Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H J J v U i ı U I V J J . / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
Tulum peyniri
tescilleniyor
• ERZİNCAN(AA)-
Erzincan'ın meşhur
tulum peyniri ticaret ve
sanayi odasının
girişimleri sonucunda
tescilleniyor. Erzincan
Ticaret ve Sanayi Odası
(ETSO) Başkanı Cengiz
Türker, diğer illerden
getirilen peynirlerin
Erzincan tulum peyniri
diye satıldığını
belirterek haksız
kazancı önlemek
amacında olduklannı
kaydetti. Erzincan
peynirinin patentini
aldıklannı belirten
Türker, bundan sonra
ETSO'dan bandrol
almadan tulum peyniri
satılamayacağmı
söyledi.
Ege'ye turizm
birliği
• tZMtR(AA)-lzmir
Ticaret Odası'nın
(ÎZTO) Ege'de turizm
birliği oluşturma
çalışmalanna hız verdiği
bildirildi. Kuruluş
çahşmalan kapsammda,
IZTO bünyesinde 3
çalışma grubu
oluşturuldu. Ege
Bölgesi'ndeki turistik
aktıvıtelere yeniden
ivme kazandırmayı
amaçlayan Izmir Ticaret
Odası'nın öncülük ettiği
Ege Turizm Birliği'nin
Ege'de turizm sektörünü
temsil eden kurum ve
kuruluşlardan oluşacağı
belirtildi.
Yarınbono
ihalesi var
• ANKARA (AA)-
Hazine, bu hafta 3 ay
vadelı bono ihalesi
düzenliyor. Yann
yapılacak bono
ihalesının ihraç tarihi 24
Ocak Çarşamba. geri
ödeme tarihi de 25
Nısan2001 olarak
belirlendi. Hazine'nin 3
ay vadeli bono
ihalesinde net 388
trilyon lira tutannda iç
borçlanma öngörülüyor.
Bu ihalede ihraç
edilmesi öngörülen net
388 trilyon liralık tutar,
ocak ayı toplam iç borç
itfa tutannın yüzde 15'i
kadannı oluşturuyor.
Suriye'de özel
bankalara izin
• ŞAM(AA)-Suriye
yönetiminin, 40 yıldan
bu yana ilk kez özel
banka faaliyetlerine izin
verme yolunda önemli
bir yasayı kabul ettiği
bildirildi. Devlet
kontrolündeki Teşrin
gazetesinin haberine
göre özel bankalar, özel
şirketler tarafından ya
da kamu şirketlenyle
ortaklaşa kurulabılecek.
Özel bankalann
işletilmesi şartı olarak
yüzde 51 hissesine
Suriye vatandaşlannın
sahip olması gerektiği
kaydedildi.
Sabancı
sermaye arttrdı
• ANKARA (ANKA)-
Sabancı Holding'in,
sermaye arttırımı
nedeniyle ihraç edeceği
hısse senetlerinin kayda
alınması amacıyla
yaptığı başvuru,
Sermaye Piyasası
Kurulu tarafından
olumlu karşılandı.
Sermayesıni
450 trilyon liradan
600 trilyon lıraya
çıkaracak olan Holding,
bu arttınmın 22.5
trilyon liralık bölümünü
nakıt olarak yapacak.
Geri kalanı ıse iç
kaynaklardan
karşılanacak.
DTÖ bünyesindeki tanm görüşmeleri mart ayında Cenevre'de başlıyor
Tarıında yeııi ödün dönemiANKARA (AA) - Tanm ti-
caretinin serbestleştırilmesi
amacıyla Dünya Ticaret Ör-
gütü (DTÖ) bünyesinde yürii-
tülen tanm müzakerelerinde
yeni görüşmeler, mart ayında
Cenevre'de başlayacak.
Özellikle gelişmiş ülkele-
rin vereceği tanm tavızleri
açısından büyük önem taşı-
yan yeni dönem görüşmelere
sunulacak Türkiye'nm resmi
görüşü de bu ay sonunda
DTÖ'ye iletilecek.
DTO tanm anlaşmasının
20. maddesi uyannca yapıla-
cak müzakerelerde, ülkeler
öncelikle geldikleri noktayı
tespit edecekler. geriye dönük
değerlendirmeler yapacaklar.
Ardından, liberalleşme için
• Türkiye'nin resmi görüşü bu ay sonunda
DTÖ'ye iletilecek. AB dahil ihracatta sübvansiyon
verme hakkına sahip 24 ülkeden biri olan Türkiye,
gelişmiş ülkelerin ihracat sübvansiyonlannı
kaldırmasını ya da mümkün olan en düşük seviyeye indirmesini istiyor.
geleceğe yönelik taahhütlen-
ni açıklayacaklar.
Görüşmelerde, tanm taviz-
leri, ihracat sübvansiyonlan,
iç destekler ve pazara giriş ta-
ahhütlen olmak üzere üç ana
başlık altında ele alınıyor.
Tanm tavizleri konusunda
gelişmiş ülkelerin ilk uygula-
ma dönemi 2000 yılı sonun-
da bitti. Martta yapılacak
müzakerelerde, gelişmiş ül-
keler için yeni tanm tavizle-
ri görüşülecek.
Türkiye'nin de içinde yer
aldığı gelişme yolundaki ül-
keler grubunun ilk dönem ta-
vizleri uygulama süresi ise
2004'te sona erecek.
'Önce geüşmiş ülketer'
AB dahil ihracatta sübvan-
siyon verme hakkına sahip 24
üÖceden biri olan Türkiye, ge-
lişmiş ülkelerin ihracat süb-
vansiyonlannı kaldırmasını
ya da mümkün olan en düşük
seviyeye indirmesini istiyor.
Gelişmiş ülkelerin kaynak
sorunu olmaması nedeniyle
çok yüksek miktarlarda ihra-
cat sübvansiyonu verebildiği-
ne dikkat çeken yetkililer,
Türkiye'nin kaynaklannın
çok kısıtlı ohnası nedeniyle
ihracat sübvansiyonlannın
çok düşük düzeyde kaldığını
vurguladılar.
Türkiye, bütün ülkelerin,
özellikle AB'nin ihracat süb-
vansiyonlannı kaldınnasım,
kaldınlmazsa ciddi indirim-
ler yapılmasını istiyor.
Türkiye, IMF ve Dünya
Bankası'na verilen taahhütler
nedeniyle iç desteklerini
DTÖ kurallanna uygun hale
getiriyor.
Türkiye, DTÖ'nûn uygu-
lanmasında sakınca görmedi-
ği, dünya fiyatlannı etkileme-
yen "yeşil destektere" doğru
gidiyor. Ürün ve girdi deste-
ğinden doğrudan gelir deste-
ğine geçiş yönünde hazırlık
yapıldığı için iç destek taah-
hütleri konusunda sorun çık-
y ^
DTÖ'nün uygulanmasını
istemediği desteklerde Türki-
ye gibi gelişme yolundaki ül-
keler için yüzde 10'luk bir
hak tanındığı anımsatıldı.
D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM ergin.yildizoglu@btinternet.com
Israil ve Filistin temsilcileri, 6 Şubat
Israil seçimlerinden önce 10 gün süre-
cek maraton görüşmelere başlıyoriar.
Ancak bu görüşmelerin de bir sonuç
üretmesi mümkün görünmüyor. Taraf-
lann, son dakıkaya kadar banş umudu-
nu canlı tutarak Barak'ın seçim şansı-
nı arttırmak için bu görüşmeleri günde-
me getirdikleri bile söylenebilir. Diğer
taraftan, Arafat ve Barak'ın telaşı yer-
siz değil. Seçimleri LJkud Başkanı Ari-
el Sharon'un kazanması halinde, Os-
lo ile başlayan banş süreci fiilen sona
erecek. Ondan sonra, bölgesel bir sa-
vaş olasılığını da kapsayacak çok teh-
likeli bir süreç görünüyor ufukta...
Başarı muclze olur
Pazargünü Mısır'da başlaması plan-
lanan görüşmelerin başan şansı çok
zayıf.. çünkü görüşmeler, Clinton'ın
gecen ay sunduğu ve Filistin tarafından
kabul edilmeyen öneriyı temel alıyor.
Clinton'ın önerisi; Israil'in Gazze Şeri-
di'ni ve Batı Yakası'nın topraklannın
yüzde 95'ini, Doğu Kudüs'teki Arap
mahallelerinin yönetimini Filistin'e bı-
rakmasını öngörüyordu. Filistin tarafı
da 1948'den bu yana sürgünde yaşa-
yan Filistinlilerin geri dönme hakkın-
dan vazgeçeçekti. Clinton'ın baskısı
altında, Arafat'ın öneriyi prensipte ka-
bul etme eğiliminde olduğu, ancak Fi-
listin yönetimi içinden büyük tepkiyle
karşılaştığı bildiriliyordu. Intifadanın fi-
ili sözcüsü durumunda olan Ulusal Is-
lamcı Güçler de (çok gruplu bir cep-
he) 6 Ocak'ta önerilere karşı gösteriler
düzenlemişti. Fetih hareketinin sözcü-
sü El- Hayat El Cedide gazetesi de
sert biryorum yazısıyla Clinton'ın öne-
risinin Birfeşmiş Milletlerin kararlanna
aykın olduğuna işaret ettı. 8 Ocak gü-
nü Filistin yönetimi de bu önerinin "her
noktasına karşı olduğunu" açıklamak
zorunda kaldı (El-Hayat 11-17 Ocak).
Edvvard Said, El Hayat'taki yoru-
munda, sürgünlerin vatanlanna dönme
hakkından vazgeçilemeyeceğini vur-
guladı, bunun Insan Haklan Beyan-
namesi'ne aykın olduğuna işaret et-
tikten sonra, Kosovalı Arnavutlann top-
raklanna dönmesi için yapılan NATO
operasyonunu hatırlattı. Said'e göre
Clinton'ın önerileri ve hatta tüm banş
süreci, çokyanlış birbiçimde, "Israil'in
Filistinlilerden korunması gerektiği
Banş Süreci Çıkmaz Sokakta
Ortadoğu'da olumlu sonuç beklenmeyen görüşmeler yeniden başlıyor.
varsayımına" dayanıyordu. Halbuki,
Filistinlilerin, Israil'in askeri, ekonomik
gücünden korunması gerekiyordu. Bu-
na karşılık israil tarafı, Filistinli göçmen-
lerin geri dönmesini asla kabul etmek
niyetinde değil. Jarusatem Post'taya-
yımlanan Daniel Doron imzalı bir yo-
rumun saptadığı gibi Filistinli göçmen-
lerin geri dönmesi halinde, Israil'in bir
Yahudi devleti olarak variığını sürdür-
mesı olanaksız (18/01). Solcu yazar
Amoz Oz'un New York Times'da ak-
tanlan görüşlerine bakarak, bu konuda
Israil'de solcularla sağcılar arasında
tam bir görüş birliği olduğu söylenebi-
lir. Kısaca, Filistinliler açısından geri
dönme hakkı kutsal (Jarusalem Post
21/01), BM kararlanna ve banş surecı-
nın yerieşık parametrelenne ters (Re-
uters 20/01). Israil açısından bir varlık
yokluk sorunu. Liberal eğilimli Haar-
tez gazetesine göre de Barak'ın ekibi
de seçımlerden önce bir anlaşmaya
ulaşılabileceğine inanmıyor.
Şaron seçillrse çözüm zor?
Barak, erken seçim karan aldıktan
sonra ilginç bir şey oldu, Tapınak Te-
pesi'ne, yaptığı ziyaret ile Intifada'nın
başlamasına neden olan, LJkud lideri
Ariel Şaron, kamuoyu yoklamalannda
hızla öne geçti ve giderek Barak'la ara-
yı açtı (The Guardian 6/01). En son
kamuoyu yoklamalan, Şaron'un top-
lumsal desteğinin yalnızca Barak'tan
değil, bir olasılıkla, daha popüler oldu-
ğu için son dakikada Barak'ın yerine
aday olması beklenen Perez'den de
daha yüksek olduğunu gösteriyorfThe
Jarusalem Post 19/01).
Seçimleri eğer Şaron kazanırsa, çok
büyük olasılıkla banş sürecine nihai çö-
züm arayışı rafa kalkar, şiddet olaylan
tırmanmaya başlar, bölgesel bir savaş
olasılığı artar. Bu karamsar projeksiyo-
nun arkasında üç neden var. Birinci-
si, Şaron, nihai çözüm olasılığını gün-
deme getiren Oslo anlaşması dahil, Fi-
listin yönetimiyle bu gune kadar yapı-
lan tüm anlaşmalara karşı. Ikincisi, ilk
kez 18 Ocak günü açıkladığı kendi pla-
nı, Haartez'ın yorumuna bakarsak, tüm
kazanımlan geri çevirecek. Bu Plana
göre: Şaron nihai çözüm değil, uzun
dönemli bir ara anlaşma amaçlıyor; Fi-
listinlilere daha fazla toprak vermeye-
cek; Filistin topraklarında kurulmuş
tüm Yahudi yerleşimlen korunacak; Fi-
listinliler Batı Yakası ve Gazze çevre-
sinde, bugünkü denetimlerini sürdüre-
cekler. Bu alan Bat Yakası topraklan-
nın yüzde 42'sini geçmeyecek. Israil,
Ürdün vadisini denetlemeye, Kudüs
etrafındaki yerieşimleri genişletmeye
devam edecek; şiddet olaylan sona er-
meden banş görüşmelenne başlanma-
yacak (Haaretz 17/01). Üçüncüsü,
Şaron 1982 Sabra ve Şatila katliam-
lanndaki rolünden dolayı görevinden
alınmıştı ve El Ahram'da, G. Usher'ın
hatıriattığı gibi "Bağımsız bir Israil so-
rvşturma komisyonu, böyle bir ada-
mın birdaha asla Savunma Bakanıya-
pılmamasını önermişti" (11-17/01).
Şaron şimdı başbakan olmaya hazıria-
nıyor.
Gözlemcilere göre Intifada, Israil'i
köşeye sıkıştırdı, radikal ve kestirme
çözümler aramaya zorladı. Şimdi, Fi-
listin tarafında radikaller güçlenir, Is-
rail'in variığını sorgulayan görüş geri
gelirken, Israil'de de "bırakın sorunu
ordu çözsün" yaklaşımı güçlendi.
Genetkunmay Başkan Yardımcısı Mo-
se Ya'aton, süreç için "Israil'in, Filis-
tin ve Arap nüfusa yönelik 1948'den
bu yana giriştiği ikinci en büyük ope-
rasyon " diyor, "1948 'in ikinci aşama-
sının tamamlanmasından sözaçıyor".
David Hirst'ın, El-Ahram'da vurgula-
dığı gibi (19-12/01) durum gerçekten
çok kritik. Çatışma noktalanysa Gaz-
ze'deki Nazterim kavşağıyla sınııiı de-
ğil.. bölgesel birfay kınğı Tahran'dan,
Şam'dan geçerek Kahire'ye kadar
uzanıyof. Şaron'un planının uygulan-
maya konması halinde, Intifadaya
maddi ve manevi büyük destek veren,
bölgede büyük sempatı toplayan (The
Guardian), Saddam'ın etkısinın daha
da artması, çatışmalann sertleşmesi
halinde Ürdün'ün Isral ile yaptığı anlaş-
madan yan çizmesi, ABD'nin, Iran ve
Irak'ın bölgedeki etkisini engeJlemek,
petrol çıkarlannı korumak için Israil'e
olan desteğini zayfflatması, bu ortam-
da da Israil'in toptan imhasını ısteyen
Hizbullah ve Cihat örgütlerinin güç-
lenmesi olasılığı giderek artıyor.
Sonuç olarak, hem Filistin hem Is-
rail halkı için Şaron'un seçilmesi teh-
likeli bir gelişme. Sanınm, bölgede Is-
rail'in en yakın dostlanndan biri olan
Türkiye için de benzer bir durum söz
konusu. Kendi seküler cumhuriyeti-
nin tehdit altında olduğunu düşünen
bir Türkiye'nin uluslararası platformda
giderek yalnızlaşan, banşçıl seçenek-
lerini tüketen bir Israil ile yakınlaşma-
ya devam etmesi, uzun dönemli çı-
karlanna ne kadar uygun?..
AMCILAR
JA YA!'Pazarlama. reklam ve medya dunyasının çaltşanları ıçın hazırladığımız mesleki eğıtim programına
ılgınç konular ve konuşrvacılarla yıne okulda devam edıyoruz. "IAA ile Okulda 3/r &Qn adını
verdığımız bu programda kontenjanımız sınırlı olduğundan, başvurularınızı oncelık sırasına göre
kabul edeceğız Yapacağınız tek şey aşağtdakı numaralardan bir gunluk üniversıte kaydınızı
yaptırarak derse yetışmek
IAA ile Okulda Bir &ün I 5
27 Ocak Z001 Cumarfesi
9:00-10:00 Kayıt
IVers 10:00 -11:15
ö-erçek mi? 3'ılim Kıtrgu mu? Internef
ve Hayat"
Habür özden I lxir
Z.Vers 11*5-13:00
"lyi reklamın ardında yatan:
Ajans -• *R.eklam\/eren"
Jeffi Medina / Medina/Turgul VD3
3. P e r s 1H:00 -15:15
"O'özler yalan söylemez: Vücut dili
evrenseldir."
Şerif Izgören I Akademi International
H.Ders 15*5-11:00
"Politik Süpermarkette İnenler-
Çıkanlar. Politik "Reklam"
Mehmet Ural I Yorunr'Publicis
4.
üaşvurular IAA Turkıye Holumü Sekreterhğı
Tek 0Z12 325 37 <5<5 Faks 0 Z12 325 37 91
Elektronık'posta laaturkeychaptsuperonltne com
11 Ocak 2001 Cumartes,
ITU Yabancı Vıller Yuksek Okulu - Maçka
(E-skı M.açka Maden Fakultesı)
3u <fon Cumhunyet (sazetesı nm katkılarıyla s/z/ere uhstırılrnfştır
DEI»tt&
TÜMİTt
GtNCLP*
O1V»U
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Bu Valiye Dikkat!..
Rize Valisi Erdal Ata, Çamlıhemşin'de yapılmak
istenen hidroelektrik santralı için "Çevreye hiçbir
zaran yoktur" diyor (Hürriyet, 16 Ocak, s. 19). Ola-
yın özgeçmişi çok özetle şöyle:
Banndırdığı bitki ve hayvan türlenyle Fırtına Vadi-
si, eşine çok az rastlanan bir doğa harikasıdır. Bu
nedenle, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koru-
ma Kurulu karanyla doğal SİT alanı yapılmıştır. Yak-
laşık üç yıl önce burada bir hidroelektrik santralı ya-
pımı karan alındı. Yörenın SİT alanı özelliği gözardı
edilerek hazırianan ÇED raporu da eksik ve yanlış
olduğundan, Trabzon Idare Mahkemesi, açılan da-
vayı, "olayda üstün kamu yaran bu bölgede elekt-
riküretiminde değil, çevrenin korunmasındadır" ka-
ranyla noktaladı. Bununla da yetinılmedı. Bu proje
için verilen bir başka kararla, aynı mahkeme, SİT ala-
nı Milli Park ıçindeki 55 dönümlük şantiye arazisinin
kullandınlmasını da yasakladı. Son olarak Trabzon
Kültür ve Tabiat Variıklannı Koruma Kurulu da ver-
diği kararla, vadinin koruma amaçlı imar planı yapı-
lıncaya kadar buradaki her türlü inşaatı durdurdu.
Her üç karara karşı Danıştay'a gıdıldı; Danıştay 6.
Dairesi, savcı ve tetkıkyargıcının Trabzon Idare Mah-
kemesi'nin karan doğrultusunda görüş bildirmesi-
ne karşın, davanın, koruma amaçlı ımar planı çıka-
nlmasından sonra sonuçlandınlması gerekir gerek-
çesiyle, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi-
ne karar verdi. Ancak, inşaat yasağı sürüyor.
Bilimsel dayanaklardan yoksun bulunan ÇED ra-
poru, ilginçtir, elektrik iletim hattının çevre etkisini
değeriendirme dışı tutuyor. Yine de 12 bin 279
ağacın kesileceğini kabul edıyor. Yapılan ek incele-
meler sonucu, tüm proje alanında 22 bin 678 ağa-
cın kesileceği, elektrik hattı nedeniyle yapılacak ke-
simlerle biriikte kesilecek ağaç sayısının toplam 68
bin 34 olacağı saptanmış bulunuyor. Kaldı ki sant-
ral; iki derenin toplam 20 km'ye yakın uzunluktaki
yatak suyu tünellere alınarak, yani dere yataklan ku-
rutularak yapılacaktır. Heyelanlı arazıde yol açılma-
sı, tekniğine uygun yapılmadığından orman za-
rar görmektedir. Ek olarak yapılan ıncelemelerie, tü-
nel açılması için patlatılacak 550 ton dinamitin bü-
yük toprak kaymalanna yol açacağı saptanmış bu-
lunmaktadır (Hürriyet 16 Ocak).
Rize Valisi Erdal Ata, işte bu noktada görüş bildi-
riyor; santralın "Çevreye zaran olacağı şekindeki id-
dialan ortaya atanlar bu santralı istemeyen kişiler-
dir... Türkiye'debazıkişiler olaylan bilmeden insan-
lan yönlendiriyor... Yok efendım, binlerce ağaç ke-
silecek, bitki türleri ve tabiat yok olacak, dinamitler
heyelana sebep olacak, dünyaca ünlü alabalık nes-
li tûkenecek.. Ben bu tür sözleri kabul etmiyorum!
Iddialann tümü asılsızdır" diyebiliyor.
Rize Valisi Ata, bu demeci neden veriyor; yargı sü-
recinde bulunan bir konuda taraf olma gücünü
kimden ve nereden alıyor? Neden, tek yanlı birtu-
tumla, Fırtına'nın doğal güzellığıne sahip çıkanlara
saldınyor?
Vali, gerçekleri bir yana bırakan böyle bir anlayış
ve tutum içinde olunca, ildeki tüm kamu birimleri,
gerektiği gibi çalışamaz. Nitekım, başta orman iş-
letmesi şefliğı ve öbür kamu görevlilerinin de dene-
tim görevierini yapmadıklan anlaşıhyor. ••.- .
• • •
Fırtına olayı, Rize Valısi'nin tutumunu sergileyen
ömeklerden yalnızca bıridir. Aynı valilik, Ardeşen'in
Yeniyol (Öce) ve Şenyurt köylerinin, Rize'den Arha-
vi'ye uzanan kıyı boyunca denıze ginlebilır çok az sa-
yıdakı yerlerden biri olan Halk Plajı'nı, balık üretım
çıftlığı kuaılması için 1998'in başlannda bir firmaya
kıralıyor. Ancak gerekli hazırlık çalışmalan tamam-
lanmadan inşaata başlandığından Rize Bayındıriık
ve Iskân Müdüriüğü, 3 Hazıran 1998'de inşaatın ka-
çak yapıldığını bir tutanakla saptıyor. Rize If Idare
Kurulu da 22.10.1998 tarıhinde 457 sayı ile inşaatın
yıktınlmasına karar veriyor. Önemli bir nokta daha
var. İnşaat iznı verilen yerden devlet kıyı yolu geçe-
ceği gerekçesiyle Karayollan Trabzon Bölge Müdür-
iüğü, 12 Aralık 1998 sayı ve 27-159 sayılı yazısıyla
bu inşaata karşı çıkmış bulunuyor. llgili fırmanın yı-
kım karanna karşı açtığı dava Trabzon Idare Mah-
kemesi'nce reddediîmış ve yıkım karan kesinleş-
miştir. Ancak, Vali Ata, kesinteşen yıkım karannı
bir türlü uygulatmıyor.
Aynı firmaya yeni bir imar planı yaptınlıyor; plan,
iki yıl sonra 25 Şubat 2000 tanhtnde onaylanıyor ve
yeni bir inşaat ruhsatı verilıyor. Ancak Bayındıriık
Bakanlığı müfettişleri, Temmuz 2000'de, verilen ye-
ni inşaat ruhsatının da "Bakanlıkça onaylanan mev-
zii imar planında 7 madde halinde sıralanan koşul-
lara uyulmaksaın" venldiğini ve "imar mevzuatma
aykın bir islem yapıldığını" saptıyor.
Bütün bu karar, denetim ve yazılara karşın, inşa-
at devam ediyor.
Rize Valısi'nin, en azından kollayıcı tutumuyla de-
niz kıyısı kapatılıyor; binlerce insanın kamuya ait kı-
yıda denıze gırme hakkı yok ediliyor; kamu yaran
gözardı ediliyor.
Rize Valisi başta olmak üzere, kamu görevlilerinin,
inceleme raporian, yasalar ve yargı kararian karşı-
sında çok daha duyarlı olmaları sağlanmalı; kamu
yaran korunmabdır. Hükümete, özellikle de Bayın-
dıriık, Çevre ve Orman bakanlanna ve bu bakanlık-
lann üst düzey yöneticilerine bu konuda çok büyük
görev ve sorumluluk düşüyor.
• • •
Eşi Thilda'nın ölümü nedeniyle usta yazar Yaşar
Kemal. oğlu Raşit ve ailesine başsağlığı diliyorum.
e-posta: yakupfe metu.edu.tr
Beyazeşya sektörü
Üretimin kalbi
KOBİ'ler
ANKARA (AA) -
Beyazeşya sektöründe
faaliyet gösteren kü-
çük ve orta ölçekli iş-
letmelenn, bu alanda
gerçek imalatın çok
büyük bir bölümünü
ortaya koyduklan bil-
dirildi. Milli Prodükti-
vite Merkezi (MPM)
uzmanlan tarafından
gerçekleştınlen ''Be-
yazeşya Sektöründe
Kalite Yönetimi Uygu-
lamalan" konulu ça-
lışmada, bu alanda fa-
aliyet gösteren büyük
ışletmelenn faaliyet
alanlannı genellikle
araştırma-gelıştırme
\e nıontaj alanlan ile
sınırlandırdıklanna,
küçük ve orta ölçekli
işletmelerin ise gerçek
imalatın çok büyük bir
bölümünü ortaya koy-
duklanna işaret edildi.
Yan sanayılerin alt
sözleşmeler yoluyla
nihai ürünün önemli
bir bölümünü ürettık-
leri belirtildi.