17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güngör, BahçeTyi suçladı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP'den ihraç edilen Içel Milletvekili Ali Güngör, ihracı konusunda Müşterek Disiplin Kurulu'na gönderdiğı itıraz dilekçesını bır üst yazıyla MHP milletvekillenne de sundu. Güngör, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve parti yönetiminin "en basit hukuk mantığından habersiz" olduğunu belirtirken "Parti ve devlet yönetmeyi çocuk oyuncağı zannetmektedirler" dedi. Güngör, Bahçeli'nin affedilmelenni sağladığı PKK'lilere hoşgörü gösterirken kendisinin ihracını istediğini söyledi. DYFIi Genç'ten AkgüCe suçlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Tuncelı Milletvekili Kamer Genç, TBMM Insan Haklan Komısyonu'nun dış gezılerinde usulsüz harcama yapıldığını savundu. Genç, dün TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak TBMM'nin dış ilişkilerini • düaenleyen yasaya göre yurt dışı gezilerde partilenn oylan oranında temsil edilmeleri gerektiğine dikkat çekti. Komisyon Başkanı MHP'li Hüseyin Akgül'ün katıldığı gezilerde aynı partiden bır başka üyenin daha yer aldığıru belirten Genç, "Bu şekilde usulsüz harcama yapılmış oluyor" dedi. Genç, konuyu TBMM Başkanlığı'na da ilettiğini kaydetri. Oturumu yöneten MHP'li TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu da "Haklısmız ben de sizinle aynı kanaatteyim" dedi. Baro hakkınöaki sopuşturma • ANTALVA(AA)- Antalya Barosu Başkanı Gürkut Acar, Adalet Bakanlığı'nın, Istanbul Barosu hakkında, basında çıkan haberlere dayanarak, araştırma yapmadan soruşturma açtırmasımn üzüntü verici olduğunu bildırdi. Acar, îstanbul Barosu Yönetim Kurulu'nun "F tipi cezaevlerini protesto etme karan aldığı" ileri sürülerek, soruştunna emrinde karann "illegal" olduğu şeklinde bır ifade yer almasının üzüntüyü arttırdığını kaydetti. OtomoMNe Kalaşnikof • İZMİR (AA) - Izmir'in Menderes ilçesinde düzenlenen operasyonda, bir otomobıl ıçindeki 6 kışi, Kalaşnikof tüfek, şarjör ve mermilenyle yakalandı. Operasyonda Ali Özkan ile birlikte, oğluAlperÖ., LatıfA, Kerim O., Haydar A. ve Mustafa A., gözaltına alındı. Yapılan soruşturmada, Ali Özkan'ın, "dolandıncılık, naylon fatura ve sahtecilik" suçlanndan poliste kaydı bulunduğu, silahı 1995yılmda Güneydoğu'dan getırttıği, olayın terör boyutunun bulunmadığı bildirildi. 32 sivil toplum örgütü, dinci terörü protesto için ortak bir eylem düzenleyecek Şiddete hayır ımtiııgiDlYARBAKIR (Cumhuri- yetBürosu)-Diyarbakır'da ör- gütlü 32 sivil toplum örgütü dün bir ortak açıklama yapa- rak Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve 5 arkadaşının öldü- rülmesini kınadı. ÎHD Diyar- bakır Şube Başkanı Osman Baydemir, ETA'yı kınayan "şiddete hayır" mitingi gibi bir mitingin düzenlenmesi için girişimlerde bulunacak- laruıı belirtti. • Ispanya'da ETA'mn şiddet eylemlerini kınayan mitinglerin benzeri Diyarbakır'da da gerçekleşecek. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Baydemir bu amaçla girişimlerde bulunacaklannı söyledi. Diyarbakır'da örgütlü 32 si- Başkam Avukat Mustafa Ö- lahlann sustuğu, toplumsal vil toplum örgütünün temsil- cisi dün Gaffar Okkan ve 5 ar- kadaşının suıkast sonucu öl- dürülmesini kınamak amacıy- la dün Güneydoğu Gazeteci- ler Cemiyeti'nde bir araya geldi. Örgütler adına açıkla- ma yapan Diyarbakır Baro zer, saldın kimden gelirse gel- sin kmadıklanm belirtti. Top- lumsal sorunlann çözümünde şiddetin çözüm olmayacağını belirten Özer, insanhaklan ve demokrasi standartlannın yüksek sesle talep edildiği Di- yarbakır'da, uzun zamandır si- banşa ulaşılacağı beklentılen- nın arttığı bir dönemde bu sal- dınnın gerçekleşmesinin dü- şündürücü olduğunu vurgula- dı. Saldınnın toplumun de- mokrasiye, insan haklanna, banşa ve huzur içinde yaşama özlemine yönelik olduğunu Diyarbakır Halk katilleri itiistiyor MAHMUTORAL DİYARBAKIR - Di- yarbakır'da, Emniyet Müdürü Gaffar Okan'la 5 polis memurunun şehit edilmesinin ardından yaşanan büyük tepki ye- rini sessizliğe bıraktı. Öncekı gün tüm Türki- ye'yi sarsan ve devlet- halk kaynaşmasını yan- sıtan görkemli cenaze töreni sonrasında herkes günlük yaşamına döndü. Esnaf yeniden kepenk- lerini açtı, ekonominin çarklan dönmeye başla- dı. Minıbüslerdeki siyah kurdeleler ise çıkanlma- dı. Hizbullahçılann iste- diği gibı başta Diyarba- kır olmak üzere kent üzerinden bölgeye hatta tüm ülkeye yayılması hedeflenen şiddet dalga- sı "halk, sağduyulu ka- mu yöneticileri ve 6 ar- kadaşlannı yitiren polis memurkrTnın çektıği sete takıldı. ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART K'\M BELKİ ARKA belirten Özer, "Bfcder saldın- yı gerçeldeştirenleri, tarbşma- yı, insan haklan ve demokrasi standartlannın yüksehilmesi- ni, banşı engellemek isteyen- ler olarak görmekteyiz" dedi. Özer. "Bölgemizin halkgibi sade oian yöneticilere ihtiyacı vardn-" dedi. Açıklamanın ardından bir soru üzerine söz alan İHD Di- yarbakır Şube Başkanı Avu- kat Osman Baydemir, Okkan ve 5 arkadaşmm cenaze- sine katılan on binlerce ınsanın "şiddete karşı yurttaş direnci" ortaya koyduğuna dikkat çektı. Baydemir. şiddete karşı bir miting düzenlenmesi için sivil toplum örgütle- rine çağn yapacaklannı söyledi. OHAL Valisi Gökhan Aydıner de yaptığı açık- lamada, Okkan'ın Dıyar- bakır'ı en huzurlu kent- lerden biri yapmak için özveriyle çalıştığını söyledi. Okkan ve 5 ar- kadaşının katledilmesi- nin milletçe nefretle kı- nandığına dikkat çeken Aydıner, "Diyarbakırh- lar da tepküermi şehhle- ri uğuıiarken yapılan tö- rende gösterdikr" dedi. Mezopotamya Gazete- ciler Cemiyeti Başkanı Cemfl Aydoğan ıse yap- tığı açıklamada, Diyar- bakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan ve 5 polisin katledilmesinin banş ve demokrasi süre- cine sıkılan bir kurşun olduğunu söyledi. Aydo- ğan, "Bu saldınnın Di- yarbakır'da yapüması da çok anlamluur" dedi. KESK Diyarbakır Şu- beler Platformu ıse sal- dınnın banşa ve huzura yapılmış bır saldın oldu- ğunu belirtti. 347 FAİLt MEÇHUL CİNAYET AYDINLATILDI 2 bin 101 militan tııtııklandı tLHANTAŞÇI ANKARA - Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a yönelik 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz'da gerçekleştirilen operasyondan bugüne değin 3 bin 300 kişi gözalüna alınırken, bunlardan 2 bin 101 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yakalananlar arasında örgütün yöneticilerinden Edip Gümüş ile Cemal Tutar da bulunuyor. Örgütün işlediği faili meçhul cinayetlerden 347'si aydmlatılırken. "domuzbağı'' ile toprağa gömülenlerden 67'si çıkanldı, bunlardan yalnızca 34'ünün kimliği belirlenebildi. Îstanbul Beykoz'da 17 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah'a yönelik gerçekleştirilen ve örgüt lideri Hüseyin Vetioğhı'nun öldürüldüğü operasyon sonrasında 3 bin 300 kişi gözaltına alındı. Bunlar arasında örgütün yöneticileri Edip Gümüş ile Cemal Tutar da bulunuyor. Yakalananlardan 2 bin 101 kişi tutuklandı. Operasyonlarda 298 uzun namlulu silah, 417 tabanca, 51 bin 47 mermi, 413 bomba, 31 roketatar, 1 havan ele geçirildi. KömûrlûkJerden çıkan 67 ceset Örgütün katıldığı 167 öldürme, 62 yaralama, 5 bombalama, 22 kundaklama, 48 darp, 9 tehdit olayı belirlendi. Hizbullah'ın işlediği faili meçhul cinayetlerden 347'si aydınlatıldı. Operasyonlardaki ifadeler doğrulrusunda evlerin kömürlüklerinden ve bahçelerinden 67 ceset çıkanlırken bunlardan yalnızca 34'ünün kimliği belirlendi. PARTtNİN TERÖR OLAYLARINI ÖNLEME PLANI FP'den manevieğitim çağnsı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Sekreteri Suat Pamukçu, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'a yönelik saldınyı değerlendirirken terör olaylanmn önlenmesi için "manevi eğföm" önerisinde bulundu. Pamukçu, "Herkes evladına Allah'ın - gözetkyici olduğunu ve bir gün hesap gününün geleceğini öğretmeli'' dedi. FP, bu- yıl önce Hizbullah operasyonu başladığında verdiği ve genel kurul gündeminde 93. sırada bekleyen araştırma önergesinin 30 Ocak Salı günü görüşülmesi için TBMM Danışma Kurulu'nu toplantıya çağırdı. Ancak iktidar temsilcileri katıhnadığı için toplantı yapılamadı. FP Grup Başkanvekili Bülent Armç, Hizbullah konusunda TBMM'nin araştırma yapmasının anayasal bir görev olduğunu belirtti. FP Genel Sekreteri Suat Pamukçu da düzenlediği basın toplantısında, "Şiddetin her türlüsüne karşı okhıklannı" behrterek Gaffar Okkan cinayetinin arkasında "Hizbullah diye adlandınlan bir örgütün bulunduğu" yönünde değerlendirmeler yapıldığım söyledi. 'Allah gözetttyor' Cinayetlerin ve terör olaylannın önlenmesi için manevi eğitimin önem taşıdığını savunan Pamukçu'nun "Herkes evladına ADah'm gözetieyid olduğunu ve bir gün hesap gününün geleceğini öğretmeli'' sözleri dikkat çektı. Pamukçu, basm toplantısında anayasanın 69. maddesiyle ilgili değişiklik önerisini ilk olarak hükümetin gündeme getirdigini belirtti. IRMIKIAYDIN ENGtN aenginfa doruk.net.tr Işin kırtldığı akşam saatle- riydi. Ders kitabının arasına çizgi roman koyup okuyan haylaz öğrenci örneği inter- nette gezintiye çıktım. Bir tür boşalma, günün yorgunluğu- nu atma deyin isterseniz. Popüler bilim sitelerinden birinde başlığı ile "oku beni" diyen bir makaleye rastladım. Epey serbest bir çeviriyle: Fi- zik, Kimya ve Biyolojinin So- nu... Okumaya başladım... Bir iki paragraf geçmeden haber. önce NTV haber havuzuna, oradan da benim masaya düştü: Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan öldü- rüldü. Internet makalesine zorun- lu ara verildi. Işimiz haber. Bü- tün akşam, sonra ertesi gün, sonra bir ertesi gün hep Di- yarbakır'da öldürülen altı po- lis memurunun haberleri aktı. Henüz kesinleşmese de "Al- lah'ın Askerleri" (=Hizbullah) örgütünden olduklan sanılan teröristler ölüm kustular. İlk izlenimler gösteriyor: Genç Emniyet Müdürü, Diyar- bakır'da olmazı olur, umulma- yanı gerçek kılmış. Akan gö- rüntüler, olay yerindekı haber- Fizik - Kimya - Biyoloji - Diyarbakır ci izlenimleri kuşkuya yer bı- rakmayacak bir açıklıkla gös- teriyor; öyle zorlama "devlet töreni kalabalığı" filan yok; ter- sine banşa hasret bır kentte, barışa katkıda bulunmuş bir kamu görevlısinin ardından tu- tulan yas vardı. Elim işte, gözüm ekranda, kulağım radyoda... Aklım in- ternette yanm kalmış popüler bilim makalesinde... İki haber arasında bir kaça- mak yapıp makaleye göz atı- yorum. "...Geleneksel bilim dallan arasındakı aynm çizgileri git- gide belirsizleşiyor. Özellikle fizik, kimya ve biyoloji arasın- da farklar gitgide silikleşiyor. Henüz adı konmamış yeni ve tek bir bilim dalıdoğuyor. Hat- ta doğdu bile. Bunun meslek- lere, bilim insanlanna, eğitime yönelik inanılmaz derinlik ve çapta sonuçlan var..." Herhalde Diyarbakır'ın va- roşlannda bir izbede birtakım adamlar bir araya geldiler. Bel- ki de kırsal alanda, bir mezra- nın toprak damlı evlerinden bi- rinde toplandılar. Suikastta kullanılacak silah, ellerindeki mermi stoklan gözden geçiril- di; suikast yerinde gözlem yapmış "Allah'ın askehe- ri'nden birinin sözlü raporunu dinlediler. Belki kâğıt kalem alıp krokiler çizdiler... "...Fiziğin maddenin hare- ketini, kimyanın maddeyi oluşturan elementler arası karşılıklı etkimeleri, biyolojinin canlı organizmalann oluşum ve gelişimini incelediği günler çoktan gehde kaldı. Fiziğin bittiği noktada nöbeti kimya alıyor ve her ikisinin bulgula- nndan biyoloji sonuçiar çıka- nyor, diye başlayan tanımla- malarartıkanlam taşımıyor..." Inançlı olduklanna inanmış- iardı. Inançlannı hiç sorgula- madılar. Inandıklanna inanma- yanlan düşman bellediler. Ya- pıp ettiklerinin doğruluğundan hiç kuşku duymadılar. Kuşku duyanı kâfir saydılar. Kafirin hakkının ölüm olduğunu tar- tışmadan benimsediler ve ölümler çoğaltarak sevap ara- dılar... "... Üniversitelerde oluşan bıyo-fızik, bıyo-kimya, fiziksel kimya, kimyasal fizik bilim dal- lan aslında bir geçiş dönemi- nın ürünleri. Geçiş dönemi ve bu bilim dallan da geçici. He- nüz adının olmaması doğal. Bu noktadan çıkıp itiraz eden- leryanılıyor. Bebeğin adı doğ- madan aranır, doğunca konur. Yeni bilim dalı, belki 'bilimle- rin bilimi' çoktan insanın akıl rahmine düştü..." Kendi aralannda ne konu- şurlardı dersiniz? Allah'ın ada- letini yerine getirmenin omuz- lanna yüklenmiş bir kutsal gö- rev olduğundan filan söz et- mişler midir? Hizbullahileri ya- kalayan Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün öldürülmesıne karar verirterken akla dayanan bir gerekçeye gereksinim duy- muş olabilirler mi? Intikamla- nnı < W/aA)ad/na"aldıklanndan kuşkulan olmuş muydu aca- ba? "...Yeni bilim serpilip geliş- tikçe bilim adamı profilini ve niteliklerini de etkiliyor. Dünün yaşlı, dalgın profesöheri artık sadece karikatüherde var. '30 yaş üstü 50 yaş altı' diye anı- lan bir bilim insanlan kuşağı aralannda binlerce millik uzaklığı umursamaksızın, elektronik ortamda ilişkiyegi- riyor ve bilimsel üretimin ko- lektifleşmesinin akıl almaz ola- naklanna kavuşuyortar..." Herhalde hepsi okula git- miştir. Belki fizik, kimya, biyo- loji bile okumuşlardır. Hepsi de "30 yaş üstü, 50 yaş altı" te- rörist militan kuşağından ol- salar gerek. Özledikleri dün- yada bütün insanlann, onlann inancına kayıtsız koşulsuz inanmalarını istediklerine ve isteyeceklerine kuşku yok. Reddedene sunduklan sade- ce ölüm. Inançlannın koyulu- ğu şiddete tapınçlannı da be- lirliyor. Ne kadar çok ınanç, o kadar çok şiddet. Aklın bütün dizginlerinden kurtulmuş i- nanç içinse tek çözüm var ar- tık: Olüm. ••• Bir gözün haberde, bir gö- zün internette; bir elin işte, bir elin internette olursa ortaya böyle bir yazı çıkar işte... Bu saatten sonra yenisı de yazılmaz. Ister istemez gaze- teye bu yazı geçilecek de... Acep yann sabah okur ne diyecek? Hele bir gün ola, yann ola... POLflİKA GÖNLÜĞÜ HÎKMET ÇETtNKAYA Olasılık... Hain bir pusu sonucu şehit düşen Diyarbakır Em- niyet Müdürü Gaffar Okkan, dün Hendekie top- rağa verildi... Diyarbakır'dakı katlıamda alta polisin kentin en iş- lek caddesinde çapraz ateşe tutularak öidürülme- si düşündürücü değil mi? Hizbullah'ın ölüm listesinde olan bir polis müdü- rü göz göre göre pusuya düşürülüyor... O zaman insanın aklına ister istemez şu soru ta- kılıyor "Devletin istihbarat birimleri neden böyle bir ey- lemi önceden saptayıp saldırganlan yakalamıyor?" Diyarbakır halkı, Gaffar Okkan'ın cenaze törenin- de bir ırmak gibiydi... Sevgi, hüzün ıç içeydi!.. Ağlayan insanlann görüntüleri ekranlardan tüm Türkiye'ye yayılırken ben hâlâ düşünüyordum: "Gaffar Okkan, örgüt tarafından uzun süre izlen- diği halde, istihbarat binmleri bu olaya neden se- yirci kaldılar?" Benim bu düşüncem, suikastın gerçekleştiği sa- atten beri sürüyor... Burada üzerinde durulması gereken bir başka önemli nokta da şu: Gaffar Okkan, Diyarbakır ınsanıyla bütünleşmiş, 'devletle halk' arasında bir sevgi zinciri kurmuş... Ülkesini seven, çalışkan, özellikle Hizbullah'ın bel- kemiğini kıran Gaffar Okkan, hedefteki adam oldu- ğunu bilmesıne karşın korumalanna şu buyruğu ver- miş: "Otomobilin kapı carnlannı açıp silahlannızın namlusunu dışanya çıkarmayın!.." Bu doğru bir karar olabilirl. Ancak, Gaffar Okkan'ın çalıştığı yer belli... Polis, çevrede niçin güvenlik önlemleri almı- yor? Hizbullah, Okkan'ın çıkışında dışanda güvenlik çemberinin oluşturulmadığını çok önceden sap- tamış, eylem planını buna göre hazırlamış... Burada bir 'boş vermişlik' söz konusu değil mi? • • • Konca Kuriş'in kaçınlma olayını anımsıyor mu- sunuz? Kuriş, Içel'de bir akşam evinin önünde otomobi- linden inınce kaçınldı, bir daha bulunamadı!.. Genç kadının cesedi yıllar sonra Konya'da mezar evlerdeçıktı... O zaman da sormuştum: "Konca Kunş, Içel'den Konya'ya nasıl getirilmiş- ti?" Sonradan öğrenildi ki Konca Kuriş, Içel'de polis karakoluna çok yakın bir evde aylarca sorgulan- mış... Devletin istihbarat birimleri, Hizbullah'ın Içet'de- ki örgüt evini nasıl saptayamaz? O tarihte (1997-1998) Hizbullah Içel ve Tarsusta pek çok kanlı eylem yapmış, cami imamından öğ- retmenlere dek beş kişıyi öldürmüştü... Konca Kuriş, Içel'den Konya'ya götürülürken dört-beş saatlık yol boyunca hiçbir güvenlik enge- linetakılmıyordu... Hep bunlar insanı düşündüren olaylardır... Peki o tarihte Hizbullah'ın Akdeniz bölge sorum- lusu kimdir? Hüseyin Velioğlu'nun hemşerisi, 'Abdûlkerim' kod adlı Isa Attsoy'dur!.. 1980 yılında Batman'da devlet memuru olan Isa Altsoy, Diyarbakır'a yerieşen Hüseyin Velioğlu, R- dan Güngör, Mansur Güzelsoy'la birieşıp 'Diyar- bakır-Batman' arasındaki 'Hizbullah - llim Grubu' köprüsünü kurdu... Isa Altsoy şu anda Almanya'da yaşıyor... Işin ılginç yanı, 17 Ocak 2000 operasyonu sonun- da adı sık sık anılırken pasaportla yurtdışına çıkma- S4 bana bir hayli düşündürücü geliyor... • • • Diyarbakır, Hizbullah'ın önemli merkezlerinden bi- risiydi ve Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın çalışma- lan sonucu (1997-2001) örgüt bölgede büyük dar- be almıştı... Tüm bunlara karşın Gaffar Okkan, Hizbullah'ı te- rör örgütü olarak değil 'casusluk şebekesi' gibi görüyor, kendisine yönelik bır eylem yapılacağını aklının ucundan bile geçırmiyordu... Belki de şöyle bir gerekçesi vardı: "Halk benı seviyor, Hizbullah böyle bir eyleme cesaret edemez!" İstihbarat birimleri de aynı düşüncede miydi? Çünkü, Gaffar Okkan ve koruma polislerine yö- nelik suikastın öyle bir-iki gün içinde planlanarak gerçekleştinldiğı duşünülemez!.. Eylem aylarca önce tasarlanmış, tüm olasılıklar tek tek değeriendirilip 'tereyağından kıl çeker gibi' gerçekleştirilmiştir... Yani Hizbullah bu eylemi tek başına yapmamıştır... O zaman şu soruyu yöneltebiliriz: "Diyarbakır'daki kanlı eylemin arkasında Avrupa, Ortadoğu ya da Afrika ülkelerinden birinin istihba- rat birimleri olabilir mi?" Bakın, aradan üç gün geçti, eli kanlı çete tek ipu- cu bırakmadan, bir milyon nüfuslu Diyarbakır'dan kuşolup uçupgitti... Eylemi yapanlann kimlikleri saptansa bile Diyar- bakır'ın Habur'a ıkı saat uzaklıkta olduğu unutul- masın!.. hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p I a r ı Hikmet Çetinkaya BIR GÜNEYDOĞU GERÇEĞİ:NECLA Ooun öykûsüvle hiç kımse fazla ilgıleomedı; on dört yaşında yaşamın kırb sulannda yok olup gıtü. Sıslı ve soğuk bır Diyarbakır akşamıydı. Karanlığın gri gölgesi evlerin, caddelerin. sokakJann ûzerine düşüyordu . Cumhurtyrt Çağ Pazarlama A Ş. Türkocağı Cad. No.39/41 tap ku'ûbO l. krtap ku ğ (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tet: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle