17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2001 CUMARTESİ HABERLER Boğazjartia gemi trafîğine öntero • ANKARA(AA)- Denizcilik Müsteşarlığı tarafından kurulması öngörülen Istanbul ve Çanakkale boğazlanndaki ulusal ve uluslararası gemi trafik sisteminın yapımına ilişkin inşaat çalışmalarına, yarın Istanbul Boğazı'nda yapılacak törenle başlanacak. Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu tarafından temeli atılacak sistemın yapımı. daha önce uluslararası ihale ile seçilen ABD'li Lockheed Martin firması tarafından gerçekleştirilecek. Yaklaşık bir yıl içinde tamamlanması öngörülen sistemin devreye alınmasıyla birlikte, boğazlarda zaman zaman meydana gelen deniz kazalan büyük ölçüde önlenerek gemilerin geçiş güvenliğı daha kontroüü yapılacak. Gerekli finansmanı Denizcilik Müsteşarlığı öz kaynaklanndan karşılanacak proje için yaklaşık 20 milyon dolar harcama yapılacak. Kore gazilerine takdir belgesi • VVASHINGTON (AA) - Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde düzenlenen bir törenle Kore Savaşı'nda çarpışan Türk birliginin 20 üyesine Amerikan Savunma Bakanlığı'nuı takdir belgesi verildi. Türk, Amerikan ve Kore milli marşlannın dinlendiği törende, Amerikan Savunma Bakanlığı Pentagon'un 50. Yıl Kore Savaşı Anma Komitesi Başkanı General Nels Running, Türk askerlerinin Kore'deki kahraman mücadelesının bir efsane yarartığını söyledi. AB temsilciliğine yoğun başvuru • ANKARA(ANKA)- Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin tartışmalar sürerken üyelik çahşmalan nedeniyle kadrosunu büyütmek isteyen AB Komisyonu Temsilcilıği'nin gazetelere verdiği ilan ügi gördü. Başvuru süresinin henüz sona ermemesine karşın şimdiye kadar AB Temsilciliği'ne 300 kişinin başvurduğu öğrenüdi. AB Temsilciliği, ilk aşamada dört sektör uzmanı, bir enformasyon görevlisi ve bir sekreter olmak üzere beş eleman alacak. Başvuru süresi 29 Ocak'ta sona erecek. ÜDS, 31 MarTta • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Doçent adaylannın gireceği. Dniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı (ÜDS)31Mart2001 tarihinde yapılacak. Sınav başvurulannın 29 Ocak-9 Şubat 2001 tarihleri arasında kabul edileceği belirtıldi. ÜDS'de 100 üzerinden 65 veya daha fazla puan alan doçent adaylan başanlı sayılacak. Yabancı dil koşulunu karşılamak için doktora ve sanatta yeterlik sınavınagirecek öğrencilerin de ÜDS'den 100 üzerinden en az 50 puan almalan gerekiyor. Antipersonel kara mayınlan, heryıl hinlerce insanın sakat kalmasına yol açıyor Mayın bulan bakteriABD'li bilim adamlan, geçenyıl, maytn- ların yerini belirlemeyi büyük ölçüde kolay- laşûran bir bakteri üretti. Sürekli olarak kü- çük miktarlarda patlayıcı madde "TNT" sızdıran bakteriler sayesinde mayın tespit edilebiliyor. Bakteri sıvı bir kanştm haline getirildikten sonra el pompası, uçak, heli- kopter ya da rraktörlerle toprağa sıkılıyor. Gündüz yapılan bu işlemden sonra havanın kararması bekleniyor. Karanlıkta, aynı böl- ge lazer ya da UV ışığıyla aydınlatılınca mayın varsa ışık yanıp sönmeye başhyor. Topraktakitehlike O nceleri savunma, daha sonra saldın amacıyla kullarulan kara mayınlanna karşı Türkiye'de ilk kez kampanya başlatıldı. Kampanya, özellikle sınır bölgelerine gömülen mayınlann temizlenmesi ve mağdurlann tedavi edilmesi amacını taşıyor. ÖZKANGÜVEN Her yıl dünyada yüzlerce insanın ölümüne, bir o kadar da sakat kalmasına neden olan kara mayınlan (antipersonel kara mayınlan) Türkiye'de de masaya yatınlıyor. Bugüne kadar yüzlerce sivil toplum kuruluşunun antipersonel mayınlara karşı yürüttüğü kampanya Türkiye'de de başlatıldı. "Mayınsz Bir Türidye" adı verilen kampanya, Türkiye'nin özellikle sınır bölgelerinde toprak altnıa gömülen mayınlann temizlenmesi ve mayından etkilenen insanlara yardnn edilmesi amacını taşıyor. Türkiye mayınların kullanılmasını, *-•' üretilmesini yasaklayan Ottavva Antlaşması'na henüz imza atmazken, insanHaklan Derneği'nin başlattığı Mayınsız Bir Türkiye Kampanyası'na Isviçre'nin 48 sivil toplum örgütü destek veriyor. IHD Genel Merkezi tarafından bu ay içinde başlatılan kampanya kapsamında antipersonel mayınlarla ilgili olarak seminerler, paneller, düzenlenecek, afışler asılacak ve mayınların tehlikeleri kamuoyu önüne getirilmeye çalışılacak. Türkiye'nin stratejik noktada olması ve terör örgütü PKK ile yaşanan çatışmalardan dolayı özellikle sınır bölgelerine PKK ve gûvenlik güçleri tarafından çok sayıda 4 » * patlamamış mayın döşendiği ileri sürülüyor. PKK'nin elinde ne kadar antipersonel mayın bulunduğu bilinmiyor. Ancak bu durum bölgedeki insanlar için büyük tehlike oluşturuyor. Prenses Diana acımasız savaşların kurbanı çocuklara kucak açmasıyla tanınnuştı. Askeri amaçlar için kullanılan antipersonel mayınlar 7 'eraltına veya yerüstüne yerleştirilebilen ve insanla kontak sonucu kendiliğinden patlayan antipersonel mayınlar, geleneksel olarak askeri savunma amaçlı kullanıhyor. Ancak günümüzde bir saldın aracı haline dönüşen kara mayınlan, özellikle sivil halkı tehdit ediyor. Antipersonel mayınlar, yılda 26 bin insanın ölümüne ve sakat kalmasına neden oluyor. Halen 70 ülkede yaklaşık 70 milyon adet kara mayını toprak altında bulunuyor. Antipersonel mayınlannın ortalama maliyeti 3 dolar. Bunlar toprağın altına kolayca yerleştirilebiliyor. Yollara, patikalara, tarlalara, binalann içine, su kanallanna, köprülere, ormanlara.. her tarafa yerleştirilebiliyor. Bir mayının çıkanlması ve imha edilmesi oldukça pahah. Bir mayın 300 ile bin dolar arası bir masrafla bulunup yok edilebiliyor. Teknolojik gelişmeyle birlikte üretimi ve toprağa yerleştirilmesi ucuz mayınlann yerine gittikçe daha gelişmiş mayınlar üretiliyor. Bunlann temizlenmesi ve imha edilmesi de daha güçleşiyor. Klasik mayınlann üretimi 3 ile 27 dolara mal olurken gelişmişlerinin maliyeti 50 kat daha fazla. Mayınlann yasaklanması gündeme geldiğinden bu yana mayın üreten 54 ülkeden yalnız 16 ülke üretimini sürdürüyor. Irak hariç tüm mayın ihracatçılan faaliyetlerini durdurmuş bulunuyor. SONUÇLARI KORKUNÇ Mayınların en büyük etkisi çocuklara ~Y'J r ara mayınlannın varlığı ve J y bunlardan sakatlanan, vücutlannda .X A^ derin yara izi kalan insanlar toplum içinde ciddi sorunlarla karşılaşarak yaşamlanru sürdürüyor. Claymore Type68 Kelebek Her yıl ölen ya da sakat kalan mayın kurbanlanndan 8 ila 10 binıni çocuklar oluşturuyor. Mayınlar kol, bacak ve gözleri vuruyor. Yarahlar çok kan kaybediyor. Aile fertlerinden birinin mayın sonucu ölmesi durumunda çocuklar ailenin geçimini sağlamak zorunda kalıyor. Mayınlardan sakat kalarak yaşamım sürdüren çocuklar, kısa aralıklarla protez değiştirmek zorunda kalıyor. Çok az sayıda aile, yüksek miktardaki tıbbi sorunu çözebiliyor. Mayınların patlaması sonucu ölen hayvanlann leşleri değişik bulaşıcı hastahklann taşıyıcısı olan haşere ve sineklerin ortaya çıkmalanna neden oluyor. Mayından dolayı insanlar temizsu kaynaklanndan mahrum kalıyor. Mayınlann varlığı ve bunlardan sakat kalan, vücutlannda derin yara izi kalan insanlar toplum içinde ciddi sorunlarla karşılaşarak yaşamlanm sürdürüyor. Bu da diğer insanlarda, sürekli sıranın kendisinde olacağı düşüncesini yaratıyor. Vücutlannda derin yara izi kalan insanlar toplum içinde ciddi sorunlarla karşılaşarak yaşamlannı sürdürüyor. Kadınlar evlenemiyor, evliyse kocalan tarafından terk ediliyor. Birleşmiş Milküer, yılda 85 bin maym topluyor. Her hafta çoğu shil 200 kişi mayın patiamasıyla can veriyor. OttmvaAntlaşması'na imzayok ~T7' ısa adı Ottavva Antlaşma- J y sı olan "Antipersonel J L V . Mayınlannın Kullanımu Depolanması, Başka Yere Taşın- masını Yasaklayan veBu Silahla- rm İmha Edilmeleri Sözleşme- sj*ni Türkiye henüz imzalamadı. Birinci Dünya Savaşı'ndan itiba- ren kullanılmaya başlanan anti- personel mayınlar, îkinci Dünya Savaşı'ndan sonra başlayan so- ğuk savaş yıllan boyunca karşı- lıklı olarak ateşlendirilen bölge- sel savaşlar sırasında kontrolsüz bir şekilde yayılarak insanlığı tehdit eden bir silah haline geldi. Özellikle Iran-Irak savasında, eski Yugoslavya'da yaşanan sa- vaşlarda da mayınlar aşın dere- cede kullanılınca ve kurban sayı- sı artınca buna "dur" demenin yollan aranmaya başlandı. 1991 yılında Avrupa'da ve ABD'de birkaç sivil toplum kuruluşu ha- rekete geçerek bir kampanya başlattı.Bu kampanya bir yılda büyüyerek uluslararası bir hare- ket haline geldi. Yûkûmlûlükler 1997 yılında Oslo'da uluslara- rası bir antlaşma metni imzalan- dı. Kanada'nın Ottavva kentinde imzaya açılarak Mart 1999'da Ottavva Sözleşmesi yürürlüğe girdi. Şimdiye kadar bu antlaş- mayı 139 ülke imzaladı. 107'si de onaylayarak uygulamaya ge- çirmeye başladı. Antlaşmanın getirdiği yükümlülükler özetle şöyle: • Antlaşmaya taraf olan devlet asla ve hiçbir koşulda antiperso- nel mayın kullanmayacak, üret- meyecek, geliştirmeyecek, satın almayacak, depolamayacak, ta- şımayacaktır. • Toprağa yerleştirüenler ve de- poda bulunan maymlar belli za- man dılimlennde imha edilecektir. • Taraf olan devlet, 4 yıl için- de stoklarda bulunan tüm mayın- lan imha etmek zorundadır. • Bu antlaşmanın hayat bul- ması ve imzalayan devlet tara- fından ihlal edilmemesi için çok sıkı ve kolay harekete geçebile- cek mekanizmalan vardır. Bu antlaşmanın ev sahipliğini BM Genel Sekreteruğı yapmaktadır. Antlaşmaya taraf olduğunu ilan eden devletler ulusal çapta da ba- zı askeri planlamalan ve yasal değişiklikleri yaparak ihlallerin gerçekleşmesi durumunda cezai yaptmmlara gitmek zorundadır. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOGLU Zor Giinler... "Aydın" kimdir? Bir tanım da ben yapayım: Ay- dın, kişisel yazgısını ülkesininyazgısıylaözdeş gö- ren, ülkesinin sorunlannı anlayıp çözümlemeye çalışan kişidir. Tanımı daha da genişletip şöyle di- yebiliriz: Aydın, kendini irvsanlık tarihinin belli bir döneminde o tarihin ve dönemin bir parçası ola- rak kavrayıp her şeyin daha doğru, daha iyi olma- sı için sorumluluk duyan, çaba harcayan kişidir... Aydın olmanın sadece bir istek, bir niyet ya da sa- dece bir eylem olgusu değil, aklın özgürieşmesiy- le ilgili bir süreç olduğunu ve bu sürecin toplum- sal-siyasal-ekonomik vb. arka planlannın öyküsü- nü burada yinelerneye gerek görmüyorum... • • • Ülkemizde bir kez daha zor günler yaşanıyor ve eğer kendinizi bir aydın olarak duyumsuyorsantz, yaşanmaktaolan sıkıntılann dışında, tepkisiz, ilgi- siz, duygusuz kalamazsınız. Kaldı ki bu sıkıntılar, ilk bakışta çok net görülemiyor olsa bile, sonuç olarak, tek tek hepimizin, herkesin kişisel yaşam- lanyla doğrudan ilgilidir... Öyleyse, öncelikle, zor günleri oluşturan sıkıntılann bir dökümünü yapmak ve olası nedenleri üzerinde düşünmek gerekiyor... • • • Istanbul Okmeydanı'nda afış asan gencin polis tarafından öldürülmesi, çarşamba günü Diyarba- kır'da işlenen alçakça, vahşi cinayetlerin bir ilk te- tikleyicisi gibi görünüyor... Söz konusu olan, bu i- ki cinayet arasında dolaysız bir bağlantı değil, Ok- meydanı'nclaki cinayetle ülkede "ş/ddefin tetik- lenmiş olmasıdır... (Okmeydanı cinayetinin sorum- lusu kimdi, kimlerdi, bu konuda bugüne kadar bir açıklama yapılmış olduğunu anımsamıyorum.) Ok- meydanı cinayetini, polis aracının taranarak iki po- lis memurunun öldürülmesi, bunu "çevik kuvvet" diye adlandınlan polis memurlannın tepki uyandı- ran gövde gösterisi izledi. Arkadan, cezaevlerinin kan dökülerek, yakılıp yıkılarak devlet tarafından "fetrı"edilmesi, bunun arkasından da Şişli Emniyet Müdürlüğü'ndeki "canlı bomba" olaylan geldi... Son olarak, Diyar- bakır'daki korkunç suikast gerçekleşti. Bütün bu şiddet olaylan bir arada düşünüldüğünde, birile- rinin gerçekten de bir "düğme"ye basmış olabi- leceği akla geliyor. Sanki siyasal iktidann aczi ve kısır görüşlülüğüyle şiddet yanlısı bir gücün istek- leri birbirini bütünleyerek ülke 1980 öncesini anım- satan bir kaosa süruklenıyor. Bu kaosun neyle so- nuçlanacağı ve onun da sonuçları Eylül 1980 son- rasında yeterince görulmüş olmalı... • • * Içerdeki bunalıma ülke dışında Türkiye karşıtı (ve duraksamaksızın kullanabileceğimiz bir nitele- meyle) "alçakça" bir kuşatma eşlik ediyor... Ge- çen yüzyıl sonlannda, savaş koşullannda yaşan- mış (boyutlan asla küçümsenemeyecek ve sonuç olarak da imparatorluğun çöküşüyle zaten öden- miş) büyük bir insanhk trajedisinin faturaanmt*%- deyse yüzyıl sonra "soykınm" yaftası altında Tür- kiye Cumhuriyeti'ne çıkartılmak isteniyor. Ülke içindeki siyasal-ekonomik bunalıma ülke dışında- ki bu iki yüzlü, riyakâr, timsah gözyaşlı saldınnın eşlik etmesi bir rastlantı mı, yoksa bütün bunlar Türkiye'yi (tıpkı birzamanlann Osmanlı Imparator- luğu gibi) parçalamak, emperyalist güçlerin -bu- günkü kimlıkleriyle IMF'nin, ABD ve Avrupa kapi- talizminin- kayıtsız koşulsuz boyunduruğu altına almak amacındaki bir planın birbirini bütünleyen parçalan mıdır? Bu soru kaçınılmazolarak akla ge- liyor. • • • Aydın olmak böyle günlerde daha da zorlaşı- yor... Komplo kuramlannın uygulanmasına bulun- maz bir ortam oluşturan ülkemizde yukardaki so- runun akla gelmesi güç değil. Asıl güçlük doğru davranış tarzını kavrayıp yaşama geçirebilmekte. Böyle zamanlarda kişisel gûvenlik kaygısı ya da benzer nedenlerle suskun kalmak bilinen bir ay- dın hastalığıdır... Daha kötüsü, ambalajı yenilen- miş bir mandacılığı kurtuluş olarak görmek ya da şiddetin tırmanışını durduracağı varsayılan bir "kurtancı "yaçağn çıkarmaktır... Doğru ve güç olan ise, bu zor ve daha da zorlaşacağı anlaşılan gün- lerde de çözümün demokrasinin kısrtlanması ya da askıya alınmasında değil, her şeye karşın de- mokraside, açıklıkta, demokrasinin daha da ge- nişletilmesinde olduğunu görüp savunabilmektir. e-mail ckk(n ixir.com MCK uyarmıştı KKTC'de 'türban yasağı' Haber Merkezi - Ku- zey Kıbns Türk Cum- huriyeti'ndeki(KKTC) üniversitelerde YÖK'ün uyguladığı "türban ve irtica" ko- nulanndaki kurallann uygulanması benımse- nirken 5 üniversitede türban yasaklandı. Mil- li Gûvenlik Kurulu'na (MGK) geçen ekim aymda sunulan "Kıb- ns'taki irticai faaliyet- ler" konulu raporda. Türkiye'deki kökten dinci gruplann KK- TCye yöneldiğine işa- ret edilmişti. Raporun ardından Türkiye KK- TC'yi uyarmış, irticai faaliyetlerin engellen- mesi için gerekli dü- zenlemelerin yapılma- sını istemişti. KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Deaktaş'ın başkanlığında Lefko- şa'da önceki gün "KK- TC üniversitelerinde ir- ticai faaliyetierk" ilgili bir toplantı gerçekleşti- rildi. Toplantıya KKTC Başbakanı DervişEroğ- lu başta olmak üzere rektörler, askeri ve sivil yetkililer katıldı. Toplantıda alman ka- rarlara göre, öncelikle türbanlı öğrencilerin uyanlması kararlaştınl- dı. Ancak uyanyı dik- kate almayan öğrenci- ler disiplin kuruluna sevk edilecek ve gere- kirse kurallara karşı ir- ticai faaliyetleri sürdü- ren bu öğrencilerin üni- versiteyle ilişkisi kesi- lecek. Bu arada, türban ve irticai faaliyetler gerek- çesiyle üniversetiden atılan öğrenciler KK- TC 'de başka bir üniver- siteye geçiş yapamaya- caklar. KKTC'deki f üniversite. yeni kayr döneminde de türbanl öğrenci almayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle