17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2001 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Deprem Devam Ediyop Kimi yaşamlar vardır, ölüme dönüştüğü anda bile işlevini sürdürür. Gaffar Okkan'ın ölümü de öyle oldu. Tarihi boyunca devletini devlet baba olarak adlandır- mış, ama çok kısa dönemler dışında, baba şef- kati yerine baba dayağı yemekten öteye geçe- memiş bir halkın, devletin gücünü temsil eden- lerin, gerçek bir baba özeni ve şefkati ile hareket ettiğinde, nasıl sevgi yumağına dönüştüğünü, cenaze töreni sırasında kanıtladı Gaffar Okkan. ölümden öte, görev adamlığının pariak bir ör- neği... Bütün Türkiye Gaffar Okkan'ın cenaze töreni- ni izlerken Bergama'nın Pınarköy'ünde, Bayram Kuzu toprağa veriliyordu. Kuşku yok ki bu iki ölüm aynı zamana rastla- masaydı, kamuoyu ikinci ölüme bugün göster- miş olduğundan daha büyük bir ilgiyle eğilecek- ti. Çizgili pijaması, göbeği ve bıyıklanyla ünlü çiz- gi öykü Asteriks'in kahramanlarından Hopde- diks'e benzetilen Bayram Kuzu, Türkiye'de az görülen bir örneğin simgesi oimuştu. O, siyanürle altın arayan Eurogold'un bu giri- şimine karşı çevreyi korumak üzere kolları sıva- yan Bergamalıların, sivil inisiyatiflerin simgesiy- di. On yıl boyunca bu mücadeleyi sürdüren in- sanlar, karşılarında çok büyük güçler olmasına karşın, üstelik dünya konjonktürünün hiç de ken- dilerinden yana olmamasına rağmen yılmadılar. Belki de önlerindeki en büyük engel, karşrtla- nnın gücü değil; çevre konusunda hiç de bilinç- li olmayan, sivil girişimlerin önemini kavramamış bir toplumun vurdumduymazlığıydı. • • • Gerçekten de, "Hopdediks" Bayram Kuzu'nun simgesi haline geldiği direniş, başka bir diyarda olsaydı, düşünebiliyor musunuz destek hangi boyutlara vanrdı? Ama bizde başka bir ülkede cereyan etmekte olan ilginç bir olay gibi izlendi. Sempati duygulan edilgen kaldı, etkin bir daya- nışmaya dönüşemedı. Sanki Bergama yalnız oralılannmış, aynı za- manda bizim de değilmiş gibi... Oysa, vatanının yalnızca kendi ulusal sınırlan- nın içindeki toprak olmayıp aynı zamanda bütün gezegen olduğunun bilincine varmış olan elin oğlu, değil yalnız kendi ülkesini, dünyanın dört bir yanını koruyabilmek amacıyla kollan sıvıyor, bir- birinden ilginç mücadele örnekleri veriyor. Greenpeace (Yeşilbarış), bu bilinçteki insanla- nn gezegen yüzeyine yayılmış bir eylem zinciri ör- gütüdür. Kâh Atlas Okyanusu'nda, kâh Pasifik'te, kâh dünyanın unuttuğu Afrika'da, kâh Kanada'da, kâh Türkiye'dedirler. ,,H _ „w ( f 1 ı ( 0 O 3 H . Eylemlen çarptcı ama barışçıdır, „ . , „_ Sanıyorum "Yeşilbansçılar" tarihlerinin en acı deneyimini önceki gün Izmit'te yaşadılar. Şimdiye dek güvenlik güçlerinin sert tepkileriy- le karşılaştıkları çok oimuştu, hatta bir defasın- da Fransız donanması, nükleer deneylerine kar- şı çıkan örgütün gemisini bile batırmıştı. Şimdiye dek, çevresini korumak istedikleri yö- renin halkının donuk bakışlı ilgisizliğiyle hiç kar- şılaşmadıkları da söylenemez. Ama, çevresini korumak istedikleri halktan meydan dayağı yemekten polis tarafından kur- tanlma olayıyla ilk kez Izmit'te karşılaştılar. Izmit'te katı atık yakma tesisinin sakıncalı ol- duğunu düşünen ve buna karşı gösteri için ken- dilerini Belediye Sarayı'nazincirleyen üç militan, dünyanın başka ülkelerinin tersine, sevimli, fay- dalı yaramazlar olarak değil, bozguncu olarak al- gılandılar ve meydan dayağının hedefi oldular. Izmitliler, onlann bu eylemleri üzerine, gerçek- ten çevreye zararlı bir girişimle mi karşı karşıya olduklannı bir kez bile düşünmek zahmetine kat- lanmadan donuk bakışlarla izlemekle yetinseler- di onlan, bu davranışı ülkemizdeki çevre bilinci yokluğuna bağlayabilirdik. Ama meydan dayağı söz konusu olunca, ola- yın üzerinde biraz durmak gerek. Olayın olduğu gün, Ankara'da 17 Ağustos dep- remi sonrasında oraya gidip sekiz aydan fazla ya- şamış birteknikadamın izlenimlerini dinliyorduk. Izmit'te boşanmalardaki artışın yüzde 400'ler dolayında artış gösterdığıni, bütün yerleşik de- ğerterin 17 Ağustos depremiyle birlikte yok oldu- ğunu söyleyen bu arkadaşın anlattıklan, Izmit'te 17 Ağustos depreminin hâlâ sürmekte olduğu- nu gösteriyor. "Felaketunutulduğunda felakettir, 17 Ağustos depremini unutma!" afışleri duvarian süslüyor, a- ma biz yalnız geçmiş bir depremi unutmakla kal- mryor, aynı zamanda sürmekte olan sarsıntının bile farkına varamıyoruz. Bcıkan Türk'e suç duyurusu F tipi cezaevtertne karşı siyasi tutuklu ve hükümHilerin başlattığı ölüm orucu eytemi 100. günûne girerken. tutuklu ve hükümlü yakınlan, cezaevlerine düzenlenen operasyonlarda çocuklaruun ölümûne ve yaralanmasına neden •'. oMuğu gerekçesiyle Adalet Bakaıu Hikmet Sami < *. Türk hakkmda İstanbul Cumhurij et Başsavcıhğı'na suç duyurusunda bulundular. Afleler, operasyonlar sırasında evlatlannın değerli eşyalannm kaybolduğunu bettrterek "Eşyalara ne olduğu açıklanmahdır" dediler. Öte yandan Ankara'da Kızday Postanesi'nde toplanan İHD yöneticileri de, Adalet Bakanı Türk'e, F tipi cezaevlerini eleştiren kart postaladılar. îran, terörle mücadelede işbirliğine yanaşmama yönündeki politikasını sürdürüyor HîzbuDah dosyaLarı yamtsızSERKAN DEMtRTAŞ ANKARA - tran yönetimi, iki ül- ke arasındaki ilişkilerin son yülar- da sürekli gerilmesine neden olan terör konusunda işbirliğine yanaş- mama politikasını sürdürüyor. Türk hükümetinin, Hizbullah'ın îran'daki bağlantılannı içeren ay- nntıh dosyalan Tahran'a iletmesi- ne karşın resmi ve doyurucu bir ya- nıt alamadığı kaydedildi. Dosyala- nn iletilmesinden bu yana geçen 7- 8 aylık süre içinde trân'dan işbirli- ğine yönelik bir mesaj alınamama- sı dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Is- mail Cem'in şubat ayı ortalannda • Dosyalann iletilmesinden bu yana geçen 7-8 aylık süre içinde îran'dan işbirliğine yönelik bir mesaj alınamaması dikkat çekti. Iran'ayapmasıbeklenenziyaretsı- leştirilen çeşitli Türkiye-lran gö- aynı istemlerini Dışişleri Bakanı ts- rasında, terorizmle mücadele kap- samında bu konulann da ele alına- bileceği kaydediliyor. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastında kuşkula- rın Hızbullah terör örgütünde odak- lanması, bu örgütün tran bağlantı- lannı da yeniden gündeme getirdı. Geçen yıl 17 Ocak'ta Istanbul'da başlatılan Hizbullah operasyonu sonucunda elde edılen bilgi ve bel- geler bu örgütün Iran bağlantısını açıkça ortaya koymuştu. Gerçek- rüşmelerinde de konu gündeme ge- tirilmiş, ancak tran tarafından ne dosya hakkında ne de işbirliği ya- pılması konusunda net bir yanıt alınmıştı. Cem, Tahran'a gjdiyor Hizbullah'ın en önemli eğitimle- rini tran'ın Kum kenti yakınlann- daki bir kampta aldığı da aynı bel- gelerde belirtümişti. tran yönetimine işbirliği baskıla- rındanbir sonuç alamayan Türkiye, mail Cem'in şubat ayı ortalannda gerçekleştireceği Tahran ziyaretin- de yineleyecek. Iran Dışişleri Ba- kanı'nın geçen sene yaptığı ziyare- te karşılık olarak gerçekleşecek te- maslar sırasında Hizbullah ve PKK gibi terör örgütlerinin tran toprak- lannı kullanmaması konusunun da gündeme gelmesi bekleniyor. Cem'in, Türkiye'nin bu konudaki duyarhhğını hissettirerek iki ülke- nin terorizmle gerçek anlamda mü- cadele etmek için zamanın geldiği mesaj ını iletebileceği belirtiliyor. îran'ın ıse Türkiye'ninbuyönde- ki mesajlanna "Bu sorunun tran yönetimi ile Ugili bir bağlantısı yok- tur" yanıtını vennesı bekleniyor. tran hiçbir zaman Türkiye'deki te- rör hareketlerine ilişkin savlan ka- bul etmediği gibi Halkın Mücahit- leri örgütü aracılığıyla Türkiye'nin tran'ın içişlerine de kanştığuıı öne sürüyor. Dışişleri Bakanı'nın ziyareti sıra- sında ikili ilişkilerin yanı sıra baş- ta Kuzey Irak ve Irak olmak üzere, Kafkaslar'daki son gelişmeler, Af- ganistan ve Orta Asya'daki geliş- melerin de ele alınması bekleniyor. Orgüt Kuran'ı sömürüyor Ayederdekişiddeti kuUamyotiar ANKARA(Cum- huriyet Bürosu) - Diyarbakır Emni- yet Müdürü Gaffar Okkan'a yönelik suikastı gerçekleş- tirdiği savı güçle- nen şeriatçı terör ör- gütü Hizbullah şid- det öğesini yoğun olarak kullamyor. Hizbullah' ın üyele- rini Kuran-ı Ke- rim'in bazı ayetle- rindeki şiddet cüm- leleri ve tamamen bu içerikteki slo- ganlarla motive etti- ği belirlendi. Örgü- tün militanlannı "Güçyettirebinyor- san öldür, güç yetti- remiyorsan -öldür- mek yolunda- öl" sloganıyla eyleme yönlendirdiği belir- lendi. Hizbullah'ın Ku- ranı Kerim'in bazı ayetlerinde şiddet içerikli cümleler ile sempatizan ve mili- tanlannı motive et- meye çalıştığı ögre- nildi. Şeriatçı örgü- tün propagandasın- da kullandığı sure ve ayetlerin bölüm- leri şöyle: "...De ki size tek bir öğüt vereyim Al- lah için Udşer ildşer vetekertekerkryam edip huzunındadi- van durunuz^CSebe suresi: 46) Sze ne ol- du da Aüahyolunda ve MustazaPlann kurtulması için sa- vaşnnyorsunuz_ (AWimran:74).Flt- ne kaüap din yalnız Allah'ın oluncaya kadar kâfuierk sa- vaşın. Şayet vazge- çecek olurlarsa Al- lah yapbklarnu gö- reMun_(Enfal:39) n İĞNELİFIRÇA ZAFER TEMOÇtN HOPföfflCf mummm Şeriatçı kalkışmanın kanlı örgütü Hizbullah'a toplumun her kesiminden tepki yağıyor Diııci teröre karşı ulusal birlik Haber Merkezi - Ugradıklan sı- lahlı saldın sonucu Diyarbakır Em- niyet Müdürü Gaffar Okkan ve beş polis memurunun şehıt edilmesı, sendıkalar ve demokratık kıtle ör- gütleri tarafından yapılan açıklama- larla kınandı. Yapılan açıklamalarda toplum sağduyuya davet edılerek te- rör hareketleri şiddetle lanetlendı. Türkiye Barolar Birliğı (TBB) Başkanı Eralp Özgen. TBB'nin her türlü terör hareketlerinin karşısında olduğunu vurgulayarak, şu görüşle- ri dile getirdi: "24 Ocak 2001 günü Diyarbakır iümizde meydana gelen iğrenç bir te- cavüz sonucu ilin emniyet müdürü Gaffar Okkan ile 5 emniyet mensu- bununöldürülnıesiola>ından büyük üzüntü duyduk. Emniyet teşkilaomı- za başsağhğı düeklerimizi sunuyonız. Türldye Barolar Birliği her türlü te- rörün karşısuıdadır. Terör olaylan- nın son bulmasını ve ülkemizde hu- kukun egemen olmasmı düiyoruz. Hukuk dışı her davranışın karşısın- da olduğumuzu kamuoyuna saygı ik duyururuz." Terörü nefretle kınadığını belirten Ordu Valısi Kemal Yazjcıoğlu. vata- nın bölünmez bütünlüğüne karşı her zaman terör üreten dış güçlenn, bu emellennden hiçbir zaman vazgeç- meyeceğinı belırterek "Ulkemiziya- sa boğan menfur saldın, nniletimiz- deinfial \aratmtşür. Bütündünya şu- nu bttmeiidir ki terörle bizi yıkhra- maztar" dedi. DtSK'e bağh Tekstil tşçileri Sen- dıkası Eğitım Daıre Başkanı Seba- hattin Eruyanık açıklamasında "Te- röre kurban verdiğimiz değerli aydı- nımız, gazeteci-yazar Uğur Mum- cuyu 8. ölümyıldönümünde andığı- mız günde, Diyarbakır Emniyet Mü- dürü Gaffar Okkan ve 5 poüsi, yine aynı kanb teröre kurban vermiş ol- manuz, terörün insanhk dışı yüzünü tüm çıplaklığryia gözkr önüne ser- mektedir" dedı. Tanm-Iş Sendıkası Yönetım Ku- rulu taraftndan yapılan açıklamada, saldınnın amacının Türkiye 'deki hu- zur ve banş ortamma gölge düşür- mek olduğu belırtilerek, Türkiye'nin bu tür hareketlere asla izin vermeye- ceğı dile getınldı. Orman-lş Sendikası Genel Başka- nı Mehmet Kafes, gerçekleştirilen Diyarbakır'da uğradığı silahh saldında Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ile birtikte şehit edflen 5 polis memurundan Mehmet Kamab için memJeketi olan Hatay'ın Kınkhan üçesinde tören düzenlendi. Şehit polis memurunun eşi Filiz Kamab ile çekOen fotoğran anılarda kaldL (Fotoğraf: AA) saldınnın toplumu derin bir üzüntü- ye sevk ettiğıni vurgulayarak, toplu- mun sağduyulu davranması gerekti- ğinı söyledi. Kafes, terör hareketle- rinin Türkiye'nin yıllannı çaldığını anlatarak, "Terör geçmisi nasıl çal- dıysa geleceğj de öyle çalryor" dedı. Tes-tş Sendıkası Başkanlar Kuru- lu'nun açıhşmda konuşan Genel Başkan Mustafa Kumlu da olaya ilişkin olarak yaptığı konuşmada, Okkan ve beş polis memuruna ger- çekleştirilen saldından dolayı derin bir üzüntü içinde olduklannı kayde- derek, "Diyarbalar'da huzur ortamı yaratan ve banşı tesis eden Gaffar Okkan'a sıküan kurşun, asunda Türkiye'deki huzur ortamma sıkü- mak istenmiştir. Ancak huzur ve ba- nş düşmanlanmn amaçlanna ulaş- masma izin verilmeyecektir" dedi. Yaptığı açıklamada Hizbullah üyelerinın 8 yıl önce Diyarbaku- Çe- vık Kuvvet biriminde eğitildiklerini öne süren tşçı Partısı (İP) Genel Baş- kanı Doğu Perinçek. "Tesadüfe ba- km Id 8 yıl sonra eğhildikleri ilin em- niyet müdürünü katletukr. Türki- ye'nin gefcceğinin kurtarüması için bu ve buna benzer saldınlan gerçek- leştirenlerioamedümeudir'' dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Kanlı örgütün stratejisi Yiırt Haberieri Servisi - Hiz- bullah'ın askeri kanadına bağ- h olarak faaliyet gösteren "ic- ra birimi" kanlı olaylara ünza atan grubu kapsıyor. Diğer bir adı "eylem grubu" olan bu ya- pılanma kendi arasında "saür- cüar", "tetikçiler" olarak iki alt gruba aynhyor. Tetikçiler ÖTgütün askeri kanadma bağh en etkin vurucu timini oluştu- ruyor. Hizbullah terör örgütünün örgütsel yapı özellikleri ve ey- lem stratejisi şu başhklar al- tında sıralanıyor: Gizlilik: Hizbullah; aile, aşi- ret, okul, cemaat, tarikat ve ar- kadaş ilişkisi gibi feodal iliş- kilerden yararlanmaktadır. Elemanlann birbirleriyle ta- nışma yerleri, genelde cami, mescit gibi dini mekânlardır. Örgüt evi: Eylem planlaroa,,. ve örgüt üyelerini banndırma . amacıyla kiralanmaktadır. Sempatizanlar, gerçek kimlik- > leriyle kendi adlanna kirala- dıklan bu evleri, örgüt ele- manlanna teslim etmekte, ki- rayı ise örgüt ödemektedir. Komşulan rahatsız etmemek ve dikkati çekmemek için, bagnaz dini bir yaşantı sürdü- rülmemeye dikkat edilmekte- dir. Sığuıak: Genelde hücre ev- leri veya cami zeminindeki toprağm kazılması sonucunda yapılan bu sığınaklarda, kaçı- nlan kişiler uzun müddet zin- cirlere vurulup saklanmak- tadır. Istihbarat: Hizbullah, istih- barat faaliyetlerinde özeîlikle küçük çocuklan kullanmakta- dır. Bilgisayarlarda dosyalama gibi teknik inceliklere önem verilmektedir. Haberleşme: Haberleşmede kesinlikle kurye sistemi kulla- nılmakta, dinlenebilir/gözlene- bilir teknolojik cihazlar elver- diğince kullanılmamaktadır. Eylem-sOah: Eylem, hücre mensubu mücahitler tarafın- dan gerçekleştırilmektedir. Si- lahların saklandığı güvenilir mekânlardan biri de cami ve mescitlerdir. Kişiye zımmetli silah bulunmadığı gibi aynı si- lahm sürekli aynı şahıs tara- fından taşınması da söz konu- su değildır. [email protected] Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul, 23 Eylül 1979 gününde bundan 21 yıl önce öldürülmüştü. Cinayetin nasıl işlendiğine ilişkin ifa- de ve saptamalar, 12 Eylül sonrası MHP Adana davasında etraflı olarak yer almıştı. O olayda adı geçenlerin hiçbiri mahkûm olmadı. Bu cinayet, failleri bilindiği halde faili meçhuller kervanına katıldı. Yurdakul, tıpkı Gaf- far Okkan gibi dürüst, sevilen, gö- zü pek bir emniyet görevlısiydi. Te- rörün üzerine sağ-sol demeden gidi- yordu. Bir eylül sabahı evinden işine gi- derken arabasının önü kesildi, çap- raz ateşe tutuldu ve öldürüldü. Ce- vat Yurdakul 17 faili meçhul cinaye- ti aydınlatmıştı. Sağcı solcu deme- den, şiddet eylemlerine katılan çok sayıda kişiyı yakalamış ve yargıya teslim etmişti. Bu nedenle tepki çek- miş, özeîlikle MHP'liler tarafından tehdit edilmişti. Zaten daha sonra si- lahla yakalanıp suçlannı itiraf eden- ler de ülkücüler ve MHP taraftarlany- Cevat Yurdakul'dan Gaffar Okkan'a dılar. Gaffar Okkan, Cevat Yurda- kul'dan sonra öldürülen ikinci il em- niyet müdürü. Her iki ölümün arasın- da da benzerlikler var. Her ikisı de mesleğini cesaretle, dürüstlükle ve doğru yapan insanlardı. Halkın sevgi- sini, şiddet yanlılannın ise düşmanlı- ğını kazanmışlardı. Cevat Yurdakul'un kızını yıllar sonra yurtdışında gördü- ğümde, bu ölümün sorumlusu bir ül- kenin yurttaşı olmaktan acı duymuş- tum. Şimdi Gaffar Okkan'a yanıyo- rum, yanıyoruz. Tarihin tozlu sayfalan arasında do- laşınca bu ülkenin neden ölümün ve acının ülkesi olduğunu daha iyi anlı- yoruz. Bu ülkede yıllardır cinayetler işlenıyor; bir kısmının failleri bulunu- yor, bir kısmının ise hiçbir zaman bu- lunamıyor. Bir cinayete yanarken di- ğeri üzerine geliyor. örgütlerin adı, katillenn kimliği de- ğişiyor, ama bu ülkenin ölüm ülkesi ol- ması gerceği değişmiyor. Gaffar Ok- kan, bu ölüm ülkesinin önemli insan- lanndandı. Sıradan bir güvenlik gö- revlisı değildi. Sorunlara, geleneksel asayışle mücadele bıçimlennın öte- sinde bir gözlükle bakıyordu. öyle baktığı için hem sevgi hem nefret ka- zanıyordu. Geçen yıl Diyarbakır'da ona gösterilen sevgiyi görmüştüm. Bu pek alışık olmadığımız bir durum- du. Şimdi onun halkı nasıl kazandığın- dan söz ediyoruz. Onun niteliklerini birer birer sayıyoruz. Bir emniyet mü- dürünün en sorunlu ilde bu kadar bü- yük halk kitlesinın sevgisinı nasıl ka- zandığını görüp şaşkınlığa düşüyo- ruz. Şaşırmakta haklıyız. Çünkü bu tür bir yöntem pek de alışık olmadı- ğımız bir yöntem. Ancak unutmaya- lım ki onu yitirdik. Yann, bu işi yapan bazı tetikçiler de yakalanıp yargılana- bilir. Sonra ne olur? Türkiye, eski usul yönetilmeye devam eder. Yeni bir ci- nayetle sarsılana kadar bunlan unu- tup gideriz. Bu nedenle Cevat Yurda- kul'u, savcı Doğan Öz'ü unutmama- lıyız. Onlar, ölümün üzerine yürüyen özgüriük, demokrasi âşığı cesur in- sanlardı. Şimdi aynı acıyı Gaffar Ok- kan olayında yaşıyoruz. Düne kadar taşeron bir örgüt olduğunu bildiğimiz Hizbullah'ın bu cinayeti işlediği anla- şılıyor. Bu taşeron örgütlerin nasıl beslenip büyüdüğünü, yann başka çıkariar ne- deniyle başkalannın beslenip büyü- meyeceğini söyleyebilir miyiz? Çün- kü dün Cevat Yurdakul'u, Doğan öz'ü öldürenler de beslenip buyutüldüler, korundular, beraat ettirildiler. Katil sa- nıklarının şimdi ne yaptığını merak ediyorum. Aslında pek merak da et- miyorum. Çoğunun çok önemli mev- kilerde, ya da devletle ilişkili akçalı iş- lerde olduğunu tahmin ediyorum. Gaffar Okkan'ın öldürülmesinin acı- sını, kuvvete dönüştürmenin yolu, bu ölümcül sistemi sorgulamaktan ge- çiyor. Hizbullah günümüzün terörü; dünün ve yannın terörünü önlemek için toptan bir temizliğe gerek duya- cak mıyız? Cevat Yurdakul'u 21 yrl önce ölüme yollayan anlayış değişti mi? Onun değişebılmesi için katilleri- nin ortaya çıkanlıp cezalandınlması gerekmiyor mu? Doğan Öz'ün katili herkesin gözü önünde beraat etme- di mi? ••• Gaffar Okkan cinayeti, çok planlı ve çok iyi hazırlanmış bir cinayet. Bu ci- nayetin bir sürecin, bir birikimin, bir yanlış anlayışın ürünü olduğunu nasıl yadsıyabiliriz. Gaffar Okkan'a yanıyoruz. Bu ül- kenin acı kaderine yanıyoruz. Bütün bu sürecı yeniden sorgulamaya, ka- tilleri kollamayan yenı bir anlayışa her zamankinden çok ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle