17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16OCAK2001 SALI 14 I L J 1 \ [email protected] TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN İki değerütiyatroinsanının ardından2001 yılının ılk günlermde ıkı önetn- lı tıyatro ınsanı aynldı aramızdan Prof Dr Melahat Ozgu v e Necati Cumak Sessızce \eda etn bızlere Prof Dr Me- lahat Özgû Yıllannı tıyatroya vermış değerlı bır akademısyendı Çalışmala- rını uzmanlık alanı olan Alrnan dıh ve edebıyatımn yanı sıra tıyatro bılımıne yönlendırmış ve bu alanlarda değerlı ış- ler yapmıştı Ozgû, 1964'te Ankara Ünıversıtesı DTCF Tiyatro Kürsusu'nun kuruculanndandı ve kürsunun yönetı- mını on yıl başanyla surdurdü. Aynı zamanda, Tıyatro Araştırma Enstıtûsu Mudurluğu gorevını de kursuden emek- lı olduğu 1976 yılına kadar yûrutmuş- tû. Melahat Ozgu, emeklı olduktan son- ra tıyatro eğıtmenlığıne bır sure Istan- burdadevamettı Çalışmahayatuuge- nde bıraktığı donemde de yaşamı yıne tıyatro üstune odaklanmıştı Hıç kop- madı tıyatrodan Tıyatro Festıvalı'nın en sadık ızleyıcısıydı Anadolu yaka- sında oturmasına karşın hemen hıçbır oyunu kaçırmaz ve olumluiolumsuz eleştınlerınıertesıgunpaylaşırdı Son- ra bır gûn "arük getemıjorum". de- rruştı Ve ben şımdı kendı kendıme so- ruyorum "bu sure içinde neden jayare- tinegkmedimMelahatHoca'nm?"* Bır- bınmızden oylesıne kopuk yaşıyoruz kı Sonra bır gun de bakıyoruz çok değer v erdığımız ama verdıgımız dege- n o anlamsız yaşam koşuşturması ıçın- de bır turlu dıle getıremedığımız var- lık yok oluvennış Değerlı Hocamız Prof Dr Melahat Özgu'ye 'Tiyatro Arasnrmalan Dergi- si'nın ona armağan edılen sayısında (yıl 1976, sayı 7) yayımlanan Tıyatro Ens- tıtûsu Bırıncı Scmpozyumu nederuyle yaptığı konuşmasından kısa bır alın- tıyla veda etmek ıstıyorum "Biimsel dıişünce,her şeydenönceeği- timle sağlandığına göre,çağmuzda,yuk- sek dereceli eğhim kuruiuşlarmda, bu görev, gözlem, deney, araşarma. inceJe- me. taroşma gibi birbirterine bağb ko- nulann antirieme uygulanması üe ya- pıhr... Üniversitede kurulan kursülerin öğreum programlaruun amacı 'bılım' oWıığunagöre,TryatroKıırsüsü'nde.ri- )-atrobüimiherhali\1ebaştayeralacak- tn*_ Tiyatronungeiişebılmesirçıninsan- lar, kuşaktan kuşağa çok emek vermış- lerdir. Onlann bu emeklerinin çoğu za- manboşaçıkQğı.buyokiaçalışırken>>- kudıklan büe olmuştur. Ama onlar, ge- ne de kendiiennı murlu sayariar; çun- kü çabalan, üvatronun bır kultur ka- lesı' okhığu inanandangei>onhL Bugun • "Tiyatroda başannın koşullan nelerdır" sorusunu sorar ve yanıtlar Necati Cumalı: "Tiyatroda bir yanda yazar, bır yanda tiyatro yönetimi ıle onun tıyatrosu vardır. Oyuncular, yönetmenler vardır. Işık, dekor, giysi sorunlan vardır. Seyirci vardır. Eleştıncı vardır. Tiyatroda başarı bütün bu öğelenn katkılanyla gerçekleşır." ise bizde, hâlâ tmtroya, yabuz 'eğlen- ce yen' diye bakanlar var. \ma. tiniver- siteleriınize girmesiyle tiyatronun, tari- binı \esanatmı oğrenenler,bu alandaya- pacaklan araştırmalarla. bütfin sanat dallarnu (edebiyat resım, müzikve ya- pı sanaoıu) kapsavan üyatronun, ergeç busanat kurumıuıun. bizdede bir kul- tür kalesı' olduğunu oğreneceklerdir. Tiyatro bir 'kultur kalesı'dirJ" Dllde şllrsemic Geçen hafta > ıtırdığımız Necati Cu- malı gıbı çok yonlü bır sanat ınsatuna salt tıyatro eserlenyle de olsa bu yazı kapsamına sığdırmak oldukça zor Ve- nrnlı, doğurgan bır vazardı Necati Cu- malı Oyunlannda her kesımden ınsa- m ele almış v e olaylan akıcı bırüslup- la ışleşmıştı 1977'de Mıllıyet Sanat dergısınde "Başan" ustune yazdığı bır > azıda " 1949'dan bu yana oldukça vuk- lu bir üyatro dene>imim \-ar benim* derCumalı "Şiirde,romanda.öyküde. arava başka kimse gırmeden. doğru- dan doğrma okuyucusuvla baş başa kalabilir. okuyucusunu bulabdir bırya- zar. Tiyatroda başannın nelere bağb ol- duğunu gordukçe kınJdığım, oyun yaz- maktan vazgeçmek istediğim çokokhı. Yapamadım—" K ı kı yapamamış Necati Cumalı'nın trlandalı ovun ya- zarlanna ozel bır dgı duyması dıkkat çe- kıcıdır Çocukluk ve gençlık yıllannın ulkenın 'uhısohna' surecını yaşadığı bır döneme denk duştuğunu behrtırken tı- yatroya bakış açısıyla trlanda tıyatro- su arasında şoyle bır paralellık kurar "Biz bağnnsizfak savaşnu kazandıktan sonra, ulusal kültûr savaşnu surduren birtophımduk;onlarisebiryandanba- ğımsızlıklan için savaşırken biryandan da halk kaynâtdarma inerek yarathk- lan özgün yapıtiarla, bağımsıziığı hak eden bir uras okraldarmı kanıtiryorlar- dL WB Yeats, Lady Gregory, özeDilde JM Synge ulusal kûhûr kaynaklany- labütunleştirerekşnrse)olduğuoranda bu>ııtubirha\agetirrnişlerditi>'arro\a_'" Avukatlığı bırakıp. tıyatro bılgı ve gör- gusunu arttırmak ıçın Pans'e gıderken Synge'nın yolunu tutacağından emın- dır Cumalı "O, trlanda kıriarma,folk- loruna. halkuım duş gucune, ince ala>- cıhğına hayrandı. Benim de gonhımde yatan aslan, 1949'da 'Boş Beşık'le flk işaretini verdiğim eş hayranhgL. yeni oyunlanmda surdunnektL" "Boş BeşuVı yıne Ege yöresını, kır- sal kesımı İconu alan "SusüzYaz", "\far EmrT, "EzJkOtfan*. "DeryaGühi" v e "Nalmlar'' gıbı ovunlar ızleyecek, "Teh- likeliGuverdn", "Gömü", u Yarah Ge- yik", "Mine" gıbı oyunlarda kasaba gerçeklenne yonelecektır "Yüröyen Gecevi Dinle". u Yeni Çıkan Şartalar", -Bır Sabah Gûkrek Uj-an", "Dun Ne- redeydiniz'' gıbı oyunlan ise kent ınsa- nına yönelvktır Cumah'nın oyunlann- da temel hareket noktalanndan bın ın- sanlann mutluluğa kavuşamamalan- drr Kımı zaman töreler neden olur bu mutsuzluğa, kımı zaman da bırey mut- suzluğunu kendı yaratrr Ganp bır hu- zundur soz konusu olan Necati Cumalı toplum sorunlanna güldûrü bağlamında eğıldığı zaman bı- lınçlı olarak abartıya kaçar, hoşgoru- lü ve espnlı bır yaklaşımsergılemıştır, hemen akla gelıveren "lNahnlar"da ol- duğu gıbı Dramlanndaysa sankı lınk yanı ağır basar Bır ozlemı, bır buruk- luğu dıle gerırmeyı çalışır Aşkı, sev- gıyı bu bağlamda değerlendırır "Mi- ne"ye ıhşkm olarak "Aşkkonusunu iyi yorumlayan yazann etinde, anlatmakis- tediği şe> aşk hikâyesi değildiı. Her aşk sosyalbirolaydırJ'derveekler "OyTuı- da anlatüan thsan Ue Mine'nin aşklan değıkdır. Mine'nin çevresinde o aç ve sevmemVsevümemiş erkeklerinözlem- leridir.'" Daha soylenecek o kadar çok şey var kı Necati Cumalı'nın oyunlan üstune Bu kısa saptamalar ona sade- ce ıçten bır saygı ve selam Dulcinea'daki sergi, sanatçı ve izleyici olma durumlannı sorgulayıcı bir tavırla ele alıyor Izlemenın yapısı üzerine düşünmek MELTEMKERRAR Nedır ızlemek0 Nedu- rontgenlemek7 Nasıl bır sınır var arasında, kım belırler o sınırO Gormek ıçın ızlemek gerekır, gostermek ıçın ızlenılenı de- şıfre etmek Sanatçı, 'gören ve gösteren Idşi'yse eğer, ızledığını gostermekle yukumlu değıl mıdır 9 Izlemek ne zaman ve kımın ehyle sanatın alanı ıçınden çıkar9 Kuratorluğunu VasıfKortun'un yaptığı 'hkye- nin Itiraflan' sergısını ızlemek ıçın sorulannıza yol gostencı dort temel olçutle kaı>ılaşıyorsunuz once Uçuncu bır şahsuı eylemlennı gozleyen ya da kaydeden bır kımse, aşağıdakı olçutlenn oluşma- sı halınde, cıddı anlamda yasalan çığnıyor de- mektır a) Kışı, soz konusu şahsın eylemlennı gözle- mek ıçm herhangı bu ızne veva otonteye sahıp de- ğılse, b) Eylemın gozlendığı ya da kaydedıldığı şa- hıs, evınde ya da ıçınde oturulan ve yaşanan bır hanede bulunuyorsa, c) Şahıs makul bır mahrumıyet beklentısı ıçın- deysc, d) Şahıs gozlenme>e n2a gostermedıvse Sergı, Vanessa Beecroft, Noritöshi Hirokawa, Donald Moffett \\ dan Murtezaoğlu, Serkan Öz- ka> a, Tadasu Takamine \ e Maciej Toporowicz' ın ışlennı bır araya getınyor Vıdeo, fotoğraf ya da yerleştırme, tum ışlenn ortak yanı, ızleme eyle- mının vapısı uzennde duşundurmek Vanessa Beecroft'un New York'ta aynı adlı sa- nat mekânı ıçın yaptığı Deıtch Project'ın bır par- çası olan 1996 tarihlı 'Piano Aroericano' ısımlı vıdeo çalışmasında, kapalı bır alanda aynı mak- yaj, gıysı ve peruklanyla sıkıntıyla bekleyen ka- dınlar yer alıyor Beecroft'un ızledığı kadmlar, bırbırlennden ayırt edılemez gorunumlenyle ga- zete dergı ve televızyonlarda her an gorup ızle- dığımız, bedenlen bırer meta olan kadınlardır Ama bu kadmlar karşısında ızleyıcı, Hırokawa'run fotoğraflannda olduğu gıbı bır rol değışımı ıçın- dedır Anlamsız bır bekleyışıçınde.anlamsızyûz ıfadelenyle bekleyen kadınlann karşısındakı ız- leyıcı artık o kadar da rahat değıldrr Kortun'a gore bu yahuzca kadına aıt bır dunım değıl artık "Kadının metalaşması çok eskL Ama arük erkek de aynı oranda metalaşü, yani bu konuda cinsryet aynmı olduğunu so> lemek zor, çünkü kapital -er- keklen de metalastırarak bır nev ı avnadakı gorun- tulennden kendiiennı tanımalannı sağlayarak- pazannı ikiye kattadL" Nesne karşısmda kışının ızleyıcı mı, rontgencı mı olduğuna karar veren kurallar eyleme her an 'başka'bır ad kazandınyor "Röntgencfliğbsap- kın bir hale gelişi. bir başkasının bedenine baka- rak va da pornografı izkyerek cınsel arzunun kış- kırnlması yerine, farkb ve tarifı zor bir gudünün motive edümesi durumu"dıyor Kortun ve ekh- vor "Bu. ince bir çizgi ve gerekKIik ile kurgunun birbınne kanşnrümamasıde deUgilL Bunuyapan da bümeyebüir, örneğjn RöntgentiTom'un da bfl- mediği varsayüabilir. Hıtchcock'un Arka Pence- re'sinde bu yok muv du?" Izlemenın 'ciddi anlamda suça donüşmesi' ev- resınde belırleyıcı olan kurallar bu noktada anlam kazanıyor ya da tamamen bır anlamsızlığa donu- şebıhyor "Tabii ki bir nesne karşısında röntgen- lemekdiye bu- şev olamaz. o nesnenin kuruluşu ile ilgili olan anda olabilir. Yani sanatçının. izleyicinin bakış açısını nasıl baştan tarif ettiği Ue ilgili bir ar- cblron^enleme, meseia Hirokavv^'nm îşindebu net sanınmT Nesnenin 'izknen* ve 'gösteren' hali Nontoshı Hırokavva'nın ıkılı fotografı, 1998'de çeşıtlı şehırlerde gerçekleştuılen 'Hayatm Nede- ni' sensınden almmış Fotoğraflann ılkmde kala- balık bır caddede bacaklannın arasına yerleştınl- mış kamera ve elınde kumandasıyla bır kadın. ıkıncısmde ise o kadının elınden çekılmış, bacak- lanndan ıç çamaşırlanna uzanan bu" goruntu ız- lenıyor Bırturterstenokumadurumuyaratanbu bıçımle, fotoğrafinyapısı da değışıme uğruyor Fo- toğrafın nesnesı -bıraz once 'izfcnen' konumun- dakı kadrn- şımdı 'gösteren' konumunu da ustle- nıyor, ustelık en kışısel olanı 'ac^k' ederek' Kameranın onu ve arkasında değışen roller, ız- lemenın yapısını bozarken muhalıf bu- anlam da kazanıyor Bunu ozelhkle Donald Moffett'ın, be- lırlı alanın dışına çıkan sanatçı ve her şeyı ızleme hakkı olan polıtık yapı arasında kurduğu ıronık ılışkıyı yansıtan 'Sürekli Olarak Tûm Yanhş De- ükkri Yahyorum' adlı ışınde okumak mumkun MotTett'ın ışının karşısujda, en başta ehmıze tu- tuşturulan dort ana kural şıddetle duyuruyor ken- dını 'Kişvsözkonusuşahsuıeylenılerinigözlemek için herhangi bir izne veya otonteye sabip değü- se_' Aydan Murtezaoğlu nun 'tsimsiz' çahşması, bır evın çatısında televızyon antenını doğrultmaya çalışan bır kadının arkadan çekılmış habersız fo- toğrafı ıle kadraja gjren 'çarpıkkent' goruntusu- nu bır araya getınvor Tadasu Takamıne'nın 'Ha- reketsizlik' adlı vıdeosunda hızh bır Japon trenı- nın tepesınde yatan ve sureklı bacaklannı kapat- maya çalışan bır kadırun, ruzgâra karşı ımkânsız dırenmesı ızlenıyor Maciej Toporovvıcz'ın Tok- yo metrosunda çekılmış 'izinsiz' fotoğrafında ise gozledıklenmız. makyaj yapan ıkı kız ve karşıla- nndakı koltukta oturan porno derguun sayfalan- nı kanştıran adam oluyor Serkan Ozkaya'nın 'Çeşme Olarak Sanatçı' ışı ise BruceNauman'ın 'Bir Çeşme Olarak Sanatçının KendiPortresi' ad- h çalışmasuıa bu gonderme yapıyor Butun ışlerde sanat ızleyıcısının 'izleyeninizle- yeni' konumunun altını çızen bu- ortaklık var Bu, aslında sanatm kendı alanuu, neye hızmet ettığı > a da en basıt anlamıvla sanat yapıtının en sonun- da 'birbaşkasının gösterdiği şev' olduğunu bır kez dahahanrlatıyor Çunku Kortun un dedığı gıbı 'do- ğal' bır ızleme bıçımınden soz etmek ımkânsız "Bizter de birinin bize gostermek istediği (bilinç- H, biüncsiz ya da yan-bflinçli) kadanmn içinde iz- Kyoruz." 'Izkyininttiraflan'- Dulcınea (MeşelıkSok 20 Beyoğlu) YAZIODASI SELtM İLERİ 'Yalnız Kadın'ın Yazarı Yıllardan 1961 fılan, Beyoğlu'ndakı KıtapSara- yı'nda, raflardan bınnde o kıtap Tütun Zamanı Param mı el vermıyor, gıdıyorum geliyorum, Tu- tun Zamanı'nı bırturtu edınemıyorum Çalmayı du- şunduğumu hatırlayabılıyorum Tutun Zamanı'nı 1973'te okumuşum, hazıran- da, kıtabın son sayfasına oyle yazmışım Necati Cumalı'dan bende denn ızler var Önce ıkı oyku kıtabı Yalnız Kadın ve Değışık Gözle Ilk okuduğum yapıtı betkı de Susuz Yaz'dır Metin Erksan'ın filmınden sonra okumuş olabılınm Ama ılle de Yalnız Kadın ve Değışık Gozle Yalnız Kadın'a ad veren oyku, benım ıçın, Turk edebıyatımn en guzel uç dort oykusundendır Ne anlatır^1 Hıçbır şey ve her şey Uzak bır akşamda yalnız kadın ve genç adam Bıryemeksonrası Bö- luk porçuk, kınk dokuk konuşmalar Park Yalnız kadının çok kalabalık, çok seruvenlı anlattığı ha- yat.oyapayalnızhayatı Genç adamın bunlann hep- sını bılıyor oluşu Değışık Gozle'ye ad veren oykuyu Edebıyatı- mızda Eserier Sozluğu'nde Behçet Necatigil şoy- le ozetlemış "Ilk hıkâyede olay Izmır'de bırbarda geçer. Gû- nay, ıkı yıldır tutkunu olduğu Lâle'nın o gece, lo- cada başka erkeklerie senlı benlı olduğunu gorvn- ce kadından soğur, şımdı ona 'değışık gozle' bak- maktadır Sırf kıskındırmak ıçm böyle davranmış olan Lâle, grtmesını önlemek ısterse de Günay, ar- tık bır daha gelmeyeceğını hıssettıren bırsoğuk- lukla, bardan aynlır O gece bır daha gülememış- tırLâle " Otuz kırk yıldır bu oykulerle yaşadım, zaman za- man -adeta koşup- yenıden okudum bu oykulen Bende bırer hayat oldular Sonra bır şıır, unutulma- yacak bır şıır "Bır Ana " "Kadın çamaşırdan donüyor olmaltydı I Kolun- da bohça, sert soda kabartmış ellennı IO yaşta butun yahudı kadınlan gıbı I Sırtında eskı bır sı- yah kadıfe hırka /Bır şıkâyet yorgunluk ıfadesı ba- kışJannda "Kuçuk, çılli, dık kızıl saçlı I Satılmamış gazete- len koltuğunda I Uşuyen bütün küçuk çocuklar gı- bı I Burnunu çeke çeke avuçlannı hohttya hohlı- ya I Sürterek eskımış kunduralannı I Ayak uydu- ruyordu anasının adımlanna "Onlar önde, ben arkada I Bır mart gecesı on bırden sonra I Taksım'den Tunel'e kadar yurüduk I Alçak sesle konuşuyorlardı aralannda I Sankı bır değırmen ağır ağır dönuyor I Hayat ağır ağır akı- yordu I Bulanık, kıhı nehırter gıbı I Buyük, karan- lık bınalar arasında " Sonra Mıne, ŞehırTiyatrosu'nda hangı mevsım seyrettığımızı şımdı çıkaramadığım eşsız oyun Daha dekoru anlatan cumlelennde Necati Cuma- h'nın gönul yakıcı taşra dunyası "Kûçük Gölköy Istasyonu'nun arka cephesı Sağda, ıstasyon parkı, bır sıra, akasyalar, dutlar, elektnk dıreklen " Sonra Derya Gülu Kent Oyunculan'nın guzelım yapımlanndar> btn Kenter'len nasıl heyöcanla sey- ' rfetmıştım, nasıl ağlamış, yıkılmıştım Tryatronun lîuza yazılmış bır yazı olduğunu soyleyenler ne ka- dar yanılıyoriar, ben Derya Gulu'nu sahnedekı bu- tun akış ve oynayışla hep yaşatageldım "Ay Büyurken Uyuyamam" Papırus dergısınde yayımlanıyor. Kırkını aşkın guzel kadın, merdıven, ay ışığı Demın gıdıp Papırus dergılennı çıkardım Genç- lığım var o dergılerde O gunlenn heyecanlannı duyuyorum. Necati Cumalı gençltğımın en değerlı yazartann- dan bınydı. Edebıyatımızın saytsı gıtgıde azaJan 'ger- çek' yazarianndan bınydı Şıırier, oykuler, oyunlar, romaniar, yazılar Onlan okuyarak yazmayı öğre- nıyor, mutluluklar kuşanıyordum Sanat adamlan keşke olmeseler Mıne'den şu sozler Penhan - Yağmur yağacak galıba! Mıne - (Durgun) Galıba! Ah, yağsa! llhan - (Durgun) Istıyor musunuz yağmasınfi Takvimde İz Bırakan: "Ama ne diye anlatıyorum bunlan?Ne tuhaf, sev- dıklen ölunce ne kadar kendını tutmaya çalışsa, ınsan gene kendınden bahsetmeden edemıyor ölen acaba sevdıklenmız mı aslında? Saçlanmız gıbı, dışlenmız gıbı, gucumuz kuvvetımız gıbı, ko- pup gıden bırer parça değıl mı onlar da bızden?" Necati Cumalı, Ziya Osman Saba'nın olumu ıçın yazılmış yazıdan, Varlık dergısı 448 sayı Utuslararası Şür Festivali • BtRLEŞMtŞ MtLLETLER (AA) - Bırleşmış Mılletler'ın 2001 'ı 'Uluslararası Dıyalog Yılı' dan etmesınden esınlenılen bır gınşımle 29 Mart'ta 'Uluslararası Şıır Festıvah' duzenlemesı planlanıyor Proje ıçm çeşıtlı ulkelerdekı şaır ve edebıyatçılarla görûşuldukten sonra ağustosta Bırleşmış Mılletler vetkılılenyle goruşüldü Bu sureçten 5 ay sonra, 130 şehırden 160 grubun, mart ayının son haftasında uygarhklararası dı> alog temasını ışleyen şıırler okunması konusunda anlaşmaya vanldı 29 Mart'ta gerçekleşecek etkınlık ıçm katılmak ısteyenler http //vvvvvv dıaloguepoetry org adresme başv^ırabılecek. Antarktıka'dan Bırleşmış Mılletler merkezıne, Everest Dağı'ndakı bır dağcı kampuıdan Fıhpmler'de bır gemıve kadar dunyanın 130 ayn yennde 160 okuma >apılması planlanıyor Bırleşmış Mılletler Genel Kurulu'nun 4 Kasım 2000 tanhlı toplantısında, 2001 yılı 'Uygarlıklararası Dıyalog Yılı ılan edıbnıştı Nedim Gürsel'în kitaplan Balkan dillerinde • Kühür Servisi - Nedım Gursel'ın 'Kadmlar Kjtabı" Makedonya'nm başkentı Uskup'te 'Ursama Xena' adıyla Narodna Kultura Yayınevı tarafından Gazıme Starova'nın çevuısı>le vayımlandı Kıtapta unlu Makedon yazar Luan Strarova'mn onsözu yer alıyor Nedım Gursel'm Balkanlar da yayımlanan ıkıncı kıtabıysa 'Boğazkesen' 'Cucentorul' adıyla Romanya'da Clusıum Ya>mevı tarafından yayımlanan kıtabı Fransızcasından ValentınTaşcuçevırdı Aynca Saraybosna'da çıkan edebiyat dergısı Odjek, son sayılannda yazara genış yer ayırarak ıkı oyküsûnun Boşnakça çevınlenm yayımladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle