Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHÛRrYET 21 OCAK 2001 PAZAR
12 PAZAR KONUKLARI
'AsılkL
'G
Jazeteci; bir bilginin, haberin yayımı ya da
yayımlanmaması karşüığı hiçbir maddi veya
manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet
başkanmdan miIletvekiUne, işadamından
bürokratına kadar, haber kaynağı olarak kabul edilen kişi ve
kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek Ukelerini gözeterek
yürütür." Bu cümleler, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC)
gazetecüer için bir anayasa niteliğinde olan "Türkiye GazetecUeri
Hak ve Sorumluluk Bildirgesi"nin 11. maddesindeyer alıyor.
Ama, gazetecinin beüi durumlardaki ahlak anlayışı ve davranışını
düzenleyen bu kuraüan takan kim? Gün geçmiyor ki
bankacüardan maaşa bağk, eski generallerle işbirtiği içine girmiş
ve onlann mikrofonluğunu yapmış, Milti İstihbarat Teşküaü
(MÎT) adına çalışan, iş takipçiliğiyapan gazeteciler bulunduğu
kamuoyunayansımasın. Türkiye dekikokuşmuşluk, bozulmuşluk
önce basırt ve medya sektöründe mi yansımasını buldu ve halkalar
hattnde giderek genişledi? Sektörümüzde sadece bir büyük, birkaç
da kûçükgrubun bulunmast, medya patronlannın artık gazeteci
değil, salt işadamı oluşlan kuşkusuz habercüiğin arkaplana
itilmesine ve çıkar üişküerinin ön plana alınmasınayol açü. Bu
edyadaanlayıştan da çalışan gazeteciler nasiplerini aldüar.
Sendikalaşmayu, örgüüenmeyi umursamaz oldular. "Ben
alacağımparaya, sağlayacağım çıkara bakanm", çizgisini
tutturdular. Tutturdular ama.. şündi bu Çİzgi kınldu Bunu hâlâ
görmemek için gözlerin bağk olması gerefdyor. Gözlerden bu bağı
nasü açmalı? Bu aymazlıktan nasıl kurtulmalı? Pislik dolu
bağırsaklanmızı nasü boşaltmak? Sektörümüzü, dolayısıyla da
kamuoyunu etküeyen bozulmayı, kirienmişliği TGC Başkanı JSaü
Güreli ve tÜ tletişim Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Suat Gezgin 'le konuştuk. LEYIA TAVŞANOGLU
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BASKANI NAİL CÜRELİ
Ülkemizde herkes kendine
göre demokrasi istiyor- GazetecUerin generaller, siyasüer, hükümetyetküüeriy-
le içli dışlı olduklan haberlerigiderekyayüıyor. Gazetecüer
devletin sorumlu kişUeriyle sizce ne kadaryakınhk kurabi-
UHer?
NAİL GURE1İ- Bu işin genel kuralı vardır. Gazeteci ha-
ber kaynağıyla belli bir mesafede durmahdır. Generaünden
bakanına, cumhurbaşkanından başbakanına, genel müdürü-
ne kadar hepsi gazeteci için haber kaynağıdır. Haber kaynak-
lanndan haber alabilmek için gazetecinin onlarla diyalog
içınde bulunması doğaldır. Ama bu, balık sırtında bir ilişki-
dir. Bunu çok içli dışlı bir ilişkiye, dostluğa, ahbaphğa dö-
nüştürdüğünüz zaman o mesafe kaybolmuş olur. Dolayısıy-
la gazetecıliğın temel kurallanndan birisine aykrn biçimde
davranrruş olursunuz. Yani balık sırtından öbür tarafa düşer-
sinız. O nedenle de balık sırtındaki o çizgiyi çok özenle ko-
rumak gerekir. Biz, Türkiye GazetecilerCemiyeti (TGC) ola-
rak Anadolu'da düzenlediğimiz yerel basın seminerlerinde
meslektaşlanmıza hep bunu anlatıyoruz. Oralarda gazeteci-
ler valilerle, belediye başkanlanyla, öbür yerel yönetıcilerie
temas haündeler. Bir bakıyorsunuz, bir genç gazeteci, bele-
diye başkanına, "Abim" diye hitap ediyor. Bir gazetecinin bir
belediye başkaru, bir valiyle "AbkHn" diye konuşmaması ge-
rekir. Bu yakınlık başlangıçta ga-
zeteciye kolaylık sağhyor gibi
görünür, ama ilerde, gel zaman
git zaman, o laubalilik derecesi-
ne varan aşrn samimiyet gazete-
cinin aleyhine olur. Hatta gaze-
teci bir ölçüde ciddiye alınma-
maya başlar. Daha çok haberala-
yım, derken haber atlar olur.
Çünkü haber kaynağı onu artık
ciddiye almamaktadır.
MtT'e çalışan gazeteciler
- Yani siz, bu iç içe üiskinin
sonuçta dezenformasyona day-
ol açabileceği, dolayısıyla da ka-
muoyunun yandtılabileceğine
mi dikkat çekmek istiyorsunuz?
- Tabii dezenformasyona yol
açabilir. Ama bu. gazetecinin tu-
tumuna, meslek ilkelerine sada-
katine bağk bir şey. Genelleme
yapmadan bunu söylüyorum. A-
ma dezenformasyon konusu ba-
zı durumlarda. bazı gazeteciler
için gündeme gelebilir.
- Gazeteciler, son yülarda ça-
lışüklan gazetelerin belki pro-
mosyona ve gazetecilik dışında-
ki işlere ağırlık vermeleri nede-
niyle çok fazla elepiriliyorlar.
Üstelik bazıgenelyayın müdür-
lerinin Türkiye Sanayici ve tşa-
damlan Derneği (TÜSÎAD)
iiyesiolduklan, birtakungazete-
cilerin iş takipçiliği yaptüdan,
daha da öte MÎTgibi devletin is-
tihbarat örgütlerine çalıştüdan
bir bir ortaya çıkıyor. Bütün bu
saydıklarım gazetecinin görev-
lerimi?
- Bu saydıklannız gazetecinin
görevleri olamaz. Gazetecinin
görev len "Türkiye Gazetecfleri
Hak ve Sorumluluk Bildirge-
sTnde madde madde yer alıyor. Gazeteci salt gazetecidir.
Aynı zamanda başka bir mesleği yüriitemez. Bunu yapma-
masrgerekir. MlT'e çalışan gazeteciler konusu kamuoyunun
gündemine geldiği zaman biz cemiyet olarak gerekli duyar-
lılığı gösterdik.Bir üyemizin de MÎT'te görevli olduğu haber-
leri üzerine kendisinden yazılı olarak bilgi istedik. O da,
MtTin adını vermeksizın bir kamu kuruluşunda çalıştığını,
Cemiyet'in bu konudaki duyarlılığına hak verdığini belirtti
ve üyelikten istifa etti. Zaten kendisi gazeteciliği bırakmıştı.
Cazetecillk kamu görevldlr
- Bir eski banka sahibi bazıgazetecileri maaşa bağladığı-
nı söylüyor. Gazeteci banka sahibinden maaşa bağlanabi-
tirmi?
- Bunlar ne şekilde yapüıyor? Bu kişiler kimlerdir? Hiçbir
şey belli değil. Işın bır de şu tarafi var: Bu iddialann ortada
kalması. Hiçbir şeyin açığa çıkmaması doğru değil. Bu, ne
yargının, ne yönetımın ciddiyetiyle bağdaşabilir. Bu durumun
bir an önce aydınlığa kavuşturulması gerekir. Çünkü gazete-
cilik bu- anlamda kamu görevidir. Kamunun gazeteciye gü-
ven duyması şarttır.
Bütün bu haberler o güveni, adalet, sorumluluk duygusu-
nu sarsıyor. Dolayısıyla, konuyla ilgili soruşturmanın bir an
önce sonuçlandınlıpyargıya yansıtüması, orada gazeteci ola-
rak adlan geçen kişilerin de kamuoyuna açıklanması gerekir.
Bunu biknek kamuoyunun hakkıdır. Biz de TGC olarak tü-
züğümüzün gerektirdiğini yasalar çerçevesinde yapanz.
NJÜLGÜRBJ
istanbul 1932 doğumlu. Mesleğe 19S2
yıhnda Hizmet gazetesinde muhabir olarak
başladu Son Posta, Son Telgraf, Tan,
Akşam, Vatan, tkdam, Hürriyet Haber
Ajansı, Hürriyet Günes'te, gazeteciliğin
çeşitli dallannda çalıştu Halen MifUyet'te
çalışıyor. TGS ve Cemüyet yanşmalarında
12 ödül kazandt, ayrtca röportajyazımında
Türk Dil Kurumu ödülünü aldu Türkiye
Gazeteciler Sendikası 'mn çeşitli
kademelerinde çalışU, genel başkanhk
görevtyapH. 18 Mart 1994ten beri
TGC'nin Başkanı. Cemiyetin Bizim Gazete
adlı günlük gazetesini gerçekleştirdL
Cemiyetin kurucusu Sedat Simavi adına
sürdürülen Sedat Simavi ödüüeri'nin
cemiyet bünyesine ahnmasau sağladu
Basm özgüriüğünün ve mesleğin
saygınhğının korunması yolunda yoğun
uğraş verdL Mine Güreli ile evli ve bir
eviadı var. Basm şerefkarü taşıyor.
- Sizce mesleğimizdeki buyozlaşma hangi noktada başla-
dı ve devam etti?
- Yozlaşma, diye genelleme yapmak fazla aşın mı olur, di-
ye düşünüyorum. Ama tabii ki bir bozulma var. Bizim mes-
lekte de başka mesleklerde de zaman zaman bozulmalar,
meslek etiğine aykın davranan kişiler görülür. Bakın, tkinci
Dünya Savaşı sırasında Fransa'da yaşanan ve mesleki bozul-
mayı anlatan Pterre Lazareff ımzalı "Fransa'da Basın Reza-
letieri" adlı kitap mesleğimizin bir klasiğidir. Bu kitabı biz
cemiyet olarak Türkçe çevirisiyle yayımladık. Türkiye'de
mesleği bu kadar tehdit eder hale gelmesinin başlangıcı 12
Eylül'den sonra gelen ara rejimledir. O zamanki siyasetçiler
basrna başka bir gözle bakmaya başladılar. Çıkar ilişkilerini
ön planda tuttular. Basını ve medyayı kendi görüşleri doğrul-
tusunda kontrol altında tutabihnek umuduyla sektör yöneti-
cileriyle üst düzey ilişkiler kurmaya kalkıştılar. Siyasetçiyle
basın sermayesi arasmda görûnmeyen yakın ilişkiler oluştu-
ruldu. Bu ilişkilere paralel olarak medya büyüdü. Teknolo-
jik gelişme geldi. Tamam, sermaye büyüsün, teknolojik ge-
lişme gelsin. Ama bunun basının bağımsızhğını zedeleme-
yecek, ona gölge düşürmeyecek biçimde yapılması lazımdı.
Basının bağrmsızlığrnı koruması için ekonomik balamdan
güçlü olması gerekir. deniyor. A-
ma bu ekonomik güç başlangıçta
bağımlılık yaratacak biçimde ve
kaynaklardan sağlanmışsa peşi-
nen bağımsızhğını risk altına at-
mış olursunuz. Bence Türkiye'de
böyle bir olgu da var. Zaten zafi-
yet içınde olan siyaset kurumu bu
zafiyetini örtmek için günlük
medya ve basından medet umar
hale geldi. Genelleme yapmadan
söylüyorum. Medya ve basında
bu muhataplannı buldu.
Tepttlmlzl gflsterlyonız
- Bu bozulma başlarken TGC,
hatırladığım kadarıyla sık sık
uyaruaryapa, ama hiç kimse bu
uyarüanpek de ciddiye almadı...
- Basında sermayenin merkezi-
leşmesinin ve siyasetle ilişkileri-
nin yanlışhğına dikkat çektik. A-
ma bunu yaparken de ne bir kişi
ne de kurum adı andık. Bu, zaten
bizim ilkelerimize aykındır.
Önemli olan, kurum ve kural ola-
rak yanlışlann üzerinde durmak-
tır. Bunu da Türkiye Gazetecileri
Hak ve Sorumluluk Bildirgesi
çerçevesinde yapıyoruz. Ama bu
eleştirilerin dikkate alınması ye-
rine, söylediğimiz. dikkat çektiği-
miz kurallan üzerlerine alınan ki-
mi ışverenlenmiz TGC'ye ters
bakmaya başladılar.
Oysa aradan geçen bunca yıl
sonra görüldü ki söylediklenmiz
doğruydu. Bakın, bir büyük grup
ne hale geldi... Biz dün söyledik-
lerimizi bugün için söylüyorduk.
Bugün söylediklerimizi de yann
için söylüyoruz. Ülkemizde her-
kes kendine göre demokrasi, ken-
dine göre cemiyet, kendine göre
özgürlük istiyor. Herhangi bir ga-
zete, bir radyo ya da bir televizyonun başına bir olay geldi-
ğinde, "Nerde basın özgûriüğü? Nerde cemiyet? Hiçbir şey
yapdmryor" diye ortaya çıkıhyor. Oysa her olayda tepkimı-
zi ortaya koyuyoruz.
- Gazeteciler isim verilerek teşhir ediliyor, ilişkileri açığa
çıkıyor. Bu durumda bu gazeteciler sarı basm kartı taştya-
bilirmi?
- Bence, gazetecilik yapmalılar mı, yoksa yapmamalılar
mı? Bence yapmamalılar. Gazeteciliği bıraktıklannda zaten
basm kartı taşımalan da söz konusu olamaz.
- Peki, bu kirli ortamı aşmak için neyapdmalı?
- Bu, sorumluluk ister. Bunu, hele basın sektöründe polis
gücüyle, yasayla halletmeniz imkânsız. Meslektaşlarımızda
sorumluluk duygusunun yerleşmesiyle olacak bir şey. Bugü-
ne kadar çok yanlış görüldü. Artık bunlardan ders alarak
medyanın kendine çeki düzen vermesi, toparlanması, mes-
lek ilkelerini dikkate aknası, bu başıboşluğun, pervasızhğın
sona erdirilmesi, mesleki. dayanışmanın yeniden sağlanması
gerekir.
- Küreselleşmeyle birliktepek çok ülkede benzer sorunlar
yaşandığı biliniyor. Küreseüeşmenin etküeri nasıl azaltua-
bilir?
- Küreselleşme süper gücünün yeni bir sömürü yöntemi.
Küreselleşmenin zararlannı siviltoplumörgütleriyle, ayduı-
lanyla kamuoyuna anlatmak gerekir. Şu anda bu, tartışma sü-
recinde. Küreselleşmeyle, daha çok yüksek teknolojiye, da-
ha az insana yatınm yapılrr oldu. Sendikasızlaşma cesaret-
lendirildi.
IU ILETISIM FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. SUAT CEZCIN
Gazeteci iş takibi ya
yerini mankenler do
Darsa
durur- Gazeteciler, haber etiğini ön planda değeriendirerek
devletin sorumlu birimlenyle ne ölçüdeyakın ilişki içinde
olabittrler? Ahbap-Çavuş iüşkisi meslek etiğine ne ölçüde
zararlıdır?
SUAT GEZGİN - Gazetecilik mesleği ortaya çıktığı gün-
den beri diğer mesleklerden daima farkh bir platformda de-
ğerlendirilmıştır ve kanaatimizce de bu yaklaşım modeli
doğrudur. Bilindiğı gibi gazeteciler toplum adına denetleme
işlevini yerine getinrler ya da getirdüderi varsayıbr. Özel-
likle bu işlevsellik, bizim gibi temsili demokrasilerin var ol-
duğu ülkelerde ounazsa olmaz bir görev olma önemı arz ed-
er. Ancak bu görevin yerine getınlmesınde de kuşkusuz ba-
zı önemli noktalann gözden kaçınlmaması gerekir. Örneğin,
ele aldığımız konu açısından belirtmek gerekirse, gazeteci-
lerin haber kaynaklanyla çok yakın ilişkiler içine girmeleri
onlann nesnel değerlendirmeler yapamamalanna neden ola-
caktır. Bu ise okuyucu ya da izleyicinin gerçeklerden haber-
dar ohna yenne yanlı haberlere ulaşması sonucunu doğura-
caktır. Haber kaynağına yakınlık belli bir oranda olursa sa-
vunulabilir tarafi vardn". Ancak haber kaynağı gazeteci üze-
rinde etkınlik kurar, onu manipüle edecek şekilde etkilerse
bu durum hem okuyucu hem de gazeteci açısından son de-
rece sakıncalı bir gelişme olur.
Gazeteci, haberle ilgili verileri
toplarken kendi çabalannı ön
plana çıkarmalıdır. Aksi takdir-
de, haber kaynağı olarak kullan-
dığı kişi ya da kişiler veya kuru-
luşlar onu kendi çıkarlan doğ-
rultusunda kullanacaklardır.
Cüven mesleği
Batı'da gazetecilik uygulama-
lannda bir muhabire çok uzun
süreli olarak, örneğin polis mu-
habirliği yaptınknaz. Nedeni
ise, o muhabirin kendisini belli
bir süreden sonra polis gibi his-
setmesi ve artık olaylara polis
gözüyle bakmasından kaynak-
lanmaktadır. Bir başka örnekte
ise belli sporkulüplerinin muha-
birleri arnk kendilerim o kulü-
bün taraftan üe özdeşleştirip ku-
lüple ilgili haberlere o gözle ba-
kabilmektedirler. Çok bilinen
bir tanımlamaya göre ise haber,
başkalannın bilmemesi gereken
bilgilerin tümü olarak tanf edil-
mektedir. Buna göre aslında bu-
rada, habenn toplumda sansas-
yon yaratan rolüne dikkat çekil-
miştir. Buna göre, hangi haber
kaynağı kendisini zor duruma
düşürecek bügiyi gazeteciye ve-
rir... Özetlemek gerekirse, gaze-
teciler haber kaynaklanyla olan
ilişkilerini çok iyi ayarlamalılar
ve hiçbir zaman inisiyatifi kar-
şı tarafa kaptınnamalıdırlar.
- Gazeteciler bugünlerde çok
şüphe altmdalar. Kamuoyu
araşarmalan sonuçlanna ba-
kıldığında gazetecilere güven
kalmadığıgözlenmekte.. buko-
nuyu nasü değerlendirirsiniz?
- Gazetecilik, esas itibanyla
güven mesleğidir. Eğer bu mes-
PPOf. Dr. SUflT GEZGİN
Ortaöğrenimini Muğla Turgut Reis
Lisesi'nde tamamladu Fransa 'da Aix
Marsifya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji ve Etnoloji Bölümü 'nde öğrenim
gördiL Master ve doktora çalısmalannı
Paris VI Üniversitesi'nde gerçekleştirdL
Lisansüstü öğrenim sürecinde aynı
zamanda Avc Marsüya Üniversitesi'nde
asistan, başasistan görevlerinde bulundu.
Lisansüstü öğrenimini tamamladıktan
sonra Fransa 'da Avc Marsifya
Üniversitesi'nde doçendik kadrosunda
görev aldu Yaklaşık 20 yıllık Fransa
deneyiminden sonra Türkiye'yedöndû.
Gerek Türkiye 'de gerek Fransa 'da
Hürriyet Gazetesi Dış Haberler
Temsikiliği görevini yürüttü. Şu anda
İstanbul Üniversitesi (İÜ) tletişim
Fakültesi 'nde Gazetecilik Bölüm Başkanı
veDekan Yardımcıst, tÜSenato ÜyesL
lekte okuyucunun güvenini yitirirseniz artık size mesleki
yaşam şansı kalmamış demektir. Yazdığı yazıya, verdiği ha-
bere güven duyulmayan bır gazetenin ya da gazetecinin pi-
yasa koşullannda tutunması önemli ölçüde imkânsızlaşır.
Bugün ne yazık ki, Türkiye'de medya organlan ve burada
çalışan gazeteciler büyük ölçüde zan altındadrrlar. Eskiden
halk arasında gazetelerin yazdıklanna tartışmasız inanılırdı
ve "Eğer gazete yazryorsa doğrudur" deniürdi. Bugün ise,
"Gazete yazıyorsa yalandır'' kanısı toplumumuzda önemli
ölçüde kendisine taraftar bulmaktadır. Ancak burada, Tür-
kiye'deki gazete ve gazetecilerin hakkını da teslim etmek du-
rumundayız. Örneğin, Susurluk skandalı sırasında Türk
medyasmın tutum ve davranışı son derece tutarhdır. Ancak
Türkiye'de istifa etme veya yetersizliğini kabul etme gibi er-
demli davranış modelleri henüz gelişmediği için o dönem-
de medyanın bu tutumu olumlu sonuçlara ulaşmamış ve ça-
balar karşılıksız kalmıştır. Ancak burada önemli bir nokta-
yı belirtmeden geçemeyiz. Bugün Batı'da da gazete ve ga-
zetecilere karşı duyulan toplumsal güvenin giderek azaldı-
ğı yönünde araştırma sonuçlanna rastlanmaktadır. Örneğin
ABD'de geçen yıl yapılan bir arastırmada halkın, gazeteci-
lere karşı duymuş olduğu güvenin giderek azaldığı saptan-
dı. Sonuçta her meslek grubunun içinde yoz ilişkiler ve ba-
zı çürümeler bulunuyor; ancak gazetecilik gibi çok göz önün-
de olan mesleklerin mensuplannın hareketleri ve hatalan da
buna paralel olarak dışanya daha kolay yansıyor ve daha acı-
masız şekilde eleştirihyor. Üsteük bu mesleğin mensuplan
bir de başkalannı eleştirme yetkisine ve ayncalığrna sahip-
lerse, bu durumda gazetecilerin yapmış olduklan hatalann
toplumsal platfonndaki yansrmalan daha güçlü olabilmek-
tedir ve bu doğal, aynı zamanda da kaçınılmaz bir olgudur.
- Gazeteci, iş takipçisL, TÜSİAD üyesL MİTgörevlisi ola-
büirmi?
- Batı basını ve medyasında özellikle ABD'deki gelişme-
ler, bu konuda ortaya konulabilecek en önemli ve dikkat çe-
kici öraeklerdir. Pentagon belgeleri olayında Amerikan ba-
sın mensuplan ve gazete sahiplerinin, üstelik Başkan Ric-
hardNison'ın ulusal güvenük gerekçesiyle mahkemeye baş-
vurmuş olmasuıa rağmen, basının ana görevinin kamuoyu-
nu "bügüendirme" ve "ayduüatma" olduğu düşüncesinden
hareket ederek, bu belgelen yayımlama konusunda göster-
miş olduklan kararlılık hem kendi toplumlanndahem de tüm
dünyada demokrasıyi benimsemış ve özümsemiş ınsanlar ta-
rafindantakdirlekarşılanmıştır. Bubelgelerinyayımlanma-
sı, ABD'de hiçbir şekilde ulusal güvenliği sarsmadığı gibi,
sıradan ABD vatandaşı tarafından, Vietnam batağma hükü-
metin hangi hatalan sonucunda saplanıldığının öğrenihne-
si açısından da olumlu bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bu bir
anlamda toplumsal yapıda bir "katarsis''in ortaya çıkması-
nı sağlamış. sonuçta toplum eksisiyle artısıyla sisteme sahip
çıkmıştır. Bugün ülkemiz açısından dikkate alındığmda Türk
toplumunun da geniş ölçekli bir
"katargs"e (temizlenme, boşal-
ma) gereksinim duyduğunu söy-
lemek yanlış bir tanı ohnasa ge-
rekir. Bu açıdan bakıldığında
Türk basını, dünyayı algılama
açısmdan, o seviyeye ulaşma açı-
smdan daha işin başlangıcında-
dır. Ilk Türkçe gazetenin 1831 'de
sarayın koruma ve kollaması so-
nucunda yayımlandığı bilinmek-
tedir. Devletin ve resmi söylemin
o günden bugüne az ya da çok,
ancak daima basında kendine y-
er bulduğunu söylemek olasıdm
Holdlnglestfler
Son yıllarda, özellikle medya-
nın îkitelli'ye taşınmasından son-
ra holdingleşerek kredi ve teşvik
gibi ekonomik birtakım çıkarlar
peşine düşen büyük medya kuru-
luşlanmn tam bağımsızhğından
söz etmemiz güçleşmiştir. Bugün
yalruz medya için değil, Türki-
ye'deki tüm kurumlar için geçer-
li olması gereken bir anlayışın ar-
tık zihinlere yerleşmesi gerek-
mektedir. O da şudur: Arnk her-
kes, kendi işinin gereğini yapma-
hdır. Gazeteci asıl görevinin ge-
reğini yerine getirmeyip iş takibi
veya MfTçilik yaparsa, oradaki
boşluğu da manken ya da şarkıcı
veya fılm stan doldurur.
- Bir gazetecinin, bir işadamı
tarafından maaşa bağlanmast-
nı neşeküde değerlendirirsiniz?
- Bir ülkede iktidar paylaşımı
çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.
Konu bu bağlamda ele alındığın-
da siyasal iktidarlar kadar eko-
nomik iktidarlan da göz önünde
bulundurmak gerekmektedir. Si-
yasal ıktidarlar tarafından baskı
altına ahnan gazete veya gazete-
ciler olduğu gibi, ekonomik açıdan da baskı altında tutulan
gazete ya da gazetecilerin varlığından söz etmek olasıdır. Si-
yasal iktidarlar medya kuruluşlannı ve gazetecileri çeşitli
yapönmlann yani sıra değışik imtiyazlarla kendilerine bağ-
larken, ekonomik iktidar sahipleri de nitelik olarak aynı uy-
gulamalar içine girebilirler ve ekonomik iktidarlar da siya-
sal iktidar sahipleri gibi bu konuda farklı uygulama şekille-
rine sahiptirler. Reklam yoluyla bir gazetenin baskı altına
alınmasından, gazetecilerin çeşitli şekillerde parasal olarak
ödüUendirilmelerine kadar her türlü uygulama, ekonomik ik-
tidarlann yapnnmlanna birer örnek ohna niteliğini taşımak-
tadır. Konuya mesleki etik açısından baktığımızda ise, bir ga-
zetecinin meslek kuruluşu dışrnda başka bir kuruluş ya da
şahıstan belirli miktarda ve belirli periyotlarda para alması-
nın uygun bir davranış modeli olmadığını çok açık biçimde
ortaya koymak gerekmektedir. Bir işadamından maaş alan
bir gazeteci, yann o işadamı hakkında yazı yazmak gerek-
se nasü yazabilir? Işte bundan dolayıdır ki, eskiden mesle-
ğin duayenleri basın sektörüne dışandan gelen ve patron
olan kişilere her zaman kuşkuyla bakarlardı. Ancak gönü-
müzde medya kuruluşlannm patronlannın ticari ilişkileri,
onlann medya patronu ohnalanndan kaynaklanan kamusal
sorumluluklanrun önünde yer almaktadır.
Kısaca belirtmek gerekirse.. günümüzde ticari kaygı. ka-
musal sorumluluğa galebe çalmıştır. Son tahlilde denilebi-
ür ki, ticari ilişkilerin yani srra bir gazetecinin çıkar ilişkile-
ri ile belirli kuruluş ya da kişilere bağlanması onun üstlen-
miş olduğu kamusal sorumluluğu yerine getirmesinde önem-
li bir engel teşkil eder.