-11 Man ZELL AM9EE **** 3-10 Mart S43* 79» * * * * * 3-10Mart 119O, ACHENSEE **** 3-10 «an 649» BUDAPEŞTE VİYANA-PRAG stiklal Cad. 81/1 ıksim-ISTANBUL Nüfiıs cüzdarumı kaybettim. Hükümsûzdür. KUTSAL YUSUF ÖKTÜL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle