17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA [email protected] enter MEHMET SÜCU Kendin kur, dünya kullansın racle şirketi, iki sene önce ta- mttığı, banndınlan internet servisleri serisinden son ürün olan portal.oracle.com'u ta- nıttı. portal.oracle.com'u kullanarak ku- rumlar, kurumsal bir portala veya ana vveb sayfasına kolaylıkla ve hızla, güven- li bir erişim sağlıyorlar. Bu servis ile ku- rumlar, sitelerinde kullanacaklan, kura- caklan ve dağıtacaklan yazılımı satın al- mak zonmda kalmıyorîar. Sadece por- tal.oracle.com servisine girip hızla ve ko- laylıkla kendi şirket portallannı oluşru- rabiliyorlar. portal.oracle.com, Oracle'ın diğer banndınlan internet servislerinin ba- şansı üzerine kurulmuş durumda. Diğer servisler arasında Oracle Business Onli- ne, OracleMobile ve OracleSalesOnli- ne.com yeralıyor. portal.oracle.com. kurumsal bir portal kurma açısından, lisanslı yazılımlara kar- şı ilginç bir alternatıf sağlıyor. Banndınlan birservis olarakportal.orac- le.com, kurumsal bilgi portalı çözümle- rini değerlendirmek isteyen lcurumlara, dağıtım zamanı ve maliyet avantajı sağ- lıyor. Delphi Group tarafindan yayımlanan bir çalışmaya göre, kurumlann yüzde 75'inin, 2OO2'de Windows masaüstlerini kurumsal bir portal'la değiştirmesi bek- leniyor. Bu tahmin de Oracle'ın, tek bir- leşik ve kişiselleştirilmiş uygulama görün- tüleri sunan, komple, basit teknolojiler ve banndınlan internet servisleri sunma stratejisini doğruluyor. Marauez'in veda mektubuo e z ı kanseri nedeniylesağlıkdurumukötüleşen ve inzivaya çekilme karan alan KolombiyalıyazarGabridGaraa Manjuez, yakın dostlanna bir veda mektubu gönderdi. Yazann mektubu, değişik dillere çevrildi ve internet üzerinden yayına verildi. Işte usta yazar Marquez'in duygu yûklü veda mektubu: Tann bir an için pacavradan bebek olduğumu unutup can vererek benı ödüllendirse, akümdan geçen her şeyı dıle getiremeyebilirdim, ama en azmdan dile getirdiklerimi aynntısıyla aklımdan geçırir ve düşünûrdûm. Eşyalann maddi yönlerine değil anlamlanna değer verirdim. Az uyur, çokrüyagörür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. Insan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkalan durduğu zaman yürûmeye devam ederdim. Başkalan uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkalan konuşurken dinJer, çikolatalı dondurmanın tadmdan zevk almaya bakardım. Eğer Tann bana birazcık can verse, basıt giyinir, yüzümü gûneşe cevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tannm, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun ûzerine kazır ve güneşin göstermesmi beklerdim. Gökyüzûndeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şürleri olcur ve serenatlar söylerdim. Gözyaşlanmla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kınruzısı taç yapraklanndan öpmek isterdim. Tannm bir yudumluk •yaşamım olsaydı... Gün geçmesin ki, karşılasrığım tüm insanlara onlan sevdiğimi söylemeyeyim. Tûm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar olduklan konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk içınde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıklan zaman aşkı bırakmalannın ne kadar yanlıç olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakmca yaşlanır. Çocuklarakanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlafına öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ıse ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretırdim. Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tûm insanlann, mutluluğun gerçekleri gönnekte saklı olduğunu bilmeden, daglann zirvesinde yaşamak ıstedığıni öğrendım. Yeni doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim. Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkû hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde... Artık ölebilir miyim? IŞARET PARMAĞI Bağımsız şiir sayfaları internet, yaşantunıza girmesiyle birlikte kendine özgü tartışmalan da beraberinde gehrdi. Bu ortamdan ki- min nasıl yararlanacağı, sürüp giden yaşantımızın nasıl etkileneceği ko- ' mıgında değişik görüşler ortaya atıl- dı. Hatta bu sanal dünyayı ifade et- mekte kullanılan sözcüğün nasıl ya- zılacağı bile hâlâ belirsizlığini koru- yor Intemetsözcüğühenüzyazımla- lavuzunda ve sözlüklerde yer almış değil. Bu nedenle de değişik yazılış- lanyla karşılaşıhyor. Kimi "İnter- net" yazıyor.. ek aldığında ayırma imi kullanıyor, kimi kullanmıyor. Kimi "Internet" yazıyor, ek aldığında da ayırma imi kullanmıyor Kimi de (ben ve gazetemiz de dahil) internet yazıyor.. Kısaca internet değişik yönleriyle tartışılmaya devam edi- yor. Ancak bir yandan da bu sanal or- tamla ilişkiye girenlerin sayısı hızla artıyor. Sonuçta 1900'lüyıllannson- lannda tanıştığımız ve bundan böy- le yaşantımızın vazgeçilmezi olaca- ğı kesin gibi görünen intemette her- kes işaret parmağını amacına ve se- çimine göre kullanıyor... Kültür ağırhklı birçok oluşumun yarunda gazeteler, yaymevleri, ki- tapçılarda internet ortamında yerle- rini çoktan aldılar. Sinemalar, nyat- rolar ve daha nice sanat kurum ve ku- ruluşudaöyle... Sunduğu olanaklann sınırsızlığı tartışılmaz bu sanal ortamın bir gez- gincisı olarak bundan böyle, gidip gördüğüm edebiyat, şiir konulu say- falan, siteleri kısaca tanıtmaya çalı- şacağım... Ünlü ünsüz sairlere, yazarlara, res- samlara ait Türkçe olarak hazırlan- tnış sayısız kişisel site ve sayfa yer alıyor intemette... Aynca bu ortam- da duzenli olarak yayımlanan bir- çok edebiyat, şiir. düşün dergisi de var. Basılı olarak yayımlanan bazı dergiler okurlanna internet aracılı- ğıyla da ulaşıyor. Kısaca diyelim,"lsaret ParmağT, ükladığı edebiyat ve şiir içerikli say- fa ve sitelerin tamtımını hedefliyor. Önerilere açığız, sizlerin bildirece- gi adresleri de görüp tarutmayı amaç- hyoruz... Bu hafta şairlerindüzenledüderi ki- şisel vveb sayfalanndan ikisini ve ba- ğımsızbirşiir sayfasuıı tanıtıyoruz... "TuzakKıtap" adıyla (Sel Yayın- lan) son kitabı bir süre önce yayım- lanan Necatigil ödüllü ve TRT 2'de yayımlanan "Okndnkça"programı- nın sunucusu olarak da tanınan şair Tiırggy Kantûrk vveb sayfasıyla in- ternette yer alan isimlerden. Kan- türk, sayfasına gelenlere hoş geldi- niz yerine bir dizeyle selam duru- yor: "Bu dûnyadan gftmenin yolu yok_" Turgay Kantürk'ün sayfasın- da, yaşamöyküsü, kitaplan ve şiirle- ri yer alıyor. Ziyaretçi defteri, sayfa- ya yolu düşen sanal ortam gezginle- nnin görüşlenni belirtme olanağı sağlıyor. Gezginler ısterlerse şaırin sayfasıyla ilgili önceki ziyaretçilerin düşüncelerini de okuma olanağına sa- hipler. Ziyaretçi adresi httpı//turggvkan- turk.bvpermart.net Şau- Altty Oktem de kişisel sayfa- sıyla internette yer alan şairlerden. öktem, sayfasında "Çirkiniz sevgl- tim çok; en çokda sabaha karşT di- zeleriyle karşılıyor konuklannı.. siz isterseniz sanal ortam gezginleri deyin... Onun da yaşamöyküsü, şiir ve yazılan taşınmış sayfaya... Öktem'in sayfasına da http://al- tavx)ktem.h>permartnet adresuıden ulaşılıyor... "Yitik Ulke adıyla düzenlenmiş sayfada çeviri şiirlerden çeşitli örnek- lerin yanı sıra gûnümüzün şairlerin- den birçoğunun şiirine; aynca öykü, deneme gibi değişik yazın türlerine yer veriliyor. Şiir sevenlerin zevkle, begenıyle sokaklannda dolaşacak- lan bir olanak sunuyor "Yitik Ül- ke"... özellikle sanal ortamda değişik şairlerden örnek şiırler arayanlara önerilir... Ugramakiçin. httpa'/yin'knl- ke.hvpennart.net adresine uzatın işaret parmağınızı... [email protected] } j http: // www.amihotOfnot.com~ •»»* Sanal güzellik yanşmasıİntemette güzelliğinizi tes- cil ettirmeye ne dersiniz? Adresi vwvw.amihotor- not.com olan bir sitede her gün 40 bini aşkm kişi gün- lük olarak düzenlenen gü- zellik yanşmasına katılıyor. Kimi güzellen belırlemek için, diğerleri ise güzel ol- duklannı kanıtlamak için. Der Spiegel'de yayımlanan bir habere göre, kadınlar kadınlara güzellik konusun- da puan verirken erkekler- den daha acımasız davranı- yorlar. Siteyi hazırlayanlap arasındaki Junes Hong site- yi bu kadar çok kişinin zi- yaret etmesinden dolayı çok mutlu. Erkeklerin de katıla- bildiği yanşmada kendisi- nin 10 üzerinden 3.8 aldığı- nı belirten Hong. sitenin in- sanlan çok eğlendirdiğini düşünüyor. Tabii, işı ciddiye abp da yanşma sonucunda dereceye giremediklerine üzülenler, güzelliklerini değil güzel olmadıklannı tescil ettirmiş oluyorlar. Ya, zamanla konuyu unutmaya çalışıyorlar ya da başka yanşmalarda şanslannı denemeye devam ediyorlar. Annem bir azize Sevgili MehmetEkiz, geçen haf- ta bu sayfada yayımladığımız "Ka- dmlar sonunda desifre oldu" baş- lıklı yazıyı çok beğendiğini belirten birelektronjk mektup yollamış. Ken- disine çok teşekkür edıyorum. Meh- met Ekiz şöyle diyor: "Bir not da benden. 701i yıDarda izlediğimbirfîhrıdenbirbjmce: 'Bü- tün kadınlar fahişedir, azize olaa annemden başka.' Senaristin erkek olduğtnu inam- yorum.Amabutümceyeinananka- dınlann çoğunluğnna daha çok inamyorum." Bugün, bir süre sonra ve sonrair ilişkinin nereden nereye gelebileceği konusunda oldukça kafa yoran bir arkadaşımızın elektronik mektubunu sizinle paylaşıyorum: 6. hafta: Seni seviyorum. 6. ay: Tabii ki seni seviyorum. 6. yıl: Seni sevmesem çoktan çekergiderdim. 6. hafta: Aşkım, ben geldim. 6. ay: Selam! 6. yıl: Annen ne yemek yapmış? 6. hafta: Zahmet etme, ben açanm. 6. ay: Ben açayım mı kapıyı? 6. yıl: Yahu şu kapıya baksanıza! 6. hafta: Sevgilim, Ayşe telefonda. 6. ay: Seni anyorlar. 6. yıl: Telefooon! 6. hafta: Zor bir çocukluk geçirmişsin. 6. ay: Senin anan da cins ha. 6. yıl: Ulan tam da anana çekmişsin. 6. hafta: Bu yaz seni Venedik'e götüreceğim. 6. ay: Tatilde Ankara'ya gitsek ne olur? 6. yıl: Niye, evin suyu mu çıktı? 6. hafta: Bu yüzüğü inşallah seversin. 6. ay: Resım çerçevesı aldım, her zaman lazun. 6. yıl: Şu parayla kendine bir şey al. 6. hafta: Hangı filmı görmek istersin? 6. ay: Evita'ya gidelim mi? 6. yıl: Evita'yı gör, ben çok beğendim. 6. hafta: Üzülme sevgilim. leke yapmaz. 6. ay: Dikkat etsene yahu! 6. yıl: Amma da sakarsuı be kadın! 6. hafta: Ben pek bu fikirde değilim. 6. ay: Bu konuda yanlış düşünüyorsun. 6. yıl: Sacma sapan konuşma allasen. 6. hafta: Yaptığın yemeklere de bayılıyorum. 6. ay: Bu akşam ne yiyoruz? 6. yıl: Gene mi makarna! 6. hafta: Bu elbise sana çok yakışmış. 6. ay: Bir elbise daha mı aldın? 6. yıl: Kaç para verdin buna? 6. hafta: Özür dileyecek bir şey yapmadın ki. 6. ay: Biraz dikkat etsene be kızım. 6. yıl: Hay senin eline... 6. hafta: Ooooo ne kadar güzel çiçekler. 6. ay: Yine mi karanfil aldın. 6. yıl: Benim polene alerjimi bilmiyormusun? DUZYAZI ORHAN BÎRGÎT Ağzı Olan Konuşuyor.. "Beyaz Enerji" operasyonunun, hazırlık soruş- turması aşamasının hemen hemen tamamlan- mış olduğu, gözaltındakı sanıkların ya DGM savcısı tarafindan tutuklanma isteğı ile mahke- meye sevk edilmesinden ya da bir ikisinin salı- verilmesinden anlaşılıyor. Ben, ülkemdeki yargıçlara güveniyoaım. Sav- cılan ve yargıçlan ile kimin ya da kimlerin suç- lu, kimlerin ise suçsuz olduğunu kanıtlayacak- lanna inantyorum. Özellikle savcı ve yargıçlann, Türkiye'nin son birkaç yıldan bu yana girdiği temizienme ope- rasyonlanna omuz verecek asıl güç olduklannı saptamalannı bekliyorum. Bu nedenle, kim baslatmışsa, kim düğmeye basmışsa iyi ki yapmışlar d/ye, artık yargının bu davadaki karannt beklemeyi yeğliyorum. Ama benim Beyaz Enerji operasyonu ite ilgi- li tartışmalar nedeniyle anlamadığım bazı tarnş- malar da var. Bunlardan bazılannı daha önce e)e almıştım. Bugün, bu operasyonla ilgili olarak Genel- kurmay Başkanlığı'nın son açıklamasını izleyen ve aslında eskiye dayanan bir tartışmanın gel- diği noktaya_değinmek istiyorum. Ertuğnri Örkök'ün, genel yayın yönetmeni olduğu Hürriyet gazetesinde yayımlanan ve Be- yaz Enerji operasyonunu bugünkü kaynama noktasına getiren haberin kaynağı olarak gös- terilen üst düzey komutanın adını niçin açıkla- mayacaklannı anlatan yazısında, 28 Şubat gün- lerine gönderme yapılıyordu. O gönderme ya- pılırken de, Hürriyet'in Ankara temsilcisi Sedat Ergin'in dönemin Genelkurmay Genel Sekre- teri, şu anda emekli Tümgeneral Erol Özkas- nak'la birtelefon konuşmasından soz edılıyor- du. Ergin'e göre, genel sekreter, kendisinden so- runa silahsız kuvvetler el koymalı diyen komu- tanın adını sorarken "Beyaz ünifoımalı olan mı, yoksa mavilimi" diye sormuş, Ergin de yanıt ver- memek için "Morünifoımalı olanı" demişti. Emekli tümgeneral, bu konuşmayt yalanla- makla yetinmedi. "Ogünün koşullan, ne benim komutanlanm hakkında böyle gayri ciddi bir uslup kullanmama ne de Sedat Ergin'in 'mor- lusu' diye yanıt verme cüreti göstenvesine uy- gundu "dedi. Ooğrusu ben bu yanıttaki "cüret edemezdi' sozcüğüne fena halde takıldım. Demek, emek- li tümgeneral, görev yaptığı o makamda kendi- si ite gazeteciler arasında bir gökdelenin tepe- sindeki gorkemli tanrtma ışıklan ile yanında na- sılsa yerden bitmiş bir gecekondu kadar ulaşıl- maz boyutta farklılıklar görüyormuş. öyte aniaşılryor ki, emekli tümgeneral, Ge- nelkurmay Genel Sekreteriiği yapar ve bu gö- revi gereği Türk medyasının temsilcileri ile he- men her gün karşılaşırken onlara hep dürbünün tersinden bakarak konuşurmuş. Bugün, kendisi de üniformasını çıkarmış bir sade yurttaş olarak, aynı dürbün örneği ile kar- şılaşsın ıstemem. özkasnak Paşa, kendisini her gün gazetelerin birinci sayfalanna taşıyan olay- laria dolu o görevde ofduğu günleri anımsatmak için "Bize yaranmak isteyenler, bugün aslan ke- sildiler" dryormuş. Güçlü ya da güç karşısında yaranmak, elbet- te bir karakterzayıflığının ürunüdür. önemli olan, onlan daha sonra eleştirmeye kalkışmak mıdır; yoksa kendisini 'yaranılacak" yüksek katlarda ya da tahtlarda oturuyor sanmak mıdır? Bence her ikisi de, kişiyi hüsrana götürecek kadar tedavisi mümkün olmayan hastalıklar- dandır. llkine tutulmuş olanlar, kendilerinden daha güçlü gördükleri kişilere yararmak için, ne yapacaklannı bilmedikleri için kâh kedi, kâh fa- re rolüne bile gırmeyı göze alırlar. Ikinci tür has- talığı taşıyanlar ise görev gereği yüksek yerter- de bulunduklan zaman tutulduklan başdönme rahatsızlığı yüzünden, daha yükseklere çıkma- yı düşlerken ayaklannın kaydığını ve tepetaklak düştükterini geç fark ederler. En iyisi, Osmanlı'nın kendi sultanlanna söy- lediği "mağnjrolmapadişahım, sendenbüyük Altah var" sözcüğünü, demokrasilerde küçük bir degişiklikle "Senden büyük millet var" yap- maktır. ••• Beyaz Eneqi operasyonu tartışmalan salt bir emekli asker ile bir gazetecinin eski anılar ne- deniyle aralannda tartışmalarına yol açmakla kalmadı. Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Sayın IVfesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ı da, kendisini bu operasyonun içine sokma çabasında olan kimi çevreler karşısında adamakıllı sinirtendirmiş oldu. "Siniriendirme" sözcüğünün çok haftf kala- cağı, adeta çiteden çıkarttığı da, Turgut Yılmaz'ın "Bana çamur atan, cami duvanna yapar" söz- leriyle anlaşılıyor. rtiraf edelim ki, baştan aşağı haklı da olsa, bir başbakan yardımcısının kardeşine, üstelik bir si- yasal partinin merkez karar organının üyesine yakışmayacak bir üslup ile değil de, şöyle ya- nıt verilemez miydi: "...Benim ne kredi borcum ne de ticari sırnm var. Bana çamur atanın ellerinden, o çamurla- nn çıkması mümkün olmaz." Çünkü, herkes biliyor ki cami duvanna yap- ma sözcüğü Türkçemizde, eceli gelen köpek- ler ile ilgili olarak söylenir ve şayet çete argo- sunda kaynağını ararsanız, size Nuriş kardeş- lerin iki de birtelevizyon kameralanna yansıyan gözdağı tehditlerini hatırlatır. Faks: 0212 - 677 07 62 E-mail:obirgit(tt e-kolay net. tLAN TC GÖRDES AS1JYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo-2000/127 Karar No: 2000/109 Mahkememize davacı Ibrahım oğlu 1974 d.lu Özkan Kurbunar tarafindan soyadının Kuruptnar olarak tashihi istemi ile açıltnış olan davanuı 07.12.2000 tarihli duruşması sonunda mahkeme- mizden verilmiş olan 2000 127 esas. 2000/209 karar sayıb ilamı ile soyadının Kurupınar olarak tashihine karar verilmiştır. llan olunur. 23.12.2000 Basm: 52
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle