Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16OCAK2001 SALI
14 I L J 1 \ kultur@cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN
İki değerütiyatroinsanının ardından2001 yılının ılk günlermde ıkı önetn-
lı tıyatro ınsanı aynldı aramızdan Prof
Dr Melahat Ozgu v e Necati Cumak
Sessızce \eda etn bızlere Prof Dr Me-
lahat Özgû Yıllannı tıyatroya vermış
değerlı bır akademısyendı Çalışmala-
rını uzmanlık alanı olan Alrnan dıh ve
edebıyatımn yanı sıra tıyatro bılımıne
yönlendırmış ve bu alanlarda değerlı ış-
ler yapmıştı Ozgû, 1964'te Ankara
Ünıversıtesı DTCF Tiyatro Kürsusu'nun
kuruculanndandı ve kürsunun yönetı-
mını on yıl başanyla surdurdü. Aynı
zamanda, Tıyatro Araştırma Enstıtûsu
Mudurluğu gorevını de kursuden emek-
lı olduğu 1976 yılına kadar yûrutmuş-
tû.
Melahat Ozgu, emeklı olduktan son-
ra tıyatro eğıtmenlığıne bır sure Istan-
burdadevamettı Çalışmahayatuuge-
nde bıraktığı donemde de yaşamı yıne
tıyatro üstune odaklanmıştı Hıç kop-
madı tıyatrodan Tıyatro Festıvalı'nın
en sadık ızleyıcısıydı Anadolu yaka-
sında oturmasına karşın hemen hıçbır
oyunu kaçırmaz ve olumluiolumsuz
eleştınlerınıertesıgunpaylaşırdı Son-
ra bır gûn "arük getemıjorum". de-
rruştı Ve ben şımdı kendı kendıme so-
ruyorum "bu sure içinde neden jayare-
tinegkmedimMelahatHoca'nm?"* Bır-
bınmızden oylesıne kopuk yaşıyoruz
kı Sonra bır gun de bakıyoruz çok
değer v erdığımız ama verdıgımız dege-
n o anlamsız yaşam koşuşturması ıçın-
de bır turlu dıle getıremedığımız var-
lık yok oluvennış
Değerlı Hocamız Prof Dr Melahat
Özgu'ye 'Tiyatro Arasnrmalan Dergi-
si'nın ona armağan edılen sayısında (yıl
1976, sayı 7) yayımlanan Tıyatro Ens-
tıtûsu Bırıncı Scmpozyumu nederuyle
yaptığı konuşmasından kısa bır alın-
tıyla veda etmek ıstıyorum
"Biimsel dıişünce,her şeydenönceeği-
timle sağlandığına göre,çağmuzda,yuk-
sek dereceli eğhim kuruiuşlarmda, bu
görev, gözlem, deney, araşarma. inceJe-
me. taroşma gibi birbirterine bağb ko-
nulann antirieme uygulanması üe ya-
pıhr... Üniversitede kurulan kursülerin
öğreum programlaruun amacı 'bılım'
oWıığunagöre,TryatroKıırsüsü'nde.ri-
)-atrobüimiherhali\1ebaştayeralacak-
tn*_ Tiyatronungeiişebılmesirçıninsan-
lar, kuşaktan kuşağa çok emek vermış-
lerdir. Onlann bu emeklerinin çoğu za-
manboşaçıkQğı.buyokiaçalışırken>>-
kudıklan büe olmuştur. Ama onlar, ge-
ne de kendiiennı murlu sayariar; çun-
kü çabalan, üvatronun bır kultur ka-
lesı' okhığu inanandangei>onhL Bugun
• "Tiyatroda başannın koşullan nelerdır" sorusunu sorar ve
yanıtlar Necati Cumalı: "Tiyatroda bir yanda yazar, bır yanda
tiyatro yönetimi ıle onun tıyatrosu vardır. Oyuncular,
yönetmenler vardır. Işık, dekor, giysi sorunlan vardır. Seyirci
vardır. Eleştıncı vardır. Tiyatroda başarı bütün bu öğelenn
katkılanyla gerçekleşır."
ise bizde, hâlâ tmtroya, yabuz 'eğlen-
ce yen' diye bakanlar var. \ma. tiniver-
siteleriınize girmesiyle tiyatronun, tari-
binı \esanatmı oğrenenler,bu alandaya-
pacaklan araştırmalarla. bütfin sanat
dallarnu (edebiyat resım, müzikve ya-
pı sanaoıu) kapsavan üyatronun, ergeç
busanat kurumıuıun. bizdede bir kul-
tür kalesı' olduğunu oğreneceklerdir.
Tiyatro bir 'kultur kalesı'dirJ"
Dllde şllrsemic
Geçen hafta > ıtırdığımız Necati Cu-
malı gıbı çok yonlü bır sanat ınsatuna
salt tıyatro eserlenyle de olsa bu yazı
kapsamına sığdırmak oldukça zor Ve-
nrnlı, doğurgan bır vazardı Necati Cu-
malı Oyunlannda her kesımden ınsa-
m ele almış v e olaylan akıcı bırüslup-
la ışleşmıştı 1977'de Mıllıyet Sanat
dergısınde "Başan" ustune yazdığı bır
> azıda " 1949'dan bu yana oldukça vuk-
lu bir üyatro dene>imim \-ar benim*
derCumalı "Şiirde,romanda.öyküde.
arava başka kimse gırmeden. doğru-
dan doğrma okuyucusuvla baş başa
kalabilir. okuyucusunu bulabdir bırya-
zar. Tiyatroda başannın nelere bağb ol-
duğunu gordukçe kınJdığım, oyun yaz-
maktan vazgeçmek istediğim çokokhı.
Yapamadım—" K ı kı yapamamış
Necati Cumalı'nın trlandalı ovun ya-
zarlanna ozel bır dgı duyması dıkkat çe-
kıcıdır Çocukluk ve gençlık yıllannın
ulkenın 'uhısohna' surecını yaşadığı bır
döneme denk duştuğunu behrtırken tı-
yatroya bakış açısıyla trlanda tıyatro-
su arasında şoyle bır paralellık kurar
"Biz bağnnsizfak savaşnu kazandıktan
sonra, ulusal kültûr savaşnu surduren
birtophımduk;onlarisebiryandanba-
ğımsızlıklan için savaşırken biryandan
da halk kaynâtdarma inerek yarathk-
lan özgün yapıtiarla, bağımsıziığı hak
eden bir uras okraldarmı kanıtiryorlar-
dL WB Yeats, Lady Gregory, özeDilde
JM Synge ulusal kûhûr kaynaklany-
labütunleştirerekşnrse)olduğuoranda
bu>ııtubirha\agetirrnişlerditi>'arro\a_'"
Avukatlığı bırakıp. tıyatro bılgı ve gör-
gusunu arttırmak ıçın Pans'e gıderken
Synge'nın yolunu tutacağından emın-
dır Cumalı "O, trlanda kıriarma,folk-
loruna. halkuım duş gucune, ince ala>-
cıhğına hayrandı. Benim de gonhımde
yatan aslan, 1949'da 'Boş Beşık'le flk
işaretini verdiğim eş hayranhgL. yeni
oyunlanmda surdunnektL"
"Boş BeşuVı yıne Ege yöresını, kır-
sal kesımı İconu alan "SusüzYaz", "\far
EmrT, "EzJkOtfan*. "DeryaGühi" v e
"Nalmlar'' gıbı ovunlar ızleyecek, "Teh-
likeliGuverdn", "Gömü",
u
Yarah Ge-
yik", "Mine" gıbı oyunlarda kasaba
gerçeklenne yonelecektır "Yüröyen
Gecevi Dinle".
u
Yeni Çıkan Şartalar",
-Bır Sabah Gûkrek Uj-an", "Dun Ne-
redeydiniz'' gıbı oyunlan ise kent ınsa-
nına yönelvktır Cumah'nın oyunlann-
da temel hareket noktalanndan bın ın-
sanlann mutluluğa kavuşamamalan-
drr Kımı zaman töreler neden olur bu
mutsuzluğa, kımı zaman da bırey mut-
suzluğunu kendı yaratrr Ganp bır hu-
zundur soz konusu olan
Necati Cumalı toplum sorunlanna
güldûrü bağlamında eğıldığı zaman bı-
lınçlı olarak abartıya kaçar, hoşgoru-
lü ve espnlı bır yaklaşımsergılemıştır,
hemen akla gelıveren "lNahnlar"da ol-
duğu gıbı Dramlanndaysa sankı lınk
yanı ağır basar Bır ozlemı, bır buruk-
luğu dıle gerırmeyı çalışır Aşkı, sev-
gıyı bu bağlamda değerlendırır "Mi-
ne"ye ıhşkm olarak "Aşkkonusunu iyi
yorumlayan yazann etinde, anlatmakis-
tediği şe> aşk hikâyesi değildiı. Her aşk
sosyalbirolaydırJ'derveekler "OyTuı-
da anlatüan thsan Ue Mine'nin aşklan
değıkdır. Mine'nin çevresinde o aç ve
sevmemVsevümemiş erkeklerinözlem-
leridir.'" Daha soylenecek o kadar çok
şey var kı Necati Cumalı'nın oyunlan
üstune Bu kısa saptamalar ona sade-
ce ıçten bır saygı ve selam
Dulcinea'daki sergi, sanatçı ve izleyici olma durumlannı sorgulayıcı bir tavırla ele alıyor
Izlemenın yapısı
üzerine düşünmek
MELTEMKERRAR
Nedır ızlemek0
Nedu- rontgenlemek7
Nasıl bır
sınır var arasında, kım belırler o sınırO Gormek
ıçın ızlemek gerekır, gostermek ıçın ızlenılenı de-
şıfre etmek Sanatçı, 'gören ve gösteren Idşi'yse
eğer, ızledığını gostermekle yukumlu değıl mıdır
9
Izlemek ne zaman ve kımın ehyle sanatın alanı
ıçınden çıkar9
Kuratorluğunu VasıfKortun'un yaptığı 'hkye-
nin Itiraflan' sergısını ızlemek ıçın sorulannıza
yol gostencı dort temel olçutle kaı>ılaşıyorsunuz
once
Uçuncu bır şahsuı eylemlennı gozleyen ya da
kaydeden bır kımse, aşağıdakı olçutlenn oluşma-
sı halınde, cıddı anlamda yasalan çığnıyor de-
mektır
a) Kışı, soz konusu şahsın eylemlennı gözle-
mek ıçm herhangı bu ızne veva otonteye sahıp de-
ğılse,
b) Eylemın gozlendığı ya da kaydedıldığı şa-
hıs, evınde ya da ıçınde oturulan ve yaşanan bır
hanede bulunuyorsa,
c) Şahıs makul bır mahrumıyet beklentısı ıçın-
deysc,
d) Şahıs gozlenme>e n2a gostermedıvse
Sergı, Vanessa Beecroft, Noritöshi Hirokawa,
Donald Moffett \\ dan Murtezaoğlu, Serkan Öz-
ka> a, Tadasu Takamine \ e Maciej Toporowicz' ın
ışlennı bır araya getınyor Vıdeo, fotoğraf ya da
yerleştırme, tum ışlenn ortak yanı, ızleme eyle-
mının vapısı uzennde duşundurmek
Vanessa Beecroft'un New York'ta aynı adlı sa-
nat mekânı ıçın yaptığı Deıtch Project'ın bır par-
çası olan 1996 tarihlı 'Piano Aroericano' ısımlı
vıdeo çalışmasında, kapalı bır alanda aynı mak-
yaj, gıysı ve peruklanyla sıkıntıyla bekleyen ka-
dınlar yer alıyor Beecroft'un ızledığı kadmlar,
bırbırlennden ayırt edılemez gorunumlenyle ga-
zete dergı ve televızyonlarda her an gorup ızle-
dığımız, bedenlen bırer meta olan kadınlardır
Ama bu kadmlar karşısında ızleyıcı, Hırokawa'run
fotoğraflannda olduğu gıbı bır rol değışımı ıçın-
dedır Anlamsız bır bekleyışıçınde.anlamsızyûz
ıfadelenyle bekleyen kadınlann karşısındakı ız-
leyıcı artık o kadar da rahat değıldrr Kortun'a
gore bu yahuzca kadına aıt bır dunım değıl artık
"Kadının metalaşması çok eskL Ama arük erkek
de aynı oranda metalaşü, yani bu konuda cinsryet
aynmı olduğunu so> lemek zor, çünkü kapital -er-
keklen de metalastırarak bır nev ı avnadakı gorun-
tulennden kendiiennı tanımalannı sağlayarak-
pazannı ikiye kattadL"
Nesne karşısmda kışının ızleyıcı mı, rontgencı
mı olduğuna karar veren kurallar eyleme her an
'başka'bır ad kazandınyor "Röntgencfliğbsap-
kın bir hale gelişi. bir başkasının bedenine baka-
rak va da pornografı izkyerek cınsel arzunun kış-
kırnlması yerine, farkb ve tarifı zor bir gudünün
motive edümesi durumu"dıyor Kortun ve ekh-
vor "Bu. ince bir çizgi ve gerekKIik ile kurgunun
birbınne kanşnrümamasıde deUgilL Bunuyapan
da bümeyebüir, örneğjn RöntgentiTom'un da bfl-
mediği varsayüabilir. Hıtchcock'un Arka Pence-
re'sinde bu yok muv du?"
Izlemenın 'ciddi anlamda suça donüşmesi' ev-
resınde belırleyıcı olan kurallar bu noktada anlam
kazanıyor ya da tamamen bır anlamsızlığa donu-
şebıhyor "Tabii ki bir nesne karşısında röntgen-
lemekdiye bu- şev olamaz. o nesnenin kuruluşu ile
ilgili olan anda olabilir. Yani sanatçının. izleyicinin
bakış açısını nasıl baştan tarif ettiği Ue ilgili bir ar-
cblron^enleme, meseia Hirokavv^'nm îşindebu net
sanınmT
Nesnenin 'izknen* ve 'gösteren' hali
Nontoshı Hırokavva'nın ıkılı fotografı, 1998'de
çeşıtlı şehırlerde gerçekleştuılen 'Hayatm Nede-
ni' sensınden almmış Fotoğraflann ılkmde kala-
balık bır caddede bacaklannın arasına yerleştınl-
mış kamera ve elınde kumandasıyla bır kadın.
ıkıncısmde ise o kadının elınden çekılmış, bacak-
lanndan ıç çamaşırlanna uzanan bu" goruntu ız-
lenıyor Bırturterstenokumadurumuyaratanbu
bıçımle, fotoğrafinyapısı da değışıme uğruyor Fo-
toğrafın nesnesı -bıraz once 'izfcnen' konumun-
dakı kadrn- şımdı 'gösteren' konumunu da ustle-
nıyor, ustelık en kışısel olanı 'ac^k' ederek'
Kameranın onu ve arkasında değışen roller, ız-
lemenın yapısını bozarken muhalıf bu- anlam da
kazanıyor Bunu ozelhkle Donald Moffett'ın, be-
lırlı alanın dışına çıkan sanatçı ve her şeyı ızleme
hakkı olan polıtık yapı arasında kurduğu ıronık
ılışkıyı yansıtan 'Sürekli Olarak Tûm Yanhş De-
ükkri Yahyorum' adlı ışınde okumak mumkun
MotTett'ın ışının karşısujda, en başta ehmıze tu-
tuşturulan dort ana kural şıddetle duyuruyor ken-
dını 'Kişvsözkonusuşahsuıeylenılerinigözlemek
için herhangi bir izne veya otonteye sabip değü-
se_'
Aydan Murtezaoğlu nun 'tsimsiz' çahşması, bır
evın çatısında televızyon antenını doğrultmaya
çalışan bır kadının arkadan çekılmış habersız fo-
toğrafı ıle kadraja gjren 'çarpıkkent' goruntusu-
nu bır araya getınvor Tadasu Takamıne'nın 'Ha-
reketsizlik' adlı vıdeosunda hızh bır Japon trenı-
nın tepesınde yatan ve sureklı bacaklannı kapat-
maya çalışan bır kadırun, ruzgâra karşı ımkânsız
dırenmesı ızlenıyor Maciej Toporovvıcz'ın Tok-
yo metrosunda çekılmış 'izinsiz' fotoğrafında ise
gozledıklenmız. makyaj yapan ıkı kız ve karşıla-
nndakı koltukta oturan porno derguun sayfalan-
nı kanştıran adam oluyor Serkan Ozkaya'nın
'Çeşme Olarak Sanatçı' ışı ise BruceNauman'ın
'Bir Çeşme Olarak Sanatçının KendiPortresi' ad-
h çalışmasuıa bu gonderme yapıyor
Butun ışlerde sanat ızleyıcısının 'izleyeninizle-
yeni' konumunun altını çızen bu- ortaklık var Bu,
aslında sanatm kendı alanuu, neye hızmet ettığı
> a da en basıt anlamıvla sanat yapıtının en sonun-
da 'birbaşkasının gösterdiği şev' olduğunu bır kez
dahahanrlatıyor Çunku Kortun un dedığı gıbı 'do-
ğal' bır ızleme bıçımınden soz etmek ımkânsız
"Bizter de birinin bize gostermek istediği (bilinç-
H, biüncsiz ya da yan-bflinçli) kadanmn içinde iz-
Kyoruz."
'Izkyininttiraflan'- Dulcınea (MeşelıkSok 20
Beyoğlu)
YAZIODASI
SELtM İLERİ
'Yalnız Kadın'ın Yazarı
Yıllardan 1961 fılan, Beyoğlu'ndakı KıtapSara-
yı'nda, raflardan bınnde o kıtap Tütun Zamanı
Param mı el vermıyor, gıdıyorum geliyorum, Tu-
tun Zamanı'nı bırturtu edınemıyorum Çalmayı du-
şunduğumu hatırlayabılıyorum
Tutun Zamanı'nı 1973'te okumuşum, hazıran-
da, kıtabın son sayfasına oyle yazmışım
Necati Cumalı'dan bende denn ızler var Önce
ıkı oyku kıtabı Yalnız Kadın ve Değışık Gözle Ilk
okuduğum yapıtı betkı de Susuz Yaz'dır Metin
Erksan'ın filmınden sonra okumuş olabılınm Ama
ılle de Yalnız Kadın ve Değışık Gozle
Yalnız Kadın'a ad veren oyku, benım ıçın, Turk
edebıyatımn en guzel uç dort oykusundendır Ne
anlatır^1
Hıçbır şey ve her şey Uzak bır akşamda
yalnız kadın ve genç adam Bıryemeksonrası Bö-
luk porçuk, kınk dokuk konuşmalar Park Yalnız
kadının çok kalabalık, çok seruvenlı anlattığı ha-
yat.oyapayalnızhayatı Genç adamın bunlann hep-
sını bılıyor oluşu
Değışık Gozle'ye ad veren oykuyu Edebıyatı-
mızda Eserier Sozluğu'nde Behçet Necatigil şoy-
le ozetlemış
"Ilk hıkâyede olay Izmır'de bırbarda geçer. Gû-
nay, ıkı yıldır tutkunu olduğu Lâle'nın o gece, lo-
cada başka erkeklerie senlı benlı olduğunu gorvn-
ce kadından soğur, şımdı ona 'değışık gozle' bak-
maktadır Sırf kıskındırmak ıçm böyle davranmış
olan Lâle, grtmesını önlemek ısterse de Günay, ar-
tık bır daha gelmeyeceğını hıssettıren bırsoğuk-
lukla, bardan aynlır O gece bır daha gülememış-
tırLâle "
Otuz kırk yıldır bu oykulerle yaşadım, zaman za-
man -adeta koşup- yenıden okudum bu oykulen
Bende bırer hayat oldular Sonra bır şıır, unutulma-
yacak bır şıır "Bır Ana "
"Kadın çamaşırdan donüyor olmaltydı I Kolun-
da bohça, sert soda kabartmış ellennı IO yaşta
butun yahudı kadınlan gıbı I Sırtında eskı bır sı-
yah kadıfe hırka /Bır şıkâyet yorgunluk ıfadesı ba-
kışJannda
"Kuçuk, çılli, dık kızıl saçlı I Satılmamış gazete-
len koltuğunda I Uşuyen bütün küçuk çocuklar gı-
bı I Burnunu çeke çeke avuçlannı hohttya hohlı-
ya I Sürterek eskımış kunduralannı I Ayak uydu-
ruyordu anasının adımlanna
"Onlar önde, ben arkada I Bır mart gecesı on
bırden sonra I Taksım'den Tunel'e kadar yurüduk
I Alçak sesle konuşuyorlardı aralannda I Sankı bır
değırmen ağır ağır dönuyor I Hayat ağır ağır akı-
yordu I Bulanık, kıhı nehırter gıbı I Buyük, karan-
lık bınalar arasında "
Sonra Mıne, ŞehırTiyatrosu'nda hangı mevsım
seyrettığımızı şımdı çıkaramadığım eşsız oyun
Daha dekoru anlatan cumlelennde Necati Cuma-
h'nın gönul yakıcı taşra dunyası
"Kûçük Gölköy Istasyonu'nun arka cephesı
Sağda, ıstasyon parkı, bır sıra, akasyalar, dutlar,
elektnk dıreklen "
Sonra Derya Gülu Kent Oyunculan'nın guzelım
yapımlanndar> btn Kenter'len nasıl heyöcanla sey-
' rfetmıştım, nasıl ağlamış, yıkılmıştım Tryatronun
lîuza yazılmış bır yazı olduğunu soyleyenler ne ka-
dar yanılıyoriar, ben Derya Gulu'nu sahnedekı bu-
tun akış ve oynayışla hep yaşatageldım
"Ay Büyurken Uyuyamam" Papırus dergısınde
yayımlanıyor. Kırkını aşkın guzel kadın, merdıven,
ay ışığı
Demın gıdıp Papırus dergılennı çıkardım Genç-
lığım var o dergılerde O gunlenn heyecanlannı
duyuyorum.
Necati Cumalı gençltğımın en değerlı yazartann-
dan bınydı. Edebıyatımızın saytsı gıtgıde azaJan 'ger-
çek' yazarianndan bınydı Şıırier, oykuler, oyunlar,
romaniar, yazılar Onlan okuyarak yazmayı öğre-
nıyor, mutluluklar kuşanıyordum
Sanat adamlan keşke olmeseler
Mıne'den şu sozler
Penhan - Yağmur yağacak galıba!
Mıne - (Durgun) Galıba! Ah, yağsa!
llhan - (Durgun) Istıyor musunuz yağmasınfi
Takvimde İz Bırakan:
"Ama ne diye anlatıyorum bunlan?Ne tuhaf, sev-
dıklen ölunce ne kadar kendını tutmaya çalışsa,
ınsan gene kendınden bahsetmeden edemıyor
ölen acaba sevdıklenmız mı aslında? Saçlanmız
gıbı, dışlenmız gıbı, gucumuz kuvvetımız gıbı, ko-
pup gıden bırer parça değıl mı onlar da bızden?"
Necati Cumalı, Ziya Osman Saba'nın olumu ıçın
yazılmış yazıdan, Varlık dergısı 448 sayı
Utuslararası Şür Festivali
• BtRLEŞMtŞ MtLLETLER (AA) - Bırleşmış
Mılletler'ın 2001 'ı 'Uluslararası Dıyalog Yılı'
dan etmesınden esınlenılen bır gınşımle 29
Mart'ta 'Uluslararası Şıır Festıvah' duzenlemesı
planlanıyor Proje ıçm çeşıtlı ulkelerdekı şaır ve
edebıyatçılarla görûşuldukten sonra ağustosta
Bırleşmış Mılletler vetkılılenyle goruşüldü Bu
sureçten 5 ay sonra, 130 şehırden 160 grubun,
mart ayının son haftasında uygarhklararası
dı> alog temasını ışleyen şıırler okunması
konusunda anlaşmaya vanldı 29 Mart'ta
gerçekleşecek etkınlık ıçm katılmak ısteyenler
http //vvvvvv dıaloguepoetry org adresme
başv^ırabılecek. Antarktıka'dan Bırleşmış
Mılletler merkezıne, Everest Dağı'ndakı bır dağcı
kampuıdan Fıhpmler'de bır gemıve kadar
dunyanın 130 ayn yennde 160 okuma >apılması
planlanıyor Bırleşmış Mılletler Genel
Kurulu'nun 4 Kasım 2000 tanhlı toplantısında,
2001 yılı 'Uygarlıklararası Dıyalog Yılı ılan
edıbnıştı
Nedim Gürsel'în kitaplan
Balkan dillerinde
• Kühür Servisi - Nedım Gursel'ın 'Kadmlar
Kjtabı" Makedonya'nm başkentı Uskup'te
'Ursama Xena' adıyla Narodna Kultura Yayınevı
tarafından Gazıme Starova'nın çevuısı>le
vayımlandı Kıtapta unlu Makedon yazar Luan
Strarova'mn onsözu yer alıyor Nedım Gursel'm
Balkanlar da yayımlanan ıkıncı kıtabıysa
'Boğazkesen' 'Cucentorul' adıyla Romanya'da
Clusıum Ya>mevı tarafından yayımlanan kıtabı
Fransızcasından ValentınTaşcuçevırdı Aynca
Saraybosna'da çıkan edebiyat dergısı Odjek, son
sayılannda yazara genış yer ayırarak ıkı
oyküsûnun Boşnakça çevınlenm yayımladı