17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHÛRrYET 21 OCAK 2001 PAZAR 12 PAZAR KONUKLARI 'AsılkL 'G Jazeteci; bir bilginin, haberin yayımı ya da yayımlanmaması karşüığı hiçbir maddi veya manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet başkanmdan miIletvekiUne, işadamından bürokratına kadar, haber kaynağı olarak kabul edilen kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek Ukelerini gözeterek yürütür." Bu cümleler, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) gazetecüer için bir anayasa niteliğinde olan "Türkiye GazetecUeri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi"nin 11. maddesindeyer alıyor. Ama, gazetecinin beüi durumlardaki ahlak anlayışı ve davranışını düzenleyen bu kuraüan takan kim? Gün geçmiyor ki bankacüardan maaşa bağk, eski generallerle işbirtiği içine girmiş ve onlann mikrofonluğunu yapmış, Milti İstihbarat Teşküaü (MÎT) adına çalışan, iş takipçiliğiyapan gazeteciler bulunduğu kamuoyunayansımasın. Türkiye dekikokuşmuşluk, bozulmuşluk önce basırt ve medya sektöründe mi yansımasını buldu ve halkalar hattnde giderek genişledi? Sektörümüzde sadece bir büyük, birkaç da kûçükgrubun bulunmast, medya patronlannın artık gazeteci değil, salt işadamı oluşlan kuşkusuz habercüiğin arkaplana itilmesine ve çıkar üişküerinin ön plana alınmasınayol açü. Bu edyadaanlayıştan da çalışan gazeteciler nasiplerini aldüar. Sendikalaşmayu, örgüüenmeyi umursamaz oldular. "Ben alacağımparaya, sağlayacağım çıkara bakanm", çizgisini tutturdular. Tutturdular ama.. şündi bu Çİzgi kınldu Bunu hâlâ görmemek için gözlerin bağk olması gerefdyor. Gözlerden bu bağı nasü açmalı? Bu aymazlıktan nasıl kurtulmalı? Pislik dolu bağırsaklanmızı nasü boşaltmak? Sektörümüzü, dolayısıyla da kamuoyunu etküeyen bozulmayı, kirienmişliği TGC Başkanı JSaü Güreli ve tÜ tletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin 'le konuştuk. LEYIA TAVŞANOGLU TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BASKANI NAİL CÜRELİ Ülkemizde herkes kendine göre demokrasi istiyor- GazetecUerin generaller, siyasüer, hükümetyetküüeriy- le içli dışlı olduklan haberlerigiderekyayüıyor. Gazetecüer devletin sorumlu kişUeriyle sizce ne kadaryakınhk kurabi- UHer? NAİL GURE1İ- Bu işin genel kuralı vardır. Gazeteci ha- ber kaynağıyla belli bir mesafede durmahdır. Generaünden bakanına, cumhurbaşkanından başbakanına, genel müdürü- ne kadar hepsi gazeteci için haber kaynağıdır. Haber kaynak- lanndan haber alabilmek için gazetecinin onlarla diyalog içınde bulunması doğaldır. Ama bu, balık sırtında bir ilişki- dir. Bunu çok içli dışlı bir ilişkiye, dostluğa, ahbaphğa dö- nüştürdüğünüz zaman o mesafe kaybolmuş olur. Dolayısıy- la gazetecıliğın temel kurallanndan birisine aykrn biçimde davranrruş olursunuz. Yani balık sırtından öbür tarafa düşer- sinız. O nedenle de balık sırtındaki o çizgiyi çok özenle ko- rumak gerekir. Biz, Türkiye GazetecilerCemiyeti (TGC) ola- rak Anadolu'da düzenlediğimiz yerel basın seminerlerinde meslektaşlanmıza hep bunu anlatıyoruz. Oralarda gazeteci- ler valilerle, belediye başkanlanyla, öbür yerel yönetıcilerie temas haündeler. Bir bakıyorsunuz, bir genç gazeteci, bele- diye başkanına, "Abim" diye hitap ediyor. Bir gazetecinin bir belediye başkaru, bir valiyle "AbkHn" diye konuşmaması ge- rekir. Bu yakınlık başlangıçta ga- zeteciye kolaylık sağhyor gibi görünür, ama ilerde, gel zaman git zaman, o laubalilik derecesi- ne varan aşrn samimiyet gazete- cinin aleyhine olur. Hatta gaze- teci bir ölçüde ciddiye alınma- maya başlar. Daha çok haberala- yım, derken haber atlar olur. Çünkü haber kaynağı onu artık ciddiye almamaktadır. MtT'e çalışan gazeteciler - Yani siz, bu iç içe üiskinin sonuçta dezenformasyona day- ol açabileceği, dolayısıyla da ka- muoyunun yandtılabileceğine mi dikkat çekmek istiyorsunuz? - Tabii dezenformasyona yol açabilir. Ama bu. gazetecinin tu- tumuna, meslek ilkelerine sada- katine bağk bir şey. Genelleme yapmadan bunu söylüyorum. A- ma dezenformasyon konusu ba- zı durumlarda. bazı gazeteciler için gündeme gelebilir. - Gazeteciler, son yülarda ça- lışüklan gazetelerin belki pro- mosyona ve gazetecilik dışında- ki işlere ağırlık vermeleri nede- niyle çok fazla elepiriliyorlar. Üstelik bazıgenelyayın müdür- lerinin Türkiye Sanayici ve tşa- damlan Derneği (TÜSÎAD) iiyesiolduklan, birtakungazete- cilerin iş takipçiliği yaptüdan, daha da öte MÎTgibi devletin is- tihbarat örgütlerine çalıştüdan bir bir ortaya çıkıyor. Bütün bu saydıklarım gazetecinin görev- lerimi? - Bu saydıklannız gazetecinin görevleri olamaz. Gazetecinin görev len "Türkiye Gazetecfleri Hak ve Sorumluluk Bildirge- sTnde madde madde yer alıyor. Gazeteci salt gazetecidir. Aynı zamanda başka bir mesleği yüriitemez. Bunu yapma- masrgerekir. MlT'e çalışan gazeteciler konusu kamuoyunun gündemine geldiği zaman biz cemiyet olarak gerekli duyar- lılığı gösterdik.Bir üyemizin de MÎT'te görevli olduğu haber- leri üzerine kendisinden yazılı olarak bilgi istedik. O da, MtTin adını vermeksizın bir kamu kuruluşunda çalıştığını, Cemiyet'in bu konudaki duyarlılığına hak verdığini belirtti ve üyelikten istifa etti. Zaten kendisi gazeteciliği bırakmıştı. Cazetecillk kamu görevldlr - Bir eski banka sahibi bazıgazetecileri maaşa bağladığı- nı söylüyor. Gazeteci banka sahibinden maaşa bağlanabi- tirmi? - Bunlar ne şekilde yapüıyor? Bu kişiler kimlerdir? Hiçbir şey belli değil. Işın bır de şu tarafi var: Bu iddialann ortada kalması. Hiçbir şeyin açığa çıkmaması doğru değil. Bu, ne yargının, ne yönetımın ciddiyetiyle bağdaşabilir. Bu durumun bir an önce aydınlığa kavuşturulması gerekir. Çünkü gazete- cilik bu- anlamda kamu görevidir. Kamunun gazeteciye gü- ven duyması şarttır. Bütün bu haberler o güveni, adalet, sorumluluk duygusu- nu sarsıyor. Dolayısıyla, konuyla ilgili soruşturmanın bir an önce sonuçlandınlıpyargıya yansıtüması, orada gazeteci ola- rak adlan geçen kişilerin de kamuoyuna açıklanması gerekir. Bunu biknek kamuoyunun hakkıdır. Biz de TGC olarak tü- züğümüzün gerektirdiğini yasalar çerçevesinde yapanz. NJÜLGÜRBJ istanbul 1932 doğumlu. Mesleğe 19S2 yıhnda Hizmet gazetesinde muhabir olarak başladu Son Posta, Son Telgraf, Tan, Akşam, Vatan, tkdam, Hürriyet Haber Ajansı, Hürriyet Günes'te, gazeteciliğin çeşitli dallannda çalıştu Halen MifUyet'te çalışıyor. TGS ve Cemüyet yanşmalarında 12 ödül kazandt, ayrtca röportajyazımında Türk Dil Kurumu ödülünü aldu Türkiye Gazeteciler Sendikası 'mn çeşitli kademelerinde çalışU, genel başkanhk görevtyapH. 18 Mart 1994ten beri TGC'nin Başkanı. Cemiyetin Bizim Gazete adlı günlük gazetesini gerçekleştirdL Cemiyetin kurucusu Sedat Simavi adına sürdürülen Sedat Simavi ödüüeri'nin cemiyet bünyesine ahnmasau sağladu Basm özgüriüğünün ve mesleğin saygınhğının korunması yolunda yoğun uğraş verdL Mine Güreli ile evli ve bir eviadı var. Basm şerefkarü taşıyor. - Sizce mesleğimizdeki buyozlaşma hangi noktada başla- dı ve devam etti? - Yozlaşma, diye genelleme yapmak fazla aşın mı olur, di- ye düşünüyorum. Ama tabii ki bir bozulma var. Bizim mes- lekte de başka mesleklerde de zaman zaman bozulmalar, meslek etiğine aykın davranan kişiler görülür. Bakın, tkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa'da yaşanan ve mesleki bozul- mayı anlatan Pterre Lazareff ımzalı "Fransa'da Basın Reza- letieri" adlı kitap mesleğimizin bir klasiğidir. Bu kitabı biz cemiyet olarak Türkçe çevirisiyle yayımladık. Türkiye'de mesleği bu kadar tehdit eder hale gelmesinin başlangıcı 12 Eylül'den sonra gelen ara rejimledir. O zamanki siyasetçiler basrna başka bir gözle bakmaya başladılar. Çıkar ilişkilerini ön planda tuttular. Basını ve medyayı kendi görüşleri doğrul- tusunda kontrol altında tutabihnek umuduyla sektör yöneti- cileriyle üst düzey ilişkiler kurmaya kalkıştılar. Siyasetçiyle basın sermayesi arasmda görûnmeyen yakın ilişkiler oluştu- ruldu. Bu ilişkilere paralel olarak medya büyüdü. Teknolo- jik gelişme geldi. Tamam, sermaye büyüsün, teknolojik ge- lişme gelsin. Ama bunun basının bağımsızhğını zedeleme- yecek, ona gölge düşürmeyecek biçimde yapılması lazımdı. Basının bağrmsızlığrnı koruması için ekonomik balamdan güçlü olması gerekir. deniyor. A- ma bu ekonomik güç başlangıçta bağımlılık yaratacak biçimde ve kaynaklardan sağlanmışsa peşi- nen bağımsızhğını risk altına at- mış olursunuz. Bence Türkiye'de böyle bir olgu da var. Zaten zafi- yet içınde olan siyaset kurumu bu zafiyetini örtmek için günlük medya ve basından medet umar hale geldi. Genelleme yapmadan söylüyorum. Medya ve basında bu muhataplannı buldu. Tepttlmlzl gflsterlyonız - Bu bozulma başlarken TGC, hatırladığım kadarıyla sık sık uyaruaryapa, ama hiç kimse bu uyarüanpek de ciddiye almadı... - Basında sermayenin merkezi- leşmesinin ve siyasetle ilişkileri- nin yanlışhğına dikkat çektik. A- ma bunu yaparken de ne bir kişi ne de kurum adı andık. Bu, zaten bizim ilkelerimize aykındır. Önemli olan, kurum ve kural ola- rak yanlışlann üzerinde durmak- tır. Bunu da Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi çerçevesinde yapıyoruz. Ama bu eleştirilerin dikkate alınması ye- rine, söylediğimiz. dikkat çektiği- miz kurallan üzerlerine alınan ki- mi ışverenlenmiz TGC'ye ters bakmaya başladılar. Oysa aradan geçen bunca yıl sonra görüldü ki söylediklenmiz doğruydu. Bakın, bir büyük grup ne hale geldi... Biz dün söyledik- lerimizi bugün için söylüyorduk. Bugün söylediklerimizi de yann için söylüyoruz. Ülkemizde her- kes kendine göre demokrasi, ken- dine göre cemiyet, kendine göre özgürlük istiyor. Herhangi bir ga- zete, bir radyo ya da bir televizyonun başına bir olay geldi- ğinde, "Nerde basın özgûriüğü? Nerde cemiyet? Hiçbir şey yapdmryor" diye ortaya çıkıhyor. Oysa her olayda tepkimı- zi ortaya koyuyoruz. - Gazeteciler isim verilerek teşhir ediliyor, ilişkileri açığa çıkıyor. Bu durumda bu gazeteciler sarı basm kartı taştya- bilirmi? - Bence, gazetecilik yapmalılar mı, yoksa yapmamalılar mı? Bence yapmamalılar. Gazeteciliği bıraktıklannda zaten basm kartı taşımalan da söz konusu olamaz. - Peki, bu kirli ortamı aşmak için neyapdmalı? - Bu, sorumluluk ister. Bunu, hele basın sektöründe polis gücüyle, yasayla halletmeniz imkânsız. Meslektaşlarımızda sorumluluk duygusunun yerleşmesiyle olacak bir şey. Bugü- ne kadar çok yanlış görüldü. Artık bunlardan ders alarak medyanın kendine çeki düzen vermesi, toparlanması, mes- lek ilkelerini dikkate aknası, bu başıboşluğun, pervasızhğın sona erdirilmesi, mesleki. dayanışmanın yeniden sağlanması gerekir. - Küreselleşmeyle birliktepek çok ülkede benzer sorunlar yaşandığı biliniyor. Küreseüeşmenin etküeri nasıl azaltua- bilir? - Küreselleşme süper gücünün yeni bir sömürü yöntemi. Küreselleşmenin zararlannı siviltoplumörgütleriyle, ayduı- lanyla kamuoyuna anlatmak gerekir. Şu anda bu, tartışma sü- recinde. Küreselleşmeyle, daha çok yüksek teknolojiye, da- ha az insana yatınm yapılrr oldu. Sendikasızlaşma cesaret- lendirildi. IU ILETISIM FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. SUAT CEZCIN Gazeteci iş takibi ya yerini mankenler do Darsa durur- Gazeteciler, haber etiğini ön planda değeriendirerek devletin sorumlu birimlenyle ne ölçüdeyakın ilişki içinde olabittrler? Ahbap-Çavuş iüşkisi meslek etiğine ne ölçüde zararlıdır? SUAT GEZGİN - Gazetecilik mesleği ortaya çıktığı gün- den beri diğer mesleklerden daima farkh bir platformda de- ğerlendirilmıştır ve kanaatimizce de bu yaklaşım modeli doğrudur. Bilindiğı gibi gazeteciler toplum adına denetleme işlevini yerine getinrler ya da getirdüderi varsayıbr. Özel- likle bu işlevsellik, bizim gibi temsili demokrasilerin var ol- duğu ülkelerde ounazsa olmaz bir görev olma önemı arz ed- er. Ancak bu görevin yerine getınlmesınde de kuşkusuz ba- zı önemli noktalann gözden kaçınlmaması gerekir. Örneğin, ele aldığımız konu açısından belirtmek gerekirse, gazeteci- lerin haber kaynaklanyla çok yakın ilişkiler içine girmeleri onlann nesnel değerlendirmeler yapamamalanna neden ola- caktır. Bu ise okuyucu ya da izleyicinin gerçeklerden haber- dar ohna yenne yanlı haberlere ulaşması sonucunu doğura- caktır. Haber kaynağına yakınlık belli bir oranda olursa sa- vunulabilir tarafi vardn". Ancak haber kaynağı gazeteci üze- rinde etkınlik kurar, onu manipüle edecek şekilde etkilerse bu durum hem okuyucu hem de gazeteci açısından son de- rece sakıncalı bir gelişme olur. Gazeteci, haberle ilgili verileri toplarken kendi çabalannı ön plana çıkarmalıdır. Aksi takdir- de, haber kaynağı olarak kullan- dığı kişi ya da kişiler veya kuru- luşlar onu kendi çıkarlan doğ- rultusunda kullanacaklardır. Cüven mesleği Batı'da gazetecilik uygulama- lannda bir muhabire çok uzun süreli olarak, örneğin polis mu- habirliği yaptınknaz. Nedeni ise, o muhabirin kendisini belli bir süreden sonra polis gibi his- setmesi ve artık olaylara polis gözüyle bakmasından kaynak- lanmaktadır. Bir başka örnekte ise belli sporkulüplerinin muha- birleri arnk kendilerim o kulü- bün taraftan üe özdeşleştirip ku- lüple ilgili haberlere o gözle ba- kabilmektedirler. Çok bilinen bir tanımlamaya göre ise haber, başkalannın bilmemesi gereken bilgilerin tümü olarak tanf edil- mektedir. Buna göre aslında bu- rada, habenn toplumda sansas- yon yaratan rolüne dikkat çekil- miştir. Buna göre, hangi haber kaynağı kendisini zor duruma düşürecek bügiyi gazeteciye ve- rir... Özetlemek gerekirse, gaze- teciler haber kaynaklanyla olan ilişkilerini çok iyi ayarlamalılar ve hiçbir zaman inisiyatifi kar- şı tarafa kaptınnamalıdırlar. - Gazeteciler bugünlerde çok şüphe altmdalar. Kamuoyu araşarmalan sonuçlanna ba- kıldığında gazetecilere güven kalmadığıgözlenmekte.. buko- nuyu nasü değerlendirirsiniz? - Gazetecilik, esas itibanyla güven mesleğidir. Eğer bu mes- PPOf. Dr. SUflT GEZGİN Ortaöğrenimini Muğla Turgut Reis Lisesi'nde tamamladu Fransa 'da Aix Marsifya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji ve Etnoloji Bölümü 'nde öğrenim gördiL Master ve doktora çalısmalannı Paris VI Üniversitesi'nde gerçekleştirdL Lisansüstü öğrenim sürecinde aynı zamanda Avc Marsüya Üniversitesi'nde asistan, başasistan görevlerinde bulundu. Lisansüstü öğrenimini tamamladıktan sonra Fransa 'da Avc Marsifya Üniversitesi'nde doçendik kadrosunda görev aldu Yaklaşık 20 yıllık Fransa deneyiminden sonra Türkiye'yedöndû. Gerek Türkiye 'de gerek Fransa 'da Hürriyet Gazetesi Dış Haberler Temsikiliği görevini yürüttü. Şu anda İstanbul Üniversitesi (İÜ) tletişim Fakültesi 'nde Gazetecilik Bölüm Başkanı veDekan Yardımcıst, tÜSenato ÜyesL lekte okuyucunun güvenini yitirirseniz artık size mesleki yaşam şansı kalmamış demektir. Yazdığı yazıya, verdiği ha- bere güven duyulmayan bır gazetenin ya da gazetecinin pi- yasa koşullannda tutunması önemli ölçüde imkânsızlaşır. Bugün ne yazık ki, Türkiye'de medya organlan ve burada çalışan gazeteciler büyük ölçüde zan altındadrrlar. Eskiden halk arasında gazetelerin yazdıklanna tartışmasız inanılırdı ve "Eğer gazete yazryorsa doğrudur" deniürdi. Bugün ise, "Gazete yazıyorsa yalandır'' kanısı toplumumuzda önemli ölçüde kendisine taraftar bulmaktadır. Ancak burada, Tür- kiye'deki gazete ve gazetecilerin hakkını da teslim etmek du- rumundayız. Örneğin, Susurluk skandalı sırasında Türk medyasmın tutum ve davranışı son derece tutarhdır. Ancak Türkiye'de istifa etme veya yetersizliğini kabul etme gibi er- demli davranış modelleri henüz gelişmediği için o dönem- de medyanın bu tutumu olumlu sonuçlara ulaşmamış ve ça- balar karşılıksız kalmıştır. Ancak burada önemli bir nokta- yı belirtmeden geçemeyiz. Bugün Batı'da da gazete ve ga- zetecilere karşı duyulan toplumsal güvenin giderek azaldı- ğı yönünde araştırma sonuçlanna rastlanmaktadır. Örneğin ABD'de geçen yıl yapılan bir arastırmada halkın, gazeteci- lere karşı duymuş olduğu güvenin giderek azaldığı saptan- dı. Sonuçta her meslek grubunun içinde yoz ilişkiler ve ba- zı çürümeler bulunuyor; ancak gazetecilik gibi çok göz önün- de olan mesleklerin mensuplannın hareketleri ve hatalan da buna paralel olarak dışanya daha kolay yansıyor ve daha acı- masız şekilde eleştirihyor. Üsteük bu mesleğin mensuplan bir de başkalannı eleştirme yetkisine ve ayncalığrna sahip- lerse, bu durumda gazetecilerin yapmış olduklan hatalann toplumsal platfonndaki yansrmalan daha güçlü olabilmek- tedir ve bu doğal, aynı zamanda da kaçınılmaz bir olgudur. - Gazeteci, iş takipçisL, TÜSİAD üyesL MİTgörevlisi ola- büirmi? - Batı basını ve medyasında özellikle ABD'deki gelişme- ler, bu konuda ortaya konulabilecek en önemli ve dikkat çe- kici öraeklerdir. Pentagon belgeleri olayında Amerikan ba- sın mensuplan ve gazete sahiplerinin, üstelik Başkan Ric- hardNison'ın ulusal güvenük gerekçesiyle mahkemeye baş- vurmuş olmasuıa rağmen, basının ana görevinin kamuoyu- nu "bügüendirme" ve "ayduüatma" olduğu düşüncesinden hareket ederek, bu belgelen yayımlama konusunda göster- miş olduklan kararlılık hem kendi toplumlanndahem de tüm dünyada demokrasıyi benimsemış ve özümsemiş ınsanlar ta- rafindantakdirlekarşılanmıştır. Bubelgelerinyayımlanma- sı, ABD'de hiçbir şekilde ulusal güvenliği sarsmadığı gibi, sıradan ABD vatandaşı tarafından, Vietnam batağma hükü- metin hangi hatalan sonucunda saplanıldığının öğrenihne- si açısından da olumlu bir sonuç ortaya çıkarmıştır. Bu bir anlamda toplumsal yapıda bir "katarsis''in ortaya çıkması- nı sağlamış. sonuçta toplum eksisiyle artısıyla sisteme sahip çıkmıştır. Bugün ülkemiz açısından dikkate alındığmda Türk toplumunun da geniş ölçekli bir "katargs"e (temizlenme, boşal- ma) gereksinim duyduğunu söy- lemek yanlış bir tanı ohnasa ge- rekir. Bu açıdan bakıldığında Türk basını, dünyayı algılama açısmdan, o seviyeye ulaşma açı- smdan daha işin başlangıcında- dır. Ilk Türkçe gazetenin 1831 'de sarayın koruma ve kollaması so- nucunda yayımlandığı bilinmek- tedir. Devletin ve resmi söylemin o günden bugüne az ya da çok, ancak daima basında kendine y- er bulduğunu söylemek olasıdm Holdlnglestfler Son yıllarda, özellikle medya- nın îkitelli'ye taşınmasından son- ra holdingleşerek kredi ve teşvik gibi ekonomik birtakım çıkarlar peşine düşen büyük medya kuru- luşlanmn tam bağımsızhğından söz etmemiz güçleşmiştir. Bugün yalruz medya için değil, Türki- ye'deki tüm kurumlar için geçer- li olması gereken bir anlayışın ar- tık zihinlere yerleşmesi gerek- mektedir. O da şudur: Arnk her- kes, kendi işinin gereğini yapma- hdır. Gazeteci asıl görevinin ge- reğini yerine getirmeyip iş takibi veya MfTçilik yaparsa, oradaki boşluğu da manken ya da şarkıcı veya fılm stan doldurur. - Bir gazetecinin, bir işadamı tarafından maaşa bağlanmast- nı neşeküde değerlendirirsiniz? - Bir ülkede iktidar paylaşımı çeşitli şekillerde gerçekleşebilir. Konu bu bağlamda ele alındığın- da siyasal iktidarlar kadar eko- nomik iktidarlan da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Si- yasal ıktidarlar tarafından baskı altına ahnan gazete veya gazete- ciler olduğu gibi, ekonomik açıdan da baskı altında tutulan gazete ya da gazetecilerin varlığından söz etmek olasıdır. Si- yasal iktidarlar medya kuruluşlannı ve gazetecileri çeşitli yapönmlann yani sıra değışik imtiyazlarla kendilerine bağ- larken, ekonomik iktidar sahipleri de nitelik olarak aynı uy- gulamalar içine girebilirler ve ekonomik iktidarlar da siya- sal iktidar sahipleri gibi bu konuda farklı uygulama şekille- rine sahiptirler. Reklam yoluyla bir gazetenin baskı altına alınmasından, gazetecilerin çeşitli şekillerde parasal olarak ödüUendirilmelerine kadar her türlü uygulama, ekonomik ik- tidarlann yapnnmlanna birer örnek ohna niteliğini taşımak- tadır. Konuya mesleki etik açısından baktığımızda ise, bir ga- zetecinin meslek kuruluşu dışrnda başka bir kuruluş ya da şahıstan belirli miktarda ve belirli periyotlarda para alması- nın uygun bir davranış modeli olmadığını çok açık biçimde ortaya koymak gerekmektedir. Bir işadamından maaş alan bir gazeteci, yann o işadamı hakkında yazı yazmak gerek- se nasü yazabilir? Işte bundan dolayıdır ki, eskiden mesle- ğin duayenleri basın sektörüne dışandan gelen ve patron olan kişilere her zaman kuşkuyla bakarlardı. Ancak gönü- müzde medya kuruluşlannm patronlannın ticari ilişkileri, onlann medya patronu ohnalanndan kaynaklanan kamusal sorumluluklanrun önünde yer almaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse.. günümüzde ticari kaygı. ka- musal sorumluluğa galebe çalmıştır. Son tahlilde denilebi- ür ki, ticari ilişkilerin yani srra bir gazetecinin çıkar ilişkile- ri ile belirli kuruluş ya da kişilere bağlanması onun üstlen- miş olduğu kamusal sorumluluğu yerine getirmesinde önem- li bir engel teşkil eder.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle