23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HİZBULLAH VAHŞETİ Itirafçı Abdülaziz Tunç, devletin örgütü yok etmesi için tam demokratik olması gerektiğini söyledi 'Hizbullahkolay kolay bitmez'RUŞEN ÇAKIR - Hizbullah bitti mi? TUNÇ - Hayır. Bitmedi. Zaten hiç- bır örgüt, özellikle 20 yıldan fazla geç- mişi olan örgüt kolay kolay bitmez. Fakat Hüseyin öldürüldükten sonra ben şahsen örgütün bittiğine inanıyor- dıım. Çünkü örgüt Hüseyin ile ayak- taydı. Hüseyin örgütün her şeyiydi. Şu anda geride kalanlar, onun parmağı kadar iş yapamazlar. Bu işi, onun yüz- de bın kadar sürdüremezler. - Belki yeni bir örgüt çıkar. TUNÇ - O ayn. Mutlaka yeni bir ya- pılanma olacak, ama yeni bir söylem çıkmaz. Bundan yüzyıl da geçse, ge- ride 2-3 kişi de kalsa Hüseyin'in plan- ladığı, yaptığı şey geçerli olacaktır. Bunun dışında bir şey de yapılamaz. Zaten örgütler için en ideal yapılanma da budur. Hüseyin hem kendi deneyi- minden, hem PKK'nin deneyimlerin- den. hatta değişik istihbarat örgütleri- nin deneyımlerinden, örgütlenme şe- killerinden faydalanan biriydi. Örgüt de bu sayede ayakta durabiliyordu. Bundan sonra örgütü yönetecek olan- lar da ancak bu tür şeyler yapabilirler. - Yeni yapılanma derken eskisi gibi tek kişiye bağh değU de gerçekten bir şûra tarafindan yönetilen bir örgüt or- taya çıkamaz mı? TUNÇ - Hayır, öyle şeyler olamaz. Bu örgütün tabiatına aykındır. Yapa- mazlar, çünkü diğer cemaatlerden far- kı kalmaz. Hizbullah'uı farkı, gizlili- ğe çok riayet etmesi, emir-komuta zin- cirine bağh olmasıdır. Hüseyin'in ye- rini doldurabilecek kimse yok. Geride kalmış ınsanlar da birbirleriyle istişa- re ederek, bir nevi şûrayla bu işi götü- • Itirafçı Abdülaziz Tunç, Hizbullah'ta müthiş bir intikam duygusu olduğunu söyiüyor: "Şu anda kendilerine düşman gördükleri insanlann kanlannı içseier de gönülleri rahat durmaz." • "İslami akımlar içerisinde vahdet-i vücut hoşuma gidryor. Hallac-ı Mansur bu düşünceye sahipti. Yeryüzünde yaşayan tüm insanlar arasında inançayrımı gözermezdi Hizbullah veya diğer örgütiere göre bir insan Müslüman değilse düşmandır." • "Örgütte binlerce kadın vardı. Kadınlann ayn bir yapılanması var. îçlerinde çoğu evlidir. Askeri kanattaki erkeklerin hanımlan da askeri kanattan sayılır. Ama eylem yapmazlar. Sadece birini duydum, o da kendi başına yapmış. Nusaybin'de PKK'li bir adam, Hizbullahçı olan oğlunu öldürdü. Hapisten çıktıktan sonra da öldürülen çocuğun ablası, babasını öldürdü. Başka da cemaat içinde silah kullanan kadın bilmiyorum. Aynca PKK'nin baskın yaptığı Hizbullah köylerinde kadınlann da çatışmaya katıldığı biliniyor." rebilirler. Ama ne dereceye kadar? On- lan yakından tanıyorum. Tahminimce birbirlerini de kabul etmezler. Hüse- yin'in bir karizması, yaptınm gücü vardı; etrafina korku sahyordu. Hatta kendisine bağh özel bir askeri birliği vardı. Kendisine yakın kişiler de bunu biliyor; hakkında hiçbir şey diyemi- yorlardı. Istediğini kaçırtır, öldürtürdü. Geride kalanlardan İsa Altsoy, cema- atin ilk kuruculanndandır. Selahattın ise (Sülhattin Ürük) değildir. Selahat- tin, tsa'dan daha kabiliyetlidir, ama o- nun kadar eski olmadığı için gücü sı- nırhdır. Bu işi nereye kadar beraber götürecekler, belli değil. İntlkam duygusu - Şimdiye kadarçok sayıda üst düzey isim yakalandL TUNÇ - Diğerleri de er ya da geç ya- kalanacaktır. - İntikam duygusu.» TUNÇ - Müthiş bir intikam duygu- su var. Şu anda kendilerine düşman gördükleri insanlann kanlannı ıçseler yine gönülleri rahat olmaz. - Hizbullah'ın seçün yapma lüksü TUNÇ - Hizbullah kritik bir durum- da. İsa ve Selahattin acaba ne karar ve- rirler? Bağımsızlıklarmı korumak için neyseler o mu kalacaklar, yoksa yok olmamak için birileriyle ilişki kura- caklar mı? Yani her türlü rüzgâra açık- lar. Zaten Hüseyin gibi ileri görüşlü de değiller. Onun gibi farklı kanatlardan bilgi ahna şanslan da yok. - Cemaatin çok sırn var mıydı? TUNÇ - Tahmin ettiğim kadanyla çok sır sahibıydi Hüseyin. Çatışmaya ginnesınin nedenı de bence buydu. Ya- şamak istemedi bence. Sırlanndan do- layı ölmeyi tercih etti. - Ne tür srlar bunlar? TUNÇ - Mesela lran. Birlikte git- miştik. - Ama Iran'la ilişki arük sır olmak- tan çıkmış bir şey. TUNÇ - Öyle. Artık bilemiyorum başka kimlerle ilişkisi vardı. - Bilemediğimiz ve beUd de hiç öğre- nemeyeceğimiz suian olmah. TUNÇ-Bildiğim şu: Müthiş sırlara sahip biriydi. Bunu. onun haleti ruhi- yesinden çıkanyorum. - Ailesiyte birlikte mi yaşryordu? TUNÇ - Evet, nereye giderse gitsin ailesi de yanında olurdu. 10'dan fazla çocuğu olduğunu biliyorum. Büyükle- ri sahte kimlikle okul okudular. - Tek eşj mi vardı? TUNÇ - Evet, tek eşliydi. Cemaatte çokeşlilik vardı. Hüseyin'in bu konu- da talimaö da vardı. lmkânı olan ikin- ci, üçüncü evliliği yapsın dedi; çoğu kişi de yaptı. Ama kendisi tek eşte kal- dı. Cemaattekl kadınlar - Cemaatin kadın üyesi yok muydu? TUNÇ - Olmaz olur mu, binlerce vardı. Kadınlann ayn bir yapılanması var. îçlerinde çoğu evlidir. Askeri ka- nattaki erkeklerin hanımlan da askeri kanattan sayılır. Ama eylem yapmaz- lar. Sadece birini duydum, o da kendi başına yapmış. Nusaybin'de PKK'li bir adam, Hizbullahçı olan oğlunu öldür- dü. Hapisten çıktıktan sonra da öldü- rülen çocuğun ablası. babasını öldürdü. - Hâiâ Hizbullah köykri var mı? TUNÇ - Bilmiyorum, ama var ol- malan gerekir. - Vdioghı'nu sen teşhis ettin. Bu na- sü bir duyguydu? TUNÇ - Çok müthiş bir duyguydu. Kendisiyle 20 yıllık bir geçmişimiz, beraberliğimiz, bir arkadaşhğımız var- dı. Onu bir abi, bir büyük olarak görü- yordum. Hem acuna hislerim oldu. O- nun kim olduğunu bilmiyorlardı; bir ben biliyordum. Yirmi yıl öyle bir ce- maati tek başma yönetmiş bir kimse- yi orada, o şekilde gördüğümde hem ölümle ilgili duygular -ölüm çok acı, çok soğuk bir haldir- hem de onun ko- numunun vermiş olduğu duygular bende iç içe geçti. Geçmiş aklıma gel- di. Burada mı karşılaşacaktık, dedım ona. 4-5 yıldır görüşmüyorduk çünkü. Seni bu halde mi görecektim, dedim. Böyle duygular oluştu bende. - Öien ldşinin Velioğhı olma ihtimah' geuniş miydi aklına? TUNÇ - ABD Başkam'nın öldürül- mesi aklıma gelirdi de Hüseyın Veli- oğlu'nun öldürülmesi hiç gelmezdi. Cemaatın dışındaki insanlar zaten onu tanımıyordu. Ta ki gazetelerde resmi yayımlanana kadar. Bir tek yakınında- kiler bilirdi. Kabiliyetli bir insandı. Çok deneyimliydi. Yüzlerce, binlerce insanla muhatap oldu. Gruplarla, in- Bir orduyu donatacak silahlar"Y 7TırtHaberleri Senisi - Yurt ge- \ nelinde 1 yıldan bu yana Hiz- .X bullah'a yönelik operasyon- larda örgüte ait bir orduyu donatacak kadar silah bulundu. Örgütün ilk cep- haneliğine 17 Ocak'ta Beykoz'da ör- gütün lideri Hüseyin Velioğhı'nun öl- dürüldüğü operasyondan 9 gün son- ra itirafçı Mahmut Demir'in ifadele- ri sonucunda Batman'da ulaşıldı. Ardından sırasıyla Kızıltepe, Hilvan, Gaziantep, Diyarbakır ve son olarak Şırnak'ta bulunan cephaneliklerde, aralannda havan topu, Kalaşnikof, ro- ketatar, Kanas suikast silahlan, MP- 5, Biksi ve Takarovlann da yer aldığı çok sayıda "kryam silahı" bulundu. 17 Ocak operasyonunun ardından dağılma sürecine giren Hizbullah'a en büyük darbeyi itirafçı militanlar vurdu. Itirafçılann ifadeleri sonucun- da yapılan operasyonlarda örgütün bir orduyu donatacak kadar süahının bulunduğu cephanelikler ele geçiril- di. Batman kent merkezinin Bağlar Mahallesi'ndeki cephaneliğine de ör- gütün üst düzey yönetıcilerinden iti- rafçı Mahmut Demir'in ifadeleri so- nucunda ulaşıldı. Bağlar Mahallesi'ndeki bir hücre evine 26 Ocak 2000'de düzenlenen baskında ortaya çıkanlan cephane- likte bulunan silahlar şöyle sıralandı: • Örgütün ilk cephaneliğine Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinden 9 gün sonra Batman'da ulaşıldı.Ardından sırasıyla Kızıltepe, Hilvan, Gaziantep, Diyarbakır ve son olarak Şırnak'ta cephanelikler bulundu. Bu cephaneliklerde, aralannda havan topu, Kalaşnikof, roketatar, Kanas suikast silahlan, MP-5, Biksi ve Takarovlann da yer aldığı çok sayıda "kıyam silahlan" ele geçirildi. "134 tabanca ve bunlara ait şarjör, 26Kalaşnikoftüfekveşarjörleri, 1 Uzi marka yan otomatik tabanca ve şar- jörü, 1 Baretta marka yan otomatik tabanca, 1 MKE yapunı taarnız tipi d bombaa, 5 ABD yapımı MAK-2 el bombasL, 1 RGD-5 el bombası, 7 MKE yapımı el bombası, 7 Rus yapı- mı elbombası, 12 etektroniksaat, 9 di- namitlokumu.'' Cephanelikler bulunuyor Örgütün ikinci cephaneliği Bat- man'daki operasyondan 2 gün sonra 28 Ocak'ta Mardın'in Kızıltepe ilçe- sinde bulundu. Kılduman-Akziyaret ve Karabulak köyleri arasında yer alan bölgede yapılan operasyonda, Akziyaret Höyüğü yakınlannda ahır olarak kullanılan kerpiç bir evin altın- da bulunan ve 3 odadan oluşan sığı- nak ortaya çıkanldı. Bu sığınağm 30 metre ilerisinde yapılan kazı çalışma- lannda, örgütün cephanelik olarak kullandığı bölüme ulaşıldı. Burada çuvallann içerisinde ve naylon torba- lara sanlı durumda, "bir adet 60 mi- Bmetrelik sahra tipi havan topu, 33 adetelbombası, 12 adet MKE tipi göz yaşarUcı bomba. 3 adet boş lav silahı, 9 adet Kalaşnikof marka tüfek ve bu tüfekkre ait 30 adet şarjör, 15 adetçe- şitü çap ve markalarda tabanca ve bunlara ait 21 adet şarjör, 1 adet MP- 5 marka tüfek, 3 adet ses bombası, 11 adetd bombasıfünyesi, 1310 adet Ka- laşnikof ve tabanca mermisi" elde edildi. Örgütün üçüncü cephaneliği de yi- ne Batman'da bulundu. 1 Şubat'ta Fatih Mahallesi, 3326 Sokak, 6 nu- maralı eve yapılan baskında "1 adet Kalaşnikof marka tüfek, 31 adet el bombası,3 adet MKE yapunı el bom- bası ateşleme mekanizması, 20 adet ABD yapunı MK-2 savunma tipi el bombasında kullanılan ateşleme me- kanizması, 10 adet Kanas rüfeğe ait şarjör, toplam 10 bin 50 adet mermi" ele geçirildi. Örgütün en büyük cephaneliği bir tesadüf sonucu Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesi Buğur köyü. Hozan mezrası, Cehennem Deresi yakınında bulun- du. 8 Şubat'ta bölgede av yasaklany- la ilgili inceleme yapan jandarma ti- mindeki bir askerin dikkati sonucu bulunan sığınakta, gübre çuvallan içinde ele geçirilen silah ve mühim- mat şöyle: "607 el bombası, 141 roketatar, 560 adet 7.62 mm çaph Takarov mermi- si, 325 işaret fişeği, 326 savunma tipi el bombası, 281 taarruz tipi el bom- bası, 128 roket sevk mermisi, 11 bin adet Kalaşnikof mermisi, 47 Kalaş- nikof kasaturası, 12 adet hücum ye- leği ve 64 adet 10 mm çapında Ma- karov mermisi, 80 adet 7.62 mm çap- h BiksifîşeğL" Yetkililer silah ve mü- himmatm Rusya ve Suriye kaynaklı olduğunu açıkladı. Örgütün bir cephaneliği de 9 Şu- bat'ta, Gaziantep'te örgüt sorumlusu Sadık Arslan'ın beraber yaşadığı Adile Çiçek üzerine kayıtlı bir evde ortaya çıkanldı. Emek Mahalle- si'nde, Ah' Küncülü Camii karşısın- da, iki katlı ve halen iskâna açıhna- yan binada yapılan aramada, "Kalaş- nikofmarka uzun namhılu 120 tüfek, 28roketatar,Kanas, Biksi,G-l, G-3 si- lahlar ile bol miktarda bomba, pafla- yıa, TNT kanbı, patiayıa donanunı" ele geçirildi. Diyarbakır'ın Çmar ilçesinde 8 Mart'ta yapılan bir operasyonda da örgütün cephanelik olarak kullandı- ğı bir mağara ortaya çıkanldı. Mağa- rada toprağa gömülü vaziyette, "9 Kalaşnikof, 2 fngiKz piyade tüfeği, 10 savunmatipiRus yapunı el bombası'' ele geçirildi. Son operasyonlar Orgüte yönelik son operasyonlar geçen günlerde Şırnak'ta yapıldı. 8 Ocak 2001'de yapılan operasyonda 15 kişi gözaltına alındı. Şahıslann gösterdikleri yerlerde yapılan aramalarda, "4 lav silahı, 13 RPG-7 roketatar, 53 Kalaşnikof tü- fek, 2 Kanas suikast silahı, 6 Biksi ma- kmeK tüfek, 2 G-3 piyade tüfeği, 2 ma- Idneü tüfek, 10 mavzer piyade tüfeği, 2 tabanca, 16 RPG-7 roketatar mer- misi,303 piyadetüfekmermisiüe3cep telefonu" ele geçirildi. Bu operasyonun ertesi günü yine Şırnak'ta yapılan başka bir operas- yonda ise "3 Kalaşnikof piyade tü- feği, 1 lav silahı, 2 Biksi makineli tü- fek, 1 mavzer piyade tüfeği, 4 taban- ca, 1 telefon ile çeşitli çaplarda 610 adet menni" bulundu. sanlan yöneten insanlarla muhatap ol- du. Bugün cumhurbaşkanlan, başba- kanlar, bakanlar nasıl bir âlemi yöne- tiyorlarsa örgüt de öyledir. Yüzlerce, binlerce rapoT geliyor; binlerce mese- leyle karşılaşıyor, hepsinde uzmanla- şıyorsun. İnsanlann hainliğı, ajanlığı, dostluğu... Binlerce insan bu çarktan geçtiği için büyük bir deneyim kaza- nıyorsun. - Yapbğı işten büyük bir zevk ahyor- du herhalde. TUNÇ - Her şeyiyle kendısini bu işe adamıştı. PKK blıe yaradı - Devlet-PKK çanşmasının azalma- sı Hizbullah'ı nasıl etkiler? TUNÇ - Devletin PKK ile çatışma- sı bize çok yaradı. Böyle olunca çok rahathyor, ikinci plana atılıyorduk. Şu anda mesela Istanbul 'da süren DHKP- C ile devlet çatışması, Hizbullah yö- neticilerini çok memnun ediyordur. Bitmesin diye dua ediyorlardır. Dev- letin dikkati üzerlerinde olmasın isti- yorlar. 1991 'de bir Islamcı yazar, Mil- li Gazete'de, Diyarbakır'daki Ilim Ki- tabevi'ni öven bir yazı yazmışh. Hü- seyin "Bizi deşifre ediyor" dedi. Ve o- nun talimatıyla o yazar Istanbul'da dö- vüldü. - Bu hareket entelektüel çıkartü mı? TUNÇ - Bazı illerde, entelektüel yo- rumlar yapan örgüt üyeleri vardı. Tür- kiye ve dünya gündemini, cemaatin gündemini yorumlayan insanlar var- dı. Öğretmenler özellikle, mühendis- ler, doktorlar. Hüseyin'in de hoşuna gidiyordu bu yorumlar. "Getirin biraz yorumlara bakaüm'" derdi. - Bu hareketin gefişmesini devlet dı- şında kim engeUeyebilirdi? TUNÇ - Hiçbir örgütün Türkiye'de, onu engelleyebileceğini sanmıyorum. Ne Marksıst ne de Islamcı örgütler. Za- ten bir PKK, bir DHKP-C var ciddi ör- güt olarak. PKK dersinı aldı. Hüseyin Velioğlu, Batı'daki İslami cemaatleri tasfiye etmiş olsaydı, ister istemez Marksist örgütlerle de karşı karşıya ka- lacaktı. Böylesi bir durumda kesinlik- le Hizbullah'a yenilirlerdi. Geriye bir tek devlet kahrdı. Devletin onu yok et- mesi için gerçek anlamda tam demok- ratik olması gerekir. Demokrasi, banş ve insan hakJan ortamında hiçbir örgü- tün yaşaması mümkün değildir; ne Is- lamcı ne de başka bir ideolojıden. 'Uffcum penlşledl' - Siz demokrasiji tağuti olarak görü- yordunuz. TUNÇ - Insanlık için en uygun yö- netim ve yaşama biçimi bence demok- rasidir. Örgütten kaçışım da bu sayede- dir. Ufkum değişmemiş olsaydı örgüt- ten kaçmazdım. Bir kitap beni çok av- dınlattı. Prof. SüleyınanUludağ'm "fs- lam Düşüncesinin Yapısı" O güne ka- dar haberdar obnadığım, olsam bile ka- le almadığım bir şeyi bana hatırlattı o kitap. Hz. Peygamber vefat ederetmez Müslümanlar arasında görüş aynlığı ortaya çıkmış. Özellikle yüzyıl geçtik- çe fikir alomlan ortaya çıkmaya başla- mış. Yani Islam âlemindeki mezhep- ler, ekoller, düşünce akımlannın tümü o zaman oluşmuş. Bizler ve başka ce- maatler de o ekollerin günümüzdeki uzantılanndan başka bir şey değiliz. Bizim mensup olduğumuz düşüncenin mutlak vahiy olmadığını anladım. O kitaptan sonra. bizimkinin de bir yo- rum olduğunu anladım. Vahdet-I vücut - Taha Akyol, HizbuBah'ı Haricilere benzetiyor~ TUNÇ - Doğrudur. Hizbullah'uı 1995'ten sonraki çıkışı tam Haricilik olmuştur. Haricilerin diğer Müslüman- lara bakışının aynısı. Yani katı bir ce- halet, katı bir ibadet ve kâfirlerden çok Müslümanlann düşmanı olmuş. - Şu anda kendini hangi İslam yonı- muna yakuı hissediyorsun? TUNÇ- islami akımlar içerisinde en çok vahdet-i vücut hoşuma gidiyor. Bu yorum, günümüz değer yargılanna öy- le uyumludur ki laikliğe, çağdaş uy- garlığa çok uygundur. Mesela Hallac- ı Mansur bu düşünceye sahipti. Yeryü- zünde yaşayan tüm insanlar arasında hiçbir inanç aynmı gözetmezdi. Hiz- bullah veya diğer örgütiere göre bir in- san Müslüman değilse düşmandır. Ya kâfir, ya müşriktir. Vahdet-i vücut'a göreyse bütün in- sanlar Allah'ın kuludur. Hallac-ı Man- sur, bu düşünceye sahip olduğu için o zamanın Haricilere yakın kesimleri ta- rafından yakalanıp hapse konmuş, par- ça parça edilip yakılmış. Yarın: velioğlu kendini llahlastırdı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle