17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA H J J v U i ı U I V J J . / [email protected] 13 Tulum peyniri tescilleniyor • ERZİNCAN(AA)- Erzincan'ın meşhur tulum peyniri ticaret ve sanayi odasının girişimleri sonucunda tescilleniyor. Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Cengiz Türker, diğer illerden getirilen peynirlerin Erzincan tulum peyniri diye satıldığını belirterek haksız kazancı önlemek amacında olduklannı kaydetti. Erzincan peynirinin patentini aldıklannı belirten Türker, bundan sonra ETSO'dan bandrol almadan tulum peyniri satılamayacağmı söyledi. Ege'ye turizm birliği • tZMtR(AA)-lzmir Ticaret Odası'nın (ÎZTO) Ege'de turizm birliği oluşturma çalışmalanna hız verdiği bildirildi. Kuruluş çahşmalan kapsammda, IZTO bünyesinde 3 çalışma grubu oluşturuldu. Ege Bölgesi'ndeki turistik aktıvıtelere yeniden ivme kazandırmayı amaçlayan Izmir Ticaret Odası'nın öncülük ettiği Ege Turizm Birliği'nin Ege'de turizm sektörünü temsil eden kurum ve kuruluşlardan oluşacağı belirtildi. Yarınbono ihalesi var • ANKARA (AA)- Hazine, bu hafta 3 ay vadelı bono ihalesi düzenliyor. Yann yapılacak bono ihalesının ihraç tarihi 24 Ocak Çarşamba. geri ödeme tarihi de 25 Nısan2001 olarak belirlendi. Hazine'nin 3 ay vadeli bono ihalesinde net 388 trilyon lira tutannda iç borçlanma öngörülüyor. Bu ihalede ihraç edilmesi öngörülen net 388 trilyon liralık tutar, ocak ayı toplam iç borç itfa tutannın yüzde 15'i kadannı oluşturuyor. Suriye'de özel bankalara izin • ŞAM(AA)-Suriye yönetiminin, 40 yıldan bu yana ilk kez özel banka faaliyetlerine izin verme yolunda önemli bir yasayı kabul ettiği bildirildi. Devlet kontrolündeki Teşrin gazetesinin haberine göre özel bankalar, özel şirketler tarafından ya da kamu şirketlenyle ortaklaşa kurulabılecek. Özel bankalann işletilmesi şartı olarak yüzde 51 hissesine Suriye vatandaşlannın sahip olması gerektiği kaydedildi. Sabancı sermaye arttrdı • ANKARA (ANKA)- Sabancı Holding'in, sermaye arttırımı nedeniyle ihraç edeceği hısse senetlerinin kayda alınması amacıyla yaptığı başvuru, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından olumlu karşılandı. Sermayesıni 450 trilyon liradan 600 trilyon lıraya çıkaracak olan Holding, bu arttınmın 22.5 trilyon liralık bölümünü nakıt olarak yapacak. Geri kalanı ıse iç kaynaklardan karşılanacak. DTÖ bünyesindeki tanm görüşmeleri mart ayında Cenevre'de başlıyor Tarıında yeııi ödün dönemiANKARA (AA) - Tanm ti- caretinin serbestleştırilmesi amacıyla Dünya Ticaret Ör- gütü (DTÖ) bünyesinde yürii- tülen tanm müzakerelerinde yeni görüşmeler, mart ayında Cenevre'de başlayacak. Özellikle gelişmiş ülkele- rin vereceği tanm tavızleri açısından büyük önem taşı- yan yeni dönem görüşmelere sunulacak Türkiye'nm resmi görüşü de bu ay sonunda DTÖ'ye iletilecek. DTO tanm anlaşmasının 20. maddesi uyannca yapıla- cak müzakerelerde, ülkeler öncelikle geldikleri noktayı tespit edecekler. geriye dönük değerlendirmeler yapacaklar. Ardından, liberalleşme için • Türkiye'nin resmi görüşü bu ay sonunda DTÖ'ye iletilecek. AB dahil ihracatta sübvansiyon verme hakkına sahip 24 ülkeden biri olan Türkiye, gelişmiş ülkelerin ihracat sübvansiyonlannı kaldırmasını ya da mümkün olan en düşük seviyeye indirmesini istiyor. geleceğe yönelik taahhütlen- ni açıklayacaklar. Görüşmelerde, tanm taviz- leri, ihracat sübvansiyonlan, iç destekler ve pazara giriş ta- ahhütlen olmak üzere üç ana başlık altında ele alınıyor. Tanm tavizleri konusunda gelişmiş ülkelerin ilk uygula- ma dönemi 2000 yılı sonun- da bitti. Martta yapılacak müzakerelerde, gelişmiş ül- keler için yeni tanm tavizle- ri görüşülecek. Türkiye'nin de içinde yer aldığı gelişme yolundaki ül- keler grubunun ilk dönem ta- vizleri uygulama süresi ise 2004'te sona erecek. 'Önce geüşmiş ülketer' AB dahil ihracatta sübvan- siyon verme hakkına sahip 24 üÖceden biri olan Türkiye, ge- lişmiş ülkelerin ihracat süb- vansiyonlannı kaldırmasını ya da mümkün olan en düşük seviyeye indirmesini istiyor. Gelişmiş ülkelerin kaynak sorunu olmaması nedeniyle çok yüksek miktarlarda ihra- cat sübvansiyonu verebildiği- ne dikkat çeken yetkililer, Türkiye'nin kaynaklannın çok kısıtlı ohnası nedeniyle ihracat sübvansiyonlannın çok düşük düzeyde kaldığını vurguladılar. Türkiye, bütün ülkelerin, özellikle AB'nin ihracat süb- vansiyonlannı kaldınnasım, kaldınlmazsa ciddi indirim- ler yapılmasını istiyor. Türkiye, IMF ve Dünya Bankası'na verilen taahhütler nedeniyle iç desteklerini DTÖ kurallanna uygun hale getiriyor. Türkiye, DTÖ'nûn uygu- lanmasında sakınca görmedi- ği, dünya fiyatlannı etkileme- yen "yeşil destektere" doğru gidiyor. Ürün ve girdi deste- ğinden doğrudan gelir deste- ğine geçiş yönünde hazırlık yapıldığı için iç destek taah- hütleri konusunda sorun çık- y ^ DTÖ'nün uygulanmasını istemediği desteklerde Türki- ye gibi gelişme yolundaki ül- keler için yüzde 10'luk bir hak tanındığı anımsatıldı. D Ü N Y A E K O N O M İ S İ N E B A K I Ş / ERGİN YILDIZOĞLU LONDM [email protected] Israil ve Filistin temsilcileri, 6 Şubat Israil seçimlerinden önce 10 gün süre- cek maraton görüşmelere başlıyoriar. Ancak bu görüşmelerin de bir sonuç üretmesi mümkün görünmüyor. Taraf- lann, son dakıkaya kadar banş umudu- nu canlı tutarak Barak'ın seçim şansı- nı arttırmak için bu görüşmeleri günde- me getirdikleri bile söylenebilir. Diğer taraftan, Arafat ve Barak'ın telaşı yer- siz değil. Seçimleri LJkud Başkanı Ari- el Sharon'un kazanması halinde, Os- lo ile başlayan banş süreci fiilen sona erecek. Ondan sonra, bölgesel bir sa- vaş olasılığını da kapsayacak çok teh- likeli bir süreç görünüyor ufukta... Başarı muclze olur Pazargünü Mısır'da başlaması plan- lanan görüşmelerin başan şansı çok zayıf.. çünkü görüşmeler, Clinton'ın gecen ay sunduğu ve Filistin tarafından kabul edilmeyen öneriyı temel alıyor. Clinton'ın önerisi; Israil'in Gazze Şeri- di'ni ve Batı Yakası'nın topraklannın yüzde 95'ini, Doğu Kudüs'teki Arap mahallelerinin yönetimini Filistin'e bı- rakmasını öngörüyordu. Filistin tarafı da 1948'den bu yana sürgünde yaşa- yan Filistinlilerin geri dönme hakkın- dan vazgeçeçekti. Clinton'ın baskısı altında, Arafat'ın öneriyi prensipte ka- bul etme eğiliminde olduğu, ancak Fi- listin yönetimi içinden büyük tepkiyle karşılaştığı bildiriliyordu. Intifadanın fi- ili sözcüsü durumunda olan Ulusal Is- lamcı Güçler de (çok gruplu bir cep- he) 6 Ocak'ta önerilere karşı gösteriler düzenlemişti. Fetih hareketinin sözcü- sü El- Hayat El Cedide gazetesi de sert biryorum yazısıyla Clinton'ın öne- risinin Birfeşmiş Milletlerin kararlanna aykın olduğuna işaret ettı. 8 Ocak gü- nü Filistin yönetimi de bu önerinin "her noktasına karşı olduğunu" açıklamak zorunda kaldı (El-Hayat 11-17 Ocak). Edvvard Said, El Hayat'taki yoru- munda, sürgünlerin vatanlanna dönme hakkından vazgeçilemeyeceğini vur- guladı, bunun Insan Haklan Beyan- namesi'ne aykın olduğuna işaret et- tikten sonra, Kosovalı Arnavutlann top- raklanna dönmesi için yapılan NATO operasyonunu hatırlattı. Said'e göre Clinton'ın önerileri ve hatta tüm banş süreci, çokyanlış birbiçimde, "Israil'in Filistinlilerden korunması gerektiği Banş Süreci Çıkmaz Sokakta Ortadoğu'da olumlu sonuç beklenmeyen görüşmeler yeniden başlıyor. varsayımına" dayanıyordu. Halbuki, Filistinlilerin, Israil'in askeri, ekonomik gücünden korunması gerekiyordu. Bu- na karşılık israil tarafı, Filistinli göçmen- lerin geri dönmesini asla kabul etmek niyetinde değil. Jarusatem Post'taya- yımlanan Daniel Doron imzalı bir yo- rumun saptadığı gibi Filistinli göçmen- lerin geri dönmesi halinde, Israil'in bir Yahudi devleti olarak variığını sürdür- mesı olanaksız (18/01). Solcu yazar Amoz Oz'un New York Times'da ak- tanlan görüşlerine bakarak, bu konuda Israil'de solcularla sağcılar arasında tam bir görüş birliği olduğu söylenebi- lir. Kısaca, Filistinliler açısından geri dönme hakkı kutsal (Jarusalem Post 21/01), BM kararlanna ve banş surecı- nın yerieşık parametrelenne ters (Re- uters 20/01). Israil açısından bir varlık yokluk sorunu. Liberal eğilimli Haar- tez gazetesine göre de Barak'ın ekibi de seçımlerden önce bir anlaşmaya ulaşılabileceğine inanmıyor. Şaron seçillrse çözüm zor? Barak, erken seçim karan aldıktan sonra ilginç bir şey oldu, Tapınak Te- pesi'ne, yaptığı ziyaret ile Intifada'nın başlamasına neden olan, LJkud lideri Ariel Şaron, kamuoyu yoklamalannda hızla öne geçti ve giderek Barak'la ara- yı açtı (The Guardian 6/01). En son kamuoyu yoklamalan, Şaron'un top- lumsal desteğinin yalnızca Barak'tan değil, bir olasılıkla, daha popüler oldu- ğu için son dakikada Barak'ın yerine aday olması beklenen Perez'den de daha yüksek olduğunu gösteriyorfThe Jarusalem Post 19/01). Seçimleri eğer Şaron kazanırsa, çok büyük olasılıkla banş sürecine nihai çö- züm arayışı rafa kalkar, şiddet olaylan tırmanmaya başlar, bölgesel bir savaş olasılığı artar. Bu karamsar projeksiyo- nun arkasında üç neden var. Birinci- si, Şaron, nihai çözüm olasılığını gün- deme getiren Oslo anlaşması dahil, Fi- listin yönetimiyle bu gune kadar yapı- lan tüm anlaşmalara karşı. Ikincisi, ilk kez 18 Ocak günü açıkladığı kendi pla- nı, Haartez'ın yorumuna bakarsak, tüm kazanımlan geri çevirecek. Bu Plana göre: Şaron nihai çözüm değil, uzun dönemli bir ara anlaşma amaçlıyor; Fi- listinlilere daha fazla toprak vermeye- cek; Filistin topraklarında kurulmuş tüm Yahudi yerleşimlen korunacak; Fi- listinliler Batı Yakası ve Gazze çevre- sinde, bugünkü denetimlerini sürdüre- cekler. Bu alan Bat Yakası topraklan- nın yüzde 42'sini geçmeyecek. Israil, Ürdün vadisini denetlemeye, Kudüs etrafındaki yerieşimleri genişletmeye devam edecek; şiddet olaylan sona er- meden banş görüşmelenne başlanma- yacak (Haaretz 17/01). Üçüncüsü, Şaron 1982 Sabra ve Şatila katliam- lanndaki rolünden dolayı görevinden alınmıştı ve El Ahram'da, G. Usher'ın hatıriattığı gibi "Bağımsız bir Israil so- rvşturma komisyonu, böyle bir ada- mın birdaha asla Savunma Bakanıya- pılmamasını önermişti" (11-17/01). Şaron şimdı başbakan olmaya hazıria- nıyor. Gözlemcilere göre Intifada, Israil'i köşeye sıkıştırdı, radikal ve kestirme çözümler aramaya zorladı. Şimdi, Fi- listin tarafında radikaller güçlenir, Is- rail'in variığını sorgulayan görüş geri gelirken, Israil'de de "bırakın sorunu ordu çözsün" yaklaşımı güçlendi. Genetkunmay Başkan Yardımcısı Mo- se Ya'aton, süreç için "Israil'in, Filis- tin ve Arap nüfusa yönelik 1948'den bu yana giriştiği ikinci en büyük ope- rasyon " diyor, "1948 'in ikinci aşama- sının tamamlanmasından sözaçıyor". David Hirst'ın, El-Ahram'da vurgula- dığı gibi (19-12/01) durum gerçekten çok kritik. Çatışma noktalanysa Gaz- ze'deki Nazterim kavşağıyla sınııiı de- ğil.. bölgesel birfay kınğı Tahran'dan, Şam'dan geçerek Kahire'ye kadar uzanıyof. Şaron'un planının uygulan- maya konması halinde, Intifadaya maddi ve manevi büyük destek veren, bölgede büyük sempatı toplayan (The Guardian), Saddam'ın etkısinın daha da artması, çatışmalann sertleşmesi halinde Ürdün'ün Isral ile yaptığı anlaş- madan yan çizmesi, ABD'nin, Iran ve Irak'ın bölgedeki etkisini engeJlemek, petrol çıkarlannı korumak için Israil'e olan desteğini zayfflatması, bu ortam- da da Israil'in toptan imhasını ısteyen Hizbullah ve Cihat örgütlerinin güç- lenmesi olasılığı giderek artıyor. Sonuç olarak, hem Filistin hem Is- rail halkı için Şaron'un seçilmesi teh- likeli bir gelişme. Sanınm, bölgede Is- rail'in en yakın dostlanndan biri olan Türkiye için de benzer bir durum söz konusu. Kendi seküler cumhuriyeti- nin tehdit altında olduğunu düşünen bir Türkiye'nin uluslararası platformda giderek yalnızlaşan, banşçıl seçenek- lerini tüketen bir Israil ile yakınlaşma- ya devam etmesi, uzun dönemli çı- karlanna ne kadar uygun?.. AMCILAR JA YA!'Pazarlama. reklam ve medya dunyasının çaltşanları ıçın hazırladığımız mesleki eğıtim programına ılgınç konular ve konuşrvacılarla yıne okulda devam edıyoruz. "IAA ile Okulda 3/r &Qn adını verdığımız bu programda kontenjanımız sınırlı olduğundan, başvurularınızı oncelık sırasına göre kabul edeceğız Yapacağınız tek şey aşağtdakı numaralardan bir gunluk üniversıte kaydınızı yaptırarak derse yetışmek IAA ile Okulda Bir &ün I 5 27 Ocak Z001 Cumarfesi 9:00-10:00 Kayıt IVers 10:00 -11:15 ö-erçek mi? 3'ılim Kıtrgu mu? Internef ve Hayat" Habür özden I lxir Z.Vers 11*5-13:00 "lyi reklamın ardında yatan: Ajans -• *R.eklam\/eren" Jeffi Medina / Medina/Turgul VD3 3. P e r s 1H:00 -15:15 "O'özler yalan söylemez: Vücut dili evrenseldir." Şerif Izgören I Akademi International H.Ders 15*5-11:00 "Politik Süpermarkette İnenler- Çıkanlar. Politik "Reklam" Mehmet Ural I Yorunr'Publicis 4. üaşvurular IAA Turkıye Holumü Sekreterhğı Tek 0Z12 325 37 <5<5 Faks 0 Z12 325 37 91 Elektronık'posta laaturkeychaptsuperonltne com 11 Ocak 2001 Cumartes, ITU Yabancı Vıller Yuksek Okulu - Maçka (E-skı M.açka Maden Fakultesı) 3u <fon Cumhunyet (sazetesı nm katkılarıyla s/z/ere uhstırılrnfştır DEI»tt& TÜMİTt GtNCLP* O1V»U ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Bu Valiye Dikkat!.. Rize Valisi Erdal Ata, Çamlıhemşin'de yapılmak istenen hidroelektrik santralı için "Çevreye hiçbir zaran yoktur" diyor (Hürriyet, 16 Ocak, s. 19). Ola- yın özgeçmişi çok özetle şöyle: Banndırdığı bitki ve hayvan türlenyle Fırtına Vadi- si, eşine çok az rastlanan bir doğa harikasıdır. Bu nedenle, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koru- ma Kurulu karanyla doğal SİT alanı yapılmıştır. Yak- laşık üç yıl önce burada bir hidroelektrik santralı ya- pımı karan alındı. Yörenın SİT alanı özelliği gözardı edilerek hazırianan ÇED raporu da eksik ve yanlış olduğundan, Trabzon Idare Mahkemesi, açılan da- vayı, "olayda üstün kamu yaran bu bölgede elekt- riküretiminde değil, çevrenin korunmasındadır" ka- ranyla noktaladı. Bununla da yetinılmedı. Bu proje için verilen bir başka kararla, aynı mahkeme, SİT ala- nı Milli Park ıçindeki 55 dönümlük şantiye arazisinin kullandınlmasını da yasakladı. Son olarak Trabzon Kültür ve Tabiat Variıklannı Koruma Kurulu da ver- diği kararla, vadinin koruma amaçlı imar planı yapı- lıncaya kadar buradaki her türlü inşaatı durdurdu. Her üç karara karşı Danıştay'a gıdıldı; Danıştay 6. Dairesi, savcı ve tetkıkyargıcının Trabzon Idare Mah- kemesi'nin karan doğrultusunda görüş bildirmesi- ne karşın, davanın, koruma amaçlı ımar planı çıka- nlmasından sonra sonuçlandınlması gerekir gerek- çesiyle, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi- ne karar verdi. Ancak, inşaat yasağı sürüyor. Bilimsel dayanaklardan yoksun bulunan ÇED ra- poru, ilginçtir, elektrik iletim hattının çevre etkisini değeriendirme dışı tutuyor. Yine de 12 bin 279 ağacın kesileceğini kabul edıyor. Yapılan ek incele- meler sonucu, tüm proje alanında 22 bin 678 ağa- cın kesileceği, elektrik hattı nedeniyle yapılacak ke- simlerle biriikte kesilecek ağaç sayısının toplam 68 bin 34 olacağı saptanmış bulunuyor. Kaldı ki sant- ral; iki derenin toplam 20 km'ye yakın uzunluktaki yatak suyu tünellere alınarak, yani dere yataklan ku- rutularak yapılacaktır. Heyelanlı arazıde yol açılma- sı, tekniğine uygun yapılmadığından orman za- rar görmektedir. Ek olarak yapılan ıncelemelerie, tü- nel açılması için patlatılacak 550 ton dinamitin bü- yük toprak kaymalanna yol açacağı saptanmış bu- lunmaktadır (Hürriyet 16 Ocak). Rize Valisi Erdal Ata, işte bu noktada görüş bildi- riyor; santralın "Çevreye zaran olacağı şekindeki id- dialan ortaya atanlar bu santralı istemeyen kişiler- dir... Türkiye'debazıkişiler olaylan bilmeden insan- lan yönlendiriyor... Yok efendım, binlerce ağaç ke- silecek, bitki türleri ve tabiat yok olacak, dinamitler heyelana sebep olacak, dünyaca ünlü alabalık nes- li tûkenecek.. Ben bu tür sözleri kabul etmiyorum! Iddialann tümü asılsızdır" diyebiliyor. Rize Valisi Ata, bu demeci neden veriyor; yargı sü- recinde bulunan bir konuda taraf olma gücünü kimden ve nereden alıyor? Neden, tek yanlı birtu- tumla, Fırtına'nın doğal güzellığıne sahip çıkanlara saldınyor? Vali, gerçekleri bir yana bırakan böyle bir anlayış ve tutum içinde olunca, ildeki tüm kamu birimleri, gerektiği gibi çalışamaz. Nitekım, başta orman iş- letmesi şefliğı ve öbür kamu görevlilerinin de dene- tim görevierini yapmadıklan anlaşıhyor. ••.- . • • • Fırtına olayı, Rize Valısi'nin tutumunu sergileyen ömeklerden yalnızca bıridir. Aynı valilik, Ardeşen'in Yeniyol (Öce) ve Şenyurt köylerinin, Rize'den Arha- vi'ye uzanan kıyı boyunca denıze ginlebilır çok az sa- yıdakı yerlerden biri olan Halk Plajı'nı, balık üretım çıftlığı kuaılması için 1998'in başlannda bir firmaya kıralıyor. Ancak gerekli hazırlık çalışmalan tamam- lanmadan inşaata başlandığından Rize Bayındıriık ve Iskân Müdüriüğü, 3 Hazıran 1998'de inşaatın ka- çak yapıldığını bir tutanakla saptıyor. Rize If Idare Kurulu da 22.10.1998 tarıhinde 457 sayı ile inşaatın yıktınlmasına karar veriyor. Önemli bir nokta daha var. İnşaat iznı verilen yerden devlet kıyı yolu geçe- ceği gerekçesiyle Karayollan Trabzon Bölge Müdür- iüğü, 12 Aralık 1998 sayı ve 27-159 sayılı yazısıyla bu inşaata karşı çıkmış bulunuyor. llgili fırmanın yı- kım karanna karşı açtığı dava Trabzon Idare Mah- kemesi'nce reddediîmış ve yıkım karan kesinleş- miştir. Ancak, Vali Ata, kesinteşen yıkım karannı bir türlü uygulatmıyor. Aynı firmaya yeni bir imar planı yaptınlıyor; plan, iki yıl sonra 25 Şubat 2000 tanhtnde onaylanıyor ve yeni bir inşaat ruhsatı verilıyor. Ancak Bayındıriık Bakanlığı müfettişleri, Temmuz 2000'de, verilen ye- ni inşaat ruhsatının da "Bakanlıkça onaylanan mev- zii imar planında 7 madde halinde sıralanan koşul- lara uyulmaksaın" venldiğini ve "imar mevzuatma aykın bir islem yapıldığını" saptıyor. Bütün bu karar, denetim ve yazılara karşın, inşa- at devam ediyor. Rize Valısi'nin, en azından kollayıcı tutumuyla de- niz kıyısı kapatılıyor; binlerce insanın kamuya ait kı- yıda denıze gırme hakkı yok ediliyor; kamu yaran gözardı ediliyor. Rize Valisi başta olmak üzere, kamu görevlilerinin, inceleme raporian, yasalar ve yargı kararian karşı- sında çok daha duyarlı olmaları sağlanmalı; kamu yaran korunmabdır. Hükümete, özellikle de Bayın- dıriık, Çevre ve Orman bakanlanna ve bu bakanlık- lann üst düzey yöneticilerine bu konuda çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. • • • Eşi Thilda'nın ölümü nedeniyle usta yazar Yaşar Kemal. oğlu Raşit ve ailesine başsağlığı diliyorum. e-posta: yakupfe metu.edu.tr Beyazeşya sektörü Üretimin kalbi KOBİ'ler ANKARA (AA) - Beyazeşya sektöründe faaliyet gösteren kü- çük ve orta ölçekli iş- letmelenn, bu alanda gerçek imalatın çok büyük bir bölümünü ortaya koyduklan bil- dirildi. Milli Prodükti- vite Merkezi (MPM) uzmanlan tarafından gerçekleştınlen ''Be- yazeşya Sektöründe Kalite Yönetimi Uygu- lamalan" konulu ça- lışmada, bu alanda fa- aliyet gösteren büyük ışletmelenn faaliyet alanlannı genellikle araştırma-gelıştırme \e nıontaj alanlan ile sınırlandırdıklanna, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ise gerçek imalatın çok büyük bir bölümünü ortaya koy- duklanna işaret edildi. Yan sanayılerin alt sözleşmeler yoluyla nihai ürünün önemli bir bölümünü ürettık- leri belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle