Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HİZBULLAH VAHŞETİ
Itirafçı Abdülaziz Tunç, devletin örgütü yok etmesi için tam demokratik olması gerektiğini söyledi
'Hizbullahkolay kolay bitmez'RUŞEN ÇAKIR
- Hizbullah bitti mi?
TUNÇ - Hayır. Bitmedi. Zaten hiç-
bır örgüt, özellikle 20 yıldan fazla geç-
mişi olan örgüt kolay kolay bitmez.
Fakat Hüseyin öldürüldükten sonra
ben şahsen örgütün bittiğine inanıyor-
dıım. Çünkü örgüt Hüseyin ile ayak-
taydı. Hüseyin örgütün her şeyiydi. Şu
anda geride kalanlar, onun parmağı
kadar iş yapamazlar. Bu işi, onun yüz-
de bın kadar sürdüremezler.
- Belki yeni bir örgüt çıkar.
TUNÇ - O ayn. Mutlaka yeni bir ya-
pılanma olacak, ama yeni bir söylem
çıkmaz. Bundan yüzyıl da geçse, ge-
ride 2-3 kişi de kalsa Hüseyin'in plan-
ladığı, yaptığı şey geçerli olacaktır.
Bunun dışında bir şey de yapılamaz.
Zaten örgütler için en ideal yapılanma
da budur. Hüseyin hem kendi deneyi-
minden, hem PKK'nin deneyimlerin-
den. hatta değişik istihbarat örgütleri-
nin deneyımlerinden, örgütlenme şe-
killerinden faydalanan biriydi. Örgüt
de bu sayede ayakta durabiliyordu.
Bundan sonra örgütü yönetecek olan-
lar da ancak bu tür şeyler yapabilirler.
- Yeni yapılanma derken eskisi gibi
tek kişiye bağh değU de gerçekten bir
şûra tarafindan yönetilen bir örgüt or-
taya çıkamaz mı?
TUNÇ - Hayır, öyle şeyler olamaz.
Bu örgütün tabiatına aykındır. Yapa-
mazlar, çünkü diğer cemaatlerden far-
kı kalmaz. Hizbullah'uı farkı, gizlili-
ğe çok riayet etmesi, emir-komuta zin-
cirine bağh olmasıdır. Hüseyin'in ye-
rini doldurabilecek kimse yok. Geride
kalmış ınsanlar da birbirleriyle istişa-
re ederek, bir nevi şûrayla bu işi götü-
• Itirafçı Abdülaziz
Tunç,
Hizbullah'ta
müthiş bir
intikam duygusu
olduğunu
söyiüyor: "Şu
anda kendilerine
düşman
gördükleri
insanlann
kanlannı içseier
de gönülleri rahat
durmaz."
• "İslami akımlar
içerisinde
vahdet-i vücut
hoşuma gidryor.
Hallac-ı Mansur
bu düşünceye
sahipti.
Yeryüzünde
yaşayan tüm
insanlar arasında
inançayrımı
gözermezdi
Hizbullah veya
diğer örgütiere
göre bir insan
Müslüman
değilse
düşmandır."
• "Örgütte binlerce kadın vardı. Kadınlann ayn bir yapılanması var.
îçlerinde çoğu evlidir. Askeri kanattaki erkeklerin hanımlan da askeri
kanattan sayılır. Ama eylem yapmazlar. Sadece birini duydum, o da kendi
başına yapmış. Nusaybin'de PKK'li bir adam, Hizbullahçı olan oğlunu
öldürdü. Hapisten çıktıktan sonra da öldürülen çocuğun ablası, babasını
öldürdü. Başka da cemaat içinde silah kullanan kadın bilmiyorum. Aynca
PKK'nin baskın yaptığı Hizbullah köylerinde kadınlann da çatışmaya
katıldığı biliniyor."
rebilirler. Ama ne dereceye kadar? On-
lan yakından tanıyorum. Tahminimce
birbirlerini de kabul etmezler. Hüse-
yin'in bir karizması, yaptınm gücü
vardı; etrafina korku sahyordu. Hatta
kendisine bağh özel bir askeri birliği
vardı. Kendisine yakın kişiler de bunu
biliyor; hakkında hiçbir şey diyemi-
yorlardı. Istediğini kaçırtır, öldürtürdü.
Geride kalanlardan İsa Altsoy, cema-
atin ilk kuruculanndandır. Selahattın
ise (Sülhattin Ürük) değildir. Selahat-
tin, tsa'dan daha kabiliyetlidir, ama o-
nun kadar eski olmadığı için gücü sı-
nırhdır. Bu işi nereye kadar beraber
götürecekler, belli değil.
İntlkam duygusu
- Şimdiye kadarçok sayıda üst düzey
isim yakalandL
TUNÇ - Diğerleri de er ya da geç ya-
kalanacaktır.
- İntikam duygusu.»
TUNÇ - Müthiş bir intikam duygu-
su var. Şu anda kendilerine düşman
gördükleri insanlann kanlannı ıçseler
yine gönülleri rahat olmaz.
- Hizbullah'ın seçün yapma lüksü
TUNÇ - Hizbullah kritik bir durum-
da. İsa ve Selahattin acaba ne karar ve-
rirler? Bağımsızlıklarmı korumak için
neyseler o mu kalacaklar, yoksa yok
olmamak için birileriyle ilişki kura-
caklar mı? Yani her türlü rüzgâra açık-
lar. Zaten Hüseyin gibi ileri görüşlü de
değiller. Onun gibi farklı kanatlardan
bilgi ahna şanslan da yok.
- Cemaatin çok sırn var mıydı?
TUNÇ - Tahmin ettiğim kadanyla
çok sır sahibıydi Hüseyin. Çatışmaya
ginnesınin nedenı de bence buydu. Ya-
şamak istemedi bence. Sırlanndan do-
layı ölmeyi tercih etti.
- Ne tür srlar bunlar?
TUNÇ - Mesela lran. Birlikte git-
miştik.
- Ama Iran'la ilişki arük sır olmak-
tan çıkmış bir şey.
TUNÇ - Öyle. Artık bilemiyorum
başka kimlerle ilişkisi vardı.
- Bilemediğimiz ve beUd de hiç öğre-
nemeyeceğimiz suian olmah.
TUNÇ-Bildiğim şu: Müthiş sırlara
sahip biriydi. Bunu. onun haleti ruhi-
yesinden çıkanyorum.
- Ailesiyte birlikte mi yaşryordu?
TUNÇ - Evet, nereye giderse gitsin
ailesi de yanında olurdu. 10'dan fazla
çocuğu olduğunu biliyorum. Büyükle-
ri sahte kimlikle okul okudular.
- Tek eşj mi vardı?
TUNÇ - Evet, tek eşliydi. Cemaatte
çokeşlilik vardı. Hüseyin'in bu konu-
da talimaö da vardı. lmkânı olan ikin-
ci, üçüncü evliliği yapsın dedi; çoğu
kişi de yaptı. Ama kendisi tek eşte kal-
dı.
Cemaattekl kadınlar
- Cemaatin kadın üyesi yok muydu?
TUNÇ - Olmaz olur mu, binlerce
vardı. Kadınlann ayn bir yapılanması
var. îçlerinde çoğu evlidir. Askeri ka-
nattaki erkeklerin hanımlan da askeri
kanattan sayılır. Ama eylem yapmaz-
lar. Sadece birini duydum, o da kendi
başına yapmış. Nusaybin'de PKK'li bir
adam, Hizbullahçı olan oğlunu öldür-
dü. Hapisten çıktıktan sonra da öldü-
rülen çocuğun ablası. babasını öldürdü.
- Hâiâ Hizbullah köykri var mı?
TUNÇ - Bilmiyorum, ama var ol-
malan gerekir.
- Vdioghı'nu sen teşhis ettin. Bu na-
sü bir duyguydu?
TUNÇ - Çok müthiş bir duyguydu.
Kendisiyle 20 yıllık bir geçmişimiz,
beraberliğimiz, bir arkadaşhğımız var-
dı. Onu bir abi, bir büyük olarak görü-
yordum. Hem acuna hislerim oldu. O-
nun kim olduğunu bilmiyorlardı; bir
ben biliyordum. Yirmi yıl öyle bir ce-
maati tek başma yönetmiş bir kimse-
yi orada, o şekilde gördüğümde hem
ölümle ilgili duygular -ölüm çok acı,
çok soğuk bir haldir- hem de onun ko-
numunun vermiş olduğu duygular
bende iç içe geçti. Geçmiş aklıma gel-
di. Burada mı karşılaşacaktık, dedım
ona. 4-5 yıldır görüşmüyorduk çünkü.
Seni bu halde mi görecektim, dedim.
Böyle duygular oluştu bende.
- Öien ldşinin Velioğhı olma ihtimah'
geuniş miydi aklına?
TUNÇ - ABD Başkam'nın öldürül-
mesi aklıma gelirdi de Hüseyın Veli-
oğlu'nun öldürülmesi hiç gelmezdi.
Cemaatın dışındaki insanlar zaten onu
tanımıyordu. Ta ki gazetelerde resmi
yayımlanana kadar. Bir tek yakınında-
kiler bilirdi. Kabiliyetli bir insandı.
Çok deneyimliydi. Yüzlerce, binlerce
insanla muhatap oldu. Gruplarla, in-
Bir orduyu donatacak silahlar"Y 7TırtHaberleri Senisi - Yurt ge-
\ nelinde 1 yıldan bu yana Hiz-
.X bullah'a yönelik operasyon-
larda örgüte ait bir orduyu donatacak
kadar silah bulundu. Örgütün ilk cep-
haneliğine 17 Ocak'ta Beykoz'da ör-
gütün lideri Hüseyin Velioğhı'nun öl-
dürüldüğü operasyondan 9 gün son-
ra itirafçı Mahmut Demir'in ifadele-
ri sonucunda Batman'da ulaşıldı.
Ardından sırasıyla Kızıltepe, Hilvan,
Gaziantep, Diyarbakır ve son olarak
Şırnak'ta bulunan cephaneliklerde,
aralannda havan topu, Kalaşnikof, ro-
ketatar, Kanas suikast silahlan, MP-
5, Biksi ve Takarovlann da yer aldığı
çok sayıda "kryam silahı" bulundu.
17 Ocak operasyonunun ardından
dağılma sürecine giren Hizbullah'a
en büyük darbeyi itirafçı militanlar
vurdu. Itirafçılann ifadeleri sonucun-
da yapılan operasyonlarda örgütün
bir orduyu donatacak kadar süahının
bulunduğu cephanelikler ele geçiril-
di. Batman kent merkezinin Bağlar
Mahallesi'ndeki cephaneliğine de ör-
gütün üst düzey yönetıcilerinden iti-
rafçı Mahmut Demir'in ifadeleri so-
nucunda ulaşıldı.
Bağlar Mahallesi'ndeki bir hücre
evine 26 Ocak 2000'de düzenlenen
baskında ortaya çıkanlan cephane-
likte bulunan silahlar şöyle sıralandı:
• Örgütün ilk cephaneliğine Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinden 9 gün sonra Batman'da
ulaşıldı.Ardından sırasıyla Kızıltepe, Hilvan, Gaziantep, Diyarbakır ve son olarak Şırnak'ta
cephanelikler bulundu. Bu cephaneliklerde, aralannda havan topu, Kalaşnikof, roketatar, Kanas
suikast silahlan, MP-5, Biksi ve Takarovlann da yer aldığı çok sayıda "kıyam silahlan" ele geçirildi.
"134 tabanca ve bunlara ait şarjör,
26Kalaşnikoftüfekveşarjörleri, 1 Uzi
marka yan otomatik tabanca ve şar-
jörü, 1 Baretta marka yan otomatik
tabanca, 1 MKE yapunı taarnız tipi
d bombaa, 5 ABD yapımı MAK-2 el
bombasL, 1 RGD-5 el bombası, 7
MKE yapımı el bombası, 7 Rus yapı-
mı elbombası, 12 etektroniksaat, 9 di-
namitlokumu.''
Cephanelikler bulunuyor
Örgütün ikinci cephaneliği Bat-
man'daki operasyondan 2 gün sonra
28 Ocak'ta Mardın'in Kızıltepe ilçe-
sinde bulundu. Kılduman-Akziyaret
ve Karabulak köyleri arasında yer
alan bölgede yapılan operasyonda,
Akziyaret Höyüğü yakınlannda ahır
olarak kullanılan kerpiç bir evin altın-
da bulunan ve 3 odadan oluşan sığı-
nak ortaya çıkanldı. Bu sığınağm 30
metre ilerisinde yapılan kazı çalışma-
lannda, örgütün cephanelik olarak
kullandığı bölüme ulaşıldı. Burada
çuvallann içerisinde ve naylon torba-
lara sanlı durumda, "bir adet 60 mi-
Bmetrelik sahra tipi havan topu, 33
adetelbombası, 12 adet MKE tipi göz
yaşarUcı bomba. 3 adet boş lav silahı,
9 adet Kalaşnikof marka tüfek ve bu
tüfekkre ait 30 adet şarjör, 15 adetçe-
şitü çap ve markalarda tabanca ve
bunlara ait 21 adet şarjör, 1 adet MP-
5 marka tüfek, 3 adet ses bombası, 11
adetd bombasıfünyesi, 1310 adet Ka-
laşnikof ve tabanca mermisi" elde
edildi.
Örgütün üçüncü cephaneliği de yi-
ne Batman'da bulundu. 1 Şubat'ta
Fatih Mahallesi, 3326 Sokak, 6 nu-
maralı eve yapılan baskında "1 adet
Kalaşnikof marka tüfek, 31 adet el
bombası,3 adet MKE yapunı el bom-
bası ateşleme mekanizması, 20 adet
ABD yapunı MK-2 savunma tipi el
bombasında kullanılan ateşleme me-
kanizması, 10 adet Kanas rüfeğe ait
şarjör, toplam 10 bin 50 adet mermi"
ele geçirildi.
Örgütün en büyük cephaneliği bir
tesadüf sonucu Şanlıurfa'nın Hilvan
ilçesi Buğur köyü. Hozan mezrası,
Cehennem Deresi yakınında bulun-
du. 8 Şubat'ta bölgede av yasaklany-
la ilgili inceleme yapan jandarma ti-
mindeki bir askerin dikkati sonucu
bulunan sığınakta, gübre çuvallan
içinde ele geçirilen silah ve mühim-
mat şöyle:
"607 el bombası, 141 roketatar, 560
adet 7.62 mm çaph Takarov mermi-
si, 325 işaret fişeği, 326 savunma tipi
el bombası, 281 taarruz tipi el bom-
bası, 128 roket sevk mermisi, 11 bin
adet Kalaşnikof mermisi, 47 Kalaş-
nikof kasaturası, 12 adet hücum ye-
leği ve 64 adet 10 mm çapında Ma-
karov mermisi, 80 adet 7.62 mm çap-
h BiksifîşeğL" Yetkililer silah ve mü-
himmatm Rusya ve Suriye kaynaklı
olduğunu açıkladı.
Örgütün bir cephaneliği de 9 Şu-
bat'ta, Gaziantep'te örgüt sorumlusu
Sadık Arslan'ın beraber yaşadığı
Adile Çiçek üzerine kayıtlı bir evde
ortaya çıkanldı. Emek Mahalle-
si'nde, Ah' Küncülü Camii karşısın-
da, iki katlı ve halen iskâna açıhna-
yan binada yapılan aramada, "Kalaş-
nikofmarka uzun namhılu 120 tüfek,
28roketatar,Kanas, Biksi,G-l, G-3 si-
lahlar ile bol miktarda bomba, pafla-
yıa, TNT kanbı, patiayıa donanunı"
ele geçirildi.
Diyarbakır'ın Çmar ilçesinde 8
Mart'ta yapılan bir operasyonda da
örgütün cephanelik olarak kullandı-
ğı bir mağara ortaya çıkanldı. Mağa-
rada toprağa gömülü vaziyette, "9
Kalaşnikof, 2 fngiKz piyade tüfeği, 10
savunmatipiRus yapunı el bombası''
ele geçirildi.
Son operasyonlar
Orgüte yönelik son operasyonlar
geçen günlerde Şırnak'ta yapıldı. 8
Ocak 2001'de yapılan operasyonda
15 kişi gözaltına alındı.
Şahıslann gösterdikleri yerlerde
yapılan aramalarda, "4 lav silahı, 13
RPG-7 roketatar, 53 Kalaşnikof tü-
fek, 2 Kanas suikast silahı, 6 Biksi ma-
kmeK tüfek, 2 G-3 piyade tüfeği, 2 ma-
Idneü tüfek, 10 mavzer piyade tüfeği,
2 tabanca, 16 RPG-7 roketatar mer-
misi,303 piyadetüfekmermisiüe3cep
telefonu" ele geçirildi.
Bu operasyonun ertesi günü yine
Şırnak'ta yapılan başka bir operas-
yonda ise "3 Kalaşnikof piyade tü-
feği, 1 lav silahı, 2 Biksi makineli tü-
fek, 1 mavzer piyade tüfeği, 4 taban-
ca, 1 telefon ile çeşitli çaplarda 610
adet menni" bulundu.
sanlan yöneten insanlarla muhatap ol-
du. Bugün cumhurbaşkanlan, başba-
kanlar, bakanlar nasıl bir âlemi yöne-
tiyorlarsa örgüt de öyledir. Yüzlerce,
binlerce rapoT geliyor; binlerce mese-
leyle karşılaşıyor, hepsinde uzmanla-
şıyorsun. İnsanlann hainliğı, ajanlığı,
dostluğu... Binlerce insan bu çarktan
geçtiği için büyük bir deneyim kaza-
nıyorsun.
- Yapbğı işten büyük bir zevk ahyor-
du herhalde.
TUNÇ - Her şeyiyle kendısini bu işe
adamıştı.
PKK blıe yaradı
- Devlet-PKK çanşmasının azalma-
sı Hizbullah'ı nasıl etkiler?
TUNÇ - Devletin PKK ile çatışma-
sı bize çok yaradı. Böyle olunca çok
rahathyor, ikinci plana atılıyorduk. Şu
anda mesela Istanbul 'da süren DHKP-
C ile devlet çatışması, Hizbullah yö-
neticilerini çok memnun ediyordur.
Bitmesin diye dua ediyorlardır. Dev-
letin dikkati üzerlerinde olmasın isti-
yorlar. 1991 'de bir Islamcı yazar, Mil-
li Gazete'de, Diyarbakır'daki Ilim Ki-
tabevi'ni öven bir yazı yazmışh. Hü-
seyin "Bizi deşifre ediyor" dedi. Ve o-
nun talimatıyla o yazar Istanbul'da dö-
vüldü.
- Bu hareket entelektüel çıkartü mı?
TUNÇ - Bazı illerde, entelektüel yo-
rumlar yapan örgüt üyeleri vardı. Tür-
kiye ve dünya gündemini, cemaatin
gündemini yorumlayan insanlar var-
dı. Öğretmenler özellikle, mühendis-
ler, doktorlar. Hüseyin'in de hoşuna
gidiyordu bu yorumlar. "Getirin biraz
yorumlara bakaüm'" derdi.
- Bu hareketin gefişmesini devlet dı-
şında kim engeUeyebilirdi?
TUNÇ - Hiçbir örgütün Türkiye'de,
onu engelleyebileceğini sanmıyorum.
Ne Marksıst ne de Islamcı örgütler. Za-
ten bir PKK, bir DHKP-C var ciddi ör-
güt olarak. PKK dersinı aldı. Hüseyin
Velioğlu, Batı'daki İslami cemaatleri
tasfiye etmiş olsaydı, ister istemez
Marksist örgütlerle de karşı karşıya ka-
lacaktı. Böylesi bir durumda kesinlik-
le Hizbullah'a yenilirlerdi. Geriye bir
tek devlet kahrdı. Devletin onu yok et-
mesi için gerçek anlamda tam demok-
ratik olması gerekir. Demokrasi, banş
ve insan hakJan ortamında hiçbir örgü-
tün yaşaması mümkün değildir; ne Is-
lamcı ne de başka bir ideolojıden.
'Uffcum penlşledl'
- Siz demokrasiji tağuti olarak görü-
yordunuz.
TUNÇ - Insanlık için en uygun yö-
netim ve yaşama biçimi bence demok-
rasidir. Örgütten kaçışım da bu sayede-
dir. Ufkum değişmemiş olsaydı örgüt-
ten kaçmazdım. Bir kitap beni çok av-
dınlattı. Prof. SüleyınanUludağ'm "fs-
lam Düşüncesinin Yapısı" O güne ka-
dar haberdar obnadığım, olsam bile ka-
le almadığım bir şeyi bana hatırlattı o
kitap. Hz. Peygamber vefat ederetmez
Müslümanlar arasında görüş aynlığı
ortaya çıkmış. Özellikle yüzyıl geçtik-
çe fikir alomlan ortaya çıkmaya başla-
mış. Yani Islam âlemindeki mezhep-
ler, ekoller, düşünce akımlannın tümü
o zaman oluşmuş. Bizler ve başka ce-
maatler de o ekollerin günümüzdeki
uzantılanndan başka bir şey değiliz.
Bizim mensup olduğumuz düşüncenin
mutlak vahiy olmadığını anladım. O
kitaptan sonra. bizimkinin de bir yo-
rum olduğunu anladım.
Vahdet-I vücut
- Taha Akyol, HizbuBah'ı Haricilere
benzetiyor~
TUNÇ - Doğrudur. Hizbullah'uı
1995'ten sonraki çıkışı tam Haricilik
olmuştur. Haricilerin diğer Müslüman-
lara bakışının aynısı. Yani katı bir ce-
halet, katı bir ibadet ve kâfirlerden çok
Müslümanlann düşmanı olmuş.
- Şu anda kendini hangi İslam yonı-
muna yakuı hissediyorsun?
TUNÇ- islami akımlar içerisinde en
çok vahdet-i vücut hoşuma gidiyor. Bu
yorum, günümüz değer yargılanna öy-
le uyumludur ki laikliğe, çağdaş uy-
garlığa çok uygundur. Mesela Hallac-
ı Mansur bu düşünceye sahipti. Yeryü-
zünde yaşayan tüm insanlar arasında
hiçbir inanç aynmı gözetmezdi. Hiz-
bullah veya diğer örgütiere göre bir in-
san Müslüman değilse düşmandır. Ya
kâfir, ya müşriktir.
Vahdet-i vücut'a göreyse bütün in-
sanlar Allah'ın kuludur. Hallac-ı Man-
sur, bu düşünceye sahip olduğu için o
zamanın Haricilere yakın kesimleri ta-
rafından yakalanıp hapse konmuş, par-
ça parça edilip yakılmış.
Yarın: velioğlu kendini
llahlastırdı