17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 2001 PAZAR CUMHURİYET SAYPA HABERLER Nâzını içkı fldan • İstanbul Haber Servisi - Sosyalist tktidar Partililer, Nâzun Hikmet'in vatandaşlıktan çıkanlması yolunda Menderes hûkümetinin aldığı karann iptali ve Nâzım Hikmet'in anısını yaşatmak için bugün Nâzım Ormanı'nda fıdan dikecek. İzırâ* Barosu'ndan destek • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Izmir Barosu Başkanı Noyan Özkan, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nun, F tıpi cezaevlerini protesto etmek yönünde bir karar almadığını belirterek "Baronun böyle bir karan olsa bile, Adalet Bakanlığı'nrn bunu yasadışı nitelemesiyle soruşturma açtırmak gibi bir hakkı yoktur" dedi. TBMM'nin masraflam • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'de makama tahsisli araçlara 11 ayda 171 milyar 882 milyon 882bin5121irahk akaryakıt ve bakrm- onanm masrafi yapıldığı bildirildi. TBMM Başkanı Ömer lzgi, FP Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, makama tahsisli araçlar için 1 Ocak-30 Kasım 2000 tarihleri arasında 134 milyar 446 milyon 201 bin lira akaryakıt, 37 milyar 436 milyon 681 bin 512 lira bakim ve onanm olmak üzere 171 milyar 882 milyon 882 bin 512 liralık masraf yapıldığını kaydetti. Kaçakçılara suçüstü • ANKARA (AA)- Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, silah kaçakçılığı yapan bir şebekeyi ortaya çıkardı. Bir istihbaratı değerlendiren ekipler, toplu silah kaçakçılığı yapan Ünal A. ve Ramazan A.'yı gözaltına aldı. Bu kişilerle bağlantısı olduğu belirlenen Hasan H., Murat Y, Erkan K., Sinan T., Mehmet Ali A. ve Hacı K. yakalandı. Ekipler, bu kişilenn işyerlerinde yapılan aramalarda 8 tabanca ve 510 adet fişek ele geçirdi. Uyduiçin yeniiıale • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanı Sabahattm Çakmakoğlu, daha önce Fransız ALCATEL Firması'na verilen, Ermeni soykınm yasasının kabul edilmesinin ardından iptal edilen istihbarat uydusu için yeni ihale açılacağını söyledi. Gazeteciye dayak • BATMAN (Cumhuriyet) - Batman'da yayımlanan Ileri gazetesinin genel yayın yönetmeni Kerem Korkmaz, iki kişinin saldınsına uğradı. Önceki gece saat 21.00 sıralannda gazetenin bürosunda gerçekleşen olay sırasında vücudunun çeşitli yerlerine aldığı darbelerle yaralanan Korkmaz, Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Korkmaz, saldınyı yapanlan tanımadığını söyledi. BufFalo operasyonu kapsamında 'Drej Ali' lakaplı Ali Yasak da İstanbul'da gözaltına alındı BürokraÜar sorgulanıyorANKARA / tSTANBUL (Cumhuriyet) - Yurtdışından sahte belgelerle yurda kaçak et sokan İshak Romano'nun sa- hibi olduğu Inter Gıda Şirke- ti'neyönelik başlatdan "Bufia- to* operasyonunun bûrokratla- ra yönelik gözaltılan sürerken, soruşturma çerçevesinde ye- raltı dûnyasmdan "Drej AK" lakaplı AK Yasak da gözaltına alındı. Yasak'ın, kaçakçılık şe- bekeleri arasmdaki anlaşmaz- lıklan "kendi yöntemnie çöz- • Polis, Ali Yasak'ı kaçakçılık şebekeleri arasındaki anlaşmazlıklan "kendi yöntemiyle çözdüğü", bunlardan haraç aldığı savlan üzerine gözaltına aldı. Yasak'ın Romano'un yaralanması olayıyla da ilgisi olduğu belirtiliyor. düğü", bunlardan haraç aldığı ve Romano'un yaralanması olayıyla ilgili olarak gözaltına alındığı bildirildi. Kaçakçıh- ğm kamuayağında ise gözaltı- na alınanbürokrat sayısı 23'ye yükseldi. Buffalo soruşturmasını yü- rüten Ankara DGM Savcısı Hakan Kızüasbuı'ın talımatı doğrultusundagözalnnaalınan bürokratlann, kaçak et ithal edihnesi olaymda müfettiş ra- poruyla görevlerini ihmaî et- tikleri ve kaçakçılık yapan or- ganize suç şebekesine yardım- cı olduklan belirtiliyor. Soruşturma çerçevesinde Dış Ticaret Müsteşarhğı Ser- best Bölge Genel Müdûrü MehmetDemirel, Tanmve Kö- yişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdûr Yardım- cılan Hulusi Ötebay, İsmail Mert, Tanm Bakanlığı Teşki- latlanma ve Destekleme Genel MüdûrYardımcısı TürkanTez- can, Dış Ticaret Müsteşarhğı Serbest Bölge Daire Başkanı Çoşkun Gümüşçü. Dış Ticaret TBMM 'Sahte oy ve silah' kavgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda içtüzük değişikliğinin görüşmeleri sırasında bazı MHP ve DSP milletvekillerinin "sahte oy" kullandıklannra saptanmasıyla başlayan tartışma sona ermedi. FP ve DYP, sahte oy kullanan milletvekillerinin teşhiri için TBMM Başkanı Ömer Izgi'nin tutanaklan açıklaması için harekete geçti. FP Grup Başkanvekili Avni Doğan, oylama sırasında sahtecilik yapıldığrnı saptadıklan için "süahh" MHP milletvekillerinin FP'lilerin üzerine yurödüklerirti"3 > • ?•''••• savundu. Doğan, TBMM binasına silahla girişlerin engellenmesi için önlem alınmasmı istedi. ÇtZMEDEN YUKARI [email protected] MUSA KART Gaffar Okkan ve 5 polis memunına suikast düzenkyen teröristlerin, Şehitiik Camii'nde buluştuğu ve buradan eylem noktalanna dağddıklan saptandL BİR BÜYljĞUMü- r-he Terörle savaşımın, her kesimin bir numaralı sorunu olması gerektiğini söyledi Ceyhan Mumcu'dan partîlere çağrı İstanbul Haber Ser- visi - Bombalı saldın sonucu yaşamım yiti- ren gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun ağabeyi. avukat Cey- han Mumcu, artık tü'm siyasal partilerin tek, ortak ve bir numaralı sorununun terörle, ci- nayetlerle mücadele olması ge- rektiğini söyledi. CHP Gaziosmanpaşa Ilçe Örgütü'nce düzenlenen Uğur Mumcu'yu anma toplantısmda konuşan Mumcu, Uğur Mum- cu, Doç. Dr. Bahriye Üçok, Prof. Dr. Muammer Aksoy. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışla- h'mn, birbirleriyle ters düşmüş insanlar ohnadığmı ifade ede- rek "Onlar 27 Mayıs'ı, 12 Mart'ı, 12 EyHil'ü, benzer dfl- de,tavniayaşamış, mücadelesj- ni vernüş kimselerdi. Eğer Ak- • Uğur Mumcu'yu anma toplantısmda konuşan Ceyhan Mumcu, "Aksoy'un, Mumcu'nun önerilerine kulak verilseydi, IMF'ye borçlamp faturasını altematifsiz emekçi kesimlere ödetmezdik. Onlar, dış borç batağıyla nereye gidildiğini, Türkiye Cumhuriyeti hûkümetinin en büyük handikapımn aşırı borçlanma olduğunu biliyorlardı" dedi. soy'un, Mumcu'nun önerileri- ğunu yazdığını anımsattı. ne kulak verilseydi, bugün IMF'ye gırtlağımıza kadar borçlamp faturasını alternatif- siz emekçi kesimlere ödetmez- dik. Onlar, dış borç batağıyla nereye gidildiğini, Türkiye Cumhuriyeti hûkümetinin en büyük handikapının aşınborç- lanma olduğunu biliyorlardı'' diye konuştu. Mumcu, Uğur Mumcu'nun, yaşarken hep terörden bu ülke- ye, halka dostluk olmayacağı- m, terörün çıkmaz sokak oldu- 12 Eylül ve 12 Mart'ta, baş- ta aydınlar ohnak üzere 5 bin msanımızın öldürüldüğünü vurgulayan Mumcu, 12 Eylül döneminin yaptığı ilk işin, CHP'yi, ikinci işin ise Ata- türk'ün vasiyetini çiğneyerek Türk Tarih ve Türk Dil kurum- lannı kapatmak olduğunu ifa- de etti. Ülkemizde kardeş kavgası- nın hiç durmadığına, PKK, Hizbullah ve faili meçhul cina- yetler sonucu, yaklaşık 50 bin yurttaşımızın öldürül- düğüne dikkat çeken Mumcu, "Ama bir de CHP öncülüğünde 1923-1950 süredne ba- kalım. Mustafa Suphi olayıdışındabu dönem- de hiçbirfailimeçhulci- nayet yok. O dönemde yurdun her yerinde in- sanlargüvenve huzuriçindeya- şryordu. Bu ülke kalkmdıysa kaOanmanın bedeB, ohık ohık kan, emniyet müdürterine ka- dar çıkan cinayetier ohnama- hydı'' dedi. Kardeşi Uğur Mumcu'nun, "BenAtatürkçü- yüm, antiemperyaBstim,yobaz- hğa karşryun" derken sonunu gördüğünün altmı çızen Cey- han Mumcu, "Mumcu, Aksoy, Üçokve Kışlau, kendikrine bir hal olsabfle,Anadohı toprakla- nnın, kendilerini aşacağuıı biB- yorlanh'' diye konuştu. Müsteşarhğı Avrupa Serbet Bölge Müdürü KenanTaşkent- li, Tanm Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı HaKl Danaoğlu, Tanm Bakanlığı Koruma Kontrol Daire Başka- nı Füiz Soydal, Mersin Serbest Bölge Müdürü Erol Taşyürek, yardımcılan Erol Moğul, Ha- san Hüseyin Anl. görevliler VeysdAltay,MustafaYıldırun, gümrük muhafaza memuru Mehmet Bucak, Mardin Ser- best Bölge Müdürü Yusuf Yü- dız. memur Şevket Ala- göz, Mersin 11 Tanm Mü- dürü ZaferNergb, Mersin Bölge Müdürlüğü'nde şef Mustafa Yıldırun, güm- rükte kolcu olarak görev yapan YaşarYüdmm, Ta- nm Bakanlığı Müşaviri NazifAslan ile bu kurum- larda görevli memurlar gözaltına alındı. Bürokratlann Ankara Emniyet Müdürlüğü Ka- çakçılık ve Organize Suç- lar Şube Müdürlüğü'nde- ki sorgulamalan sürüyor. Kaçakçdık Dairesi ekip- lerinin yanı sıra DGM Savcısı Hakan Kızılas- lan'm da emniyete gele- rekbizzat sorguya katıldı- ğı kaydedildi. Yetkililer, soruşturmada adı geçen bazı görevlilerin emekli olduğunu, bazılannın da görev yerlerinin değişti- ğini kaydederek, yer tes- pitine göre sayının ilerle- yen günlerde 40'ı aşabile- ceğini bildirdiler. Drej Ali gözaHmda Soruşturmayla ilgili olarak "Drej AK" lakaplı Ali Yasak da İstanbul'da gözalnna ahndı. Drej Ali'nin kaçak et şebekesi içindeki gruplar arasında- ki anlaşmazlıklan kendi yöntemiyle çözdüğü, bu gruplardan haraç aldığı ve şebeke lideri Roma- no'un yaralanması ola- yıyla ilgili olarak gözaltı- na alındığı bildirildi. Ya- sak'ın bazı adamlannın da olay nedeniyle arandı- ğı kaydedildi. Soruşturma kapsamın- da Mersin'de gözaltına almanbürokratlardan 7'si gece geç saatlerde Anka- ra'ya getirildi. Bürokrat- lar, sabah saatlerinde Ke- çiören Adli Tıp Kuru- mu'nda sağlık taramasın- dan geçirildi ve daha son- ra sorgulanmak üzere An- kara II Emniyet Müdürlü- ğü'ne götürüldü. Drej Ali kimdir? 1958UrfadoğumluAli Yasak, Urfa Eğitim Ensti- tüsü'nde okuduğu yıllar- da Ulkücü Gençlik Der- neği (ÜGD) Başkanlığı yaptı. Değişik suçlardan 2 yıl cezaevinde kalan Ya- sak, daha sonra 'ulkücü mafya lideri' olarak yeral- tmdâ adını duyurmaya başladı. Susurluk Rapo- ru'nda Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in yönlen- dirdiği Abdullah Çatta, Hahık Kırcı, Sami Hoş- tan, Mehmet Gözen, Ala- attin Çakıa gibi ısimler arasında yer alıyor. IRMIKI AYDIN ENGİN [email protected] Yazılması gereken ne çok yazı var(dı). Bir pazaryazısı olduğunaal- dırmaksızın 100. gününü dol- duran ölüm oruçlan üstüne yazılmalıydı. Samsun'dan te- lefon edip "Siz de sustunuz Engin Bey" diyen babanın sımsıcak serzenişi göğüslen- meliydi. Edirne'den, Sin- can'dan Izmit-Kandıra yolun- dan yükselen ve artık hiçbir gazete sayfasında, hiçbir TV ekranında yankılanmayan ve gitgide cılızlaşan çığlıklaroku- rayansıtılmalıydı... Sonra Davos Forumu'na karşı taa Brezitya'dan, Porto Alegre'den yükselen sese ku- lak verenler kervanına katıl- mak vardı. Sonra Diyarbakır'daki "Ali Gaffar olayı" ele alınmalıydı. "Kafa tutan kent" Diyarba- kır'daki cenazeolayı öyle, top- lumsal duyartığın medya des- tekli bir kabarması filan gibi- sinden genel geçer bir değer- lendirmeyle geçiştirilebilecek Arkadaşım Zeytini Yazmış, Kıskandım... birolgudeğil... Bütün bunlar yazılmalı.. idi! Yazılacaktı da... Eğer Artun Ünsal şu kitabı yazmasaydı. "Şu" dediğim kitap masa- mın üstünde. Dün gece de elimdeydi. Kıskançlıktan çatır çatır çattama raddelerinde sayfalannı çevirdim. Tanımlan- ması olanaksız güzellikteki fo- toğraflanna baktım. Döndüm bir daha baktım; sayfayı çe- virdim; vazgeçtim; geri dönüp bir daha baktım. Sonra kitabın sayfalann yu- muldum. Yazılar beni elimden tuttu, çocukluğuma, delikanlılığıma taşıdı. ölümsüz ağacın gölge- sinde öğle uykulanna yattım. O iri, karatanelerden sızan bü- yülü sıvının tadı, parmak uçla- nma sinişmiş kokusu, Küçük Menderes Ovası'nı kuşatmış dağların güneye bakan ya- maçlan; katırtırnaklan, bodur meşeler, pımal, köknarve kes- tanelerin hemen altından baş- layıp ovaya kadar yayılan o "ölümsüz ağaç" ormanlan... Zeytin'den söz ediyorum. Ağacından, yağından ve şiirin- den... Yazık! Zeytini; zeytininyağı- nı, prinasını, sabununu, büyü- sünü ve şiirini yazma sevinci- ni Artun Unsal elimden kaptı. Arkadaşımdır, övünürüm. Amayine de kıskançlığımı diz- ginleyemiyorum. Yapı Kredi Yayınlan'nm ye- ni kitabı bu. Aynı yayınevi için daha önce "Süt Uyuyunca"yı yazmış, peynirin öyküsünü bi- zimle bölüşmüştü. Keyifle okumuş ama kıskanmamış- tım. Şimdi öyle mi ? Adından başlayalım: Ölöm- sûz Ağacın Peşinde... Terzi Sadık, yükselince Su- batan Yaylası'na ulaşan ya- maçlardaki koca zeytin ağacı- nı gösterip anlatmamış mıydı; - Işte bu zeytin. Dalına sa- lıncak kunıp içine minder dö- şemişler. Ninemin ninesiniya- tınp zeytin toplamaya gitmiş- ler. Ip çözülmüş, ninemin ni- nesi düşmûş. Ayağı topal kal- mış. Adı Gülhanım'mış. Nine- me, TopalGülhanım'ıntonınu denmesi ondanmış... Buyur bakalım. Terzi Sa- dık'ın ninesinin ninesi benim neyim olur? Kaç yıl önce ya- şamış. Dalına salıncak kurup Gülhanım'ı uyuttuklan zeytin o zamanlar kaç yaşındaydı a- cep? Homeros anlatır ya ha- ni. Hani Tlomos (Bozdağ)yay- lalannda yaşarken çağn gelin- ce Troya'nın yardımına koşan savaşçı kavimler vardı. Acep onlar, Gülhanım'ın sahncağı- nın kurulduğu zeytinin gölge- sinde mola vermiş, azık tor- balanna o ağacın zeytininden koymuşlar mıdır? Bu sorulan küçücük bir oğ- lanken kendi kendine soran Aydın Engin, zeytini yazıp ki- tabının adını da "ölümsüz Ağacın Peşinde" koyan arka- daşını kıskanmaz da ne yapar. Lise öğrencisiyken kısacık yanyıl tatillerinde "Rafet Yan- bastı Son Modem Zeytinyağı Fabrikasrnda çuval kâtipliği yapmış; sabahleyin o fabrika- nın düdüğü ile uyanmış; koca değirmen taşlannın öğüttüğü zeytin hamurunda öbeklenen yağlara koca bir ekmeği uzun- lamasına basıp, yağı iyice em- dirip, üstüne kırmızı biberser- pip, fınna sürüp, Ege'nin bin (kaç bin?)yıllık ırgatyemeğinin tadını almış bu gazeteciye ya- pılır iş midir bu kitap? Yazık! Zeytinin kitabını ben değil, arkadaşım yazdı. Üste- lik benim beceremeyeceğim kadar güzel yazdı. Bana da kala kala şu mızmız pazar yazısı kaldı. POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Tutam Sevgi... Ağacın duruşu esen yeii mi gösterir, yoksa uzun soluklu bir sevgiyi mi? Geçen yıllar insanı nedensebirbaşkaevreneta- şıyor, ellerimizin erişemediği yerlerde belki de aydınlanmak istiyor yüreğimiz... Bir çocuğun bakışları, tüm güzellikleri topladığı saatlerde umutiann yeniden kartopuna dönüş- mesi karşısında nedense buruk bir acıyı berabe- rinde getiriyor... O çocuk yanına yaklaştığında annenin, düşleri- mizle avunmaya başlıyoruz... Çekingen ve ürkek yakınlaşmalardan hiç bık- madık. Yılgınlığı bir yaşam biçimine dönüştürdük... Bak çocuğum iyi dinle: Fırtına, toprağın brttiği mavi bir aydınlığın iz- düşümüdür şimdi... Gözlerimizde bitmeyen o sevda, yeryüzünün hiç bilmediği solukian bir bilinmeyene götüren yer- dir... Aşklar ve sevgiler bitmiştir!.. Karanlık seslerde çoğalan, yaşam değil ölüm- dür!.. Yollar boştur, yalnızlık çağdaş uykusundadır... Adını unuttuğum bir sokakta Apollinaire'nin rüzgânnın söndüremediği kızıl saçlı meşale, onur ve sonsuzluğun çifte darağacıdır... Közlenmiş ve kenarlara yığılmış bir gökyüzü, es- ki zaman masallannı anlatır sana!.. Fenetierin yandığı san şafakta siyah gözlü bir kadın, bir çocuğun minik ellerinde umudun kilidi- ni açmayaçalışır... Bilir misiniz umut zorlu ve depdelidir. Sonsuz bakışlar ise kınlgandır... Yaşamın içinde hiçbirini ayırt edemeyen toplum, alışılagelmiş cinayetlerde, suikastlarda kendi alın- yazısını görür, acının ve sevincin içinde kaybo- lur... Sulanna asma vuran ırmaklar hüznün çepeçev- re kuşattığı saatlerde, kara ormanlann sessizliğin- de buluşturur hepimizi... Bir çocuk gülüşü gömnek isteriz!.. Bir tutam sevgiyi aranz!.. • • • Giuseppe Ungarette'nin dizelerinde dünyanın ölümsüzlüğünü öğrenen bir çocuk, mas&lımsı düşlerie büyüyor, gerçeğin alfabesini taşlann ça- murlu yivlerinde anyor... Zamanın sapağındaki savaş tannlan kan gölün- de kendi çıkarlan için hesap yaparken bir çocuk, kış bahçelerinden topladığı yabanıl çiçeklerie avu- nuyor... Günler geçiyor, aylar!.. İçinde kin ve nefret tohumu ekenler, kendi kıs- kançlık ağlannı örmeyi sürdürüyor... Ay kaçıyor, yıldıziar korkuyor!.. Ağaçlardan düşen elmalann kokusu yerküre- nin gizemine kanşıyor... Bir kuş konuyor ağacın dalına, görüyor musun çocuk? Sevgili sanagülümsuyorsisli birgünün sabahın- da... Işkencelerden geçmiş, sorgulanmış, demır par- maklar arkasına atlmış çocuklanmız, bağlaşık bir çığlık gibi düşlerin pıhtısında karşımıza dikili- yorl. Bak çocuğum sana bir şeyler anlatacağım: Bu gece ayın tırmanışını seyret!.. Yıtik bir seferi izleyen ben, kaybolan yıllann acı- sını seni gözetleyerek gidereceğim!.. Umudunu hiç yitirme!.. Yaşama sımsıkı sanl!.. Ellerimin erişemediği yerlerde yüreğini hep ay- dtnlık ve sımsıcak tut!.. Ayak seslerinin yankısı, suçlannın rüzgânyta bu- luşsun!.. Gözlerin hep ama hep sevda aleviyje tu- tuşsun!.. Sevgisiz olma!.. Kimseye ihanet de etme!.. Yaşamın boyunca, kendisini tann olarak gören, her şey iki dudağı arasında olan, ufacık dünya- lannda sevgisizlik ören çok insan tanıyacaksın!.. Sakın korkup yılma onlardan!.. Mücadele et!.. Benim de kimi zaman içimi buz keser, yılgınlık yaşam biçimim olur!.. Bir süre sonra anlanm ki yanlış yoldayım!.. Unutma, yaşam zincirinin halkalandır bunlari.. • • • Ağacın duruşu esen yeli mi gösterir, yoksa uzun soluklu bir sevgiyi mi? Gökyüzüne bakıyorum... Avluda çocuklar oynuyor!.. Bir çocuk, mavi gözleriyle sevginin tomurcuğu- nu patlatıyor... Başını okşuyorum!.. Diyorum ki: "Dinle, bak gökyüzü soluyori" Geç mi kaldık güç yüklü bir yaşamın heyecanlı yıldızlannı toplamak için! Hüzün çöküyor her yere çocuğum; kıskançlık uygun adımlarla ileriiyor... Ne diyorsun çocuğum? hikmetcetinkayaa cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhurryet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞİ:NECLA Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ilgilenmedı, on dört yaşında yaşamın kirli sulannda yok olup gıttı.. Sisli ve sofuk bir Dıyarbakır akşanuydı. Karanlığın gri gölgesi evlenn, caddelerin, sokaklann üzerine düşüyordu . Çağ Pazartama A.Ş Tûrkocağı Cad No 39/41 ^ Krtap kulübu (34334)Cağaloğiu-lstanbul Tel- (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle