17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER MHP, Ersümer'in açıklamasını yetersiz bulursa araştırma önergesini destekleme eğiliminde 4 Belge her şeyi değiştirir'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP'nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer hakkında verdiği gensoru önergesi, ya- nn TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek. DSP ve MHP içindeki fire beklentilerine karşın muhalefetin 276'yı bu- larak Ersümer'i düşürmesi- nin güçlüğüne dikkat çekili- yor. TBMM'deki görüşmele- re dek "güvenlik birimlerin- den Ersümer'le Ugili somut bir belge gelmemesi duru- munda" gensoru önergesine "hayır" demeye hazırlanan MHP'liler, Ersümer'in vere- ceği bilgileri yetersiz bulur- larsa aynı konuda verilen araştırma önergesini destek- lemeyi planlıyor. MHP Grup Başkanvekili IsmailKöse, son operasyonun önemine dikkat çekerek "Şimdiye kadar ya- pılan 12 operasyondan ll'i emniyet güçleri tarafindan ya- pıhnış, neden bujandarma ta- rafindan yapılmıştır? Tan- tan'a da bir sonı işareti koy- mak lazun? Acaba bu sayuı bakana doğru gntiğinden do- layı rnı Sayın Tantan jandar- maya göndermiştir evrala? Yoksa başından itibaren mi jandarma el koymuştur" açıklamasını yaptı. Görüşmeler yann başlayacak DYP'nin "Beyaz Enerji" operasyonu konusunda Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersümer hakkında verdiği gensoru önergesinin günde- me alınıp alınmamasına iliş- kin görüşmeler yann TBMM'de gerçekleştirilecek. DSP ve MHP'deki fire bek- lentisine karşın önergenin reddedilmesine daha büyük olasılık tamnıyor. Önergenin gündeme alınması kabul edil- se bile muhalefet partilerinin milletvekili toplamının 186 olduğu dikkate alındığında 276 rakamı bulunarak Ersü- mer'in düşürülmesi olanaklı görülmüyor. "Beyaz Enerji" operasyonu 'Termik santrallar da incelensin' ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Batı Akdeniz Çevre Platformu (BAÇEP) tarafindan Muğla'da dûzenlenen toplantıda konuşan eski Dünya Enerji Konse- yi üyesi Ünal Erdoğan, Türkiye'de enerjinin tamamımn kırlı olduğunu söyledi. Yatağan, Yeniköy ve Ke- merköy termik santrallannın da "Beyaz Enerji" operasyonu kapsa- mına alınması gerektığini söyleyen Erdoğan, b PIanIamadayerahnâdı- ğı haîde Yeniköy ve Kemerköy ter- mik santraBan yapıkü" dedi. BAÇEV 2001 yılının ilk toplan- tısını Muğla'da yaptı. Toplantıda santrallann yarattığı çevre kirliliği kadar, santrallann yapımı sırasında enerjinin nasıl kirletildiği de akta- nldı. Ören Belediye Başkanı Ka- zım Turan, "Gökova Termik Sant- rah"nın yapımı sırasında dere ya- taklanndan tonlarca kum ve çakıl almdığını söyleyerek şöyle devam ctti: *Avnı yerden ben çok az kum, çakıl alinca bunu belediye ve doJa- yısıyla kamu için yapbğun halde hakknnda soruşturma açddı. Sant- rah yapanlardan, işletenlerden be- sap sormuyorlar, anıa benden soru- yoriar. Hesapsonılmasını talep edi- JtMTim" "Beyaz Enerji" operasyonunun genişletilmesıni ve tüm santralla- rın operasyon kapsanuna ahnması- nı isteyen Ünal Erdoğan da "O za- man bu-çobanmnasüzenginleştiği, bir şirketin nasıl Yeniköy ve Kemer- köy termik santrallarında ortaya çıknğı görûlecektir" dedi. FP Genel Başkanı Recai Kutan, FPtstanbuin Başkanhğı'nca Cemal Reşit ReyKonser Saİonu'nda dûzenlenen Genişletilnüş Ü Divan Toplanüsı'na katildL (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL) Recai Kutan, 'Özkasnak'ın açıklamalan suç' dedi 'Savaş, sudan çıkmışbalık' tstanbul Haber Servisi - FP Genel Baş- kanı Recai Kutan, emekli Tümgeneral Erol Özkasnak'ın 28 Şubat süreci ile ilgili açık- lamalannın suç niteliğınde olduğunu öne sürerek Özkasnak ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ı sudan çıkmış ba- lığa benzetti. Savaş'ın cumhuriyet anlayışını sert bi- çimde eleştiren Kutan, "Sizin cumhuriyet- ten anladığınız nedir? Nasılbir cumhuriyet mücadelesi veriyorsunuz" diye sordu. Ku- tan, Beyaz Enerji operasyonu nedeniyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cum- hur Ersümer'in, özel yaşamı nedeniyle de Devlet Bakanı Şukrû Sina GüreTin istifa- lannı istedi. FP Istanbul II Başkanhğı'nca Cemal Re- şit Rey Konser Saİonu'nda dûzenlenen Ge- nişletilrruş 11 Divan Toplantısı'na katılan Kutan, hükümete sert eleştiriler yöneltti. FP'nin öteki partilerden farklı olduğunu ifade eden Kutan, laiklik, hukuk devleti ve özgürlüklerin ülkemizde sadece anayasa- da yazılı olduğunu, kendilennın ise bu kav- ramlann gerçek anlamıyla uygulanmasını istediklerini öne sürdü. Ekonomik progra- mı. "en kaba, en hoyrat program" olarak niteleyen Kutan, Türkiye'de yaşananlan Dallas dizisındekilere benzetti. 55, 56 ve 57. hükümetlenn ıcraatlanna yüklenen Ku- tan, vurgunlann ve yolsuzluklann siyaset- çi ve bürokratlarca yapıldığını. buna za- man zaman medyanın da katıldığını ifade etti. Beyaz Enerji operasyonu ile gündeme gelen ıddialan "korkunç" olarak niteleyen Kutan, "Tûrkrve, sanılandan daha büyük bir çöküntü içinde" dedi. En gızlı belgele- rin bıle ortada dolaşmasından, ülkede gız- li bir şeyin kabnamasuıdan yakınan Kutan, Bakan Ersümer'i istifaya çağırdı. Teşkilat, 'iş hacminin yoğunluğu' nedeniyle yayınları çevirmeyecek MİT, RTÜK'e Kürtçe desteğmi çekti BAHAR TANRISEVER ANKARA - Milli Istıhbarat Teşkilatı (MİT), "iş hacminin yoğunluğu" nedeniyle bundan sonra Radyo ve Televizyon Üst Ku- rulu'nun (RTÜK) Kürtçe yayınlann çevril- mesi istemlerini karşılayamayacağını bil- dirdi. Üst Kurul, bunun üzerine Kürtçe şar- kı yayımlayan 4 radyoya "suçunsuru" olup olmadığına bakmaksızın uyan cezası verdi. RTÜK, Kürtçe yayınlan bugüne dek MİT aracılığıyla deşifre edebiliyordu. Alınan bil- giye göre, MİT. Üst Kurul'a gönderdiği ya- zıda. "iş hacminin yoğunluğu" nedeniyle ar- tık RTÜK'ün çevıri ıstemlenni yerıne geti- remeyeceğinı bildirdi. Kürtçe müzikparça- sı yayımlayan 4 radyo hakkında RTÜK ta- rafindan dûzenlenen izleme ve değerlendir- me raporunda MÎT'in bu yazısına yer veri- lerek bundan sonra MİT aracılığıyla "çevi- rinin rnümkün olamayacağT belırtıldı. RTÜK, bunun üzenne geçen hafta ger- çekleştirdiği toplantıda, bu raporlan görü- şürken yay ın içeriğinde "suç unsuru olup (*• madığma" bakmaksızın Urfa Çağn Radyo, Ankara Özgür Radyo, Ankara lrnaj Radyo ve Şanhurfa Mega Radyo'ya uyan cezası verdi. Üst Kurul bu karannı, yasanm ''Rad- yo ve televizyon yaymlarmm Türkce yapıl- masu ancak evrensel kültür ve bilim eserle- rinin ohışmasında katlası olan yabancı dil- lerin öğretihnesi veya bu dillerde haber ile- tihnesi amacıyla bu dillerin kullanılabilme- sj"ne ılişkin maddesine dayandırdı. Kurul daha önce, yayında ancak "suç unsuru" ol- ması halinde cezalandırma yoluna gidiyor- du. RTÜK'ten bir yetkili, yayınlann deşifre edilmesi amacıyla MlT'e gönderilen yazı- lann "işyoğunluğu'' nedeniyle geç geldiği- ne işaret ederken gereksinim duyulması ha- linde Üst Kurul'a Kürtçe bilen uzman alı- nabileceğıni ifade etti. AB'nin katılım ortaklığı belgesinde ana- dilde yayın ve eğitim konusunun öncelik- ler arasında sayılmasınm ardından RTÜK, yasanm aynı maddesi nedeniyle müzik par- çası da dahil Kürtçe hiçbir yayın yapılama- yacağını duyurmuştu. RTÜK, bu karannın ardından ilk kez yalnızca "Kürtçeyavınya- pıknğT gerekçesıyle ceza verdi. sonucunda gözaltma alınan eski bakanlık bürokratlanmn verdiği ifadelerle zor durum- da kalan Ersümer'in yakın çevresine, yannki görüşme- lerde genel kurula ciddi bel- ge ve bilgiler sunacağını söy- lediği kaydedildi. Hükümetin MHP kanadı da daha sonra görüşülecek olan araştırma önergesi için Ersümer'in ve- receği bilgileri bekliyor. MHP Grup Başkanvekili tsmail Köse, gensoru önerge- sinin gündeme alınmasuıa "hayır" diyeceklerini , söyledi. Köse, "Genso- ruya hayn", çünkü hükü- mete yönelen bir şeydir. Ancak, sah gününe ka- t dar adli makamlardan direkt bakanı Ugikndi- ren bir belge geürseönü- müze tabii o zaman ola- ym yönü çok değişir. O zaman bunu kim koru- yabihr. Ama şu ana ka- dar böyle bfa- şey yok, ta- mamen iddialar var" dedi. Ersümer'in vereceği bilgi ve belgeleri yeter- siz bulmalan durumun- da araştırma önergesine "evet" diyeceklerini be- lirten Köse, söz konusu önergenin Meclis Da- nışma Kurulu'nun kara- nyla öne alınabileceği- ni, ancak bu konuda bir acelelerinin olmadığını vurguladı. Köse, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Eğer TBMM Danış- ma Kurulu'na araştır- ma önergesinin, genso- runun hemen arduıdan görüşülmesi yönünde bir önerge gehrse biz 'Acele etmeyiniz, bek- lemede kalsın' deriz. Eğer araştn-ma önerge- sini hemen reddedersek yine saym bakanı ve ba- kanlıgını töhmet alün- da, gölgede bıralanz. Adliyedeki işlerimiz bi- raz yol alsın, olaylar bi- raz açıkhğa kavuşsun. O zaman gerekirse günde- me ahnz, gerekmezse de abnayız." 'Tüın MHP'liler kaülacak' Gensoru görüşmesine katılmayacak MHP'li milletvekili olmayaca- ğını savunan Köse. aynı gün grup toplantısı ya- pılacağım, genel başka- nın vereceği bilgilerin milletvekillerini tatmin edeceğini söyledi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekin- d ise gensoru görüşme- lerinde MHP'nin yol- suzluklan örteceğini öne sürerek "Çünkü bu gensonıya MHP destek verirse. sıra Baymdniık Bakanhğj'na gelir" de- di. Ekinci, hükümetin bir kereye özgü olmak üzere yolsuzluk konu- sunda tek maddelik iti- rafçılık yasası çıkar- masını önerdi. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(g doruk.net.tr Yollardaydım. Cumartesi sa- bah çok erken çıktım; Zongul- dakyolunututtum; pazargece- si geç vakit döndüm. Zongul- dak'ta eğer tamamını değilse, büyük çogunluğunu Cumhuri- yet okurlannın oluşturduğu bir toplulukla söyleştik. Yurttaş ol- manın sorumfuluğu, yurttaşın ödevleri üstüne konuştuk. Lafı noktalayıp söyleşiyi bftirdiğimi- zi -biraz da şaşırarak- sanırken benzeri her toplantıda olan yi- ne oldu: Söz Cumhuriyet'e gel- di!.. ...ve "Cumhuriyet okuru" denen ve başka hiçbir gazete okuruna benzemeyen olgu, bü- tün renkleriyle karşıma dikildi. Kemalizmin en solundan sağı- na, sosyalizmin hemen bütün kanatlanna, demokratlıktan Ja- kobenliğe kadar uzanan çok geniş, çok alacalı bir yelpaze önümüzde açıldı. Tamam, Zonguldak özel bir kenttir; aydın birikimi nüfusça eşdeş olduğu bütün Anadolu kentlerinden farklıdır. Ülkenin en eski sanayi kenti oluşundan kaynaklanan gelenekler, kentin aydın paletine damgasını vurur. Yani Zonguldak için genel or- Şu Cumhuriyet Okuru... talamadan biraz farklı bir Cum- huriyet okuru krtlesinden söz edilebilir. Ama bu "Cumhuriyet okuru" diye özel ve tuhaf bir olgudan söz etmemize engel değil. *•• Yazının buraya kadannı oku- yan kimileriniz, pek çok Cum- huriyet yazannın, habercisinin taşıdığı, yazdığı o böbürlenme, "Bizim okurumuz farklıdır ve iyidir" diyen övünme yazılann- dan birini okuyacağı duygusu- na kapıldı. Hayır! Bu kez -çok istememe rağmen- övünmek, böbürien- mek, tepkisiz okurlardan yakı- nan öteki meslektaşlara karşı bir "hava atma" yazısı okuma- yacaksınız. Tersine, Türkiye'nin yaşadığı ve yaşayacağı zorlu bir aynş- ma dönemecinde, Cumhuri- yet okurunu zorlu günlerin beklediğinden söz etmek, bu- nu tartışmak istiyorum. Bu köşede "aynşma "terimi son günlerde sıkça yinelenir oldu. Alın Avrupa Biriiği üyeliğini. Üç vakitte mi olur, beş vakttte mi, yoksa hiç mi olmayacak bi- lemiyorum. Ama besbelli ki Türkiye, AB yolunda ılerlemeye çabalıyor. lleride AB'ye katılsa da, katılmasa da yürünen yol ülkede derin aynşmalara gebe. AB üyeliği yolunda atılan her adımın, ülkedeki demokratik kurumları, alışkanlıklan, de- mokrasinin çapını, çerçevesini derinden -ama çok derinden- etkileyeceği açık. Düne kadar tabu sayılan konular ister iste- mez gündemin başına otura- cak. Devlet-yurttaş ilişkisi ister is- temez yeniden gözden geçiri- lecek. Ziya Gökalp'in "slogan- dizeler"e dönüştürdüğü pek çok ilke tepeden tırnağa sorgu- lanacak. "Ben sen yokuz, biz vanz" dizesine "Ben vanm, sen varsın. Biziise bir daha ta- nımlayalım hele" diye karşı çı- kılacak. "Hak yok, vazife var- dır" öğüdü ile büyümüş, ço- cuklannı bu öğüt çerçevesin- de yetiştirmiş büyüt kuşaklar, devlet erkı karşısında hak ara- yışının önce bilincine, sonra ta- dına varacaklar. Yurttaş, devlete hizmet için var olduğu "ön kabulünü" sil- keleyip atacak ve devletin yurt- taşa hizmetindeki kusurlann hesabını tutmaya başlayacak. AB'deki temel yönelimler hem ulus-devlet kavramının yeniden sorgulanmasına yol açacak, hem milliyetçiliğin ye- ni tanımı, belki reddi, en azın- dan yeni yorumlan gündeme gelecek. MGK'nin siyasal ağırlığı yeni- den düzenlenirken ordunun devlet erkindeki ağırlığı tartışı- lacak ve bu da bir aynşma ko- nusu olacak. Bunlar birkaç örnek. Okur salt AB yolunda ilerlemenin na- sıl köklü aynşmalara ebelik edeceğini kendine dönerek bu- lup çıkarabilir. Ayrışmanın ıtici güçleri salt AB üyeliğinden de ibaret değil. Elde kalan son kurumlar da el- den çıkarıldıktan sonra (Elde kalan dediğim: Telekom, kamu bankalan, Demir-Çelik tesisle- ri, Devlet Demiryollan'ndan ibaret değil mi?) artık "özelleş- tirilecek" kurum kalmayınca or- taya yeni bir aynşma ekseni çı- kacak: Bugün cılız itirazlar dı- şında tartışma konusu edilme- yen serbest piyasa ekonomisi ciddi sorgulamalara, sorgula- malar ciddi aynşmalara yol açacak. Birkaç yıl geçip Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin sonuna yakla- şılınca, yeni cumhurbaşkanının kimliği, kişiliği ya da Sezer'in görev süresinin uzatılıp uzatıl- maması tartışmalannın yol aça- cağı aynşmanın ipuçlan daha bugünden belli. *•• Sadece verdiğim ömekler bi- le bu ayrışma dönemecinde Cumhuriyet okurunun nasıl zoriu tercihler, nasıl köklü ka- rarlar eşiğinde olduğunu gös- teriyor. Zonguldak'taki söyleşi bunu bir kez daha anımsattı ve bu saptamamı bir kez daha Cum- huriyet okuru ile bölüşmemi sağlayacak bu yazıyı yazdırttı. Işimiz zor. Başkent bankalarının 'devlet kuşu' NevfdŞahin Milyar dolartık prpjeter, milyon dolarlık rüşvetler derken; gazeteciler de kulislerde dolaşan rakamlann Türk Urası karşılığını bir çırpıda hesaplamaya alıştı. Soruşturmalann merkezi Ankara, paranm da önde gelen adresleri arasında mı yer alıyor? Bankalar Biriiğı'nin 1992-1999 yılını kapsayan rakamlan, üretim dinamiklerine göre şaşırtan gerçekteri ortaya koyuyor... 80 bankanın 7 bin 772 şubesine dağılan mevduatlan inceliyoruz: 7 yilda 48 katrilyon 263 trilyon 769 milyar lirayı bulan mevduatın 19 katrilyon 789 trilyon lirası (yüzde 44) Istanbul'da. Para piyasalan da dikkate alındığında doğal karşılanan bu durumu sıra dışı bir veri izliyor. Ankara bankalanndaki toplam para 8 katrilyon 123 trilyon lira. Yani toplam mevduatn yüzde 18.3'ü. üman ve ticaret kenti Izmir 2 katrilyon 789 trilyon lira, yüzde 6.3 oranıyla üçüncü sırada. Bursa'nın payı 991 trilyon lira (yüzde 2.2). Sanayi kenti Izmrt'teki para deprem öncesinde 894 trilyon lira (yüzde 2). Tanm kenti Adana 798 trilyon lira ile ancak yüzde 1.8'lik yer kaplıyor mevduat havuzunda. Ve turizm- narenciye kenti Antalya'daki miktar 794 trilyon lira (yüzde 1.8). Konya'nın sınırsız arazilerindeki tanmı üst sıralara çıkmasına yetmiyor. Bu kentteki toplam mevduat ancak 420 trilyon dolayında. Eskişehir"dekı mevduat da 329 trilyonla sınırlı. Başkent kasalanndaki para, Ege (5 katrilyon 128 trilyon lira) Bölgesi toplamını geride bırakıyor; Akdeniz'i (3 katrilyon 16 trilyon lira) ve Karadeniz'i de (1 katrilyon 676 trilyon lira). Güneydoğu'nun 375 trilyon liralık payını oranlamaya bile gerekyok. Başkent şubeterindeki para dolaşımı üzerine kafa yoran DYP Genel Başkan Yardımcısı Nevfel Şahin, yoruma açık bir soru yöneltiyor "Ankara sanayi kenti değil, tanm kenti değil, diğer birçok /7den daha büyük bir ticaret kenti değil. Para piyasalan da Ankara merkezli değil. Bu zenginliğin kaynağı ne?" Biz Ankara'yı siyaset, bürokrasi, memur ve öğrenci kenti bilirdik. Bu verilere göre; ya memurun maaşı, öğrencinin harçlığı "bildiğimiz gibi" değH ya da siyaset ve bürokrasi "kaygılandığımız gibi"... Dertli ANAP... MWP, "Beyaz Enerji' operasyonundan çok bunaldı. Dedikodulann, söylentilerin önü alınamazken; ANAP'ta "her şey bizden biliniyor" isyanı başladı. Bir gazetede "Aşık bakan evden kaçtı" başTıklı haber yayımlanınca ANAP'lılann yüreği hopladı. Neyse ki, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, "O bakan benim" diye açıkiama yaptı da, ANAP'lılar rahatladı. Çünkü, kulislerde hemen bazı ANAP'lı bakanlann adlan anılmaya başlamıştı... ANAP'lı bir yönetici, "âşık bakanın" Gürel olduğunu ögrenirtce nasıl rahattadığtnı şöyle anlatıyor "Yahu, sabah kulise indim, vatandaş kendi arasında konuşuyor. Acaba bu, ANAP'lı şu bakan mı, bu bakan mı diye. Yani ilk akla ANAP'lılar gefiyor. Şimdi, Gürel, 'O kişi benim' diyor, kimsede ses seda yok. Eğerbu bakan ANAP'lı çıksaydı, istifaya kadar götürürierdi işi. Çünkü her şeyi ANAP'tan biliyoriarya, yolsuzluk varsa ANAP'lı yapmışbr, çapkınlık varsa ANAP'lı yapmtştır. Artık bu kadar da olmaz, insanın isyan edesi geiiyor." Senaryo tükenmez Başkent kulislerinde gün geçmiyor ki, yeni bir senaryo ortaya çıkmasın. Hükümet ortağı ANAP "Beyaz Enerji" operasyonuyla sarsılmaya başlayınca, hemen ANAP'sız hükümet formülleri ortada dolanmaya başladı. Bazı MHP ve DSP'liler, ANAP'ı hükümetten dışlamayı düşünüyor. Formül de hazır "Bahçeli başbakan, EcevttVn vetiahtı her kım olacaksa, o da başbakan yardımcısı." Elbette bu formül bir dizi unsurla birlikte geçerii olabilir. Senaryo bu ya; "ANAP hükümetten dışlanır. Ecevit aküf siyasetten çekilir. Bahçeli, Ecevit'i üzmemek için yapmadığı transferieri gerçekleştirir. 13 milletvekili MHP'ye geçer. MHP- DSP hükümeti kurulur. Bahçeli başbakan olur, Ecevit'in yerine geçecek DSP'li de başbakan yardımcısı." Zihni meşgulmüş... Asansörden inmeye çalışan hamiie kadın gazeteciyi iteleyerek asansöre binen, uyanbnca da "Sen milletvekiliyim" diye bağırmaya başlayan milletvekilinin öyküsünü geçen hafta yazmıştık. DSP Balıkesir Milletvekili Numan Gürtekin, gerçi gazetemize gönderdiği açıklamanın sonunda "Balıkesiriilere duyurulur' diyordu, ama biz bazı sözlerini tüm okurlanmıza duyuruyoruz: "Olay; kâtip üyesi bulunduğum Tanm Orman ve Köyişleri Komisyonu'nun toplantsına yetişmek için acele davranmak zorunda olduğum ve zihnimin gündemle, seçmenierimin Numan Gfittekin konulanyla yoğun olduğu bir anımda sizin yazınızda anlattığınızın dışında gelişmiştir. Zihnim çok meşguldü, asansör durup kapısı açılınca genelde boş olduğunu bıldiğim asansöre girmek için hareket ettim. O anda bir bayla bir bayanın asansörden çıkması ile karşılaşınca omzumun birilerinin omzuna değdiğini fark ettim ve 'Pardon' dedim..." Gültekin açıklamasında, gazeteci arkadaşlanmızın aktardığı birçok rfadeyi kabul etmiyor. "Zihni pek meşgul" milletvekiHnin, bazı aynntılan anımsayamamasını doğal karşılamak gerekiyor... Küba turizmi nasıl patladı? Türkiye'de 2000 yılının son günlerinde en tartışılan olaylardan biri de, TBMM Küba Dostluk Grubu'nun bu ülkeye zıyaretiydi. DSP'li Rıdvan Budak'ın başkanlığındaki grubun Küba gezisi gazetelerin "siyaset" sayfalanndan çok, "magazin" sayfalannın manşetlerini süsledi. Rıdvan Budak'ın purolu fotoğrafı, bazı milletvekillerinin tütun saran kızlaria saımaş dolaş fotoğrafları belleklerden kolay silinmedi. MHP'li Şevket Bülent Yahnici'nin mayolu fotoğraflan gazetelere "köpek balığı" esprileriyle birlikte yansıyınca, Kübalı yetkililer Türk milletvekillerine "Ülkemizi yanlış tanıtıyorsunuz" diye sitem etti... Elbette, bu sitemin ne kadar "yanlış (!)" olduğu sonradan anlaşıldı. Türk grubu, Küba turizmini tam anlamıyla patlattı! Bunun öyküsünü, Tün\-Küba Dostluk Grubu Başkanı Budak'tan dinleyelim: "Küba Büyükelçiği bugünlerde dolup taşıyor. Çünkü Türkiye'den inanılmaz turist talebi var. Elçilik, vize başvurulanna yetişemiyor. Inanmıyorsanız elçiliğe sorun. Üstelik bizim geziden sonra, bu ülkeye tur düzenleyen şirketler, fıyatlan ikiye katlamış. Bizim gittiğimiz dönemde fiyatlar 950 dolan\en şimdi 1950 dolar olmuş." Budak, "Küba turizmine hizmette sınıryok" görüşüyle bir önemli projelerini daha aktardı. Küba gezisi kitap haline getirilecek. Adı da hazır "Milletvekili gözüyle Küba". Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun. Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu ankcum@ttnetnettr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle