Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Deprem Devam Ediyop
Kimi yaşamlar vardır, ölüme dönüştüğü anda
bile işlevini sürdürür.
Gaffar Okkan'ın ölümü de öyle oldu. Tarihi
boyunca devletini devlet baba olarak adlandır-
mış, ama çok kısa dönemler dışında, baba şef-
kati yerine baba dayağı yemekten öteye geçe-
memiş bir halkın, devletin gücünü temsil eden-
lerin, gerçek bir baba özeni ve şefkati ile hareket
ettiğinde, nasıl sevgi yumağına dönüştüğünü,
cenaze töreni sırasında kanıtladı Gaffar Okkan.
ölümden öte, görev adamlığının pariak bir ör-
neği...
Bütün Türkiye Gaffar Okkan'ın cenaze töreni-
ni izlerken Bergama'nın Pınarköy'ünde, Bayram
Kuzu toprağa veriliyordu.
Kuşku yok ki bu iki ölüm aynı zamana rastla-
masaydı, kamuoyu ikinci ölüme bugün göster-
miş olduğundan daha büyük bir ilgiyle eğilecek-
ti.
Çizgili pijaması, göbeği ve bıyıklanyla ünlü çiz-
gi öykü Asteriks'in kahramanlarından Hopde-
diks'e benzetilen Bayram Kuzu, Türkiye'de az
görülen bir örneğin simgesi oimuştu.
O, siyanürle altın arayan Eurogold'un bu giri-
şimine karşı çevreyi korumak üzere kolları sıva-
yan Bergamalıların, sivil inisiyatiflerin simgesiy-
di.
On yıl boyunca bu mücadeleyi sürdüren in-
sanlar, karşılarında çok büyük güçler olmasına
karşın, üstelik dünya konjonktürünün hiç de ken-
dilerinden yana olmamasına rağmen yılmadılar.
Belki de önlerindeki en büyük engel, karşrtla-
nnın gücü değil; çevre konusunda hiç de bilinç-
li olmayan, sivil girişimlerin önemini kavramamış
bir toplumun vurdumduymazlığıydı.
• • •
Gerçekten de, "Hopdediks" Bayram Kuzu'nun
simgesi haline geldiği direniş, başka bir diyarda
olsaydı, düşünebiliyor musunuz destek hangi
boyutlara vanrdı? Ama bizde başka bir ülkede
cereyan etmekte olan ilginç bir olay gibi izlendi.
Sempati duygulan edilgen kaldı, etkin bir daya-
nışmaya dönüşemedı.
Sanki Bergama yalnız oralılannmış, aynı za-
manda bizim de değilmiş gibi...
Oysa, vatanının yalnızca kendi ulusal sınırlan-
nın içindeki toprak olmayıp aynı zamanda bütün
gezegen olduğunun bilincine varmış olan elin
oğlu, değil yalnız kendi ülkesini, dünyanın dört bir
yanını koruyabilmek amacıyla kollan sıvıyor, bir-
birinden ilginç mücadele örnekleri veriyor.
Greenpeace (Yeşilbarış), bu bilinçteki insanla-
nn gezegen yüzeyine yayılmış bir eylem zinciri ör-
gütüdür.
Kâh Atlas Okyanusu'nda, kâh Pasifik'te, kâh
dünyanın unuttuğu Afrika'da, kâh Kanada'da,
kâh Türkiye'dedirler. ,,H _ „w ( f 1 ı ( 0 O 3 H
. Eylemlen çarptcı ama barışçıdır, „ . , „_
Sanıyorum "Yeşilbansçılar" tarihlerinin en acı
deneyimini önceki gün Izmit'te yaşadılar.
Şimdiye dek güvenlik güçlerinin sert tepkileriy-
le karşılaştıkları çok oimuştu, hatta bir defasın-
da Fransız donanması, nükleer deneylerine kar-
şı çıkan örgütün gemisini bile batırmıştı.
Şimdiye dek, çevresini korumak istedikleri yö-
renin halkının donuk bakışlı ilgisizliğiyle hiç kar-
şılaşmadıkları da söylenemez.
Ama, çevresini korumak istedikleri halktan
meydan dayağı yemekten polis tarafından kur-
tanlma olayıyla ilk kez Izmit'te karşılaştılar.
Izmit'te katı atık yakma tesisinin sakıncalı ol-
duğunu düşünen ve buna karşı gösteri için ken-
dilerini Belediye Sarayı'nazincirleyen üç militan,
dünyanın başka ülkelerinin tersine, sevimli, fay-
dalı yaramazlar olarak değil, bozguncu olarak al-
gılandılar ve meydan dayağının hedefi oldular.
Izmitliler, onlann bu eylemleri üzerine, gerçek-
ten çevreye zararlı bir girişimle mi karşı karşıya
olduklannı bir kez bile düşünmek zahmetine kat-
lanmadan donuk bakışlarla izlemekle yetinseler-
di onlan, bu davranışı ülkemizdeki çevre bilinci
yokluğuna bağlayabilirdik.
Ama meydan dayağı söz konusu olunca, ola-
yın üzerinde biraz durmak gerek.
Olayın olduğu gün, Ankara'da 17 Ağustos dep-
remi sonrasında oraya gidip sekiz aydan fazla ya-
şamış birteknikadamın izlenimlerini dinliyorduk.
Izmit'te boşanmalardaki artışın yüzde 400'ler
dolayında artış gösterdığıni, bütün yerleşik de-
ğerterin 17 Ağustos depremiyle birlikte yok oldu-
ğunu söyleyen bu arkadaşın anlattıklan, Izmit'te
17 Ağustos depreminin hâlâ sürmekte olduğu-
nu gösteriyor.
"Felaketunutulduğunda felakettir, 17 Ağustos
depremini unutma!" afışleri duvarian süslüyor, a-
ma biz yalnız geçmiş bir depremi unutmakla kal-
mryor, aynı zamanda sürmekte olan sarsıntının
bile farkına varamıyoruz.
Bcıkan Türk'e suç duyurusu
F tipi cezaevtertne karşı siyasi tutuklu ve
hükümHilerin başlattığı ölüm orucu eytemi 100.
günûne girerken. tutuklu ve hükümlü yakınlan,
cezaevlerine düzenlenen operasyonlarda
çocuklaruun ölümûne ve yaralanmasına neden
•'. oMuğu gerekçesiyle Adalet Bakaıu Hikmet Sami
< *. Türk hakkmda İstanbul Cumhurij et
Başsavcıhğı'na suç duyurusunda bulundular.
Afleler, operasyonlar sırasında evlatlannın değerli
eşyalannm kaybolduğunu bettrterek "Eşyalara ne
olduğu açıklanmahdır" dediler. Öte yandan
Ankara'da Kızday Postanesi'nde toplanan İHD
yöneticileri de, Adalet Bakanı Türk'e, F tipi
cezaevlerini eleştiren kart postaladılar.
îran, terörle mücadelede işbirliğine yanaşmama yönündeki politikasını sürdürüyor
HîzbuDah dosyaLarı yamtsızSERKAN DEMtRTAŞ
ANKARA - tran yönetimi, iki ül-
ke arasındaki ilişkilerin son yülar-
da sürekli gerilmesine neden olan
terör konusunda işbirliğine yanaş-
mama politikasını sürdürüyor.
Türk hükümetinin, Hizbullah'ın
îran'daki bağlantılannı içeren ay-
nntıh dosyalan Tahran'a iletmesi-
ne karşın resmi ve doyurucu bir ya-
nıt alamadığı kaydedildi. Dosyala-
nn iletilmesinden bu yana geçen 7-
8 aylık süre içinde trân'dan işbirli-
ğine yönelik bir mesaj alınamama-
sı dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Is-
mail Cem'in şubat ayı ortalannda
• Dosyalann iletilmesinden bu yana geçen 7-8 aylık süre içinde îran'dan
işbirliğine yönelik bir mesaj alınamaması dikkat çekti.
Iran'ayapmasıbeklenenziyaretsı- leştirilen çeşitli Türkiye-lran gö- aynı istemlerini Dışişleri Bakanı ts-
rasında, terorizmle mücadele kap-
samında bu konulann da ele alına-
bileceği kaydediliyor.
Diyarbakır Emniyet Müdürü
Gaffar Okkan suikastında kuşkula-
rın Hızbullah terör örgütünde odak-
lanması, bu örgütün tran bağlantı-
lannı da yeniden gündeme getirdı.
Geçen yıl 17 Ocak'ta Istanbul'da
başlatılan Hizbullah operasyonu
sonucunda elde edılen bilgi ve bel-
geler bu örgütün Iran bağlantısını
açıkça ortaya koymuştu. Gerçek-
rüşmelerinde de konu gündeme ge-
tirilmiş, ancak tran tarafından ne
dosya hakkında ne de işbirliği ya-
pılması konusunda net bir yanıt
alınmıştı.
Cem, Tahran'a gjdiyor
Hizbullah'ın en önemli eğitimle-
rini tran'ın Kum kenti yakınlann-
daki bir kampta aldığı da aynı bel-
gelerde belirtümişti.
tran yönetimine işbirliği baskıla-
rındanbir sonuç alamayan Türkiye,
mail Cem'in şubat ayı ortalannda
gerçekleştireceği Tahran ziyaretin-
de yineleyecek. Iran Dışişleri Ba-
kanı'nın geçen sene yaptığı ziyare-
te karşılık olarak gerçekleşecek te-
maslar sırasında Hizbullah ve PKK
gibi terör örgütlerinin tran toprak-
lannı kullanmaması konusunun da
gündeme gelmesi bekleniyor.
Cem'in, Türkiye'nin bu konudaki
duyarhhğını hissettirerek iki ülke-
nin terorizmle gerçek anlamda mü-
cadele etmek için zamanın geldiği
mesaj ını iletebileceği belirtiliyor.
îran'ın ıse Türkiye'ninbuyönde-
ki mesajlanna "Bu sorunun tran
yönetimi ile Ugili bir bağlantısı yok-
tur" yanıtını vennesı bekleniyor.
tran hiçbir zaman Türkiye'deki te-
rör hareketlerine ilişkin savlan ka-
bul etmediği gibi Halkın Mücahit-
leri örgütü aracılığıyla Türkiye'nin
tran'ın içişlerine de kanştığuıı öne
sürüyor.
Dışişleri Bakanı'nın ziyareti sıra-
sında ikili ilişkilerin yanı sıra baş-
ta Kuzey Irak ve Irak olmak üzere,
Kafkaslar'daki son gelişmeler, Af-
ganistan ve Orta Asya'daki geliş-
melerin de ele alınması bekleniyor.
Orgüt Kuran'ı sömürüyor
Ayederdekişiddeti
kuUamyotiar
ANKARA(Cum-
huriyet Bürosu) -
Diyarbakır Emni-
yet Müdürü Gaffar
Okkan'a yönelik
suikastı gerçekleş-
tirdiği savı güçle-
nen şeriatçı terör ör-
gütü Hizbullah şid-
det öğesini yoğun
olarak kullamyor.
Hizbullah' ın üyele-
rini Kuran-ı Ke-
rim'in bazı ayetle-
rindeki şiddet cüm-
leleri ve tamamen
bu içerikteki slo-
ganlarla motive etti-
ği belirlendi. Örgü-
tün militanlannı
"Güçyettirebinyor-
san öldür, güç yetti-
remiyorsan -öldür-
mek yolunda- öl"
sloganıyla eyleme
yönlendirdiği belir-
lendi.
Hizbullah'ın Ku-
ranı Kerim'in bazı
ayetlerinde şiddet
içerikli cümleler ile
sempatizan ve mili-
tanlannı motive et-
meye çalıştığı ögre-
nildi. Şeriatçı örgü-
tün propagandasın-
da kullandığı sure
ve ayetlerin bölüm-
leri şöyle:
"...De ki size tek
bir öğüt vereyim Al-
lah için Udşer ildşer
vetekertekerkryam
edip huzunındadi-
van durunuz^CSebe
suresi: 46) Sze ne ol-
du da Aüahyolunda
ve MustazaPlann
kurtulması için sa-
vaşnnyorsunuz_
(AWimran:74).Flt-
ne kaüap din yalnız
Allah'ın oluncaya
kadar kâfuierk sa-
vaşın. Şayet vazge-
çecek olurlarsa Al-
lah yapbklarnu gö-
reMun_(Enfal:39)
n
İĞNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇtN
HOPföfflCf
mummm
Şeriatçı kalkışmanın kanlı örgütü Hizbullah'a toplumun her kesiminden tepki yağıyor
Diııci teröre karşı ulusal birlik
Haber Merkezi - Ugradıklan sı-
lahlı saldın sonucu Diyarbakır Em-
niyet Müdürü Gaffar Okkan ve beş
polis memurunun şehıt edilmesı,
sendıkalar ve demokratık kıtle ör-
gütleri tarafından yapılan açıklama-
larla kınandı. Yapılan açıklamalarda
toplum sağduyuya davet edılerek te-
rör hareketleri şiddetle lanetlendı.
Türkiye Barolar Birliğı (TBB)
Başkanı Eralp Özgen. TBB'nin her
türlü terör hareketlerinin karşısında
olduğunu vurgulayarak, şu görüşle-
ri dile getirdi:
"24 Ocak 2001 günü Diyarbakır
iümizde meydana gelen iğrenç bir te-
cavüz sonucu ilin emniyet müdürü
Gaffar Okkan ile 5 emniyet mensu-
bununöldürülnıesiola>ından büyük
üzüntü duyduk. Emniyet teşkilaomı-
za başsağhğı düeklerimizi sunuyonız.
Türldye Barolar Birliği her türlü te-
rörün karşısuıdadır. Terör olaylan-
nın son bulmasını ve ülkemizde hu-
kukun egemen olmasmı düiyoruz.
Hukuk dışı her davranışın karşısın-
da olduğumuzu kamuoyuna saygı ik
duyururuz."
Terörü nefretle kınadığını belirten
Ordu Valısi Kemal Yazjcıoğlu. vata-
nın bölünmez bütünlüğüne karşı her
zaman terör üreten dış güçlenn, bu
emellennden hiçbir zaman vazgeç-
meyeceğinı belırterek "Ulkemiziya-
sa boğan menfur saldın, nniletimiz-
deinfial \aratmtşür. Bütündünya şu-
nu bttmeiidir ki terörle bizi yıkhra-
maztar" dedi.
DtSK'e bağh Tekstil tşçileri Sen-
dıkası Eğitım Daıre Başkanı Seba-
hattin Eruyanık açıklamasında "Te-
röre kurban verdiğimiz değerli aydı-
nımız, gazeteci-yazar Uğur Mum-
cuyu 8. ölümyıldönümünde andığı-
mız günde, Diyarbakır Emniyet Mü-
dürü Gaffar Okkan ve 5 poüsi, yine
aynı kanb teröre kurban vermiş ol-
manuz, terörün insanhk dışı yüzünü
tüm çıplaklığryia gözkr önüne ser-
mektedir" dedı.
Tanm-Iş Sendıkası Yönetım Ku-
rulu taraftndan yapılan açıklamada,
saldınnın amacının Türkiye 'deki hu-
zur ve banş ortamma gölge düşür-
mek olduğu belırtilerek, Türkiye'nin
bu tür hareketlere asla izin vermeye-
ceğı dile getınldı.
Orman-lş Sendikası Genel Başka-
nı Mehmet Kafes, gerçekleştirilen
Diyarbakır'da
uğradığı silahh
saldında Emniyet
Müdürü Gaffar
Okkan ile birtikte
şehit edflen 5 polis
memurundan
Mehmet Kamab için
memJeketi olan
Hatay'ın Kınkhan
üçesinde tören
düzenlendi. Şehit polis
memurunun eşi Filiz
Kamab ile çekOen
fotoğran anılarda
kaldL (Fotoğraf: AA)
saldınnın toplumu derin bir üzüntü-
ye sevk ettiğıni vurgulayarak, toplu-
mun sağduyulu davranması gerekti-
ğinı söyledi. Kafes, terör hareketle-
rinin Türkiye'nin yıllannı çaldığını
anlatarak, "Terör geçmisi nasıl çal-
dıysa geleceğj de öyle çalryor" dedı.
Tes-tş Sendıkası Başkanlar Kuru-
lu'nun açıhşmda konuşan Genel
Başkan Mustafa Kumlu da olaya
ilişkin olarak yaptığı konuşmada,
Okkan ve beş polis memuruna ger-
çekleştirilen saldından dolayı derin
bir üzüntü içinde olduklannı kayde-
derek, "Diyarbalar'da huzur ortamı
yaratan ve banşı tesis eden Gaffar
Okkan'a sıküan kurşun, asunda
Türkiye'deki huzur ortamma sıkü-
mak istenmiştir. Ancak huzur ve ba-
nş düşmanlanmn amaçlanna ulaş-
masma izin verilmeyecektir" dedi.
Yaptığı açıklamada Hizbullah
üyelerinın 8 yıl önce Diyarbaku- Çe-
vık Kuvvet biriminde eğitildiklerini
öne süren tşçı Partısı (İP) Genel Baş-
kanı Doğu Perinçek. "Tesadüfe ba-
km Id 8 yıl sonra eğhildikleri ilin em-
niyet müdürünü katletukr. Türki-
ye'nin gefcceğinin kurtarüması için
bu ve buna benzer saldınlan gerçek-
leştirenlerioamedümeudir'' dedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Kanlı
örgütün
stratejisi
Yiırt Haberieri Servisi - Hiz-
bullah'ın askeri kanadına bağ-
h olarak faaliyet gösteren "ic-
ra birimi" kanlı olaylara ünza
atan grubu kapsıyor. Diğer bir
adı "eylem grubu" olan bu ya-
pılanma kendi arasında "saür-
cüar", "tetikçiler" olarak iki
alt gruba aynhyor. Tetikçiler
ÖTgütün askeri kanadma bağh
en etkin vurucu timini oluştu-
ruyor.
Hizbullah terör örgütünün
örgütsel yapı özellikleri ve ey-
lem stratejisi şu başhklar al-
tında sıralanıyor:
Gizlilik: Hizbullah; aile, aşi-
ret, okul, cemaat, tarikat ve ar-
kadaş ilişkisi gibi feodal iliş-
kilerden yararlanmaktadır.
Elemanlann birbirleriyle ta-
nışma yerleri, genelde cami,
mescit gibi dini mekânlardır.
Örgüt evi: Eylem planlaroa,,.
ve örgüt üyelerini banndırma .
amacıyla kiralanmaktadır.
Sempatizanlar, gerçek kimlik- >
leriyle kendi adlanna kirala-
dıklan bu evleri, örgüt ele-
manlanna teslim etmekte, ki-
rayı ise örgüt ödemektedir.
Komşulan rahatsız etmemek
ve dikkati çekmemek için,
bagnaz dini bir yaşantı sürdü-
rülmemeye dikkat edilmekte-
dir.
Sığuıak: Genelde hücre ev-
leri veya cami zeminindeki
toprağm kazılması sonucunda
yapılan bu sığınaklarda, kaçı-
nlan kişiler uzun müddet zin-
cirlere vurulup saklanmak-
tadır.
Istihbarat: Hizbullah, istih-
barat faaliyetlerinde özeîlikle
küçük çocuklan kullanmakta-
dır. Bilgisayarlarda dosyalama
gibi teknik inceliklere önem
verilmektedir.
Haberleşme: Haberleşmede
kesinlikle kurye sistemi kulla-
nılmakta, dinlenebilir/gözlene-
bilir teknolojik cihazlar elver-
diğince kullanılmamaktadır.
Eylem-sOah: Eylem, hücre
mensubu mücahitler tarafın-
dan gerçekleştırilmektedir. Si-
lahların saklandığı güvenilir
mekânlardan biri de cami ve
mescitlerdir. Kişiye zımmetli
silah bulunmadığı gibi aynı si-
lahm sürekli aynı şahıs tara-
fından taşınması da söz konu-
su değildır.
oralcalislar@yahoo.com
Adana Emniyet Müdürü Cevat
Yurdakul, 23 Eylül 1979 gününde
bundan 21 yıl önce öldürülmüştü.
Cinayetin nasıl işlendiğine ilişkin ifa-
de ve saptamalar, 12 Eylül sonrası
MHP Adana davasında etraflı olarak
yer almıştı. O olayda adı geçenlerin
hiçbiri mahkûm olmadı. Bu cinayet,
failleri bilindiği halde faili meçhuller
kervanına katıldı. Yurdakul, tıpkı Gaf-
far Okkan gibi dürüst, sevilen, gö-
zü pek bir emniyet görevlısiydi. Te-
rörün üzerine sağ-sol demeden gidi-
yordu.
Bir eylül sabahı evinden işine gi-
derken arabasının önü kesildi, çap-
raz ateşe tutuldu ve öldürüldü. Ce-
vat Yurdakul 17 faili meçhul cinaye-
ti aydınlatmıştı. Sağcı solcu deme-
den, şiddet eylemlerine katılan çok
sayıda kişiyı yakalamış ve yargıya
teslim etmişti. Bu nedenle tepki çek-
miş, özeîlikle MHP'liler tarafından
tehdit edilmişti. Zaten daha sonra si-
lahla yakalanıp suçlannı itiraf eden-
ler de ülkücüler ve MHP taraftarlany-
Cevat Yurdakul'dan Gaffar Okkan'a
dılar. Gaffar Okkan, Cevat Yurda-
kul'dan sonra öldürülen ikinci il em-
niyet müdürü. Her iki ölümün arasın-
da da benzerlikler var. Her ikisı de
mesleğini cesaretle, dürüstlükle ve
doğru yapan insanlardı. Halkın sevgi-
sini, şiddet yanlılannın ise düşmanlı-
ğını kazanmışlardı. Cevat Yurdakul'un
kızını yıllar sonra yurtdışında gördü-
ğümde, bu ölümün sorumlusu bir ül-
kenin yurttaşı olmaktan acı duymuş-
tum. Şimdi Gaffar Okkan'a yanıyo-
rum, yanıyoruz.
Tarihin tozlu sayfalan arasında do-
laşınca bu ülkenin neden ölümün ve
acının ülkesi olduğunu daha iyi anlı-
yoruz. Bu ülkede yıllardır cinayetler
işlenıyor; bir kısmının failleri bulunu-
yor, bir kısmının ise hiçbir zaman bu-
lunamıyor. Bir cinayete yanarken di-
ğeri üzerine geliyor.
örgütlerin adı, katillenn kimliği de-
ğişiyor, ama bu ülkenin ölüm ülkesi ol-
ması gerceği değişmiyor. Gaffar Ok-
kan, bu ölüm ülkesinin önemli insan-
lanndandı. Sıradan bir güvenlik gö-
revlisı değildi. Sorunlara, geleneksel
asayışle mücadele bıçimlennın öte-
sinde bir gözlükle bakıyordu. öyle
baktığı için hem sevgi hem nefret ka-
zanıyordu. Geçen yıl Diyarbakır'da
ona gösterilen sevgiyi görmüştüm.
Bu pek alışık olmadığımız bir durum-
du.
Şimdi onun halkı nasıl kazandığın-
dan söz ediyoruz. Onun niteliklerini
birer birer sayıyoruz. Bir emniyet mü-
dürünün en sorunlu ilde bu kadar bü-
yük halk kitlesinın sevgisinı nasıl ka-
zandığını görüp şaşkınlığa düşüyo-
ruz. Şaşırmakta haklıyız. Çünkü bu
tür bir yöntem pek de alışık olmadı-
ğımız bir yöntem. Ancak unutmaya-
lım ki onu yitirdik. Yann, bu işi yapan
bazı tetikçiler de yakalanıp yargılana-
bilir.
Sonra ne olur? Türkiye, eski usul
yönetilmeye devam eder. Yeni bir ci-
nayetle sarsılana kadar bunlan unu-
tup gideriz. Bu nedenle Cevat Yurda-
kul'u, savcı Doğan Öz'ü unutmama-
lıyız. Onlar, ölümün üzerine yürüyen
özgüriük, demokrasi âşığı cesur in-
sanlardı. Şimdi aynı acıyı Gaffar Ok-
kan olayında yaşıyoruz. Düne kadar
taşeron bir örgüt olduğunu bildiğimiz
Hizbullah'ın bu cinayeti işlediği anla-
şılıyor.
Bu taşeron örgütlerin nasıl beslenip
büyüdüğünü, yann başka çıkariar ne-
deniyle başkalannın beslenip büyü-
meyeceğini söyleyebilir miyiz? Çün-
kü dün Cevat Yurdakul'u, Doğan öz'ü
öldürenler de beslenip buyutüldüler,
korundular, beraat ettirildiler. Katil sa-
nıklarının şimdi ne yaptığını merak
ediyorum. Aslında pek merak da et-
miyorum. Çoğunun çok önemli mev-
kilerde, ya da devletle ilişkili akçalı iş-
lerde olduğunu tahmin ediyorum.
Gaffar Okkan'ın öldürülmesinin acı-
sını, kuvvete dönüştürmenin yolu, bu
ölümcül sistemi sorgulamaktan ge-
çiyor. Hizbullah günümüzün terörü;
dünün ve yannın terörünü önlemek
için toptan bir temizliğe gerek duya-
cak mıyız? Cevat Yurdakul'u 21 yrl
önce ölüme yollayan anlayış değişti
mi? Onun değişebılmesi için katilleri-
nin ortaya çıkanlıp cezalandınlması
gerekmiyor mu? Doğan Öz'ün katili
herkesin gözü önünde beraat etme-
di mi?
•••
Gaffar Okkan cinayeti, çok planlı ve
çok iyi hazırlanmış bir cinayet. Bu ci-
nayetin bir sürecin, bir birikimin, bir
yanlış anlayışın ürünü olduğunu nasıl
yadsıyabiliriz.
Gaffar Okkan'a yanıyoruz. Bu ül-
kenin acı kaderine yanıyoruz. Bütün
bu sürecı yeniden sorgulamaya, ka-
tilleri kollamayan yenı bir anlayışa her
zamankinden çok ihtiyacımız olduğu
bir dönemden geçiyoruz.