Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2001 PAZAR
10 P A Z A R J L A Z E L A R I dishab@cumhuriyet.com.tr
Yabancıyız, ama
dünyanın yerlisiyiz
Almanya'nın Aachen'ı ile
Hollanda'nın Maastricht'i
birbirine komşu iki yabancı
şehir. Yürüseniz yanm saat
sürmez birinden ötekine
geçmek. Maastricht
Universitesi'nin
kampusunda yerliden çok
yabancı var. Ben de orada
bir yabancıyım önünde
sonunda. Çok sevdiğim ve
artık kimlik kartım haline
gelen bu "yabancı"
kelımesi ile ilk ciddi aşkım,
birçok yaşıtım gibi ABbert
Camus'nün kıtabını
okuduğum zaman
başlamıştı. O, dünyaya, her
şeye yabancı roman
kahramanı bana pek
benziyordu. Kendi
melankolimin içinde
boğulmak üzere olan ben,
büyük zevk aldığım bu
"sıkmtilT hayatımın
"yaşayan" kahramanı ile
karşı karşıja gelmiştim.
Her şey bana uzak ve
yabancıydı. Ben her şeye
yabancıydım ve her şey
benim için önemini
yitirmişti. Bir taşra
kasabasında bulduğum
kahramanımı büyük şehre
gelince yitirdim. Çünkü
artık orada yabancı
değildim. Kalabalığın
içinde, şehrin icinde, bin
türlü hikâyenin içinde,
kendim olmaya
çalışırken,
arada bir bana
uzaktanimalı
gülüşlerle
bakan
kahramanımı
hatırlasam da,
onayüz
vermeye,
onunla bir kere daha
buluşmaya zamanım
olmadı. Bir zaman sonra
geliştirdiğüniz yabancı bir
jargonla, insanlann neden
bizi bir türlü
anlamadıklannı keşfetmeye
çalışırken, bir başka tür
yabancılar haline
geldiğimizi düşünmeye
başladım. Neden bizi
anlamıyordu ki bu insanlar?
Genç olduğumuz için mi?
Onlan "kuıtarmak"
istediğimizi anlamıyorlarsa,
kurtulmak mı
istemiyorlardı yoksa? Ama
o sırada artık yabancı bir
ülkede yaşıyordum ve
benim bu ülkede bir
yabancı olduğum pek açık
ortadaydı. Yurtdışında ıki
türlü bulunabilir insan; ya
turist ya da yabancı olarak.
Bu yazıyı okuyanlar,
yazının başındaki yabancı
ile şimdi sözünü ettiğim
yabancı arasuıda büyük
farklar olduğunu
anlamışlardır. insamn bir
birey olarak ötekilerden bir
grup olarak ötekilere
yabancı kalması daha başka
bir şey. Bir başka dilin
içinde yapayalnız
kalıvermek daha da başka.
Ama başkalannı dışlayan
ve kendısını onlardan
uzaklaştıran yabancı ile, bir
MAASTRİCHT
ÜMİT
DENİZ
başka iklimde. bir başka
dünyada. bir başka şehirde
kendini yabancı buluveren
ınsan arasında yine de
görünmez bir bağ vardır.
Almanya'da yaşayan
a
biz»mkfler"den söz
edihrken. 40 yıldır burada
yaşadıklannı, artık bu
toplumun bir parçası
olduklannı, burada doğan
çocuklann bu toplumun
ürünleri olduğunu söylerler
genellikle. Herhalde
doğrudur bu söylenenler.
Bavyera'dan Ruhr'a gelmiş
bir "Alman" şöyle
konuşabilir: "Hey Fremde,
söyler misin bana,
Mercatorhalk'ye nasd
gtöinr?" Fremde,
Mercatorhalk'ye nasıl
gidileceğini ıyi bilir. Ama
yine de yabancıdır o.
Yabancılık onun alnının
yazısıdır. Ben kendi payıma
yabancılığın çok kötü bir
durum olduğunu
sanmıyorum. tyidir yabancı
olmak. Başkası olduğunu
bilmeyen, bir başkasını da
anlayamaz. Bulunduğumuz
topraklann sahipleri
olduklan sannsına kapılan
"yerliler*' toprağa sahip
olunamayacağını henüz
öğrenememiş olanlardır. Bu
üzerinden gelip geçtiğimiz
topraklar o kadar farkh
ayak izi
tanıyorlar, gelip
geçen o kadar
çok yabancı
gördüler ki, bize
de gülüp
geçerler.
Yerliler günlük
_ _ _ _ _ _ yaşamm
bızımkilerden
farkh olan kalıplanna bakıp
bize yabancı derlerken.
gerçekte bizimkilerden
gerçekten farkh olan daha
derin şeylenn farkında bile
değiller. Günlük yaşamm
farklılıklan ortadan
kalktığında da bu nedenle
şaşmp kalacaklar Tıpkı
kendilerine benzeyen
yabancılar bulacaklar
karşılannda. Göçebe bir
halkın çocuğu olarak
toprağa bağlanmamak
gerektiğini, öteki insanlan
da umarsız bir aşkla
sevmenin bir yabancıya
daha uygun bir hal
olduğunu düşünuyorum
hep. " Yabancı" bir kültürün
kendi kültürlenne bile
yabancı olan insanlanyız
biz. Kendi kültürürnüzle
hesaplaşma cesaretini
gösteremedığımiz için, onu
inkâr etme. onu benimseme
ya da onunla hesaplaşırken
yeniden kendimızi tarif
etme becerisıni de
göstermekte zorluk
çekiyoruz. Yabancılığımızı
kabul ettiğimiz gün, bir
başkası, ama bu dünyanın
yerlisi olduğumuzu, bazen
bu dünyanın yabancısı
olduklanna iyıden iyiye
inandığım "yerlilere" daha
iyi anlatacağımızdan
neredeyse eminim.
Necip Mirkelâmoğlu
Atatürkçü Düşünce ve Uygulamada
DİN ve LAtKLtK
Topkımın bu noktaya
ge/mesıne göz yuman
siyasıler, gelışen olaylara
duyarsız bakan işadamlan,
kimı sıvil toplum
kuruluşlannın saygın mı
saygın üyeleri, ftacıfar
hocalar... Butofapsize
göre değıl. Bu kıtap,
ülkemizin aydmlık
insanlanna kaynak obun
diye kateme a/ındı
Düşümdeki ay ışığı...Milano'da karlı bir gece başlıyordu ve
herkes dazara dazar evlerine gitti. Bana
ise nedense soğukta titreşerek ellerim
cebimde donmuş asfalt üzerinde
dolaşmak kaldı. Oysa içimdeki
derinlıklerde çıtırdayan ateşler için
bulunmaz bir zamandı. Kullanamadun.
Bu sabah Valenza'ya gittik. Dostum
Franco Caroniti ve becerikli kansı
Marcella ile birlikte Giovanni ve kansı
Patricia Falzoni'nın konuğu oldum.
Valenza, şarabıyla ünlü bir kejıt. Şarap
fabrikasına götürdüler. Şarap fabrikasının
yetkilisi, asma kütüğünün yeryüzüne
yayılmasıyla uygarhğın, buğdaydan
Ll
sonraki aşamasının
gerçekleştirildiğini anlattı.
"İnsan ancak şarabı eMe
ettikten sonradır ki
yaraücıhğmın kökeninde
bulunan değişim yapma
gücüne kavuştu" demez mi!
Ben beşinci şarabı _ _ _ _ _
tatmaktaydım ve içim ısmdı.
Isınınca, dışandaki bu soğukta
düşüncelerin ne bulduğunu, neyle
beslendiğini düşündüm. Gianni (yani
Giovanni) ile Franco'ya durup dururken:
"Kış başlamadan, gökyüzünûn
Mflano'nun ya da Vaknza'nın ûstfindeki
MILANO
ÜSTÜN
AKMEN
parçasından çakuğmız ve
içinizde ateşlediğiniz ya da
ateşkmeniz gereken ateş,
hiçbir işe yaramadı değil mi?"
dedim. Bir şey anlamayıp
suratuna şaşkın ifadelerle
baktılar. Sanırım sarhoş ohnak
_ _ _ _ _ sımnndaydrm. Bu sımn nasıl
belirlediğımi sorarsanız,
düşünceler ciğerimi kemiren birer akbaba
gibi üstüme çöküyordu da ondan.
Akşam yemeğini Giovanni 'lerin evinde
yedik. Patricia, domuzun kanından jöle
haline getirilmiş bir yemek sundu. Saat
tam yirmi ikiyi yirmi geçiyordu ki
Filipinler'e
yeni başkan
Ordu ve poBsin desteğini
cekmesinin ardından istifa
etmek zorunda kalan
Füipinkr Devlet Başkanı
Joseph Estradanın yerine,
Yardımcısı Gkoria Arroyo
geçti. Yeni lider Bayan
Arroya, dün yemin töreninde
yapnğı konuşmada yolsuzluk
ve yoksullukla mücadele sözü
verdL Devtet başkanhğı
kottuğuna oturan Arroyo, ilk
demecinde "tcraatnnla
halkıma örnek olmaya
çalışacağım. Hedefım, yokluk
ve yoksullukla mücadete
olacak" dedL Estradanın
yolsuzluk ve rüşvetie
suçlandığına işaret eden
Arroyo, ahlaki değerterin
yeniden oluşması için çaba
harcayacağını söyledL Dün
bütün ülkede yüz binlerce
kişL, Estrada'nın istifasmı
coşkuyla kutiadı.
(Fotoğraf. AP)
Aceleci bir kiraz ağacı olmak!
Evet, evet, her şeyin dengesi,
düzeni bozııldu! Ne yazlar y T .
yaza benziyor, ne de kışlar
P
kışa. Bu kış ûlkesinde bile
garip bir kış yaşıyoruz, daha
çok sonbahara benzeyen. Ocak
ayının ortalannı buldu ısının
sıfınn altına inmesi. Kış
turizmine
bel bağlamış olan tesisler
personel çıkarmaya başladı.
Konfeksiyoncular palto, gocuk
gibi giysileri yok pahasına
elden çıkarmaktalar. Spor
eşyalan satan butiklerde de
durum öyle; buz patenleri,
kayaklar, kayak takımlan,
kızaklar fılan hepsi
dampingde. Kürkleriyle
Finlandiya'dan sonra dünyada
ikinci gelen îsveç'te bu
branşta da bunalrm yaşanıyor.
Gelmeyen kış, ilginç sonmlar
getirdi ama. Stockholm'deki
doğal park Skansen'in
hayvanat bahçesi kısmındaki
boz ayılar kış uykusuna
yatmak bihneyince inlerine
soğutucu yerleştirilerek kış
geldiğine inandınldılar!
Sibirya'dan göçe başlayıp her
yıl olduğu gibi Ingiliz
adalanna kışı geçirmek için
yola çıkan beyaz yanaklı, hındi
ELEMAN İLANI
iriliğindeki ördekler,
Ştoçkholm ye güneyini yeterj^
derecede sıcak buîurîca takıhp
kaldılar. Üvez ağaçlannın
yemişlerini de pek severlermiş,
afıyetle stok yapmaktalar.
Izmit'te çıkan "Üçûncû
öykökr" dergisinin geciken
güz sayısı gelince benim de
içimdeki kış eridi, ısındı. Bir
avuç sıcak yüreğin çabası ve
inancıyla çıkan dergınin bu
yeni sayısmda, birçok güzel
yapıtla birlikte
değerli Mehmet
Güfer'in nefıs bir
öyküsü var:
"Toprağm ve
kirazın turkûsü'".
Şu alıntıyı
okuyunca bu pazar
yaasıyla olan ~ ~ — • —
ilgisini
göreceksiniz: "Erkence çıkan
kirazlar şaşırtır beni: Ne çabok
çiçek açt bunlar, ne çabuk
meyveye dönüşûp karşunıza
çıkû, derim. Kiraz vişneden
önce çıkar nedense. Doğal
beOeğine koymuştor bunu bir
kez, şaşırmaz." Bu satırlan
okuyunca aldıma yaklaşık bir
ay önce ilgimi çeken bir haber
geldi. Stockholm'de NobdTıp
STOÇKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Ödülü'nü kimlerin alacağına
karar yerrnesinden dolayı ,„„,
ûfuslararasi üne sahip olan
Karofinska Enstitüsü ve
Hastanesi'nin bahçesindeki
kiraz ağacı daha Yılbaşı'ndan
önce çiçeklenmişti. Ağacın
aceleciliğiydi haber olan. Sonra
kar yağdı, havalar soğudul.
Ama belki de mutluydu kiraz
ağacı; ilk olmaktan. Bedeli, bu
yaz "kulaklara küpe"
meyvelerini verememe olsa
bile.
Her şeyde bir ilk
vardır. ilk sözcük,
ilk kıvılcım, ilk
umutluluk, ilk
hüsran... *
Yaşamımız, ilklerle
sonlar arasında bir
1
bulmacanın eksik
harflerini yerli
yerine koymakla geçiyor. Hep
bir yerlerden başlanz işe. Ya da
başkalannın ilklerini
sürdürmeye çalışınz.
Karolinska'nın bahçesindeki
kiraz ağacıru çok iyi anlıyorum.
Bellı ki kandı geçici bir kış
güneşine, rüzgânn bir süre için
de olsa kesilmesine. Acelecilik
etti, kendini dizginleyemedi.
Ama çıçeklerinı takınarak o
görkemli gelinliği de giymiş
,oldu, Çevresindeki çamlar , ,
dışında bütün ağaçlar
çvnlçıplak birer iskeletken, o
süzüm süzüm süzüldü. Fazla
sürmeyecek de olsa, yaşadı
kraliçeligini. Hani bazı
mutluluklar vardır, çok kısa
sürse de, değer. Hiç yaşamamış
olmanın yoksulluğundan çok
daha iyidır. Onun gibi. Kim
bilir kaç hasta bu kiraz ağacını
hastanenin penceresinden
gördü ve bir süre için de olsa
derdini unuttu. Bir kez daha
önce davrandı kiraz ağacı;
"sırayı vişneye kaptırmamak
içm" çok acele ettı. Birkaç ay
sonra diğer ağaçlar çiçeğe
dururken o kalacak
çıplaklığıyla. Ama sanınm hiç
utanmayacak. "Ben geiintik
giymiş saluurken siz
nerderdeydiniz?" diye
haber gönderecek bir bahar
yeliyle. Zaman zaman olaylar
üstüme gelince doğaya
sığınınm. Belki de en iyisi,
düşünürüm, hiç olmamaktansa
bir günlüğüne krallık yapmak;
ağaçlann taçlan, pullan
savrulup gitmişken bu sapa
ülkede aceleci bir kiraz ağacı
olmak!
uykumun geldiğini sezdim. Uykumun
"teşrifi" ile gündüzün geceyi ortadan
kaldırmak için yine zavallı bir geceyi
gereç olarak kullandığını düşündüm.
Evrenle ilgili bir görev olan uykuyla;
gündüz didinmemi, gece dinlenmeme
bağlayan o genel yasayla tam bir uyum
içindeydim. Franco'ya gözümle işaret
ettim. vedalaşıp yola koyulduk.
Dışan çıktığımızda sokaklarda
kimsecikler yoktu. Soğuk gene her
yanımı sarmaladı. Buz kristallerinin ve
kar yığınlannın soğuk güzellikleri bile tat
vermedi. Milano'ya vardığmuzda, birden
katedralin oralarda yürümeyi çekti canun.
Franco'nun olurunu aldım, gerçi
Marcella biraz mınn kınn etti,
ama sonra zorunlu olarak bize
uydu. Katedralin bulunduğu
meydanda adımlanmız
yankılandı. Sonra, yeniden
otomobile doluştuk. Başladık
yavaş yavaş kenti "tavaP etmeye.
Gereksiz "gak gak"lanyla bir
enayi karga... Adda lrmağı'nda iki
aptal kaz... Ve birkaç insan
gölgesi... Deyimi büyük bir
olasılıkla oldukça kaba
bulacaksınız, ama doğruyu
söylemeliyim, böyle bir kış
gecesinde kendimi kısır bir inek
gibi verimsiz duyumsadım.
Tepemizde saplı bir tencere
biçiminde donuk bir yıldız kümesi
vardı.
Eve vardığımızda "iyi gecekr"
dedik birbirimize. Yatağm üstüne
sırtüstü uzandrm, örtündüm.
Uykum kaçıp gıtti. Istanbul'da
"gel" dedim mi hemen geliverir
uykum. Sanki onunla aramızda
gizli, maddeleri olmayan bir
sözleşme vardır.
Söz aramızda, bu anlaşma
tehlikeli bir büyüleme gücü ohnak
şöyle dursun, buyruğum
altında çalışma gücümün aracı
olur. Evet, kendimi ellerine
bırakırım; ama bu. efendinin
tutsağına kendisini bırakışına
benzer. Istanbul'da, beni güne
götüren açık, aydınlık bir iştir
uyku.
Milano'da kural değişik mi ne!
Solurna döndüm. İÇÖ (lsa'dan
Çok Önce) 600'lerde falafî; ^
yöreye yerleşen Galyalılar
aklıma düştü. Caddelerde eski
tahkimat kalıntılannı görmüştüm.
Yann Garibaldi Bulvarı'nda
bulunan ve Hıristiyanhğın ilk
dönemlerinde yapılmış San
Simpliciano Kilisesi'ne gitmeye
karar verdim.
Milano'daki bu geceyi deliksiz bir
uykuya çevirebilsem, biliyorum
gece gece olmaktan utanacak.
Uyku geceyi olağana çevirecek.
Oysa bir türlü gelmiyor.
Işığı da kapattım. Bu gece, bir
birlik ve bağlılık işi haline
dönüşrü uyku. Bağladım kendimi.
Ama öyle Utysse'in gemi
direklerine bağlandığı gibi,
sonradan kurtulabileceğim
bağlarla bağlanmadım ben.
Başımla yastık arasmdaki
bedenimİe yatağın. sessizlik ve
mutsuzluğuna bağladrm kendimi.
Kaygılardan, evTenin uçsuz
bucaksızlığından el çektim.
Kendi smırlan içinde
benden ilgi bekleyen
uykuyu, bir kez daha ve
biraz da sinirli bir biçimde
çagırdım. Geldi.
Düşümde ay ışığı, kendi haritasını
Katedral Meydanı'na çiziyordu.
BAYBURT ÜJ KOP VE BURNAZDERE
HAVZALARI DOĞAL KAYNAKLARIN
YÖNETtMİ PROJESİ tÇİN
YÖNETİCİ ARANIYOR
Fedcral Mmanıs EltonauV Ijbırlıfı vc KıHünma Ba^unlı|ı GTZ K m ı vc TEMA'ım vû-
ı frrllîH
• IMn önce proıe >â«Bnıı ve n y g r i n a ı b m b m l i çıhpH,
• 5 >ıl sürcce proje çeı^cvesnde Btytot'n ı M d ı İMOÜ edoodk.
• Teıtıhai Ahnâca « y a ingüııcebika,
b k l l h A
çabştna düzmı, penonHın faahşrtkn, nfjortma ve belnfangı ptop hedeâennı
geı^efckştıniK yâDânde sonjmluhık ıiıbtkcck,
• \ ı m ve bûro çllısmalmnı yöDİendınne, uıtana ve « l U n u yeat&tc a b p ,
• Profe vc bâro cak$aılanyia koordınasyon kurabflecdc uyıralıı. jkıa ve
prcantuyu bbflıvetı yûksek.
• Pra)c<kroteohBbininy<Td>«<Kvml« kövlfflcr ve i & îlphletfc
ıvi üı^ciKf kıujuuecrk,
Ytıkambh ĞKİIikleR sahç kqıknl> ıvnanb Jzgrçnnşlenaı bff adet fotefulla M i k b
31 Otak 2NI arüune Udar e-maıi, üks veyı posn yohıyb TEMA Vıkfi adan
1HM
Td gy
ÇıyırÇmKiı Sk. Emlak Kmh Bloklan A-2 Bk* D 10 L£vcnt806ai Istmbu!
ERDEK SULH HUKUK MAHKEMESİİZALE-Î
ŞÜYUSATIŞ MEMURLUĞU'NMN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARinRMA İLANI
Dosya No: 2000/5
Satdmasnıa karar milen gayrimenkııJün dnsi, by-
meti, adedi evsafi: Balıkesir ili, Erdek ilçesi, Ocaklar
köyü cıvannda, ada 199, parsel 4'te kayıtlı 390.80 m2
bahçeli kargir ev.
tmar Dununu: Inşaat sahası meskun mahal Inşaat
nizami: Aynk. Kat adedı: bodrum hariç 2 kat (6.50 mt)
Deferi: 16.383.2OO.OOO.-TL
Saöş ŞarÜan: 1- Satış llK'nun 126. maddesi gere-
ğınce 12 Mart 2001 gûnü saat 10.00 ile 10.45'e kadar
Erdek Hükümet Konağı önünde açık artırma suretiyle
yapılacaktır. Bu artırmada tahmıni kıymetin yüzde
40'ını ve rüçbanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmu-
unu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ıhale olunur.
2- Satışa ıştırak edenler şartnameyı görmüş ve mûn-
deracatını kabul etmiş sayılacaklardır. Başkaca bilgi
almak isteyenlerin 2000/5 sayılı dosya numarasıyla
Sanş Memurluğumuza başvurmalan ılan olunur. 10.
01.2001
Basın:2140
, . BA*
MEN
Bir borctan dolayı ha
kanlmıştır Birinci arttı
Mah. Türkiş Cad. No.
teklı bulunmadığı takd
tılacâğı, şu kadar ki, aı
bulmasmrn ve satış iste1
sının ve bundan başka
şart olduğu, mahcuzun
cağı ve satış şartname:
şartnamenin bir örneğiı
kanda yazılı dosya nun
Muhammen
Kıymetilira Ad
25.000 000-TL.
50.000 000.- TL.
150000.000.-TL.
100.000.000.-TL.
70.000.000.-TL.
150.000.000.-TL.
100.000.000.- TL.
70.000.000.- TL.
3RKÖY 2. İCRA DAİRESİ'NDEN
KULÜN AÇIK ARTITRMA İLANI
DosyaNo: 1999/1859 Tal.
cizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çı-
rma 05.02.2001 gûnü saat 9.3O-09.40'da Bakırköy Zuhuratbaba
1 Bakırköy'de yapılacak ve o günü kıymetlerin yüzde 75'ine is-
ırde 06.02.2001 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak sa-
rttırma bedelinin malm tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını
yenin alacağınariiçhanıolan alacaklının toplamından fazla olma-
>araya çevinne ve paylann paylaştınna raasraflannı geçmesinin
satış bedeli üzerinden yüzde... oranmda KDVnin alıcıya ait ola-
>inin icra dosyasında görülebileceği. masrafi verildıği takdirde
aın isteyene gönderüebileceğı, fazla bılgı almak isteyenlerin yu-
larasıyla dairemize başvunnalan ılan olunur. 10.01.2001
«fi Cmsi,m«hiv«ive6oendiniteıiWeri
Roventa mârka elektrik süpörgesı
6M2 makıne halısı
Vestel 70 ekıan renklı televızyoo
Arçelık marka müzık setı uzaktan kumandalı, ıkı koloolu
Profilo marka buzdolabı.
Arçelık bulaşık makınesı 4440
Profilo 3708 otomahk çamaşır makinesi.
Vestel marka 37 ekran renkli televizyon, uzaktan kumandalı
Basın: 2361
p u m > H l r |
y e
î ?a
S Pazartama A Ş. Tûrt<ocağı Cad. No 39/41
RHâp kuliibu (34334)CağatoğJu-tetartbu»Te|- (212)514 01 96
ANKARA16. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 199211 Vasıyemame
Hâkım: Yılmaz lğrek 20588 Kâtip: Metın Yurdakul
Mahkememızde görühnekte bulunan müteveffa Saffet Emina-
ğaoğlu'na aıt \asıyetname da\asının yapılan açtk yarcılamasının
sonunda. Mahkememızın 4 3 1993 tanh ve 19921İ esas, 1993/34
karar sayılı karan ile müteveffa Saffet Eminağaoğlu tarafuidan
Ankara 18 Noterlığı"ne düzenlettınlen 6 7 1ÎT8 tanh \e 1S865
yevmiye sayılı vasiyetnamenın açılıp okunduğunun tespıtıne karar
venlmıştır tlan olunur 10 1 2001 Basın 2237
ANKARA 1. İŞ MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1999/2146 Karar No: 2000/1639
Davacı Vadı (Doğan) Küçük tarafından davalı Ekonotnık ve Sı-
naı Haberler Bülteoi Konur Sokak No: 24/15 Ankara adresınde
ıkamet eden Muhıtbn Yıldız aleyhıne açdan tespit davasının yapı-
lan yargılaması sonunda, Mahkememızce davanın kısmen kabulü
ile davacının davalı ışveren yanında 1.10 1983 tarihinde 1 gün sü-
reyle hızmet akdı ile asgan öcretle çalışüğınuı tespitme. davacının
fazlaya ılışkın taleplerininreddınekarar venlmiştır. llanın yayın
tahhınden ıtibaren 15 gün sonra teblığ edılmış sayılarak tebhğ ta-
nhınden ıtıbaren 8 gün ıçensınde temyizedılmemesi halınde ven-
len karann Muhıttın Yıldız yönünden kesınleşecegı ılan olunur.
4 12001 Basın: 2318
TARSUS SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN
GAYRİMENKULÜN AÇIKARTTIRMA İLANI
DosyaNo: 2000/34 Satış
Izale-i Şüyu suretiyle satılmasma karar verilen taşınmazın ilanı: Tarsus'un Muratlı Köyü, 67 parselde, 118.600 m2 (yüzonsekizbinaltıyüz) tırla vas-
fındaki taşınmazın toplam 31.357.840.000.-TL muhammen bedelle ve açık arönna suretiyle satışı yapılacaktır. Satış Tarsus Belediyesi müzay«le salo-
nunda yapılacaktjr. Satış peşın para ıledir. Alıcı isterse 20 günü geçmemek üzere bir kez süre verilır. KDV, tellaliye, damga resmi ve tapu alımhajçlan
alıcıya aittir. Satışa katılmak isteyenlerin muhammen-bedelin yüzde 20'sı nakıt ya da milli bir banka teminat mektubunu ibraz ettikleri takdirde ıhaleye
katılabilecekleri, satışa kahlanlann şartname mündeTacatını aynen kabul eönış sayılacaklan 1. Taşınmazın birjnci satışının 13 03.2001 günü 1400'tea
14.10 arası olup, bugün verilen fîyatlar muhammen bedelm yüzde 75'ini ve satış masraflannı karşılamadığı veya müşten çıkmadığında. 2. Taşnmazıa
ikinci satışının 23.03.2001 günü aynı yer ve aynı saatte olmak üzere muhammen bedelin yüzde 4O'ı ve satış masraflannı geçmek uzere ihale îdîlLr 3.
Daha fazla bilgi almak isteyenlerin 2000 34-satış sayılı dosyamıza müracaatlan, satışa katılmak isteyenlerin satış gün ve saatınde satış mahallnde ha-
zu- bulunmalan ilan olunur. 10.01.2001 Basın: 2146